1 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

1 Temmuz 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. . Timsali vatan Aranra, Böyoğlu barlarına Avrupa'dan lâhzada - kıyafet değiştiren hokkabazlar gelir : Şizidi bakâramız yelpüze topuzlu, uzun etekli, Kâşi Fi tkir bi evvöl zaman müdes ması... Bir saniye sonra, eli râ ket'li, keten pantolunlu, be- yaz iskarpinli bir tenitçi... Bit daniye sonrada, siyüh melon'lu, uzun sari sâküllh, eski redingot'lu bir hühan... Hâsıh bir. hokkâbaz, bir sihirbaz; bir hünerbazki aynı vahitte ihtiyarlıktan gençliğe, gevçlikten ihtiyarlığa, kadın- hktan erkekliğe, erkeklikten kadınlığa — kiliğile, kiyafetile tavrile, edâsile geçiveriyor. * İşte hergün bizlere söz röy- lemek için seciye sahibi, ka- naat sehibi, i#ffan sahibi, me- ziyet sahibi Insandar olmamızı tavsiye eden muhterem hükümet muharrirleri anadan doğma birer “tebdilt luyafet, sanat- kârıdırlar: Bir gün bakartınız. İttiha- di terakkı'nlr arabnama- Biü- mişler: Niyazi, Ertoer oldular vehper diye Bir Hürriyet mürgr söy- lüyotlâr: Ertesi gün bakariı- .nız, hava değişmiştir: Gazetelerlöin ilk sahifesin- de; Refik- Halit'e — methiye okurlar. Bir başka gün bakartınız: İakilâp.. Rejim:. Milleti.. diye dövünürler. Ve hangi devirde olursa olsun bu, “Evet efendimci ,lere bir muarız ses yükselse, der- hal alnına şu damga vurulur: — Vatan balni. Her devirde, şahsi menfa- atlerini vatan menfaati -diye ileri süren bu muhterem ze- vat, acaba vatânı şahıslarında temsil oti ediyorlar ?., Acaba, Falih Rifki *Timsali vatan, müdir? BÜRHANET'TTİN ÂALİ mrkrr AY LAY AYAY AY AAAT AA İtiraz Bakirköy Mülmüdürü itiraz etti Diğer gazetelerle beraber dünkü nüshâmızda ihtilâstan maznunen tevkif — edildiğini haber vermiş olduğumuz Ba- kırköy Malmüdürü, dün istin- tak dairesine verdiği itirâznas mede Kendistle Maliye- müfet: tışi arasında tahaddüs eden şahsi bir mevele üzerine tev- kif edildiğini, ihtilâ; isnadını kat'iyyen varit olmâdiğinı bil- dirmiştir. Mesele tetkik edil- mektedir. Edirne valisi Şehrimize geldi Edirne vâlisi: Emin Bi geh- rimize gelmiştir. Emin Böyin bıı haftâ: kadar — şehrimizde a ıaylııııya Böy Müahatriri: Rüynonde Machard Zabıtâ mühürririmiz yazıyor: Seher H. binlik tesbihile yakalandı! Bu kadın üfürükçülükle binlerce safdili soymuş fakat nihayet yakasını polise kaptırmıştır Eyüp zabitası dün Eyüpte l otüran Seher Hanım namında büyücü bir kadını yakalamış, evrâkı tahkikiyesini ikmal ede- rek Adliyeye teslim etmişlir. Eyüp'te camli şerif sakağın- da oturan Seher Hanım aslen İstanbullü olup kırbaş, — elli yaşlarında bir kadindir. Görü: nüşte semiz, sâf olân Seher Hanitn, sâtüttüln teabi kurnaz komkuma yuvası gibi içi üfü: rük yosunu tutmnuş bit kadın- dır. İşte bukıa böylü, eemer, karakaş ve ikaragözlü Seher Hanim, senelerdönberi, ken- disine; “Hoca Hanıim; isimtai vermiş, bu isim altında- yüz. Tertce belki de binlerce Kalkı kendisine karşı “Aman hoca- nım, zaman höcanım, - dedir- terek esir ve köle etmiştir. Bu kadın evinin bir odası- ni okuyup üflemek için ken- disine tahsis etmiş, dertlerine derman aramak için gelenle- ride burada kabul etmeğe baş- lamıştır. Oldukça büyük olan bü odanin içinde |yere seril- mis beş altiı — posteki — (ile duvara asılmış birkaç tanede erki Karflerle yözli levhalar bulünmaktadır. Kocasınden aytılinak, Kat sindan kürtülmak — isteyenler işte hep bu Soher Hocaham: Te koşar dertlerini söylüyerek derfman isterlermiş.! Hacanım da : — Merak etme, allahın Mmayelile şefaat ederim. Der ve müracaat edenlerin paralarını türlü — deslielerle (ellerinden alırmış. İştö bu Bocanın (!) allahın günü. adedi gayrı malüm pa: raları böylece sızdırmakta de- vam ederken Nihayet yakayı ele yermiş ve sorgu suale çekil- miştir. Seher Kanım, Bundan bir kaç gün evvel evitde oturmuş, pöhçesine düşecik bir avın vüruduna intizar etmeğe baş- Tandtıştır. Bu sırada kapısı vurulmuş içeriye gençten bir efendi ge- lerek : — Hoca Hanım bir kızı seviyorüm buna büyü yapıp bunu kısmet edermisin. De- Miştir. Hoca Hanım da : — Bilznillâh, yirmi: dört saat geçmeden peşine hemen dolaştırırım. Demiş ve heman kazarlığa girişerek üç aşağı, beş yukarı uyuşmuşlardır. Ahmiet Fül Prinsız edebiyatından Büyük ağki römanı — 170 inci binden tercüme edilmiştir... — Benden imkâm' olmiyan bir şey istiyorsün annel — Bu kâdar yol &lmışken bu nuktada dürmak — doğru olurmu? Seb bilirsin; — bunları- sen söylemezsen ben söylerim: — Bunu yapar mumiz ân- ne? — Evet. — Beni sövmiyör Mmusu- mur; artık. — Nöe söylüyorsun oğlum Benitti sevgim bü işle alâka: cuğunu sevdiğinden bahseder. © vülde coçuğunun ihtiyaçla- rina karşı hâreket etmemeli- dir. Ana, muhabbetinin büyük- Tüğünü göstermelidir. — Ne şantaj, yarabbi! — Ah anne... Framsuva sâpsarı — ketildi. — Yavrum aklintdan böyle bir karar geçirmedim. genç adam, valdesinin yu- muşamasından geniş bit (ne- Yakayı ele nasıl verdi | Pâzarlık bitmiş; Söhet ho- ca hemen tesbihlerini çıkava- rük o genci tesbihten geçir- meğö ' ve” okuyup — üflemeğe büyşlamiıştır. 33 lök tetbihten başlayip 1000, 1500'tük - tesbih. kadâr geçirip ülurdükten sönra: — Hâydi yavrum, git ra- hatıma bak. Sakım ha merak etiüe evvel Jallah sönra mefesim | sayesinde o kızı sâna yapa- cağım' Dömiştür: Bü söz üzerine geçnte: Amzian höcümm, ne olursa sendet olacak. Merhamet et. Demiş ve çekilipk- gitmiştir. Yirmi dört svatt iple çeken genç, nihayet vaktin tamam olduğunu #göfmüş, sabırsızlaş | narak kızın gelmesine intizar etmeğe başmıştır. Fakat ne gelen ve ne de gidenim olmadığını görünce: — Belki daha tesir etme- di,bu geceyi de geçireyim diyerek | tahammüle mecbur olmuştur. O güü ve © geceyide ge- çirmiş gene bir tesir almadığlıar görünce — hemen Seher Huünimü koşmuş ve: — Hâsiya Höcürüm. De- miştir. Hocanım da: — Kman evlât n& diyor- sun? İyi santte olsunlar bana kızın, sana gittiğini söylediler" Demiş: Genç te hayret ve ta- accüple: — Allâk allâh? Acaba şimdi eve gelmesin; | Demiş ve koşa- koşa- evine gelmiştir. Gelmiş, sormüş gelen ve gidenin olıışdııııvı öğrenmiştir. Pazarlıkla müjteri tapıyan ötomobillerin' tecziye edildiği hakkında bazı haberler vardı. Bu bususta malümat almak | isteyen bir — muharririmize Hümüt Bey demiğtir ki: — Taksimetrolar — azami fiâtı- görterir. Bir şoföb müşteri İle pazar- hık edebilir. Yalnız pazarlık etse bile taksimetronun yaz. Fünst şartör, amâ tükslmetro 200 Kuruş yazmıştü şoför 100 küruşa - rözi olmuş ©o Başka, ben pezarlıkla götürüyörüm diye takstmetronün. bayrağı cadirilmessö: tabil: dezalarid. rılır. Bu cihete goforler itiraz et- dlrler. yavrum: Anıııı ıcınıcılı bir. haldedir ki, senin gibi bir ev- lüda müliktir. Bari, Kiç olmaz- #& bilkeydim. — Neyi? — Oğu seviyormuüsun, tev- miyotmusun? — Anne; bit tek kadın varsa oda sizsiniz ki; ona hiç bir vakit yalan söyleme- dim, söyliyemiyeceğim. Size! bu hususta bir cevap verme- den bana müsaade ediniz de bu meseleyi düşüneyim: Şimdiye kadar Klod için bu suali kendi kendime sorma- dim , İtiraf ederim ; pek çok defa, Klod'un cismen ve ru- hen olan nadir güzelliği kar- şısında derin heyecanlar ge- çirdim. Fakât Bu sövmek mi? fet aldı. Ve madam Dö Trev oğluna karşı zayıf olduğünu Bünu — bilmiyörüm. Çüükü sevmenin ne demek olduğunu bilmiyorum. b .B Bunun üzerine tekrar Se- Her Hanımın — evine doğru yürümeğe başlamıştır. O d rada arkadaşlarmdan — birine tesadüf etiniş, başından - gelen ve geçeni anlatmağa başla- mıştır. Üfürüğe inanmayan arka- dnııdn — Yabu ne budala ne ah- mak insan imişsinki bu işi ya- pıyorsun. Demiş ve lâzım ge- len bir çöle sözleri daha ken- didine söyleyerek — fasa fiko olan Bu işten sarfi nazar ettirmiştir. İşte bu mesele bir iki gün içerisinde semtte şüyu bulmuş, külâktan kulâğa söylene söy- lene nihayet zabıtaya akset- miştir. Faaliyete geçen zabıta, Seher Hanımın - evini - bastmış, biş çök üfürük kitâpları ile Böş altı tesbih meydana çıkar- uıı'm A, S, Belediye teftişleri Mülkiye müfettişleri Bele- diyede bütün devairde teftiş- lerine devam etmektedirler. Teftişlerinin neticesi alınma- dâm kismi - teftişlerinden bah- setmemektedirler. Bu teftiyin neticesinde Bbir tükım — döğişiklikler — olacağı tâhmin edilmektedir. Emin geliyor Darülfünun eniini' M. Ra- Şt B. Pörgemba günü şekrk mize gelecektir. Ankaraya davet - edilen emin vekili M. Hakkı B. den henüz bir haber gelmemtitir. Taksiler işlemeli mi işlememeli mi ? Şoförlere ceza! Taksilerini çahştır cezaya maruz ân şoförler aldılar Çünkü zaten müşteri seya- hat edeceği yerin muayyen fiâtinı biliyor. Taksinin — işle- mesi ile bir fayda elde edile- mez. Fakat Belediye de hak- hdır. Çünkü belki şoför taksi- den fazla: para alabilir. Müp terisinin rızasiı değil taksinin yazdığı esaslır. Hiç kimse fazla para verimek istemez, bu itibarla müşteri taksinin ne kadar yazdığını bilmelidir. Ve ayrıca bir ihtilâf zühurunda Belediye için esas taksidir. Ancak ceza meselesinin Bitlinci defaya mühsut olarak affedilmesi ciheti - talep edil- mektedir. Bu da Belediyeye ait bir iştir. gey ki; o, döğarkeri bundan kimsenin haberi bile olmaz. Olmamalıdır. Sizi temin ödemem: Bel- ki de bü kızâ Sğıkım: Bunu bügün bilmiyorsam belki- ya- rın öğreneceğim. Beni mem- Bun eden şey bunlardır; ne dersiniz, anne? — Evet, belki ... Bumu bende ne kadar arzu ediyo- rum bilsen. Bu kızı seversen bahtiyarlığın derecesinin ne demek olduğunu o vakit anlı- yacaksın ve o zaman... Benim yanımdan ayrilmiyacaksit. — Sâde Buünün için, söz veriyorumu size; elimden gel- diği kadar çalışacağını. — Evlâdım ! — Öyle ise bugün Klod ile hastahaneye gideyim mi? — Elbet, ve.. Yalanlarına deyami et! Bıııxı bana ıııllmlıınıuııu Yı m!ıi[ " : Türkiye emniyet Plânları satılıyördü — İ —< İRiZ Şimdi sen aptallık ediyorsun dinle! — Ettim, fakaf ne fikirle. — İkanetin, şenaatin, re. ziletin,; milliyetsiz'iğin, vatan- sızlığın, kepazeliğin şekli, fik- ti ölür mu? — Şimdi sex âptallik &di- yorsun, dinle! diyorum.. — Alçaklığın itiraflarını m? — Anliıyorum ki bende an- latmak, sende anlamak kabi* liyeti yok!.. — Sen belki anlatmak is- tiyorsun da- irlikâp etmek is- tediğin ihanet yükünün altın- da- burkulduğun için: anlata- madığına kail oluyorsun. Yanr hyorsun azizim! Sen - anlatı- yorsun ben'de çok - iyi anla- mağa muvaffak oluyorum. Millete, vatana- ihânet, memlekete kundak - fesat ver- mek için sen de kundakçılar arasına katıldın, bütün mese- le işte bundan ibaret ! — Sen çök gâfilsin dos- tum! İnsan her şeye rağmen itidalini muhafaza - etmelidir, bir kimse, ihanet damgatını vu- râbilmek için filkhakika onun ihanetine muttali olmak kerek- tir. Seni bir aziz dost gibi çâğirdım, birkaç gündenberi Lâyâtim etrafında döndürülen muazzam firtinalardan haber- dar ed rek küstahlara Bir ibret dersi vermek Içi müşavere etmek istedim. Beni dinleme- dön, fikirlerimi öğrenmeden he- yecan ve şiddet gösteriyorsun. Bu, bafifliktir. Vekar, bir şeyin söüünü kadâr tâkip zas Yuretini yerir. Karşiında vâta- nına ihanet, millete, devlete fenahk edebilecek adam yok- taut, Fakat bunun akcini ta- mümen düşünebilirsin. İşte bu kadar... — Ne diyorsun? Antelli. Jen servis üşüğe olmak Bu vatana ihanet değil midir? — Entellijen servis - teşki- lâtını kökünden - sarsacak bir iş yaparsan, bu vatana, bu millete hizmet değil midir? — Evet, fakat bu muhal!. — Ben muhali mümkün kılacağım. — Neyinle? —Bü âğiz hüviyetimlel, — Gülmemek içiü kendi- mi zor zaptediyordum. — Gül; fakat bana değil, kendi gafletine !, — Sözüne inanayım mı? — Yalan — söyliyeceğimi ııhıııııı eder misin? — Evet, çhhn bü müddet zarfında aşkın hayat bulacak ve yalanların kızı. bahtiyar edecek. — İşte görüyorsunuz ya.. — Vekizda neticede e- ni sevecek, — Bunu ben de düşünüyor- dum. Kııı vuruluyordu... — İşte geldi. — Fakat evlâdım kahvosl- t etmedin. — Zarüti yök aüt kadar metintiti idim ki.. Fransuva daha - cütülestini bitirmemişti ki, salondan içeri Klod girdi. Bu kız, her zamân- ki gibi sad- göyinimişü. Ve ker vakitkt gibt söğük ve ki- bar davramyordü. — Bonjur Pnh,ın lıçüh kızım, (Daını ıı' o — Adla! — ©O Hülde töyliyecekle- Hrhe, Kâlbinle, gönlünle inanl. Eötellijen servit — teşkilâtinin Buradâki &n Büyük amiri ©lan — Mister Kened betr den Bir. cephaneliğin; İan- garın, geminin, şemendifer ve- ya köprünün berhâva edilme- sini, halk tabakâsı içine zehirli fikri sokmayı istemiş değil, bir hartp vukuunda bir mü- tahkem — mevkide alınacak âcil tedabir plânını İstiyor. — İşte, en şeni, en bü- yük cinayet!.. — Dinle diyorum !.. — Söyle! Kendini mahv, memleketi harap, milleti kö- lemi edeceksin ! — Hiç birisi değil, kem dimi ve seni- ihya! vatanı- mın, milletimin cân düşmanı- nıda bir hoktadan perişân edeceğim. — Nâanil 7? Plânlâri vermek saretile mi? — Hayır, onları aldütmük suretile!. — Aldatmak! Entellejenser. vis memurlarını aldatmak! Dünya üzerinde buna muvaffak olmuş bir tek bahtiyar göste- rebilir misin? Bunu düşünmek bile hezeyandır. — Değil: Sen çok basitsin, çok basit düşünüyorsun da on- dan. (Devamı var) Bir emir! Birparakoölleksiyonu satılmayacak Emniyet — sandığında bir Hanıma ait bit para kölleksiyo- nü mevcuttür. Etiniyet san- diği bu kölleksiyonu şimdi sat- mak istememektedir: Kolleksiyonun kıymetli ol. mas bilhassa Tavaifi mülke, ve Selçukilere ait eski para- Tarın bulunması kıymetini bir kat daha arttırmaktadır. Bunu haber alan Maarif vekâleti Bu kolleksiyonu köödisi alinâk fetemiş, ve sâtilmasi Bir erhirle tekir edilmiştir. Patente Yirmi seferlikler de bir. liradır Sahillerimizde işliyen ve Kabötaj bakkıtı — haiz olan elli sâfi tönllütöya kadar (50 dahil) motörlü: ve yelkerili ge milere bir lira — mukabilinde verilmekte olan on seferlik Mücellet — Patentelerin sefer adedi ön dân yirmiye çıka- rılımtıştir. Kaptanların ellerinde mev- cut on seferlik Patenteler ol- dukça, yine bir lira mukabi- linde yirmi seferlik Mücellet Patentö vefilecektir. Sinematılar — ihtilâfı ne halde? Sinemacılar, Devlet Şa- Tâsına Mmüracaatla Vilüyetin yaptığı talimatnaâme ahkâtm- na (İliraz etmlişler ve İtifazla- atının tetkiki netizetine kadâr talimatnamenin tetkikinin te- hirini de talep eylemiş'erdi. Binemacıların tehir talebi Devlet Şürasmca - reddedildi. ginden mukaddema Vilüyetçe verilen emrin tatbikita bap

Bu sayıdan diğer sayfalar: