2 Ocak 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

2 Ocak 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yine feci bir otomobil kazası Bir muallimin iki ayağı kırıldı ve dişleri döküldü “Evvelki akşam Galatada Topçulardan geçen 2239 numaralı şö- för Şevkinin otomobili önüne bir kiz çocuğu çıkmıştır. Şöför çocuğa Şarpmamak için otomobili sola Çevirmiş süratle yaya kaldırımın | üzerine çıkarak (Yıldız) lokantasının önünde Taksimde oturan muallim Müsyö Jurja çarpmış biçareyi oradaki tıkıştırmıştır. Mosyö Jorjun ön dişleri kırılmış çenesile burnundan | birahanenin camekânına yaralayarak kanlar akmağa başlamıştır. Kazazedenin iki bacağıda kırılmıştır. Şöför kazadan s#onra kaç- Mak istemiş isede yakalanmıştır.Mecruh İngiliz hastanesine yatırlmştir. e e Eşyaları çalmış — | Pangaltıda Fatin efendi soka- iğında oturan Madam Anikanın evine evvelki akşam bir hırsız irmiş bazı eşya çalmışrır. Biribirini vurmuşlar Evvelki gece Beyoğlunda Fi- ruzağada Hamam caddesinde çorapçı Emin ile demirci Halil Biribirlerile bir davet meselesin- den kavgaya tutuşmuşlar, bun- Jardan Halil Emini biçakla yara- Tamıştır. İ Para çalmış Dün saat 18 de Fındıklıda Al- çakdam sokağında Zekiye Hanı- mın evine serseri Ahmet girmiş 'öniki lira ile bazı eşya çalarken cürmü meşhut halinde yakalan- mıştır. Bakkal dükkânı soyuldu Evvelki gece Beyoğlunda Sof- yalı sokağında bakkal Vasilin dükkânına bir hırsız. girmiş çek- meceden G0 lira çalmıştır. Sarhoşun marifeti Evvelki gece sarhöş olarak Şehzade başında terzi Kemal efendinin (dükkânıma Hadim - is- minde biri gelerek tabancasını çekmiş etrafa taarruzu başlamış isede gelen polisler betmesti yakalayarak tabancasını elinden “almışlar müddiumumiliğe teslim etmişlerdir. yaralamış Taksiimde oturan Mehmet ev- Yelki gece meçhul bir şahısla kav- ga ederek bıçakla bir kaç yerin- den yaralanmıştır. Füceten vefati Evvelki gece kumkapıda Kan- dilli sokakta oturan (68) yaşında Takuki kadın etrafına topladığı #fradı ailesine veda etmiş, sektei kalpten ölmüştür. / | * Canından bezmiş Evvelki gece Ünkapanında, Süleymaniyede oturan Muharrem isminde biri kendini yaralayarak intihar etmiştir. Merhum Muharremin sarhoş- luktan ve çektiği sefaletten inti- h_ııı teşebbüş ettiği söylenmiştir. Paltosu çalınmış Evvelki gece Opera sinema- sına giden Ahmet İhsan efendi paltosunu çıkarıp yanına koymuş yanına oturan meçhul bir hırsız tarafından çalınmıştır. Hırsız yakalandı Alman sefareti baş kâtibi ile âilesi evvelki gün Karlman ma- | le koşar-k bu talimleri takip et- | ve birde ailenin eski emektarı ğazasına girdikleri smırada yanke- mekte_lml;le,_ sici Agop yanlarına sokluup Ma- damın çantasından para çalarkem yakalanmıştır. Marangozun paraları Üsküdarda oturan marangoz. Şakir efendi evelki gün dükkâ- nından dişarı çıktiği sırada 40 lirası ile bazı esyası çılıııguıtu. | rinde bu bapta büyük ehemmiye- biçakla | . YARIN | Hava postaları Güvercinler sabah talimleri pek eğlen- seli oluyormuş ! Almanlar mahdut bir çerçeve içine sıkışan Mmesailerini müsmir kılmak için okadar fazla gayret | gösteriyorlarki bunun misalini bil- fi'il vatani hizmet ifa eden asker- lerde görmek mümküüdür. Almnlar deniz ve havacılığa çok ehmmiyet vermektedirler : Kabili sevk balonlarında tayyarele- ti inkâr olunamaz. Almanlar, muhtemel ve müs- takbel bir harp için bütün mede- ni vasaitten istifade etmekle be- raber harp stfinelerinde muhabe- re vasıtası olarak son zamanlarda güvercinlere çok ehemmiyet ver- | meğe başlamışlardır. Resmimizde görülen gövercinler her sabah mu- aayyen 'de — mümarese yapmaktadırlar, Güvercin talimlerinin neticesi ne olursa olsun bunu bir tarafa bırakarak binlere güvercinin mu- aayyen bir sistem dahilinde hare- ketleri elbet görülmeğe lâyık bir hâdise olsa gerektir. Güvetsinlerin gemilerdekil rak yataktan kalkmış; arkasında- ki hafif ve yazlık pijama ile ta- rasaya çıkmıştı.. Sıcak bir haziran günü idi... Hanım elleri ve sarmaşıklar ile örtülü karşı köşkün balkonuna bakınca, birden hayretle : A a'yiyi, Diye haykırdı.. Bir hafta evvel, yazı geçirmek üzere Bostancıya taşınan beyaz köşkün yeni kiracılarının genç kı- zı “Necla ,, da, tıpkı kendisi gibi evlerinin balkonunda oturmuş ye sabahın şiiri karşısında tahayyül- lere dalmıştı.. Sık taflanların arasındaki kü- çük, beyaz köşkü tutan bu şen, samimi aile, aksaçlı, “babayani, bir. hanımefendi ile Ihtiyar, ro- matizmalı kocasından, ince, kıv- Hamburg'lular her sabah sahi- —ara Taksimv meydanı Talimatname ' bekleniyor Taksim Meydanına yapılacak havuz ve bahçe için münakasa açılmış sa da ihale için Dahiliye vekâletinden Kambiyo talimatna- Şakir efendinin iddiası üze- mesine İntizar edilmektedir. rine Sami efendi namında biri hakkında zabıaca tahkikata baş- lanılmıştır. —ii Sıtma müçadelesi | Manisa - Kasaba, Salihli, Ak- Para çantasını kapmış | hisar sıtma mücadele işlerini tef- Evelki gün Sultan' ahmetten | titten avdet eden sıtma mücade- / gtçen Kadıköyünde “otüran ma- | le relsi Kâni beyl bu gön ziyaret- l | 'dam Yitoninin arkasını takip eden| le sıtma ile mücadele hakkında sabıkalı hırsızlardan Kamil ile görüştüm. Kâni bey sorduğum su- | mechül arkadaşı kadının çantasını allere şu cevapları verdi: kapmışlarsada —cürmü — meşhut — Mücadeleye 15 Teşrini sani- haliride Kâmil yakalanmış diğe- | de başladık. Mücadele mıntakası ri kaçmıştır. Kafasını yarmış Hasköyde Salâhattin ile on iki yaşında Şinasi biribirlerile kavgaya tutuşmuşlar, bunlardan Salâhettin küçük Şinasinin başına taş atmış yaralamıştır. Bulunan cesetler Istanbula getirildi Varna vapurunun batmasile “neticelenen facianın tahkikatı devam etmektedir Adliyemiz, Türk karasuların- | Salihli ve Ahmetlide ve bazı köy- Marmarada facianın'tahkika- | tı devam etmektedir Hirisi vaj ahne hak- kında da bir keşif yapılmıştır. Ra- Porün İki güne kadar tanzim e- | da vaki olan böyle bir hâdiseyi ilk dahilinde bulunanManisa şehri ile Kasaba, Salihli, Akhisar kaza ve köylerinin umumi nüfuslarını tes- bit ettik. Şimdiki halde sıtmalılar muüâyene ve tedavi olunmaktadır. Bu güne kadar tahmini olarak 10,000 kişi muayene edildi. 230 köy ile 81 mahalle mücadele mın- takasındadır, Doktorlar ile sıhhat memurları köylerde dolaşıp sıtma- hları muayene etmektedirler. İcap ettikçe kan alınmaktadır. Sıtmalı olanlara muayeneden sonra tedavi altinda bulundukları müddetçe muntazaman kinin verilmektedir. Manisada Kerpiç çekuru ile lerdeki btaklıkların - kurutulması defa olarak vaz'iyet etmiştir. Zira | için tetkikatımızı bitirdik. Buhaf- bir ecnebi, bir Türk, veyahut iki ta zarfında Adanadn gelecek olan Türk çarpışmışlarsada iki | #a mühendisi Emin bey'ile birlik- ouıll.“::uıı musademesi iik |( $e fenni tetkikatı ve keşifleri ya- defa vaki olmuştur. Mukavele yapıldı Bir Alman grubu sehrimizde hâl, tiyatro banyo ve saire gibi asri binalar inşasını teklif etmiş- tir. Grupla Emanet arasındaki üsveddesi tanzim — olunmuştur. Bu, yakında cemiyeti belediyede e pılacaktır, — ğlür — Şimdide ihtilâf çıktı Emanetle Eektirik şirketi ara sında parafa edilen Adaler elek- triği mukavelesinin bazı madde- lerine şirketin meclisi idaresi iti- raz ettiği nden yeniden sirketle Mmüzakere bitmiş ve bir mukavele| Emanet Aarasında müzakereye başlanmıştır. Şirket direktörü M. | Hansens dün bu maksatla emane- | gelmiştir. rak tavurlu güzel kızı Necladan Habibe neneden müteşekkil idi.. Keramet Bey, Neclâ hanımı, dahaonların Bostancıya taşındık- ları gün eyvlerinin bahçesinde “ gece safatı , ye * sardunya » saksılarını küçük havuzun etra- fına — yerleştirirken görmüş. bu sevimli genç kzı bir anda, bir lâhbzade sevivermişti! Neclânın bebeklerinde kara yıldızlar yanan, şen, hafif mah- | mur gözleri Kerametin kalbini çalmağa, — başını döndürmeğe | kâfi gelmişti.. Keramet, küçük | ve zarif kartın üzerine şu cüm: leyi yazarak, bir yazı lâstiği ile karşı köşkün balkonuna attı: “Si- zi seviyorum!,, Neclâdan aynı suretle cevap aldı: Çitlenbik ağacı —— Keramet Bey, © sabah, güne- ! şin işıkları yatak odasını aydınla- | | tır ve gözlerini okşarken uzana- | geveze cir cır böcekleri ötüyor, Beyaz köşkün bahçesindeki akasya ve yaseminler arasında havuzda kurbağalr vaklıyor, vak* hyor ve sessiz, durgun bir yaz havası içinde baygın ve hassat çiçek kokuları dağılıyordu.. Koruluklarda ayın iltimalar! beyaz bir gece yaratmıştı. Keramet Bey, köşkte herkes uykuya daldıktan sonra hafif a- dımlarla yatak odasından çıktı bir hırsız. muharetile -koridoru geçerek avnesinin ve ihtiyar da- dısının, — hizmetçinin — odalarını ayrı ayrı dolaştı.. Sükün ve reha- vet köşke hakim idi.. Bahçe ka- pısini araladı ve gene sessiz adım larla bahçeye çıktı.. Boş tavuk kümesinin yanın- da gündüzden birakılan bir mer- diveni bitişik köşkün duvarına dayadı ve hafifce merdivenden çıkarak duvarın üstünden büyük çitlenbik ağacına tutundu.. Nec" çesine geçti.. Köşkün köpekleri akşam giz” lice ipleri alınarak bağlanmıştı.: O gece bekçilik vazifesini Neclâ görüyor, kameryenin — yanında bekliyordu onun aileside çoktan yâtak odalarına çekilmişlerdi. — ada Günahları örten sık taflanlar arkasında cin kolları,; dudakları “"%'ı?w.ıı be- | raberce yukarı çıktılar,, Keramet Bey, genç kızın yâ” tak odasına girdiği zaman bir hava, sinirleri uyuşturan bay” gin bir yasemin kokusu ile göz” lerinin karardiğinı hisseder gibi oldu ve kendini kaybetti.. Bir az sonra kapının kilidi sesizce bükülmüş beyaz tül p “Ben de!,,.. Genç kız. gülümsedi.. Kera- met Beyde güldü. x Neclânın annesi zahide hanım | tağına girmiş isede tahta kuru- efendi tam manası ile bir eski zaman kadını tipini yaşıyordu,. Onun hayati sadece Mizraklı | *ola döndü; kendi kendine bu ilmahal ile seccade ve tesbih | Müz'iç haşaratın yaratılışındaki arasında geçiyor, ihtiyar kadın kendi âlemi içinde adeta dünya- dan uzaklaşıyor, mahpus kalı- yordu.. ' Büyük hanım Bostancıda ki- | #" âleyhisselâmı görmüştü!. Mü raladıkları yeni evden çok mem- mnun idi. Çönkü kulağına çalın- dığına göre bu köşkün civarında bir evliya yattığıda () rivayet ediliyor, hatta bazı akşamlar mübareğin, beyaz bir hayalet gibi ay ışığında dölaştığı, görül- düğü de söyleniyordu.. hanim ise bu hayra ve uğura delâlet eden bir hâdise addedi- lebilirdi! Zahide hanımın müptelâsı, süs ve tuvalet merak- hsı, asri ve hoppa mızaç bir genç kız idi.. Şiir okur, piyano çalar ve tuvalet aynası karşısın- da saatlerce kaşlarını — inceltir, dudaklarını boyardı!. * Büyük | lerini açtı.. Güneşin ilk sıcak bu kadar | Sabah namazı — vakti geçmek mütekit bir kadın olmasına rağ- | üzere idi, hemen terliklerini aya” men, kızı Neclâda onun büsbü- | gına geçirip sofaya çıktı; artik tün ziddi. olarak fazla — dekolte | ortalık alaca karanlıkken aydır" Ilık ve güzel bir yaz gecesi | bir aralik pencereden |idi,. y : delerde mehtaba karşı kapan” mıştı ! * İhtiyar Zahide hanımefendi yatsı namazını edadan sonra; ya” larının iz'acından bir türlü uyur yamıslı. yatakta bir sağa, sonra akıl ermez sırri () düşündü en sonra gözleri kevser ırazağı ile gılmanların tahayyülü içinde ka” pandı.. uyumuştu! rüyasında barek geçen sene Fani babaya adadığı kuyunun boynuzlarını boy" nuzlarını yaldızlıyordu!... Aradan ne kadar zaman geçti- ğinı bilmiyordu.. Büyük N göz kapakları üzerinde nermin bir elin gezdiğini hissetti ve göz” Şuar tül cibinlikten geçerek göz” leri üstünde geziniyordu. Duvar” daki eski guguklü saate lııku—v_ lanmağa başlamıştı.. YÖ Bu sırada Keramet Bey d€ sarkasındaki Şazlık, 'beyaz pija” ma ile Neclâ nın odasından çık” miş, kendi köşklerine geçmet için büyük çitlenbik ağacına manıyordu.. Zahide Haı baktı! O ne I?.. lâ'nın oturduğu beyaz köşkün bah” | İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: