7 Ağustos 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

7 Ağustos 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zavalli İstanbul Bir Bebek tramivayının,ar- ma bakınız . İki, romork | sun peşini bırakmaz. Bir gözel »kadın , görürsü- nüz. uzaktan uzağa izinde yü- rüyen erkekler vardır. Bir meczup, ne zaman s0- kağa çıksa bir âürü mahalle çocuğu etrafını alır, | İstanbulunda peşinden 'ay- | rılmıyan, izini bırakmıyan, et- gafını saran bir belâsı vardırı. — Yanğın!.. Yalacı nefesile, — kıpkızğın dudaklarile, akı büyük dümanlı gözlarile zavallı İstanbul'un her zaman bir-tarafını yalar, Mmahfeder. Ğ * İstanbul yangınlarının ta- tihçesini yapacak olursak her- Biri biner - eabhifelik bin cilt eşkil eder. Bu neden “böyle? Niçin bu yanğın afeti, ber memleketten ziyade İstanbul'u korkutmmuş? — Vesaitimiz mi yok? — Hayır! — İtfaiyemiz iml- a — Hayır! Ne sorarsanız “Hayır, dis yeceğim, yalnız. kir şeye div ye (diyemem... — Su, su, tu.. * Terkos diyince artik akla Çolde serap görmüş bir yolcu geliyor. Kerbelâ'da Hasan ve Hüseyni öldürenlerde bile, bel ki terkosunkinden ziyade in- şaf ve merhamet vardı? * Sayısız insanlar evlerini bir. siğara kâğıdı gibi biran içinde Öl olduğunu görünce: — Terkos! Diye bağırıyorlar. * Yatalak betbahtlar, yetmiş. HBk ihtiyarlar enkaz': halinde çökerken: Terkos! Diye feryadediyorlar... Genç kızlar, duman- olan çeyizlerinin karşısında: — Kastello Diye göz yaşı döküyorlar.. * Ne zaman yanğın olsa terkos boruları, susuzluktan çatlıyan dudakları andırır. Son yangında şehrin en büyük âmirleri bu feci man- rarayı bizzat gördüler. Acaba, felâketzedeler kadar değilse bile — bir neb- ze terkosu hatırlâdılar mı? Zavallı İstanbul! Zavallı insanlar! BÜRHANETTİN ÂLİ Adanada et narhı Adana Belediyesi - koyun no kırk, Keçi etine yirmi beş kuruş narh koymuştur. Tefrika No. 2 Zabıta muharririmiz ya zıyor: Galata da kadın yüzünden cinayet! Çaka Salih isminde- -biri bir- kadın - yüzünden arkadaşı “Osmanı bıçakla vurdu Evvelki gece yine, Galata | matahlarından birinin yüzün- den iki genç, bir birine girmiş; sandalya, sandalyaa geldikten sonra işi bıçak oyununa döke- rek yaralamıştır. Galata kemeraltı sokakları sakinlerinden Eleni bir kadındır. Altıay evvel Osman ile Sa- hi tanımış, kendisine bend- ederek bu iki gence karşı ayrı ağyrı yapma ve nağimeler saç. isminde mağa başlamıştır. İşte, bir taşla- iki kuş avla« mak isteyen bu kadın, niha: yetiki genci idare edemeyip #davete düşürmüştür. Bu gençler kimdir. Biri Osmah diğeride Çaka namile maruf Salihtir. Osman, - seyyar , satıcı: olup Topbanede, Çaka- Salim de amele olup Fatihte Feyzipaşa caddesinde oturmaktadırlar. Eskiden arkadaş, kardeş ve canciğer imişler. Daima beraber gezer, eğle- nir va yer içerlermiş. İşte, bü - iki —arkadaş böylece gençliklerini harap başlamışlardır. Nihayet, “günün” birinde bu kadın yüzünden iki genç darılmış ve- ayrılmıştır. Bu ayıılığı müteakip iki arkadaş,yine ayrı ayrı Ele- ninin evine gitmeğe başlamış- ktır. Günün birinde Eleni, Ça- ka Salih ile kavga etmiş, ü ğe başla: etmeğe ştir. Soti hafta zarfında öhracalımız ne mıktar yapıldı? Son hafta zarunda, mem: leketimizden ecnebi memle- | ketlere seykedilen mevat şun- lardır: Samsun mıntakasından: 1226 sandık yumurta, tü- 'tün — gönderilmemiştir. — stok Romanya ticaret ofisimize Dün Romanya ateşekomersi- yali ihracat - ofisini — ziyaret etmiştir. Kendisi, bü ziyaretin. de' Romanyaya ihraç ettiğimiz mevadı ve mıktarını sormuştur. Ateşe komsersiyal, âaynı za- manda Türk — ibracatçılarının ( KIRIK KALPLER Doktor sordu: — Yine muayene edilecek birisi mi var? Gözide Hanım, hoşnulsuz- Tula söze karışlı: —Oh ne münassbetmz | hasla imiş oda,.. bu saale mus- yeneye gelinir mi? Evde yok,de. Nihat Cemiil Bey ilâve ettir — Öyleya, atlatıver adamcağızı, canım! — Adamcağizdöğil beyimi. Gözleri kırkçeşme muslukları: na benzeyen bir kadıncağizi. Nerden bulmuş bu kadar göz yaşını bilmem ki. , Atlatmak Htedim amma, Doktoru görün. ceye kadar kapının eşiğinden Yazan : Hüseyin Zeki ayrılmıyacağını — ve - kocasını ancak Sızin kurtarabileceğinizi söylayerek israr etti Nihayet Cemil Bey, gülüm. sedi: — Görüyormusün? Ah! şu mel'un şöhret.. Güzlde Hanım, kızdı: — Bü kadını kabul: etmi- yeceksin! —- Niçin? — Saate baksana bir ker- ei 'Ne vakıt giyineceksin? *& Sonra bir lâhza sonra... Merâk etme, geçkalmayız. Güzide, fena halde- öfke, lendi,* arkasını. kodasına çe virdi ve kapıyı şiddetle vurar. zak -odadan çıktı gitti. vakit geçirirken na- | gılsa Eleninin pençesine düşmüş | nındaki iskemleden birine e- | Terine garezkârane bakmış ve | miş , Osmanın da o kahveye ateşesinin ihracat teklifleri Nisbet solarakta Osmanla | sık-sık düşüp kalkmağa gezip tozmağa başlamıştır. Bu hâalden mütcessir ve muğber olan Salihte öfkelen- miş, Eleni ile Osmana karşı bir intikam beslemeğe — baş: Tamıştır. Nihayet bu intikamı mak için evvelki gece karar vermiş ve hemen tatbik için doğruca Tophanede İhsan Ef. dinin kahvesine” giderek otur. mağa başlamıştır. | Henüz daha çayını içme- geldiğini görmüştür. Ozman gelmiş, karşısında- ki masalardan birine otura- rak kahvesini söylemiştir, Osman kahvesini Salih te İskemlerinden — kalkıp — O manın yanıne gelmiştir. — Osman be! Şü' kadınla halâ — yaşıyas 'câk mısin? Diye sormuş ve ya- turmuştur. Osmanda: — O sana nit bir. mesele değil. Keyfim nezamana kadar o Çayını İçlikten sonra biribirs ikisi de dişlarini gıcırdatmıp tir. O ara Çaka Salih, daya- namamış : Kadınla konuş ve görüşmek fisterse o zamana kadar konu- şacağım. Demiştir. Salihte: — Hayır, o senin keyfinle değil;; benim keyfimle olacak. Demiş ve Osmanı tehdide bap lamıştı mıktarı 7,136,845 kilodur. Mersin mıntakasından: 805883 kilo arpa, 61754 kilo pamuk, 30,000 kilo fasul- ya, 20,000 kilo kuşyemi, 30,000 kilo dari pamuk ihraç edik memiştir. — Stok — mıktari 4969880 kilodur. Romanyaya seyyahatlerini de tavsiye etmiştir. Romen vapur ve şümendiferleri devlete ait olduğu için, mühim — teshilât gösterileceğinide ilâve — eyle- miştir. Ofis, bu imisalirperverliğe teşekkür etmiştir. Haşim Efendi, dişlerinin | arasından mırıldandı: — Ne kibar kadın! — Alay mı ediyorsun? Ne yar ortada? Zaten sen onunla bir türlü uzlaşamıyorsun veş- selâm.. Haşim Elendi, portakal gi- bi, baruşuk yüzüne bir neş'e vererek lâf karıştırdı: D — Dur gideyim, şu ka- dıncağızı içeriye alayım! Sonra sallana, sallana dı- şarıya çıktı. Haşim — Efehdi, döktorla, bir hizmetçiden daha . ziyade, bir arkadaş gibiydi. Halbuki Güzide hanım, ihtiyardan nefe ret ediyordu. Ve bu nefretini onun doktorla olan samimiye- tini bildiği için, meydana vura- mıyordu. » Bu, nefret, izdivaçlarındam iki ay evvel, kocasının Haşim Efendiye, evleneceğinden Hayır, senin keyfin, benim keyfim, derken adam akıllı kavgaya başlamış ve işi küfüre bindirmişlerdir. Bir müddet te küfürle söy- leşmiş, nihayet el peşrevine başlanmıştır. OÖ ona, derken Çaka Salih çekmiş ve: — Al öyle ise Eleniyi seni «l! Demiş ve Osmanın böğrü- ne saplamıştır. Can | acısile yere düşen Osman da nasılsa kalkmış, eline geçirdiği — iskemle - ile, Sas Hhin bapını yazmıştır. Ourada zabita yetişmiş, ikisini de hastahaneye kaldır- mıştır. A. S Sis düdükleri Tahlisiye idaresindem — al- dığımiız — malümata nazaran Fenerbahçe, Kızkulesi ve Ahır» kapı deniz fenerlerine — birer sls düdüğü konulacaktır. Bunlar elektrikle mütehar. rik olup sis olduğu zemanlar her biri ayrı ayrı ötecektir. Bu husus için mezkür Ida- re avrupa ile muhabereye de- vam etmektedir. Bu düdüklerin bu sene yapılması muhtemeldir. * seslerle |Avusturya ithalâta tak- yidat koydu Avusturya hükümeti, ken- disile ticaret mukavelesi ak- detmemiş bulunan memleket: lerden vaki - olacak — ithalât hakkında bazı kuyudat va- zetmişlir. Bu, o memleketler emtlasının men'i itbalini - tihdaf ediyor. Lokanta narhları Lokanta ve Barları sınıfla- ra taksimi ile narh konulması için bir müddettenberi emax netçe tetkikat yapılmakta idi. Tabil bu iş öyle kolaylık- la olamıyacağı için — tetkika- tın yeniden tamiki icap et- miş ve narh işi Eylül 15 şe bırakılmıştır. Maaşlar verildi İstanbul belediye bütcesi tamamile geldiği için memur- ların ay başında aldıkları avant- ların üst tarafları da verilerek maaşları ikmal edilmiştir. bahsile, fikrini almıya teşebüs ettiğindenberi başlıyordu. O vakıt, Haşim Ef., dok- tora: — Beyim, demişti; kadın olsun, erkek olsun, araları ni- hayet onbeş sene farklı olur- sa evlenmelidir. Bu fark geç timi? bırak... Demiş ve Nihat Cemil, çöy- le cevap vermişti: — Haşım Efendi, aradaki yaş farkı, söylediğinden ancak beş sene fazla. Binaenaleyh Bözün... — Doğrudur: Beyim, doğ: u. Siz kırk yaşındasınız, Öz Henüz yirmisinde.. Fark. çok fazla... Her —halde - muvafık değil, Nihat Cemil'in alayla ken- disine anlatdığı bu muhavere, “Güzide'nin fena halde canını sikmış: Bu yaş farkından bah- sedildiğini — hiç — istemiyordu. Yunanlılar. yaş Örnek Calalım, örnek! - . İ Biz “hâlâ uyuyoruz ! sebzelerini-ihraç için çareler buldular Yaş meyve ihracatı mese- lesi bir türlü halledilemeyor. Avrupanın bir çok memleket. leri, bizim meyvelerimizi alma- | #a hazırdırlar. Fekat yol mas- rafleri — fazla - olduğu — içim birçok — müşterilerimiz kaçe yorlar. Meselâ, Fransa gibi ihra- cat ofisi, bu meseleyi nazarı dikkate almış ve bazı mü- racaatları bile tetkik etmiştir. Halbuki, birçok kumuşu hükümetler bu nakliye - me- selesini tanzim bizimle rekabete başlamışlar: dır. Netekim, Yunanıstan :bu meyandadır. Giritte — meyva etmişler ve | | ihracı için bir ihracat şirketi teşekkül etmiştir. ! Bu şirket faaliyete başlar mış veilk hamlede ambalij işleri için ecnebi bir mütahas 818 celbedilmiştir. Ayni zamanda Yunan Zi raat bankasıda meyve - nakli soğuk hava tertibatıni havi Bir yapur isticar etmiştir. Mez< ,kür işticar mukavelenamesine karşı gu taahhüt ifa edilecektiş, Giritten Selânike muntazam seferler icra edilecektir.. Mey, | veler, Selânikten de soğuk he-; va tertibatını havi şümendü. fer katarlarile Avrupanın her tarafına nakledilecektir. İzmir gazeteleri ne diyor? İzmir Belediyesi tanzifat ve ten- virat resmini indiriyor Belediye, ton binalar ka- nunu mucibince, tenvirat ve tanzifat resminin tenzili mec- buriyetini kabul etmiştir. Aldığımız husüsi bir. ha bere göre bu hafta içinde şe- hir meclisi hususi bir içtima aktedecek ve belediye bütçesi masarif kısımını 'da bu tenzi- lât mucibince yeni bir şekle | stokacaktır. Binalar kanunu mucibince tenvirat ve tanzifat rüsumu- nun yüzde elliden fazla - ten- zili icap etmektedir. Bu tenzilâta belediye he- yeti haziresi kat'iyen taraftar değildir. Belediyenin fikrince bütçe esasen. 1 — Kafi derecede küçük; memur çıkarılmak, 2 — Elektirik "Tâmbaları- nn münasip mıktarı yakılma- mak. 3 — Tanzıfat işleri asgari bir bale indirilmek . suretile âzami bir tasarruf ile vücude getirilmiştir. Belediyenin bu noktayina- zarı, hükümetin vergileri in-$ dirmek, hayatı - ucuzlatmak siyasetine kat'iyen uyğun de- gildir; ayni zamanda şehir mec- Tisi azasının da düşündüğü (ha- yalı ucuzlatmaktır. Bu iki mec: buriyet belediye beyeti hazı« radını bu tenzilâtı yapmağa sevketmiştir. * Karar güzel ve şayanı mem: nuniyettir. Fakat... Bu yüzde elliden fazla nisbet. hangi esaz üzerinden tenzil edilecektir?, Buda bir mes'eledir. Bundan evvel, meselâ bir hane biliriz ki Belediyeye 300 küsur ku- Tuş tenvirat ve tanzifat res- Bu “haneye bir Zira, herket, aralarındaki yaş | farkı hasebile; keddisinin Dok- torla izdivacını, menfaata mu- kabil olduğunu zannediyordu. Ne büyük bir hata: Güzide Hanım, - kocasına perestiş ediyordu. Fakat Haşim Efendi, - asla bu tözünden dönmemişti. Düğün olup bittikten sonra, Haşim efendi, hanımının söz- lerini, emirlerini daima büyük bir hürmet fakat gizli ve müs- tehzi bir tebessümle yapmıya başlamıştı. İşte bu aynı : müstehzi te- - bessümle, aşağıya indi. Zavallı kadmcağız, otursi duğu yerde, gözlerinden akan yaşları kuruluyordu. Doktorun yanına pek mahcubiyetle girdi. Nihat Cemil, bir iki sani- Yye'bü kadını 'süzdü. Kadın! cağız derhal derdini dökmiye Obaşladır: — Beyefendi, 'dedi,: adre- | gün belediye memurları gele miş, - ve ba sergiyi iki misll mislinden fazla olarak istemiş ler ve şu haklı -sualle »karşılaşı mışlardır: — Bu vergi ne vakit, k- min tarafından, ve hangi eta *a istinaden tezyit edildi? Ni çin biz de vaktile tebliğat ya- pılmadı?. Bu sual, çok yerinde ve bir çok hukuki vaziyetler Ih. das edecek bir sualdi. Hükü- met bile bir binı bir male bir kazanca vergi tarh eder ken evvelâ tebliğ ediyor, uzum bir itiraz müddeti bahşediyor, belediye ne için bu usüllerden kendisini muaf görüyor? Vergi tenzilâtı, bizce nisbetlerden yapılmalıdır. Köylüye * Yeniden arazi (tevzi edilecek Torba'ıda ve Tepeköyde | bulunan arazinla şimdiye ka- dâr arazl tevzlâtından . hiç blr suretle istifade etmemiş, olan | fakir köylülerimize tevzil için metrük mallar müdürlüğünce tertibat alınmıştır. Torbalıdaki araziyi tetkik için Metrük malt lar müdürlüğü memurlarından | Tenayi Bey dün Torbalıya git miştir. Bugün avdet edip vazt. yeti Motruk mallar müdürü Niyazi Beye anlatacaktır. Bu- nun üzerine köylüye derhal arazi tevziine başlanacaktır. ilk İzmirde de Ahirlar kapanıyor Belediye şehir dıhilinde bulunan hayan ahırlarını birer birer seddetmektedir." Mahalle aralarında hayvamn besleyenlerin ahır olarak kul. landıkları yerlerin de- nazarı dikkattan uzak tutulmamasını rica ederiz. sinizi Doktor Şevket bey ver- dı. Kocamı. ameliyat etmek istemedi.. — Verem olduğuna, artık ümit kalmadığını töyledi. Hastaneye — kaldırmak © istk yordu. — Siz de reddettiniz, öyle mi? Niçin? ü Kadın, başyetle çevap ven * D — Oh! doktor. Bey, koca- ma hastaneye götürmek mi ? Asla ! Evlenmeden evvel git. valm de biliyoruta..? Müthiş., — İyi bakmadılar mı? — OM! Hayır;* efendim.! onun için değil. Nazıl anlata- yım' bilmtem ki.. Herkotin be taBer bulunduğu 'akavüş yok mü? Ya gecc; Yanılısşınızda ölenler, bağıranlar, Kuykırsa- lar.. Hayırçıbağın t bit daha bastahaneye düşmek-mi? 3 kak başında: ökmeği' : tercih ederim. * *<(Desamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: