16 Şubat 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

16 Şubat 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Suhet F A G b İ Pzfon HABERLER.|) Menemende bugünkü muhakeme Menemen, 15 (A.A.) — Divanı harbı örfi mahkemesi bugün öğleden evvel M ralay Ata beyin riyasetinde toplnnmış ve dört celre aktetmiş'ir. Bir beraet kararı ile üç mahküömi- yet kararı vermişlir. Özleden sonra muhakeme yapılmamıştır. Yarın Balıkesirlilerin muvhakemelerine devam edilecektir. Menemen, 15 — Örfi Divamı harp mahkemesinde şimd'ye kadar muhtelif süretlerle hapis cezalarına mahküm edi!ip mahkümiyetleri tasdika iktiran etmekle kat'iyet kesbetmiş eolan 54 mevkuf bugün bir zabit kumandasında miktarı kâfi muhafızla ve trenle Ankaraya sevkedilmişlerdir. Birinci ve ikinci celselerde... Menemen 15 (A.A. | Örfi divanı harp mahkemesi bugün öğleden evvel Miralay Ata beyin riyasetinde aktettiği ceise- lerin birincisinde Man'sanın Türkis köyünden Cuma oğlu Ha- lli muhakeme etmşitir. Halil idarel örülye kararnamesine mu- tayir hareketinden dolayı mazmun bulunuyordu. İsticvabı ya- pt diktan sonra müddelumum! muaavini Fuat B. beraetini li- miştir. Hayeti hâkimae ikinci toplanışımda siâhını kendi elile hükümete teslim ettiği için örfi idere kararnamesine muhalif bir hareket görülmediğini ve binaenaleyh bermetine — karar verildiğini tefhim etmiştir. İkinci celse: Al'aşehirin Çavuşlar köyünden Hacı Hasan eğlu Mehmet Ali ve Mağnisadan Behçet oğlu Fehminin mu- hakemeleri yapılmıştır. Mehmet Ali haksz mahkümiyetinden bahsederek Taymls gazetesine yazdığı mektupta hükümetinin şahsiyeti maneviye- &ni tahkir eylemekle, Fehmi de bu mektubun muhteviyatını bierek postahaneye verinek suretile cürüm işlemekle maznun bulunuyorlardı. Mehmet Ali ifadesinde, ahiz ve gasp cürmünden dolayı yedi PMeye mahküm olarakmahpus o.duğunu ve cihan efkârı umumiye e hitaben Taym's elesine göndermek İstediği ve fakat posta- hanede iken sansörce elde edilen ve mahkemede okunan bu mektubu bir teessür ezikasile yazdığını, Fehmi de ifadesinde maarif dairesi sicil kâtibi iken ihmal ve terahiden — dolayı üç ay bapse mahkürı olduğunu ve hapiste tken Mehmet Ali ile tanıştığını, hapisten çıktıktan sonra onun bir evrakını hükümette takip ettiğini, bundan birbuçuk ayevvel Mehmet Alini birgün kendisini çağırdığını ve postayı tevdi edilmek üzere 'bir mektup verdiğin! ve fakat bu mektubun muhteviyatını bu ane kadar bilmediğini, Mehmet Alinin mektubu verirken 'kendisine ngiltereden bazı kitap'ar getirmek istediğini ve bu- Bun için bir mektup yazdığını söylediğini ifade etmiştir. Müddelvomurai muavini Fuat Bey Mehmet Alinin bu mek- tubu ile hükümetin şahsiyeti maneviyesini tahkir ettiğini ve İFehminin de bu mektubu postahaneye verdiğinden ceza ka- nununun 65 inci maddesi nazarı Jübare alınarak her ikisinin e 61 inci madde delâletile 159 uncu maddeye tevfikan ceza- landırı'malarını İstemiştir. Müdafaaları dinlendikten sonra heyeti hâkime, ikinel top- lanışında bu cürmün teşebbüs derecesinde kalması ve mek- tubun metninde hükümetin şahsiyeti maneviyesini tahkirden zyada kanunlarını kastettiği anlaşılması ve Fehminin de mezkür mekltubu postaneye teslimi dolayısıle feran zimethal bulunmasından Türk ceza kanununun 159 uncu madderinin ikinci fıkrası mucibince her ikisinin üçeray — hapisleri ve #eturzar İlra ağır para cezasile cera'andırılmalarına ve Fchmımlıı altmış — beşinci meddenin üçüncü fıkrası delâletile haplı cezasının kırk beş güne tenziline müttefikan karar verildi- #ini tefhim etmiştir. çüncü dördüncü celsede neler oldu lu Abduülkadir ve ü celse : Balıkesirden Mehmet oğlu A! Mığ::ıî:::An oğlu Emin'n muhakemeleri yapılmıştır. Bunlar tekkelerin seddinden sonra tarikate Intisap ve bu vadide Mdemat ifa ve devriş unvanını tstimal etmekle maznun YA de dökmeci olduğunu, tarikate mensup ir Hadesinde dökmeci olduğunu, ! n dmAx:':.dş;,h'ığı..dı tanımadığını sölmemiş ve müteakıp Suallera cevaben : Şeyh Esadın Erenköyündeki köşkünün so. balarını tamir etmedim, bu saç kılları Şeyh Esadın değili ı;(. Bir berber dükkânının önündeki tenekeden işimde kullanma Üzere aldım demiştir. Tni ai di bu kılların bu işte kullanılmıyı Şahidin ifadasinde lse | Ka laYER ktan sonra sorulan suallerıi pakkındakt gee Yar aT ae Kaldığını töylemiştir. Hal, baka Taa n aa n v pılan tahkikatta otelde kalmadığı ve veyi Haadaa evinde kaldığı el G iande, dökmeci olduğunu ALdM'“m*ı Aı,l ,:âl': ;.r'ııı, ığım tarkate mensup olmadığını Ö Iumııd:' ;u :uı.iıı Şeyh Esada arkadaşı Ahîull;,udırl::nndı:; İcîdei; ':Jnğkiup gösterilmiştir. Maznun bu — mektubun me ait olduğunu ikrar etmiştir. Gi S el takr â 1 muavini Fuat Bey; her “mnî.d;l::uu?ıdnı:dınıınm şahitlerin, h; l::ı'::â :ı:l.î:ıyıh Eıııl'. temasları oldi ııul veb:ıı::kı îl;:ıl:.ulı:ınbulı serrraan ö Ti bdülkadirin bir ( aşğd;:k::â:n:ıyîıeıun*ıvıını. diğer maznun hfrhnlır:t. :ın:::::ıhî.; Atdakedinla Serere G ei et Adülkadiei eniede gkan, ap verd'gini, d ç H gae Glarile, Şeyh Esadın müritleri den © duğu Seeyy gn ai ve Mehmet Eminin Şeyh Esada gönderdif mem lüi:,:' .::f.[dn, Abdülkadire ıöndeıdıgLnı ıoyl::um S â u beyan e! .'IZI'I';.IH ö m';(m' .::ı:,g:" dıı:ııııı:l'd:ıîuâeıı delâletile cezalan- ürk ceza kanu " —n='=ıu'=ım:l:îondıkın sonra Heyeti bâkime ikinci top- YARIN Türkiyeı;in Afyon Siyasğti (Baş makaleden devam) nayiini inhisar altına alınmak | kastı vardır. Türkiye ve Rusya'da inki- şaf etmeğe başlıyan — milil sanayi, en nihayet afyon sanayiini de meydana getirdi. Türkiye, afyon —mahsvlâtile meşhurdur. Bir kaç milyon köylü, 400,000 dönümlük bir erazide 500,000 kilo afyon fstihı&âl ediyor. Eski zaman- larda da bu kadar Istihsâl eder, Avrupa fabrikalarına gödderirdik. Fâkat, bizden ki- losunu 20-35 liraya aldıkları afyonların kilosunu 500 lira- dan bze, cihana satarlardı. Bizde ve Rusya'da, ham afyondan heroin, morfin ve kadein istihsal etmek sanayll tecesüs eder etmez, 20 İlraya alıp 500 liraya satmak kârının mstatlarını telâş aldı, Rusyada kaç fabrika oldu- ğunu bilmiyoruz. Türkiye'de üç fabrıka vardır. Bunlar, Türk afyonlarını işleyerek cihan pl- yasasında İngilizlere rekabet etmeğe başladılar. Bizim gibi hem ham afyonu, hem de sa- nayil olau bir memlekete kar- p meşru rekabet — olamazdı. Daha ilk snelerinde Türki- ye'ye otuz. milyon Kiralık bir servet getiren bu sanayli boğ- mak lâzımdır! Biz, Cemiyeti Akvamın af- yon siyasetinde bu kasti gö- rüyoruz. İddiamızı ispat edecek esasları da Cemiyeti Akvyamın projelerinde — bulabiliriz. Ce- miyeti Akvam, afyon sanayl- ine malik memleketlerin mu- rahhaslarile bir mukavele yap- ti. İstihsalât, şu şekilde tak- sim edi'di: Almanya */, 25.2, Fransa V, 21, İngiltere */, 13- 83e. Bu komitenin Türkiye'ye teklif ettiği hisse ise, ihtiya- cın V, 10 u nlepetinde idi. Halbuki, — ne İsviçre, ne de Almanya da bir metre afyon tarlası yoktür. — İngiltere'nin Hindistanda, Fransanın Hindi- çinlde zer'iyatl vardır. Fakat, 1930 senesinin 12,000 sandık mabsulatının 7,0C0 sandığını Türkiye çikarmıştır. Türkiye'de kendi — mahsulâtını İş'eyecek sanayi de vardır. O halde, afyonun hem zürraı, hem de fabrikatörü olan Türkiyenin hissesi ,isviçre ve Almanya'nın hisselerinden az olabi'ir mi? Eğer, Cemiyeti Akvara'da hüs- nüniyet varsa, İsviçre, Alman- ya gibi afyon istihsâl etmiyen mem'eketleri kudrodan çıka- ror, bu hisseleri Türkiyeye ve- rlr. Madamki, en fazla müstah- #il bizim memleketim!z en bü- yük hisse b'ze verilmelidir. Türkiye, insaniyet siyasetini böyle anlar ve yalnız müsavi haklara istinat eden beynel- milel mukavelelere — iştirâk eyler. Misir mürahhasi İngiliz Ru- vel Paşa, Türkiye'ye */, 10 his- sesini İütfederken, senevi 7000 sandık — istiasalâtımızın — 500 sandığa düşmesini, bir. kaç milyon Türk köy kalmasını, aiyon Ucaret ve sanayline yatırı'an — dört, beş mi'yon Türk sermayesinin mahvolmasını — kastediyordu. Maksat, Türkiye'yi afyon saha- sından çıkarmak, İran, Hinı afyonlarile Avrupa fabrikala- 1,000,(00,000 bırak- sünün İşsiz rinı işleterek liraık ticareti mahfuz Türkiye, Mondrosta — değil: dir ki, bu gibi teklifleri ka- bul etsin. Etmedi ve etmiye- cektir. Şimdi de Türkiye de “müşterekülmenfaa, bir af yon İnbisarı siyasetini tecrübe etmek — istiyor Bu «siyaset eski tütün — rejlsini — ihya demektir. Buna da muvafakat edemeiyz. Türk milleti ken- di servetini idare edecek bir haldedir. Bilhassa, idare etmekte o'duğumuz bir serveti başka- bırakmak bir “Garl a âmetidir. Sozra malları için inhlar olmaz. Bu Ücaret, sermaye- ni ve ticari — teşebbüsün beynelmilel sermaye hareke- tine karışmatı ile yapılabilir. Avrupada 20 fabrika, gece gündüz işlemekte, permili, per- misiz morfin, heroin ve saire ihraç etmektedir. Bu memle- ketlerin hang'sinde bir afyon Inhisarı vardır? Bu siyasetin hü'âsan, bir milyar Hralık kârdan Türki- ye ye bir karınca hicsesi ayır- maktır. İnsaniyete hizmeti anlarız. Yalnız, herkese ayni hakkı vermek ayn! vazifeyi tahmil eylemek şartile ! Tarına reşitlik,, ihracat » , » lanışında 163 üncü madde delâletile her ıkisinin altışar ay haptslerine ve otuzar İira cezayi nakdi ile cezalandırılmala- mına karar verildiğini tefh.m etmiştir. Dördüncü celse: Balıkesirden eskici Hüseyin oğlu Kümil ve Balıkesirin Bozveren köyünden Halil oğl'u Ahmedin mu- hakemneleri yapılmıştır. Bunlar da tekkelerin seddinden #onra tarikatle meşgul olmakla maznundurlar. Hüseyin oğ'u Kâmil ifadesinde babasının eskiden rufia olduğunu ve kend sinin de sekiz sene evvel nakşi tarikatine girdiğini ve fakat şimdi mep- gül olmadığını, Şeyh Esadı tanımadığını, onun ziyaretine git- mediğini söylemiştir. Halil oğlu Ahmet ifadesinde tarikatle olmadı'ını #öylmiştir. Müteakiben 12 eylül 929 tarihinde Kâmile yazdığı mektup okunmuştur. Bu mekluplta maznun Ahmet ihvanlara selâm ettiğinden ve Efendi Hazrelleı huzuruna gitmek istediğinden ve manevi babasının kendilelerini ikaz ettiğinden Allabın sevg li kulu olan Hazretin İlvası altında cümle ihva- nın toplanması temenniyatından bahsediyordu. Maznun bu m: k- tubu Kâmile yazdığını ve mündericatındaki ifadelerile Kâmilin ni kattettiğini söylemiştir. babı Müddelumumi muavini Fuat Bey her iki maznun Nakşi tarikatinin & kavi muritlerinden olduklarını ve delil olarak ikraraları ve evlerinde çıkan tarikate alt eserler olduğunu ve hazırlık tahkikatında mektubun kendisine ait olduğunu ve efendi Hazretlerindea maksadı Şeyh Esat 0o'duğunu ifade - ettiğini beyan ettikten sonra her ikisinin de Türk ceza kanununun 163 üncü maddesine göre tayini cezalarını — istemlştir. Maznunların müdafaaları dinlendikten sonra Heyeti hâkime ikinci toplanışında her ikisinin üçer ay hapislerile onar lira ağır hapis cezasile teöziyelerine müttefikan karar verildi- ğini tefhim etmiştir. alâkan Sahife $ | ; Raşit Rıza HAĞ Ahret yolcusu Geçen gün bir vefat ha- beri vardı. Bu kara haberde İstanbulun — hemen tanıdığı amca beyin bildiriliyordu. Amca Ahmet Numan be- g bi ben de tan- yarıtının | öldüşü | yi herkes rım ve severim. Ne yalan söy- leyim,havadisi mürettiphaneye verirken, e'im Allah rahmet Yeylesin, — klişesini — yazmağa varmadı. * Dün bir teseadüf beni Am- ca Beyle karşılaştırmaz mı?, Kapıdan girer girmez o, her zamanki neş'e ve nükte- » dedi, ronra, Benim şaşkınlığımı görün- ce ilâve etti: — Korkma, korkma, hort- lamadım. Zaten bu kiş. gü- nünde ölecek kadar da buda- la değilim. Bir kadehle, bir meze ara- sında da: lar böy'e âle- | bırakıpta — ölümlerin arkasından — koşacak kadar budala değildir. Dirimden ne hayır gördüler ki ölüme hürmet etsinler. * — Amca, ötede ne var ne- yok? Buradan amma, İskender atkerlıe S: köprüsünü — geçinceye kadar zaman geçecek. İyisi mi gene dünyaya düneyimde birkaç ka- deh fazla içeem kârdır, ded'm. iyiş — kalacaklım Ankarada kalacak Ankara, 15 (Yarın)— Türk ocağında temsi.lerine devami eden Raşit Rza heyeti şehir tiyatrosu olarak vilâyet tara- fından angaje edilmiştir. Devlet bankası pek yakında açılıyor Ankara,15(Yarın) — Yarın devlet bankası tesis heyeti toplanacak- tır. Bu toplanış husust mahlb yettedir. Heyet hisselerin sureti kay" dı hakkında hazırladığı esabı : alrı tetkik edecektir. Aretipa'ya gidecek Lima, 1p, (A.A. ) — Prome de Galles, yarın sabah 3 mo: törlü bir tayyareye binerek Aretipa'ya gidecekür, İstifa etti Madrit, 14 (A. A.) — Be rangüer kabinesi Istila etmiş tir. Bir konferans daha Ankara, 15 (Yarın) — Maarlf müsteşarı yarın Türk ocağınd? bir konferane verecektir. Kah * Ahmet Numan Bey aheet mevzuunu degiştirerek vak'afı anlattt. — Kim bilir hang', soysuz bu oyunu oynadı, dedi, Sonra bana dönerek; yat- dığınız gibi temizleyin; yokta, karışmam ha... — Ne yaparsın amca? — Ne mi yaparım. Hepl' nize kızar doğru borazan Tev fiğin yanıma giderim. O lan Kevser şarabını anafordan içk yor, burası gbi kadehine oA heş almıyorlar. İş bankası müdürünün bir işi Banka Kommerçiyala İtalyana'daın 350 lira Halk fırkasına iane alan Muammer B. , bilet rüsumu liralık bir arapça vermemek için beş makbuz vermiştir. CK Filest düne snbl möklfaç Rlanbül Heklsü DA Seasi Tn ve Tiflasi NN Eağalığdamıda hi Sa B e inei SÜĞ amezrei vaşĞk dukira .—.;.a/ı“/ Oıhkarı vabalade Ahararbe L üü e corikeed eli tü nusamcıye Vafikas muklremelarık KAkkli Çf Layurmı A, Banka müdürlerinden M. Teledo bize dostane söylemiş: — Halk fırkasının bu fane biletlerinden bıktık urandık. 350 liralık balo bilet! olurmu? Bankanın merkezi, bu hesap- ları kabul etmiyor. Sonra, 350 liraya verilen biletin ücret kaydı yok' İşin kitaba uyması beş İiralık bir Halk fırkası makbuzu veriliyor işte o kadar, KAT <Dığ üzerinde 8 .e A L-A'—u'—':—;ı:ıımnı | Eğer, bu bileti İş baonkası | İstanbul şubesi müdürü Mu- | ammer bey getirmemiş ol: saydı, 300 lira vermek değil, kendisini polise teslim eder- dik. Çünkü, vilâyetten, Darül. Acezeden, Belediyeden tasdik edilmiyen biletlerin elden sa- tılması memnudur ve bir cü- rümdür. Muammer Beyia w- l | mi, Halk rarlarına dayanamadık, ald'l” İddinsına — göre, 'bu paraylâ Halk fırkası binasımıa kalort ferleri yapılacakmış? Mi'amo'nun — iade — ettiğl biletleri size veriyorum, buü" lardan bahsediniz, bizleri bü gibi bitmez tükenmez Bi resmi vergilerden kurtarımiles Bu biletlerin — külşelerinl nesrediyoruz' — Bizim elimizt iki tanesi geçti. Eğer Deftardarlık, — batt kalara, malt — mücsseselert müracaat —ederse, — bunların kim bilir kaçımı bulur? Meselenin asıl mühim Ktt fırkasının — arapça makbur. vermesi, 350 liraya mukabil beş İira — mehvsül göstermesidir. Kanun, Abı ağaya başka, Muammeor Bel* aşka bir şey midir? 4 Fazla yazmak istemiyorüf Fakat, hiç te doğru olmuyt" bu işlere bir hatime verlimt sini! ve banka müdürl bilet şgatmamalarını istiyorWr: Defterdarlık, bu işe vat etmeli ve derkal barektit geçmelidir. Bugünlük bu kadar!

Bu sayıdan diğer sayfalar: