15 Mart 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 3

15 Mart 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Korgeneral Von Choltitz PS mn Si zetemiz, o günleri örten esrar perdesini ' kaldırmaktadır. ” General Von Choltitz'in bize neşredilmek ü- zere verdiği hatıralarını Pariste şim- diye kadar neşredilmemiş bazı vesi. kalara istinat eden bir bitaraf gaze- tecinin notları ile tamamlıyarak 0- kuyucularımıza arzediyoruz. Bu ga: zeteci, İsveç Başkonsolosu Nordling in hususl notlarından başka İngiliz İstihbarat servisinin arşivlerinden de iztifade etmiştir. Neşriyatımıza; — Rusya, İtalya ve Normandiya cephesinde döğüştükten sonra, 1944 ağustosunun ilk günle- rinde âni olarak Hitlerin genel ka: rargâhına davet edilen General Von Choltitz'in hatıraları ile başlıyoruz: HİTLERİN HUZURUNDA 7 ağustos sabahi, — karargâhta 20 temmuzda — yaralanan ” general Sehumudt'un halefi, Ordu Zat İş- deri Daliresi Başkanı — Bürgdorf€ ile buluştum. Saat 12 ye doğru Genel- kurmay Başkanı Örgeneral Güderian ile büyük amiral Dönitz, günlük va: ziyetin —müzakeresi için karargâha geldiler. Saat 12.30 da General Burg- dorf£ ve daha genç bir subay beni Hitlerin sığınagına götürdüler. Dar bir koridordan geçerek Hitlerin ça- lışma odasına girdim ve asrımızın bu vcubesi ile İlk defa gözgöze geldim. Soğuk kanlı ve doğrü — düşünen, yaşlı ve daha tecrübeli generallerin Hitlerle görüştükten sonra yeni bir imanla kuvvet bularak ayrıldıklarını çok defa işitmiştim. Hitlere dertle Tini mutlaka dökmek ve onu behe, mehal ikna etmek azmi ile karşımı. na çıkan yüksek rütbeli genernllerin bile, Hitler tarafından, düşündükle- rinin tam aksi istikamette ikna edil. diklerini çok iyi biliyordum. Zaten Normandie cephesinde çok felâketli günler geçirmiştim. Muhare- be gırasında mükavemetimi takviye eden yegâne mülâhaza, devlet ida: resine kati kararlar hazırlıyabilecek fayetini gittikçe kaybeden Alman a: kerinin müstarip —maneviyatını çok kadar vakit kazandırmak 1di. Cephe- 'nin münhasıran bu gayelerle tutul- ması İcap ettiğini, ordu komutanına da açıkça ifade etmiştim. Başkomu: tanlığın doğrudan doğruya idare et. tiği Normandie — harekâtını başka türlü izah etmeye zaten imkân yoktu. Beş yıl sonra, bugün yine serbesti ftiraf edebilirim ki, Hitlerin yanına, hüsnüniyetle girdim ve kendisi tara fından ikna edilmeyi fazlasiyle isti. Nediyorum ki, Hit. lerin yanından ayrılirken harbi, mü: #ait bir istikamete çevirebilecek her hangi bir çarenin mevcudiyetine ik. 'na edilmiş olsaydım, çok bahtiyar o lacaktım. Bu görüşüm, rejime ve ik- 'Tah ettiğim idareye karşı duyduğum nefretle hiç alâkalı değildi. YENİ İSTANBUL İkinci Dünya Harbi — içinde Paris yıkılmaktan nasıl kurtuldu ? Hitler'in Paris” yerle bir etmek emrine Tiayet etmeyen Alman Generali Von Choltitz, Paris'i kurtaran yegâne şahsiyettir Yazan Korgeneral Von Choltitx Parle'in son Alman Komutanı bir nazarla baktı. Hayatımın kötü ge- çen bu santinde, muhatabımda göre- bildiğim yegüne insani hareket buy- dü. Hitler, Burgdorff'a sordu: “Ge- neralin haberi var mı?” Bürgdorff, tereddütle: “Umuml hatlarını — biliyor, e- fendim.” dedi. Hitler henliz sakin ve derin sesi ile partiyi nasıl teşkil ettiğini ve o za- man kendisine katılan bir kaç karar sahibi şahsiyeti anlatmaya — başladı. O zamandan beri partiyi öyle teşki- Jâtlandırmış ki, Alman milleti tama- men partinin eline geçmiş. Böyle bir parti teşkiltına malik bir. milletin, maflüp edilmesine — imkân yokmus Hitler, eski günlerden uzaklaşıp hale intikal ettikçe, heyecanı artıyor, sesi yükseliyor ve harbe, hele son hâd lere gelince, bağırmaya başlıyordu. Normandie'den ve ikinci cepheden dem vürüyor ve orada dövüşen Al- man askerini bana anlatmaya kalkı: yordu. Nefes almak için sustuğu bir andan bilistifade sözünü keserek: — “Efendim, ben Normandie cep- hesinde bulunan 84. kolordunun ko- mutanıyım. ve size, Hitler elini kaldırarak sözümü ağ- zıma tıkadı ve: — “Biliyorum. biliyorum,” diyerek devam etti. Bana kati bir muzaffe- riyetle neticelenerek düşmanı denize dökecek olan mukabil taarruzunu ca- 1 bir Ümitle anlatıyordu. CİNNETE DAYANAN BİR KİN Hitlerin, kendi kendini mi iknaa çalıştığını söylediklerine inanıp inan: Madığını, yoksa maiyetini, mukave- mete teşvik için bilerek mi aldattığı ni hâlâ anlamış değilim. Ben Nor- mandie cephesinden henüz ayrılmış- ftam; orada yedi haftadan beri uçak ve teknik vâsta yoksulluğu içinde, feci muharebeler vermiş Ve her türlü mahrumiyet içerisinde, muharebe ki- iyi anlamıştım. Hitler nihayet 20 temmuz sulkas- tına gelebilmişti. Kindar bir ruhun, dehşetli feveranına şahit oldum. Bü- tün mühalefeti bir çırpıda ele geçi- rebildiğini ve yokedeceğini yüzümü- ze karşı haykırıyordu. Tekrar edil- mesine imkân — olmiyan — İfadelerle konuşurken ağzı köpükleniyor vücu: du baştan başa titriyor ve dayandığı yazı masası bile sallanıyordu. Hudut suz bir Sabiyete kapılarak general. Çeviren Behçet Cemal leri sallandıracağını vahşi bir zevkle anlatırken, kan ter içinde kalmıştı. Karşımdakinin cinnet getirdiğine artık kani olmuştum. Milletimin bü- tün talihsizliği gözümün önünde be- lirdi ve Hitlerin yanında geçen son dakikalar, bana bir kâbus gibi geldi. Milletin, bir delinin elinde bulundu-. unu, bu delinin vaziyeti artık ihata etmekten âciz olduğunu ve ancak kendi kendini iknaa çalıştığını bilmek beni eziyordu. Artık Hitler, bağıra bağıra konuşuyor ve nafile yere ma- neviyatımı takviyeye çalışıyordu. “BU NE FACİAY Hitler nihayet sükünet bulabildi ve bana şu talimatı verdi: — “General, sizi Parise tâyin edi- yorum. En mühim menzil noktamız olan bu şehirde intizamı muhafaza edeceksiniz. Oberg (Fransadaki S.S. 've polis Amiri olan polis generali) ile irtibat tesis ediniz. Genel karargâh #ize her türlü munvenette bulunacak- tır. Sizi bölgenin askerl komutanı t yin ediyorum. Size, bir generale ve- Filebilecek en yüksek — salâhiyetleri vereceğiz. Siz, tanrruza uğrayan bir kale komutanının — bütün salâhiyet- lerine sahip olacaksınız.” Mülâkatımız sona eriyordu. Yeni- den yazı masasına doğru. ilerledim. O ana kadar Bürgdorff, iki üç adım gol gerimde ve refakatimdeki yar- bay da sağ gerimde bekliyorlardı. Hitler bana elini uzattı ve yüzüme emniyetsiz, zalim ve gayrı insani bir nazarla baktı. Odayı şaşkın, kendim- den geçmiş bir halde terkettim. Burg- dorff önümden gidiyordu. Kolundan tutarak geri çektim: — “Burgdorff, bu ne facladır!” o. muzlarını silkti: — “Ne yapacaksın birader?” Hitlerin, düşmanı denize dökebile- ceki hakkındaki kanaati ile bana ver- diği yeni vazife, birbirini hiç tutmu- yordu. Paris daha şimdiden kuşatıl- mış bir kale sayılıyorsa, Hitlerin, Pa- Fis önünde dövlşen orduların, düş- manı bu gehirden uzaklaştırabilecek- lerine olan inancı, ciddi olamazdı. Ve- rilen yeni vazife: Hitlerin, şehri harb sahasına çevitmek istediğini açıkça gösteriyördu. İstilâyı mağlüp edeceği hakkındaki sözleri ise, başkaları ve- 'ya kendisini kandırmaya matuf pa- Javralardan ibaretti. | Kuzeydoğu Anadoludan Kisarna köyü tadır. Belediye otobüsleri sizi şehir- | maya den alıp, tepelere doğrü kivrim kiv- | daki Tam tırmanan şöseden, ruhları yıka- yan bir güzellik içinde fındık, incir, karayemiş ağaçlariyle kaplı sırtları şehirden 6 km. mesafededir. Buradan Suya 2 km. kadar bir yolunuz var- dır. Bunu da yayan geçeceksiniz. Fa- kat ne zararı var!.. İki km. değil, 5 km. daha yolunuz olsa nasıl bittiğini anlamazsınız. Zira burada — tabiatla başbaşasınız. Hafiflediğinizi hisseder; rafınızı sardığını, nemli havanın te- ninizi öptüğünü görür, şehrin gürültü ve hayhuyundan uzakta, yeşil bir sessizlik içinde kaybolduğunuzu du- yarsınız. Renk mahşeri halindeki 1s- Sız meşe, gürgen, kayın ağaçlarının toplandığı ormanda nemli deniz mel- teminin ilâhi bir bestenin melodile- rini terennlim ettiğini hisseder, ha- fifçe gözlerinizi kapayıp kendinizden geçer, istemiyerek bir hayal âlemine dalarsınız. Güzel bir yaratılış karşı- sında duygülanmamanın imkânı var Ormanların dibinde, bir dereciğin içinde tek katlı bir kaç modern bina. Musluklarından ekşimsi şifalı bir su akıyor. Maden sularının — yaşayışımız ve sağlığımız Üzerindeki büyük tesirleri inkâr edilemez. Terkiplerinde bir çok madeni maddeleri ihtiva eden bu sular vücudun İç Ve dış ihtiyaçları bakı- mından bir çok hastalıklara önveren bünye bozukluklarını düzelti ların vazifelerini tanzim eder. Bilin- diği gibi, insan vücudu büyük ölçüde suda erimiş maddelerden — kurulma bir yapıdır. Maden suları - uzviyete gerekli bazı maddeleri beraberinde getirdiği gibi, uzviyette olup dışarı atılması Jâzım olan bir çok tortuları ve zehirleri de dışarı çıkarır halleler, Bu noktadan bakılınca Trabzon'un | tüne Kisarna maden suyu büyük bir fay- dayı haizdir. Tahlili yaptırılan suyun gu maddeleri mühtevi olduğu. görül- müştür: Bicarbonate de soude Chlorure de sodlüm Chlorure de potassium Sulfate de magnesi: lfate de sonde Sulfate de ehaux Carbonate de ehav: lice 00614 Öxyde de fer 0.0056 Alümine 0,0034 Bu t ve kafla | Ne yazık ki bu işlerde çalışacak işçiler hep danimaya a aşırarak Çatak'a kadar getirir. Çatak | - Korkunç yem Fa metle tahlit nn Sebeplerini &. Tamak Gakamını Tülbiliyoruz. Baskın, Bezüyüklen patar haber verildiği halde, bu kadar gid bük malkaln Hü düşünememiş, kendi dertleriyle meşguldü. Denilebilir ki Eskişe- hirde şahsi felâkete uğramamış adam bulunamaz. caddeler, sokaklar birer göl manza- ai arzediyordu. Bu civarda seylâ bin tabil bir neticesi olarak elektrik cereyanı da kesilmişti. bir at arabası buldum. ispetinde felâket sokuldum. Manzara, ürpertici di Suların çıkardığı lere, yılalan kerpiç duvarları tüleri ve felâketzede kadınların acı çığlıkları karışıyor, kiçük el fener- Tüzgüra tutulmuş ateş böcekle- | e geziyor, gecelik kıya. klarından fırlamış bin. yaptıldarını 'den sağa sola koşuyor ve kamyon: Jar, taksiler, arabalar dolaşıyorlardı. Bu arada, askeri garnion supları. ile"Delediye zabıta memurla. ının, polisin ve şoförlerin dikleri fedakârlığı görüp teselli bul- mamak mümkün değildi. dakârlık ve içtimal yardım duygu. sunun asll bir tecelli Eskişehir, en korkunç üç beş ölü vermekle atlattı. Ekiplerden biri, beşiğinde yapayal- miz birakılmış kundaklı bir. yavru. cağı, bomboş ben de seylâp dışına çıktım. kapanan gözlerimin yaşlarını yumruklarımla sile sile be- Saat 8. Vali orada: Ve köprü başı felâketten kaçan in: sanların mahşeri detli ve canavar a a Mi İ nız bazı mahallelerde tahliye terti- ati almakla iktifa etmiştik. Çünkü bize göre, Sarısuyun yeni meci takip ederek Forsuk'u kabartması ve uk kenarındaki aa fecl ve tüyler taşkının da Por haya intikal etmesi icap Nitekim 5 mart pazar akşamı saat 8.80 da, Porsuk'un şişerek evleri is tilâya başladığı hakkındaki ilk ha ber, Taştek'in caddesinden ve man adasından halkı tam bir uyanıklık ile sokakla- Ta fırlamış, evlerini tahliyeye başla- Sular, caddelerdeki iskara- sokaklarına da ri gibi eller: fetleriyle yat sokak sokak mışlardı. Jardan Yenimahalle yayılıyor ve bir kaç evin eriye eriye Körülüyordu. Saat 28 den Sonra, bu taşkın azaldı. derecede çekildi. saat 2 ye doğru yeni ve kara haber hepimizi de meşum bir sürpriz feca- ati ile mecrasına sığmadığı için eski yata- bulmuş, kiremit birer birer tahripten sonra, demiryo- dünun İki tarafındaki başlamıştı. Şehrin coğrafi durumunu bilenler taşkınları için bu hâdisenin çok büyük bir e- ve dehşeti demiryolunub öbür tarafındaki ma- arısuyun eski yatağı üs. kurulduğu. çöktüğü Esasen fe- hissedilir. eseridir. ki, bir. felâketi Bnı fabrikalarını bir evden — alırlarken kerpiç evleri tehdide suzluktan ve eski lediyeye geldim. miryolunu hemmiyet bir. geçidi ve hizasına şehir tarafındaki mahalleler de, Jar yolü kanalından istilâya Eğer İstanbul Köprüsü de- köprü vaktiyle yıktırılma- şehir içinde mecranın ağzı bir un fab. rikası yüzünden tıkanmasa ve kire- mit fabrikaları dolmasaydı, Saat dokuzda, on dokuz evin çök- Bu haber, suların muayyen bir mıntakada toplanıp kal- n ve kerpiç duvarları kemi: re kemire kendisine dan ileri gelen bir emrivâktin ilk işa. yerlerden, iratle menfezler ve meeralar yıkıntı devam edecek Fakat ciddi ileri sürebilmi için o fikri müşahedelerle de bes- 'mek Jâzim . geliyordu. altı arkadaşla birlikte eylâp mıntakasına Caddesini, bir nehirden tüğünü duyduk. demekti. nilen t birleşi civarındaki demiryolu menfezinden Azami kırk metre mikâplık bir mik- Muttalip Ovasına ve mecrasina gidecek, içinde baraj yapmıyacak ve bu. ka- dar büyük tahribata meydan kalmı: üpteki bir maden suyunun | ve suların şehre yayıldığı Aştah açtığı, hazmı — kolaylaştırdığı, | bepleri uzak bir. maziy ker | zideki hatalara mit felâi imkân yoktu. bir şehir mahvolacaktı. tarla geçen su, Porsuk ücuda getirn Bu mülâha- yacaktı. in geldiki eçer gibi at demiryolunun öbür. tara nefti renkli başkanı / şehri jeep hiddetle feleri yarm mahalleleri halkı emin yerlerde gelmiştik ki, motör pan yaptı. Sular gittikçe artıp birikiyor. | nız kalmıştık. yfa 8 Eskişehir su baskını nasıl ve neden oldu ? Eğer suların dağılmasına imkân veren yollar açılabilse mak ihtimali yoks tu. Olsa olaa beli« mize kadar ıslartır. dik. Onun için kor- kuya düşmedik ve etrafi tetkike baş- ladık. Bir. deneme olsun diye — elime Yazan: F. Ş. Yersel geçirdiğim — tahta parçasını suya Bu parça bizim civarımızdan elli metre kadar uzaklaştıktan sonra tekrar yanımıza geldi. O zaman an- kendisine bir mecra ve menfez bulamıyan su ire içinde dönmektedir ve biraz da- ha zaman geçince, dört mahallede bir tek sağlam yoktur. Biz böyle düşünürken, yan sokaktan bir sandal peyda oldu. Bl- zi ikişer ikişer alarak, Siloya götür- dü. Ben ikinci sefere kalmıştım. San- dal dönünceye geniş bir da- '€v kalması imkânı kadar, bulunduğum sahada ve Azami on beş dakika zar- fında on bir ev yıkıldı. " Bunlardan bir tanesi yanıbaşımızda denecek de- recede bize yakındı. Çati öyle bir maharetle ikiye bölündü ki, ben â- deta bir tiyatro perdesi açıldı san- dim: Dekor, tam bir yuva dekoru.. Beyaz patiska döşeli sedirleri, Üstü mermerle kapalı çiçekliği, vazoları... Duvarlarındaki aile fotoğrafları — ve bir çocuk beşiği ile bir dram ve tra. Jedi sahnesi, daklarımı Ağlamamak için due dim. Süyün ” Üstünde yüzen bir fötr çapkayı alarak, onu da bu dekorun içine fırlattım... Ve saat 14 de Siloya geldim... Bu esna- a yıkıntı miktarı 562 yi bulmuştu. Silodan İstasyon caddesine, — de- takip ederek geçebildim. urası da kırk Üç yıldan beri ilk defa, sularla dolmuştu. Demiryo- şehir — içindeki — eski mecrasına giren sular, Kanatlı un fabrikasının ve buradan duvarlarına - çarpiyor Hoşnüdiye mahallesine, cihetine - yayılıyordu. şerek Kanatlı fabrikasındaki düva- rın hedmi ve gerek sinden bir tahribafın Kolordu. bahçe- kanal açılması süretiyle kismen önlenmesi müm. da yapılamadı. Çünkü ve İrgat namına kim felâketle şahsen pen- zoruna düşmüşlera tahrip ekipi imkansızdı. Bir K artık böylece, yirmi saat onra başlıyan inhidamlar, salı ak- 500 rakamını aştı. Cumhur- ize geldikleri zaman gelen ve yıkılan ev açıkta kalan yürte otuz. bini. bulmuştu. yunları kalbleri ezik, neşeleri sönük iskan edile mleket ve hükümetin şu- urlu şefkatinin tecellisi ile tahakkuk ve kurtarıcı hamleyi lenin 'başlıyacağı — necat ünü bekliyorlar Zat Bi 'eeoğak di ada Saharnon Hulakin öi genei, C aG hayreayend ea el geralka j tüi — Gürtülem içn vapda. sekak Malkİsieri srnsnda civii ve | Yözük kHTAK Mlzükderde DAĞE, | DÜDi müür Kai eline koydum. Bana teşekkür dolu polisler barikatların arkasına yatıyorlar <ni Kizeettiremsinbletir -o Ahmet Hamdi Tanpınar baktıkça Adeta tecrübesiz buluyor, içimden bi: firden ziyade bir kapana tutulmuş her han; Sahnenm iDlRlNüin ddi Fenamcun sürda li b eei n MA DA ni e 'den düşüncelerden birini kovmaya çalışıyordu. NaT oğrlran aalel D a MABRC B0 . Sonuna doğru gülmeye bile başladı. bütün ömr hâkin an kaçmak ve kurtul Dışındakiler <A bale Ü Lüür Me0A, bi eli amdla vibt 10 Tti pollkke, YA aN Üe aC l ankP AAA — 7ehd aiçin va kasür aa Güğülür yenea biy TWi #öta blcdük ücüllMüK we Bd nn Kdi aai Ü, Hüi — Babal vor, içtikçe ya eleniyo '" le yaratılıştan geln bi ayıtsızlığı beraber | kadar fa: 'e UzuüN görünmüştü. Şi nemin bir mücevheri, bir 5 Tikönce FDD çe gPa rnğileaen b BAlNAD:. Te MEMRLK, tarlnliklüri. töker” l m Harla MN lktari “artık. Ve tekrer SÜĞü SRUŞ SAa Yanla Kaazmar Danan ga oma YA GEÜCA 4 maya başladı her şeye k du., O an ve v BKK g '1 w' m“.h' darın ti Paraşkevi'yi görür görmez Sa. man böyle oldu. Bütün kece Sabih t .(W hadi Wrlinli'ykan Yaadelalikların. Tji anın — solg n Hat MÜREÜL AÇ NK yaslrinda bur sekamı M adai gibi di M SN Mğlikor üane Za v | g du. Gülmen hut v geee ae a ğğnar ge yazakrani gb aa ga | MN LaNn otomat haline mektuplar gönderdikten sonra, Sabiha e ine yükü para gön- adamın bü son nankörlüğü üzerine mabeyne — müracaat Taber gitmek için mü- »yman Beyin bu yeni balayını Bununla b 'man Beyin kaderde üleyman Be ayrılmamak Sündüs Hanım, Avusturyaya. kaçmı Balkan Harb ilâyet kadar geniş, Süleyman Beyin tabiriyle an elinde - kaldığı için dört çiftlik, 'O kadar me hanımın. Preveze leyman Be aktiyle İstanbulda sa. mülkün kirasına kalmıştı. tın aldığı bir alınca Vi Bütün bunları bi dilen Süleyman Bey Bosnaya gelmiş annesinden dinlemiştik. Sabihanın annesi has- gözü daima yaşlı bir ka- adım attığından bir saat sonra, bütün harap olan sıhhatini, kocasından çek- iki dostunun an Beyin kız ve ik. yahatin mahsülleri; Hakikaten bedbahttı. Fakat ne bu talihsiz- de yüzünden okunan hastalığı — verem — en ufak tefar. 1al etmesine hiç de mâni olmuyor. Şikâyet faslı bittiği zaman Prevezede bırak- ve mülkün sayılmasına sıra gelmişti. 'ne hükümeti d çekmiş niha; karısına ve kızına ateşli ateşli — Devamı var — birdenbire kom. yerleşirler. Süjeyman Bey aki Sündüs Ha en gelirken be- ve altınlarla, Si Sabihanın babası nasıl yıkıldığını 35

Bu sayıdan diğer sayfalar: