2 Temmuz 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

2 Temmuz 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YENİ İSTANBUL — 2 Temmuz 1960 BLAŞE 5L B R 5) M o M LeE K Bi Te Son yüz yılda İzmir ili ve ticaret hayatı Yazan : 'UGÜN Türkiyenin en büyük Ih. racat llmanı olan ve 849 yılında 3.210.000 Jiralık ihracat yapan İz: miç, Eğe illeri halkının yaşayışında belli başlı bir rol anhibidir. Senenin her mevsiminde günde ortalama 8-10 yapura mahsuül yükleyen bu. liman, BAA, devri sabıktan kalma — iptidai yükleme ve boşaltma vasıtalariyle, çi toprak ve Mmolozlarla — dölmüş mendireği ve — daracık iç İlmaniyle Akdenizin en geri limanı olarak dur Maktadır. — Geçenlerde İzmir liman Projesi için davet olunan New-York ienen AUAY Tei Timanının hu mir Limanı, — çeşitli. mahsulleri ve nev'i şahsına mahsüs — özellikleriyle yarının Marsilya'sı olmuya namzettir Türkiyede ticaret hayatı, İzmirin ticaret hayatiyle eşittir. Ticaret ke- limesi Ük olarak İzmirde telffuz e dildi ve bir çok yüzyıllar önce İz- mirde ticaret sergileri, panayır ve pazarlar kuruldu. - Tarihten önceki çağlarda da Ege Denizi ve bu. de- nizde müstesna bir. körfeze malik olan İzmir gehri, milletlerin en çok çalıştığı ve alıştığı bir merkezdir. İzmirde ticaret hayatı son yüzyıl- İstirdat sıralarında İzmir yanarken Kadar tonajlı hareketini bu. iptidai dlmanın nasil yapabildiğine ve buna, tigililerin nasıl müsamaha ettiklerine hayret ettiğini söylemekten çekinme- mişti. Hakikatte ise, Türkiyenin dış ticaret hareketinde dalma 96 50 nin Gstünde bir nispet kurmuş olan İz- Yeni Neşriyat Kimya ve Sanayi Türk Kimya Derneği Genel Mer- kezince İkinci Dünya — Savaşından sonra tekrar neşrine başladığı “Kim- 'ya ve Sanayi” dergisinin 21 inci sa- yamı çıkmıştır. 150 kuruş fiyatla te- darik edilebilecek —olan bu dergiyi kimya ve endüstrisi üzerinde uğraşan okuyucularımıza — hararetle - tavsiye ederiz. Farsça - Türkçe Lügat (Ferhengi Ziya) Fas, IX Dilimizde mevcut Farsça - Tükrçe lügatlerin en mükemmelidir. Mer- hum Ziya Şukün'un eseri olup Mit Ekitim Bakanlığı yayınları arasında 200 kuruş fiyatla satılmaktadır. O- Kuyucularımıza tavsiye ederiz. kü durümüna erişti. 1810-1825 yılla- ' arasında Türk savaş gemilerinde yetişen yerli Rumlar, Türk bayrağı himayesinde “Izbandut” adı verilen teknelerle İzmirden Marsilyaya ka- dar mahsul taşırlar ve dönüşte ma- mül eşya getirirlerdi. Bu tarihte İz- mirden ihraç edilen mahsüller ara- ında Üzüm, zeytin yağı, incir ve az çok tütün, memlekete para getiren mahsullerdi. 1820 yılında — Osmanlı Hükümeti zeytin yağına ağır vergiler koyunca bu mahsulün ihracatı durdu. Zeytin yağlar bu defa Anadoluya gönderil- meyip kaçak olarak İhraç ediliyor- dü. 1824 yılında İzmirden Rusyaya iki Milyon ökka zeytin yağı ihrac edilmiştir ki, — bu rakam © zaman İzmir dolaylarında zeytin yağı is- tihsalâtı hakkında bir fikir verecek ehemmiyettedir. 1825-1860 yilları a- Yasında bağcılık ve — şarap İhracatı gebiş ölçüde arttı. Rusya ve Hindis- tan'a bu tarihlerde şarap ihraç edil- diğini Yorgi Sakallaris'in — (Küçük Asya) kitabı kaydediyor. Yine bu tarihte — Çamaltı, Foça, Ayvalık memlehalarından harice ve bilhassa Japonyaya tuz sevkedildiği, İzmir gümrük kayıtlarından anlaşılı: yor. 1881 yılında “Bir testi zeytin yağı ihraç edenin başı vürulür” fer- Mmanınin netri Üzerine, harice uzun geneler zeytin yağı sevkedilmediği anlaşılmaktadır. 1860 yılında İzmir Limanından ya pilan İhracat, alti milyon altın lira- yı, Ayvalık Limani ihracatı da, bir buçük mülyon İlrayı bulmuştür. Bu tarihte Fransa ve İngiltereden bazı komlsyoncuların İzmire gelerek yer- deştikleri görülür. Jiraud'lar, bu ta- rihte İzmire gelerek — yerleşmiştir. Bu meyanda İzmirde Kredi Liyone ve Anadolu bankalarının — (merkezi Atina) İzmirde faaliyete geçtiğine Şahit olüyoruz. Bu / bankalar Rum tüccarlarına geniş krediler açtıkları halde, — Türk iş adamlarına “ücari bilgilerinin — yetersizliği” — yüzünden kredi açmadıklarını 18985 Salnamesi kaydeder. Bununla beraber 1885 yı- hından itibaren İzmir ticaret haya- tında Türk simalarının, işbaşına mec- tikleri görülüyor. Bunlar, bahçelerin- de yetişen mahulâtı ihraç etmiyerek buradaki komlayoncular eliyle Avru- paya göndermekteydiler. Bir kaç yıl sönra Türk — tacirle. Finin sözlerindeki sadakati — dikkate alan bazı ecnebi firmalar, tercihan Türk tacirlerine sipariş — yollamaya ve ihtiyaçlarını — Türk unsurlardan temine başlamışlardır. İzmirde ilk 'Türk taciri, Mehmet Suphi Efendi'dir. ve 1881 yılında Er- menl Vahan Efendi ile müştereken bir kuru meyva mağazası açmıştı. Bundan bir müddet sonra ise Yahya Hayati Efendi, Urlalı Hafiz Mehmet Efendi ticaret hayatına atılarak 1h- racat işlerinde dk başarılı netice, aldılar. Bu süretle Türkler arasında tcaret hayatına İnhimak başlamış oldu. 1890 yılında, İzmir Limanı gayet hareketliydi. 1801 de İzmir Limanına STOT vapur, 3255 yelkenli sefine gi- Fi çıktığını, 1307 tarihli Salname kaydeder. Bu tarihte Aydın Demir- ALŞİlArI Kömlserliğini Robeskl Efendi. Kasaba Yolları Müfettişliğini Şem'i Efendi, Havagazı Şirketi Müdürlüğü- 'nü Hiri Andef Efendi, Göztepe Tram- vay Müdürlüğünü Mikall Matyus E- tendi ifa. ediyordu. izmirde 13 dakik fabrikası, imalâthanesi, Yine bu tarihte 1 basma fabrikası, fırın faaliyet göstermekteydi. 1805 te İzmirin kuru Üzüm ihra- catı 2 milyon atik kantardı. yıl İzmirden Portekize kuru bakla ihraç edildiği: 'ne ahit oluyoruz. aalman ve sazak şarapları ise, Fransada bile revaç bulmuştu. Yine bu tarihte İran mamulât ve masnuatından ga: resmi (60 6) alınırdı. Halbukt diğer memleketler muvare- datından alınan gümrük resmi 90 10 dü. Bu tarihte İzmir: secende imalâtı 400.000 arşındı. 'da Tzmirden mühtelif Ülkelere 27.600 altın değerinde halı ihraç edilmişti. halı ve kilim, 1900 yılında İzmir Limanı, panın en işlek ilmanları arasına gir- 'Türkiyeye yapılan. ithalâtın, kiymet itibariyle &b 65 1 İzmir Liman kapısından yapılır. bile ithal malları sevkedilirdi. 'e hattA İstanbula © zaman İzmirde Orozdibak, Fihisaryan ve Erera mağazaları bü. Bunlardan Sivrihisaryan Mağazası'nda değerinde malı bulunürdu, Birinci Cihan Savaşına takaddüm artık İzmir ticareti- Türklerin eline Balcıoğlu, İzzet Bey o zamanın tacirleri sında bulunuyordu. kuruluşu 3 nisan 1886 tarihinde, tica- ret Odasının kuruluşu da 1885 te va- İzmir Ticaret Odasının reis Gökas. E- borsanın birinci relsi de Tu- | zakoğlu İâl. eden senelerde, nin hemen yarısı, İzmir borsasının Ki olmuştur. kuruluşunda; birincl Ve yanan İzmirde Kordon boyunda bekleşen halk Hicri| 19 5 Olrumi a | Temmuz z dö>| S2i 136 1369 | Pazar | 1366 VAKİT VASATI. EZANI Kiralı, TİNEMALAR BEYOĞLU GinETİ ARIN 1 — Canavar Pençesi| ÇBi 2 Marl Boksi Ünitorma AKKAZAR: GZS62) Zoronun | nizaltı 10 AR (00 1 — Üraltsiz Aşk Bi ni keaian - 10| | henneml. H F İNT (6 1 © Kanbürün| Süsar e Ça M66 KLAL (lolande) A N el İnlikamı 2 — Renkil Öinele | Göneri a Amelernmar — 130 P. İ dekderi danmik bat müzle ler. | Sairt , — zarıan Geliyor | KK TAmerikani"arükest oo | Sde asbeler arle İPER (41280) Üç Mavi| 2 — Hint Rüyası Kltar Ka fork'a, —). müzlgi «pl) Ölelek. 2” Kara OK TUMAN: (ÜĞT i — Maceralar | 1800 DHY (Türk) İzmire, —| müzigi (p — TALE Gaüs 1 — demaz| Kirali 2 £ Çalınan Kalpi g' | İT2S SAAS. ekandinav) Atina, | Ve kapanış Kahramanlar . (türkçer D z Yaban Gülü (renklir MELER: (40568) 1 — Zorlu M- | SARAY Tüebey 10 en Sevgilisi. 2 — Monte Kristonun | Büramı. SUATFARK Gölü) 1 — Ci Bet 2 — Damgalı Doktor. 3 — Deniz Yıldınları | Üa BAH (iD3S)) V1 — Arlantın | Gözeli. 2 — Balıkçının Karisı: DEVLET TİYATROSU |)| ceneci üss6) 1 — Dişi Hay TEMSİLLERİ VAA p e | ÖEKEREE ... | FARK ni3i 1 gehitler Kale Bu akşam |& TİYATROSUNDA aat 2130 da İKISKANÇLAR Komedi 3 perde YENİ (4010) 1 — Çilte Hayat | Süşma — e. Öğrenmek Bülbüller, 2 — Ateş ASTANDUL ÇimeTI ALEMDAR: (Z65) 1 Kamçısı, FERAN 1 — Monte Kristp Kon | Körel Harüy Bilah “Arkadaşln. ALE: ÇEKMA 6089 1 “hak deniet | Bandırma, M Çocüğu (türkçe), Tenreti ANKARA (2M4D) 1 — Unutul inler. 2 — Petrol Kiralı — Sızıyan. Kaib. B S Ü Srz aa DA GAR GAZİNOSU İtaiyan Ak ibimi GS9) 1 — Leyis,| künç Vadi. Yi ea | Simk 2 e Bi ÜNAL (10006) 1 — Günah Ço- | MELEK: 1 — ÜNAL Yazlık 1 — Tarzan Fan- (a) 1 — İçii çi | Kenderin, A LATASI . (2019) 1 Melekler. 2 — De 3 2 ölüm Kervanı, BEA. (ingiliz) . (Türk) İzmi —80 DUT. (edD) 1 — Baba Ka İ ANKARA | ll YA | ömee va (totörüy (B0S1) Fedüiler Ka | ge Motürlü) ANKARA, Radyo ile ingi Yazan Tobauları, gu)— 138 Te Oktay Tüfat ve Metin Ce 'Anday Biletler; Her gün 8 dan tü. Öğrencilere “her “mevi 1ZMİR Oyun den) Z 1280 KM (Holanda) | müziği (pi İlakandinav) Oslo, Ko Roma: Müsih, F ladandan *O 740 Dinleyici istekleri — 1100 AOYAKURLAR | KİMaIk müzik dinleylci istekler fi — 00 Sehüderi No HÜ TRENLER | İrdan parçalar — “I315 Akor AA ÇiR ankana. İ deonla parcalar — 1T15 Könçer. M S. Ayarı, Baberler Ve “hava 206 Hep Beraber. söye ihtiyacında olduğumuz. herşey GATAS) 1 — Vatan Earan. | Düşmani. 2— Lerel Hardi Pasif Korün-| TAN 1 — Ley aa Memuru, Dalme TAKSIM l TAN 1 — Gökler Sentonisi. 2 — Hayal Peşinde, —3 — Yarışlar | Sözü, 2 — tetıkle | mişte bugün — 10 hânın Aşkı, 2 —) at 'dana (pi — desin, BÜz Kor| karma — müsiği (pir vi Radyo garetesi — 2020 0 Yusufun Aşki | bevenlileri santi — z0.45 YENİ SİNEMA: 1 — Namüs | yılızları söylüyor (pi) — Zak Sultanı 2 — | Berlerii Ti | Yomulara " Karı 2 İK eti e B v salarlk, 96 | STANMUL. MA OAS İ YENİ 1 — Seyann Kurlanla | GeLECEK OLAN CÇAKLAR | — 3Si Aala ve prastanlı 20 Bönüğü, *” Macera. 3 — Savas | Ş4 DEHEY. (Türk) Bursadan | 1906 İlaberler —— İS18 Fi 28 | DSi casn 1 — sanın| LN DHY GTürü lzmir | müzüderi, Gi — n aK dar FAO Gl | D S l ae BerkanBara Şem BEYA | Y gl SRRD Z | HLT (Türk) İse Sözeri — Taas Doll (Eranmn Parik | Kongerta ipir — 1838 Karışk Roma ve Atinadan — İSS0 Gane müiki ip e deme Pre ) Lonâra, — Ro-|” fam ve kapanıs, h. < IB SAS T n — 1805 DH 1840 Dana müziei (pi —S0 | GTÜEK) Aakara. |— Rümba Ve ai MEY, CTürk) İ akturt, Ha 'Onloya; YABANCI RADYOLA) VAFURLAR | SEÇME YAYI LONDRA: ir () —a0zle Ko 5 “Makamlardan S — MSa0 Haberler — İBİE | EMİNONÜ: Ankara ELHAMRA: 1 — Altın Kelep- | Dans müziği ( Bi — x80 Öğle | yü) Dans müziği (GALU: Gün 1 O aündalyası | Müzikle kezi (pi) — 2200 Kor — zriS Dans müziği | İ ÇD Ü'mmas a. 8. Ayarı ve ha AA SbMe ö 1 — Yardakcım fazla Ci ke & Z “zenbeliik eder; #4 — Değirmenimiz. Bir n Arap yemeti, Yurmak süretiyle $ — Seza, Rir Tengi; Fersi aa & — Paaliyete * — Tnrikam, 5 — Burafa nilag. | öT Açılış ve programlar — Hinmbürk. Frankfürt MNi |— 1m00 Akâkm könseri z İRIS İelanbul ha Ankaradan berleri — üü Valaler (pl) — GİDECEK OLAN UÇAKLAR | 1930 'Gax çe &30 DK CTürk) Bürsaya. | küler — Gafiye Aya) — 'mbire 5 < Mali haline gel hayvan Yuvamı; Ön Ki burctan Get, 9 — Talm, Daf, 10 — İzet Mollanın TAkabı. BULMACANIN i 2330 Hatif ge 1 Peyami Safa, 2 Azalar, 3 — Rivayet, 1 — Bap; Ke, Sinema; Mah B — Harar, Arkala; Mah. 10 — Bacağı aNi Ha | ana, Prejlce” üngilizcer 1 — Peride; Arp, 2 — Balson; n & — Mayar: Garip, 6 — caoklu (Hasköy) — Yeni İatanbul Sk22a — Ünküder 6006 00, İzmir zzaz ivaları Cince saz takı: EYÜP: Arif Beşer, BESİKTA: KADIKÖY: Büyük — Feneryo- ha — Erenküy — A, Cafer Ça: Dazar) — Kat (Divanyolu) — | ÖSKÜDAR: Ahmediye BRLLADA L ÜKADA: Halk "lerkes) — Amerikadaki iktisadi cereyanlar | ÖNÜMÜZDEKİ YOL Yazan : — John T. Flynn Bu arada diğer bütün yapı malzeme- l harıl harıl imal ediliyordu. Tuğla harmanlarında tuğlalar dağ gibi yi #ılmiş dürüyor, şantiyelere gelen di. Rer hadsiz hesapsız — malzeme İstif halinde birikiyordu. 290000 evlik büyük plânın 190000 evi yapılamadan kaldı Bunlar sadece bir kaç tanecik mi- sal. Bu falsoların eşlerine bizim A- merikan plân Üstatları arasında da tesadüif ederiz. Bu hatalar yapıldığı zaman, münekkitler bunları - plâncı- Jarın ahmaklığına hamlederler. Hal. buki bü hataların asıl sebebi ve kö- Kü gündadir: — Hiç bir kimse — veya zümre, bunlar ne kadar parlak se- kâlı olurlarsa olsunlar, büyük — bir sanayi memleketinin — bütün ihtiyaç Jarımı kargılıyabilecek tekilde. kusur- sus işliyen pldnlar yapabilmek için kavranması icap eden Sayıme- gart- Jarın Ve muazsam — verilerin (mü- ta) hepsini — ihata etmek Üümidine hiç bir zaman kapılamazlar. Çünkü böyle bir gevi yapabilmek düpedür imkânnedır. Demiryollarını, — kömür / sanayiini ve aalreyi alırken, Sosyalistler bun- darı tamamen eski sahipleri girket- lerden ve hissedarlardan satin aldı- Jar. Mükabilinde, yüzde üç faizli İn- giliz hazine bonoları — verdiler. Her Yeni sanayi şubesini mubayaa etmek- le hükümet zaten ezlci bir miktara varmış bulunan meveut devlet borç- darına ağır bir yenisini daha- ilâv etmiğ oluyor. Bu işin çılgınlık tarafı gurasında ki, eskiden, bü sanayi kâr etmediği zaman hisse senedi. sahip- leri oraya yatırmış oldukları serma- ye için kimseden on para temettü İatemezlerdi. — Pakat gimdi iş böyle değli; hazine bonoları — hükümetin sırında sabit bir mali külfet olmuş- tur. Bu sanayi kâr da etse zarar da et. #0 hükümet bu bonoların faizini öde- mek mecburiyetindedir. İngiltere fevkalâde ağır altındadır. Meselâ, yılda - 2800 dolar kazancı olan bir satış memurunu ele Alalım. Bu adamın kazancından ev- Velâ kendi gahsi için 560 dolarlık, sonra karısı için 720 dolarlık, iki çocuğu için de 480 dolarlık bir indir- me yapılır ki hepsi 1760 tutar, Mat- rah olarak 1040 dolar kalır. Memu- run bunun Üzerinden ödeyeceği vası- tasız vergi; İlk 200 dolardan © 15 hesabiyle 30 dolar Sonraki 800 dolardan. $e 80 hesabiyle 240 dolar Geriye kalan 40 dolardan $e 40 hesabiyle . 38 dolar 288 dolardır. Amerika' Birleşik — Devletlerinde eşit aileli eşit — gelirli bir. ailenin vereceki vasıtasız vergi 26 dolardır. Bir işçi gamını dağıtmak için bir meyhaneye gidip bir bardak bira içe- cek olsa pint başına 16 sent vasıta- h vergi verir. Bir sinema. biletinin yüzde ellisi olan 40 sent de vergiye Bider. Sosyalist rejiminin vücude getirdi. #i bu bocalama vaziyeti birçok sos- yalistlerin gözlerini açmış, akılları- M başlarına — getirmiştir. - Evvelce Avam Kamarasında işçi - partisi- 'nin bir mebusu olan Alfred Edwards gu beyanatta bulunmuştur: “Kapita- list sistemin kusurları ve kötülükleri hakkında yıllarca nutuklar - verdim. Fakat iki sistemi de yanyana olarak bir arada gördük. Cemiyetimizi ka- pitalizmin mahzurlarından kurtarmak için sosyalizmi — hâlâ bir vasıta ve çare diye müdafaa eden kimse mu- hakkak kör olmalıdır. Sosyalizm yü- rümüyor vesselâm.,, (Bu zat pek ta: bil olarak partiden derhal çıkarılmış- tır) 1949 da, İşçi Partisinin Lordlar Ka- marası Lideri olan Lord — Milverton orada çelik sanayil müzakere edilir- ken parti ile münasebetlerini kesmiş- tir. Londrada çıkan Times gazetesinin yazdığına göre, mumaileyh Mecliste O gün irad ettiği bir nutukta şöyle demiştir: “Bazı idenllerim vardı; İş- çi Partisinin matlup olan bazı şey. leri muvaffakıyetle başaracağını dü- şünmüştür. Şimdi onun ortaya koydu. Ku şeyler karşısında dehşet içinde ka- hiyorum. Mücahit bir orduya katıldı- #amı sanmıştım. Halbuki kendimi or- dunün peşinden giden ve ahlâki du- rumu gittikçe kötüleşen bir adam mevktinde — buldum. — Sosyalistlerin tuttukları yolun somu — uçurumdu Punun dibinde ayan beyan / görünen 'tev totaliter devlettir ve gidiş oraya doğrudur.., İşte Amerikada “biz de taklit ede- llm., dedikleri sosyalistlik — sistemi budür. İngilteredeki Sosyalizmin ne demek olduğunu, hangi plânla tatbika kon- duğunu ve neticede bu yüzden İngiliz milletinin başına neler geldiğini gör- dük. İmdi, acaba, bizde - Amerika- 'da da İngilteredeki Babian Sosyalist hareketine benzer bir. hareket vari midır? Eğer varsa, ne yapıyor, nasii ilerliyor, ve bu memlekette muvaf- fakıyet şanmları nedir? Cevap gu ki, bizde de muhakkak böyle bir hareket var; — aüratli dev adımlariyle ilerliyor. ve hemen dur- durulmazsa onun burada da tıpkı İn- gilteredeki gibi yayılmasının Önüne hiç bir gey geçemez. Amerikadaki Sosyalist — hareketini aakın öteden beri bildiğimiz Sosyalist Parti ile karıştırmayınız. Bu partinin üyeleri ve gelişmesi pek mahdut kal- mıştır. Benim ima ettiğim hareket ise tamamen başka kimseler tarafından) tamamen başka isim ve / bayraklar altında yürütülen bambaşka bir ha- rekettir. Bazı insanlar Devletin iktisadi sis-, teme her müldahalesine- hemencecik Sosyalizm damgasını vürüveriyorlar. Birçokları da zannediyorlar ki, S yalizm demek milletin bütün iktisadi Te yükü -4- Gihazını devletin zaptetmesi demek- tir. Bu görüşlerin ikisi de yanlıştır. İngilte gördüğünüz — veçhlle, Mmodern Sosyalizm, bütün iktisadi sis. temin mesuliyetini ve bunu müraka: be otoritesini devletin kendi. üzeri. ge almasıdır. Bu, devlet her çiftliğe Mmavna, dükkân Ve fabrikaya el atı cak demek değildir. O yalnız büyük esas faaliyetler olan krediyi, muhar Tik kuvveti, yakıtı, nakliyatı ve at gortayı kendi işletecektir. - İktismii sistemin diğer kısımları fertlerin elin- de birakilabilir fakat devletin plân- larına uygün ve hükümet büroları fin yasaklarına, mecbüriyetlerine nezaretlerine tAbi olarak işletilmel ti Tazımdır. İste gimdi Amerikayı Soryalizmin bu türlüsü tehdit etmektedir. Tıpkı, İngilterede Sosyalizm nasıl kendine Sosyalist demekten dalma sakınmış olan bir hareket ile memleketin başı- 'a musallat olmuş ise, Amerikada da Sosyalistlik öylece kendilerine asla sosyalizmi kondurmayan ve bu kell. Meyi asla kullanmayan kimseler ve teşekküller tarafından ileri götürül. mektedir. Bunların kendi. sistemleri. ne taktıkları ad / “Plânlı Ekonomi, dir. Bu kurnaz, girin yaftanın altında gizli olan şey bugün İngilterede t4 bik edilmekte olanın aynıdır. Plânlı Ekonominin — müdafilerinin kanaatlerine göre, ekonomik sistem artık serbest bir sistem — olmakt çıkmalıdır;. Amerikan rejiminde sa: Raylin idaresine karışması eniz ol. Mayan devlet, sanaylin hâkimi haline getirilmeli; Ve elinde bütün Iktisadi sistem için plânlar yapmak yetkisi bulunmalıdır. Bu esrarengiz Amerikalı Fablan'lar kimlerdir? Teşkilâtları nedir, lider- leri kimlerdir acaba? 1933 buhra- niyle Franklin D. Roosewelt'in Cum. hürrelsi ölmasiyle beraber — Washig- ton'a, medeniyetin kurulması — hak. kında ellerinde türlü plânlarla kadın erkek alay alay insanlar akın ettiler. Bu kadar çeşitli bir içtimat fiüozof. Jar koöleksiyonunun bir. araya top- Janması, o zamana kadar görülmüş sey. değildi. Wallace gibi, Frankturter ve Tug- wel gibi kimselerin nüfur sahibi ol malarından dolayı, ne kadar işsiz ve- ya az kazançlı iktisat profesörü ve. ya hocası, genç avukat ve iktisatçı varsa Washington'a akın ettiler, ve hemen hemen bütün resmi dairelere doldular. Dalrelerin sayısı arttıkça, koyu kızıllardan tutun da açık pem. be mutedil ıslahatçılara kadar yeni- den bir alay Sosyalist nazariyecisi buralara üşüştüler. Çok — geçmeden, Çeviren : M. O. Beykozlu 1938 buhraniyle işsizliğin artmas Si yeni türeyen ve kendine İktisat Plâncısı adını veren bir nevi radi- kale fırsat ve müvaffakıyet İmkânı hazırladı. Bu üstü kapalı Sosyalizm Kittikçe çok rağbet gördü. Çünküü bir insan. kendisinin sosyalist olduğunu İtiraf etmeden Veya Sosyalızmi kabul etmeden de bu yeni #oşyalizm mes- leğine sülük edebiliyordu. Gerçekten, Plânlı Ekonomiyi müdafaa edenlerin bir çokları, maksatlarının - “Kapita» lüzmi kurtarmak” olduğun vaz haykırıyorları Evvelce Stuart Chase, — Geor Sönle ve a: galışmış. ol irenin yıllarca yapmaza kları İktisadi Plânlama nazariyesi birdenbire ihtiram mevki. ine yüksekdi. Bir yenilik olarak şan. h mâruf nazariyeleriyle ve fillen so Nu olmayan hükümet istiktazları le. hindeki Ssihirli tekliflerle de allanıp Pullanan bu felsefe, Planlama sintem ve mektebini resmi makamların gö- Züne soktu; onlar da bunu terviç meğe başladılar Bu fikri bir de teskilâtlı propagan- da makinesiyle teçhiz etmek lâzım. dı. Bunun için yapılan llk teşebbüz 1044 te cümhürrelsi seçimi kampan: yasında, amole İlderi Sidney Hiliman tarafından geldi. Bu zat mensup ol duğu CİO sendikasına bağlı bir Siyast Faaliyet Komitesi kurdu. Bu Komi- 'tede Sosyalistlerin plâncılardan tu- tun da komünistlere varıncaya ka- dar— her çeşidinden binlercesi bir a. raya toplanmışlardı. Hillman, işçiler hartcinde kalan diğer unsurlara nüe fuz edebilmek için de Milit Vatan. daşlar Siyasi Faaliyet Komitesini teş. kil etti. Münevverler, Müstakli Va> tandaşlar, Sanat, Fen ve Meslekler Komitesini vücuda getirdiler. Profe- sörler, muharrirler, aktörler, sinema yıldızları, dram muharrirleri, avu: katlar, doktorlar ve başyazarlar bu. 'na dahll oldular. 1047 de Demokratik Hareket ta. raftarı Amerikalılar namındaki te. gekkül tesla edildi. Bu teşekktli şimdt Amerikada Nasyonal Sosyalist Tkti- sadi Plâncılar zümresinin en nafis uZVU ve başlıca plânlama ve propae ganda, makinesi olmuştur. Bunların Programlarının esası 2 mart 1048 tae rihinde siyasetlerini açıklamak Üzere yaptıkları beyanatta görülür. Bunda Funları söylüyorlar: Ekonomik bazı sahaları vardır ki bunlar husüst el lerde kaldığı müddetçe murakabe e- dilemezler. Bunlar hakkında iki şey yapılabilir. (Devamı var) |l[|KİYE . Yazan Rohert ZACKS GABEYİM Nick 14, ben 10 yaşlarındaydık. Bir gün, anne- mize bir hediye almayı kararlaş. tırmıştık. Bu, annemize vereceğimiz llk hediyeydi. Ailemiz çok fakir ol duğundan, böyle bir hediye, yek- hesak hayatımızda, büyük bir hâ- dise sayılırdı. Annemize yapacağımız sürpriz, bizi o kadar sarmış, © kadar he yecanlandırmıştı. ki, sevincimize Ve sırrımıza, babamızı da İştirak ettirmek İstemiştik. — Bunu ona söylediğimiz. zaman, — gururla ©- Mmuzlarımıza vurarak — Çok güzel bir fikir, anne- nizi çok memnun — edeceksiniz, mişti. Annemiz — bütün gün çalışır, yemek pişirir, çamaşır yıkar, vel: hasıl evin her işini, hiç sesini çı karmadan, şikâyet etmeden ya. pardı. Fazla gülmezdi, fakat gü- Tümsediği zaman dünyanın en gü- zel annesi olurdu. Babam: —'Ne almayı — düşünüyorsu- nüz? diye sordu. — Âyrı ayrı iki hediye almak istiyoruz, diye cevap Verdik, Nick, Babama: İstersen anneme gizlice sö de, Hediyeleri düşünmekle vaktini Ayi geçirir, dedi. Babam gülüm- seyerek Nİek'e baktı: — İşte, akillı bir çocuğun gü zel bir fikri deyince; sevincinden kızaran Nick, elini omuzuma kı — Soe da öyle düşlünüü, aedi. Fakat ben: — Hayır hiç aklıma gelmedi, bu yalnız senin fikrin, dedim. 'Babam anneme meseleyi anlat miş olmalıydı. Çünkü yüzünde na. diren gördüğümüz o tatlı tebes- sümü hiç eksik olmuyor, çalışır ken gözlerinin içi parlıyordu. E- imizin havası değişmiş. bambas- ilek ile ne alacağımızı müna- kaşa etmiş, en sonunda — bu hu: susta biribirimize bir şey. söyle Mmemeye karar vermiştik. Uzun bir düşünmeden sonra en nihayet, üzerindeki taşları elmas gibi parıldayan — güzel bir tarak Satın aldım. Bu, annemin ipek gibi parlak Ve yumuşak saçlarına çok Yakışacaktı. Ben yine duramamış, aldığım hediyeyi — Nick'e göster: miştim. Tarağı çok beğenen Niek, kendi aldığını söylememekte israr ederek: — Hediyeleri tâm — zamanında vereceğiz, diyince; tecesmilsle, 'Tam amanında mi? O da 'ne demek? diye sordum. — Söyliyemem, hediyemle çok İlgili. Ne olduğunu sorma, demişti. 'Ertesi sabah, annemin tahtaları ailmeye başladığı anda, Nick, ba- 'a İşaret etmiş, ikimiz de hediye: lerimizi almak için odalarımıza Koşmuştuk. Geri döndüğümde, an. Hediyenin yarısı Şelmişti. Eğer onü çıkarırsam, e nin yarısı da. ber dediğim. zaman, büyük bir sevgi oku Çeviren : Türkün Kocatuaç 'nemi dizlerinin üstüne çökmüş, a- Bır ağır tahtaları fırçalayıp siler. ken bulmuştum. Tahta silmek, an- 'nemin en nefret ettiği bir şeydi. Hediyesiyle dönen Nick'i gören annemin çehresi sararmıştı. İnki: Sarı hayale uğradığı, — yüzünden anlaşılmıştı. — Şağkın bir tavırla, 'Nick'in getirdiği—, uzun saplı tahta fırçasiyle, tahta silmek için yapılmış hususi bir koyaya baka- kalmıştı. Neden sönra kesik kesik Bir tahta fırçası, anneye he- ülye, tahta fırçası, demişti. Gözleri dolan Nick, bir kelime söylemeden hediyesini alarak şarı çıkmıştı. Ben de, daha anne- me göstermediğim tarak paketini cebime koyarak, onun arkasından fırlamıştım. Nick, bir çılgın gibi ağlıyordu, ne yapacağımı şaşır miş, ben de ağlamıya başlamış- tim. O sırada yanımıza gelen bar Bama, Nick bir şey anlatamadığı için, vaziyeti ben izah — ettim. Nick hiçkırarak. — Onu geri vereceğim, — geri, demişti. Babam: — Hayır oğlum, benim fikrimce bu çok güzel bir Hediye, bunu asıl ben düşünmeliydim, diye, onu te- Ni etmişti. Sonra hep beraber tekrar anne- min yanına / gitmiştik. Annem Mmahzun Ve kederli, tahtaları sil- miye devam ediyordu. Babam onu verden kaldırarak Nick'in söz söylemesine aat vermedin, Halbuki o sana bun: n sonra tahtaları kendisinin te mizliyeceğini söyliyecekti. - Değil Mi Nick? demişti. Nick vaziyeti kavrıyarak, büyük bir sevinçle: Oh, evet, anneciğim, diye ce- vap vermişti. Annem. 7 Bu güzel — firça ve kovayla zor olmasa gerek. Ellerin hiç w- Janmayacak, dizlerin acımayacak, Çünkü diz çökmene lüzüm yok, maktan gözleri şişmiş, Nick'i bağ- Fına basın, öperek; —. AN, çok aptalım; / çok, çok, sırada babam bana; lim, Joc, demişti. — Nick. hafifi sarararak, Yüzüme bakmıştı. C bimdeki taşları elmas gibi parıl dayan tarak, gözlerimin önüne Bir kiymet kazanmış olan tahta fırçası, yine eski haline dönecek- — Ağabeyimin aldığı hediye içlerinde izleriyle bana teşekkür. ettiğini görmüş-

Bu sayıdan diğer sayfalar: