10 Kasım 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 5

10 Kasım 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: ç ' : ğ , , * : « —10 11.940 ANAFARTALARDA Atatürkün Silâh Arkadaşı, Anafartalarda Ve “O ; nunla Beraber Çarpışan 27 inci Aıly Komutanı ve Bilâhare 19 uncu Tümen Korutanlığında “O,,na Halef Olan : Emekli Kurmay Albay “Şefik Aker,, VAnlatıyor: 1915 yılı başlarında 19. (Tü- '_l_) kumandanı genç. faal Mus- f Kemal Bey o zaman vücut hi Biraz zayıftı. Fakat ince ve a ruhlu görünüyordu. Onun “emir ve kumandasına Anburnu - muharebelerinin — ilk Finünde ve muharebenin cere- YABI srtasında — 27 nci alay ku- mandanı olarak girdim. 8 ağus- 915 gününe kadar süren kanlı İNharebelerdeki — muvaffakiyet- KN zevkini onunla birlikte tat- Hi O zaman onun vücutca gö- Müşte dikkati celbbedecek bir İökalâdeliği yoktu. Fakat mu- İusbında — muhahbet ve itimat kran bir âmil vardı. Göz l ptları. sözleri, mütalâaları he- ,_Viıım.,.a.“-.k vasıfları: onda kalâde bi kudretin varlığını Miç tdiyordu. Şahsen nazik ol kadar kurnandanlık nüfu- Btv telkin eden jestleri çok mü- | — Başkumandan Mareşal Gazi *sirdi. Onda; muharebede ümid- | Mustafa Kemal :"-!lhn-kıl—kvı-hl-n-* mebni idi ki ihtiyat fırkalarını t Maiyetini inisiyatifi hareketle- | ozaya yığmış ve Anafartaları, va Ğ- müşevvik ve çok müsat- | Conkbayırı mıntakalarını gözcü h g Omun bu vasıflarız ma- | denilecek kadar pek zayıf kuv- Beri kumandanlar üzerinde vetlerin elinde bırakmıştı. onlk, ”e muhabbet uyandırır ve | — Halbuki; fırkamız kumanda- kendisinin muvaffakıyetine |'n, Mustala Kemal Beyin kanaati Tuhabbetle saik kılardı. İbaşka idi ve bu kanaatini - işitti- Onunla 6 ağustos 915 muzaf- / ğim doğru ise - ordu kumandan- Köğeti zevkini de tattıktan son- |lığına sureti hususiyede iblâğ et kustos günü halef selef ol- | mişti. Muştuk. © günü Anafartalar kur | — Mustafa Kemal Beyin; zannını anlığını ele almak Jisabet ettirmekte ne kadar kuv- Albamu cephemizden söyle ay- | vetli olduğunu görteren Bu ha Olmastı, Akşam karanlık basmış- |sım kuvvetlerinin nereye çıkâcı Telefonla, —fırkanın emir ve / ğı meselesi hakkındaki mütalâa- Amandasını teslim almaklığım | sını; yakinen bir dinleyicisi sıfatile Tin karargakına çağrıldun. Ken- aynen zikredeyim. ni harekete hazır buldum. De- — Muhasım taraf Çanakkaleyi kumandanlığa geç- zaptetmek teşebbi le ilk kuv- dolayı kendisini vetlerle muvaffak olamayınca, *li görecek yerde dumgun Ve bu muvaffakıyeti elde etmek için li gibi gördüm. Filhaki- | yeniden büyük bir kuvvat gönde- bBizim Arıburnundaki sağ ce- | receği haberini temmuz 915 de ve dolayısile bütün almış idik. rnu cephesinin busumi vazi- | — Bir gün muharebanin sükünet> Zanlığı muzafferiyetle başlı ba- |üç yüz metre gerimizdeki fırka Büa sağlamdı. Fakat umumi ba- | karargâhina — gitmiş sevgili ku- Wötiyetimiz o günler için tehlike- gelecek — hasım li Muhasım kuvvetler; Ana- hangi noktalarda ASN Arbumu / cephesinin sol tiyecekleri sözü ortaya kondu. ttsine düşen meşhur Çonk ba-| — Mustafa Kemal Bey (Atatürk) idi, Mevziü kismen ele geçirmiş gada bulunmuştı . Bunlara karşı koyacak kuv- . Bu kuvvetlerin Anafarta- Nİ bir gayretle ancak iki günde ğaza doğru ilerilemek istiyecek- ilecek kadar uzakta idi. lerini ve bunu yaparken bir ta- İtü aleyhimizde bulunuyordu. burau cephemize) bir toarruz e bu tehlikeli vaziyeti düzelt- | yapacaklarını ve ayni zamanda KSF vazifesi Miralay - Mustafa kamızı çevirmek — istiyeceklerini N..n):ı Beyin (Anafartalar gru- | tahmin ediyorum. » Ne verikmi: pmak istemiş, fakat müstak- Ellerimizi sıktıktan ve mutad | bel Atatürk'ün emir ve kuman- Şötten, Mutafa Kemal Bey, yine dur- |bunu da akim bırakmış, mubas Hat bir tavırla atına bindi. Aya- | smların Arıburnu cephesine tev- üze, Hakteğlüdan muvaffakıyet niyaz | müş, mütenrrizların ellerine ge- len halif sözler çıktı ve biz teş- | çirdikleri Çonkbayını parlak bir N iştirak ettik. |fartalar ovasından da geriye atil- Mustafa Kemal Beyin düşün- | mıştı. Seli Viyet hakikaten müşkül idi |ları karsısında çok noksan ve za- n böyle olmasına da ordu | yıf vasıtalarla mücehhez ordumu- nn kanaatindeki isabetsizli- Fakıyetleri yanında, bugün çok | sebep olmuştu. Fon Sanders, mükemmel techiz edilmiş ordu- abasım küvvetlerin Bulayı Baha şimalinde karaya çıkacağı | parlak Hürikalar yaratacağından eminiz. ŞEFİK AKER Süz fırkamızın © ağustosta ka- li geçmesinden — istilade ederek İimdan Çanakkale — harbindeki | mandanımızı ziyaret etmiştim. İiklalara çıkmış ilerilemiye bar- | karaya çıkmak ve ne yapmak is- Ç tepesi gibi mühim ve hâkim | mânâ bakımından aynen # mü- Gelibolu şimalinden âza- Jar sahiline çıkacaklarını ve Bo- Fetişebi B vühürebiniz eeti Ve DA e. srvliden. bibe. (Amm ek ve mütearrızları geriye at- | Çonkbayırı istikametinden de ar- ümandanı unvanile) uhdesi- Muhazım taraf da aynen böy- mnilerde bulunduktan sonra |dası altındaki Türk kuvvetleri n ngiye basarken, ağzından | cih ettikleri taarruz — püski ı_::ıı arkadaşları da o duaya | süngü hücumile kurtarılmış, Ana- durması sebepsiz - değildi. Hasmın kuvvetli ve faik silâh- v l."’—nılını Leyman Fon Sanders zun o zaman kazandıkları muvaf- Tahi ve | muzun zamanı geldiğinde daha istinde idi ve bu kanaatine VATAN Tarihin Seyrini Değiştiren Adam Armstrongun — (Bozkurt) diye Atatürk hakkında yaz- dığı mahad kitabı var. Bu kitap İstiklâl mücadelesi hak- kında — yalanlarla — doludur, Çünkü Armstrong Üsküdar- da jandarma müfettişi sıfati- le mütarekede İstiklâl müca- delesi aleyhine çalışmış bir adamdı. Bununla beraber Arms- trong Atatürk'ün Çanakkale- deki büyük rolünü inkâr ede- memiştir. Kitabında şöyle di yor: «Bir gün Avustralyalır lar Türk cephesini yardılar. Türk askeri perişan bir halde çekiliyor, Avustralyalılar ya- kından takip ediyorlardı. İs- tanbula giden yol açılmıştı. Bu saniyede Atalürk sah- nede göründü. Kaçan aske- ve: «Yere yatl» diye bir emir werdi. Asker derhal yere yattı. Türklerin yattığını gö- rünce Avustralyal asker de zaferden istifadeye devam edecek yerde mihaniki ola- vak yere yattı. Mustafa Kemal bu fasıla- dan istifade ederek tedbirler aldı, kuvvet getirtti, Avus- tralyalıları geri sürerek cep- heyi kurtardı. Eğer ©o yetişmeseydi ve bozulan askere «yere yatl» ermrini vermeyi akıl etmesey- di İstanbula giden yol açıla- caktı. Ruslarla muvasala te- min edilecekti. Harbin bütün seyri değişecek, belki de Rus il almıyacaktı... İşte bütün bu ihtimaller bir tek adamın iradesi, seri kararı ve enerjisi karşısında kırıldı. Mustafa Kemal, Ça- nakkalede tek başına dünya tarihinin seyrini değiştirdi.» & | “Mensup Olduğu (İki seneden fazla bir zaman o- lüyer, Atatürk Romanya Hariciye Nazırının ve Romanyalı gazetecile- cin bir ziyareti münasabetile kalble- re hitap ederek çok küymetli - sözler söylemişti. Bu sözler yalnız Türk milletine değli, bütün dünyaya hitap rdilmiş bir mânevi vasiyetname sayı fabilir. Hele bugün issanlığın geçir- diği boğuşmalar karşısında Atatür- kün asil sözlerindeki ulvi mânalar büsbütün göze çarpar ve ruhu uydun- datır bir şekil almaktadır. | , Çok mosut bir tesadüfle © akşam Ankarada, Ankarapalar ötelinde bu- Tunmuş ve Atatürkün hitabesini de- Ti bir vecit içinde dinlemiştim. Es- Ki motlarımı karıştırdım. — Evvelâ o akşam duydüğüm intibaları aniata - vağım, sonra Atatürkün büyük söz- lerini tekrar edeceğim.) İşte da * lar: Pavyona gelince her — masayı dolu buldum. İki Romanyalı gazete- cinin oturduğu masaya oturdum. Fakat herkes tabil halini mı Za ettifi halde ortalıkta sevgi ve hür t dölü elektrikli bir hava — vardı. Dikkatla etrafa bakındım. Bir ma- Jzanan bir tarafında Atatürk oturur | yordu. Misafirimiz Rayan Antonesku ve Şükrü Saracoğlu yanlarında, Ro- Beni pavyona çeken kuvvele kar- gi minnet duydum. Bu sayede hayat skkrada bir insanın ağ- zındar: işittiğim en güzel sözleri di Temiye Vesile Bulmuştum. Bir gazo- tecl ymeti saatler geçirdim Masamızdaki iki Roman, daş vecit içinde bulunuyorlardı. darından bi eder meler dökülüyordu. Asrın en yuratı- | €t dehasını, birdenbire halk ortasın- | larında “O,, nun İçin Söylenenler elçisi Amerikanın subık. Türkiye «Sherili>, yazdığı bir eserin- | Atatürk için diyor Ki şahin yuvası gil seklerde düran Ankarada, Türkiye nin tam yüreğinde, Türk milleti için, Türk müllgti elile mükemmelen işli- İyen bir Türk yölleti hükümeti kur- | da; hulktan viri | duğunüu gördük. Gezi, 0 zaman Bile| bulmuşlardı. Intibalarından en kt- başarmış olduğu işleri KAf görmedi. | ük bir zerreyi kaybetmemek için bü Milletinin hayatında ve âdetinde yap | tün varlıklarıle dikkat — kesilmişler- tağı ön bir inkılâp bunu takip etti ve| di 'on bir inkılâpda da muvaffak oldı Öyle ki, şimdi aarlleşmiş yazısı, Ağız ike- Bir aralık bir fısıltı dalaştı. <Saz, saz...> Dikkat ettim. Münir İ kamları. takvimi ve — kanunları ile ve arkadaşları bir köşede ot Ürarkiye cihan milletleri — arasında | Yorlardı. Birdenbire bir #henk yük- İnakkı olan mevkli almıya müktedir seldi. Münir Nurettin en güzel par- olduğu gibi zaten almıştı Cihana hayranlık veren bu Türk, Türklerin göğsünü Türk olduklarıı dan, tarihlerinden ve dillerinden de- layı hir daha kahartmış ve Türkiye- Bin istikbali için geçmiş anırların | topliyamadığından farla bir kudret toplamıştır. 'Türkiye bu yeniden kazandığı mil- H gürür Ve öyle mühteşem. öyle şe- gün Lonun en göze çarpan hariti siyaseti. yalnız komşu milletlerle destane mü- nasebetler kurmak değil, o komşular arasında daha iyi anlaşmalar — tesis | etmek şekliride de görütmektedir. Bu göylediklerimize bir misal olarak, 1933 Senesinde Rusiya fle önün bütün batı komşuları tarafından irazi Londra ademi ve anüan Sentaki kiymet takdir. o- lunmiyacak Küdar yüksek «Beynele milel mütedavizin. tarifi> v bakınız. Bütün bunlar. Türkiyenin hayatın- daki. görlişlerindeki dahili ve karici siyasetindeki, bitün kökten değişik. likler, hep mümtaz ve muzaffer bir askeri tider tarafından başarılı ur, “Yakın Şarkta sulh ve âsayişin Ga- ziden başka ve muzatfer Mustafa Kemulden daha fazla üteşli hi dos- tü yoktur.. a. çalarmı birer birer okumuya başlar Seci, bittün barliği ile Beraber bu va içlade erimişti. Herkes decin bir zevkle dinliyordu. Romanyalı misa- firlerimizin Tühu Türk — müsikisine hiç yahancı değildi. Çalınan parçala- | rın tamamila zevkine varıyartardı. Bir aralık Şükrü Saraçoğlu ayağa Sevimli ve tavrile: Ey bu çatmın altında bulunan- lar, dedi. Mutikinin idaresini — biraz ben ele alacağım. (Badel vuklat) şar- Kısından başlıyalım Bu sözler alkışla karşıdandı. Sara: çoğlu musiki Şefliğini cidden ai rak yaptı. Ortalıkta gevk — ve neşe bilebülün. coşturucu bir hal aldı. Bü samimi mühit içinde Atatürk hazbihal halinde könüşmiya başladı. Misafirlerini ağırladıktar. sonra ge- len doktar Tevfik Rüştü Aras kasım Kısım tercüme ediyordu. Kismen de Atatürk doğrudan doğruya Fransiz- ca söylüyordu. Evvelâ hayran hayran - dinledim. Büyük Önderin #ğzmdan çıkan söz- ler, doğrudan döğrüya ruhlara akı- yor, insana tarihin canlanmış sesi te- Sirini yapıyordu. tik hamlede gözeteci Hifatile ha vekete geçmedim. Hususi bir masa- hasbihal halinde söylenen sö: Silea dinliyen biT Kazeteci: Fı yazmıya hakki Yokturs diye dü- #üindüm. Fakat bu Sözler o kadar in- Eşicami: bir bayat ve insanlık dersi İşeklini aldı KU iStifadesinin yalnız Vetraftaki birkaç arkadaşa etmesi çok yazık olacaktı. B lime Kaçırmamıya çalışarak not tut- mıya başladım. | Atatürkün yalnız memlekatte de- İğü, bütün dünyada derin akisler u- İyandırması ve insanlara peel lar ve yeni işeklar göstermesi bek- dlenen Büyük sözleri şunlardır: <<Miftetler gam ve keder bilmeme- | flerin vazifesi hayatı neşe ve 1 nae bunla; | yut hakkında feylesofların ne dedik- lerini anlamak istedim. Bir kisım ber İşeyi kara görüyordu. Mademki hiçiz ve sıfıra varacağız, dünyadaki mu- vakkat ömür esnüsımda neşe ve asa- V dete yer bulunamaz. Başka Kkitaplar okudum. — Bunları daha akdir adamlar yazmışlardı. Di- yorlardı ki, <Mademki sonu nasıl ol- “|masını torcih edecek karakter- *İtün cihan mülletlerinin huzur ve ve- — ATATÜRK'ün İnsanlara ve Milletler | Manevi Vasiyetnamesi Millet ve Memleketi Ancak Şahsiyeti ile Kaim Gören Adamlar Milletlerinin Saadetine Hizmet Etmiş Sayılmazlar. Kendi Gidince Terakki ve Hareket Durur Zannetmek Bir Gaflettir.., a 6 akşam yazdığım not- | fatile de canlı alâkalarla dolu © Atatürk ve İnönü sa sıfırdır. Bari yaşadığımız müddet- çe şen ve Şşatır olalım. > | Ben Köndi karekterim (ti kinci hayat telâiçkisimi tercih ediyo- | Tum. Fakat gu kayıtlar içinde. Bütün —insanlığın — varlığını kendi şahsında gören adamlar bedbahttırlar. Besbeelli ki, o a- dam fert sıfatile mahvolacaktır. Herhangi bir şahsın yaşadıkça memnun ve mes'ut olması için lâzım gelen şey, kendisi için de- ğil, kendisinden sonra gelecek- ler için çalışmaktır. Makul bir adam, ancak bu suretle - hare- ket edebilir. Hayatta tam zevk | vo saadet ancak gelecek nesil- lerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir. Bir insan böyle hareket eder- ken <Benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığı- mı farkedecekler mi?> diye bi- le düşünmemelidir. Hattâ on mes'ut olanlar hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalma- b | de bulunanlardır. Herkesin kendine göre — bir zevki var. Kimi bahçe ile meşgul olmak, Büzel çiçekler yetiştiri ı insanlar da adam yeti hoşlanır. Bahçesinde çiçek yetiştiren adam ten bir şey bekler mi* Adam yetiştiren adam da çiçek yetiştiren- deki hislerle hareket — edebilmelidir. Ancak bu Larzda düşünen ve çalışan adamlardır. ki, memleketlerine ve milletlerine ve buntarın — istikbaline faydalı olnbilirler. Bir adam ki, memleketin - ve milletin saadetini düsünmekten, ziyade kendini düşünür, © ada- min kiymeti ikinci derecededir. Esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve ma! leketini ancak şahsiyeti ile im gören adamlar, milletleri: n saadetine hizmet etmiş sayıl -| ; Ancak kendilerinden ler, yaşamak imkânına malik o. lur. Kendi gidince terakki ve| hareket dürür. zannetmek bir| gatlettir. Şimdiye kadar bahsettiğim nokta- Jar ayrı ayrı cemiyetlere alttir. Fa- Kat bi dün milletleri a- şağı yukarr akraba dlmuşlardır. Ve olmakla meşguldürler. Bu itibarla in zan mensup olduğu milletin varlı aa ve saadetini düşündüğü kadar bi fahınr düşünmeli ve kendi milletinli stadetine ne kadar kıymet veriyorsa biltün dünya milletlerinin #aaCetine hâdim ölmiya elinden gekliği kadar çalışmalıdır. Bütün akıllı adamlar takdir eder Ki, ha vadide çalışmakla hiçbir şey kaybedilmez. Çünkü dün- ya milletlerinin saudetine çalışmak, diğer yoldan kendi huzur ve #aade- * Her Millet Kendi Saadetine Nekadar Kıymet Verirse Başka Milletlerin | Saadetine Hâdim Olmıyada Elinden Geldiği Kadar Çalışmalıdır. ,, ) ve diğer dostları Bugün için hiçb tan bize gelecek bir şey bel beklemiye de lüzün: sükünet içinde bütün € Ma etmek fırsatı bizdedi 1 müta; Dünyanım filan yerinde bir Tahatsızlık varsaı bana nef> dememeliyiz? Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramız dâ olmuş gidi onunla alâkadar öl- malıyız. Hâdise ne kadar uzak clür sa ol esaztan şaşmamak İÂZzm dır. İşte bu düşünüş, insanları, millet leri ve hizmetleri hodbirlikten kune tarır. Hodbinlik şahat olaun, — matlii olsun datlma fena telâkki edilmelidir. O halde konuştuklarımızdan şü ne Woceyi çıkaracağım. Tabil olan kendi. miz için bütün lâzım gelen şeyleri düşüneceğiz ve icabını yapacağız. Fa kat bundan zonra bütün dünya alâkadar olacağız Kıza bir misal. Ben askerim. Untü- mi Harpte hir ordunun başında İ 'Türkiyede diğer ardular ve onların Kkumandanları vardı. Ben yalnız ken- dt ordumla değil, onlarla dâ meşgul oluyordum. Bir gün Erztrum ceplie- sindeki bareketlere a)t hbir mesnle e erinde durduğum - sırada dedi. Ki Niçin size ait olmı de uğraşıyorsunuz? Cevap verdim. yaverini 'an meselelerle — Ben bütün orduların vaziyetini #yice bilmezsem kendi ordumu ne Sü- retle sevk ve idare edeceğimi at tayin ederim. Bir devlet ve milleti idare vaziyes Ünde bulunanların datma gözönünde Bu münasebetle muhterem misaflır lerimize şunu diyeceğim. Ben düşüne düklerimi sevdiklerime olduğu — gibii söylerim. Aysi zamanda lüzumlu ole miyan bir serri kalbimde taşımak ikâ tidarında olmuyan bir adamım. Çüne kü ben bir halk adamıyım. Ben dilk şündüklerimi dalma halkın huzuruna da söylemeliyim. Yanlışun varsa halk beni tekzip eder. Fakat şimdiye kas dar bu açık konuşmada halkın benii tekzip ettiğini görmedim.> s Atatürkün kalhinden gelen ve kalki be giden derin sözleri coşkun alkişü larla alkışlı Bu kalbden kalber konuşma mizafirlerimiz üzerinte de Çök derin bir tesir bıraktı. Pavyandan ayrıldığım zaman benâ de kalan his gu idi. Birkaç — saatlei kocaman bir parça tarih yaşamış g tım. Büyük Önderdeki görüş kudre tinin mucizesi sayesinde yeni yenli ufuklar görmüş, hayatı yüksek. Allz Cenap ayni zamanda nikbin neşett bif zaviyeden tanrmıştım. tini ti kü dt mazsa, bir millet kendi kendizi için | ne yaparsa yapsın huzurdan mahrum dur. Onun çin ben zevdiklerime şunu tavsiye ederim: — Milletleri sevk ve idare eden adamlar, ta- bü evvelâ kendi milletinin mev- | cudiyet ve saadetinin âmili olmak ister. Fakat ayni zamanda bütün milletler için ayni şeyi — istemek lâzımdır. Bütün dünya hâdiseleri — bize bunu açıktan açığa isbat eder. En uzakta zannettiğimiz bir hâ- disenin bize bir gün temas etmi- yeceğini bilemeyiz. Bunun için beşeriyetin - hepsi- ni bir vücut ve bir milleti bunun | uzvu addetmek icap eder. Bir vücudün parmağının ucundaki cıdan diğer bütün âza müteessir ATATÜRK ve Spor A E YÇ Bir akşamdı, güreşçiler ay yıldız- güreşcimiz daha dakika — olmumuşüi H formalarile İtalyan mülli takımı| kL dev gibi İtalyanın — sirtini yerei iklardı. Mülanbakaların | getirdi. Halk coşmuş, hem Atasıniğli ya esim salonları mahşert | hem ayyıklızlı formanım müdaftimi, bir kalabalık kütlesile dolu. Halk he- | kıymetli galibini alkışlıyar yecanla güreşlerin başlıyacağı daki-| — Ebedi Şef sert bakışlarile — etraği kaları bekliyor. gözden geçiriyorlar. Başlamak üzee Sevinçli bir haber,; Atatürk müsa- | "e olan ikinci güreşi durdurdulur Vei bakaları seyre — gelecekmiş. Herkes Evvelâ Sihhât, sonra — zporül gözler — kapılarda | Pencereler açılaın diye emir buyunu Gençlik Atasını bekliyar. Gher Bir alkış tufanı koptu. Ulu Önder | — Sâlen: göründüler. Cümhuriyetin emanel — Varel, Atamız «i gençiik Ebedi Şeflerini candan .p” Beslerile dakikalarca çınladı. GU &. yor. Maksim Falanları sazsılıyor ve yerinden Oynuyor. ı İxinci, üçüncü, dördüncü, beşineiğ kenarında hazırla- | altıncı, yedinci müsabakada netidi ayri oldu. Türk milli takımı, İtalyaği) milli takrmını 7-0 mağtüp etti Bu bize gösterdi ki, Türk gençliği | şeflerinin arkasında yıkılmaz bir üi dedir. Dün Atamızdan kuvvet alryorduk O kuvveti bugün Müli Şefimiz İsmeğ Kemal ONAN dar. Güreşçiler tak- Gine ayrı ayrı İltifat- Atalarının önünde mil a müdafandan mü- ocukların yüzlerinden dim ta bulundülar. N varlığı bu tevellit sevinc okunuyor. başladı. Hasmının — üstüne oktan fırlıyan bir yay gibi saldıran | İnönü veriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: