21 Mayıs 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

21 Mayıs 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 SA Dünya yeniveregğısie eigııl! Yeni Fridman aşısı Fransayıda ehemmi- yetle işgal ediyor Verem mes'elesi karile- rimizişiddetle alâkadar et- mekte berdevamdır. Bir ta- rafta Vereme mücadele ce- miyeti ve bilhassa cemiye tin kâtibi Heybı Sa- vatoryomi Başhekimi Tevfik İsmail B., diğer taraftan Fridman aşısını müdafaa ve ilk defa — memleke timizde tatbik eden doktor Fuat Sabit B. bulunuyor. Bu iki doktor, Verem ile mücadele etmek için mev- cut iki ayrı noktai nazarı müdafaa etmektedirler. Biz geçen nüsha- larımızın - birinde doktor Fuat Sabit Beyle — yaptı- ğımız mülâkatı dercetmiş- tik. Bu hayati mesele hak- kında diğer mütehassısları- mızın mütalealarını da der- cetmekte devam edeceğiz. Bugünlük Paris gazete- lerinde son — zamanlarda sık sık bahsedilmeğe baş- hyan Fridman aşısı hak- kında merkezi Pariste olan Beynelmilel Verem ve Kan- sere karşı taharriyat, ce- miyetinin heyeti umumiye içtimama ait tafsilâtı Le Populaire (La Popüler) ga: zetesinin 5 Mayıs 931 ta- rihli Salı günkü nüshasın- dan ayneri tercüme ediyo- ruz: Pazar günü “Verem ve kansere karşı — taharriyat cemiyetinin heyeti umumi- ye Içtimar, sivil mühendis- ler salonunda vuku buldu. Hali hazırda cemiyetin 2237 azası vardır. Cemiye- tin şimdiki hedeflerinden biri iki seneden fazla bir za- mandanberi müdafaa etmek- te olduğu Fridman aşısının resmi bir heyet tarafından Fransada tecrübesinin yapıl- masıdır. Meşhur Kanser mütehas- sısı Josephe Chomas (Jozef Tomas) içtimaa riyaset edi- yordu. Bir kaç yüzü bulan samiin arasında Bahriye, Zi- raat ve Sıhhiyeyi uskeriye mümessilleri de bulunması şayanı dikkat idi. Cemiyetin kâtibi umumisi ve Romanya Kıralicesi Mari dispanseri müdürü doktor Simyonesko bu mücssesede bir senedenberi yapılan Frid- man aşısının neticelerinden bahsetti ve sözünü şu suretle bitirdi: Kemiklere ve ukadata mahsus “olan — Veremlerle Perituvan — bevli — tebasüli veremlerde olduğu kadar göğüs veremlerinde, göğüs veremlerinin — ukdevi — lifi tecebbüni de, hattâ bunların faal şe killerin bile derecei hararet 38,2 yi geçmedikçe Fridman aşısı yüzde doksan şifa te- min ediyor. Doktor Simyonesko bil- hassa son seneler zarfında baytarlar tarafından Verem hayvanlarda yapılan — ve Fridman aşısının kıymetini gösteren tecrübeler üzerinde ile doktor— baytar ve ısrar Mösyö (Resve) nin şayanı dikkat mesalsınden bahşetti. Kâtibi umumi. Verem- den çok mütessir olan inek lerde Fridman aşısının tat- bikinden alınacak — iktısadi faidenin azami ehemmiye- tÜne işaret etti. başka insan — Veremenin sirayet membalarından bü- yük bir kısmı inek sütleri olduğu için bu cihette ki faideyi de heyetin nazarı dikkatine arzetti. Romanya kıralıçesi Mari dispanserinde bu güne kadar 2130 hastaya Fridman aşı- sı yapılmıştır. Bunların 1610nu şafi 520 si vaki yani Verem ol- maktan vikaye için yapıl- mıştır. İkinci reis doktor Lacoır âlimane, edibane ve kıyme- ti çok olan nutkunda, ce- miyetin muhtelif şubelerde- ki mesaisini bildirdi. Ve şu sözlerle nutkunu bitirdi: “Biz terakkiyi nerede bulursak alıyoruz. Irkın, mil liyetin bizce hiç bir ehem- miyet yoktur. Dr. Lacouir Fridman aşından alınan fevkalâde parlak neticelerden bahset- tikten sonra Dr. Thomasın Kansere karşı mücadelede- bi mühimi — mesaisinden bahsetti. Müteakiben Dr. Thomas Kanserden bahsederek de- diki: *“Halkın Bundan Kanser dediği (Ur) devri, maalesef uzun zamandan beri beslenmiş olan kanaati umumiye hi- lâfına, hastalığın son mer- halesidir. O, hastalığın an- cak mevzit bir arazidir. Bi- naenaleyh Kanser mevzli bir tedavi ile iyi edilemez. Şimdi kabul edilmiştir. ve tec- rübeler de bunu gösteriyorki Kanser bir taharıüşten ileri geliyor. Felâket buradadır ki hasta lar ıstırap başladığı zaman hekime müracaat ediyorlar ve ozaman da vakit geçmiş bulunuyor. Binaenaleyh kan- ser ile semeredar bir surette mücadele etmek için evvela hastaları talimetmek ve has- talık henüz başlangıç dev- rinde ne gibi ârazlarla mey- dana çıktığını — öğretmek lâzımdır. İçtimadan sonra bir san' at konseri verilmiş ve ilmin yemişleri san'atin zevklerile tes'it edilmiştir. Parisli gaze- nin verdiği tafsilât burada bitiyor. Burada yalnız bir noktaya dikkati celbediyoruz : Fridman mes'elesi Verem şekillerin | mücadele cemiyetinin neşrettigi “Yaşamak yolu, gazetesinin dediği gibi ehemmiyetsiz bir mes'ele değil, bilâkis Fransada bile ilim âlemini ehemmiyetle işgal eden bir mes'ele olduğu gün geçtikçe meydana çıkıyor, Biz. bu barcketi ehemiyetle takip- ediyoruz ve Avrupa matbu- atında göreceğimiz bütün haberleri kariler'mize günü gününe yotiştirmeğe çalışa- cağız. Milli Evrakın Satılması (Başmakaleden devam) satmak, cürümlerin azami addedilse yeridir. Mithat Paşa zemanına ait bir kaç vesikayı Tarih encümeni mecmuasında neş- retmeğe muvaffak oldu diye, beş altı sene evvel bir Bul- | gar heyetinin Ahmet Refik | Beyi ziyaret ettiği, kendisi- ne nişan getirdikleri hatır- lardan çıkmamıştır. Satılan evrak içinde hakikaten 92 Bulgar ihtilâline ait vesika- lar bulunuyorsa, Bulgaristana götürüldüğü söylenen evra- kın kıymeti biçilemez. Ecnebi âlimler Londra- lardan, Parislerden kalka- rak Dünyanın öbür ucuna heyetler halinde gidiyorlar, milyonlar sarfediyorlar, ne- ticede de, yüzlerce “Balya, hık evrak haznesi değil, üç beş vesika elde edebilirler- se, ilim hesabına bunu çok büyük muvaffakiyet adde- diyorlar. Maalesef bizde de, işte böyle acıklı, elim me- seleler oluyor. Yazık, çok yazık.. ARİF ORUÇ LA ŞANEEDĞAĞü Yeni kunduracı âıe- buslarmız duysuu ! (Birinci sayfadan devam ruz hal ve vaziyetimiz böyle iken birde üzerine tuz bi- ber kabilinden Avrupanın Tâstik ayakkabılarını piya- sada görüyoruz ve halkı- mızın yüzde yetmişinin bu ayakkabılarında nistimal et- tikleri nazarı dikkatimizi celbediyor işte esnafın se- faletine başlıca sebep: Bu lâstik ayakkabılardır. Acaba bunun önünü almak kabil değilmi? Bugün Mat nisa bir çift lâstik ayakkabı ithal etmiyor, beher çiftte elli kuruş oktrova rusumu alıyormuş. Acaba bunu İz- mir Belediyesi tatbik ede- mezmi? İzmirde birde yerli malları koruma cemiyeti vardır. Bu cemiyet hali fa- aliyette deği! midir? Mektep talebeleri. hemen hemen kâmilen bu ayakkabıları ter- cih ediyorlar. Bu nazarıdik- kati celbetmiyor mu? Diğer taraftan lasarruf dersi veri- liyor. Esnafın zeytin tanesi yemekten benizlerinde kan kalmadı. Bundan iyi tasar- ruf zanederim, gözlerimizi kapadıktan sonra olacaktır,, İzmir kunduracı ustası A. Cemal eet Mazhar Osman B.in şoförü mahkemede Bundan bir kaç ay evvel Kiça isminde bir kadın yü- zünden Aptullahı katleden Dr. Mazhar Osman B. in eski şoförü Ahmedin muha- kemesine dün Ağırcezada başlanmıştır. Emayi muha- kemede şahit sıfatile iki po li dinlenmiştit. Fakat bu efendilerin zabıtta isimleri yoktur. Heyeti hâkime diğer şa- hitlerin celbi için muhake- meyi başka bir güne talik etmiştir. Hamit B. Ankarada Belediye reis muavini Hamit B. D. vekâletinin daveti üzerine dün Ankara- ya gitmiştir. z ı-a — '“’f'â&iğ .'_..â'l vv aL M n me Dans, aşk ve para faciası COCEEMELAR I. D TLRSEYON DNRAI GT L AOA Evvelki gün, Üsküdar- da Hasan Ef.isminde bir genç intihara teşebbüs etmiştir. Bu elim ve hazin hâdise şu suretle cereyan etmiştir: Üsküdarda Şeyh camii karşısında 18 numaralı ha- nede oturan Hasan Efen- di, Şehremaneti memurla- rından Süreyya B. namında bir zatin manevi evlâdıdır. Süreyya B. Hasan Ef. bun- dan on üç sene evvel ak- miş, — terbiye tahsilile meşgül olmuştur. SUDANLI BİR SİYAHİ Hasan şirin bir gençtir. İşte bu haliledir ki kendicini küçüktenberi Süreyya bey ile refikası Muazzez hanıma öz evlât gibi sevdirmiş, bu ve günde göz yaşlarını kalple- | rine sindirmiştir. TİCARETHANEDE — MU- HASEBECİ 24 yaşlarında bulunan Hasan,Ef. geçen sene mekte- bini bitirmiş, Hamamcızade Nuri beyin “ticarethanesine muhasebeci olarak girmiş- tir. Bir senedenberi hayata atılan bu genç, bidayette çok güzel çalışmağa, son günlerde ise danslarda, eğ- lenmeğe başlamıştır. Dans iptilâsı bu gence de sirayet edince yavaş yavaş evinede gitmemeğe başlamış- tır. Bu hali gören pederi Süreyya Bey, kendisine bu hususta çok sözler söylemiş, fakat tesir ettirememiştir. DANSTAN AŞKA... Buünun üzerine Hasan, yine kendi bildiğine müte- madiyen — balolarda vakit geçirmeğe devam etmiştir. Günün birinde bu refahat yerlerinde Eleni isminde bir kızla da tanışarak seviş- meğe başlamışlardır. Uzun müddet gezmişler, tozmuş" lar, nihayet yine ayrılmış- lardır. ŞÜKÜFENİN AŞKI... Aradan bir müddet daha geçmiş, bu seferde Kadı- köyünde ıhlamur caddesinde oturan Şüküfe isminde bir kızla sevişmeğe başlamıştır. Bu kızla da uzun müd- det konuşmuş, görüşmüş ve düne kadar da sevişmeğe devam etmiştir. Fakat ev- velki gün tatmin edilmiyen aşkından, hayattan usan- maş olacak ki tedarik etti- ği bir kutu verenor içerek intihara teşebbüs etmiştir. ANNESİNİ DİNLEYİN İşte burasını bizzat val- desi Muazzez Hanımdan dinliyelim? — Haftada bir veya iki defa eve gelen Hasan evvel- ki akşam gene erkenden gelmiştir. Güle oynaya yemek yedik, kahvelerimizi içtik- ten sonra — dereden tepe: Siyahi genç muhasebeci niçi intihar etti? Dans ve aşk iptilâsına yuvarlanan gencin polise ve sevgilisine mektupları den — konuşurken — pederi Süreya Bey — Hasana hita- ben : Oğlum — bugünlerde seni iyi görmüyorum, aklı- ! ni başına topla, paralarını har vurup harman savur- ma dedi. Hasan da ceva> ( ben: | gını bahan badema Beybaba badema emrinizi ifa ede- ceğim. dedi ederek — odası- na gilti. Bunun üzerine biz de | yattık ve sabahleyin erken- E | den kalktık. Hasan işine 7 vapuru ile giderdi. Fakat o gün sa- at 8 oldu hâlâ kalkmamıştı. Merak ederek odasına çık- tun, Kapıyı vurarak : — Hasan, Hasan, diye seslendim. Cevap yoktu. | Tekrar vurarak: — Oğlum Hasan, 'saat 9 oldu kalk, dedim. Fakat yine ses sada çıkmayınca zevcim Süreyyaya seslene- rek: — Yahu, çocuk cevap vermiyor, gel birde sen se- len bakalım, dedim. Bunun üzerine yukarıya çıkan zevcim de hızlı hızlı vurarak : — Hasan, Hasan! diye seslendi. Kapıyı kırınca.. Bu sefer yine cevap ala- mayınca kapıyı kırdık. Bir de ne bapalım? Hasanın ağzından köpükler geliyor, baygın bir vaziyette yatıyor. hali görünce ben fer- “Tersine bir kâr! Bir tayyare bileti sah- tekârı yakalandı Bedros isminde bir Er- meni Hacı Mıgırdıç namın- daki arkadaşına bir tayya- re bileti uzatarak: — Mıgırdıç, demiş, be- nim şu bilete 500 lira isabet etti, 50 lira alacağım. Lâ- kin şimdi çok ihtiyacım var $ lira eksiğine şunu kır.. Bedros bakmış ve listeyi tetkik etmiş hakikaten isa- bet var. Hemen paraları saymifıs. Fakat ikramiyeyi alma ğa giltiği zaman işin iç yü- zünü öğrenerek polise/mü- racaat etmişter. Sahtekâr tutulmuştur. Aydın merkez memuru şehrimizde Şehrimize — Aydın vilâ- yet: Merkez menıuru Şükrü B. gelmiştir. Muharririmize atideki izahatı vermiştir: — “İstanbula mezunen geldim. Aydın - vilâyetinin asayış ve inzibatı mükem- meldir, Faili yakalanma- mış hiç bir cürüm yoktur., ve rahatsızlı- | yada, kocamda kari koşmağa başladı. Bir tan yetişen komuşular, ğer taraftan yetişen pol bu hali görünce hemen haneye kaldırdılar. Fakat, o ara — yatı | kenarında boş bir şiş€ iki mektup, birde altın, İh, - rekkepli kalem bulduk. nun üzerine mes'eleye yet zabıta — but aldı,diyıp sözünü biti MEKTUBUN BİRİ “Polis efendiler ! Evvelki gün, muhi bulunduğum Hamamcı # Nuri beye ait 135 Jiralık $ tahsil için ahp — bat gittim. Parayı olup a ederken çebimden ça" mış bulundum Binaenal tazmin edemiyeceğinden layıdırki şerefimi kaybed ğim, onun için şereften bedeceğime, hayatımı betmeği daha düm., DİĞER MEKTUB D mektup sevgilisinedir. Ruhum! Ülüme Yaklaştığım saniyede dahi, seni hati dan çıkarmıyarak hay#fi hatırlamaktayım. — Seni beni hatırlaman için 'mektubu ve yazmış old kalemimi — yadiğar bırakıyorum. - Al, kullas h beni daima an-,, Hasan efendi, şimdi ğın ve hayatından ümlt silmiş bir halde Tıp fi eden makul | tesinde yatmaktadır. Ticaret Şirketi Tacirler ve esnafı ve endişe içinde |* Bazı gazetelerde İş Pj, kasının iştirakile bir b ticaret şirketi “teşkil ceğini yazmışlardır. Bu şirket İş bani dan maada daha dört sermayeder tüccarın İl” kile — yapılacaklır. ticareti adeta İnhisar alacak olan bu şirkfi küçük esnaf çok zarâf j recektir. Daha / bu kabil harici kücük * retle meşgül olan t8* , enadişeye düşmüşlerdir: /| Tacirler piyasası « edecek mahiyette leri bu işten dolayı met nezdinde teşeb bulunmağa karar ** lerdir. Bütün küçük ler, mahiyeti bir İnhisaf resi zannını hâsıl edef etin aleyhindedir Tefitşe devı'lııı Belediye sıhhiye Neşet Osman B. dün! ları teftiş etmiştir

Bu sayıdan diğer sayfalar: