19 Mayıs 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

19 Mayıs 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 2 — İzmirdeki facia! Hakim Ihsan beyi dayakla öldürenlerin muhakemesi « Türkçe konüş! » lavhasını kim yırttı İzmirde mühim bir hadise | olmuş, bir hakim Türk ocağında Rumca konuşulmamasını istedi- ği için bazı adamlar tarafından dayakla öldürülmüştür. Bu faclanın evelki ğün İz- mirde başlayan — muhakemesi tefsilatını “Hizmet,, refikimizden aynen iktibas ediyoruz: Dün öğleden sonra ağırceza mahkemesinde, —Urla hâkimi İhsan Zıya beyi döğerek ölümü- L ne sebebiyet vermekten maznun bulunan Zeynel zade Hüseyin, değirmenci Mehmet, Arif ve Giritli Mubarrem - efendilerin muhakemelerine — başlanmıştır. Riyaset mevkiini Hasân Saffitt- tin bey, iddia makamını da Fuat beyi işgal ediyordu. Bu muhakeme için Urladan 59, 60 kişi samiin sıfatiyla gelmişti. Muhakeme saat 14,80da başla- miştır, Reis bey, maznunların hüvi- yetlerini tespit ettikten sonra iddianame okunmuştur. Reis, maznun değirmenci Meh- met efendiye : İlk maznun — Zeynel zade Hüseyin beyin teşvikiyle hâkim İhsan Ziya beyi darbettiğiniz iddia edilmektedir. İddianameye bir diyeceğiniz var mı ? — İddianamede Hamiş ve Haşım namında iki isim geçti. Bunlar yalan söyliyorlar. Benim manlığım yoktur. Hadise gecesi ben orada değildim. Bundan başka iddianamede şahadet etiği söylenen yüz başı Ziya beyi de tanımıyorum. Müteakiben yüz başı Ziya bey şöyle şehadette bulunarak hadise gecesi arkadaşı yüz başı Halil beyle vak'a mahallinden geçerken karanlıklar — arasında üç kişinin mevcudiyetini hare- ketlerinden hissettiğini, bundan tevahhuşla durduklarını, yüz başı , Halil beyin bu karaltıya doğru | gittiğini, bu esnada saklı bulu- Ban buü üç kişiden birini: | — Merhaba yüzbaşım dedi- | ğini işittiğini bu adamları şahsen tanımadığımı —söylemiştir. Hüseyin bey ne diyor Bundan sonra Zeynel zade * Hüseyin bey: — İhsan Ziya beyle çok sa- mimi arkadaştık. Kendisiyle zer- re kadar bir düşmanlığımız ol- mazdı. Kendisinin öldürülmesi hakkında benim tahrikâtta bu- lunduğum etrafındaki ihbarat te- mamen yalan ve asılsızdır. İddtanamede hadisenin Rum- ca konuşmak meselesinden çıktı- ğ ev bundân mütevellit düşman- lıktan benim böyle bir hadiseyi 1 ! ? Halbuki Rumca , konuşmak hadisesi Türkocağında vukua ge!- diği akşam ben ocakta yoktum. Fakat böyle bir mes'ele etrafın- 'ümwnül'_l—gıe- Hğine şahit oldum. Böyle sudan bir hadiseye benim kızdığım ka- rıştırilarak İhsan Ziyâ beyin ölüs duştur: — Reis — Ihsan Ziya beyi ne yakıttenberi tanıyordunuz? —— — Hâkim beyi hadiseden iki ay evvel ilk defa çarşıda gör- düm. Bunu takiben bir iki defa Türkocağında tesadüf ettim. Kendisi ile konuşmadım. Ha- dise gecesi evde hasta olarak yatıyordum. Türkocağında “Türkçe konuş, levhasını yırttığım iddia edilmek- tedir. Halbuki ben böyle bir şey bilmiyorumr Şabit ne diyor Bunpdan sonra hukuku âmme şahidi olarak doktor Kemal bey dinlenildi. Doktor Kemal bey şunlari söylemiştir: — Türkocağında bir levha yırtmak mes'elesi oldu. Ben a esnada ocakta, İhsan Ziya beyle beraber idim. Ziya bey, rumca konuşmak mes'elesinden çok mü- teessir oldu, Eakat bir şey ihsas etmedi. Ziza bey öyle istiyordu ki, bizde onunla bir olup türkçe konuşmıyanları ayıplıyalım ve ocak gibi bir yerde türkçe konu- şulmamasına isyan edelim. Bu hadiseden bir müddet sonra İhsan Ziya beyi çok asabi buldum. Ben kendisine akşam- ları bir şey olmaması için erken- den eve gitmesini tasviye ettikçe: — Ben korkmam. Sanki siz beni müdafaa mı ediyorsunuz. Ben neden eve yalnız gilmekten korkayım? Diyor ve âdeta benim bile arkadaşlığımdan şüphe ediyordu. Fakat “son günlerde vaziyet de- ğişti ve başına bir felâket gele- ceğinden korktuğunu söylemeğe başladı. İhsan Ziya beyin başına bu darp hadisesi geldiği akşam evi- ne gittim. Kendisi yatakda idi. Meseleyi olduğu gibi anlâttı. — Eğer yere yatmamış ol- saydım. Şimdi sağ bulunmazdım. | Hayatım kurtuldu, beni tebrik ediniz. Dedi. Kendisine bir parça is- tirahat etmesini tav-iye ettim. Ve ondan sonra bir daha kalka- madı. Memurun şahadeti “Mü eakiben hadiseyi tahkik için Urlaya giden taharri me- murlarından Yusuf Kenın ef. dinlendi. Yusuf Kenan efendi maznunları tanıdığını hadiseyi onların yaptıklarına kanaat etti- ğini söyledi Zeynel zade Hüseyin bey bu- nun üzerine riyaset makamına teveccühle Urlada avukat Sabri beyin yazıhanesinde rakı içip iç- mediğini şahitten sorulmasını ta- lep etmiştir. Yusuf efendi — Evet Sabri beyin yazıhanesinde rakı içtim. Dedi: Bunun üözerine reis bey Ze ynel zadeye döndü : — Bunu ne maksatlâ sordu- nuz ? B Zeynel zade bu suale ceva- ben; — vazifeten Urlaya tahki- kata gelen bir taharri memuru- nun, hadisenin kendisinin tahri- kiyle olduğunu iddiaj eden Sab- ri beyin yazıhanesinde rakı iç- Mesinin her halde bir sebebe - Müstenit olduğunu, bu isnadatın Yusuf Kenan efendi tarafından tertip edildiğini iddia etmiştir. < Hîntte “koge— Dahiliye AyMoMgA-— A XSTELCRAFLARIMIZ 20 1 5 Nisan —ii İstikraz aö roaAm Tuz gönüllüleri |Bütçesibugünmü- Yapılan teklif j: B akın yapıyor! Bombay, 17 (A.A)— Biri 100 diğeri 400 gönullüden mürekkep 2 grup Bumbay çivarındaki tuz fabrikalarını ele geçirmek için yola çıkmışlardır . En kisa grev rekuru ! Baris, 17 (A.A) — Posta, telgraf ve telefon idaresi me- murları tarafından iki saatlık bir grev yapılması üzerine 10 memur azledilmiş ve 24 kişi açığa çıka- rılmıştır. — Tayyare şenlikleri Londrar, 17 (A.A) — Bu gün | Brookrandş'de bir tayare şenliği yaptırmıştır. Gayet küçük bir tayyre 3000 seyircinin gözleri önünde çok cüretkaârane ve sa- yısız ucüşlar ve takla atma hare- ketleri yapmıştır. Dünyanın en küçük hava gemisi olan bu tay- | | are 7 litre benzinle 100 kilometre | mesafe katedebilmektedir. Bu tayyare hafta sonunda Avrupa şehirlerinden bir coğu üzerinde uçmak üzre hareket edecektir. Muhtıra tevdi edildi Cenere, 17 (A , A) — Briand muhtırası saat 17 de sör Herc zakere edilecek Ankara, 18 (Telefon) — Yarın ( bu gün ) Mecliste Dahiliye mer- kez teşkilâtı kanunu ile Dahiliye vekâleti bütçesi müzaker edile- cektir. Madam Naydunun seyahatı Dharasana, 17 (A.A) — Ma- dam Naydu tuz fabrikalarına hücum hareketine başlanmadan evvel istiklâl mücadelesini bir kat daha kuvvetlendirmek için memleket dahilinde bir devir seyahati yapacaktır. Madm Nay- du evvelâ Tholapur'a gidecektir. Neden sonra! — oe Liman. tarifelerinin ten- ziline başlanıyor Liman şirkatinin liman işlerin- deki durğunluk dolayısıle me- murlarından bir kısmını mecburi memuriyete (!) sevk ettigini yaz- mıştık. Şirket bu defa amele- " sinden bir kısmına da yol vermek Drummond de'resmen ievdi edil- | miştir. Akvam cemiyeti mahafili ! bu muhtırayı büyük bir teveccüh ve alâka ile karşılamıştır. —— —— —— " yüksek bir muameledir. 'nin müdafaa vekili İMuılıfı Nu- ri bey söz aldı : — Müekkilimin hakkı vardır. Taharri memuru Yusuf efendinin Sabri efendinin yazıhanesinde rakı içmesi, maznunlar aleyhine mürettep bir şey olduğunu gös- termektedir. Müddel umumi Fuat bey — Vazifeten Urlaya giden bir tahar- ri memuruna edilen isnat hükü- mete 'demektir. İsnadı yapanla- rın ifadeleri zapta geçmelidir İsnat cürmünden, lüzumu muha- kemesini talep ediyorum. Avukat M. Nuri B. — Müek- kilimin iddiası vakidir. Hakika- tın meydana çıkması için müek- killerime makamı iddia tarafın- dan tedhiş korkusu telkin edil- rağmesi icap eder. Makamı iddi- anın, maznunların daha serbest | kaybolan bu mecburiyetinde kalmıştır. Şirke- tin senesi memurin maaşı ola- rak verdiği para 317 bin liradır. Diğer taraftan tahmil ve tahliye farifesinde neden sonra tenzilât lerası İktisat vekâletince şirkete tebliğ edilmiştir. Şirket bu ten- zilâtı karşılamak için masrafını | kısmağa çalışacaktır; tınızın neticesini tekrar edebi- lirsiniz. Halit bey — Tahkikatım he- nüz bitmedi, noksandır. Avukat Enver bey — Halit bey heyeti hakime huzurunda bildiklerini söylemelidir. İhtimal Halit beyin ifadesile müekkille- rimin hadisede methaldar olma- dıkları tebeyyün eder ve mü- ekkillerim tahliye olunur. Müddeiumumi — Halit bey bu hadise etrafında tahkikat yapan bir jandarma kuman- danıdır. Eğer” neticelenmeyen tahkikatım — bize — ifşa ederse ihtimalki bir çok hakikatlar kaybolur. Zaten - esrar - içinde haditenin netice | si bundan sonra daha çok müp- idarel kelâm etmelerine Mmüsaa- | dekâr olmalarını rica edim. Jandarma kumandanı ne diyor Bundan sonra Urla jandarma kumandanı Halit bey dinlenmiş- tir. Halit beyde ifadesinde şun- ları söylemiştir. — Ben jandarma kumandanı sıfatile bu hadise etrafında tah- kikat yaptım. Neticeyi mahkeme heyetine hafi ırı;ıunık Iıtoıim._ Müddetumumi — Kumandan bey tahkikatımın neticesini — ne- den bize bildirmiyor ve hadisenin tahkikatı böyle eksik ve gizli! kalıvor. Halit bey — Tahkikatımın neticesini Urla müddei umumili- ğine bildirdim — Bunun üzerine Zeynel zade- — Reis — burada da tahkika- | hemiyet arzeder Halit — beyin tahkikatının neticesinin Urladan celbini talep ediyorum. Avukat M. Nuri bey — Bu hadise artık tahkikat safhasın- dan çıktı, Muhakeme safhasına girdi. Onun için Halit bey bil- diklerni huzuru —muhakemede söylemelidir. Reis — Biz icap ederse Halit beyi tekrar mahkeme huzuruna celbederiz. Bunlardan maada daha 10 kadar şahit dinlenmiştir. Bun- lar arasında Hamiş ve Haşim efendiler hadisenin maznunlar tarafından yapıldığını iddia et- mişler ve bu yolda ifadede bu- hunmuşlardır. Diğer şahitler — maznunların. mesmuatlarına — na- zaran, İ le ıllkıdu olduklarını söy- Mühakeme — bazı — şahitlerin celbi için 27 Mayısa talik edil- | şikâyet vilâyetçe tetkik edilecek” miştir. tir. H İ İ | İ | 'Tevhit haritalarında mu" Hamalların idare heyeîilli Doktorluk mesleği | cüh ettik bu tarzda asil bir ha" tetkikediliyor — Ankara, 18 (Telefon)'nuıı inhisarının kendisine . mukabilinde ecnebi bir şirketll istikraz teklifi Maliye vekâletiNt* tetkik edilmektedir.: Tetkikattâ? sonra müzakereye devam edilmeyeceği takarrür Bulgar sefiri Ankara, 18 (Telefon) Ziraat — vekâleti müsteşarı ile Bulgâf sefiri bu gün avdet etmişlerdi”” j Paris panayırı Paris, 17 (A.A) — Paris p yırı açılmıştır. —simaml e (Birinci sahifeden ılevıllJA ğ (Sen benden evvel bittabi başkt bir hekim tarafından muayen* edilmişsindir ? K Senin bana geldiğinden onuf — | malümatı varmıdır ?) der. N İ Bu yüksek mesleki bir saygf” dır. Ve bu muayene bittiktef sonra eğer bir defa daha hastâ kendiliğinden profesöre müracaât eder ve bu müracaatten evvelki ilk — tabibi müdavi — haberdi' bulunmazsa profesör artık kabul etmez. Bu hareketile tabibi müda” viyi yani genç tabibi ve memle” ketiu genç tabibini himaye etmif — olur. Bu çok nezih, gerek tababet — gerek memleket hesabına Biz de mademki garba tevec" İ reketin bizim etibbamız arasın” — ca taammüm etmesini temenni — etmekteyiz. Ama bu bizde ya” pılmıyor mu? Şüphesiz bunu bi" len ve tatbik eden çok büyük doktorlarmız var. Fakat her şey” — de olduğmuza gibi — maalesef — bu meselede de henüz taamül hükmünde kuvvetle cari bir adet yoktur. Bu adetin Ioeııül'lq, "” tababetimizze ve memleketimize M şeref verecektir. Daha tevh_ı't' edilirken ! b vaffak olunamadı. — — Vilâyetle Emanelin tevhidiai) gösteren ve ahiren dahiliye ver — kâletine gönderilen harita dahi — liya vekâletince muvafık görül- memiştir. İade edilen bu haritâ Emanet harita şubesi tarafındao tekrar tanzim edilecektir. —ei ei Bir ayda limana kaç vapur geldi Yapılan bir istatistika — göre geçen ay zarfında limanımız& 588 vupur gelmiştir. Bunlarda! 120 tanesi İtalyan bandıralıdırı İkinci derecede Türk vapurlar! teşkil etmektedir. şikâyet ettiler Müteaddit hamalların vilâyete bir müracaat ci bazı şikâyet ve taleplerde bulu” nulmuştut. Heyeti idareye nit olan bü ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: