8 Mart 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 3

8 Mart 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Mart 1950 * Avrupadaki — hüsüsi muühabirimiz Curt Riess bildiriyor) — Bir yıl, hat tA allı ay evvel, Kımlordu ile Rus memurlarının Almanyadan çıkacak- manmıyordu. Halbuki. 6 zamandan eri, Sovyetler, Almanyanın bir çok ni tahliye ettiler. — Rusların, u Almanyadan tamamen çekile. klerini şimdiden iddin etmek doğ- v olmasa bile, idart teşkilâtın yark ikleri muhakkak- bu hareketler de, kati bir tatb olamayabilir Kıtaların tekrar geri dönn Rusların, Doğu Almanyadan men ayrılmaları da temeldir Politbüro, Almanyanın tahliy teyen Vişineki ile - Almanyayı elde tutmak taraftarı olan Molotof'un ka. aatlerinden birini henüz kabul et- miş. değildir. Rusları Almanyayı tahliyeye keden bir çok sebepler vardır: 1 — Doğu men soyulmu Almanya artık tama- 2 — Doğu Almanyadaki işgal kıta- darında, firarlar #Ftmakta ve Tit luk süratle taraftar kazanmaktadır 3 — Rus işgal makamlar madiyen pot kırmakta ve Sovy Politikasına sekte vermektedir. & — Müttefiklerle müzakere eder- Atom bombasının - sahibi, rat memleketlerin müdat Amerika, geçen Süng ismindeki bir çinli bulaşıkcıya Pes etmiştir Sung'un ingilizcesi olmadığı gibi parası da yoktur. Amerika Muhace Tet Servisi ile ihtilâfa düştüğü va. demok- Birleşik kit, sadece mer'i kanunları kullan- miş ve neticede muazzam Amerika devletini mağlup etmiye muvaffak olmuştur. 46 se bükli e Yang Sung, hulmuş olsa gerek ki, ihtiyaç sinde bir yük gemisinde W tew-York'a gele hiç ni bırakmış Amerikaya- girmiştir. Evvelâ New-y daha sonra Wa K bir sonra Muhaceret Ser- Müfettişleri. tarafından mmuz 1948 de müfet tarafından kısa bir. sorguya çekildikten Sung'un Amerika: Gan ihracına karar verilmiştir Fakat Süng, cüssesinin küçüklü. güne ve cebindeki paranın azlığına Tağmen mücadeleci bir P War #hington'daki Çinlilere müracaat ede Japon sülhü hakkında Rusyanın fasavvuru Yeni Delhi, T Bir anne evvelâ çocuğuna, sonra kendini öldürdü Savona, 7 A-A. (AFP) — Fe bir intiharla son bulan bir h: P hekimler tarafından hayatın. an Ümit kesilen 3 yaşındaki ku İki Rus casınu Amerikada müzakeme edili, New.y Eski F B urlarından hafta' Wong Yang | l Amerikayı yıldıran adam 5 parası olmıyan, üstelik ingilizceyi de bilmiyen bir Çinli, Muhaceret Servisiyle düştüğü, ihtilâfta Amerikan Hükümetini mağlüp etmeye muvaffak oldu Kısa haberler ğ Siyasi meseleler ve muhabir mektupları SÖLNETLER, ALMANTADAN . GEKİLİYOR. MU UT LA Di el Muhakkak olan bir nokta varsa, o da Almanyanın tahliye edilip edilmemesi mevzuunda — Rus umümi efkârının hiçbir rol oyna- madığıdır. ken Doğu Almanya, koz olarak elde bulundurulmanıdır. 5 — Doğu Almanyanın şimdi ser St bırakılması, tevecelih etmesini mucip 'olu burasının — Batıya 6 — Doğu Almanya Hüğümeti, he nüz, “Halk tek başı- 'na yürütecek küudrette değildir lemokrasisini' Tahliyenin leh ve aleyhinde Krem- dinde ileri sürülen mütalânlar esas itibariyle bunlardan. ibarettir. Bizzat Alman komünistlerinin du- rumu da, tahliye meselesine müensir olmaktadır. Tahliye taraftarı olan- dar, Kızılordu işgali altında b memleketlerde, — Komünist — Partisi mensuplarının -mütemadiyen azaldı- Şını ileri sürerek, Doğu Almanyada küvvetli bir Komünist Partisi kura- bilmek için Kızlordunun bir an ev vel çekilmesini istiyorlar. Zaten Do Ku Almanya Komünist Partisi şefle. Ti de, senelerden beri, ekseriyetinin kendilerini /lunan seçmenlerin tuttuğunu Sung'un avukatı Muhaceret Ser- visinin kararına itiraz etmiş ve böy lece meseleyi salâhiyetli mahkemeye intikal ettirmeye muvaffak olmuştur Müdafaanın tezine göre, tahkikatı i- dare eden kimselerin aynı zamanda karar vermeye salâhiyetleri olamaz. Mahkeme evvelâ Sung'un aleyhine karar vermiştir. Fakat sonra, bahsi geçen karar temyiz edildiğinde M haceret Servisinin yolsuz — hareket ettiği neticenine varılmıştır. ung'un Amerikaya yolsuz bir şe kilde girdiği muhakkaktır. — Fakat, temyiz mahkemesine göre devlet or. esasında haklı oldukları meselelerde dahi yanlış bir usul ta kip etmelerine müsamaha gösterile- Teniyizin kararı şimdi, Muhaceret İşleri Müdürü B. Miller'i çok müşkül duruma sokmaktadır. Çünkü 1046 eylülundan beri Sung'ünkine benzer 10.000 ihraç kararı verilmiştir. 'Tem- yizin içtihadı, bütün bunları mutlak butları ile batıl bir vaziyet> sokmuş Küçük Çinlinin hakkını ara ker taraftan da dünyanın en muaz- zam milletinin yaptığı hatayı kabul edişi belki Fransız İhtilali kadar mu- azzam bir hâdise değil midir? Kafaları birbirine yapışık ikizler Londra, 7 A.A. (AFP) — Bu- gün Tasmanyada doğan — ikizler kafalarından birbirlerine yapışık: le bir hâdise ilk defa olarak vuku Havay Adaları Birleşik Amerikanın 50 nel devleti Washington, T AA (AFP) Temsileiler Meclisi Haval Adaları: || 'na Birleşik Amerika Federal Bir tasvip etmiştir. Kati karar bugün Polonya Hükümeti, katolik kilisesinin malları Frankfürt, 7T ALA. — (United Pr Polonya Pap — Ajansı: ' bildirdiğine göre Polonya Hü kilisesinin mülkü olan toprakların Yeni Kanada Eiçimiz Viyanadan miz Curt Riess bildiriyor Viyana, 7 ALA. (AFP) — Tür Büyükelçiliğine || Elçisi Numan « yolu ile Anka: Doğu Almanyanın tahliyesine karşı başlıca muhalefet, Alman komünistlerinden geliyor iddin edip duruyorlardı ve Kremlin bu sözlere itimat ediyordu. Halbuki Üç ay evvel, Rus makam-| Jarı Berlindeki dostlarına, — yakında hürriyete kavuşacaklarını. bildirince, komünistler, sevineceklerine endişeye düştüler ve Rusların kendilerini ter- ketmekte olduğundan şikâyete baş- ladılar. Bu vaziyet karşısında uğrayan Ruslar, tereddüde tetkiklerini biraz derinleştirince, — komünistlerin, — ser- best seçimle, yüzde 10 bile oy ala- mıyacaklarını anladılar. Hatta Do: ku Almanya Başbakan — Yardımcı Ulbricht, bu yüzden, Moskovada bir hayli azarlanmış ve Kremlin, Alman komünistlerine karşı itimadını yeni- den kaybetmiştir. Bu itibarla, Rusla- n Almanyadaki işgali belki biraz /daha uzayacaktır Almanyanın tahliye edilip edilme- mesi meselesinde, en az rol oynayan| Ruüs umümi erkârıdır. Diktatörlükle idare edilen memle ketlerde umümi efkârı hazırlamaya İüzüm olmadığını, Berlin ablukasinin| kaldırılması göstermiştir. Memleket- te ricat ve mağlübiyetleri alenen tah- Ti edebilecek serbest mühlefet, mat- buat veya radyo — bulunmadığından, diktatörler, kendilerini umuml et- kârla takyit etmeye lüzum görmez. ler, Keşmir dâvasının içyüzü Bügün artık, dâvayı, plebisit yolu ile süratle halletmekten başka çare yoktur. Lahor 17 — (Hususi muhabirimiz Sa. bildiriyor) Bütün Pakistan, nefesini — kesmiz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konse- yinin Keşmir dâvası hakkındaki ka- yarını bekliyor. Hindistan basını da, bu münazaalı memleket — üzerindeki Hind taleplerini tebarüz ettirmekten bikip usanmıyor. Her iki tarafın iddisfarı, tarafsız bir gözle tetkik edilecek olursa, di vanın Pakistan için çok daha haya- ti olduğunu ve bu itibarla Pakistanın bu dâvada, Hindistana nazaran çok daha fazla gayret sarfettiğini kabul etmek zaruri olur. Hintliler bu d vayı daha ziyade, bir sürü milletler arası hukuk açmazlariyle müdafa: ya çalışıyorlar. Dâvanın ana hatları, Pakistanın Keşmir işlerine — memur Bakanı Nevvab Gurmani tarafından, 'Keşmir. gü süretle izah Hin: Pakistan içinse hayati bir zarurettin yok ki, her iki leket arasındaki münasebetler, şka meseleler yüzünden — gittik bozulmasa İdi, Keşmir münak Çok daha kolay neticelendirileb edilmiştir daha akistan, nüfus itibariyle kendisin- den beş misli büyük olan büyük kom- şusunun, kötü niyetler beslediğini ve bir gün Pakistanı ortadan kaldırmak isteyeceğini Pakistanın, 70 ini milli savunma: gelmektedir. Şu var ki, Keşmirin Hin- sına tahsis etmesi distar' eline geçmesi, Pakistanı, bü- tün askeri hazırlıklarına — rağmen, atrateji bakımından, ümitsis bir vazi- yete düşürecektir. #indistan bu suret le, Pakistanın cenahini kavramakla kalmıyacak, Pakistan ekonomisi için çok mühim, hattâ hayati mahiyette olan su tevzlatını da ele geçirmiş Jacaktır. Genç devletin merkezi olan şiden şimale, Lahor'a doğru gi bu memleket için su mese lesinin ne kadar hayati olduğu he men görülür. Göz alabildiğine uza- 'nan en verimli bir toprak, bugün su suzluk yüzünden, çöl haline tesislerini besliyen beş nehir, Keşmir den çıkar. Pakistanlılar daha. şimdi- 'n, Keşmirin Hint eline geçme 'mdilerini bekliyen tehlikeyi sezme 'ye başlamışlardır. Çünkü Hindistan, nehirlerlen birini, kendi arazisine d Tu çevirmek üzeredir. Nasıl ki Hısırin Sudan lüzerindeki İngiliz hâkimiyetine karşı duydüğu endişe, memlekete ha- yat veren Nil'in bir gün yol değiştir mesi ihtimalinden doğmakta ise, Pa kistanlılar da şimdi, bütün servetle Pakistan, Keşmir — dâvasında — bir Pakist leşmiş Milletler ta- fın dan daha emin olduğunu hemen plebisit yapmal YENİ IETAWBUL Tam doksan altı yıl bir şekilde EÇEN makalemizde bahsetti- fimiz Hoca Neşet, Kâhyazade Arif, Murat Molla, Şeyhi, Ho- Hüsam.. gibi. adamlar için birer muallim G ca devirleri oldukları kadar bazım zarafet, bazısı seciye kuvve- tiyle tarihte fatlı ve heyecanlı ha- tıralar da Meselâ Hoca Neşet, kalem ve kitap, birakmışlardır. hem hem kıliç eri idi. 1768 de Moskoflara karşı harp açılınca, zeâmet — asha- 'bından olduğundan 'hudüda koşmuş, hice yararlık göstermiştir. İyilizi çok sever bir adamdı. Asrının büyükleri kendisini saydıkları için ötekinin be- rikinin işine tavassut ederdi: — Btendi. Hazretleri, başkaları 1- çin bu kadar yüzsuyu dökmek revi mı? diyenlere: Yüzsuyu ile değirmen taşı dön- dürülmez, işte böyle Sotiyane işler görülür, demiştir. meşrebi, mutaas- Sıpların ona yan bakmalarına sebep olmuştur. Hattâ bu güruhtan kaba bir softa tariz yollu: — Efendi, Cennette ateş yok, çır buğunuzu nereden yakacaksınız? de- — Sizin için kebap caktan pişirilecek o- cevabini almıştır. Kâhyazade Arif #ifendi, daha rind ve kalenderdi: - Örg dinlemeyi pek sevdiği için başında sarığı, — Beyoğ- dunda kiliselere giderdi. İngiliz elçi- bulunduğu. Taşıdığı bastona tari- zen: “Bu firenk değnegi kimin?,, di- 'ye soran bir adama: “Ben onu Müs- lüman ettim!,, — deyişi ne güzel bir cevaptır! llğinde verilen balolarda da meşhurdür Saray sazendelerinden meşhur Ze- ki Ağa bir gün kendisine rastgelir. “Efendi Hazretleri, hacca gidiyorum, orada artık tanbur çalmaya tövbe edeceğim!,, — deyince — Arif — Efendi: 'Güle güle git gel, fakat tanburu Arafatta da çali,, tavsiyesinde bu- lunmuştur. Arif Efendinin tilmizlerinden Mu- rat Molla tekkesi ve Darüilmesnevisi seyhi. Mehmet Muürat Efendi, böyle deryâdil değildi. Celâlliydi. Bir gün devrin vezir ve kibarlarının da bu- dunduğu bir dersinde münasebet ge- — Bir deli gâvur gâvür deli.. Deli gâvur, Ekmeğin bayatını, her şeyin meye tekdir. ederim, gelir. Fakat bir de gâvur deli vardır, Evkaf Nazırı!, fını çalar! İşte bu yola getirilemiyor. vardır, bir. de bizim. bak- kaldır. kurtlüsunu, peynirin fenasını süre Camilerin kandil ya- Mecliste hazır bulunan nazır, ne ta rafa gizleneceğini, nasıl savuşacağı- m bilemez; bütün Vüklek şaşakalır. Şeyh Efendi yamanmış; kendisinden ders gören Cevdet Paşa Bir gün dehşetinden hizmetçileri ka- çırmış. Yalnız kalmış. Nâçar mutfa- Za girmiş. O aralık Darülmesnevi'ye Cevdet Paşaya, Küçük yetimler dün Eski adamlarımızda zarafet ve nükte tezahürleri #mür süren Hoca Hüsam, müstesna yaratılışta bir adamdı. Medrese tahsili gördüğü halde müderrisliği kabul etmemiş, bütün hayatını gayet fakirane geçirmişti. Yazan: ALI CAXİB YÖNTEM alık, hizmetçilik bana düş- | kaldım, a; tü, demiştir. Yine ona dalr fıkralardandır: Kibar- dan, fakat pek cahil bir adam, 40- kakta Şeyhe rastgelmiş: — “Hazret-i Mühamimed, Hanefi mi, Şafil mi?,, | diye sormuş. Şeyh, bu gaflete mer: hamet etmiş, bir dükkâna sokarak, mezheplerin sonradan teessüs ettiği- ni anlatmış. — Muhatabi- “Ha, şimdi anladım, bendeniz Hazret-i Peygam- beri Şafil sanıyordum, demek Hane- fi imişi, Şeyh çileden çık- miş: “Eyvah! zahmetime!,, diye di- garıya. fırlamış. Hoca Hüsam, daha başka yaratı. Tişta- müstesna bir. adamdır. Tam doksan altı yi ömür — sürmüştür. Medrese tahsili gördüğü halde va- zifeli — müderrisliği kabul — etmemiş, bütün hayatını gayet fakirane med- rese, tekke — hücrelerinde - geçirmiş, kendisine gençlere ders vermekle ömrünü tamamlamıştır. Bil- hassa Mesnevi okuturdu. Bir. müd- det Yediküle civarında bir tekkeye geçmiş, derse - başlamış. — Hocanın Mesnevi tedrisindeki mehareti, dev- rin Hükümdarı Abdülmecide akset- miş, derste hazır bulunmak istemiş. Ders, tekkenin camlinde verildiği için Evkafça oraya derhal bir mah- fil inşasına başlanmış, bunu anlayan Hüsam Hoca, hüsüsl — hizmetini ifa eden Mustafa Efendiye: “Şu pilipir- tıyı topla, bize sefer düştü!,, demiş, ve oradan derhal Eyüpteki Hatuni'ye dergâhina göçmüştür. Sultan Aziz devrinde Cihan Saras- keri adiyle göhret bulan Rıza Paşa, bir gün dersine girmiş, ayakta din- lemeye başlamış, — Hüsam — Efendi, bundan sinirlenerek — “Behey çocuk, dinliyeceksen, yere çök, Tup da hüzürümüzü ihlâl etme!, yince, bir cevap — bulamayan. pi derhal meclisi terkeder, saraya. Bi- der, Sultan Aziz, sorar: "Halinde bir. fevkalâdelik görüyorum, ne oldu?, Paşa anlatır. Padişah bunun Hüsam Efendi. olduğunu — tahmin eder, der ki: “Allaha — şükür, bu kaza senin başına gelmiş, ya benim başıma seydi, ne yapardım?1, Bir gün de yine Mesnevi dersi e- nasında hazır bulunanların biraz a. dkasız. kaldıklarını hisseder emrine hazır duran meşhür hizmet- kârı Derviş — Mehmede 'Derviş Mehmet, Jakin sen olsun hitap eder: bilirim, —anlamaz- Sın, 'ara sıra başını sallayı sallayıver, çünkü nutkum tu- tulüyor!, Bu ihtar hazır - bulunan- Jarı İkaza kAfi gelmiş. Hocanın me- nakıbini yazan Hasirizade Elif Efen- dinin risalesinde böyle hayli fıkra- dar vardır. İşte bu adamlar, medreselerin büls- bütün indirasa uğradıkları devirler- gençliğine bir taraf- tan fahriyen ve candan ders verir ken zarafetleri, de memleket mede. ni cesaretleriyle de larmış. dost filoyu gezdiler Mühtelif mücsseselere — mensup - yetim çocuklar dün Birleşik Amerika - | | Altınci Filosuna bağlı Ağır Kruvazör. U. &. 5. t Neva'ı siyaret et | Taişlerdir. Çocuklar, kendilerine ikram edilen ve biskilltleri ye- dikten senra zeybek vesair milli oyunlar oynayarak ve güzel — şarkılar söyleyerek Amerikan denizellerinin alkışlarını toplamışlardır. — Amerikm | firlerini gemiye kucaktarında İ kan denizcisinin küçük ziyaretçil ndan alâk çıkarmışlar Resimnde, tipik bir / Amerl: İ kucakladığı. görülmektedir. —| İsciler Birliki, hütün hatlarda grev ilân ettikten sonra, New-Yark Sehri Otobü Edebiyat-İlim-Sanat-T Sayfa 8 oN ÜN Biçlikinin otebürleri, 9 unen Avenue'deki garaja dönüyorlar. Grev, sirketin, Birlikin fikrini almadan dört makinleti kovması yüzünden ilân edilmiştr. Amerikadan inbbalar — | Amerikan mucizesini meydana getiren sır. Amerikan halkı, hayat standardı en yüksek olan memle- kettir. Buradaki refah ve bolluk, bir de kabiliyetli için hudutsuz olan imkânlar, göz ve gönülleri mıknatı gibi bu memlekete çekmektedir. Dünya Amerikaya niçin hayran' Geçen gün bir firma — reklâmına; “Küre-barzın milyonlarca insanı A-) merikaya gelmek hulyasını besliyor diye başlıyordu. Doğrudur. Fransa gibi kültürü ile mağrur bir memlekette bile bu işti- yakı gören bir insan sıfatiyle, bu id- dlanın doğruluğunu, altındaki istatis. tik rakamlarını okumaya Iüzum his- #etmeden anladım. Bu insanlar niçin Amerikaya — bu — kadar dirlar? Bu, sinema ve mecmua- Jarın propagandasının yarattığı ge çick bir fantezi, bir hâleti ruhiye mi- dir? Kismen belki öyledir. Fakat a- #il sebep, Aşikâr olarak şudur; Ame- rikan halkı, hayat standardı en yük- zek olan memlekettir. Birleşik Dev- letlerdeki refah ve bolluk, vir de ka- biliyetli insan için sınırsız olan im- kânlar, insanların göz ve gönüllerini mıknatıs gibi çekmektedir. Bu çekiş © kadar küvvetlidir ki, Amerikanın teknik ileriliğinin kütlür ileriliği mâ- nasına gelmediği, maddi kolaylıkların ve bolluğun da manevi saadeti ga- rantilemediği, hattâ bilâkis göçmen- derin çoğunun burada — “eski hayat hasretine" kapıldıkları hakikatını dü- sündürtmüyor. Meseleye daha ziyade şu zaviyeden bakılsa, Amerikayı takdir hissi daha sağlam ve makul temellere dayanır: Amerikanın bu yüksek hayat atan- dardının sebebi nedir? Bunu hazırla- 'yan sebepler ve bugün de kullanılan Metodlar içinde, kendi memleketimi ze de tatbik edebilecek taraflar var midir? Türk toprağı, Amerikan top- Yağı gibi geniş ve çeşitli “imkânlı, Türk soyu da hiç olmazsa Amerika- hlar kadar atak ve zeki fitratlı oldu. Na göre, böyle bir araştırmadan ancak fayda umulabilir. Bu yolda ya- Pılacak elddi ve derin — incelemeler muhakkak ki, çok ihtiyacımız vardır. * Komşüm sütçü John'un hayat se viyesiz “Amerikan hayat standardı ne de receye kadar yüksektir? İstatistikçi- der bunü rakamlarla bize söylüyorlar Rakamların kuru mücerretliğinden ayrılıp da, vasat bir. Amerikalının evine girersek, bunu gözlerimizle gö- Tüp anlayabiliriz. Meselâ, — komşsum John'u ele alalım. Bu genç süt dağı- tıcısıdır. Börden's kumpanyasında ay hiklı *memurdür, sabah 3 de uyanır ve halk uyanmadan evvel kapılarının önüne süt şişelerini bırakır. Ayda geliri vardır ki, bu, Türki- dira aylık Bu aylığın. dan başka da geliri yoktur. ile birlikte John'ün misafir gidelim ve bakalım nasıl ya- #ıyor. Kahvaltı masasına bir göz a- tın. Tereyağı, sütü mut laka görürsünüz. Elektrikli ekmek rumuna mümasil sayılır Okuyucu kızartma makinesi de gözünüze ili Miştir. Mutfağın bir. köşesinde gibi bir buz dolabi. çamasır ve Si pürge makineleri, bir k de ufak Hava gazı ve ve Kaşısının elbisesine dikkat edin, mükemmet olduğunu farkedeceksinli Bebek ise her türlü kolaylık ve v- yuncak ortasına kurulmuş, oynamak- tadır. Misafir odasındaki — muazzam & | televizyon makinesi ise derhal yüzü- Öğle yemeği, Adet Üzere, pek ha: rürsünüz. Vedalaşın evden ayrılırk kapılarındaki otomobile de iyice bir bakın: Oldukça yeni bir modeldir farklarla, pek çok vasat Amerikalı. nin hayatıdır. İşsiz güçsüz veya pek aşağı gelirli a ihtisaasiz. işci Yazan : Oğuz TÜRKKAN su musluğu, radyosu, külüstür bir sü- Pürge makinesi ve otomobili vardır. Sütü eksik defildir ve haftada birkaç defa sofrasında et (pirzola, biftek.. VA.) görür. Fakirlerin bile kızları, başka memleketlerde ancak hali vak- ti yerinde aile kızlarının giyebilecek- leri temiz, son moda - elbiselere ma- liktirler. Bir sene evvel giydiklerini ertesi seneye giymezler. Köpeklerini mi merak — ediyorsu- nuz? Süt içerler ve et yerler. Artık verirseniz maksadınızı anlamazlar. * Amerikan sistemi nedir Nasıl oluyor da Amerika, yalnız zenginine değil, işçisine ve fakirine kadar bu çeşit bir hayat seviyesi te- min edebiliyor? Memleket pek mi zengin? Altın madenleri mi dolu? Se- bep nedir? İk cevap kolaydır: Amerikan iz- tihsalinin büyüklüğü bunu mümkün kılmaktadır. Amerikada o kadar çok miktarda gıda, makine, elbise.. va. istihsal ediliyor Ki, herkese -ucuza - bir pay düşüyor. Bu sefer sual çatallaşıyor: - Niçli Amerika bu kadar çok istihsal yapa- biliyor? Hem halk, ucuz da olsa, bun. darı nasıl satın alabiliyor? Amerika- da İş ve hayat kazanına y çoksa (son hesaba göre işler nereden doğdu? Havadan düş- medi ya? İşte bu süallerin cevabı, çift keli- meyle “Amerikan Sistemi" - Ameri- kan mücizesinin sırrıdır. * “Çabuk ve ucur yapalım” - Attan Atoma: Yeni ve hür bir dünyada işe koyu- Jan ilk Amerikalılar, bugünkü- Ame- rikalılara da miras — biraktıkları © harikulâde pratiklik dehâsına malik- tiler. “Çok şeylere ihtiyacımız. var; bunları süratle ve ucuza nasıl ya- pabiliriz?” diye düşündüler. Hayvan ve insan gücünden daha iyi vasıtalar bulunamaz miydi? Yeni icat edilmiş olan istim bu sunle sanki bir cevap- tı. Amerikalılar, her milletten daha süratle bu icadı / benimsediler, eski üsülleri attılar, işlerini bu yeni kuv vete gördürdüler. Daha sonra benzin ve elektrik çıktı. Aynı sürat ve coş- kunlukla bunları da benimsediler ve hemen her sahada kullanmaya baş- dadılar. Bügün daha / müazzam. bir kudretin peşindeler. Atomu da pratik hale sokacaklarından ve derhal her sahaya tatbika bakacaklarından şüp- heniz olmasın? At, artık Amerikan sokaklarında görünmez olmuştur. — Bugün enerji kaynağı olarak Amerikadı. hayvan- lar yüzde 2, insanlar dn yüzde 4 nis- betinde kullanılmaktadır. —Amerika- da iş gücü e 4 makinelerin sırtın. dadır. * Kütle halind Amerikallar. tipik bir. Amerikan prensibine daha Varmışlardı:. “Masa Produetlon” (kütle halinde - imalâtı. Anlaşılmıstı ki, bir mal çok miktar. da yapılırsa (meselâ, hin — otomobil yerine yüz bin otomobil), beherinin paralı vatandaşın istifade edebilalği mah, şimdi yüz bin daha az paralı vatandaş bulabmektedir. çünkü fi- yatı kesesine elverişlidir. Ford oto: billerinin imalinde işte bu prensip hâkimdi. Bugün de televizvon, kütle Diğer çetin bir mesele de Nihayet pahalı olursa, ktan çıkmış, |. ucuza maledilebil- Dağıtım- malın fab. li Yolların ve taşı ifa-

Bu sayıdan diğer sayfalar: