13 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

13 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aloazil aBi Saray derhal muhafaza altına alınmıştı! Refet Paşa vaziyeti bir telgrafla Büyük Millet Meclisine bildirmişti Sarayda telaş-(T.H.R.) nın (17) tarihli tamimi nedir? Vekili Mister (Nevil Hen- derton) vapurda Vahideltine (Kral Jorja) tebliğ edilmek ü zere ne gibi bir arzasu oldu- | ğunu sorduktan tonra zirhli Maltaya hareket etti. Tirar nasıl baber 'alındı? Cuma olmak münasebetile telâmlık için maiyet bölüğü selâmlığa mahsus resmi elbi- selerini giymiş hazırdılar. Beşiktaş merkezi — yıldıza noktalar ikame etmişti. Selâmlığın erken kcra edil- mesi ihtimalile Merkez ku- | mandanı mirelay Abdurrahman Nafiz ve muavini biabaşı Fer- hat Beyler terlibat almışlardı. Saray erkânı da bu sırada Wahidettinin sarayda olmadı- Bini görmüşler ve telüşa baş lamıştır. Bu sıralarda Büyük Mület Meclisi İstanbula vaziyet eimiş ve Refel Paşa Babıâlide bütün hüküwet ü bakmağa başlamıştı. Firar haberi şayı olunca” Beşiktaş merkez memuru Meh- met Beye haber verilmiştir. muamelütina | O srada Ş'şlide bulunan | Polis müdür vekjli Sadi Bey, keyfiyeti firardan haberdar edilmiş Vali vekili Esat, o za- man miralaydı. Yazan: Şabik Halk Fırkası'arasından Abdurrahman Nafiz, Sadi beyler derhal saraya giderek tahkikata başlamıştır. Ayrıca mabeyn Baş kütibi Rifat Bey, Keykiyeti kâtip Re- şat Bey — yasılası ile —Refet Paşaya bildirm'ştir. Bunun Üzerine saraya Bey- Bey de gitmiş ve derhal saray tahtı muhafazaya alınmıştır. Girip çıkmak menedilmiş- tir. vaziyeli Ür. İngiliz karargâhı da firar münasebetile atideki tebliği ajanslara tamim — etmiştir. Apnkaraya bildirmiş- t şahane, mip — vaziyeti ha- dolayısi — ile hürriyet ve hayatının tehlikede olma- sından korkarak “Bütün Müs- lümanların Halifesi, — ufatile İngilterenin bimayesini ve İs- tanbuldan derhal mufarakat etmek işstediği resmen bildi- riliyor. “zatı şahanenin, ( Devamı var) zıra #resesanacesAR AA RAASAMALAARAREEEA ASA LA SAA LA KAASAAAA AA Vur'Abalıya / (Başmakaleden devam) efkârı umumiyede, hükümet dehine iyi notlar verilmemesine son defa daha sebep ola- gaktır. İzabat bilhassa son sene- | nin jsrafatını açıkça sara> hatle — gösterecek — mahiyet- te bulunuyordu. Devlet bütçe- sinin —gözdeler, — tavsiyeliler için bir yemelik haline so- kulmuş olduğunu kat'iyyetle | görteriyorda. İahisarlar, Demir- yolları, Nafıa kasışnları bu me- | yandadır. Geçen gene bazı İahisar idarelerine kendileri- nin malevklerinden verilen taysiyelerde : rini söyleyerek ayak diredik- leri, daha fazlasını aldıldarı malüm bulunan bakikaetlerden idi, İşte o kayırmalarla bu tav- siyelerin, Maliye wekilinin elim iliraflarına uılıhlzıu elmiş olduğana asla şüphe nabil r! Diğer - israfların bunlara kıyas edilmesi, Devlet bütçe- sinin nasıl ve ne gibi amille- rin te'sirleri allında hırpalamıp perişan edilmiş olduğu anla- galmaş akır!? z Maliye vekilinin demin et. tiğine göre, bütçede yapılacak tasarruf 6 milyon Tiralik ola- cak, 1929 senesi bütçesine, 49 milyon ifraz edilecektir. Ya- İniz Ustanbulda yüzlerce me- mrgo, bu 6, milyonluk ta- /— garrof darbesine uğrıyacakları, bir lisanla Millet mec- anlatılmıştır. “Açaba çıkarılacaklar ara- #sında movzuubahiş gözdelerle | tavsiyelilerden, o ayda: 50) lira ile giçinemeyenlerden kimse war midir? Yoksa, öç beş kuü- vuş maağla yedi sekiz nüfus enler mi bulunu- | âçin ekinlere de Büyük bir afet/ ——— (Birinci sahifeden devam) yiyerek — her tarafı yanmış kurumuş bir ormana çevir- miştir. — Köylerdeki — meywe ağaçları da bu felâkete maryz- dur. Bir ormana girildiği zaman yağmur yağar gibi yalnız bir hışıltı dir gidiyor. Gece yollaza ve - yerlere iniyor. Yağmur rak yine yaprakları gemirmeğe başlıyor. Yaprağı büyümüş ağaçların uçlarında taze şür- güalerin özlerini emerek kuru- tuyorlar. Bu yüzden ormanlar kâmilen mahvolmuş demektir. Köylü, yapralkdlar tükendiği saldırmak Bihtimali var diye korkuyor. Ceçen seneye wisbelen bire von bin fazla olduğuna nazaran bu sene terkedecekleri sürfe- lerle gelecek sese we miktar slacaklarını kestirmek imkân talar bunlardır. Tabli © yük- sek kısma dokunmağa kimse- ! der cesaret edemiyeceklerdir. Biçare hâmisiz ve Kkimsediz. lerin, gene: bu bozicedede yamıp gidecekleri anlaşılıyor. Sonra, hükümetten sorulacak diğer birmokta daha vardır: Hökümet şimdiye kadar ge- çen bütçeler arasında — hiç müokayese yapmamış mı - idi? Neden yapmamıştır? Böyle bir şeye Tüzüm mu görülmemişti? Yokas, işler çok yolunda mı gidiyordu? —Bir $ene içinde “6, taliyonluk memur tahsi- satı farkı kimsenin dikkatini gelbetmemiş mi idi? s Ya bunun, hesabı. kimden sorulmak icap ediyor? Arif Oruç oğ'u mutasarzıfı Mizalay Edip | , ee l azilNiçin I Muhcrlîi Oğdurçn?— ı Tahktkat neticeside firari- | lerin dokuz kişi olduğu ve sa- | Zaddetin temdidine kanuni raydan bazı müçevherat sirkat | tarlıbn söylemiştir. edildiği anlaşılmış ve Refet Paşa | SiRte düğler ÜFi | yağdığı vakit yaprakların altın- | da siper alıyor. Badehu çıka- | —— aranılması lâzım gelen nok- | | | | | beyetinde Beşbin muhacir da- ha geliyor Bu senede Romanya ve * Yuguslavyadan beş bin mu- bacir daha geleçeği söyleni- yor. Esasen her gün beşer onar muhacir geliyor. Bunlar iki kısma ayrilacaktır. Birinci kısım ki, hükümetin iskânlarını istiyenlerdir, Bunlar mahalli müretteple- rine gönderilecektir. Hükümetten birgey İsle- miyenler de gidecekleri yerleri bildireceklerdir. İskân işleri Tasfiye ne zamana kadar? İskân işlerinin kat'i tasfi- yesi için henüz mal almıyan mübadillere verilen mühlet 28 Haziranda bitecektir. Wali muavini Fazhı B. Bu Kadın birliği Genç hanımların elinde bulunmalı diyorlar Kadın birliğinde genç ba- İstanbul 17 (T. H/R.) Zai numların idare heyetine geç melerine doğru bir temayül baş- lamıştır. Şimdiki halde idare bulunan — Mes'ude hanım da bu fikirdedir. Yeni bir karar daha ! Yük arabacıları yen yerlerde duracak Belediye yeni bir daha vermiştir. Bu karara göre yük araba- adarı belediyenip göstereceği yerlerde duraçaktır. Bundan başka arabacılara birer hüviyet cüzdanı da yeri- lecektir. Ü nmananeaneşrrenaak UAYA MA raparare e aenanye e senadeerenarAreA eAreRAnAA Kr A BAA E AAT eee Mazhar Osman Beyin kulakları karâr | 55 Vilâyetimizin zahire istatistiği Yalnız fındık istihsali- miz 2,5milyon ton az! Ticaret ve zahire borsası 3 senelik bir istihsal istatistiği hazırladı İstanbul Ticaret ve zahire borsası tanzim etmiş olduğu istatistikle 1927, 28, 29, 30 sene sindenberi istihsal rekoltemizi göstermiş oluyot. Aynı zaman- da mezkür seneler arasında da jktısadi vaziyetimizin seyrini gösteren bir nisbet kurmaklı- ğunız da mümkünleşmiş de- mektir. 1927 senesine ait istalistik bütün Türkiye istihsalâtını irae ediyor. Mevcut — rakamlarla meydana çıkan rekolte zirai tahrir neticesidirDiğer senele. rin istihsal mıktarını tesbitte de İzmir, Taabaon, Gireson, Ordu ticaret odalarile borsalarından, gümrük istatistiklerinden ve İstanbul borsasından istifade edilmiştir. Bu dört #enenin rekolte, yekünunu tayinde argari 65 vilâyet hesaba dahildir. İstatistik münderecatından sühim kasınını dercediyoruz. 927 senesinde: Koza, 1560 400 alınmıstır. Micir. 129,557 ,, Pamuk, 38,905 ,, Susam, 10,961 , Yulaf 59,188 , Şu fiatı bulmuşlardır : Koza, 418 — kuruş » w 10 para 86 » Susam, — 35 » 15 Yulaf, —© »20 , Şu kadar ton ihraç edilmiş> lerdir: Koza, 152 Masır, 72 Pamuk, 15963 Susam, — 3450 Yulaf, * Misir, Pamuk, lasın! Veznecilerdeki vaka Veznecilerde gece yarısı halkı yatakların- dan kaldıran hâdise ne imiş? Dün akşam Vezneciler hal- kını oldukça telâşa düşüren we bazı kşınseleri geceliklerile sokağa fırlatan bir hâdise olmuştur. Hâdise şudur : bir #aat sonra nefes 0 35 ilâ 40 yaşlarında Berut- du we Türkçe bilmeyen bir kadın Veznecilerdeki İlk mek- tebin kapısının üstüne çıkmış oturuyormuş. Mahallenin bek- Çisi Ö_ıt ağa gecenin saztinde bir kadıma — böyle kapının üstünde oturması na: zarı celp ederek ka- dına orada ne aradığını — sar- muşlur. Fakat kadın da hiç «evap yok. "Bekçi tekrar rorunca Arap- | ça olarak bir cevap karşısında kalır. Bekçi Arapça bilmediği için bu cevabı onlamaz ve dü- dükle polkaleri — çağırır. Polis €f. ler de kadının töyledikle- sinden bir şey anlamazlar v: Arapça bilen bir zatı getişirler, Bu zatla kadın arasında mu- | havero cereyan eder. Kadın burasını kendisine Sayfiye olarak inlihap ettiğini we her gece burada hava ala- cağını sabahları evine gidece- söyler. il.ıl’ııl.l,ı’::ı kadının deli oldu- bu | ğunu anladıklarından zorla oradan indirirler. İşte polislerin bu müdahalesi kadımı feryat etlirir. Çiftçi, işçi fırkası (Birinçi sahifeden devam) Emekçilerin bugünkü wazi- yeline — gelince, memlekette meşai kanununun yapılmamış öln ası hasebile,işçilerin vazi- yeli fecidir. Çünkü; 1 — Çalışma #saatleri her mücssesede ayni değildir. 2 — Çalışma ücretleri de keza her müçssesede muhte- | liftir - ve zaruri ihtiyaçları te, mine kâfi gelemez. 3 — Kullanmak - şartları tamamile mücsresenin keyfine bar,ıkılmıştır. Halbuki, memleketin yegâ- me istihsal kuvveti olan işçile- rin bu waziyetleri uşlah edil- fına toplayacak olan ve tesek-. î:! mühakkak icap eden İşçi | partisi yapacaktır. vesaşseeengerereLAşaAAAR ArEKARA Şişe içinde gelen şeytan! Kurnazca bir rekabet Yerli ttriyatçılarla "*Avrupa malları nasıl rekabet ediyorlar? Yerli atriyat ve krem amil. | | 1928 senosinde: |Keten tahumu, 1,328 ton çıkmış. WKuşyemi, — 8,278 Tiftik, 3,674 Yapak, 14,570 , Şu fiatı bulmuşlardır : Keten tohumu, 18 kş. 25 para Kuşyemi' 16 Tiftik, 235 *Yapak, VE - Şu kadar 'ton ihraç edilmişlerdir: Keten tohumu, Kuşyemi, BS49 Tiftik, 4,530 Yapak, 4,654 1929 senesinde: Alyon, 190 tan çıkmışlır. Buğday;2,758,817 , Kabuklu.caviz, —? İçceviz. ? Şu fiatı bulmuşlardır: Afyon, — 3344 — kuruş Buğday, 16 - Kabuklu ceviz,19 İçceviz, — T4 â Şu ikadar ton ihraç edilmişlerdir: Afyon. B68 Buğday, 260 Kabuklu ceviz, 1461 İçceviz. 993 1980 senesinde : Kabuklufındik,52,307 ton çıkmış. İçfindik, Li ? Kuşyemi, Koza, 1650 , Susam, 36,370 , Şu fiatı bülmuşlardır: Kabuklufindik, 36 — kuruş İçfindik, 79 | Kuşyemi, 19 Koza, 3829 Susam, 28 Şu kadar'ton ihraç edilmişlerdir: Kabuklufındık, 7091 İçfmdık, 14,40C Kuşyemi, ? Koza. 85 Susam. 2649 ? T 307 » &'e lerile eçnebi ıtriyat ve saire fabrikaları arasında bezi re- kabet mücadeleleri mevcuttur. Merkezleri Avrupada olan ve şebrimizde şubeleri bulunan hazı gcaebi riyat fabrikaları anallarını, kurnazca satmakta, yani az masrafla çok kazan- mak — şolanu — bulmuşlardır. Mem'eketimizde —salış yapan yecnebi fabrikalar, , piyasaya serzettikleri mallarına — etiket vururlarken, dalma umumi mer- kezlerinin bulunduğu şehrin is- mini kaydediyorlar. Böylece, şebrimizde imlâ edilen mese- bi satıliyor. Yahut ta, şehri- mizde Hdabrika şubesi açan müesseseler de, yezana: — bile yerli olan mamulâtı Pa- ris'ten, TLondra'dan — gelmiş gibi piyasaya türüyorlar. * Bu yorlar. 20 gayri aneşru — istifadeleri temin etmiş oluyorlar! Yâ bir gişe ko'onya Avrupa- | dan gelmiş lüks bir eşya gi- ikinci tarzı bilhassa ecnebi | marka krem satanlar yapı- | Bu süretle ecuebi fizianlar | CCI Siyasi , ( Takvim (Yarın) « Memur tensiki meselesinde her kafadan bir ses çıktı. Miktasarruf hevesleri ile, söylenmedik ve hazırtlanmadik şey olmadı. Fakat bütün bu hâdisede (Yarn) istikametin- de yaldanmadı we ikaz edil- mesi İâzım gelenlere, memur tensikinin mahiyetini ve bunu yaptığı uksi bildirdi ve ne ya- pılması lazım geldiğinderde dili döndüğü kadar söyledi. Mesele büyüdü, küçüldü, döndü, -do- laştı ve sişin başlangıcında söylediğimiz ve direldiğimiz noktada durdu. * Bundan nezafer hülyaları | kurdük.ne iklili zaferler giydik | bir gikşam gazetesi — gibi. 'Fa- kat gösterdik ki Matbuat daima | memleketin her hangi bir.cep- hesi yöl alırken müstağni ka- lınmayacak kuvvettir. Sakalımız olmadığı halde vaziyet sözümüzü dinletti. Bunu herkes bilir. fakat | söylemez. | Bir fikra var. Artık 'kocasının dayağından * bıkan 'bu İkadıncağız bir sabah bir kaç sakka uskumruyu eve dökmüş ve sabablleyin kocası- mı telâşla uyandırmış : — Bey koş bu gece uskum- ru yağmış! Adam bakmışki doğru, so- kağa uğramış: uskumru — yağdı'! Fakat yakalayıp timarhaneye | nakletmişler. Nıhayet adamcağız karısı- | nn ocağına düşmüş. | — Aman karıcığım ne ©- lursa senden olur? - —Arlık yapmayacakmı sın? — Hayır! Nihayet izahat verilip kur- tarılmış, akşam eve gelirken “karısı*bir uskumruyu — duvara çivilemiş. Adamcağız uskumruya bak- mış ve başını sallayazak: — !0, fakat ismini — söyle- yemem! Bu adam böylece adam almuş. Biz de muhaliflerimize tav- âiye ederiz. (Yarın) ı kafala- zına çivilesinler ve desinler »- Bu işleri yapan odur, fakat ismini #»öylemeyiz. 3 — Lüks mamulât iddi- | asile f zla fiatla salış. Bu mesele hakkında ticaret | adasının nazarı dikketinı cel- | bederiz.'Yerli maflarını zarar- | dan böylemi koruyacız? Tabii Avrupadan bu şekilde atriyat gişeleri içinde ancak şeytan avieşten geldiği anlaşılıyor. Kahve fiatlari düşüyor Kahve fiatlarında, son gün- derde bir teöcazül görü'meğe başlamıştır. Bu tonezzül hem yaz imevtiminde'ist h'âkisi ezal- marından, hem de cn büyük kahve mahreci olan Bredl- yada fistlerin fevkalâde düş- mgmesinden ileri geliyor. Lükin, şehrim'zde ki kahve | tüccarı mülttehit oldiğendan piyasayı tutmağa kizinen mü- yaffak eluyorlar, Deniz yüzme havuzu yaptiriliyör. Belediye reisi muavini Ha- | mit, Belediye #shlüye müd 1 — Kteem fıçilarla geldi- ğinden gümrük resminden is- tifade, Z — Avrupa maulı diye 1 halkı iğfal, Neşet Osman Beylerle sporcu- <uların muralıhasları Dâyük dereye giderek | yapılacak de- miz yüzme havuzu hukizında tetkikat yapınışlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: