3 Ağustos 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

3 Ağustos 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 2 Devlet ve Hükümet — adamlarına hitaben gazete ve mecmualarda açık mektup neşretmek, matbuat edebi. yatının mühim / nevilerinden biridir. Bu gibi mektuplar ekseriya, siyasi lar için — neşredilir. Maarif ve kültür işleri için neşrolu- nanlar pek azdır. Bu hafta intişar eden (Bilgi) mec- muasında Üniversite profesörlerinden Fındıkoğlu, yeni Milii Eğitim Baka- zamiz sayın Avni Başmana hitaben bir açık mektup neşretmektedir. Ma- arif dAvalarımızın en temelli olanla. rından bazılarına — dokundüğü İçin mektubu aynen neşretmek imkânsız- hğını, bamı noktalarını aksettirmek güretiyle telfi edeceğiz (1). Mektup sahibi, el ile tutulur ba- v hüdiselerden — hareket - ediyor, Bunlardan ikisine işaret edelim; "İs- tanbuldaki yabancı mekteplere rağ- bet pek fazla. Hikâyeye göre kol. deflerin yalnız bu senesi değil, ge- Jecek seneleri bile Türk çocuk velileri tarafından peylenmiş. Malt / dürümü müsalt her vatandaş çocuğunu Be- bek gırtındaki / Amerikaya gönderi- 'yor. Etraftaki misallerden gu netice- yi çıkarmakta hiç bir — mübalâğa yoktur: 'Nürkiyede bir çok ana baba, ellerine fırsat ve İmkân geçse ilk tahsll için de buralara başvuracak.” İkinel işaret de gu: "Bir mecliste çocuk babalarından biri ortaya ken. disine göre pek cevherli bir söz fır. Jattı: Bizde mektep, Tüneldeki Alman Lisesi 1di. O ne usul, ne disiplin! Mektep, bilgiyi ezberleten değii, ası- Jayan bir varlıktı..” Bu gibi işaretlerden sonra mektup on sene kadar önce Maarif Vekâletine verilmiş bir Üniversite - raporundan bahsetmektedir. Bu raporda deniyor ki: “Lise mezunları ana — dülerini hakkiyle öğrenmiş olarak çıkmıyor- Jar. Ana dilde düzgün söz söylemek, doğru ve yanlışmız yazmak için ted- birler almalı” Keza aymı raporda: “Lise talebelerini ezberleme ile değil, öğrenme ile yetiştirmeli, Üniversite. 'ye giren “Lise mezunlarında muhte- Jf Gisiplinlere ait en esaslı bilgiler- 'den mahrumiyet, perakende ve irti- batsız, iğreti bilgiler, fikirlerini yazı ve sözle düzgün ifade etmek hususun. Ga büyük bir aciz, yazının kötülüğü, zihni Inzibatsızlık, gahsi tefekkür kı biliyetinin azlığı... lih”. Mektupta böylece devlet mekteple- inin halk nazarında nasıl değerden düştüğüne, beş on parası olanların yabancı mektepleri düşündüklerine, Yüksek tahsil için dış memleketlerin Bözönüne alındığına temas edildikten #onra asıl konuya dokunuluyor: “Bü- 'tün bu hakikatleri mesleki, icral ve feşril hayatımızda daha — yakından gördüğünüze, — söylediklerimin birer hakikat olduğuna eminim, Fakat za- ten bilinen geyleri konuşmıyan insan. Jarın büsbütün süküt etmemeleri I- mm! Netice gu ki, maarifte kalite meselesinin tam ortasında bulunan lise düvası bir ucu ile orta ve ilke, ö teki ucu İle yükseğe ve milit kültüre bağlı kocaman bir düva halinde kar imizda, daha doğrumu aksiyon adam. Jarının karyısında dürüyor. Hele bir memlekette öğretim müessesesinin “Ana dilini hakkiyle öğretememesi” hakikati ne kadar acı! Ana dili, tâ- birinde gösterdiği gibi, anadan öğre- nilir. Demek ki mektep, tefekkürün ve tefekklir edilen geyin tebliğ âleti olan dili bozuyor. Doğrusu yaman bir trajedi. Bilmem ki bu trajedi bil. hassa İkinci Dünya Harbi sonu hâ- Giseleri karşısında arzettiği heybetli mâna ile sizi korkutuyor mu? Şüp- hesiz Ki evet. Yalnız pek sayın se- definiz veya selefleriniz bu mühim noktada tegafül ettiler ve meşhur ata İMAARİF M Milli Eğitim Bakanlığına açık bir mektuptan bazı parçalar İSTANBUL — ESELELERİ | Prof. Fındıkoğlunun Milli Eğitim Bakanı Avni Başmana hitaben yazdığı mektup münasebetiyle Bu yazı Başman MÜN Eğitim Bakanı Aval stifasından önce yazılmıştır. düler, — daha doğrüsü için için ve ferdi olarak bu atasözünü tasdik e- derken nedense âmme hayatında onu inkâr hareketine giriştileri Her ge gen sene bu İşi Jâyikiyle mühimse Miyenlere katııp katılmadığını gö terecektir. İk, orta ve yüksek öğretimin bir- birine bağlı dâvalarını kucaklayan #il mesele maarifte keyfiyet mesel #idir. Şahsi teşebbüs terbiyesinin kı bine programına girdiği bir zamanda bu terbiye işinin alâkalı olduğu Ba- kanlık, 14 mayis 1080 den evvelki dürümü olduğu gibi mubafara « cek mi? Şahsi teşebbüs ile/ ilgili tek- nik öğretim bile ancak sanat mek. teplerine “öğretmen” ve — düirelere kravatlı memur yetiştirmekten uzak- Jaşmayacak mı? Hulâsa 14 mayıs 1950 den sonra 27 senenin maarif Siyasetinde — şahslyet, insan, yaratı Cı, Kaliteli adam yetiştirmeğe doğru bir adım görmek İstiyor ve bu iste- Rimizi her muharririn yazısında u. Zaktan yakından ele alınmış görü- yoruz. Mektup sahibinin vardığı ne- üce, mült eğitim bakanlarının, elin. de bir nevi girket idare meclisi ma. hiyetinde olan — Millt 'Talim ve Ter- biye Heyetini, vekillerin keyif ve he- veslerinden uzaklaştırılmış - yüksek bir maarif erkânı harbiyesi haline ge- tirmek zaruretidir. Tik, orta ve yük. sek öğretim işleri, ancak bu şekle so- kulmüş bir MT.T, elinde işlenebilir. Mektubun bu kısmını, biz de mühim- sediğimiz için aynen sütunlarımıza geçiriyor, biran evvel renlize olm sına bütün D.P. ve Hükümetinin hemmiyet atfetmesini temenni edi. Acaha / Bakanlığın hareketlorini tenkid eden, gerekirse BALM. de size yardım eyleyen, uzuvları vekille- rin şahsi kanaatleriyle nasbolunma- miş, kuvvetli ve her üç öğretim sar hasından dikkat ve itina İle seçilmiş hiç bir suretle azledilemez, tecrübeli maarifçilerden teşekkül edecek ve â- deta aüliyenin — temyizine, idarenin Devlet Şürasına, Müdafaanın Erkânı- harbiyesine benziyecek bir M T. T. heyeti, size ilim, maarif dâvalarındaki fetvalarını yiğltçe hazırlayamaz mı? Aksl takdirde yukartlaki bir kaç nok- tanın gizlediği gerçekler belki / fert fert hepimiz tarafından sık sık İtiraf edilecek, fakat maarif dâvalarımızda aksiyonundarrı bir türlü bulunma- yacak ve,. çocuklarını yukardaki nok. talarda belirtilen müesseselere gün- derecek alle relkleri çoğalacak, hu- iâsa öğretim hüdiselerinde okunan ve Akinci bir nümunesine hiç bir mem- dekette rastlanmıyan kötü, hasta / ve mâdunluk hisleriyle örülü — pslkoloji Kün geçtikçe daha ziyade kuvvetle- necok!” NL () Müallimler Birliği organı: Bil. gi Mecmuası, Sayı : 39, Araba vapurları tarifelerinde tenzilât yapıldı Sehir batları araba vapurları tari- felerinde mühim tenzilât yapılmıştır. Kadiköy » Birkeci otomobil üeretle rinde 560 Kurus indirme yapılmıs. Ane dolunun mühtelit bölgelerine Kiden © tobllsler, yolculariyle " birlikte eraba Yapurlariyle geçtikleri takdirde Yüzde Ö0 tenzlük yapılacaktır. Ayrıca 'kam: Yon, kamyoget tarifesi 4 tüpe indiri Tni ve Tikaf makinelerinde yüzde 20 Tenzili “yapılmıştır. Muallimler Federasyonu bugün toplanıyor. Buzün fstanbul. Kadıköy ve Üskü- dar teşekküllerinden İbaret İstanbui Müallimler Birliği, Profesör Mustafa Şekip Tunç'un başkanlığında toplanar Fak 152 öğretmenin — son durumunu Müzakere — edecek ve Ankara Kon: #özünün ebedi hakikatine göz yum. gresine bir mümessil seçecektir. n ( ŞEHİR HABERLERİ Sergiyi henüz gezmeyenlere İkinol İstanbul Beroisini, velki yazılarımdan — birinde de belirttiğim gibi, hemgerilerimlz. den çoğu / gesmemiştir. Bunu biras evefle, birar da iğbirarla kaydediyoruz. Zira, sergivi gez- miyenler araşında, mesleki ba- kımdan muhakkak onu görme leri icap edenlerin sayıları yük- sektir. Bunun için vakit bula madıklarını ieri sürenler ekse riyeti teşkil ediyor. Halbuli bu ige vakit tahsla etmek Tazımdır Meselâ, tanıdıklarım — arasında sergiyi henliz görmemiz mimar- Jar, banka müdürleri, fabrika aahipleri — ve muharrirler var, Alâkaları bakımından — herkel ten evvel bu sergiyi eiyaret et meleri Tâsım değil mi? Bir mimar / dostuma — bütün bunlardan bahsediyordum. Hak verdi. ve doğrusunu istersen, Sergiye he- müz gidemediğime de beni utan- dirdi. İlk fırsatta gldip görece dim, Fırsat Berginin bir hafta usa- tılması ile ortaya çıktı. Fakat buün haftanın üç günü geç miştir. Geriye dört gün kaldı. Acele etmeli. BİR İSTANBULLU İsrail Konsolosu, İsrail Diplomatları Konferansına davet edildi İsrallin İstanbul Konsolosu M. Vic- tor Eilachar Teb-Avivde yapılmakta o lan Yakınşark ve Batıdaki faral dip: Jomatları konferansına " çağırılmıştır. İarailln Ankara Büyükelçisi M. Sasson aynı konferans için hâlen TebAvivde Bulunmaktadır. SURİYELİ ÖĞRE Öğretmenler Sarayın önünde toplu bir halde paşa Lisesinde yüz le bulamadıklarını ve gezilecek yer- ler İstanbul tarafında olduğu — için her gün fuzuli yere vapür ve tramvay mecburiyetinde kal. müteaddit tepler bulunürken uzak bir yerde ya- tırılmalarındaki sebebi anlayamadık- | rine Jarını belirtmişler ve Suriyeye gelen Bir müddetten beri şehrimizde bu- lunan Süriyeli öğretmenlerden — 100 kiştlik bir grup dün Dolmabahçe Sa- rayının Muayede Salonunu gezmişler- dir. Ancak memleketimizde büyük bir misafirperverlikle karşılaşacağını . mit eden dost misafirler, kendilerine gösterilen - alâkasızlıktan çok gikâ- yetçidirler. Yerleştikleri Haydarpaşa parası ödemek gehirde Bakan, dün Rektör ve Dekanlarla konuşurken ULAŞTIRMA BAKANI, T. Ü. T. F. UNU ZİYARET ETTİ I Ulaştırma Bakanı Tevfik İleri dün | yapı Teknik Üniversiteyi ziyaret etmiştir. — Hattâ dedi, geçen gün | | Rektör, talobe ve dekanlar tarafından | mecburiyetinde kaldığından. buluna- Taksimde, ayakkabılarımı bo- | | karşılanan Bakan bir müddet / Rek- | Mmayacağından müzur görülmesini ri- yatıyordum. — Çok tonlanmıştı. | | törlükte meşgul olduktan sonra, 'Tek- | Ca etmiş ve komünizm hakkında göy. Boyacı, göyle Bir baktı da: “B-| | nik Üniversite Talebe Federasyonuna | Je demiştir: fendi, diye sordu, Sergiden mi | | gelmiştir. Burada federsayonlar, Ü- |—£ “— Biz komünizmi ezmek için gi geliyorsun ? Hayır, dedim ve | | niversite ve yüksek / okullar talebe | detli tedbirler alacağız. Kanunt mü: birlikleri temsilcileriyle uzun bir has- bihal yapan Bakan cümartesi günü İş mahkemeleri hakkındaki kanun, yarından itibaren yürürlüğe giriyor Memleketimizde 14 mahkemeleri hakkındaki dik defa kurulan veya, bakarken işçi ve işveren, temali. yanına alacak, böylece Üç ikimler Keyeti davada karar Verecektir. yürürlüke girece. hiçbir yapılmadıkı görülmektedir. TMENLER DÜN DOLMABAHÇEYİ GEZDİLER ak Komünistliği tel'in toplan. isında, Ani olarak Ankaraya gitmek eyyideler kâfi gelmiyorsa yenilerini koyacağız, Fakat / komünizmi behe- mehal kökünden kazıyacağız" 'Bakan bundan sonra WAY delege- #i Helen Dale ile tanışmış ve bü te- kküllerin eski başkanı — sifatiyle WAY toplantısında hazır bulunacağı. ni ve bir konuşma yapacağını ve detmiştir. İstanbul Muallimler Cemiyet özasını sigorta ettiriyor Dün, Ragıp Nüreddin Egenin ba: lığinda foplanan Muailimler Cemi- yeti İdare Heyeti, bir çok sigorta gir ketlerinin yaptıkları müracaatları tet kik etmiş ve neticede Genel Siçorta Kumpanyasının ” yaptığı teklif uygun bulunmuştur. -Bundan baska öğret menler saklık sigortası projesi yakın: G müzakere edilecektir. Bu İşlerie Uğrasmaya İdare Heyeti — üzasından Rüstü Ultav memur edilmiştir. Hazırlık acak su bİ-) talebelerimize — yapılan müunmelenin yanında kendilerinin gördüğü ihmal- den acı acı gikâyet etmişlerdir. Öğrendiğimize göre Mit “Türk Talebe Federasyonu Türizm Bürosu bu misafirlerle alâkadar olmayı üze. ldığından Belediye Turizm Bü: rosu hiç alâka göstermemiştir. mek- Amerikalı misafirlerin dünkü temasları Donanma Komutanları ve Büyükelçi, bu sabah uçakla Ankaraya gitmiş olacaklar Şehrimizde bulunan Amerikan de- nizcileri gezilerine devam etmekte- dirler. Dün #at 1780 da Salem kruvazö- ründe bir resmi kabul tertip edilmiş- tir. Akgam Amerikan - Büyükelçisi Wadsworth, Vis-Amiral ve Mra. Bal- lentine şerefine bir ziyafet ve briç partisi vermiştir. 'Bu sabah Saat 830 da Vis-Amiral ye Mra. üyükelçi Wada, Worth, der ve Deniz Atagesi uçakla Ankaraya hareket e- decekler ve orada resmi ziyaretlerde bulunduktan sonra euma günü İ bula avdet edeceklerdir. Belediye seçimlerine ehemmiyet veriliyor Siyast partilerin bilhassa Belediye seçimleri üzerinde durdukları dikkati çekiyor 6 ağustosta muhtar ve ihtiyar he yetleriyle, ihtiyar meclisleri seçim. lerinin yapılacağı malümdur. 3 ey: İülde de Belediye seçimleri olacaktır. Yeni kanunla, muhtar ve ihtiyar heyetleriyle ihtiyar meclisleri 4 se- 'neden iki seneye indiriidiği için, mil- letvekilleri seçimine kadar ikinci bir intihap daha yapılacaktır. Bu sebep- le gehrimizde mezkür seçimler üze. rinde ısrarla durulmadığı göze çarp. maktadır. Buna mukabil partiler, Be- dediye seçimlerine büyük bir ehem- miyet vermekte ve şimdiden hararet- M hazırlıklara girişmiş bulunmakta, dırlar. Şehir Meclisi seçimleri için CHEP. DEP. ve M.P. nin hararetle hazırlan: dıkları görülmektedir. Her üç parti Belediye Meclisinde ekseriyeti temi- 'ne gayret sarfetmektedir. Ayrıca, C.H.P, ve D.P. milletvekil. deri ile ileri gelenleri, seçim bölgele- rine hareket etmişlerdir. Bu seyahat. lerin Belediye seçimleriyle alâkalı ol duğu söylenmektedir. Demokrat Parti İstanbul Ti fdare Kurulundan tebliğ edilmiştir: Partimiz namına Belediye seçimle- Ti için aday gösterilmek isteyen üye- lerimizin 4 ağustos akşamına kadar tereüimelhalleriyle birlikte bağlı bu- lundukları İiçe idare kuruluna- mü. racaat etmeleri rica olunur. Tevfik Rüştü Aras, dün şehrimize yelı Hükümet tarafından Birleşmiş Mi- letler Filistin Uzlaştırma Komlsyonu- Da Üye geçilen eski Dişişleri Bakanı Tevfik Rüstü Aras, dün sabahki eks- Pretle Ankaradan gehrimize gelmiştir. Yakında vazifesi başına hareket © Gecek olan Tevfik Rüştü Aras, Filis: tin meselesinin - simdiye kadar olan safhalarını tetkik ettiğini, simdiye ka dar müsbet bir netice alınamadığını, #ayet böyle bir netice istihsali müm- künse, 'bu hususta komlayonun diğer Üyeleri ile beraber bütün gayretiyle Çalışacağını söylemiştir. İstanbul Muallimler Cemiyeti bir Turzim Komitesi kuruyor Memleketimize gelen iç ve dır, yer M've ecnebi. profesör ve öğretmen kafilelerini karşılama, memleket mü- esmeselerini tanıtmak. işlerinin çoğak Ması karşısında İstanbul. Muallimler Cemiyeti bir turlzm komitesi kurmak kararını vermistir. Komite, İdare He- yeti Azasından' Selâmi Akal'ın idare: Sinde çalışmaya başlamıstır. Anadolu. dan gölen öğretmen kafilelerinin doğ. Yudan doğruya Turizm Komitesi Baş. kanlılına müracaat etmeleri rica « dilmektedir. Vefalılar Gecesi Vefalılar, 19.8.1980 cumartesi günü, Bebek Belediye bahçesinde bir gece tertip etmişlerdir. Sabahâ kadar devam edecek sür- prizlerle dolu bu geceye, kıymetli sen sanatkârları da iştirak edecektir. POR ı Çelenç kupası tenis maçları açı terkettiği için Telyan, hükmen galip geldi 4 üncü sette Çelenç Kupası Tenis maçlarına dün 'Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü kort Nazmi Bahri, Behbut nçirt '1/8, 8/8, G/i; Şefik Penmen, Kemal Daı 4/6, /2, 6/8, 6/2; Beliğ Beler, Engin Babaşi 6/1, 6/2, 6/2 Enee Talay, Hikmet Neciboğluyu Süzan Güler, Uğur Sevindiki 6/4, en, SA Yenmiştir. Ter t Bayk iken Suat Baykut maçı terkettiği için Telyan hükmen kazandı. 'Kris Uncu, Celârin Lüyü 6/8, 6/1, 3/6, 6/8 6/1: Erol Bolei, Andon Çipi 476, 6/3, 6/0, 6/8. yenmiştir. Müma, bakalara bugün de, Saat 1530 da 'Tenls, Eskrim, Dağcılık Kortlarında devam di Dünkü beyzbol ve basketbol maçları Şehrimizde misafir bulunan Ameri. kan denizelleri, dün Şeref - Stadyu: munda kendi aralarında bir Beyzbol gösteriş maçı yapmışlardır. Teknik Üniversitede yapılan - Galatasarayı Amerikan denizcileri arasın ketbol maçını Galatasaraylı kazanmışlı Vefalı idareciler Ankaraya gidecekler Vef Külübünden — istifa ederek Galatasaraya Jisans imzalıyan ve tekrar istifasını geri istiyen - santre haf Galibin Vefa Kulübüne iadesini istemek üzere Vefalılar idare heyes 'tinden iki kişiyi Ankaraya göndere meye karar vermişlerdir. Galatasaraylılar yeni idare heyetini seçecekler Gelatasaray idare heyeti / evvelldi gece toplantı halinde iken verdikleri Bir kararla İistifa etmişler ve yeni idare heyetinin seçilmesi için 100 kie #ilik murakabe heyetini 9 ağustos Çarşamba günü saat 18 de toplantır a çağırmışlardır. Bu istifaya sebep, yeni seçilecek idare heyetinin lik maçlarında tam salâhiyetle çalışabilmesi. içindir. Kabotoj hatlarında yolcular para yatırmadan yer ayırtamıyacak Devlet Denizyölları Umurk Müdür- 1üğü acentelere bir tamim göndere. rek kabotaf hatlarında çalışan gemi- ler için para yatırılmadan Biç bir mu. retle yer ayrılmamasını ve yolcular arasında mevki farkı gözeti Al ve hiç bir tefrik yapılmamasını bil. Girmiştir. ÖLÜM LA MEDİHA TAMER ur. Ce nazesi 3 aÇustos - pergembe günü (bu. Gedit Kabristanına defmedile YENİ İSTANBUL SIYASI İKTİSADI İMÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibi. 'YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED SİRKETİ Müdürü: Kemal HL SARLICA Bu sayıda yazı işlerini 'fillen İdnre edar Baclâ ÖGET Neşredilmiyen yazılar ada edilmez. Banldığı yer 1 YENİ İSTANBUL MATBAACI- LK LİMİTED SİRKETİ MATBAASI, REŞAD NURİ GÜNTEKİN Kavak Yelleri —— Bu söz bana vitamin nazariyesi ile- Lokman Hekimin Davud Peygamberin / titreme hastalı fanı körpe bir kız vücudiyle tedavi etmiş olma. #i arasında bir münasebet iddia eden — Müftüyü hatırlattı. Fakat kasabaya ait her gey gibi ormn da küskün olduğum İçin derhal zihnimden uzak- daştırdım. Bununla beraber Koço Kolumun ağrımı hak- kında bazı düşünülecek çeyler de söyledi. — İki yaz evvel Boğaziçinde bir deniz gazınosunda ça- iğirken — kendi de böyle bir ağrıya tutulmuş ve bir Rum doktörün kasığına yaptığı gırıngalarla İyi olmuştu. İhtiyar garstonun tarifi benim ag- fının Arazına tamamiyle uyuyordu. Hele şehadet 've orla parmaklarının keçelendiğini söylemesi 180 büsbütün dikkatimi çekmişti. Ne olur ne ol. maz ilâcin ne olduğunu öğrenmek istedim. Adı f bederemedi fakat evine gittiği zarmnan kutusu- hu getireceğini vadetti. © sabah her günkünden evvel kalkmıştım. Öğle yemeğine kadar bu köşede kâh dışardaki kasvetli yağmura, kâh gazetelere bakmakla ge- gecek saatlerin Çokluğundan birdenbire Ürktüm Ve Koçoys bana bir otomobil bulup getirmebini döyledim. Çıkacağım zaman Koço mektupları unuttu- 308 Bumu zannetti, SAT gitsin” der gibi bir hareket. de: — Benim odaya birakıverirsin, dedim, * Emin Hulüsi kendisiyle beraber benim — İs- tanbul programımı da götürmüş olduğu için ne- Teye gideceğimi — bilemiyordum. Biraz kendimi toplayıp bir yenisini tertipleyinceye kadar, ecnebi türlstler gibi, müzeler Ve camileri — görmekten başka çare yoktu. Zaten ben de ginidilik fotoğ- raf makinesi eksik bir türistten bağka ne idim? Şu fark ile ki, meselâ biraz sanra gittiğim Aya. sofya Müzesinde onlar üçer beşer kişilik kafi ler halinde dolaşırlarken ben yalnızdım. Çehresi Hintliye benzeyen bir kılavuz yanıma yaklaşarak ingilizce bir geyler söyledi ve cebinden bir Kart çıkarıp gösterdi. Başımla teşekklr ederek sav- dim, İstanbulü kılavuzla gezmek! Bir bu eksikti. Ayasofyaya, camlliği zamanında bir iki k ve uğrAmıştım. Fakat hatırımda irili ufaklı kub. beler, alay alay sütunlar, her birinin zeminden, banyo, teras vesairesiyle bir kübik #v oturtule bilecek büyüklükte yazı levhaları ve bir de çok ince İşlenmiş ceviz oymalardan başka bir şey kalmamıştı. Kubbeler, #ütünlar ve göç hazırlır Çına başlamış vaziyette görünmelerine rağmen Yazılar yine orada Idiler, Fakat maalesef oymaz Jarı bulamıyordum. Bizim vilâyetin biras #araç- Jıktan başkar tek sanati cevis oda takımları oy- macılığı olduğu İçin en ziyade de onları gör. meyi isterdim. Başka bir müzeye mi kaldırmışe lardı acaba? — Belki de ben — önlari / vaktiyle Süleymaniye yahut başka bir camide görmüş- tüm de gimdt zihnimde Kariştırıyordum. Müzenin asıl görülecek şeyleri Muhakkak Ki BiZanstan kalma tasvirler vesnire Idi Nit kim seyyahlar da en #iyade önlarla meğgl olü. 207 yorlardı. Amerikalı olduğunu tahmin ettiğim er kekli kadınlı bir grupü alargadan takibe başla- dim. Her durdükları yerde bizim resmi kalavı zun izahatı çabucak bitmekteydi. O susunca, bi. zim kasabadaki Fizanlı cerrah gibi yaşı ve cinsi anlaşılamıyan yalnız iri iri gözlüklü ve / dişler- den ibaret bir kadın başlıyor, dükkânındaki me Jarı gösteren bir. manifaturacı emniyetiyle — ve kubbeye uçacak gibi geniş vücut hareketleriyle her geyi uzün uzün anlatıyordu. Söyledikleri her halde esaslı şeyler olmalıydı. Fakat bu kubbenin Altındaki ihtas dili eskiden arapça, gimdi. in- gizlice olduğu için benim hiç bir zaman bir şey Anlamama imkân olmayacaktı. Onlardan ayrılı Fak bir zaman daha kendi kendime — dolaştım, kübbelere, sütunlara, tasvirlere baktım. Biraz da bir köşede tamir işleriyle meşgul işçilerle ko- nuşarak bu değişmeye aşağı yukarı ne kadar para gitmiş olacağını hesaplamağa - çalıştıktan sonta diğarı çıktım. Şotör bu sefer de beni Asarıntika Müzesine götürdü. Çok eskiden, Kabataş Sultanisinin son sınıfında falebeyken bizi buraya — getirdiklerini hatırlıyordum. Fakat galiba. sancılandığım. için kapıdaki kahve ocağında oturmuş ve ancak İs- kender'in, etrafında kızlar ağlaşan meşhür Jâh. dine ve bir de birkaç mumyaya göyle bir göz atı bilmiştim. Bu defa dili bizim Müftünün diline çaldı; gibi yüzü de bir parça anünkine benzeyen fakir bir ihtiyar hademe peşime takıldı ve mra ile donları gezdik. Kulak dolgünlüğiyle epeyce de öğrenmişti. Fakat — heykeller — vesnine #eyrederken daha ziyade Anadoluyu Konuşuyor. dük, Bizim vilâyete komşu vilâyetlerin birinden. di Çoktandır İstanbuldaymış. Fakat artık ne o Türen olsün memlekete gidecekmiş. — “Git — git 308 Kendi memleketindir. Rahat edersin” dedim, O- raları iyi bildiğime hayret eder görünüyordu. Bu hayreti arttırmak için dilimi arâ sıra o ta- Fafların — konuşmasına da — kaydıriveriyordum. “Sen de bizim oralardansın mutlaka Bey.. Ne- redensin?” diye halecanlandı. O vakit çehremi çatarak ve konuşmamı değiştirerek: “Yok arka. daş, bizim ecimiz köyümüz ayrı... Şöyle bir ge. Hip geçtim oralardan.. Ben siğbesüt İstanbullu. yum” dedim ve ayrilirken kendisine epeyce bir para verdim. Bana daha başka yerleri göster. Meyi de teklif etti. Her halde Topkapı Sarayını da gezmeliydim. Orada kendi adını verirsem ba- 'na her yeri gösterecek bir hemşerisi vardı. “Va. kit geçti. Hepsi bir günde olmaz. Sonra ne ka: hr?” dedim, Bizim kasabanın eski belediye relslerinden biri vardı. Medresedin yetişmiş olmakla beraber yeniliğe meraklıydı. Vaktiyle İstanbula da gel ve müzeyi gezmişti. Hatıralarını anlatırken: Y velâkin az bakımsızca.. O heykellerin gi ık döküğünü ne çimento ile tamir etmeli, yüz- derini gözlerini güzelce badana etmeli” diye saf #af geyler söyler, bizi güldürürdü. Doğrusunu söylemek lâsım gelirse benim bu günkü ziyaretim de bundan pek farklı değildi. Kasabada İstasyon Parkı gazinosunda İstanbulu anlatırken: “İnsanın fikren yükselmek için sade Cami, saray gibi eski Abideleri getmesi kâfidir. Hele müzeler başlı başına mekteptir” derdim. Fakat bu mektepleri, sürüsünü kaybetmiş çoban gibi kendi başına dolaşmak oli uyor. Hattâ o Bizans resimlerini kendi eliyle oralara yapıştır. mişcasına bilen dişlek kadın gibi bir arkadaş da gâliba kifayet etmeyecek... O apayrı, ilim — ve Meslek... Çok küçük yaşlarda mi bunlara başla- mak İâzım kimbilir? Hali vakti yerinde bir 300 dam olarak İstanbula —dönüşüm için yaptığım programda bunlar epeyce bir yer tutuyorlardı. Fakat bu kısma pek fazla bel bağlamamak lâzım. dı. Otomobilde Birdenbire rahatlayan vücuduma Mukabil yine yavaş yavaş ağrımaya - başla- yan kolumla — bunları düşünürken — kendi. mi Adeta karşıdan başka bir adamı seyreder gibi kubbelere, sütunlara bakıyör gördüm ve ilk defa deniz kenarına indikleri zaman suların çokluğuna hayret eden köylüleri hazin bir gülümseme tle hatırladım. 'Yine tek Müşterisi olmayan holde bu sefer kimse tarafından işgal edilmemiş yerime, uzun bir yoldan dönmüş gibi yerleştiğim zaman t Jıktaki kâtip: “İyi gezdiniz mi Doktor Bey” d seslendi. “Fena değil. Vakit geçirdik Vap verdim. Fakat onun masası üstündeki gözüm ilişip yemeğe daha bir saat kaldığını gö Tünce yenlden dehşete düştüm. v KASABADAN GELEN MEKTUPLAR Öğleden sonrayı uyumakla geçirdim. Ana- dolüda bazan Hükümette ve eczahane bahçesin. de oturduğum yerde uyukladığım olurdu. Fakat buradaki gibi, entari ile yatakta gündüz uyku- gü uyumağa vakit neredeydi? Şimdi üç günden beri bunu Yapıyordum ve bir rahatsızlık geçir mekte “ulunduğum için bana iyi de geliyordu. Hede bu akşam üstü kendimi her zamandan iyi hiasetmekteydim. Hava yine kapalı olmakla beraber ara sira Halicin ve Karşı tepelerin üs. tünde güneş açıyordu. Kolumun ağrısından, gar- /#on Koçonun bözleri üzerine dükkat ettiğim o hafif parmak geçelenmesinden başka bir. gey Kalmamıştı. Neşem bile yerine gelmiş gibiydi. (Devamı var) 310

Bu sayıdan diğer sayfalar: