10 Şubat 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

10 Şubat 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zamanımızın kompleksleri : 7 Sanat - Cemiyet Yazan: VEDAT NEDİM'TÖR di. Şimdi, bu güzel Adetler de bir Yana birakıldı. Yıllardır. Devlet Insaatina alt tahsisattar binde ; birinin — sanat ezerlerine ayrılması öne sürüldü. da'bir türlü sökmedi. Sö: si, Devlet Babamız, ruh İsin Kesenin ağrını nek Apor, cemiyetin baş tacı oldu. Bok- — terbiyesi K pehlivanlar, — futbolcular, açmamaktadı: ll İkahramanlar gibi şel üntünde — Sanat ve sanatkârın böylece Ih. sırtlarda — taşınırlar, — hususi İ (yüzünden yüksek / heyacan kamplarda beslenip bakılırlar. fes — kabiliyetinden ve güzel terbiyenin. Simleri günlerce — gazetelerin ilk mentaat ahifelerini kaplar, radyolar onla- hoyrat ve n hoşlanır bir cemiyet ah Yayılmaktadır. Hayatımızın Fa gaatler ayırır, sinemalar onla. Tülmlerini Gösterir, milletlera- olimpiyatlara İşti. bunün tmiyalım, aporcu, yörebiliriz. İde- Bünün adamı olmuştur. mahrum bir. cemiyete ru gidiyoruz. Çünkü, — ide Tuhlar jancak güzel desinden geçerek Cemiyete küsen sanatkâr da ken- di içine çekilerek, seyirci ve dinle- Bu, zamanımızın — maddeye ve kuvvete düşkünlüğünün bir ifade- ir. Devlet Babamız bile, bu mo- Terbiyesi, stear Ylelyi İnkâr eden bir korkune fer- diyetçi oldu. Öyle ki, nonfiguratit teplerimi tik derel bile yoktur. Yesiyle hiç ilgisi olmayan bir ta- kim ferdi kuvvet ve hüner teza- hürleri İçin milyonlar, harenmak- fan çekinmez de sanatkârlara kar. Ve yine 'kendini kap- Zamanımızın İhti tahribe ve İnki " İnşaya ve İnan ftırdı. Halbuki kârlara ayrılan yarak tasarruf etmeyi tereli erleri arasında, met 'Bu Toprağın Masal- n Veli'nini Lâfonten Mas Nasreddin Hoca Hiklyeleri ve daha bi Jarı gibi sanat hayatımız için cid- Onu ında ve cemiyete karsı icinde ve başında görmek İsti, ruz. Ruhlarımızın rehberi odur. 'Deniyor ki, zamanımız makine- nin hâkimiyeti mesini İstemek. hi bir vakit ak- jmez. Fakat hie de. Vamlı bir huzursuzluk ve amniyet. Sizlik içindeyiz. Sanatımızın da bu yüzden mekanil suz. olmaş hesabi, akli, ruh: ve İhtilâçlar, sapıklık. tabildi K zamanının — basit bir midir? Biz, onu bütün özlediği istikrari sanat eserlerimizin de K istiyor nbul'un henüz bir tiy: könserlere ve resim — sergilerine glverinli bir salonu yoktur. fakat Y ve gifter çifter bir dünyanın — hi ikür, vardır. — olarak görmek istiyoruz. Ruhları İ her Omizi bir neoklâsik çağın / huzür ve sükünuna kavuşturacak Yepye ni bir sanat anlayışını ve davrı nışını bize getirecek olan odur. toğraf müsabakaları tertip ettirir. KISA HABERLER BATI AVUSTURYADA TEVKİF EDİLEN 40 KOMÜNİST CASUS Viyana, 9 ALA. CÜnited Pru vuzturya Hükümetine mensup bir memurun perşembe günü açıkladı: Hına göre son Üc'ay zarfında tanınmış İ0 Rüs ve komünlet casusu Yurtüryada tevkif edilmistir. Salzbure. VİS AMİRAL LAMBERT MONTCALM KRUVAZÖRÜ İLE MALTADA Malta, 9 AA (Reuter) — Vi Amiral Reher Lamberi İngiliz ve Fransız do Banmalarının birlikte yapacakları | ma- kakkında görümek üzere 'bu: Fün forsunu taşıyan Montcalm Kruva- Sörü ile Maltaya gelmiştir. AÂkdeniz Filesu Başkomutanı Amiral Bir Jehn Edehtenn Ve Birinci “İngiliz Kruvasör Filotillnar Komutanı Vis Ami- İran Parlâmentosunda Şahın açış nutku “İran, bütün komşulariyle hürmet esasına -dayanan , münasebetler tesis etmek istiyor” Tahran 9 ALA. (AFP) — Bu sabah, aralarında kordiplömatik temsilcileri de bulunan parlâmentonun huzurunda Aaçılış nutkunu veren Şehinşah ezcüm- le demiştir ki “fran bütün komşulariyle karşılık- h hürmet esasına dayanan iyi müna- gehetler İdame etmek / arzusundadır. İran, barışın himayesi yolunda yegâ- ne teminat olan Birleşmiş Mülletler Anayasasını tatbik etmekten kaçın- miyacaktır. Dahili siyasette — memleketimizin zenginliklerinden — faydalanmalı — vi bunları herkese di bir esas Üzerin- den tevzi etmeliyiz. İşgilerin ve köylülerin Atisine hu- #usl bir ilgi gösterecek ve onların ya- şama gartlarını ıslah edeceğiz. 7 yıllık plân iktisadi buhranı yen. mek için en iyi çare olacaktır. Bağımsızlığı ve dahili güvenliği te- min eden ordu özel bir İlgiye mevzu teşkil edecektir.,, Bütün Yunanistanda ıkı yönetim kaldırıldı Atina, 9 ALA, (A.FIP.) — Atina A- dansının bildirdiğine göre Kıral - dün akğam imzaladığı bir emirname — ile Sikiyönetimin kaldırılması — kararını bütün Yunanistana teşmil etmiştir. Bu karar 5 martta yapılacak olan genel seçimler gözönünde - tutularak verilmiştir. Bir dev transatlantik inşa ediliyor New-Port Neva, 9 ALA, (AFP) — 70 milyon dolara malolacağı sanılan “United States” adındaki dev tra: atlantiğin inşasına dün tezgâhlarda başlanmıştır. Bu meblâğın bir kıusmı- v Birleşik Amerika Hükümeti vere- cek ve gemiye bazı askeri tertibat Konulacaktır. 60.000 tonluk bu gemi, tam teşekküllü bir piyade tümenini bütün teçhizatiyle beraber 28,5 mil #eyir süratiyle götürebilecektir. Aske- Ti mulâhazalarla geminin âzami sür ati açıklanmamıştır. Vietnam'a yapılacak yardım Washington, 9 A.A. (AFP) — Inı mılır kaynaklardan teyid - edildiğine göre, Vietnam'a yapılacak Amerikan yardımı, Washington'daki yetkili çev- Cari Mountbatten kendisiyle manev. plânımı müzakere edecektir. 'Montcalm Kruvazörü ve refakatinde- Ki Hafif Kruvazörü “Fantasgüe, gehri z pare topla selâmlamışlardır. 'Viz Amiral Lambert Amiral Sir John lelsten'i ve Malta Valisi Sir. Here aSU ziyaret etmiştir. BAO-DAL REJİMİNİN AMERİKA İLE İNGİLTERE TARAFINDAN BİRLİKTE TANINMASI New-York, 0 ALA. (United Press — Hindiçini'deki Bao-Dal rejiminin Birle- gik Amerikn ile İngiltere tarafından he: Men hemen aynı samanda tanınmış ol Kmasından bahteden New-York Herala Tritune Kazelesi bu harekete eyvelden iğini, fakat Hoşi-Min'in Sov- yet Hükümetince tanınmasiyle - bunün Tlcli edildiğini yazmaktadır. ALMANYADAKİ İNGİLİZ YÜKSEK KOMİSERİ LONDRAYA ÇAĞRILDI Lonâra, 9 A.A. (AFP) — Almanyada- K İzEliz Yüktek Komiseri Generai Sir lan Robertson Lonâraya — çağrılmış: 'far, Bugün Lonâraya varacak Beral'in bu seyahatıni Almanş giyetin heyeti ümümiyesi ve - Dişinleri Bakanının 6 haftalık seyahati emnasinda B memlekette cereyan eden Bâdiseler Kakkında Bevin'e — malümat Tüksadiyle yaptığı sanılmaktadır. Lonare Bildirmiştir. Diğişleri Bal diplomatik DURUMU 'Hindiet vermek | İnc Memurun ilâve ettiğine göre yından beri Avı gizli siyasi kısımlarda çahışan 300 kamünlst ihraç edilmiştir. BULGARİSTAN VİETNAM'DAKL HOŞİ-MİN HÜKÜMETİNİ TANIDI relerde derin tetkiklere mevzu teşkil etmektedir. Bu yardımın ne dereceye kadar ik- tisadi veya askeri olmasını tâyin et- mek için Paris ve Washington arasın. da istişareler cereyan etmektedir. A- merikan çevrelerinde hâkim olan in- tıba, yardımın daha ziyade iktisadi YENİ İSTANRUL bugünkü çalışmala. ana, dün giddetli itirazlara venile olan 43 Üncü maddenin müzakereniyle baz İadı “Toplu olarak #Özlü proparanda ya- ak Kapalı yerlere ancak © seçim çmenleri ve mülletvekili daylariyle bunların — vekkletnameniı haiz temsilcileri ve mülletvekilleri ka tılabilir” hükmünü ihtiva eden mad- denin İlmi Heyetin teklifi aynen kı bul edilmek süretiyle tasarıya ithal edildiğini söyliyen Nihat Erim, mad denin memleketin — bünyesine uygun bulunduğunu iddin etti ve maddenin hâlen Fransada tatbik edilmekte bu- Tunduğunu İlâve ederek; "Söz hürriye- tine âzami serbesti tanınan bir memle- kette carl olan üsülleri biz niçin kabul etmiyelim?" dedi. Demokrat Partinin görüşü Demokrat Parti Meclis Grupu adına konuşan Fuad Hulüsi ise bu hükmün kanunlaşması halinde kimsenin kapalı toplantı tertip etmeke cenaret göstere miyecekini; zira aşakıdaki maddelerde tertip heyeti Icin akır müeyyideler ko- Bulduğunu, bu İtibarla maddenin tay- yını ve hiç olmazsa yumuşatılarak da- ha vâzıh bir gekle sokulmasını istedi. Mihlet Partisinden Hasan Dincer de bu mütalâaya iştirak ederek toplantı Jara yalnız o çevre seçmenlerinin (rç- #d) olan her vatandaşın katılabilme- Sinin teminini istedi ise de gerek Hükümet ve gerekse Konilsyon, mad- denin aynen kabul edilmesinde israr ettiklerinden tâdil teklifleri nazarı iti- Bara alınmıyarak madde, eski şeklinde birakıldı. Kapalı yer toplantıları — tertip & denler toplantıdan evvel, 3 kişilik bir heyet kurarlar ve en yakın zâbita â- mir ve memurlarına haber - verirler, Bu heyetin görevleri, toplantının in- Uzamını saklamak, kanunlara karsı hareketleri önlemek, Kamu düzenine ve edep törelerine aykırı veya suç İş- lemeke kışkırtıcı mahiyet tasıyan söz, nutuk ve hareketleri menetmektir. He- yet mensupları yukarki fıkraya mü: hudüsundan sorumludur. dar. Heyet kurulmayan toplantıların yapılması yasaktır.” şeklinde kaleme alınmış olan 4 üncü maddenin mü- zakeresi de itirazları mucip oldu. Mu> halif milletveklileri, toplantıdan önce zÂbitaya haber verilmesi mecburiyetini ve heyetin sorumlu tutulması husu- vunu tenkid ederek maddenin tayyı- Pan-Amerikan - Şirketi, uçak seferlerini arttırıyor ! Ankara 9 (Husüsi — muhabirimiz den) — Devlet Hava Yolları Genel Müdürlüğü ile gıkı temasta bulunan- darın söylediğine göre bugüne kadar Yeşilköy Hava Alanından — haftada Seçim kanununun dünkü müzakeresi Heyet kurulmadan - yapılan - toplantıların men ini istiyen madde münakaşa doğurdu Müzakereler sırasında salonu terkeden D. P. milletvekilleri, hir Meclis Grupu toplantısı yaptıktan sonra tekrar müzakerel ni veya yumuşatılmasını talep ettiler, AÂksi halde partilerin propaganda im- Jarına İşaret ederek bunun mânası ka- palı duku İddiasında bulundular. Başbakan Yardımcısı da toplantıdan önce zâbitaya, teklif eden önergenin lehinde oy ku Seçim kurulları erme gekil v naklarını tari edildikten indan mahrum birakilmiş olacak- toplantı yapılmaması demek ol verilmemesini haber deye geldi. iştirak ettiler DEP. milletvekilleri tekrar salona geliyorlar 'eden maddeler kabul kuruluna müteallik olan 120 nci mad- DEP. mülletvekilleri yerle: - | rini almış bulunuyorlardı. Müstakbel modern Yeşilköy hava meydanına hazırlık larımız, Amerikaya staja gidiyorlar Latfi Gökalan, Hava Trafik Memuru Hüseyin Erkan, Yüksek Mühendin Alk eddin Selçuk ve Sund Yelken ile teisiz Sakinleti “Mehmet Antay İktinas a ieletmeye acılacak olan imedera Yeşik Hava Meydanının idaresinde çalışmak ndik kurulları, | — Simdilik meydan da tamir ediliyor. mülletvekilliği tuta: | — Yeşilköy hava meydanının — vaziyeti hakkında yapılan 'neşriyat Üzerine yok Güların çamura batmadan otamobülere Binmeleri için gereken tertibat alını Ve ayrıca pistin çamuırla. kumunun 'nmasına başlanmıştır. olan ilfalye ekipi de İstanbul İlk olarak landı ise de bu İstek çoğunlukla red. | D.P. adına Muammer Alakant konüş | iütaiyeninde bile mevcut olmiyan modern dedilerek madde aynen ipka edildi. İ tu ve maddenin ehemmiyetini tebarüz | bir cihazia takviye edilerek ihtiyacı tax BP aNK ettirerek bu bölüme ait Hükümet tek- | “mamiyle kar Kapalı toplantılar tertibini müşkül | Tifinin Komlayonca — değistirllmesini | Xede harekete geçecek bir hale getirii bir hale sokan ve müteakip maddeler- | tenkid etti. Diker taraftan meyı BZ ES 'erta S a Ddt | — Bilediği ei Hüküasi, soesedan| aevzn ea a gl bazlaran 48 $e 44 üncü madâdlerin de İ Komlayonca yüksek seçim kurulu ©-| | Speratörleriyle 'birlikte “uçak aynen kabulünden sonra, D.P. Tının boşaldığı göze çarpıyordu. Fil- kakika — demokratlar diker mad delerin müzakeresinde hazır bulunm dilar, daki yüksek Siyasi partilerin radyoda, kayı tecavüz etmiyen müddetler zar- fında seçim propagandası yapmaları: 'na müsmade eden 43 inci maddenin mürzaker detin 15 dakikaya çıkarılmasını iste Nihat kaya rıza gösterdikini ve bundan böy- de parti baskanlarının nutukların Ankara Radyosunun 1330 servisinde aynan neşredilme İatırıldıkıni ifade etti. Müdi kikaya çıkarılmak Kabul. edildi. 65 inciye kadar bütün maddeler, te- ferrunta müteallik kücük dekişiklik- der müstesna, aynan kabul olundu. Far Kat seçim kurulü üyelerinin and içme | — Baj şekline ait olan Z Jara ukradı. bulunuyordu. Bu madde hakkında ka- rara varılamadan coli di Ökleden safhalarına, Meclis Grupu hi Janmış bulunan Demokrat detvekilleri istirak etmediler. Seçim kurulları üyelerinin “Hiç bir tesir altında kalmıyarak, hiç kimse- den korkmuyı ve, dosdokru yapacakıma — nar vicdanım ve tekmil mukadder zerine etmelerini âmir bulunan: "Hiç kimseden korkmıyarak” ve “tek- ll mukadder gene tenkide ukradı Yon, maddenin tâdiline muhnlefet etti dar | Jarak v delerin Hükümet dil müddelerle () dakl- inde Hasan Dincer bu müd- Dincer de daha Heyetinin teklif dekiscirilmesini im, Hükümetin 10 daki- söyliyecekleri verilmesini I süretiyle madde teslim “etmekle ber 'nci madde, itiraz Esasen vakit de gecmit | “cuşünü muhalasa kümet/ tasarı 'çAtII edildi. 8i Meclisin bir kararı alarak bu fi K, vazifemi kanuna gö- min ederim!” şeklinde yemin maddedeki im üzerine” cümleleri, Fakat Komi landırılan ve salâhiyetleri tahdit ve takyit edilen bu teşekkülü Yüksek Seçim Mahkemesi olarak ka- bul etmiş bulunuyordu. Alakant tasarı- cim kuruluna alt mad- teklifindeki mua. dekiştirilme Hükümet tasarısının derpiş eden bir takrir verdi. 'Millst Partisi adına konusan Hasan leri bir görüşle İlim tti gibi maddenin milletveklit. naklarına dalr nihal ve kesin kararın Yüksek Seçim Mahkemı tedi. Ali Rıza Türel de futanaklar hakkında bir iş oldukunu er bu geklin de ciddi mahzurları bulunduğunu ve A- YA aykırı olduğunu beyan et görüsülmesini Nihat Erim ize, Hükümetin eski gö ile Komlsyonun tesbit ettiği gekil arasındaki farkın, Hükü- Metçe kurullara verilmes kiden ibaret olduğunu, bu meselenin de sıramı geldiği vakit varmasının müm. kün oldukunu söyledi. Bunun üzerine Refik Koraltan, söz lin hayati bir ehemmi ını, vatandaşlara itimat tel bu kurullara bir. Ia evvelce Hükümetin müda: | — Mar 1ma ettiği noktal nazardan vazeeçme- mesini ve tutanakların Yüksek Seçim Mahkameni tarafından tetkik ve tah- k edilmesinin teminini intedi. denin müzakeresine yarın devam olu. 9 (AP) — Vistaam'daki Hoç daki devleti tanımış olduğunu resmen Sofya Radyosunun Londradan - dinle- Bulcar Dişişleri Bakı leri Bakanlığına bir telgraf göndererek. ü Hoang. Min Giam'dan, Kususunu talep et KEŞMİR'İN EHEMMİYETLİ Londra, 9 (YİRS) — Keşmir meselesi- ni Yorumlayan, Hindistan ve Pakistan arasında Elden bu ihtilafın Amerika ve İngiltere: Bin müzaheretiyle izale efilmesinin Tü. Zumunu belirterek şunları y n ve Pakistan ar de bir anlaşmazlık den . Aay Gaki Komünizm tehilkesine karşı elzem Slan işbirliğini temin etmek çok zor - ktir. Keşmir, bugünkü — Gürümiyle, demakrasinin ArI topuğudur. . ulgarlatan dün, uet dün. | olması merkezindedir. bildirdiğine “gör . Ho'nün Dişiş- Tokyo, 9 AA, betler teşkii N3 #olosluk bürolarının açılma sande etmiştir. Tokyo, 8 AA 'Daliy Mati” gazetesi, sürüp ponyayı hiyet. taşımı dilmektedir. Amerikada Japon konsoloslukları açılıyor (AFP) — Mac Ar- thur, New-York, San Francisco, Lot Angeles ve Honolulu'da Japon kon- ua mü- (Unlted Press) — Birleşik Amerika Hükümetinin Ja- New-York, San Francisco, Los-Angeles ve Honolulu'da konsolor Tuğa benzer bürolar açmağa davet et- 'tiği bugün yüksek kumandanlık ta- rafından bildirilmiştir. Maamafih, J! ponyanın denizaşırı büroları adını ta- fayacak olan büroların siyasi bir ma- cakları asrarla ilâve e- yalnız İki defa yolcu nakliyatı yar makta olan Panamerikan Şirketi uçak seferlerini altıya çıkarmaya ka- rar vermiştir. Hat Bu kararla şirketin — Yeşilköyden ayrılarak Yakındoğu merkezini Bey- ruta nakledeceği şayiaları, fillen tek- zip edilmiş olüyor. Diğer taraftan Yeşilköy Havı işler için gerekli diden başlamıştır. hazırlıklara şim. Kore ve Formozaya yardım kabul edildi Washington, © ALA. (UP) — Kore 've Formozaya yapılacak iktisadi yar dim tahsisatı tasarım Temsilciler Mec- Jisi tarafından kabul edilmiştir. zek Piyanist ağzından İzmir 9 (Husust muhabirimiz bildi. riyor) — Kıbrıs için şehrimizde yapı- Jan miting günü Hükümet Konağı ö- nünde yapılan ÂAhmet Ünal adında bir genç kahrol- #un komünistler yerine var olsun ko- münistler diye bağırdığı tevkif edilmişti. Bugün Ahmet Ünal komünist düşmanı oldu- #unu kahrolsun komünistler diye ba- #ıracına heyecanına mağlüp olarak #ehven var olsun dediğini ifade etmiş bunun Üzerine duruşma talik edile- Milletlerarası Gençlik Kongresi delegelerini, Denizyolları gemileri getirecek ABustosta İstanbuli yanl Milletlerarası Gençlik Kongresine iştirak #decek Mmühtelif Milletlere mensup 100 Gelegenin İstanbula seyahati işi Deniz Şolları Tâafesine tevdi edilmiştir. Millet Partisi Beyoğlu İlçe Kongresi Millet Partisi Bey 4 tarafından Norveç Elçisi memleketine gitti Norveç Biçini Kroshansen dün asat 1630 Ga kalkan Takandinav uçaBiyle Mmeruniyetini geçirmek üzere memleket he gitmiştir. Milletlerarası atlı müsabakalar ekiplerini Adana vapuru nakledecek izahatı, şasen Hü istenen yet. görüşülerek Kahirede tertip edilecek Milleti 'Spor Müsabakalarına iştirak Sine müracaatte bulunulmuştur. Federasyonu Başkanlığı, — İstanbul Hareket edecek & kişllik Türk ekipi iyadan. İngiliz, Franmz, Belçika Ve İaspanyol ekiplerini teşkil eden 33 ve İtalyadan & olmak üzere ceman 48 atın binlelleri ile birlikte Adana vapuriyle Raklı içini temin etmesini Denizyolları dan riCa etmiştir Nad: Haaadaş aynan Kat eli Kü Modern Türk müziği festivali L ç t gek Aakara 9 Güani munaamız |— Sair Nazım Hikmetin | ... ... Saman Kaalaman Medan zün| — affımı düşünülüyor ? | Semıtr: Müziği Festivaline — katılacak olan Cemal Reşid Rey ve Filârmoni Der- 'neği Senfonik Orkestrası bugünlerde Ankaradan hareket edeceklerdir. Ferhünde Erkin ile Vi- “Varolsun” çıkmış yu isyana teşvik tezahürat — sırasında iddiasiyle yapılan — muhakemesinde 'e Bakanlığından tahliyesine Ka dığı öğrenilmiştir. F verilmiştir. Şaire ait olan dosya, Milli Savunma Bakanlığına suçundan 28 yil hapse mahküm olan beri Bursa Ceza Evinde Şair Nazım Hikmet'in göğüs anjini 'ne müptelâ bulunması sebebiyle affı için Meclis ve Hükümet nezdinde ba- z teşebbüslerde bulunulmuştur. Bu- 'nun Üzerine Donanma Askeri Mah- kemesince verilen ve Askerl Yargı- onanmış bulunan mahkümiyet kararına ait dosyanın Milli Savunma getirtilerek — Adalet Bakanlığında bugün tetkıka başlan- Öğrenci kılavuzu İstanbul Ünivereitesi Rektörlürü Öğ- kitap neşretmiştir. Bu kitapta, gitemizde okutulan dermler, yolovlat Saldarelii de bu festiv getirildi B Tisller Gün maa'ler Olarak katılacaklardır. HY SAA A GRRA öa ee Ankara 9 (Husust — muhabirimiz- | intisap edenler bu kitaptan geniş ölcür 'Kahrolsun” diyeceği yerde | gen) — Hnber aldığımıza göre ordu. | ge Maraamknacaklarlır. ” Ögrenii Şöre, " Üniversitemizin ve Faküli Mizin diş memleketlerde de tanınmı için mezkür eser Fransızca ve İngilizce 1938 yılından Ginrak da bastırılacaktır. bulunan Bir Alman gazetecisi geldi Fredrich Wilhelm Fernan adında bir memleketimiz hakkın. fazmak üzere dün hava Şoliyle şehrimize gelmiştir. Şilr Sergisi ay sonunda kapanacak Bir müddet evvel Edebiyat Kolu tara- fından Eminönü Halkevinde açılmış 'bur kaman gilr Sergisi, gördüğü rağbet üzer Tine Şubat ağı SonUNA kadar uzatimiz YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU PANORAMA e- Orta-çağ'ın İngulsitlon adiyle anılan ve menkı- beleri hâlâ tüyler Ürperten, dini mahkemeleri- 'Din, birer ruh cehenneminden farksız — Jösuite höcrelerinin ve nihayet, hür düşüncenin önünde türlü işkence âletleriyle donanarak dikilen Cal- 'vin ocaklarının bu fenni imha laboratuvarı y Tunda ne ehemmiyeti kalmıştı? Gözle görülmez, elle tutulmaz bir Dev-Örümcek, tâ oradan, dün- yanın yedi bucağına antenlerini uzatıyor; bütün kürenin etrafında, sinsi sinsi bir çelikten ağ örü- 'yör ve burada yüzlerce, orada binlerce, beride yüz binlerce, ötede milyonlarca insanı, kâh te- ker teker, Kâh küme küme, birer sinek avlar gibi, bunun içine çekip alıyordu. Bu ağa dü- genler, artık, bir daha felâh bulmuyordu. Kol- darı kanatları koparılıyor, beyinleri ve ruhları sökülüyor, bütün hayati merkezleri — kim bi- lir — hangi metotlarla felce uğratılıyor ve in- ganlık tarihinde misli görülmemiş bu facla, bu, Ansanın insan üzerindeki hudutsuz hükümranlı- A, bir çok yüksek hakikatlere erişildiği zannı Gilen gu aydınlık devirde vukum geliyordu. “İnsanın insan tarafından İstismarı” hâdi- #esini en büyük içtimat cinayetlerden biri ad- deden Marx, mezarından başını kaldırıp da kene Gi nahına oynanmakta olan bu dramı görseydi, acaba ne derdi? Onun tanıdığı ve bildiği - para ve endüstri magnat'larının zulmü, hiç değilse, Ansanın etini kemiğini hirpalayıp ezmekle ka- hiyordu. Bu doktrin magnat'ları ise pençelerini Onun yüreğine, dimağına, şuuruna ve şuurunun öte tarafındaki engin varlığa kadar 'en hesaplı, en kurnaz, en insafsız lstin varamadığı bir soğukkanlılık, bir. serin Kafalılık ve bir teknik kudretiyle, çok — defa, kendi sahibinin bile eli değmemiş bu bâkir ve mukaddes Alemi zaptedip bunun her bölgesinde istedikleri gibi ekip biçiyorlar veya kırıp geçi- riyorlardı. Ne sebeple? Hangi maksatla? Hangi 366 eye ermek için? Fuat, buna, bir çok kimsenin dediği gibi sadece “bir barbarlık!” vasfını verip geçemiyor- du. Böyle yapacak olsa, o da, Sırpça mütercimi gibi bir dargörürlüğe, bir basit ve sathi muha- keme sistemine düşmüş sayılmaz mıydı? Mademki, Fuat biraz önce Orta-çağ'ın bazı doğmatik müesseseleriyle - bugünün — marksist Tefimi arasında bir mukayese yapmıştı; bu te- dai, herhalde pek münasebetsiz ve aykırı — ol- masa gerekti: Evet, kim ne derse desin, o de- virlerin Cezvitleri veya Kalvinistleriyle bu dev- rin marksistleri — gayelerindeki derin tezadla- ra rağmen — biribirlerine birer ikiz kardeş gibi. benzemektedirler. Aynı maddi ve mânevi -baskı metotları, sevk ve idare edenlerde aynı “layuh- filik” iddiası, sevk ve idare edilenlerde aynı kö- 'Tü körüne itaat mecburiyeti, bir parça baş kal- dırmak isteyenlere ise gene aynı zindanlar, ay- hi satırlar, aynı darağaçları, Lâkin Fuat, bu mükayeseyi yapmak, — bu anoloji'yi bulmak ve bu hâdiselerin hepsine bir- den Degmatizm adını takmakla gene kafasının içindeki ana düğümü çözmüş olmuyordu. Zira doğma denilen şeyi de insanın dimağı yaratı- yor, insanın zekâsi doğuruyordu. Fuat, bu uzun ve deruni dialog'unun gu noktasına gelince, bir- den, büyük bir hakikat keşfetmiş gibi — oldu: *O halde; diye düşündü. Yeryüzünü, zaman z man, ya bir zindana, ya cehenneme çeviren be- geri Afetlerin kaynagı bu dimağdan başka bir yerde değildir. Haileyi yazan da biziz, oynayan da biz.., Ve kafasının içinde dönen çark bir 'takılmış gibi durüverdi. Büyük bir sıt- ma nöbeti esnasındaki — kâbuslarından uyanan bir hasta kadar kendini bitkin hissediyordu. Hem de, farkına varmayarak nerelere gel- mişti? İşte, Beyamıt Meydanını arkada birak- mış, tekrar Divanyolu'na doğru yürüyordu. He- men, terayüzü geri döndü: U— Affedersinl İki adım arkasından gelmekte olan bir a: ma çarpmıştı. Bu adam, Fuat'ın yüzüne dik dik baktıktan ve onu, tepeden tırnağa bir iyi süzdük- ten sonra cevap Vermeksizin yoluna devam etti. Fuat, bütün düşüncelerinden boşalmış oldu. Bu halde, güya sırtında ağır bir yük varmışcı 357 sına yavaş yavaş yürüyerek tramvay duraj 'zun önüne geldi. Bu sonbahar akşamının serin- liği içinde Beyazıt Meydanı, kahvelerin önü, Ak- saraya Ve Şehzadebaşına giden caddeler hemen yasız denilecek kadar tenha görünüyordu ama, ortalık, sanki buraları bir mahşer yeri imişcesi- 'ne gürültüler, yaygaralar, çığlıklarla dolup do- lup boşalıyor ve büyük bir kısmı madeni kas nallardan, makineli âletlerden, motör - karınla. Yından, bazısı da insan gırtlaklarından çıkıp ya- yılan bu biribirinden sert, biribirinden keskin, biribirinden Vahşi sesler, zaman zaman, nep bir araya toplanıp vekpâre bir uğultu haline giri- yör; insana, bu çerden çöpten gehir dekorunu 'tuz buz edip arka plânda kalan bir kaç tarihi Abidenin temellerini sarsacak kadar şiddetli ve sürekli bir infilâk karşısındaymış hissini veri. yördu. Arkası, köşedeki kahvehanenin taraçasına dönük, tramvay durağında bekleyen Fuat'ın ya- nından gelip geçenlerin, acaba, bunun için midir ki, bir ürkek Ürkek yürüyüşleri, bir sağa sola sersem sersem baş çevirişleri, bir dönüp dönüp arkalarına bakışları ve bazan duvar kenarların- dan bir gölge gibi süzülüp kayışları vardı? Lâ- Kin, Fuat, bu gürültüleri duymuyordu. Gözleri- ni sokağın bir sürü mânasız teferruati Üstünde gezdirerek dalgin've yorgun tramvay bekliyor. dü. Karşı sıradaki irili ufaklı dükkânları ve bün- Jarın Üst katlarındaki odacıkları, evcikleri de, sanki, ilk defa görüyor gibiydi. İçinden: “Kim bilir, buralarda oturmak buralarda yatıp kalk- mak ne kadar hüzün, elem ve stirap verici bir geydiri, dedi. Basık tavanların ortasından bir tozlü ampul sarkıyordur. Bir köşede, ya eski bir demir karyola, ya şilteninin aamanları fırlamış bir yer yatağı dürüyordür. Duvarlarda, pervaz kenarlarında tahtakuruları muttasıl cirid oynu- yördür. Bunlarla koyun koyuna yaşayanlar ise herhalde ne Marx'ın, ne Hegel'in adını düymüş- lardır ve bünların " bütün - bahtiyarlıkları da bundan ibarettir. Fuat, hiç beğenmediği odasını özledi. Bir n evvel, bir an evvel öna kavuşmak, yatağının üstüne — hattâ soyunmadan — yüztkoyun atı- hp artık hiçbir şey düşünmemek, hiçbir ” şey görmemek, — ve eğer mümkün olursa — uyu: 358 istiyordu. Canım, bu tramvay da nerede kalmıştı? Fuat, babasının, ölümünden iki yıl — önce kendisine hediye aldığı ve hangi madenden ya- pıldiğini pek iyi bilmediği bilek saatine baktı. Kendi kendine: “Sekizi çeyrek geçiyor. Annem, kimbilir, şimdi, ne telâş içindedir” dedi. Vay, onun bir de annesi mi vardı? Demek, hergeyden bezmiş, usanmış; kafası dürmüş, kal- bi nasır bağlamış, insanlığın akıbetinden — bile Ümldini kesmiş bu yorgün, bitkin, bu yirmi beş yaşında ihtiyarın bir anası, hem de onu, bir kü- çücük çocuk bekler gibi merak ve telâşla bek- deyen bir anası vardı! Hülbüki, Fuat, - kendini bu dünyada yalnız, yapayalnız; yanmış bir öre manın kenarında ateşten rakgele kürtulmuş. fa- kat, bütün dalları, yaprakarı kavrulmuş bir ku- Yü ağaç Kibi yalnız buluyordu ve bu yalnızlık hissi dakikadan dakikaya, saniyeden — saniyeye Kalınlaşıp yükselen bir kale / düvarı — halinde onun etrafını çevirmekte, onun, dış Alemle bü- tün alâkalarını kesmekte idi. Annesini hatırla- mak, annesinin, evde, kendini merak ve telâşla beklediğini düşünmek ise ondaki bu tecerrüt ve üzlet garipliğini azaltacağı yerde büsbütün ço- galtmış, buna, bir de rikkat ve hasret unsuru katmıştı. Nihayet, tramvay geldi. Fuat, yol çok uzun sürmiyeceği için girip içeride oturmağa lüzum görmemişti. Fakat, başını çevirip — arkasından' gelen yolcunun sinsi sinsi yanına sokulduğunu Körünce dışarıda kalmaktan vazgeçti. Zira bu, demin çarptığı adamdan başka biri değildi ve kendisini aynı keskin bakışlarla süzüyordu. Ne garip adamdı bu? Kendisine, çarptığı için öfkelenmiş miydi? Fuat'ın af talebini KAfI bulmayıp ondan bir kere daha özür dilemesini mi istiyecekti? Çünkü, Divanyolu'nu takip eder- ken geriye dönmesi ve kendisiyle aynı zamanda aynı tramvaya binmesi bir tesadüfe verilemez- d Genç adam, hiç Adeti değilken, kuşkulan. mağa, hattâ biraz da Ürkmeye başladı. Aksaray durağından apartmana gitmek için boş arsalar arasından, oldukça karanlık, tenha ve dolambaç- h bir kaç sokaktan geçmeğe mecburdu. “Bana 350 mak, uyumak, bir daha uyanmamasıya uyumak Çatarsa ne yapmalıyım ?" diyordu. Zira, ne pek cesaretli, ne de pek korkak olmamakla beraber #imdiye kadar hiç kimseyle dövüşmeğe ve bu landa kuvvetini denemeğe fırsat - bulmamışt Fuat, belki de yersiz olan bu çocukça endişe- derden sıyrılmak için işi alaya dökmek - istedi: “Bir fikir mücadelesinden sonra bir. yumruk kavgasına girişmek, fek tuhaf bir şey olacak!” dedi. Bari, ilâhi bir tesadüf, o dalacağı sokak- Jardan birinin başında karşısına mahalle arka- daşı Pertev'i çıkarıverseydi. Pertev? Okurlarımız, belki, Pertev'in kim olduğunu unutmuşlardır. Bu, Fuat'ın müraka- beye daldığı pencere altındaki yangın yerinde, geçen yi bir küçük kızı pataklayan kumral aaçlı oğlandır. O vak'adan sonra bu / çocuk, Fuat'a bütün kalbiyle bağlanmıştır. Onu, Aga- beyi diye çağırıyor-ve rasgeldiği yerde — yar nundaki arkadaşını savup — onunla bir kaç adım yürüyerek konuşmaktan derin bir zevk ve ifti- har duyuyordu. Fuat da ona bazan bir eski pan- talonunu, bazan yıpranmış bir gömleğini mek, yahut da, eline bir kaç kuruş sıkıştırm suretiyle bu dostluğu her gün biraz daha sağ- Jamlaştırıyordu. Tramvay dürür durmaz Fuat, oturduğu yer- den bir ok gibi fırlayarak ön taraftan caddeye Atladı ve yarım Saat, yirmi dakika evvelki © hizli yürüyüşünü geçen bir süratle ilk sokağın karanlığına daldı. Yüreğinin tok tokları ve kun: duralarının çıkardığı patırdılar, ona, arkasından birinin yürümekte olduğunu hissedip işitmeğe imkân birakmıyordu. Bir an geldi ki, âdeta köş- maga başladı. Gündüz göziyle bile zorla yol st külen bu yerlerden öyle bir rüzgâr gibi geçip gidişi vardı ki, değme koşucular ardından yeti- şemezdi. Peşini bırakmadığından emin olduğu adamı şaşırtmak için arasıra arsaların içine piyor; derken, bir duvar yıkıntır öbür sokağa dalıyordu. Kan ter içinde eve varınca annesini eşikte buldu. Kulağı bir saatten beri kirişte olan Se- hiye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak setlerini düyar duymaz hasretlisini karşılamı atılan bir genç kadın gibi koltuğundan fırlamış Ve ona kapıyı kendi eliyle açmağa gelmişti. BİRİNCİ KISMIN SONU 360

Bu sayıdan diğer sayfalar: