27 Aralık 1929 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

27 Aralık 1929 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEMLEKET HABERLERİ AA YT — Z ea Muğla ovası batak hâaline Son' günlerde Muğla ovasının alçli geldi bilhassa Ula yolunun geçtiği ta- | raflar geçilmez batak haline gel- miştir. Gidip gelimek adeta güç- leşmiştir. Muğla - Ula yolun en fena kızmı burasıdır. Bu yolun yine fenâa kısımlarından Gülâğzı ve Karâkavalık mevkileri tamir edilmiş ve eyi olmasa da bu kı- sım olduğu gibi kalmıştır. velki gece Gökabttan gelen bir otomobil.. Muğla ovasında batıp kalmış ve sabaha kadar uğrapıl- mıştır. Dünkü gün de iki otomo- bil gene ayni mevkide batağa saplanmış ve ikurlarma pek güç olmuştur: (Halk) Ermeni evlerindeki memurlar Ev- Ermeni emvali metrukesin- deki memurların evlerden çıka- rılması ve bu evlerin satılması | İktısat Vekâletinden ticaret mü- | dürlügüne tebliğ olunmuştur. hakkında emvali metruke mü- dürlüğüne.bir emir geldiği yazıl- mişti, Alkkadarlardan aldığımız malümatâ göre vekâletten yeni verilmiş böyle bir emir velmiştir. (Yeni Asır) Toprak .tevziatı Torbali ve havalisindeki çift liklerin halka tevzii muamelesine nezaret etmekte olan emlâki milliye umüm müdürlüğü muha- | sebecilerinden Kemal bey teh- rimize gelmiştir. Haber aldığımıza göre, tevzi muamelesi yakında intaç edile- cektir. Sol' günler zarfında çift- lik, Tepeköy, Hamidiye, Ayaklı kırı , Demirbaş ve Rahmanlar köyleri ile diğar 9 köyde tevziat hitâm bulmuştur. Mütebaki 5 köyün tevziatının da, ikmaline çalışılmaktadır, (zmir) Ziraat bankasında ikrazat | niçin azaltıldı Ziraat bankalarınca ikrazatın kesildiği ve'bu hareketin kam- biyo meselesi ile alâkadar oldu ğuna dair bazı ” bötbahlar tara- fından ortaya atilân yeni bir şa- yia etrafında dün bir müharriri- miz vali Kâzım paşadan izahat istemiştir. Vali Kâzim paşa muharriri- mizin sorduğu suale cevaben ati- deki beyanatta bulunmuştur. Zirrat bankaları hiç bir su- | retle ikrazat " muamelelerini kes- miş değillerdir. Sene bişı olmak dolayısile her bankada ve her mali müessesede 'olduğu ğibi Zi- raat bankalarında da hesabat tetkik edilmekte ve geçen sene pilançosu tanzim edilmektedir. Bu yüzden banka emsali veçhile ikrazatını azaltmıştır. Sene başı hesabatı biter bitmez tekrar eski | faaliyetine geçeceği şüphesizdir. Bu işe Kambiyo kelimesini karış- tırmak kadar saflık olmaz. Hü- kümet bugün kambiyo muame- | saha dahilinde buluumaktadır. Tâtına tamamen hakimdir. Bina- enaleyh çıkarılan şaylaya bir kay- met atfetmek bile zaittir. Uuık Asır) Aya ve parayı taz- mine mahküm oldu Zimmetine 965 llra para ge çirmekten maznun — Dikili mal sandık emini Ömer Lütfü efendi ile wıhbo vazifesini yapma- dığı iddia olunan kaza malmü- ü Tevfik beyin Asliye cezadaki| hakemeleri parayı ödemeğe mahküm edil - miştir. (Hizmet) Rusyaya giden mallar ! Soviyet iktısadi teşkilâtının mübayan edecekleri mallar için menşe şehadetnamesi verilmemesi hususuna tereddüt gösterilmesi muaddel maden lâyihası | Servet kaynaklarımızın mühimlerinden — magdut madenlerimizin muvafık bir tarz- en olan da istismarı ve bu suretle ma- denciliğimizin terakki ve inki- şafı için hükümeti cümhuriyemiz | tarafından tevessül o- lunan maden nizamnamesi |Vâ- yihası elyevm Büyük Millet müzakere — edilmek Bulâyihada madenci- ciliğimizin inkişafına mani bazı maddelerin mevcudiyetini haber alan maden sahipleri ve maden- eilikle müşteğil erbabı Odaya müracaal ederek mem- leketimiz madenciliği için hayati bir mes'ele teşkil eden mezkür lâyiha hakkinda kendi tecrübe- lerine istinaden esaslı ve ameli fikirler dermiyan etmek emelinde beyan etmişlerdir. Ticaret odası bu müracaatı ehem- miyetle - nazarı dikkata alarak | keyfiyetten İktısat Vekâletini haberdar ve elyevin derdesti tetkik bulunan muaddel maden lâyihamı - suretinin | irsalini rica eyle- tadiline Meclisinde üzeredir. ticaret olduklarını nizamnamesi acilen odaya miştir. Bir maden. bulundu Afyonda bulunan darülfünun arziyat şübesine gönderilen ma- den numünesinin “litun, olduğu anlaşılmıştır. Bu maden Eskişe- hir civarında 1 kilometrelik bir Bu Hiadenden sanayide ne istifade edileceği hak- kında şunlar söyleniyor: *— Petrollü kil tabakalarına | litam derler Bu madenten kat- ran istihsal etmek mümkündür. Belediye faaliyeti için harice binlerce lira katran parası veri- suretle yoruz. Bu para ile Eskişehir ci varındaki litum madenlerini iş- letmek kabildir., deniliyor. Bir rivayet Borsada intihap yapıla- cak mı, yapılmıyacakmı? Esham ve Kambiyo borsası meclisi idaresinin intihap edile- ceğine dair borsada bir rivayet vardır. Bu intihabın şeklinde olmasına sebep şimdiki | meclisi idare tarafından buna | karar verilipte diğer acentalara ilân edilmemiş olması sebeptlirr Eğer bu rivayet tahakkuk ettiği takdirde acentalarin kısmı azamı intihaba iştirak etmemeğe karar vermişlerdir. Herhalde bu seneki borsa intihabı çok hara- retli ig gurnlmm olacaktır. rivayet Mıılul malıkunı.er Adam öldürmek mes'elesin- den on beş seneye mahküm İç- el hapishanesinde bulunan - An- | talyalı Nebi ile katil mes'elesin- den on beş ssneye maliküm Ma- | latyalı Mehmet Falikın gayri ka- bili tedavi hastalıkla malül o dukları anlaşıldığından cezaları- Huıılıl . |. nin ıffl tekarrür ıtmlrhlplılıı— çıkarılmışl | lümanlarından Türkiyeye hi Borsa komiserliği Talıp çok TYam 17T İııxı Borsa kom- seri olmak istiyor Bir müddettenberi münhal bulunan kambiyo borsası serliğine talip olanlarır. adedi on yediyi geçmiştir. Bunlar muhtelif komi- | tarihlerde Maliye Vekâletine mü- racaat ederek borsa komiserliği- ne kendilerinin intihap edilmesi- ni temenni etmişlardir. İlk gazete.. gazeteci kim? Sezarın Romalılara hitoben bir. emirtamesi okunnu Son zamanlarda bulunan bazı vesikalar vedelâile göre ilk defa gazeteciliği ihdas eden meşhur Romalı hatip Siserondur. Sise- ron hergün muhtelif vak'aları, tevellütlerle vefatı kaydedermiş, Roma imperatorlarından Julius Sezarda gazetecilğin babası ol- mak üzere gösterilmektedir. Herhalde muhakkak olmak üzere anlaşılıyorki ilk defa ga- zetecilik -Romada başlamıştır. İtalyada Ostia havalisinde yapı- lan hafriyat esnasında taş tabakaları, şeklinde - gazeteler meydana çıkmıştır.Romalılardan biri milâttan 19 gene evvel vuku bulmus olan Pompeyin inhida- mından bahsediyor ve Julius Sezarın Roma ahalisine hitaben istar etmiş olduğu emirnameyi neşredifor. iri Yaşı sorulacak Çatalcanın Fodimo köyünden arkadaşı Hüseyni avlanmak için yanında taşıdığı çifte ile öldüren Mehmedin muhakemesine başlan- | dı. Mehmet mahkemeye verdiği ifadesinde kurt avyma çıktıkla - rını Ve çifteyi boş sanarak şapkasını yere düşüren Hüseyne çevirdiğini Ve kazaen öldürdüğünü söyledi. Maznun yaşınnı 13 o- duğunü söyledi. Halbuki kâğıdı 18 gösteriyordu. Mahke- m:2 muavin Cemil beyin talebini kabul ederek Mehmedin yaşı- niri Tıbbi adliden sormak - için davayı talik etti. Bulgaristandan gelen muhacirler Bulgaristan ve Romanya müs- et ve iltica eden onbeş ailenin Türk vatandaşlık kanunu muci- bince Türkiye Cümhuriyeti va- tandaşlığına kabulü tasdiki âliye iktiran etmiştir. Bu on beş aile Silivri köyle- rile Istanbul Vilâyetine merbut köylere taksim ve iskân edilmiş- | lerdir. Poliste tayinler Unkapanı polis merkez me- muru Cemal beyDolapdere mer- kez memurluğuna, Dolapdereye de vekâleten ser komiser- kâşif bey, Unkapanı ser komiseri muh- sin bey Poliş müdiriyeti müte- ferrika #er komiserliğine tayin | edilmislerdir. Bir tayin Antalya sahil sıhhiye merke- zi müdürlüğüne Şebin karahisar sihhiye müdürü HüseyinAvni bey tayin edilmiştir. Orman heyeti Örman amanejman hey'eti Adana - ormanlarinda - tetkikata y — nüfus | 27 Kânunuevvel Kaşki anlar ölmeseydi! İşte küçük Eyyen ağlamağa | başlamıştı!.. Eyvan, ana sütü içer- ken anasını kaybetmiş, meme, | çocuğun ağzında donmuştu, zavallı küçük, ölüm açısının tadını daha © zaman duymuştu. Ona, simdi büyük kız kardeşi Elena bakıyor, analik yapıyordu. Eyvan ne zaman ağlaşa o, kartal gibi - zayıf hollarını açarak ona ağlatan sebebin üstüne hücum eder, her şeyi kırmak ve yakmak isterdi. Eyvan beşine, Elena on birine gelmişti. ı' | ' Kara deniz sahillerinde küçük bir kulübeden daima şu ince ve merhametle titreyen işi- tirdi: — Eyvan! — Elena!.. Senenin mahdut sesler günlerinde bazan geceyi gündzü onlarla bera- ber geçirmiş babalarının seside bu ince, narin şırdı. Küçük kulübenin içi - balıkçı- | hığa ait eşya ile dolu idi: Şurada | bir ağ, ötede bir olta, beride eıklmış bir yelken, kenarda bir | kurşun - tüvası, düvarda asılı bir kaç zoka, ip, çamçak, kayık de- caket, eski bir kırılmış kürek vesaire ... sesler arasına karı- miri, muşamba fener, Birkaç günden beri küçükle- | lerin cıvıldaşan sesine merhametle cevap veren kalın, yanık, muz- tarip bir sesde karışmıştı: Baba- ları balıktan dönmüş, bir vapurun | pervanesine kaptırdığı param par- | ça ağlarını toplayarak tamire baş- lamışfı. Kaç günde tamir edebilecek- |u? Tahsil memurları vızır, vizir | canından başka verecek biç bir şeyciği yoktu, İhtiyar balıkçı elindeki ile ağlarını örerek bunları düşünür- dıkların dibinden ince, berrak bir | set duyuldu: — baba, baba!... İhtiyar balıkcı birden irkildi. Granit gibi adamın kalbi şiddetle çarpmağa başlamıştı. Cevap verdi: — Ne var kızım? — Bir efendi ile bir candar- ma geldiler' seni soruyorlar. İhtiyar balıkcının gözleri bu- lanmıştı, tahisil: me'muru her Za- gelirdi. Şimdi yüreği daha şiddetle çarpıyordu. Kızına seslendi: — Söyle kız, buyursunlar.. Uzun boylü uzün biyikli bir tahsil memuru ile zayıf ve ince sakallı candarma atlarını yederek içeri girdiler. Balikçı hayvanları pencere- nin parmaklığına bağladı, içerden iki tahta sandalya cıkardı, incirin gölbesine koydu ve misafirlere: — Şöyle buyurun, dedi. Misafirler tahta sandalyalara kuruldular, hemen tütün tabaka- larına saldırdılar: Halleri ve ta- man candarma. İle gelmez yalnız ! | |gelipgidip verği İstiyorlardı.Halbuki ken bahçenin öbürucundan, fın- | vurları ile demek istiyorlardı ki: | Devlet memuru olmak işte böyle şerefli bir iştir! Balıkçı bir köşeye şi | beyğirleri mahmuzladılar ve . İNTİKAMIN SEBEBİ?.. — —Rusca'dan iki adamıll gözlerinin içine bakı- yordu. Talisil memuru sordü: — Adın ne? — Dimitri Vasili.. — Tamam? bu sene 'ile geçen ve evelki senelerden biriken boötç- larını almağa geldik. — Bu seneden 23 geçen sene- den 25, evelki senedende 10 rüble borcun var. Ver paraları... Hepsi 67 ruble eder, — Cevap versene! makbuzü- nuzu kesiyorum. — Param yok.. — Yok ne demek? insan dev- lete olan borcunu düsünmezmi” — Ey, fakat... aksi gitti, ağlarım parçalandı,borçlandim,tamir ettim, bu seferde vaporun pervanesine takıldı. müsaade edin, kazanınça — İşler | ilk işim devletin borcunu ödemek olacak, — Devletin müsaade ettiği müddet bitmiştir. — Cevap versene? Verği memuru emretti; —ANIn Candarma ka €andarmaya ktı, iki eski kü- reği, muşamba caketi, feneri, ip- leri, demiri, oltaları, eğrelti Otun- Udan iki tane inçe yatağı, bir eski Aün ceketi, bakır tencereyi, hep- sini bir araya topladı. İhtiyar halıkcı, duvara dayan- miş, kazık gibi kalmış, onlara ba- kıyordu. Çoçuklarda orada idiler, için, için ağlaşıyorlardı. - Babalarının zayıf zamanı - idi, yumruk kadar çocuklar bile kavi- | nin zayıfa olan zulmünü ifade edememekle beraber bunu pek eyi anliyorlardı. Tahsil me'muru dediki: — 67 ruble. 50 ruble ver, üs- töünü bağışladım. — Yokki!.. — Peki, 40 ruble ver!.. diyeceğin varmı?. — Yokkıil!.. Bir işaret üzerine candarma eşyalar hayvana yükledi, lağar Daha ğgittiler!! x Bu vak'adan altı sene evveldi, karadeniz sahilinin bir kovuğu | içine yapılan kulübede henüz yir- mi ikisinde bir güzel kadın yaşar- dı. Onun güzelliği etrafa yayıl- mıisti, herkes bir bahane ile bu küçük kulübeye gelir, onunla gö- rüşürdü, bu kadın, Dimitri Vasi- li'nin karısı Anna idi. İhtiyar balıkçı o vakit kahır ve mibnet yüzünden daha çökmüş- tü. Fakal bir kaç sene sonra aile- yi altı yaşında mini mini inci gibi |bir kızla, dokuz aylık bir oğlan çocuk şenlendiriyordu. Dimitri balığa çıktığı zamanlar, Anna onun eskimiş ağlarını tamir eder, oltalarını düzeltir, kurşunlarını civalardı! Baş başa vermiştiler.. Birisi denizle, öteki aile hayatı ile uğra- ııymdu ve ben bir ekm ve ııurııı / 'l

Bu sayıdan diğer sayfalar: