25 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

25 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Irak Kralı Faysal Emir Faysal Temmuzda Ankaraya gelerek 3 gün kalacak Ankara, 24 — Irak kralı Emir Faysal Temmuzun ilk hafta- sında Ankaraya gelecek, Gazi Hazretlerinin misafiri olarak üç gün burada kalacaktır. Kral Ankarada merasimle karşılana- caktır. Seylâpzedelere yardı Ankara, 24 (A.A) — Hilâliahmer cemiyeti umumi merkezi Amasyada selden zarar görenler icin ikinci defa olarak 500 ve Kırşehirde Çiçekdağında seylâptan evleri yıkılan 2 aileye 100 Bursada Babasultan köyünde seylâptan mutazarrır olanın| tehvini ibtiyacatı için Bursa merkezine 1000, İspartada he- yelan neticesinde kuruyan çeşmelerin mecralarınının tamirle- rine medar olmak üzere İsparta Belediyesine yardım olarak İsparta Hilâllahmer merkezine 1500 lira gönderilmiştir. Muhafız gücü pisikletçileri Trabzonda Trabzon, 24 (A.A.) - Muhafız gücü pısikletçileri bu gün Maç- kaya muvasalet etmişlerdir. Trabzondan, Maçkadan muhtelif te- şekküllere mensup heyetler sporcuları Yiğanada karşılamışlar. dır. Pisikletçi'er Bu geceyi Maçkada geçirecekler yarın Trabzona geleceklerdir. Sporcular pruğramlarına teafikan yarın burada kısa bir tevakkuftan sonra İaeboluya harekeket edeceklerdir. Belediye misafirler şerefine bir öğle ziyaleti vercetir. İdman müsabakaları fennileştirilecek Ankara, Z4 — Mıntakalarda yapılmakta olan idman mü- sabakalarının daha fenni olmalarını temin için federasyonlar 25 Haziranda bir içtima aktederek bir plân numunesi ihzâr edeceklerdir. Almanya Hoover teklifini kabul etti Vaşington, 244 — Alman sefiri, Almanyanın Hoover tekli- fini resmen kabul ettiğini hariciye nezaretine bildirmiştir. Ismet Paş Abtkara, 24 ÇA.A.| — Baş vekil İsmet Paşa bu akşam Kstanbula hareket etmiş ve istasyonda B. M. Meclisi Reisi Kâzım, Erkânı Harbiyet umu- miye reisi Müşür Fevzi Paşa- lar Halk fırkası kâtibi umu- p eee : - Liman şirketi tef-| . : tiş ediliyor ! ÇJI inci sahifeden devam ) Liman şirketi gene başın- dan büyük işlere burnunu sok- maktadır. Bu defa da Mavunacılara elinden geldi kadar fenalık etmekteo zevk afıyor. Bilhassa ücretlerin kısılması yüzünden paralarını almıyan mavunac!- ları tehdide kadar işi azıtması şayanı hayret! İşte bunun yazıyoruz. *Bu şeraite razı olmıyan- ların tazminatlarını — isteyip şirketten alâkalarını kesmek haklarıdır. Bunu ve evvelki tamimlerimizin —ruhunu ve manasını mavunacılar - iyice anlamalıdır. Bütün bunlara — rağmen ben bu usülü kabul etmiyor- dum, ona göre para almam demek şirket emirlerini dinle- memek olur ve bu gibilerin tazminatları verilmeden şir" ketle alâkaları kesilir. Maaş almağa gelecek mavunacılara bu anlatılmalı ve kabul edan- lere maaş verilmelidir. Buna itaat etmiyenlere Tâzımgelen muamele yapılacaktır, Bu me- seleden manda şu ciheti de ya- zalım? İstanbul limanında romor- kör meselesi limanın hidematı umumiyesine kâfi ramorkör mevcut — olmasına — rağmen, Hamdi B. bunu nazarı itibara almaksızın İagiltere dest'gâh- larından yedi sekiz romorkör mubayaa etmiştir. Bu muba: yaa yüz binlerce liraya mal olmuştur. Bu yüzden limandaki romorkör miktarı Aartmış ve romorkör - işçiliği başlamıştır. Halbuki Hamdi B. romorkör si- parişine kalktığı zaman lımanda bir çek rolnorkör satmağa ta- Hip olanlar zuhur etmişti. Fakat, bu teklif sahipleri- nin — ellerindeki romrkörler Bu ne israftır bu ne haldir bu ne tamimdir? Maliye müfettişleri Liman şirketi muame- lâtımı tetkik ediyorlar İi üN D CZ n iele lo miyesi Recep, Riyaseti Cüm- hur kâtibi umumisi Tevfik, Seryaver Resuhi, Vekiller , meb'uslar tarafından — teşyi edilmiştir. Başvekil Cumar- tesi günü Ankaraya avdet edecektir. arereceerAr AA cAmAR, . Mustafa Şekığı B. . - ne diyor? ( Dinci sahifeden devam) kendisine kalması da en haklı bir hodgâmlıktır. Her şeyin protatipini yani doğru aslım bulmak güçtür. Mademki Muhittin B. bulmuş tur,o halde mesele de halledil- miştir. Yalnız neşir ve tamim kalıyor. Darülfünun bir ismi âmdır ve mücerret bir mefhumdur. Şahsi bir — varlık — değildir. Hakıki — varlık — Darülfünun profesörleridir. ve onların ihti- sas'arıdır. Tenktt edilecek, onların şahsi meselesidir. Muhittin Bey “mefküresiz ilimcilerle ilimsiz mefküreler, tarzındaki umumi fikirlerinin haği şahsinoktalara isitnat etti ğini tasrih etmedikçe havaya bombardıman etmek kabilin- den bir şey oluyor. Darülfünunun — “ bürokra- tik müstehlikler , mücssesesi olmasına gelince: Bürokrasi, yeni devlet dediğimiz müesse senin vücuda getirdiği bir şeydir. Fransız ihtilâli kebiri ve Türk tanzimatçıları bunu te- sis etmeği — ideal Bugün, hlcvici bir tabir mahiyetini alması bürokrasi.- nin kifayet edememesinden- dir. Yoksa bürokrasinin haddi zatında bâtıl, gülünç ve yahut mani bir şey olmastadan değildir. Bürokrastiyi tamamen kaldırmak yepyeni bir devlet nizamı kurabilmeğe mütevak- kıftır. Bunu bize gösteremiyenler, bürokrasiye bütun kusurlarıma rağmen — tahammül — etmeğe mecburdurlar. ——M—MLİMLİL—LE—E— şirketi muamelâtı hesabiyesini tetkik etmişlerdir. Haber verildiğine göre, Liman şirketi kömür kısmı şefi Server Beye şirket müdi- riyeti umumiyesi idareten işten el çektirilmiştir. Liman şirketinin İstanbul Himanına tahmil tahliyesi mu- amelesi yapılan kömür ücret- leri hakkında tatbik ettiği tarife muğlâk ve müphem görülmektedir. Bu yüzden limanda mevcut kömür işçile- tinden hayli bir kısmının Yu- nanistana çekildiği söylenmek- <M TEE Nİ SA ÇO DAG KA enfur sersemlemeğe ( Başmakaleden devam ) karada idik. Hattâ (Yeni Dünya) yı Eskişehirden Anka- raya nakledeli aylar geçmişti. Ancak (Yeni Dünya) ga- zetesile beraber (Emek ) gazetesi kapatıldığı zaman mevkufen muhakememize bakılmıştı. Bunlar böyledir. Yunus Nadi menfuru, gene dünkü herzelerinde bizim Çerkes Etemdea para alarak (Yeni Dünya) yı neşrettiğimi: zi yazıyordu. Eğer biz Çerkes Etemdan para alsaydık, onu in- kârmı edecektik sanıyor ? Neden ve kimden perva- mız olsun ? O zaman Çörkes Etem umum Kuvveli mil. liye kumandanı bulunuyordu. Kendisinden para almak ta hata olmazdı: — Evet aldık, derdik, Fakat hakikat öyle değildir. YDemirci) ezphesinden ayrılırken Etem bize yardım etmek istemişti. Fakat maiyetinde 4000 süvari olduğu için, onlara aylıklarını güç hal ile verebiliyordu. Hattâ Ankaradan para gönderiyorlardı. — Dur Eskişehir mutasarrıfına, Müdafai Hukuk cemi- yetine bir teskere yazayım, Mümkünse sana yardım etsin- ler! Demişti. Teskereyi aldık. Cepheden (Eskişehre) gider- ken Kedüs Kütahya arasında (Reşit) Beye rasgeldik. Ya- nında Tevfik Rüştü Bey vardı. Hüsrev Bey vardı. Görüş- tük. Gazete çıkaracağımızi söyledik. Hattâ Tevfik Rüştü Bey, bizi bir kenara çekmiş : — Şahsiyatla uğraşmamak iyi olur! diye bazı nasihat- larda bulunmuştu. Ne acı tecellidir ki, on bir sene sonra bu mecburiyetle karşılaşmış bulunuyoruz. Tevfik Rüştü B. ozaman bizi çok severdi. ( Belki şimdi değil !) Çünkü, Sıvas kongresi inikat elmek üzere iken, Tevfik Rüştü B., ( Aydın ) cephesi gerilerinde bilfiil çalışıyordu. O zaman tanışmıştık. Biz Eskişehire gittik. Mutasarrıf ( Fatin ) Beydi. Şim- diki Bursa valisi. Fatin Bey Serbest fırka zamanında bize hücum etmiş olmakla beraber, kendisini çok namus- lu olarak tanırız. Her halde unutmamıştır. Ethem Beyin teskeresini Eskişehir Müdafaat hukuk riyasetine havale etmişti. Müdafaal bukuk reisi ( Ulvi ) B. biğe (875) lira verdi. Ve ( Yeni Dünya ) yı bu suretle rdık. Bu para- yı ozaman Ethemden almak ile müdafasi hukuktan ak mak arasında bir fark yoksada, menlur herifin yalan- larını meydana çıkarmak için yazıyoruz. Eskişehir müda- faai hukuk hesap defterleri elbet meydandadır. Fakat bu (875) Hiraya mukabil Eekişehirde Müdafaai hukuk ve Askeri (P.) teşkilâtı namına büyük defterler, hüviyet cüz' danları, ilmuhaberler bastık. Tam (2375) lira alacağımız kaldı. Tediye emri hâlâ * elimizdedir. Ve bu hakkımızı Müdafasi Milliye tanımamıştır. Alacağımız da tabif yan- mıştır. Haydi biz Çerkes Etemin adamı, arkadaşı, uşağı ve hepsi idik. Ya kendisi ne sıfatla: 1000 adet varakayı nakdiyeyi almış ve Yeni Günü tesis etmişti? İşte muamma bura- dadır. Çerkes Etem şu şekilde bu menfurun velinimeti olmuyor mu? Şimdi vatandaşlar | hüküm verip lütfen söylesinler: asıl Çerkes 'Etemin uşağı bizmi yiz, menfur herif midir? Görülüyor ki, bizim gizli kapaklı bir şeyimiz yoktur. Ama, habis ruhlu udam (vatan haini) diyormuş. Onlar, işlerine gelmiyen her şeyi kap kara görüp göstermekle teluf adamlardır. Varalım, biz de vatan haini olalım. Yu- nus Nadi habisi de, zemzem suyu ile yıkanımış, vatanperver, cumhuriyetperver, namuslu, bü- yük inkılâpçı olsun.. Ne çıkar. Ne olmak ihtimalleri var! Menfur iblise tekrar soruyoruz: — Rus wesikaları, Terkos meseleleri, Buz hikâyeleri, Zingal ormanları, Eger, semer dürbü, Emvali metrüke İtthadı Terakki binası, matbaalar ve bütüa bunlara cevap vermiyecek mi ? v Mahut (000 lira meselesi hâlâ anlaşılraıyacak mı? Covap istiyoruz cevap,. Hezayan değil! Arif Oruç Hamiş!- Dünkü Cümhoriyetin ilk sahifesinde “Türk gençliği,, terlevhasile “Yünüs Nadınin mücahedesinden mütehassis olan gençlerin kendisine tezahürde bulundukları ve menfurun kısa seyahata çıkacağı için bunları malesef kabul edemediği yazılıyordu. Biz bu adamların şu derece ahmak olduklarını - bilmik yorduk. Hâdise şahitler huzurunda dün şu şekilde ceryan etmiştir: ( Yarından ) (Cümhuriyete ) Yunus Nadiye Galatasa. ray gençlerinden ( Şakir ) amele cemiyetlerinden ( Eyip ) hamallardan (Lokman) namlariie üç defa telefon edilmiş, ve: O (hain Arif Oruçla mücahedenizi tebrik ederiz. Müçtemian gelip mubarek ellerinizi öpeceğiz! ) ” Deı . Koca iblis galiba bunlara inanmış ” olacak ki, kuru bir teselli kabilinden Cümhuriyetin ilk sabifesine yaz: dırmıştır. Tabii telefon eden mütlar isimleri yukarıya ay- nen yazdığımız içir, Yunus Nadi meselenin ne olduğunu şimdi arlamış olacaktır: Tezahur Yarından gelmiştil! Vah zavallı adam!... M 0 Çiftçiler! İşçiler! Esnaflar! Dertlerinizi, şikâyetlerinizi, di- leklerinizi (şahsiyat olmamak şartile) «YARINA » yazınız! Sütunlerımız tamamen sizindir ! 8 ” . — eT Ca a 5 Ça —) Mızmızlık: yeter! Yunanlılara karşı hazırlık böyle mi olur? : Yakında Yunan muhteliti- le karşılaşacağız. Bunu — işlt- miyen, duymıyan kalmadı. Yunanlılar şehrt mizde ikt defa mağlüp olduktan sonra yapacakları Bu üçüncü maça haddinden fazla ehemmiyet vermektedir. Teşkil edecekleri muhtelit Yunanistanın en kuvvetli ta- kımları olan Panatinakos, Eno- sis ve Olimpiyakos kulüple- rinden olacaktır. Bu muhtelit için haftalar» danberi çalışılmağa başlanıl- dığını öğreniyoruz. Buna mukabil bizim genç- lerimiz bir araya gelipte çalış- mak istemiyorlar. Bizim alâkadar zevatımız- da hiç oralı olmuyorlar. Yunanlılar çoktan kamp kurdular. Biz hâlâ kamp peşin- de koşuyoruz. Bırakın. Bundan sora ya- pılacak — kamptan istifade edilmez. Bu, çok evvel olacak bir işti Yalnız gençlerimiz! — bir Mezarlıklarda yapılan ke- mik sirkası etrafındaki — Bele- diye tahkikatı devam ediyor. Fakat, bu hususta, gazetelere hiç bir haber aksettirilmek istenmtyor. Fatih kaymakamlığı vası- tasite icra edilen kemik sir- kati tahkikatı, halen ne safha- dar? Bu, me3hul! Biz, bu sirkat! yapanlar hakkında ve sirkatin tarzı cereyanı kakkın- da bütün esrarengiz malümatı yazmıştık.. Bu — gün — ise makamı — aldi tarfindan izhar edilmekte olan süküt cidden manidardır. Bu hâdise etrafında Dr. kimyager Cevat Tahsin Bey ne diyor. Bütün bu biribirine girift mezarlıklar meseleleri hakkın- da Dr. kimyager Cevat Tahsin B. muharririmize atideki beya- patta bulunmuştur: — Mezarlıkların her sene yerini değiştirmek lâzımdır! Bahusus Eyöp - tarafında bulunan mezarlıkların mevki- lerinin sarp olması dolayısile hâlâ oraya ölüleri göndermek kadar münasibetsiz bi hâl olamaz. Ölünün otomobille nakle- dildiği bir devirde mezarlık- ları - bu kadar ihmal etmek cidden gariptir. Artık Eyip mezarlığı ka- pattırmalı ve Merkez efendi" Yenibahçe ve Edirnekapı ha- riçlerinde — etrafında, dıvar- la muhat temiz — mezar: hıklara tesis edilmelidir. Kemik meselesine gelincet Hosan kemiği ile hayvan kemiği arasındaki fark, insan kani ile bayvan kanı arasındaki fark gibi mühim bir meselei fenni> yedir. Bu tetkikle anlaşılabilir. Ben şıhsen bz mesele ile meşgul oldum. Paristeki kimya lâbora- tuyarında — tetkikat — yaptım ve senelerce İstanbulda da bu mesele etrafında uğraştım Bu fark kimyayı — hayatiye ait bir farktır. Bugünkü me- deniyet — şeraitine — nazaran *Fosforşa — ihtiyaç — fevk- alâdedir. — Çünkü — fosfor tebabette, sanayide, ziraatte kullanılan bir maddedir. Fosforu elde etmek için de kemik lâzımdır. Binaenaleyb nerede — bir kemik parçası bulunsa bilâ- kaydüşart istifade — et mek düşünülür. Hangi mem- lekette mezarlıklardan kemik İ z B AA araya toplayıpta muntazam ekzersis yapmanın — çaresine bakalım. Güya - Salı telit oyuncuları yapacaklardı. günü — muh- antrenman Ne gezer. Bir kaç oyuncu stadyom kapısına kadar gel- dikleri halde geri döndüler. Çünkü studyomda bu genç- leri çalıştıracak hiç bir kimse yoktu. İşitiyoruz, Belediye ile anlaşılacak, tahsisat alınacak. Fener stadında kamp ku- racak. Hep olacak, yapıla- cak. Fakat ne zaman? Her halde kamp kurmak uzaya- caktır. . Biz her şeyi bırakalım haftanın muayyen günlerinde muntazam bir — şekilde çalışmanın çarelerini bulalım. Yoksa vakit zayi etmekle ga- libiyet kazanılmaz. Biz alâka- darlara her zaman bunu söy- lüyoruz. A.R. Mezarlar şenaati Sirkat muhakkak - kimyager Ce- vat B. neler söyliyor çalmak mümkünse bu - sirkat mubakkak yapılır. Bundan maada mektepler Hayvan kemiğinden insan işkeleti yapmak mümkün ola- mıyacağı için bu beynelmilel insan iskeleti ihtiyacının tat. min maksadile mezarlıklar. dan kemikleri çalmağı — ve meslek — edinmiş — insanların bulunacağı pek tabildir.,, Doktor kimyager Cevat Tahsin Beyin mütalealarından takdir olunuyor ki kemik sirka- tineen müsait yer mazbut olmıyan Türkiye mezarlıklarıdır. için insan iskeletletlerinin te- dariki lâzımdır. Gayri kabili inkârdır. ki, bütün şehir halkının alâkadar olduğu böyle bir umumi me- selede sükütun yeri Ölmüş — bulunanların me- zarım — kaybetmemiş — olsun! Bu hususta şu veya bu maka- mı itham etmek istemiyoruz; Mezarlıklar — iştnin düzel. mesini istiyoruz. Şöylediğimiz gibi, bu mesele sırf kemik sır- kati faciasının önüne gecmekle balledilemez. Günlerdenberi uzun uzun yazdığız veçhile Belediesaslı faaliyete geçmesi İâzım. Acaba , makamı aidesine şunu da sorabilirmiyiz ki çin- genelerin mezarlığı nerededir? Takibat yalandır Bazı gazeteler muhalif ga. zeteler hakkında müddiumu.- milik tarafından — tahkikata başlandığını yazıyorlardı. Dün bu hususla — müddet- umumi Kenan B.bir muharrirk mize demiştir ki: — Böyle bir şey yoktur. Biz her zaman yalnız muhalif gazeteleri değil, bütlün gazete- leri tetkik etmek mecburiye- tindeyiz. Âmmenin| hukukuna taallük eder mahiyette birşey görürsek derhal adli takibata “başlarız.. ——— İspanya Cumhuriyet * şenlikleri Madrid, 24 (A.A.) — Mu- vakkat hükümet tarafından bir kaç gündenberi Cumhuri- yetin teessüsü şereline hazır- lanmış olan şenlikler parlak »ir surette devam etmektedir. Günlük proğramda boğa ya- rışları Uyatro temsilleri... ilh.. ö 5 * «

Bu sayıdan diğer sayfalar: