7 Aralık 1929 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 6

7 Aralık 1929 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 ıncı Sahife YARIN Kânunuev — SİNEMA - TİYATRO SESLİ _FJ_İMLER “ Paramızla İngiliz propagandası dinliyemeyiz. ,, hZra Dünkü maçlâ L POLİS HABERLERİ | POLİS MÜDÜRÜ ŞERİF B. | | VİYANAYA GİDİYOR Kânunuevvelin Balıkçı Kaspar boğuldu | irminci | ” İstinyede oturan balıkçı | günü Viyana'da toplanacak! , | pı Kaspar, Todori ve Koço* lolan beynelmilel Polis kong- y a n P ” evelki gece Karadeniz fe - Lik maçlarının oynaâ! > resine davet edilen İstanbul | re A n ş üf a-|1i filimlerin yalnız i t|Polis müdürü Şerif Bey nerinden balık tutarak y_e-;dîı—. bir haftaya tesadi | liğe ' çevrilmesinden batı İerek |Viyanada bulunduğu müd - lirken, Baban zadeye ait Mesine rağmen dün Tâ b 20 nci asır-|detçe Viyana polis lcşkilâ-h"“mri' kullanan Fuat Beyin Stadyomu hararetli ma t Di- | tını tetkik edecektir. ldikkntswligindı—ııkuyığa çar- sahne oldu. İlk müsabali iler saye- Hem suçlu hem güçlü ip“'“k d_“'"'_?'*"" Galatasaray ve Vefa tali millileştir Evvelki gece Üsküdarda| , Penize düşenlerden To-ları yaptılar. Hep - kilii n sinema-|oturan Şecaattin efendi “"_İdorı ile Koço kurtarılmış, lerden mürekkep olacağını hoş olarak nara atmış ve Kaspar dalgalar bu iki takım, denebil |öteye beriye taarruz elmeğe “""k';f"f"'“"- İgünün en heycanlı temd ha |başlamışıtır. Şecaattin ken- A |yaptılar. İki taraf zaman man uyuna hâkim olu .|disini meneden zabıta me-| ,|murlarına da karşı gelmeğe | Karagümrükte oturan süt- Karsılıklı akınlar — birb ,İ|sür'et etmiş ise de derhnl*rü Mehmet — memleketlisi lııki'p ediyordu. Mamafi Ü ıîy yalıcalnnmış ve müddeiumu- / Mehmet ile yüz dirhem sü i “|miliğe tesli dilmiştir. |mes'elesi ü ç ; ğ va K B e tes mleı ilmiştir meş elcsmden.du_n lfu_xznya“__s" sekilde idi. Nihdi Ât topti lhı(uşmuşlar birbillerini girt- | , * - ; hükür a K | x T Galatasaray — küçükleri A | Usküdarda Kemal efen-/ğına sarılarak boğuşmaya| —i ll h.ılcı. !, R “|di sokağında oturan arabaci Paşlamışlardır. KSN D N C serlinin birinci sinema- |Seyfiye, mechul bir askerin | _K&*'ga büyüdüğünden va- ingilizceli (yedeğindeki at çifte atmış kaya Aarkadaşları üçüncü Ü-| ağır surette yaralanma -|Mehmette karışmış ve biça- sına sebebiyet vermiştir. ğını çekerek sütcü Mehme- 'Mecruh sihhiye otomo- din üzerine hücum etmiş, bilile hastaneye götürülmüş- | kulağından Son z Jarda sinpema- Son gelen F manda sinemada bir yer ihtiyaç olması filim fabrika-| milliyet asrı olan torlerini çok — düşyündürr İniz sinema bunun d fa bu i felâket layını buldu sesli arasında tıya Şerit için aktadırlar. h AA lE y A Mehmedi ismini Alman türkçe B Li a ee *i yaraladı makinesi olan , il söylersek arasındaki ra-| ni kürul- hareketi! ve ingili olan gramofon bıita o0 okadar ustaca daşı muşttr ki, şeridin t Jatasarayin tazyikı daha l 8) tten talep| İstanbı lepor - Kumkapt ki İkinci kupa maçı Ist (!L |bulsporla Kumkapı arasifiğ « oynandı. LS. başlar — DAĞÜ y âkim oynamak — sure! yaralamiştir .'maçi 5-0 galibiyetla bitird Mecruhun yarasi ememiyetli olduğundan kanlar gösterilen rültüs sinden b ken, E Fenerbahçe - Beşiktaş Melodi hareketlere içinde F Guraba hastanesine yatırıl- , fransız mış carih Mehmet kaçmış ikinct Mehmet polisler tara- sine- | I Kupa maçlarının — son ve en mühimmi Fenerbali ile Beşiktaş küçlkleri & adam hemen kapıyı | N eski < ve nek ya- filimlerden ! bunun — neticesi mey- dana çıkacal Bu sö lamadınız. İzah & : |dinlemeğe te- Tedecek. gibi katladıktan sonra okumayı — unutmryınız — 6 larına vurmayı Ve dik memelerini aşırtma yoklamayı da unut- maksızın .. Ona içmesi için şarap ta verdi. Mülâzim Hasvtman duvardan düşen ve şu kazaya sebep olan şeyi yerden kaldırmış, havaya doğru tutarak, elinde evirip çeviriyor, muayene ediyordu. Duvarlardaantika birçok şey vardı: bir ( kanak ) sanemi, yarı erkek, yarı kadın; sarı ve kırmızı çizgilerle rengarenk boyan- mış iki eski şovalye ayakkabısı, kurşun gibi ağır, koca koca İspanyol mahmuzları takılı türlü türlü silâhlar. Boz renk bir ipek üzerine basılmış bir doktor diploması, Gontiranın ecda- dından birinin (Sevilla ) daki Cizvit mektebi âlisinden alınmış diploması. Altın yaldızla yaldızlanmış harikulâde san'atkârane fildişi bir haç. (Çad) gölünün yeşil taşından oyma ( Buda ) dini saliklerine ait bir çelenk. Bu düşen garip şey bütün bunların en üstünde, duvarın en yukarısında asılı idi. Düştüğü zaman yerinden çıkardığı çivinin deliği duvarda derin bir oyuk gibi gözüküyordu. Düşen şey toz içinde, taş gibi sert bir agaç gütüğü parça- sıydı : Kablettarih, tahacür etmiş bir küçük insan şeklini andırı- yördu . Frev Gantram: — Ah, dedi, bu bizim Alravneciktir!.. Kocası izahat verdi: — Biz bunu ailemizde iki asırdan beridir ki muhafaza ediyoruz. Hiç böyle münasebetsizlik ettiği yoktu.. Dedi. Yalnız, büyük babam anlatırdı ki bir defa da gece yarısı duvardan onun kafasına fırlamış... Fakat anlaşılan bizimki haylı tüssülü kafa halinde imiş!... Zira bizim zatı muhterem her akşam demlenmek üâdetindeydi.. Mülâzım ( H Avtman ): di Li gibi la İngi tahammül (jle bir halı ve bir ipekli ka- nası nemacılığır - sında yapıldı. Bidayette gârla beraber bir az hâk Unkapanında Değirmen- | Oytayan Fenerbahçe birit .|ci keresteci zadelerin ma-|devrenin ikinci — nıslımda İğazasına evvelki gün saat İkinct devrede Taikiyeti / millet- |10,30 ta bir hırsız girmiş ve Mamen rakibine bıraklı izce |bekçi Şükrüye' ait battaniye Beşiktaş ikinci — hafayım arka arkaya yaptığı üç s$! ile galibiyeti temin etti. T- fından yakalanmıiştir. Ikan y Kanapeyi çalmış Zeki İnape çalarak kaçmıştır. GEL — Anladık ama, bu neyin nesi imiş? dedi. Neye yarıyor bi Her Gontram: — Bu mu? dedi. Bulunduğu eve uğur getirir! Eskiden be böyle rivayet ederler! Her Menase'ye sorun, size anlatsım" Buyurun Dakalım, meslekdaşı azizimiz.. Söze başla bakalır tarihşinas efendi! Alravne menkıbesi nasıldır? Kısa boylu A katsa anlatmak niyetinde değildi: — Canım, her kesin bildiği şey bu! Dedi; Mülâzım Havtman atıldı: Hiç kimsenin bildiği yok, Her Menasse! Dedi. Şunu bizf izah edin, kuzum.. Frav Gontram da dedi ki: ” — Ben de her vakit kendi kendime sorardım acaba $? sakalet şeyin manası nedir?.. O yakit Her Menasse anlatmay! ! başladı. : | Sanki bir kitaptan bakarak okuyormuş gibi kuru, dümdüz,; | biri biri peşine söyliyordu. Sağ elimdeki ağaç kütüğünden insarl şeklini de tempo tutarmış gibi bir aşağı bir yukarı sallıyordu. — — Alravne, Albravne, Mandragora - yahut Mandragola da denir. -.. Mandragora Ofiçinarilm. ( Seylân ) denizlerine mahsus bir nebat . Bu nebat orta denizler havzasında bulunur .. Bir de şarkıce- nubi Avrupasında ve Asyanın Himalaya civarlarında. Yaprak- ları ve çiçeğinin uyutucu bir hassası vardır, onun için eskiden ekseriyya uyku ilâcı olarak kullanilırdı. Meşhur ( Salerno ) tıp darülfünununda ameliyyatlarda da kullanılırdı. Yapraklarını tütün gibi de içerler ve meyvelerini kuvvet ilâçlarına karıştırırlardı. Bu meyveler şehvani kuyvveti arttırır ve gebelik verirmiş.. Hattâ Hazreti Yakup ( Tabaan ) sipti taifesine bununla küçük bir oyun da oynamıştır. Fakat rivayet edilen asıl en mühim cihet bu nebatın kökü-

Bu sayıdan diğer sayfalar: