26 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

26 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Birektif İstemez! Belediye çavuşunu gören enicami — işportacıları — gibi, Babıâli caddesinde muhalefet- ten korkan elendiler var. Tahsisatlı, aboneli ve ilânlı Büzelelerinin yanında tahsl- Satsız, abonesiz, ilânsız bir | Vilâyet gazetesi gibi çıkan üç | buçuk isimden korkacak ne Var? Sütunlarınız bizden geniş, teşimleriniz bizimkinden renk- h, muharrirleriniz. derseniz tü- Men tümen. Yazdıklarımızı Yatansızlıkla, — seciyesizlikle | lekeliyerek ikide birde bize dil uzatmakdaki kastınız nedir? İkide'birde kanundan, mad. deden , bahsederek bizi tehdit etmekteki kastiniz nedir? * Kanunun gözü sizinkinden | daha ilerisini görür. sizinkinden hiyanetle Kanunun eli daha kuvvetlidir. Kanunun darbesi sizinkin- den daha amansızdır. O, direktif istemez. Biz kanuna itaat eder ve ondan ko:karız. Fakat sizden asla! BÜRHANETTİN ÂLİ YrraerserererA MA AAA ARAA Ihanet Avrupada İzmir üzü- mü diye başka üzüm satıyorlar Harici ücaret ofisine gelen habere göre bezı üzümler Han: burg Anvers ve Liverpul piya- salarında İzmir üzümü namı tahtında satılmaktadır. Olis buna mânl olmak için faaliyete geçmiş ve lâzımgelen tedabirin almması hususunuda İzmir Ucaret odasına yazmışlır. | Bunun için milli marka ve kârgir ambalaj dahilinde ko- nulacak üzümlerimizin üzer- bir - mübürle düşünülmek. leri — müayyen mühürlenmesi tedir. S — — İzmirde Feci bir kaza oldu. Evvelki gün Ödemiş tüc: carlarından Hacı Kâmli'zade Mustafa Efendi ile Bozçayakalı Mehmet zade Hüseyin Efendi Bozdağ yaylasında av yapar- larken feci bir kaza olmuştur. Hacı Kâmilzade Mustala Efendi nişan alayım derken ayağı kayarak yare kapanımış ve çifte ateş alarak evvelâ Hüseyin efendiyi, sonra da ay- ni kurgun 13 yaşında Ali Riza | namında bir çocuğu yaralamış tır. Mustafa Efendi Adüyeye verilmiştir. Tefrika No. 20 Mubat Raynonde Machard B edebiyatamları bü | kendi işinden kazandığı, Zabıta muharrırımız yazıyor. Bir yavrucuk daha kayıplara karıştı' Bu başı örtülü yüzü kırmızı meçhul kadın kimdir? Bu | mesele çok ehemmiyetlidir tahkikat devam ediyor Son zamanlarda çocuk hur- sızlığının ve çocuk — kayıp | vak'alarının çoğaldığını yazımış | ve bu işin içinde esrarengiz bir mesele bulunduğunu söylemiştik. Çocuklara musallat bir takım insanlar bulundu- olan ğu görülmektedir. Bu defa, | ları anlaşılamıyan diğer yav- | rucaklar gibi bir çocuk daha | | | 1 henüz ne olduk- çalınmıştır. Çok garip ve şayanı dik- | kat olan bu hâdiseyi tahkik ettik. İzahatını okuyacağınız bu | vaka çocuklara musallat meç- hul bir şebekenin bulunduğu- nu göstermektedir , Bu yeni garip ve esrarengiz vaka şöyle cereyan etmiştir: Çihangirde Firuz ağa ma- hallesinde Hacı kılıç sokoğunda | 11 numaralı hanede Hüseyin Avni efendi, sanatkâr bir ebniye kalfasıdır. Bayburt- lu olup refikası Enise hanım ile bundan 10 seve evvel şeh- | rimize gelerek yerleşmiştir. — | On senedenberi - calışan Hü-| seyin Avni efendi, diş ve tırna- gından ayırdığı paracıkları ile kendisine bir ev yapmış, dört aydanberi burada — oturmağa başlamıştır. Hüseyin Avni Efendi, bem de o odalardan aldığı bedelleri ile kendi ve refikan ile Mürüvyet, Nermin isminde iki de yavrucuğunun nalaka- sını temin etmektedir. Bu yavrulardan iki yaşında oldukça gürbüz ve Nermin, çok şirin bir kızdır. Mürüvvet 8 — aylık keza ablası gibi girin ve sevim- li bir kızdır. Minimisi — yavrucukların annesi olan Enise Hanımın, , bu sevimli çocuklarını her gün giydirip kuşatır, evinin bir odacığında önlerine ayun: caklarını koyarak eğlendirme- ge çalışırmış. Enise Hanım, pazartesi gü- nü yine, yavrularısı giydir- miş, kuşatmıştır. Öğle üzeri olmuş, kapılarımın zili çalım- | mıştır. Zili duyan Enize pencereden — başını aşağıya doğru: — Kündir o, diyerek ser- lenmiştir. Siyah bir baş örtü ile ba- | Hanım, uzalmış, sını sikmış, özerinde da vazlık | Mütercimi : Ahmet Fürkân ranı 170 inci bmden tercüme edilmiştir... Hizmetçi Jan odadan çık. tıktan ronra, Fıansuva, anne- | sinin yanına yaklaştı. — O00.. bu ne güzel şey- ler.. Çiçekler, pastalar, şeker- ler.. Bunlar hep benim için mi ? — Evet, seninle beraber | benim yeni tanıdığım iki dos- tum için. — Fransuva tekrar | kanapeye gömülüyor... Madam Dö Trev çay ka- dehlerini , çiçek — vazolarını birer birer — yerleştirmekle meşgul. — Yavram.. — BDostlarmız kaç kişi. — Yalnız ve sudece iki kişi. — Az.. Bari hiç olmazsa güze. midirler? — Biri küözel idi, ? — Zalim! — Sizin gibi yapmalı idi anne.. Onlar nasil oluyor da ihtiyarlamamanın yolunu sizin gibi bulamıyorlar. — Seni şeytan seni., Ne- ler söylüyorsun? — Diğeri, anne.. Diğeri. Onun kızıdız, | misafir oturan | hem | kira | olup | | den taahöt edildiği şekilde k | bir geye malik. Onun kuvvetli siyah ve ipekli kadın: | — Affedersiniz hemşireci- | ğim azıcık kapıyı açar mısınız? demiş ve açılan kapıdan içe- | riye girmiştir. Bu kadın, bu orta boylu, etine dol- gun ablak ve kırmızı yüzlü bir kadındır. Ağzının sağ tara- | fında da bir altın dişi vardır. | İşte bu, altın — dişli ve | kırmızı dudaklı meçhul misa- | safir, sahte vekar bir nezaket ibraz ederek: — Güzel kardeşciğim, evi- nizde üç odanın kiralık oldu- gunu haber aldım. Müsaadeniz- | le bakabilir miyim kardeşçiğim, | demiştir. Onrada, iki yaşlarındaki Nermin de, giymiş olduğu be- w yaz ceket, beyaz çorapile kahve rengi patiklerinin üzerine ba- sarak : — Anne, teyze, cici, mam- ma, diyerek yanlarına sokuk- | muştur. Bu meçhul meçhul sırada Âza ve Başkâtip davası Mahküm Füluryada Solaryum - Plâjı | meselesinden vazifol memure- lerini sulisttimal etmekle maz- nun ikinci bukuk mahkesi aza- sından Mithat ve ayni mah- keme Başkâtibi Macit B. lerin | muhakemesi dün Ağırcezada | neticelenmiştir. Heyeti hâkime — Mithat B.in Macit Beyi yediadil | | yapmasını ve plâjı icara ver- | | mesini lsuz — gördüğü- | Haciz karşısında Borsa idare heyeti fevkalâ. | da bir içtima aktetmiştir. Bu | içtimada icra dairesinden teb- liğ olunan ödeme emri okun- | muş borsanın bu mes'ele etra- fında alacağı vaziyet “görüşül. müştür- Borsa idare — heyetinden bazı zevat buna borcun, ceki- ödenmesi fikrini müda! istemişlerse de — Ha.. Demek misafirleri- niz ana kızdız. — Hayatımda kızların en güzeli. Fransuva gömüldüğü ka- nepeden fırlıyarak sordu: — Söylediğiniz — hakikat midir? — Evet.. — Eh.. Bari zeki midir? — Zekâdan daha fazla gördüğüm bir dimağı var. — Aman, ne nadir şeymiş bu? — Evet amma, bu nadir yaradılmış kız senin için de- aikildir. — Nişanlımı? Eğer — öy- leyse bu benim için dert değil- dir. — Aman, kuvvetinden ne kadar eminsin böyle.. Hayır, nişanlı değil. — Bir âşıkımı var? İşne kadar çetin olursa zevk o bir. mantolu I!miıııfir, bu ya | lah, tutu, tu; demiş ve Ner- | socuğu kollarında bırakmıya- | Nermini almış, çikolata ala- Mithat B. üç ay hapse, Macit B. nakti cezaya mahküm rar verilmiştir. Izmir Borsası yete karar vermiş ve gitmiştir —| ucuğu görmüş ellerini açarak : — Kiırk bir. kere maşak- mini kucağına alarak sokak kapısının önüne indirmişti İ Kapınnın önünde durmuş: | — Şekerim alşama birde | beğim görsün de fiatını görü- türüz, demiştir. İ Bu sırada meçhul misafir | rak: — Müsaade — buyurunda | yavruya bir çikolata alayım, | demiş ve köşe başındaki bak: kala za Nermin ile birlik- te gitmiştir. İşte © meçhul mustakbel kiracı olan altın dişli Hanım, cağım diyerek ortadan kay- bolmuştur. lli peder ve valde bu hal karşısında şa- şırmış, zabıltaya kaşarak me- seleyi bildirmiştir. Polis, bu çocuk hırsızı olan kadını ara- mak için faaliyete geçmişlir. A R. oldular! nden hareketine tevafuk e- | den çeza kanununun 241 inci | maddesi mucibince üç ay hap- | sine ve üç ay vazifeden men' ine, Macit Beyin vazifesinde- ki' ihmali dolayıslle ceza kanu- nunun 230 uncu maddesi mu- cibince 30 lira cezayi nakti yermesine — ve her ikisinin de cezalarının - tecil edilmesine kablli temyiz olmak üzere ka- Ankaraya şikâ- vazıyetinin buna müsalt olma- | dığı yapılan tetkiklerden anla- gılmıştır. Bunun üzerine taksitlerin 10,000 lira üzerinden emlâk ve eytam bankasına ödenmesi için Ankarada bankanın vmum müdürlüğü nezdinde teşebbüs- | te bulunulmasına ve — buna İktaat — vekâletinin - tevassut etmesine karar verilmiştir. Ankarada emlâk ve eytam | nisbette esaslı olur. Zaten şimdiye kadar hiç bir - rakip- ten korkmadım. — Senin bu kibrin bir gün| seni mağlüp eder oğlum, dik. | kat et, bu kız çok namus- ludur. Ne derlerse "desinler, namus henüz ortadan kay- bolmadı. — Öyleyse ne ile müca- dele edeceğim? — İmkânsızlıkla.. Yavrum şimdi dur.. Bu hanımlar şimdi nerede ise — gelirler.. Eazlasını sana sonra - anlatı: rım, — Ne kadar meraktayım. — Müsterih ol, sana an- latacağım, fakat bilmiş ol ki, Don Juvan sağ olsaydı, bu kız üzerinde tesir yapamazdı. — Tabii... Don Juvan ka. dimci değildi. — Orada ne ötüyorsun ? — Hakikati terennüm edi- yorum! Don Juvan kadının | har Nurullah beylerin Anka- | Onu asla koparmam ve kok- | lamam. Don Juvan kadınlık Yarım milyon liraya Türkiye emniyet Plânları satılıyordu —20 'Casus kadının evinde geçen bir gece... Mister Kened ıoıdıı — İlk muvaffakiyetiniz ne- | ticesini ne vakit istipşar ede- biliriz? — Alâkadar eşhas üzerin- | deki etötlerimin ve kanaat'e- rimin neticesini size ancak on gün sonra bildiririm. — Görüşmek için ani bir | ihtiyaç hâsıl olursa? — Madam Grita sizi haber- | dar edemez mi? — Adresinizi | veya telefon mumaranızı bana | vermek mümkün değil midir? — Meaalesef mümkün de- ğildir. Telefonda sizinle görüş- mek kat'iyyen tehlikeli olduğu gibi muayyen bir mahalde buluşmamız da hiç muvafık | değildir. Grita lüzumu balinde mu- babereyi temin edebilir. — Grita ile temasımız teh- Hikeyi mucip değilmidir? Grita atılarak: — Katfiyyen, dedi, evim hiç bir kontrol altında kalmış de- gildir. Derin — bir sonra: — Bu takdirde şimdilik âcil işlerde Gritanın muhabe- remizi temin etmesi küfidir. Mister Kened, — Size (muvaffakiyetler temenni ederim. Bana müsaa- de ediniz gideyim, dedi. Mister Kened gittikten sonra fikrimden geçen pek yık- dırımlı düşünce ile âdeta uyup mülâhazadan muş kalmıştım. Grita durmayan cıvıldıyan neşeli bir kuş gibi hafif, hafif şarkılar söylüyor, Rigolettonun bir parçasını terennüm edi- yordu. Neden sonra dalğın- lığımı anladı, silkinerek : — Acıktık, değil mi? Bu | bankasile cereyan — edecek müzakeratta Borsayı temsil etmek üzere Borsa idare he- | yeli azasından komiser Ali Mahmut ve İzmirli zade Maz- raya gitmeleri takarrür et- miştir. Müzakerat neticesinde ta- karrür eden şekil derhal tel- grafla İktaat vekâletine bik dirildi. Vekâletten cevap ge- lir gelmez Borsayı temsil ede- cek zevat Ankaraya hareket edecektir. güzelliğini severdi. Kadının ruhi zenginliğini bilmedi. Ben Fransova dö Trev Don Juvan'a bir noktadan yaklaşıyorum. | Diğer noktalardan — değik: Bir güzel cansız, “Musset, in | dediği gibi kukusu bir güldür. gülünden sadece zevkinin tat- minini bekledi. Don Juvan imanı olan bir adamdır. Bu kız zeki olduğu içindir ki, onu aşka mecbur edeceğim. Madam dö Trev elindeki kadehi masaya bıraktı ve oğ- kına baktı: — Bu ateşnedir Fransuva? Senin olamıyacak bir tek ka- dm varsa,oda budur. Kabahat bende xi sana ondan bahset- tim, Keşki onu görmesen.. da- ha iyi olacak. — Anne, beni bir alçak mı sanıyorsunuz? | nkı-m eve gidelim- neş'e ile bir. güleriz, dedi. Gritanın evinde bu gece- | miz gerçi çok neş'eli, eğlen- celi geçti, Ffakat — zihnimde muazzam tekliflere karşı ya- pacağım işin istihfamları fır tınalar, kasırgalar çeviriyordu. Biribiri peşine — patlayan | şampanyalar, redyonun, grar şakrak melodileri, Gritanın neş'e katan nüvaziş- leri, şehveti, ihtirası beni bir lâhza olsun bu düşüncelerden uzaklaştıramamıştı. Mister Ber bu karanlık kış gecesinin zulmetleri arasında esrarengiz bir tip, ve hüviyet halinde — Gritanın — Şişlideki evinde birdenbire zuhur ediver- mişti. Herhalde mister Kened ile görüşmüş olmalı ki mukad- derata bigâne değildi. Netice- den memnun ve mesrur görü- nüyor, faaliyetim tarzı hak- kında bana münasip fırsatlarla telkinler yapıyordu. Taş yü- rekli casus, üzerimde dalmi sürette mükemmel sistemde küçük ve müteaddit taban ca bulandurmaklığım lüzum ve ehemmiyetinden ve kat'i balinde — bunların istimal keyfiyetinden dem vu- ruyor, bana casusluğun cana* varlığını aşılıyordu. Ben de bütün bu fikirleri sükünetle dinleyor, düşünüyordum. İş başında Gritanın evinde ve şehvet dolu kucağında ihtiraslı fakat düşünceli bir gece yaşadıktan mofonun zaruretler 'Ördeklerde ku- duruyormuş Daü'kelp tedavihanesi mü* dürü doktor Eşref B. meslekine ait yeni bir keşifte bulunmus tur. Bu keşif doktorlar arasın. sanda büyük bir alâka uyan- dırmıştır. Eşref Bey gayri tabii bir halde ölen bir ördek üzerinde tetkikat yapmış, ördeğin sak yasını tavşanlara — bakletmiş ve muayyen zamanın hita- tavşanlar kudurarak ölmüşlerdir. Bundan da örde- gin kudurduğu anlaşılmıştır. — Hayır yavrum, — fakat vâhi fikirler peşinde koştuğu- nu istemem. Fransuva gülmeğe başla- mış ve uzaktan annesine İşa. retle bir buse göndermişti. Bir çan sesl.. — İşte, mutlak onlar... Fransuva, koltuktan - kal. kıyor ve kendini aynanın önü- me dar atıyor. Üstünü başını muayene ederken aklına bir yey geliyor. Aynanın önünde —meşgul olsa.. Çünkü ayna kapıya karşıdır. Girenleri burada yüz. yüze gelmeden tetkik imkâmı çok. Bu kız, bu kız... Yüzünr- den aldığım manaya göre hareket ederim. Fransuva fik- rini değiştiriyor, elime bir ki- tap alıyor. Madam Dö Trev misaf.r. lerini karşılıyordu: (Devamı var) mında Tdbe mali Sree al.r n eelelileliri elle di

Bu sayıdan diğer sayfalar: