10 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

Seciye - Seviye Ve Düşkünlüğü * Akşamdan akşama gözü- ken bir imza vardır ki genç kızlarla, yaşı geçmiş erkekle- rin hoşuna giden yazılar yazar. Bü imzanın sahibi, her hu- susta yeditulâ — sahibi olduğu için bilmediği, karışmadığı İş yoktur. Hör şeye burnunu sokar. Fakat “ famme , hassası kâfi derecede keskin olmadığı için ekseriya iyi kokuyu fena, VHena kokuyu da iyi diyor. Sonra bu imza sahibinta *rüyet, hassası da Otomobil fenerleri gibi taktığı gözlükte, ona hakkiyle,lâyıktle | hâdisat ve vekayli göstetemez. Samla hassasına . gelince, orası o kadartıkanmışlırki, top atilsa, yere leblebi düşmüş gibi bahıf gelir. Bütün bunlara rağmen o, kendisini — bâlâ kokluyorum, görüyorum; işitiyorum zanne- der. Heyhat... * İşte havassı hamsenin üçün- den mahrum olan “Akşam, n bu “Abdürahman çelebi, &i benim için diyor ki: — Omm hayatı hüsusiye - zarsam, muğayiri arü hayâ neşriyat yolurur Bu küstah ifadeye ben gu cevabı veriyorum ve bir sual soruyorum: Sual: Benin hayatı hususiyem, | kendisinin ki gibi * duvarlara yazılacak kadar lekeli midir.? Cevapt Eğer mugayiri arü edep olduğunu iddia ettiği hususl hayatımı yazmazsa namusun. dan 'şüphe ederim. BÜRHANETTİN ÂLİ. ; Kenan İhtilâs i ıçın de bazı tebligatı hâmil İki günh evvel Ankaraya giden müddeiumumi Kenan Bltn bugün veya yarın şehrimizde bulunacağı muhakkaktır. Kenan B. Bütçe münave: beti ile bazı emir ve tebligâtı da hazırlamıştır. Yeni bütçede kâtip ve mü- başir adedi artırılmakta, icra işlerinin daha seri tedvir için icra memur! ve kâtipleri tezyit olanmaktadır. Bundan başka Kenan B. ihtilâstan mMmaznun memur ve eşhas hakkında tedabir ittihazı etrafında da “ittihaz — olunas bazı mukarreratı febellüğ etmiş lııılıuımıktqdıı Rakı snhşı azaldı Sön “Zamanlarda şehrimiz: de rakı sarfiyatı azalmıştır. Bunün başlıca sebebi sıcak: 'Tarın tehammül edilmiyecek derecede ııtmnıdır 'l'ıfrikı No. 34 lıyııondo Mıchud bozuktur. | Zabıta muharririmiz yazıyor: — Evvelkt gün Eyüpte oturan çorapçı Ali isminde biri, yine Eyüpte otüran Zehra isminde bir kadını kama ile 7 yerinden yaralânmışlır; Tafsilat şudur: Zehra H. kimdir? Eyüpte Ermeni mahallesin: da Mahmut Efendinin - hane- sinde müsteciren mukim Mah- mut Celâlettin Efendinin refi- kası Zehra Hanım, 40 yaşların da uzunca Koylu, esmer, elâ gözlü bir kadındır. Rize'de doğmuş, küçük yaşında iken şehrimize gelerek büyümüş ve Mahmut Celâlet- tio Efendi ile evlenmiştir. 22 Sene zarfında Nevzat isminde bir de kızı olmuştur. | İşte, bu üç kişiden mürek- kep alan ile, bundan 6 ay evveline kadar şen, şatır, sakin ve sade bir hayat içinde ya- şamiş, nihayet araya giren bir kara - kedi ©o mes'ut ve bahtiyar fakir yuvacıklarını dağıtmışdır. Kara kedide kim! İşte bu yuvayıdağıtan ka« ra kedi de Ali isminde bir zattır Eyüpte İslâm Bey ma- hallesinde oturup makine ile çorap ve fanilâ imal etmek- tedir. Kırk yaşlarında olup evli ve çoluk çocuk sahibi de bir zattır. “Zarüret icabi sekiz ay mü. kaddem Zehra Hanım, bu Ali Efendinin imalâthanesine git- miş, çalışmak için bir iş iste- miştir. Alı Efendil de “Hay hay, diyerek yanına almiş ve - ça- lıştırmağa başlamıstir. Uzun müddet çalışan bu wsta ile çırak, nasılsa meseleyi yavaş yavaş aşk mecrasına dökmüş, sanki körpe iki genç gibi biri birlerini sevineğe başlamişlardır Aradan günler geçmiş şa- ka maka “derken işi ciddiyete dökerek Zehra hânım * koca- sından Ali efendide karısından ayrılarak — birleşmeğe karar vermişlerdir. İşte Lu kararı evvelâ Zeh- ga Hanım tatbika kalkışmış ve hemen kocasından ayrılmak için mahkemeye — müracaat gderek eşyasını alıp Ali Efen. dinin tuttuğu bir odaya taşin- ponıştır. Fakat Ali Efendi deha bugün | ha yarın ben de talâk davası &l ikame edeceğim demiş ve kaçamak yollu tözlerle Zehra Hanımı avutup durmüş'ur. * Mütercimi : Ahmet Fürkân — Fransız edebiyatmdan büyük aşk tomanı — 170 inçi binden tercüme edilmiştir... — Hepsi bu mu? Evet, hepsi bu.. Ne tuhaf! Sepin için öyle.. — Sizin için öyle değil mi? —Hayırk. — Anaa..." Madam Ambuvaz kızine hayretle bakıyordu... — Bu iki - kişinin- aşktan ölmelerini neden tabit bulmü: yörsünüz. — Tabit bulamam.) — Demek sizde de bu his ! — Evet bu hts bende her | zaman hüküm sürdü. — Genç kız iken de mi? — Evet! — Ya... Annesi, kızının hayret edi- gine şaşıyordu: — Ben bunu hissetmiştim.. Fakat aşk meseleleri bana ta- mamen yabancıdır. Madam Dö Roziye mem- punane dinlediği mükâlemenin bu noktasında içindeni! “Ha, işte İşin tam nektasına gel 'diles diyörde Altı ay zarfında böylelikle vakit geçiren Zehra Hanım, pasılsa aklını başına toplamış've sonderece pişmaş olarak tekrar eski kocası olan Mahut Celâl Efendiye giderek - içlediği bü- yük Batanın affını rica ile tekrar kendisini alması husu- sunda yalvarıp yakarmağa baş- lamıştir. Zavallı kocası da yetişmiş olan — biricik kızının — hatırı için her şeye, kulak ve gözü- nü kapayatak kabul etmiş ir. İşte yeniden birleşen bu alle evvelki. gön! kari ko- caş kızlar da yanlarında - ol- duğu halde evlerinden çık- miş çarşıdan — öteberi, — al: mak için Eyüpten Edirne ka- pıya döğrü mezarlık arasın- BLLĞR Ali, Zehra Hanımı 7yerinden vurdu | Birdenbire önlerine çıkan çorapçı, kadını delik deşik ederek kocasına«Âl şimdi karını!» demiştir. dan yürümeğe başlamışlardır. O sirada çorapçı Ali elinde bir kama ile önlerine çıkarak: — Durun bakalım, durun demiş yürümelerine mani ol- muştur. Bu hali göre Mahmut Efen. di de: — Ne istiyorsun, ne var? demiştir. Çorapçı Ali de tekrarı — Ne isteyeceğim, karıyı, karıyı istiyorum, demiş ve he- men elindeki kamayı Zehra Hanıma saplamağa başlamıştır. Yedi yerinden — sapladıktan sonra da: — Âl şimdi karını da gözle- rine tok, demiş ve firara baş- lamıştır. Çok sürmeden yaka- lanmış, Zehri Hınımdı hasta.- huneye kal Ha Re t eee ee RRr A AAA AAA Tavyare bileti işinin içyüzü nedir? Faik B.nediyor? Hali hazırda ekser bayiler bir tariki tesviye gösterdiler. Havyar hanında 13 nü- maralı yazıhanede Efrayim Davidis Ef, Tayyare cemiyeti serbayiliğini | yapan — Esnaf babkasında bayi bulunuyor. Bu zat bankaya borçlu olduğu. “10, bin İlrayı tasvi- ya etmediğinden banka da son keşide biletlerini verme- miş ve bu yüzden biletleri olanlar bankaya dolmuşlardı. Esnaf Bankası heyeti idare azasından Faik B. (dün bir muharririmize çu malümatı vermiştir! Gazetelerin yazdığı gib bir hâdise olmamıştır. inci keşide biletini ihzar edi- yol, bizde 6© incı keşide bile- tinl veriyoruz. Halihazirda ekseri bayiler bir tariki tesviye gösterdikleri için biletler gönderilmiştir. Yinemi kaldı? Herkes 5 | Bizde bulunanleri da mü- racaatjedenleke doğrudan doğ- Tuya veriyoruz... OCesada orada bulunan Efratım Davidis Efendide şöyle söylemiştir. —“Faiz meslesinden dolayı biletleri almaktan sarfınazar et- miştir. Bilâhara bayiler Esnaf ban: kasına müracaat etmişlerdir. Banka ile aramızdaki mu- kavele her keşldenin hitamın- da ondan sonrakt keşideye ait biletleri almamızı müttelzim iken belediyenin esnaf banka- sını müşkül mevkide bırakması beni de müşterilerime karşı müşkll — vaziyete sokmuştur. Yoksa ne bankaya borcum vardır; nede vukua gelmiş biz hâdise vardır., Adalar elekĞhîğî için şirket fazla para istemektedir Adalara'yapılacak elektri- ğin projesi elân Nafia vekâle- tince tetkik edilmektedir. Bi- naenâleyh, bu sene de töslsatin yapılması şüpheli demektir. | Diğer , taraftan Elektrik şirketi de Adalar elektiriğinin yapılması için kilovat bapna bir kuruş fiat fazla istiyor. Bu- fiat farkı için gösterilen sebepler gunlardır: Madam Aıııhxıvuın lııllıl çarpıyordu. — Bunları sana anlatma- mı mı İstiyorsun? — Evet, Bana anlatınız: Aşk insana ne ve nasıl bir zevk werebilir? Madam Ambuvaz mütces- sirana sözlerine devam etti: — Bunun için iki olmalı kızım. — İki değilmiydiniz anne? Madam Ambuvar'ın sönük münkesir, bedbaht sesi cevap verdi: — Hayır! Böyük anne helecanını sak- lamak için öksürüyordu... Klod, bu cevapta gizli bir facianın saklı olduğuna anla» mıştı. Ve bu anlayış onu ana- sının aguşuna çekmişti. — Anne affet, seni kırdım; diyordu; ve annesini öpüyordu. — Yavrum! 1 — Evlerin dağınikölü sından tesisat mesarifinin faz- 2 — Evlerin ayai zaman- da az olmasından fazla bir amortisiman| temin edemiye- ceği, 3 — Masarifat — yekünu ttfa edilinceye kadar faizinin #lemesi .. Bu öpüşme tufamı arasın. da odada ihtiyr bir ses duyul du: — Ha benim bir pa: yım? Ana kız, büyük annenin yanına — gidiyorlar, onuda öpüyorlardı, Klod, — bundan istifade ederek büyük annesinin kulağına: — Büyük “anne, “bunları bana sizj anlatabileceksiniz, diyordu. — Ah yayrum, benim ya- şun bunları anlatmağa artık müsatt değil.. Bu huzuzatı tattımsa — bile, bunlar - şimdi gölgeleri silinmiş birer hayal- den başka bir şey değildir. Bu gün bildiğim ve hatırladığım bir şey varsa, tatlı bir muhab- betten başka hiç bir mana ifa: de etmez. Lâkin Klod ısrar ediyor- du, Tatlı bir tavırla ve iki Yarım Tıııı*lîrı['ı i Türkiye (l emniyet '| Plınlaıı sıtılıyurdıı Maksımbarda bir gec geçen muhavere! Çolc tecrübali casus kadın bütün bislerimi anlamış gibi göz- lerimin içinden adeta yüreği- me akıyordu.! Kargıliklı bakış.: lardan bir. (elektrik şelâlesi gibi çakan ihtiraslardan tonra... Ertesi gün Hıydııpıııdı trende beni | teşyi edeceğini vadetiti. Kesif ve şiddetli bir kar tipisinin kamçılayan soğuk- ları arasında| veda ettim, ..... Maksimde Maksim salonu müsekkir ve ilik bir duman ile dolu. Ressam (K. K ) ile ( Sa...) Beyler kenatdaki masalardan birinejçekilmişler bol iciyorlar, aralarında pok hararetli bir mubahasa cereyan — ediyordu. Yanlarındâ beni görünce her ikisinin de yüzünde bir mem- nüniyet belişdi. Ayağa kalka: rak yer verdiler. Ressam: — Biz seni bekliyorduk, dedi. — Bir şey mi var? — (Sa...) Beyle görüştük te — Ben yarın Ankaraya gidiyorum. — Muhakkak mı? — Tabii — (Sa...) Beyle görüşmiye- cek misin? — S2 müzakereyi bitirmiş olmalıtınız!. — (Sa...) Bey bir defada seninle görüşmek istiyor. — Canım , !ehemmiyetsiz Çalınan Gazi köprüsü projesi yerine yenisi hazır- lanmaya başlandı Şimdiki Unkapanı köprüsü yerine yapilacak olan Gazi köprüsü için evvelce bir proje hazırlanmış ve tahtı muhafa* zaya alınmniştı. Fakat bilâhara bu proje her nasılsa oratadan lşıybolnp gitmişli. — | Şimdi,bir seneye kadar yeni köprünün inşası esas itibarile kararlaşmış olduğu cihetle ye- niden bir proje tanzimi kırıı— Taşmıştır. —| Bu projenin tanzimile bir mütehassız ve Belediye erkâ- nından müteşekkil bir komla- yon meşğül , olacaktır. ellerile büyük “annesinin ya- naklarını okşayarak : —Ne olur büyük anneciğim, diyordu. Ne glur söyleyiver. Hani| Türklerin birdrabi meselivarmış: *“Su küçüğün, söz büyüğün der- lermiş!, Şimdi sen durürken, annem bile çevaptan kaçını- yor. Beni üzmesene ya, oh cici büyük annem... Büyük anne, hem söylemek istemiyor, bem de Klodun isra- rından memnün kalıyordi. Fi müdahale etti: — Klad, büyük anneni üz- me, yine yaramazlığa başladın dedi. Maamafih, mesele yine bit- memişti. Klod, anneşi, büyük annesi, her üçüde hayalâta dal- mışlardı, yaşlarınınve hatıraları- | ha Fillön. biRü Dü aKK imajlarından kendilerini ala- lardı. vi ©— (Devamı var) bir meseleyi dıllııdu'ı’ mayın! (Sa...)ı Ka —Okadar ehemmiye —Canım vereceği mat dairesinde Grita isı bir kadınla yörüşı n hatınıfressamdan aldın, bi tereddüde değer bir mı? — Göstermek kadar basit olmadığını z diyorum. — Mevzu dehşetli' o Çünkü en müthiş zabıta teşkilâtile al Fakat buna rağmen ğımız iş o kadar ehel siz ki... Buna mukabil de - cağımız para... — Ressam milyondan vuruyor. N — Yalan değil.. — Hulya mı?, — Yarın ben Ankaraya gidiyorum. kart - birakıyorüm. / Gi kartı. Kendisine bunu sana tamamile zaman milyonun yal hülya olmadığını bilfiil miş olursun! — Ressam neden korl — Korktuğunu biliyorsun? — Korkmasa, beni memur etmez, | görüşürdü. (Dıuımı İçtıma Müstahdemin ü leri Belediyede| gün toplanıyorl : İstanbulda mevcut müsahdemin idarehanele hipleri yarın Belediye İl müdürlüğünde son bir İç aktedeceklerdir. İ Bu içtimada, edilen kanunla devrolunan hizmetçi | $ bir neticeye bağlanaca bütün idarehanelerin hi çileri - belediyece n kayd edilecektir. S İzmır Müddei umumısı .'“' Matbuat kanunu müzakeresi — müni vilüâyetler — müdd Ankaraya — davet İzmirden ıldı[ınuı 4 mata göre İzmir mü misi Hidayet Bey d! vekâletinden — aldığı üzerine Ankaraya Hidayet Beye mü muavinlerinden vekâlet edecektir. Validei dewınm | vasi, etni Geçenlerde ı fat eden velidei H --1 siyetnameleri Mısırda a zi : Bu vasiyetnamede efradıma, çocuklarına, larına bir çok emlâk to mektedir.