11 Mayıs 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

11 Mayıs 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 2 Hukuki bahisler : Nasıl oy vereceğiz? Yazan: Seimçlere pek az kaldı. Pazar gü- 'nü mülletvekilimizi seçeceğiz. Bunun için de oylarımızı kullanacağız. Se- çim Kanunumuz bu — hususta, bi hükümler kabul etmiştir. Vatanda- Şın bunlara riayet ederek / oylarını vermesi lazımdır. Aksi takdirde oyu | hesaba Katılmıyacaktır. Oy vermek nasıl vatani bir. vazife ise, oyunu, ziyan ettirmemek de öyüe bir vazife- dir. Kanunumuz pek yeni olduğundan bu işlerde hep acemiyiz. Her ne ka- dar İstanbul İl Seçim Kurulu geçen- derde neşrettiği bir. tebliğ İle bazı noktaları aydınlattı ise de seçim gü- nünün pek yaklaştığı bu — mıralarda nasıl oy vermek Jâzım geldiğini ha- tırlatmakta fayda umuyoruz. İlkönce pazar günü oy verme saatleri içinde, yani sabahın sekizin- den akşamın beşine kadar umum! eğ- lence yerlerinin kapalı olacağını, eğ- lence yeri vasfını haiz Jokuntalarda yalmız yemek verileceğini, o gün mümi İçkili yerlerle Umumt mahal- lerde her çeşit ispirtolu içki verilme, Sinin, satılmasının, — içilmesinin ve herhangi bir suretle ispirtolu içki sa- tılmasının yasak olduğunu, ordu ve zabıta mensuplarından başka / hiçbir kimsenin silâh taşıyamıyacağını ha- tırlatalım. Sandık başına saat beşten sonra gelenler oy veremezler. Ona göre ih- tiyatlıca hareket edip geç kulmama- ya dikkat etmeliyiz. Evden çıkarken, de seçmen kartımızla nüfus kâğıdımı. Za veya resmi makamlar tarafından yerilmiş hüviyet varakamızı yanımı za almayı unutmamalıyız. — Sandık kurülü, elimizdeki kartın sahibi. ol- duğumuzdan şüphe ederse, hüviyet cüzdanı ibraz etmemizi — isteyebilir. Mamafih hüviyetimizi, sandık kuru- Tunca maruf iki seçmen mariteti de tesbit ettirebiliriz. Sandığın, kapalı oy verme yerinin 've sandık kurulunun yerleştiği ma> hallin 100 metre mesafesi içinde kı Jan yerlere (Sandık yeri) — denilir. sandık yerinde İntizamın sağlanması sandık kurulu başkanlarına aittir. Onların bu maksatla aldıkları tedbir. lere riayet etmemek bir suçtur. San- dık yerlerinde kurul üyelerinden, Se- çim Kanünniyle — vazifelendirilenler. den ve seçmenlerden gayrı kimse bu- Tunamaz. Silâhli ve li kim-. selerin sandık yerinde bulunamıya- Cağını kanun açıkça söylemiştir. Si- Jâhlı kuvvetlerin bulunması için san- dik kurulu başkanının lüzum gör- jmesi Ve davet etmesi lâzımdır. Tabil dâvet edilen zabıta memurlarının işi bitince sandık yerinden ayrılması 1- cap eder. 'ten başka işimiz ç Haztaların, sakatların kanun emretmektedir. Ye rakılmıştır. Sıramız gelince - sandık Kurulunun önüne gideceğiz. Başkan kütük listesinde adımızı bulacak ve bize bir zarf verecek, biz de zarfı Aalınca dosdoğru bize gösterilen ka- Palı oy verme yerine gideceğiz. Oy vermeden başka yere gitmek ister gek zarfı elimizden alacaklardır. Kapalı oy verme yerinde masa, ka- lem, boş beyaz kâğıt ve matbu oy puslaları vardır. İstersek matbu pus- Jaları aynen zarfa koyarız. İstersek beyaz kâğıda seçtiğimiz adayların öz ve soy adlarını yazarız. Matbu ©y puslalarından birini alıp — yazılı isimlerden dilediğimizi silmemiz ve yerlerine başka partiden veya müsta- kil adayların isimlerini yazmamız da. mümkündür. Dikkat edilecek nokta, gerek oy puslalarının ve gerek zarf- Jarın üzerine imza, mühür veya her- hangi bir işaret konulmamasıdır. Ya-| zıların da okunaklı olmasına dikkat etmeliyiz, zira okunamıyan isimler sayılmıyacaktır. Bir adayın — ismini birden fazla yazmanın faydası yok- tur. Keza aday sayısından fazla isim yazma da faydasızdır. Bir zarfa bir- 'Gen fazla pusla koymamalıdır. Zira bunlar aynı isimleri ihtiva ediyorsa ancak bir tanesi muteber tutulacak- tır, isimlerde fark varsa hiç biri sa- yılmıyacaktır. Tabli, oy puslalarını beyaz ve çiz- Bisiz boş bir kâğıda evimizde yazıp veya yazdırıp sandık başına gelme- Döçent Dr. Nurullah Kunter miz de mümkündür. Keza — sandık yerinin dışında muhtelif partilerin ve Müstakil adayların hiçbir. — süretle propaganda yapmıyarak elimize tu- tuşturdukları öy puslalarından biri- ni de kullanabiliriz. Fakat oy pusla- mizi muhakkak kapalı yerde zarfa koyup kapamamız lâzımdır. — Kapalı 'Oy Verme yerinden zarf kapanmış olarak' çıkmalıyız. Kapalı yerde fazla kalmamamız Jâzımdır. Bizden sonra gelecekleri de düşünelim. Bir sandığa 300 - 500 ki- #i rey vereceğine ve sandık dokuz saat açık kalacağına göre adam ba #ına İki dakikadan fazla düşmediği meydandadır. Bunün bir — kasmi da sandık kurulu önünde geçeceğinden kapalı yerde işimizi çabuk — görme- miz icap edecektir. Kapalı oy verme yerinden elimizde kapanmış zarfla çıkınca doğru san- dığa gidip zarfı bizzat atacağız. Son- Ta kütük lstesinde ismimizin hiza- Sına İmzamızı atıp seçmen kartımı- Zi geri alacağız. İmza - edemeyenler Sol elinin başparmağını basacaktır. Malül olanlar ne yapacak diye dü- şünmeyiniz. Kanun onları da düşün” müştür. Malül olanlar — seçmen bir akrabası, yoksa herhangi bir secmen yardımiyle oylarını — kullanabilecek- lerdir. Fakat bir seçmen birden faz- İn malüle — refakat — edemiyecektir. sandık başına gelemiyecek cian ma- löller ve hastalar namina rey veril- mesini kanun kabul etmemiştir. Oy verdikten sonra sandık başıı dan ayrılmamız Jazımdır. İhtara rağ- men ayrılmamak veya herhangi bir müdahale, telkin veya tavsiyede bu- Tunmak bir suçtur. Hatırlatalım ki sandık başı işlerir den dölayı sandık kurullarına seç- menlerin itiraz hakları vardır. Ku- Tul derhal itirazı tetkik edip seçim yerinde kararını tefhim — edecektir. Bu karara karşı seçmen itiraz eder- e kararla birlikte itirazın zapta ge- girilmesi lazımdır. İtirazları tutana- Za geçirmemek suç olduğu gibi, oy vermenin yolunda cereyanını - gecik- tirmek gibi kötü niyetle İtirazda bu- Tunmak da bir suçtur. Artık vazifemiz bitmiştir. Kanu- 'nun görevlendirdiği kimseler oyları #sayacaklar ve neticeleri ilân edecek- derdir. Pek meraklı iseniz aleni olan sayımı takip edebilirsiniz. Bazıları- 'niz her halde radyolarınızın başın- da bütün — memleketin neticelerini beklemeyi tercih edecektir. Sayım İşi aralıksız devam / edeceğine göre birçok yerlerin ,neticelerinin o gece belli olabileceği “tahmin — olnabilir. Radyolarımızın o gece, - husüsl / bir program tatbik âdtrek sayım netice: deri belli oldukça ilân — edeceklerini Dünya Enerji Konferansı 'Temmuz başında Londrada toplı 'nacak olan Dünya Enerji konferan- sında memleketimizi İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Pro- fesörlerinden Malik Kecer temsil e- decektir. g<—— sSPOR İngiliz Sunderland takımı bugün geliyor Şehrimizde 4 maç yapacak olan İngiliz profesyonel likinin en meşhur takımlarından “Sunderland,, — futbol takımı bugün sant 10.30 da bir KLM uçağı ile Yeşilköye gelecektir. 'Sunderland'ın şehiimizde yapacağı maçlar merakla beklenmektedir. Basketbol takımımız bugün Lübnana İstanbul Karması Basketbol takı- mnımız büglün bir uçakla Lübnana ha- reket edecektir. Muhtar Sencer, 'Tur. Kut Atakol, Recep Oganın idaresin. de; Dr. Ali Uras, Samim Göreç, Er 'tem Göreç, Yalçın Granit, Sacit Sel düz, Erdoğan Partener, Cemil Sevin, Yılmaz Gündüz, AtIlA Ertem, Koçe Frido, Ayhan Öz, Sadi Gülçelik, An- Ççus gitmektedir. Takımımız Lübnan. da 4 maç yapacaktır. YENİ İSTANBUL ŞEHİR HABERLERİ ) Aldoğan, dün kefaletle serbest bırakıldı avukatların Bu kararı, teşebbüsü üzerine Asliye Ceza hâkimi ver: Hükümetin mânevi şahsiyetini tah- kirden sanık olan General Sadık Al doğan dün 1000 lira kefaletle tahliye edilmiştir. Hakkında esasen mevcut olan tev kif kararının İkinci Ağırceza Mahke mesince tasdikı Üzerine iki gün ev vel radyoda yaptığı konuşmadan son. 'Ta tevkif edilen Alâoğanın avukatla- Tinin Sorgü hâkimine yaptıkları tah- diye talebinin reddedilmesi — üzerine dürümü inceliyen Asliye Ceza Mah- kemesi, kendisinin 1000 Jira kefalet le tahliyesini uygun görmüş ve ge- neral dün saat 11.30 da serbest bıra- kılmıştir “Bandırma” vapuru Napoliden hareket etti Ansaldo tezgâhlarında — inşantı bi- 'ten Bandırma vapuru Napoliden ha- reket etmiştir. Pireye uğrayacak 0- 'N gemi, iki üç güne kadar li mıza gelmiş olacaktır. Üniversitede yabancı dil imtihanları Üniversitenin muhtelit — fakültele- rinde haziran devresi yabancı dil im- tihanlarına başlanmıştır. İmtihanlar önbeş gün sürecektir. Bu sene faktii- telerde mayıs sonunda dersler kes decektir. Haziran — başından itiharen de fakülte imtihanlarına başlanacak- SEÇİM H İstanbul Valiliğinden Vatandaşlarca. nüdür. Bu suretle çok partili 5545 Sayılı Seçim Kanunu bu Yapılan sözlü ve yazı 'ba günü sona ermiştir. Bu sebeple dantı yapılması ve bu maksatlarla veya yazı il saktır. miyacaktır ayrılmayan veya herhangi mağn kalkışan kimseler: için bir veya birkaç seçmene para, Jarın asılı süretlerini yırtan, bozan, edenler veya verenler, veya başka bir yerde bulunanların İçin 545 sayılı Milletvekilleri Kümler mevcuttur. Kanun hükümler katle alınmış bulunmaktadır. den sakınacaklarına ve çok partil bulunmaktayım. Vilâyetin resmi tebliği bilindiği Üzere 14 mayıs demokratik hayatın milletçe — heyecan ve alâka ile beklediğimiz seçim gününe yaklaşmış bulunuyoruz. Se- çim günü vatandaşların emniyet ve sükün içinde oy vermeleri, milli iradenin selâmet ve sıhhatle tecellisinde esaslı ve mühim bir noktadı eskir yasaklar ve cezalar derpiş etmiştir. Bunların zaman zaman hal- kımıza duyurulmasında fayda görülerek önemli maddeler yayımla ve radyo konuşmalariyle açıklanmıştır. Seçim arifesinde — bulunduğumuz #u Zünlerde kanunun seçimde huzuru muhafaza bakımından suç say- /dağı filllerin bir özetini vermeyi lüzumlu ve faydalı buldum: propagandaların süresi on mayıs çarşam- umuma açık yerlerde propaganda ve seçim, — propagandası için top- 'ne Şüretle olursa olsun seçimin düzenini bozabilecek veya oy verme- nin tam bir serbestilikle yapılmasına fesir edebilecek mahiyette söz propaganda yapılması ve asılsız şaylalar çıkarılması ya- Oy verme günü olan 14 mayıs pazar günü oy verme müddetince umuma açık yerlerde ve umümi mahallerde İspirtolu içki — verilmesi veya içilmesi veya herhangi bir suretle açık veya kapalı şişelerde is- pirtolu içki satılması veya satın alınması memnudur. O gün oy verme müddetince, ordu' ve zabıta — mensuplarından ve zabıta yardımcılarından başka hiç kimse silâh ve yars Bu yasaklara aykırı hareket edenlerle: 1 — Oyunu kullandıktan sonra İhtara rağmen sandık — başından ir müdahale, telkin veya tavsiyede bulum ? — Kendisine veya başkasına oy verilmesi , menfaat ve salr kiymetler teklif ve vâdeden veya veren ve yabut resmi, umumi, vazifeler veya hususi hizmet ve menfaatler vâd veya temin edenler, $ — Kurullarca oy verme ve seçim neticelerini gösteren tutanak- 4 — Oy verme sırasında seçme yeterliği olmadığını bildiği halde veya başkasının ismini taşıyarak bir sandıkta oy vermeye — teşebbüs 5 — Sahte seçmen kartı tanzlm edenler, bunları kullananlar, ölen tahrif ederek kullananlar ve bu hareketlere teşebbüs edenler, —— » haleldar edici teşebbüs. ve hareketlere karşı gerekli tedbirlerimiz. dik- İstanbul hemşehrilerimin kanunun suç saydığı fili ve hareketler- ile beklediğimiz seçim gününü sükün ve olgunlukla geçireceklerine emin Mesken derdir halline doğru Ucuz Belediye evleri için proje müsabakası açılıyor İnşaat dört ayrı yerde yapılacak, spekülâsyona meydan vermemek için mahaller Belediye tarafından — yaptırılacak vcuz. meskenlerin inşa hazırlıkları hizla devam ediyor. Bu evler beyer, T binalık Bloklar — halinde bir. veya İKi katlı olacaktır. — Belediye İmar Müdürlüğünde binaların tiple- rine ait projeler hazırlanmaktadır. Ayrıca mühendis ve mimarlar ara- sında da ev tipleri için bir müsaba- ka tertip edilmiştir. Beğenilen proje- nin sahibine para mükâfatı verile- ceki gibi evin tipine de mühendis ves 'ya mimarın ismi verilecektir Bölediye inşaat yapılacak arsaları da tesbit etmiştir. Bunlar şehir için- de ve dört ayrı yerdedir. Spekülâsyon mevzuü — olmaması için yerleri gizli tutulmaktadır. Ayrıca evlerin inşa ve tevzi işleri- le taksitlerin müddet ve ödeme ge- killeri hakkında bir. talimatname taslafı hazırlanmıştır. Bu taslak Şe- hir Meclisinin haziran toplantısında görüşülüp kabul edilecektir. Bu tali- matnameye göre evler, resmi ve hu- susl yerlerde çalışan az kazançlı kim- selerle küçük esnaf ve işçilere dağı- tılacaktır. Ödeme müddeti 15 sene- dir. Ayrıca bir de kollektif sigorta kabul edilmektedir. Bu suretle mese- JA aile relsi memur iken vefat edip te ailesi taksitleri ödeyemiyecek ziyete düştüğü takdirde evden çıka- Yılmaması, ancak bu kollektif sigorta AKKINDA pazar, öy verme gü- mniyeti sağlamak amaciyle mü- 11 mayıstan İtibaren umumi veya yayınlarda bulunulması veya her x ület taşıya- veya — verilmemesi kaldıran kimseler, kartlarını — kullananlar, çalanlar, Seçimi Kanununda ağır cezal hü- ni ve seçim emniyet ve huzurunu hayatın milletçe heyecan ve alâka T şimdilik gizli tutuluyor ile mümkün olabilecek gorta ödiyecektir. Bu evlerin inşası için Belediyenin elinde 4 milyon lira Vardır. Bu, mü- tedavil sermaye olarak — kullanıla- taksitleri si- caktır. Yapılacak evlerin taksitleri ile faizlerinden her sene bir buçuk milyon lira elde edileceği hesaplan. maktadır. Bununla inşaata devam e- dilecektir, Haziranda eksiltmeye çı- karılacak olan ucuz evler inşaatı ta- ahhüdüne yabancı firmalar da iştirak edebileceklerdir. Coğrafya Haftası, dün akşam sona erdi Türk Coğrafya Kurumunun tertip ettiği 6.ncı Coğrafya Haftası dün ak- şam sona ermiştir. $ mayısta İstan. Bul Valisi 'Dr. Fahreadin Kerim Gör kay tarafından açılan haftaya, Pro: fesör AlI Macit Arda başkan seçilmiş ve çalışmalar, Mini Eğitim Bakanlı: fanın izinli saydığı coğrafya öğret. menleri ve ilim adamları tarafından büyük bir ilgi İle takip edilmiştir. Coğrafya Haftasının programında, tabil, beşeri ve iktisadi. coğrafyanın çok çeşitli konularını içine alan 35 könferana. bulunmakta İdi. Bu kon- feransları, ilgili ilim adamları ve öğ. retmenler arasında yapılan münaka- #alar ve fikir testileri takip etmiş, Memleketimizin coğrafyasına ait ye ni fikirlerin sunulmasına fırsat hi Sil olmuştur. Haftanın devamı müddetince — her Kün sabahın erken saatlerinde Coğ- Tafya Enstitüsü dershanesini doldur. maya gelen coğrafyacılar, gayet kı- a bir Öğle tatilinden sonra akşamın geç vakitlerine kadar ilmi çalışmalar Tına devam etmişler, pazar gününü de Prof. İbrahim Hakkı Akyolun baş- kanlığında — Büyükadaya — yaptıkları bir coğrafi geziye tahsis eylemişler- dir. Hür Rumenlerin toplantısı Şehrimizde bulunan “hür,, Rumen- der, memleketlerinin — mülli ” bayramı münasebetiyle dün saat 11.30 da Be- yoğlunda Taksimdeki ” Aya Triyaha kiliesinde toplanmışlar ve ruhani bir. Ayin yapmışlardır. " Âyinden — sonra Rumunyadan bir ay evvel kaçan, son mülteci” Bay ? Georghin, hazır. bulu: nanlara hitap ederek, " Rumanyanın felâketli halini anlattıktan sonra, tek ümitlerinin büyük batı demokra: #ilerinde olduğunu, —memleketlerinin ancak bunlar tarafından kurtarılabi- leceğini tebarüz ettirmiş ve "hür bir memlekette başkalarını da hür ya- Satan,, Türk Mülletinin - misafirper. verliğine teşekkür etmiştir. SİYASI İKTISADI YENİ İSTANBUL MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibi: YENİ İSTANDUL NEŞI LİMİTED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ; FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı işlerini 'tillen iüare eden: Sacld ÖGET YAT Gazetemize görderilecek b dümum — yazıların — doğrudan toğruya yazı işleri müdürlüği. »e gönderilmesi lâzımdır. İkinci — saytamızdaki — siyası, Üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki “iktimmdi Bağmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına Alktir. Banıldığı yer ; YENİ İSTANBUL MATBAACI- LIK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI Florence N ghtingale Hemşire Koej ve Hastahanesi İlk modern — hemşireli İstanbulda kuran hemşirenin adını taşıyacak tesis 1954 te bitmiş olacaktır Bütün dünya hemşirelerinin diplo- rını alirken adını anarak yemin atikleri 2856-1856 Karım Harbi cana: Sanda modern hemgireliğin lik te Tni Selimiye Korlasında kurmuş olan tanınmış İngiliz hemsiresi Fiorence Nizhtingale'in İstanbula gelisinin 100 üncü yıldönümüne rastalayan $ kasım 18ö4 tarihinde şehrimizde kendi adına bir hemdire koleji ve hastahanesi açı Jacaktır. Bu is için 8 aydan beri çalız malarına başlayan mütesebbis heyetin kurduku tesis bugünlerde resmen faar lüyete geçmiş olucaktır. Müteşebbis heyet adına Vedat Ne- dim “Tör, dün sabah Büyük Kiübde, yerli ve yabancı basın mensuplarına, heyetin, çalışmaları hakkında gu iz: hati vermistir: “Haydarpaşa Hemşire ve Laborant Okulu, ökretmoneirinden. Fahrünnisa Belen'in teklili üzerine 4 kasım 1964 Künü şehrimizde bir hemsire kole) ve Hastahanesinin acılması için gerekca Keşebbüslere geçtik. Tıp Fakültesi Pro-| fesörler heyeti, şehrimizdeki İngiliz, Âmerikan ve #Pransız kolonisi bü te: Şebbüse — yakından — ilgi gösterdiler. Prof. Tevfik Sağlam, bu hususta sa- yın Cumhurbaşkanımız İnönüye gere-| ken izahatı verdi. Cumhurbaşkanımı Kurulacak tesisin fahri başkanlığını kabul. buyurdular. Kurulacak tesisin Yakıf senedi. hazırlanmıştır.. Yakında Tecil olunacaktır. Müteakıben söz alan Prof. Kâzım İsmail Gürkan, hastabakıcılığın mem- leketimizdeki ehemmiyetinden bahset miş ve Tıp Fakültes Profesörler Ku- Kulunün, bu tesisin yapılmasını mem- Hüniyetle “karsıladığını ve bu yolda kurulun gerek tedrisat ve gerek tat- bikat bakımından bu tesise fahri ol rak dalma hizmete âmade olduğunu Tlüve etmiştir. Daha sonra gehrimiz İngiliz kolo- nisinden ” Edwards — ve Haydarpasa Hemgire Okulu öğretmenlerinden Fah- Tünnisa Selen söz almışlar ve böyle bir tesisin sağlıyacağı faydaları be- dirtmişlerdir. Florence Nightingale'in doğum yıl dönümü olan 12 mayıs tarihinin bü- tün dünyada olduğu gibi Türkiyede de hastahane yardım günü olarak kabul edilmesi için de ayrıca 'teşebbüse ge- Şilecektir. İstanbul Yüksek Tahsil Gençliği Derneği hakkında takibata başlandı İstanbul Yüksek Tahsil — Gençliği Derneği imzasını taşıyan ve Nazım Hikmetin tahliye edilmesi için cüret- kâr bir lisanla yazılmış bir beyanna- me, dün şehrimizde dağıtılmıştır. Bu hâdise üzerine Savcılık hâdise- ye el koyarak takibata başlamış ve Gernek merkezinde arama yapılarak Azalardan 20 kişi sorguya çekilmiş- tir. Ayrıca Nazım Hikmet — hakkında husüsi bir ilâve yayınlayan Nuhun Gemisi gazetesi hakkında da tahki- kata başlanmıştır. “UNESCO” Konferansına gidecek Türk heyeti belli oldu ÜNESCO'nün 22 mayısta Floran- aada toplanacak olan beşinci konfe- ransında hükümetimizi Roma Büyü- kelçimiz Hüseyin Baydur'un başkan- hığında UNESCO Türk Mülli Komis- yonü Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tevfik Sağlam, yönetim kurulu üye- derinden Hamdi Akverdi, Paris Büyü- kelçiliğimiz külütr ataşesi ve UNES- CO nezdinde daimi deleğemiz Ahmet Kutsi Tecerden müteşekkil bir heyet temsil edecektir. Heyet İkinci Başkanı ” Ord. Prof. Dr. Tevfik Sağlam ve Hamdi Akver- di daha evvel 17 ilâ 20 mayıs tarih- lerinde yapılacak olan Milli Komis- yonlar toplantısında Türk Milli Ko- Misyonunu temsil edeceklerdir. İ ŞEHİR. MEKTUBU AsılHidirellez Bu sene Midirellez yağmurla gel Yağmur ve nutuk. Hidireller'in yağmurla gelmesinde santlacak bir şey voktur. Zira, İlyas Pevgamber, Beni İsrailin — nedamet duyarak kendisini aralarıma tekrar dâvet etmeleri Baalbek'e ge- Tince, her adım attığı yerden sular fankırmış, bereketli yağmurlar baş. lamış. Esasen ve malüm olduğu üz sere, o güne bu sebepten, Hısır gibi vetişen Tlyan — günü denmiş, sonra Byvub'un, kullanıla kullanıla İvip o- Tuşu gibi, Hitır İlyas, Hidirelles har dine gelmiştir. Tudirelles, yağmurla geldi. Ahmak ulatan nevinden bir yoğmur. Seçim propagandası da aymı neviden bir ufuk ve duvar Uanları ile başladı. Taksim Aeydanının, fukayeli dü- varı, simdi seçim afişlerine tansla e- dümiş bulunuyor. Bir aday, kendisin- deki mesiyetlerin bu kağıda sığmaz yacağını ilân ediyor. Ne mahviyet? Döğrüsu hakkı da yok değil. Bu te- razü bu kadar sikleti çekmez. Aynı adayın kendisini takdim. edişine ba- kınız; “Kös dinlemenin, haksızlıkla- rın, kalkınmaya engel olan dmillerin kalkması, içtimal hayatın düselmesi, vesaire!! için olanca zekâm ve enere jiriyle çalşacak olan bağımınz aday” aman Yarabbi! Bu zat İstanbul gibi bir gehirden adaylığımı koyuyor. Ka- Ta cümlesinin bozuk oluşu bir tarafa “vesaire” için çalışmasına ne buyur rıdur? Bu mühterem aday, kendisir ni tanıyanlara “Babiâli muhitine uö> rayıp beni sor” diyor. Bir başka bağımsız aday, duvar afişinde 1914 de Çanakkalede şebit düşen babasnı ileri sürüyor. Allah ni gani rahmet eylesin. Fakat ger bu, mebus olmak için kâfi ise, topraklarından “güheda fışkıran” bu memlekette Büyük Millet Meclisinin dza adedini kaça çıkartmamız lâmnç gelir? 0.H.P. ile D.P. büyük birer orkese tra mağmeleriyle İstanbulluları mese tetmede çalışıyor. — Biri “şiddet ve baskı ile demokrasiye çelme takıyor lar” derken favul yapıyor. Öteki cex 'vap veriyor: “Hürriyetlerimizin tee minatını - Demokrat - Parti istiyor/ Garantili altı aylık permanent! Biri “dedikodu. yeter!” diye hayı kırıyor. Öteki “milletin hükümet ema rinde değil, hükümetin millet hizmer tinde olmanını istiyoruz” diyor. Birinin “Demokrat Parti köylür 'nün de partisidir - İşçiler sizin dâ- 'vanız Demokrat Partinin dâvamdır” iddiasında, öteki “mili birliği tutı” mukabelesinre bulumuyor. Acaba bir koalisyon kabinesi mi teklif ediyor diye düşünüyorsunuz. — Fakat afişin altında oyunu Cumhuriyet Halk Par- fisine ver, diye yazılı. Ben buna “re- viMi” vermeğe mütemayilim. Amma öteki “reyini — vicdanına — danışarak T” diye karşıma dikiliyor. Ona da YÜNMU verip milll birliği tutsam nanl olur? — Hele birkaç afiş daha var, onlara da bir göz atalım. O ne? “Ne mi yaptık?” diyor bir afiş. Şw ları: Demiryolu, okul, fabrika, ban- ka, hastahane, yol ve ileri ziraat! Biz bunları mület yaptı diliyorduk. “Amma diyeceksiniz ki, hükümet yap- fi ve hükümet iktidar partisinin e- dinde olduğuna göre.. Geliniz ge işi devlet yaptı diyelim de, bu işin için- den çıkalım. Ay.. ay.. afişlerde “ye- ni gür”lerden nümune var. Bakınızı Listeni aynen at Yeni bir devir yarat! Bir tane daha: Çektiklerimiz yeter Oyunu D.EP. ye ver! Anlaşıldı. Bunlar DEP. nin. İçler Tinde meşhur bir şair var, manzum Propagandayı herhalde o düşünmüz. tür. Peki amma C.H.P. nin şairleri ne güne duruyorlar? Vakaa yeni gürden anlamazlar amma, vezinden, kafiye- den anlarlar, bu kadar beceriksizlik de yapamazlar. * Hidireller yağmurla geldi. Beni İsraül, İlyas Peygamderi, kendilerini hak yoluna davet ettiği için arala- rından kovmuşlardı. Bu yüzden bir kıtlık başladı. Onu tekrar çağırdılar. İlyas geri döndü, ortadan kıtlık kalk- f Bu sene, asıl Hidireller 14 mayısta gelecek. Bakalım kim ? FİKRET ADİL ——— ——— Ahmet Hamdi Tanpınar Sahnenin Dışındakiler -ÖE Baltalımanındaki şahitler ise, bahçıvanın bir Kgün JAf arasında kendilerine “İnsanı bazan akra- basının ölüsünü bile görmeğe bırakmazlar... Bu devlettir oğul!” dediğini hatırlamışlar, ertesi gün Jâf kıtlığında tekrar bu meseleye dönünce ada- mın yüzünün değişmesinden şüphelenmişlerdi. De- diğim gibi adliye işin bu cihetini aleniyete vur- mamış, fakat Üsküdardaki sütçü ile bostan sa- hibini ve kahveciyi derhal tevkif etmişti. Bununla beraber o gün mahkemede, yine şa- hit oldukları karariyle sorguya çekildiler. Ancak celsenin sonunda — “dahili dâva kararı” verildi. Savcının bu husustaki talepnamesinde “mesele- min mahiyeti külliyen değiştiği” söyleniyor ve 1â- zimgelen tahkikatın yapılabilmesi için muhake- menin 17 marta bırakılması isteniyordu. Yine 6 günkü duruşma — esnasında aynı damlar, ölen köylünün bir ara kendilerine, köyü- 'nün eski muhtarı olduğunu söylediğini hatırla- muştılar. Kalabalık çok sinirli bir hava içinde dağıldı. Ben bir müddet Ayasofyanın kestane agaçları al- ftında insan kümelerinin sağa sola doğru akışını 316 seyrettim. Sonra muhbir arkadaşlarla buluştuğı muz Babilli karşısındaki İhsan Bey kıraathane- sine gitmeğe karar verdim. Orada muhakemeyi yakından takip eden arkadaşlardan gazeteye ya- zacağım yazının tafsilâtını alacaktım. Emniyet Sandığının önünde Muhlis Beyle Sami Beye rastgeldim. Sami Bey köşkte gördü- Züm kıyafetle İdi. Yalnız başında kalpak yerine fes, sırtında hâki renkten yeşile boyanmış kalın bir kaput vardı. İkisi hararetle konuşarak yürü- yorlardı. Yanlarına gittim. Muhlis beni görünce — Küçük, ne düşünüyorsun? dedi. Ben, muhakemeyi lâyıkiyle takip edemediği- mi söyleyince: — Biz içerde idik.. dediler. Onun üzerine İh- san kıfaathanesinden vazgeçerek o civarda Kaf- kasyalı bir muhacirin yeni açtığı ve şenlenmesi için, bahçesi dolayısiyle, yazı beklediği küçük bir Kahveye girdik. Bana istediğim tafsilâtın hepsi- 'ni, mühakeme esnasında bahsedilen Baltalima- nındaki teşhisle beraber verdiler. Sami Bey: — İ9, siyasl.. diyordu. Eminim ki, tevkif edi- den adamın hiç bir kabahati yoktur. Muhlis Bey, fesini başından çıkararak ainını silâi. — Hayır, iş başında siyasiydi. Fakat ikinci safhası alelâde sirkat için katildir. Fakat katil kimdir? Bu adamın bize, istiyerek veya istemi- yerek mühim bir hizmet ettiği muhakkak. Çünkü bu para beyhüde yere İstanbuldan — gönderilm yordu. Fakat katil kim? O biçareleri beyhude yere tevkif ettiler. Vakit buldukça avukatlık ta yapan Sami Bey bunun adi bir zaruret olduğunu sölüyordu. Muh- lis Bey, onun gözlerinin içine bakarak sualini tekrarladı: S17 — Katli kim? Sonra bana döndü: — Küçük, söyle; katil kim? Sen katili ta- Nedense Muhlis Beyin katili — tanıdığına, hattâ benim de tanıdığıma kani olmadım. Daha doğ- rusu içime, bütün sabah görüp dinlediklerimle yz kından bağlı garip bir güphe düşmüştü. Belki bu yüzden onlardan ayrıldım. Gazeteye Biderek Töportajımı yazdım. Yazımda katil hak- kındaki - şüphelerimden bahsetmeden fakat bil- hassa bu katilin Üsküdar taraflarında oturanlar veya alâkası olanlar içinde aranması lâzımgeldi- ğinde ısrar ederek, Muhlis Beyle Sami Beyin mü- talâalarım, yani işin başlangıcında siyasi oldu Kunu, fakat katlin âdi polis vakası olduğunu, ye- ni tevkif edilenler hakkında hiç bir şey söyleni miyeceğini, fakat eski sanığın beraet etmiş ol- ması Jâzımgeldiğini, Baltalımanı hakkındaki bil- Kileri de ima ederek söylüyordum. İhsan, bana sansürün muayyen bir fikir ve ölçü sahibi olmadığını, binaenaleyh ekseriya bir yazıda sadece şiddetli ve tarizkâr cümleleri çı- kartmakla kaldığını, binaenaleyh bu cins röpor- tajlarda mahsustan konulmuş çok şiddetli birkaç cümle sayesinde, nisbeten. mutedil yazılmak şar tiyle asıl söylenmek isteninin dalma- söylenebi deceğini anlatmıştı. — İnsan, her zaman dikkatli olmaz. İtiyat, dikkati körletir. Onun için çok defa dediğim Bibi oluyor. Zaten ölçü fikirleri olmadığı için her Yazıyı tek başına mütalâa ediyorlar, demişti. Ben de yazımı buü şekilde yazmıştım. Nitekim ertesi sabah, şuraya buraya serpiştirilmiş yedi se- kiz cümleden gayrısı olduğu gibi çıktı. Bu yazı Üzerinde bu kadar ısrarım, bu yüzden hemen er- tesi sabah Muhtarın beni ziyarete gelmesi yü. zündendir. 218 O akşam Kudret Beyle Nâsır Paşalara da- vetliydik. Fakat daha evvel Süleyman Beyi gör- mek istiyordum. Onun için yine Nuruosmaniye- deki İkbal kıraathanesine uğrayarak Küdret Be- ye, isterse Beyoğluna beraber çıkmamızı, isterse Nâsır Paşalarda beni beklemesini, fakat veril Miş bir söz yüzünden Beyoğlunda bir müddet ser- best kalmam gerektiğini. söyledim. Kudret Bey, mütekait bir binbaşı ile dama oynuyordu. — Sözümü dinlemiş gibi görünerek “peki!” dedi. Fakat ben bütün gün yemek yeme- miştim. Bir de sofrada onu beklemek İsteme- diğim için saat yedi, yedi buçukta Kudret Beyi 'dama tahtasının önünden behemehal kaldırması- nt kahve sahibi kardeşlerden rica ettim. Hem oyuna bir göz atmak, hem de Kudret Beye “Al- laha asmarladık!” — demek için tekrar masaya yaklaşınca, Tevfik Bey alayla beni süzdü ve eliyle “otur!' der gibi bir işaret yaptı. Kendisine bir yığın işim olduğunu, akşam da Nâsır Paşa- Jlarda yemeğe gideceğimi söylüyerek beni affet mesini rica ettim. Bunun üzerine Tevfik Bey: O halde beraber çıkalım! dedi. Seninle konuşacaktım. Araba bulursak Beyoğluna seni götürürüm. Tevfik Bey, ilkönce yaptığım işler hakkında bana bir yağın sual sordu. - Kendisine, mektebe devam ettiğimi, fakat vaziyete bakılırsa bu . yıl imtihanlardan fazla bir şey beklememem icap ettiğini, gündelik hayatımın yorucu, fakat eğlen- celi geçtiğini söyledim. O sabah Süleyman Beyin Perişan halini, muhakeme hakkında düşündüğüm geyleri, yazdığım yazıya kadar anlattım. O, beni Közlerinde her zaman tesadüf edilen o çocukça müzip paniltiyle dinledi. Müthiş bir faaliyettesin.. görüyorum, Gi Fakat Taksimde arabadan ineceğim zaman: 319 de- — Nâmır Paşaya söyle, çok dikkatli olmamı icap eder. İhsan da öyle... İş değişti. Şimdi İstan- bulda zümreler değil, fertler " mücadele ediyor. Unutma, söyle! diye tenbih etti. Kendisine sarih bir şey bilip bilmediğini so- — Hayır, bilmiyorum. Fakat ortalıkta gözle görünecek şekilde bir şeyler dönüyor. Sen de ihtiyatlı ol! diye ilâve etti. Süleyman Bey hak- kındaki endişelerine gelince: “Bana kalırsa hiç yorulma, onu ne sen, ne ben ıslah edebiliriz! Ama #en sözümlü dinlemiyeceksin. Bunu da biliyorum.” — Ben, sizin sözünüzü her zaman dinlerim. — Bu meselede dinlemezsin!.. Neyse. Şişliye geçtiğimizden beri gelmiyorsun! Ayıp yapıyor- #un. Nuran bile seni soruyor. O karışık saçlı Bey bir daha gelmiyecek mi bize? diyor. — İstersen gelecek cuma gel, beraber Yenikapı Mevleviha- nesine gideriz. Bâki Bey bize Bayati âyinini vâ. detti. İhsan da gelecek! Babana da mektup yazl Yahut bize uğra da sıhhat haberini verirken ya- Jancı çıkmayalım! Elini öperek ayrıldım. İçimde karışık bir his vardı. Babama geldiğim günlerde çok hararetli bir mektup yazmış, ondan sonra hep telgrafla Muhabere etmiştik. Fakat beni üzen bu değildi. Tevfik Beyin İhsanla Nâsır Paşa için söylediği geylerdi. Nâsır Paşayı çok sevmiştim. — İnsana kendisini teslim ediş tarzında acınacak bir hali vardı. Kızı Rezzan İse, babasının etrafında dö- 'nen şeylerden habersiz, bana büyük bir dostluk gösteriyordu. — İhsanın sözünü — dinlediğim tçin Onun gösterdiği itimada karşı haksızlık ettitimi sanıyor ve kendimi itham ediyordum. Nâsır Pa- şanın başına gelecek her şeyde benim de payı- a bir mesuliyet düşecekti. (Devamı varı 320

Bu sayıdan diğer sayfalar: