14 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

14 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bu nâradan ürken beş ar- kadaş, bir ande yerlerinden tıçrayarak hep bir ağızdan : — Neyaptın be baba Saf- fet, dalgamızı kaçırdın, dedi. Bunun üzerine baba Saf. fet te; — Eyvallah sultanım, ben- tiz dalgaya düşerseniz böyle r! dedi ve yanlarına otur- O ara Tahsin, düştüğü bu güzel dalgadan ayıldığı için gok mütcessir ve çok ta hid- detli idi. Hemen kahveciye keskin bir eda ile: — Doldur şu garibanı bir daha, dedi. Bunun üzerine baba Saffet te: — Bir başta benden, diye- tek Tahsine hitaben : —Darıldın mı baba Tahsin, Tahsin de gördüğü o güzel dalganın sonsuz iştiyakile : — Çocuk musun, Babasaf- fet? dedi. Bunun üzerine altı kisi olan esrarkeşler, hep birlikte otur muş, şairlerinin çaldığı sazı dinlenmeğe başlamışlardı. Şalr, var kuvvetile curanın üzerine kapanmış, parmakla- rının marifetini, şan'atinin de lını:ııklııııı göstermeğe çalışı- A Güzel bir taksimi müteakip hıı için durdu ve: — Merhaba derim, ihvanlarım size, Emredin de kahveci, getirsin bir kabak bize! Çektikçe açılsın sesin tizden tize !, Dedi ve sazını kesti. Bunun üzerine baba Saffet elini şakağına götürerek : — Yaf, yuf olsun ervahına! Emrettim bir kabak ihvanla- rıma, Şimdi nerede ise tüte, tüte Hüleri mastor edaceki! — — Onun için durma çal sazını. Metezori çekeceksin, bugün m nazımı. Yaf derim, yuf ile karışık!.. Bizler bu âleme ezelden alışık. Yafta yuf! Dedi ve sert bir eda ile ka- hveciye hitaben: — Haniya be sultanım, ga- nerede? dedi. Kahveci de yeni dol- durduğu kabağı önlerine ge- tirerek: — Buyursunlar — abicim, Kabağın kamışına evvelâ baba Saffet yapışmış, çekmek ikadar az olursa olsun, İstanbu- lun bin bir derdini hesaba kat- * gmadan söylemişti. Tabli, mü- “ ellifi Büyükderede ki evine da- " wet etti. Diğer bir çok takdir- kârları, ayrıca davet ettiler, © welhaslıkelâm, bir gün kala- cak yerde, tamam beş gün | kaldı. Bu emada, nasihat al- - mak, rehberlik edilmek ihtiya- cında olan Enis, kendi kendine llıuoıuhlıııııuhldı Muharriri: Hüleyin Zeki ZABITA IIHIMHİHİIİZİI IUŞIHABELEHI — | Poliste: Esrarkeşler arasında BİR ALEM... Yazan: Ahmet Sülevman K Y Esrarkeş duası... Meşhur Baba Saffet c;srârkeşlerin duasını okuyor Fakat, Japon Mehmet, bu- na mani olarak: —Sult nım, destursuz bağa giren, üzüm yemeden çıkar derler. Onun için haydi baka- hm hem desturunu al, hem de desturumuzu ver. Dedi. Baba Saffet te: — Eyvallâh şahım. Dedi ve hemen kabağın kamışmı bırakarak - gözlerini kapadı, boynunu bildiğimiz Mevleviler gibi yarım sağa erek: — Destur.. Destur, diye iki defa haykırdıktan sonra: “Kâfe yeteselsebine biha, Üstün kulaç düttü rühüna | vakkuha... Ya binti Havva, hoş bu iş laklak | bu dünya, Vartan Kiros. Tuttum pirenin tersini, sattım | ölüsünü dirisini. Çadır kurdum derisi içine, Yüz bin kişi doldurdum içine. Bir taraf boş kaldı ha. Ya eyyühez zerde, Pilâv cümle derde. Sofralar kurulsun bu yerde. Kaşıkla ha, kaşıkla. Kaşık bulmassan, arap işi Avuçla ha, avuçla... Ha... Ya eyyühelkuzu, olur mu hel- - vanın tuzu? Bedestani Hacı Mehmedin kızı Kucakla ha, kucakla... Ha.. Kız budu, gelin budu, Yahudi muştası. Bekçi ustasmı hürmetine meclisimizin banisi Hacı Kiraz Efendinin mahtumu Nahit b. in (Devamı var) seka ea s e s ada AAA KA BAA AA LAT AA BAAT LAR AAA AAA AAA KA SAA LA LA LA | RAEPALERETTE Adana belediyesi — ölüm Bir balıkçı sekteden öldü Sarıyerde-Bahriye kıraat- hanesi —önünde — oturmakta olan bekçi Erzurumlu Nevzat sektei kalpten ansızın dü- şüp ölmüştür. Zehirlenen köpek yüzünden Nezafeti fenniye amelesin | den 53 yaşlarında Sadık 'ağa dün, Eyüpte kapı çeşme cad- desini sükürmekte iken Ali isminde biri yanına — gelmiş; *Köpeğimi niçin zehirledin. diyerek Sadık ağayı dövmeğe başlamıştır. Ali yakalanmış, hakkında tahkikata başlanmıştır. Kaza Kuleli mektebi hademele- rinden Ahmet ağa dün, mek- tebin binek beğirlerinden bi- rine binerek talimhane caddesin- den geçerken Kandillide Sa- kin Kerim ağanın 12 yaşla- rında —Abdullah — ismindeki çocuğuna — çarpmış, başından yaralamıştır. Kamyondan düşmüş Sirkeci hamalların dan Peturkeli Aptullah dün, Emin- önünde kamyondan düşerek başindan yaralanmıştır. Tramvaydan atlamış Beşiktaş Fatihe işleyen 504 num: tamvayın basama- ğında duran, jandarma efradı cedide mektebinden 324 doğum- lu Aziz oğlu Halil dün, Sir- kecide Şahinpaşa oteli önünde atlamış, yere düşerek ağır su- rette yaralanmıştır. Cerh Seyyar sebzeci kürt Abbas isminde biri alacak meselesin- d- Wezir hanı karşısında sı- ci Agop isminde biırini bi- çıklı üç yerinden yaralamış- tır. | almaktan iflâs mı ediyor? Yanlış kararlar! Adana da 300 bin liralık asri mez- , baha kararı yan Adana belediyesinin sakat | ve hesapsz düşünceli hareket- lerinden birisi de iktısadi buh- ranın bütün kuvvetiyle devam etmesine rağmen ve çok ağır şerait altına girilerek 300 bin Hiralık asri mezbaha inşasına haşlamasıdır. Bu büyük ve ağır işin | başarılmasının müşkil olacağı ve şimdilik bunun zamanı olmadığı Iuru.lımıı kargı bil- madı. Adnan Salimle güzel saatler geçirdiği o plâjda, ga- zinoda, beyaz bir şerit gibi uziyan yollarda yalnız yalnız gezdi. Bir çeyrek saattenberi , gazinoda oturmuş, plâjda oy- niyan, civildiyan — kalabalığı seyrediyordu. Birden, boğuk bir hayret nidasile başını Önünde, hemen iki adım ötede, Hicranı gördü. O sapsarı kesilmişti, gözlerin- de yaşlar bizikmişti. Genç kadın uzaklaşmak için bir hareket yaptı, başını eğdi ve glile küçük bir selâm verdi. lış netice verdi! hassa reis ile onun fikirlerini kabul eden daha yüksek mev- kidekiler şehrin zararına olan bu işte şahısların fikir ve id. dialarının ileri götürülmesini bir mesele yaparak israr et- tiler. Fakat belediyeye bu iş neye mal oluyor? İflâs vazi- yetine düşülmenin tamamile hazırlanmasına.. Bu mezbaha " dolayısıyle belediye buıün müukk.nı Enis te bilmükabele ullmmı alacak ve hiç bir şey yapmı- yacaktı. Fakat Hicranın büs- bütün —gözden kaybolacağı düşüncesile kalktı, hızlı hızlı ona doğru yürüdü ve heye- canını dağıtmağa çalışarak, acı bir tebestümle mırıldandı: — Hicranl.. Genç kadın, bir zaman ce- vap vermedi. Bütün vücudu- nun ihtizazı, ellerinln titreyişi, nazarlarındaki perişani, bu sü- kütun manasını eyice izah edi- yordu. Nihayet, hayata tekrar kavuşan bir kimse gibi, zorla nefes aldı. Yüzüne tekrar renk — Enis!.. Bu ismi telâffuz ederken gözlerinde ki yaşlar, yanakla- rına yuvarlanıyordu. Vaktile pek çok sevdiği ve bu hareke- tile el'ân sevmekte devam et- tiği anlaşılan bu d—ıı önün- de, ağlayarak durdu. Jeneralın vere- sesine iade edilecek Halı Tüccarı Aptülazizle Murtazanın muhakemesine dün ağır cezada - başlamıştır. Buiki tacir mesruk - oldukla- mint bildikleri halıları — satın maznundurlar. Ma- lümdur ki bundan bir kaç ay evvel muhtelit mübadele ko- misşyonu reisi Jeneral Dola- ranın 20 bin lira kıymetinde halıları çalınm ıtı Bunları çalan Marko it- minde birisi olduğu anlapıla- Tük tevkil edilmiş ve Ağır- cezada 3 sene hapse mahküm edilmişti. Marko Esnayı mu- hakemede halıları bu tacir- lere sattığını söylemişti. Jeneral Dolara halı me- raklısı bir zaltır. ve Barselon Müzesine hediye etmek üzere 43 parça — kiymetli — halı | tedarik — etmişte de — hedi- ye edemeden vefat — et Miştir. İşte bu halılardan bir çoklarını Marko çalmıştır. Dünkü celsede bazı şahit- ler dinlenmiştir. Heyeti hâki: | me tüccarların cüzmünü bit görmediğinden her ikisi- nin de beraatine ve balıların Jeneralın veresesine iadesine karar vermiştir. Filim faciası davası Ağopyan hanı faciâmı da- vasına dün ağır cezada de- vam edilmiştir. Esnayı muhakemede bazı şahitler dinlenmiştir. Heyeli hâkime bazı cihet- lerin Belediyeden sorulmasına ve mevkaf bulunan Emilin 20 bin lira kefalet gösterdiği tak dirde tahliyesine ve muhake- menin başka bir güne taliki- ne karar vermiştir. ( « 29,482 lira! Bir suiistimal tahkikatı daha ! İzmirde yeni bir suiistimal tahkikatı yapılıyor. Bu tahki- kat Tayyare cemiyeti müdürü Durmuş B. bakkındadır. Ev. rak Müddel umumiliğe veril- miştir. Müddeiumuminin müta- laasına göre Durmuş B.in ühde- sinde 29.482 lira 63 kuruş kalmış- tır. Bu paranın bir kısmının eğ- .lencelerde — sarfedildiği, diğer | kısmının da zimmette kaldığı tahmin ediliyor.. arsa ve arazisini kâmilen bankalara rehsetmiştir. Fakat şimdi bu teminat ve | mübadi! Haklar çıgnenemez! Havva Hanima teffiz edılmeyen ev başkasına nasıl ve niçin veriliyor? İskân idaresinde tahaddüs ettiği haber alınman garip ve şayanı dikkat bir hâdiseyi ya- zıyoruz : Selânik — mübadillerinden Havva H. bundan dört ay ka- dar evvel Bakırköyde 3 mıma- ralı bir evin teffvizine talip oluyor ve on dört ay İişini takip ediyor. Tam işi bir neticeye iktiran edeceği sıra- larda son çıkan iszkân ve tasfiye kanunu mucibince tevffiz mu. amelâtı ilga olunarak ev ken- disine verilmiyor. Maceranın buraya kadar geçen safhası bir derece kanuna uygundur. Fakat; bu ev iki gün evvel olmayıp iskân” ha- kkt ikinci derecede olan bir mülteciye teffiz olunuyor. İskân dairesinin bu suretle hareketi bittabi bu eve talip olan mübadil vatandaşı son derece mağduz ediyor. Mesele bir çok şikâyetleri mucip olarak mülkiye heyeti teftişiye riyasetine intikal edi- yor. Teftiş heyeti tahkikat yapmaktadır. Bu hususta iskân daire- sinde de bu garip mesele hakkında tahkikat yaptık. Al- dığımız malâmat şudur: Müönaziünfih ev filhakika mübadil vatandaşa - veriliyor. Fakat, — Dahiliye — vekâle- tinin tatbik etmekte olduğu Tasfiye kanunu evin mübadil vatandaşa — telfizine — imkân vermiyor ve iş bu safhada iken Dahiliye vekâletinden yukarıda bahsettiğimiz emir gelerek ev diğer mülteciye veriliyor. Bu mübadil şikâyet et- mektedir, Bu işin —mahiyeti böyle ise bu bir yolsuzluk- tur. Bununla alâkadar olanla- rin meşgul olması — İâzımdır. | Bu, yolsuz ve çirkin bir hkdise olmakla kalmaz kanuna mu- gayir bir tarzda bir vı!ınıı daşın hakkına tecavüz mai Iılyellnlde alır. Mühim bir içtimâ Adana Odası top! 'andı. Adanadaki bazı fabrikala; rın çırçır kısmında üfleme terti batı bulunmadığından çekmek- te oldukları pamukların diğer fabrika çıçırlarına naza an çok Fazla mıktarda fire verdikleri fakat buna mukabil fabrika- ların da çok fazla pamuk çe- kerek ücretinden tistifade ey, ledikleri halbuki bu halin ko- zacı ve çifçinin zararına bir. şey olduğu hakkında bir çok çiftçi ve kozacı tarafından Ti caret odaşına müracaatte | lunmuş ve bu gibi fabrika-, lardakt üfleme tertibatının kal-” dırılması rica edilmiştir. İşte bu maksatla Ticaret odasında alâkadar kozacı, çift- çi ve tüccarla fabrikacıların iştirakile bir içtima yapılarak, iki tarafın iddia ve müdafaa:» ları dinlenecek va bu mübim mesele bir karara bağlanacak- tır. Mesele iddia edildiği gibi fabrika hesabına ve müstah- sil zararına olarak tertibatta istifade ediliyorsa bunda umu- mun zararına çalışılıyor. de- mektir ki bu çok fena bir ,eyı dir. Meselenin mantıki bir şe- kilde ve umumun zarardan ',lll!z,;l_ı_ııntlndı halledilme- sini bekleriz. —— e Gene cerh Galatada kahveci Ahmet. Kiryak çe isminde bir. ka- dini biçakla — yaralamış, Kir- yakiçenin dosrtu Necmi de, Ahmedi yaralamıştır. Kırk iki aile sokakta! Bu hâdise İzmirde bir kişi yü- zünden çıkıyor İzmirde İsmetpaşa mahalle- sinde bardakçı sokağında eşka Emlâk bankası henüz in- şaatı hitam bulmamış bir mil- ke para vermemiş bu defa da toplanan belediye varidalı da! kâfi gelmedi. Nihayet henüz inşaatı hitam bulmıyan mez- baha binası amlâk bankasıya rehnedilerek para almak — ça- relerine tevessül edildi. Enisş, ellerini tuttu. O, hiç mukavemet etmiyordu. — Birkaç adım yürüye- H mi? Hicran, bir parçacık konuşmadan ayrılmıyalım, bak tesadüf, bir lâhze konuşma- mız için bizi birleştirdi! Çok acele işin var? Yoksa bana tesadüf ettiğinden korkuyor musun ? Genç kadın kızardı : hükümetin kefaletiyle İş ban- kasından para alınmak çare- leri düşünülmüştür. Bilhassa bu son emlâk ve iş bankaları istikraz mesele- leri ile eski fırka müfettişi ve Adana mebusu Hilmi- Beyin meşgul olduğu haber - verili- yor. Esasen Adanada bir çok çıkmaz işlerin başlıca amille- rinden olan Hilmi Bey bu ip- te de Adana şehrinin en ağır bir yükaltına tokulmasına en büyük âmil oluyor demektir. Borç yatırılması kolay fa- kat nereden ve hangi irat. tan bu borç tesviye edilecektir. — Hayır. Ben eskisi gibi | Lütfen bir de bunu hesap et- serbestim... Uzaklaştığımın se- bebi, canınızı sıkmaktan kork- tuğum içindi. — Ah! Hicran! Bilsen o kadar betbahtım ki... -Emin olunuz, sizi gördüğüme pek sevindim. Bana. mes'ut oldu- ğum zamanları hatırlatıyorsu- nuz... seler, Bu gidişle Adana beledi- yesinin bir gün âciz vaziye- tine düşürülmesine sebep ola- cağına şüphe edilmemelidir. Devlet matbaasında değişiklikler oluyor Devlet matbaası müdürü Hicran, genç adamı, başı | Hamdi B. in Ankaradan av- veğmiş, kaşları çatılmış olarak | deti üzerine matbaada mühim dinleyordu, Bapını salladı: -- (Devamı var) — değişiklikler olacağı zannedi- bu nasıl iştir? # mütegayyibeye ait 400 metre murabbaı kadar bir arsa vardır. Bir kısım vatandaşlar dokuz sene evvel, bir Lısmı da dört sene evvelki zelzelede evsiz barksız kalınca Belediyeden mü- saade alarak bu arsaya ahşap ve kârgir evler inşa etlirmişler- dir. Bu suretle bu arsa üzerinde 42 alle, yani 176 nüfus barın- dırmak imkânını bulunmuşlur. Bu eyler inşa edilirken metrük mallar idaresi de mü-, saade vermiş ve: — Siz hele evleri inşa et- trin. Biz arsaları ucuz fiatla size mal ederiz demiştir. Bu suretle yapılan inşaa- tın kıymeti 20-25 bin lirayı tecavüz etmektedir. Bir taraftan Milli Emlâk idaresi bu arsaların muamele- lerini ikmale çalışırken diğer tataftan birmübadil bu arsaları üzerine tefliz suretiyle aldı. Bu arsaları üzerine alan zatın ismi Serez mübadillerinden Niyazi Efendidir. Mumailey bu arsala- çın tapusunu almak üzeredir. Bu vaziyetten haberdar alan İsmet Paşa mahallesin- de ki bu 42 hane halkı müş- terek bir istida ile Vilâyete müracaat ve vaziyetli iz * etmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: