1 Nisan 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 8

1 Nisan 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

;I-NisŞn 1;50 Cumartesi 8? kiloda dünya şampiyonu olan güreşçimiz MuharremCandaş, yanında 60 hakemin içinden seçilen 5 kişilik hakem grupunda yer alan ve bir diplema ile taltif edilen 'Türk hakemi Sadullah Çiftçioğlu, Celâl Atik, Stockholm'daki İkaz enstitüsünde ihtisas yapan Bayan Sabahat Kılar ve ağır siklet güreşçimiz Adil Candemir Türk konsblosluğunda verllen ziyafette bir arada. RESİMLERLE AKTÜALİTE Beş senedir patlamıyan 1000 kiloluk bomba imha edildi İkinci Cihan Harbinin en şiâdetli muharebelerine sahne - teşkii etmiş olan Fransada, mütemadiyen patlamamış mermi ve bombalar bulunmaktadır. Bun- Jardan bazıları askeri depolara nakledilmekte ve tehlikeli olan büyükler ise dukları yerde imha edilmektedir. Paris elvarında Plölm kasabası yakınları bulunan 1000 kiloluk bir bombanın nakline imkân görülememiş ve uzaktan Imhasına karar verilmiştir. Bombanın imhası için lüzumlu tertibat alınırken, iİmha ameliyesinin fotoğrafını çekecek olan bir gazeteci, kafasını miğferle muhafaza ederek makinesini-ayar ediyor. AA SŞ ayakla birbirlerine yaklaşırlar ve mücadeleye girişirler. BİR £ UZUNLUK. NİSBİDİR. Belçikalı dev Fernand esnasında uzun boylu (1 metre 90) bir Pransız polisinden yol soruyor. Dünya ikinciliğini kazanan gençlerimiz Yeşilköyde merasimle karşılanacak Resimlerle Dünya güreşleri 1 Stockholm'dan dönen arkadaşımız Sacid Öget anlatıyor | ya tahakkuk Muharrem .w Gördüğü rü eden güreşçi: Candaş, iki gün evvel dünya şampiyonu olacağını Nuri Hocaya şöyle anlatıyordu : Dün gece rüyamda karşıma 3 lokma koydular. Üçünü de yuttum. Bunu dünya şampiyonu olacağıma yoruyorum,, Stockholm'da büyük bir talihsizlik yüzünden Gre- ko-Romen' dünya. ikinciliğini kazanarak, üstün güreş takırmı olduğunu ispat eden Türk milli ta- kami bu sabah erken saatte İstanbula dönmüş olacak- tır. Güreşçilerimizin kargılanması için Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü tarafından bir karşılama programı ha- zırlanmıştır. Bu programa göre, Bölge ve Spor Kulüpleri mümüssilleri “güreşçilerimizi * Yeşilköyde karşılayacak- lardır. Güreşçilerimiz, bu sabah saat 8 de memlekete dön- müş olacaklardır. Güreşçilerimizin karşılanması Müli Türk Talebe Birliği de bir program hazırlamış bulunuyor. Stockholmda bütün dünya milletlerinin iştirak et dünyanın en cektir. ediyoruz. Final müsabakasindan: önceki - son | MNMIEAAI karsılaşma ddi Müharrem — mindere çakarken. salondaki 'Türklerde heye- San 'son heddini bulmuştu. — Fakat | Muharrem. müsterih ve rahatlı. Genç güreşçimiz bir gün evvel gördüğü bir rüyaya tamamiyle inanmıştı. Bü- | yasını o sabah etelin salonunda ar irenör Nuriye şöyle anlatıyordur " Hoca, dün gece rüyada önüme üç lokma koydular. Üçünü de ye öi Hoca hiç ehemmiyet sordu! g.. Ne olmüş yaniz. D Ne olmuşu var mi? Bu demek- tür Ki Üç güreşi de kazanacakım. T Desene Ki işimiz rüyaya kaldı. | — Hoca, vallahi öyle değil.. Bun- | dan önce 'bir çok münim. müsaba- | Kalara çıktım. Fakat hiç - birinde Başıma böyle bir gey gelmedi. Uya- nir uyanmaz rüyayı hayra yordum. Ve kendi kendime şöyle tabir ettim: Dünya şampiyonu - olacafım. vermeden | Sonra dört :NME TÖRENİ 10 aralık Lonârâda Fulham Metodist kilisesinde Miss Barbara Sehofleld adın- daki bir misyoner resimde gördüğünüz Afrikalı bu çiftin nikâhını Backelarü (boyu 2 metre 40)5 şantim, Parisi ziyareti Resimde, damat ve gelini mili kıyafetleriyle görüyorsunuz. Damat (solda) bir hukuk talebesi ve gelin de bir öğretmendir. iymıştir. Türk sporcusundan —maada — Türk hakemine de — geref, kazandıran Sadullah Çiftçioğlu — İnşayah... İnşallah dünya şam- piyonu olacaksın. Yalnız bunun rüya ile alâkası yok.. Senin sakin — dün gece yorganın kısa gelmiş olmasın. Hocanın Jâtifesine — herkes gül- müştü. Fakat Muharrem hakikaten çok elddi ve rüyasına inanmıştı. İşte bu maça da aynı inançla çıkıyordu. Muharrem bu güreşini de kazanıp finalde Norveçli Andersen'le başba: ğa kaldığı zaman onun buü rü- yasına inananların başında bu sefer Nuri Hoca geliyordu. Final gecesi ilk müsabaka - bizim Muharremle Norveçlinin - arasında. Otelden müsabaka salonuna hareket ederken herkes kurulmuş bir zembe- rek gibi... Çünkü 10 final güreşinin 5 ine iştirak ediyoruz. Halil - Kaya İtalyan Lombardi ile 2 nci ve 3 ün- cblüğü paylaşacak.. bunun yanında iki tuş veya bir tuş, bir sayı hesa- biyle galibiyet kazansak takımımız dünya şampiyonu olacak.. kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Çocuklara bir #ey“soruyorsunuz, duymuyorlar. Yal- 03 bir kişi rahat ve müsterih: Mu- karrem Candaş. « Yeneceğim, diyor, Norveçli An- hersen'i tanırım. Yeneceğim... Hem de tuşla, Derecesi belli veşbu gece mindere Stockholm güreşlerinin en parlak güre 'Türkler tarafından omuzda taşı tiği en teknik bir spor branşı memleketimize bir dünya Muharrem Candaşa, Gazetemizin de çok kıymetli bir kol saatini hediye edeceğini yazmıştık. Muharrem Candaşa Türkiyede mevcudu bulunmıuyan ve dünyanın bir çok yerlerinde de henüz satışa çıka- yılmamış olan bu çok kıymetli yeni icat çalar Kol sa- ati kendisine bu gün gazetemiz idarehanesinde verile- Bu saatin diğer bir hususiyeti, nünü göstermesidir. Memleketimize güzel bir şampiyonluğu hediye eden Muharrem Candaş'ın da, ga- zetemizin bu hediyesinden memnun olacağını olan Greko - Romende şampiyonluğu hediye eden içinde ay ve gü- dünya tahmin çıkmıyacak olan Adil Candemir tas- dik ediyor: — Yeneceksin tabil.. Ben de es- kiden bir rüya görmüştüm. Aynen çıkmıştı. Güreşçiler salona girince Muhar- rem doğru soyunma odasına gitti. Emin olun salonda bulunan — Türk kolonisinin âsabı güreşçilerinkinden çok gergin. Stockholma geldiğimizden beri her türlü müşkülümüzü yenmek — husu- sunda bütün alle efradiyle çırpınır. casına uğraşan — Bay Âkifin heye- candan rengi atmış.. Bay Âkifi size tanıtmayı unuttum. Genç yaşında ailesiyle beraber Stockholmda yerle- şen bu Türk taciri uzun — seneler- den beri İsveçte bulunmaktadır. — Sizleri görünce vatanımı gör- müş gibi oluyorum. Diye bizim güreşçilerin boynuna sarılan bu misafirperver ve / centil- men Türk şimdi / kabından taşmak Üzere olan kaynar su gibi yerinde duramamaktadır. Güreş başladı. Bunun — tafsilâtını dünkü nüshamızda okuduğunuz için tekrara lüzum yok.. 7 dakika 35 niyede Muharrem, şahlanan kuvve- tiyle Andersen'in — sırtını yere de- virdiği zaman herkes T dakikada içinde biriken heyecanı / birden bo- şaltıyor. Bu kiminde alkış, kiminde göz yaşı şeklinde tecelli ediyor. Muharrem omuzlarda — minderden inerken ilk işi Nuri hocaya hitap et- mek oldu: — Demedim mi idi Hoca?, Fakat Nuri Hoca heyecan içinde, Necip Ersesin hazırladığı filme mü- sabakayı anlatmak için mikrofon ba- gında Jaf yetiştirmeğe uğraşıyordu. Yanımda United Press'in - İsveç muhabirlerinden biri oturuyordu. Ba- 'na eğilerek dedi ki — Biliyor musunüz, bu. müsaba- kayı Candas —İsveçliler Candaş di yemiyorlar— kazanınca Çok sevin. dim. Bunun iki sebebi vardır. Birin- cisi rakibi İsveçli değildi. İkincisi; dikkat etmiyor musunuz?,. - Canadş fıpkı — İsveçliler gibi.. — sapsarışın. İnsan bizimkilerden biri zannediyor' Salonun alkıştan inlemesi — acaba bundan mi di dersiniz? Giyinme odasına kadar Muharre- Türk hakeminin kazandığı zafer Sadullah Çiftçioğlu, 60 hakem içinden elene elene seçilen beş kişilik hakem grupunda kalarak bir diploma kazandı Stockholmda güreş müsabar kalariyle beraber ikinci bir mü- sabaka daha devam ediyordu. Fakat bu müsabakanın kimge farkında değildi. Bu, hakemler arasındaki müsabaka Idi Güreş- lerle beraber başlayan bu seç- meye 16 millete mensup 60 ha- kem girmişti. Türkiyeyi yalnız Sadullah Çiftçioğlu temsil edie yordu. Yeni puvantaj usülüne göre hazırlanan ve üç gün kurs gör ren hakemler, müsabakalarda- ki hakemlikleri sırasında da not alıyorlar ve fena not almış e- Janlar elemeye tâbi tutuluyor- lardı. Müsabakaların inkişafı ve b lerlemesiyle beraber her gün ha- kem adedinin azaldığı görülü. yordu. Nihayet final akşamı, 60 kişinin içinden yalnız beşi kal- bur Üstü kalabilmişti. Bunların arasında Sadullah Çiftçioğlunun da bulunuşu bizim için ayrı bir iftihar vesilesi oldu. Sadullah Çiftçioğlu final mü- sabakalarında iki maç idare e- derek başta geliyordu. Müsa- bakalardan sonra verilen zi fette Türk hakemi / merasimle diplomasını aldı. Güreş müsabakaları bittikt sonra — yarışı/ müvaffakıyetle bitirmiş olan kıymetli hakemi- mizle müsabakalar etrafında konuştum. Sadullah Çiftçioğlu gunları söyledi '— Görüyorsunuz ki büyük ganssızlık yüzünden takım tas- nifinde şampiyonluğu kaçırdık. Ayrıca ferdi tasnifte de üç dün- 'ya şampiyonluğunu kaçırdık de- sem mübalâğa olamaz. Bu mü- sabakalarda Macarlar ve Finle- rin eski durumlarına göre bü- yük kalkınma gösterdikleri belli olmuştur. Bunların peşinden de Mısır gelmektedir. Serbest gür reşlerde favori Türk takımıdır. Fakat bu sınıfta da bize rakip gene İsveçlilerdir. Amerikalılar Serbest güreşlere iştirak edecek olurlarsa o zaman, İsveçin yeri- ni onlar alırlar. Yani önümüz- deki gerbest güreş karşılaşma- Jlarına Amerikalılar da girdiği takdirde, Türkiye - Amerika ve İsveç arasındaki çekişme çok çetin ve bizim için galebe her zamankinden güç olacaktır.” 8. Öget 'mi güç götürdük. Yolunu kesen ka- dınlı erkekli yüzlerce seyirci, bu mü-| sabakaların ilk dünya şampiyonunal defterlerini imzalatmak için — âdetal birbirlerini çiğniyorlardı. Sarışın ve hakikaten zarif bir İs- veçli kız defterini imzalatırken — bul kuüvvetli Türk çocuğunu #deta ken-| dinden geçmiş bir hayranlık içinde| seyrediyordu. Nuri Hocanın sesi, bu. hakikaten| oriğinal sahneyi/ bozdu: — Çabuk imzayı at oğlum. mire telgraf çekerim ha: t lalli Kaya tuşla kazandığı zaferlerden Sacid Öget birlnl elde ettikten sonra

Bu sayıdan diğer sayfalar: