12 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

12 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i2 ı_ıâıimn : Tereci'ye Tore, satılmaz! Dört ortaktâan dördünün, dört tarafa çeke, çeke bir türlü siyasetinde karar ve is tikrar — temin — edemedikleri “SonPosta, gazetesi, son güm lerde bir bakıcı kadın malümat furuşluğuna başladı. Herşeyi — bildiğini, herşeyi kendisi yaptığını ve herşeyin başında: isminin bir bayrak gibi dalgalandığını iddia eden bu gazete, dünde yeni bir Kaber peydahladı. Hem bu haber — kulağı deliklikte rekor- kırdu Bunu uyduran — kafaya bir baş sarmısakla mavi bon- cuk ve bir tutam çörekolu asmak İâzımdir; nazar değe mesin diye. * Okumuyatlar vardir. diye bu haberi hulâsa idiyorum: Yeni “ Çiftçi ve Işçi . farkasını kimler teşkil edece- ğini haber veriyor. L'stesi de şodur: Lider: Avif Oruç: Kâtibi umamt: Süleyman Tevfik. Mes'ul murahhas : İsmaitee Habil Âdem. Muavint Bürhanettin Âli * Bu haberin uydurma olduğu daha — okuünürken anlaşılıyo.r Güye ve maksat ne kadar büyük ve ne kadar- şerefli ©- İursa olsun “İsnat, esassızlıkla karşılaşınca sifira iner. Mübalefeti, kuşkonmaz ye- mesini bilmeyen bir yeni zem gin gibi yüzüne gözüne bu- laştıran akşamcı gazeteye bu cevap yeter galiba? BÜRHANETTİN ÂLİ | Adil B. Bir haftaya kadar Londraya gidiyor! Maliye — heyeti- - teftişiye reksi ve Borsa komiseri vekili Adil B. 23 Haziranda Lond- rada bulumacaktır. Âdil: Bey Osmanlı bankası umumi mer- kezi — içtiimamda bulunacak: ve hülümetimizi — vazifeten temsil edecektir. Kensile- gö rüşen- muharririmize; Âdil B. | açağıdaki beyanatı vermiştir: — Buradaki * işlerimt bi- tirir bitirmez hareket edece- gim, Maamafih, dâha bir haf« ta kadar buradayım. Bu sey. yabalımı, her sene mutat - ol- duğu veçhile, Osmanlı bankası merkezi umumi — içtimaında bulanmak üzere — yepacağım, 200 Amerikalı geliyor | Yalandı Amerikadan, şeh- |rimize 200 kişilik bir. seyyah kafllesi: geliceği Habör alıine Naci mıştır. Tefrika No. 6 Nuhârriti: Raynonde Machard — Föansis edebiyatindıir büyük aşk ramamı — 170 inci binden tercüme edilmiştir.. Nöbetçi telebe, hıstanın göz kapaklarını açip muayene et. tikten sonra profesöre: — Hasta. hazırdır, diyor. Profesörle asistan on daki kadanberi ellerini, kollarım yıksmakla meşgul bulunuyor- lar. Profesör cesaretle asistana —- Haydi öyle ise, diyor. Hastanın iki tarafında iki korkünç adam duruyor ki, bun- lar Baştan aşağı beyaz giyin> i üstat, Aap Muharrem çaa Mustafa B.i feci bir surette katletti! Bu hiç sebepsiz cinayet Kadriye isminde bir kadının randevu evinde cereyan etmiştir. h Lün gece Beyoğlunda, bir | randevu evinde feci bir cina- yet olmuştur. Bu cinayetin iç- yüzünü bildiriyorum: Her şeyden evvel bu cina- yete sebep olâan Kadriye ir- minde bir kadin vardir. Bu kadın vesikali gürü- hundan olup 40 yaşlarında sarışın, şişman ve çok fetlan bir kadındır. Etrafına 10 ka- dar bikes ve cahil kızları top- lamış; Tarlabaşında yağhane sokağında 19 numaralı haneyi isticar ederek - gizli fuhşiyala başlamıştır. İdaresindeki kızlar, umu- miyetle İstanbullu olup, bu çirkef hayata birer eseri kaza olarak düşmüş ve bu ane ka- dar — içerisinde çabalamağa mecbur olmuşlardır. İşte bu çirkef içerisinde yüzen zavallı ve bedbahat 10 kadar biçare kiz, Allahın gü- | nü sokak ortalarında gezer, tozar, netitede bir löki çin kendilerine müşteri ar yıp duürürları. — Güzel, çir- kin. demez; ne, bülabilirlerse | hemen alıp Kadriyenin evine getirir, birkaç saniyelik zevki bir nefis — körleterek — bir çok gençlerin paracıklarını alır ve hemen ev sahibi olan | #işman Kadriyenin avucuna verirler. Ev sahibi Bu kadıncağız, alın terinin ne oldüğunu - bilmediği — için kendisine mahsus bir cilve ve bir eda ile bu paralârı alır, cebine indirdikten sonra 'bi- çare' günahkârlara kuru ek- mek ile peynir yedirir, ken- disi de şamdanyaları yuvarlar. İşte bu türlü yaşamağı, zavallıların - sayesinde — elde eden: Kadriye, evvelki gün yi- ne biçareleri sokağa dökmüş, harıl harıl vağlı müşteri arama-| ğa başlatmıştır. Zoraki çalışan bu kizlar- | dan - Bazıları kör topal, herne- | bal, ise kendilerine göre birer | müşteri' bulmuş, * bazıları da bulamayıp boyunları - bükük | | yetimler gibi bu zalim kadının evine dönmüşlerdir. Müşteri bulamayan günah- kâr'âar boynunu - bükedursun. | Gelelim o gün- için müşteri | bu'anlara. Netimav, Şâziye, Saadet ve Muallâ, İşte bu dört kız | o gün müşteri bulmuş, şen şatir evlerine — gelmişlerdir. Mual'â ile Sadetten gayri kız- | lar, müşterilerini bir iki saat eğlendirdikten sonra selâmet. Temiş - Muallâ ile Sadet te müğterile birlikte gecelik kas Mütercim Ahmet Fürkân Ellerinde lâstik eldivenler var, Başlarında- lâstik birer takke.. Bunlardan biri profe” tör, diğeri aslstandır. Profesör mırıldanıyor: — Kim bilir,bu sun'i doğu: ruşla hasta belki kurtulacak, Asistan - şöylece cevap ve- riyor : — Evet, bâazen dediğiniz eluvor. Fakâat biz buna güven: miyelim. Asistan tentitdiyot ile has tanın karnını adeta cilâliyor,.. HM Mehn elite | aden ibir gençtir: İıcıklırmdın raki masajarını hazırlamağa başlamışlardır. Muallâ kimdir ? Muallâ, 18 yaşlarında e. mer ve zayıf bir kadındır. Kesmpaşada doğmuş, bü- yümüş, bir iki seneevel bu haya: ta atılmıstır.Saadet te 22 yaşla- rında orta boylu sarışın bir kandın olup'o'da iki- tene eğ. vel bu hayata alılmıştır. İşte bu ikt kadın ö günü bi- ni Zeki; diğeri de - Arap Muharrem — ismindeki gen çleri — bulmüş — ve evlerine | getirmiştir. Arap Müuharrem, İstanbulludur, 24 yaşlarında dökmecilik — sanatile — iştiğal Zeki,de 19 yaşlarında olwp şoför muavin- liği yaptrak geçinmektedir. bu kadınların pençesine düğ: müş cehalet ve kör olası nefiin üzerine bu eve gelerek Zeki Haceri, Arap — Muharrem de Muallâyı almıştır. Sofra kurulmuş Aksamdan sofralar kurul- müş; mezeler — hazırlânarak önlerine (|konmuştüur. Bu ikt genç; kadınların sonsuz- cilveleri arasında iç. meğe başlamışlardır. Yemişler içmişler, gülmüşler oynamış- lardir. Nihayet saatin bir olduğu- nu görmüşler ve yatmağa ha- zırlanmışlardır. Bu sırada evin kapisı vurulmuş, içeriye Mur- | gir | biri Bey, 24 terbiyeli tafa Bey natmında miştir. Mustafa yaşlarında — nazik, birdir: Kasımpışada doğmuş, yük sek bir terbiye ve tahsil gö rerek vatana hayırlı bir evlât olarak yetişmiştir. | 10 kadar Fiermaye İşte bü Mustafa Bey,bun- dan bir kaç günevel Muallâ de- diğimiz kaâdını görmüş, paşadan tanıdığı için sokakta durup konuşmuştur. Bu görüşme esaâatinda Mu- allâ, kendisine adtesini ver- miş ve bir akşam için evine davet etmiştit. Bünün üzerine evvelki gece Mustafa Bey, te- sadüfen bumahallden göçmek- te iken Müallâyı hatırlamış ve onun iÇİn 0 evö girmiş ve Muallâyı sormuştur. Kadinlardat biri de kompile olduğunu Löylemiştir. Bunun — üzerine dışarıya çıkan: Müsllâ; Müstâfa beyi görmüş, — gördükteğ — sonra tekrar odasına kaçmlıştır. Bu sırada kör kandil olan Arap Muharretn ile şoför Zeki, Mu- | allânın ktzla odâaya girdiğini İşte bu iki genç, o gün için- | görmüştür. Merak edip sots | müşlâr, — neticede — meseleyi anlamışlardır. İşte bu meseleyi anlayan Arap Muharrem hemen yerin- den fırlamış, sofaya çıkâfak: — Ulan, kitâmiş o yım Muallâyı soran, demiştir. Bu sözü işiten Müstafa bey de asabiyetine hâkim olamayıp yukarıya fırlamıştır. Bu sıradâ Arap Müharrem bıçağını çekm'ş, — amanı ver- meden zavallı Müstafa Ba kası- gımdan, bacağından ve birde tından olarak üç yerinden miştir. Mustafa Bi yere düşmüş ve bir tek kelime söy- lemeden ölmüştür. Bu cinayetin akabinde ka- dınlar feryada başlamış, za- bıta yetişmiştir. Vak'a mâhalline — gelen | Taksim merkezi memurları ka- tHil Arap Mühatrem ila şoför Zekiyi, aymı zamandâ rande- vu evinin sahibi Kadriye ile kadını da yakalamış, adliyeye teşlim elınlıllr A. S. | Tarife komisyonu tetkıhatına devam edıyorw Tarife değişiyor mu? | Kolonyacılıga ait mayiat gumruk resmi azaltilacak ! Gümrük târife kömisyonu | ruznamci müzakeratı içinde cumartesi günü öğleden evvel * bilhasda şu vardir: içtima edecektir. Tarife komisşonu reizi İs mail Hakki B büzi ithalât mevaddının resimlerini teazil hususunda tetkikat yapmak- tadir. Cümar'esi gönlü içlimaın de tuttuğu bir cam tepsi üstün- den neşteri ahıyor. — Oldu mu? — Evet üstat. Karın tentürdiyot ile sara- | rıncar dahu bBüyümüş görünü: yörür Profesör elile rahmi muw- yene ediyor, neşteri: cilde te- mas eltirerek- göbeğe kadar çekiyor. Sarı cilt açılıyor, ve Profesör, ameliyat - sahasını güya bir harıta çizer gibi: neş- terin ucu'ile tahdit ediyor. Açılan yara üzerine atistan temiz gazler koyuyor. Yaranın” üstünde bir çok pensler var.. Bazısı deriyi çekiyor. Bazısı pansuman gaz- larını tutuyor: Cildin' altindüân Beyaz bir yağ tabakan çıkıyor. Profesör ayni' neşterle hes saplıca derinleşiyor ve çiz- , diği yerlerden tektar geçiyor. Buralardaân hep hafif ha- flf lın'ılıılybr.ı. Koftonyacılık sanayline ait ! mayi Kalindeki mevadin dü- ha ücürz gümrük resmi - verik mişolarak memlekete girebil. | mesi ktriyatçılar, tarife komisyo: nunun noktai nazarlarını haklı | bularak ona nöre uıdıln yapa- dığı yere kadar neşterini geti- | riyor. Şimdi neşter kan içinde ve karın tekmil açıka. Açılan yaranın içinde Pe- riton bir dantelâ gibi vuzuh- lâ görülüyor... Profesör emrediyor : — Çeviriniz. Kız doöktor. Klotild, elile bir' manivela çeviriyor, ame- liyat masasınin baş ve ayak tarafları aşâğiya iniyor. Has. ta öyle bir vaziyet alıyor ki ayak ve baş kumı aşağıda olduğu halde kadın yukarıda kâaliyor. — Yi Masa bü vaziyette — kali- yor. Ve Bütadı! san'at başli: yor ! * Profesör elinde küçük bir | yör ve makasla Bir kâadin nüsil bro- dörü keserte tipkı oııun gibi ı' uu,pu.ıu.r aç Yarım milyon Tiraya Türkiye emniyet Plnları satıliyordu Intelijens servis faaliyette ! ee T ae — Sâaadet!.. Evet sizinle müyşerref olmak hakikaten değer bir. saadettir. Fakat servet?. — Siz, benim- daha en. telijene servis azasından - ol- duğumu duyunca - şaşırdınız, korkar gibi ağladınız, servet para ancak lupe sahibi ces sur adamlara gider. Daima,amma daima kaçar. Siz de bunu takdir edecek ka> dar zekâ yok mu - sanki?!.. — Belki yoktur. — Yalnız beni aldatamâz- sınız!. — Aldatmak?!!!. — Bunu söylemek bir nevi aldatmak değil m'dir?. — Düşüncelerinizi etmektir. — Mlister bülüyorsunuz? — Kendilerini iyi tanımak çerefinadâha nail olâmadım. — İşte, arz - çatısı üzerin deki nadir — bahtiyarlarden biri... — Ne mâazhariyet!, — Öyle olmak, hattâ o tüsdik nâsıl (Ber..)1 dereceyi geçmek- sizliğ eliniz- dedir. — Bu bir talih meselesidir. — Ayâğınıza gelen - talih kovatsâniz; — kabâhatı gene talihe mı atfödecekifützi - e LM — Neden nuz? — Neyi? — Anlamak - istemediğiniz yeyi? — Anlatılmak istenmiyen gey bittabt anlaşılamaz!.. — Anlatilmâk istenmiyen çey mi?. Siz birkaç dâkıika | evvel benimi entelijeni sörvis teşkilâti azasından olduğumu öğrehince titriyerek satarmış- tıniz. Umacı'ardan körkan ço- cuklar gibi. Paraya, refaha, kadına malikiyet, münhasıran cesar ve maceracı - insanlara müyesser olmuşlur. İşte mister ( Ber ) cesareti medeniyesi sayesinde bugün refahın mestif sandeti içinde- dir. — Mister- (Ber)in başhca meşgalesi nedir? — Bilmiyor gibi safdilâne sOruvorsunu söylemiyorsu- açılan Periton ince bir muslin gibi kıvrı'ıyor. Periton açılınca içinde yu: varlak bir şey — görünüyor. Profesör hiç zaman kaybet- medeön elini buraya rokuyor ve râhmt dişarıya çıkarıyor. Bur; eflâtun renkte bir balon... üstündeki deri © kadar ger ğin ki ... Burada dikkat Tâzım, Ufak Mister (Ber) entelijens, serols teşkilâtimın en muvâfık en esraslı ve en kiymetli bir unsurudur, mister(Ber) dünyadi takdir kâzanmış müstesna bir zekâdır. Demek mis: ter (Ber) dek... — Hâyfet edilecik ne var? Zavallı insanlara, yasamasıni, kâzanmasıni, onlara refah ver. mek için çüreler aranmasını kendine meslek edinmiş ve bu yüzden nihayetsiz servetlere mazhar olmuş bir insana hay- ret mi edilir?, — Her şeye rağmen ben bunu ümit etmemiştim de.... — Canım! Sizinle hep mü- | nakaşa edecek değilizya!.. İşte size bir refah ve servet piyan- gosu düştü. İstifade etmek ve- ya etmemek sizin elinizdedir. Bu gibi ciddi mevzuun üzerin. de fâzla tevakkufa döğmez, insan sikilir, neş'esi kaçar. Bir az gülelim, hayatımıza neş'e, zevk katâlim. z sizi uzaktan böyle korkak, müteteddit, iradetiz ve — sükütt — tanımiyordük. (Dmnıı m) - Avukatlar Kazanç vergisin« den şikâyetçi Sabah gazeteletinin biriode Baroda fevkalâde bir içtima | ahtedi'diğine air bir yazı çıkmırştir. Dühn bu hustita tahkikat. | ta bulimdük ve Bü içtiimati azlı olmadığını anladık. Vak' ânın esli gadür: Yeni kanimn- da Avukatlara âtzari senede 300 lira kazaöç Vergisi vermek mükellefiyeti lahmli olunmuştur Bir çok avakatlar bunun ağır olduğunu #öylemekte ve kattinun tadiliti ist«mektedir. Bati avakatlâar Bü mes'eleyi heyeti — umümiyeye — arzede- bilmek için umumi konıreıh #çılması kususunda — | zibat heyetjine müracaata karar ver- mişlerdir. Maamafih daha müracast etmemişlerdir. — Mürocaatlen econrüa TaziPat Keyesi Töürum” görürse umumt köğreyi içümda davet rdecıli* nından bir bhayât eseri ayr! lı— yor. Çocük Ebeye veriliyor., Ebe sevinçle bağımıyor: — B'r güzei oğlan.. Ve onü teve sevine götür rüyor.. Hastaomi Eel5t denx k y vetli atmağa baş'ıyor. Sanki bilmiyerek Ana olduğunan far- kina varıyor. bir'yanlış hâreket Burada is- | tenil'meyen ciaayete sebebb yet verebilir. Profesör neşteri tekrar alı- yor ve eli tremeden ba ef- lâtün deriyi putlatıyar. Açılan bu delikten güya | imdat talpeder bir vaziyette küçücük, minimini bir el sal- lân:yor. Profetör soğuk — kanlılıkla çocuğu aliyor, kerdönünü Ke- siyer, o zaman çozuğün körpe sesi düyalüyor.. Ve ölüm köp- rüsükün başındüki. Knııuıı kır' Amneliyat bitmişti. , Dikiş biteli de yarım” saat kadar olmuştu. Klorfe "muva muvaffokiyetle tesiri — yavaş yavaştükendiğinden hasta güz | lerini ağır ve Luheanlı Lieniy- kudan uyanır gile güdük'e açmağı çalışıyordu... P. öleşör hastanır y..ı.ındu. | ayrılmadı.. | Salonumn bir kö esinde M l_ tan ilenö'e tçı talebe a püller: (Dmııı m)

Bu sayıdan diğer sayfalar: