12 Ağustos 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 8

12 Ağustos 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: E. H. Cookridge “Tntelligence Service” Umumi Şefi Çev en: Meral Cumaoğlu Gizli ajanların mesaisi hep esrarlarla örtülüdür Bu mühakemelerden / ekseriya, Mihver Devletlerinin casus teşkilâtına karşı, müt- fefiklerin Cacus Mücadele Teşkilâtiarının mütaakip faaliyetleri ve — yaptıkları gizli Savaş için kaymetli malümat elde edildi. * BÖLÜM W AJANLAR. FAALİYETTE Gizli ajanın mesaisi bilmecburiye esrar- Jarla örtülü bir faaliyettir. Bir ajanın fa- aliyetleri veya bu faaliyetler hakkında sa- dece bir İma ve işaret, kendisinin faali- yette bulündüğü — memleketin — casuslara karşı mücadele teşkilâtı tarafından sezil- diği dakikada, bu adam, kendisini vazife- dendirmiş olanlar için artık aktif bir un- #ür olmaktan çıkar ve pasif bir unsur ha- Hne girer. Sulh zamanında kendisinin her bir hareketi tetkik edilir ve faaliyeti bin- bir mânla ile karşılaşır. Ve harp zama- nında da bu afan, kurşuna dizilmek veya a- ılmak tehlikesiyle dalma karşı karşıyadır. Bu iş, devamlı bir. sürette yapılmayıp zaman zaman lcra edilmekle beraber, ama- törlerin yapacağı bir meslek değildir. Mün- hasıran casuslukla meşgul olan kimselerin sayısı çok mahduttur. / Bunlar küçük bir grup teşkil ederler — ki, bunün etrafında, yarı profesyonellerden müteşekkil kalaba- hik bir ordu çalışır. Hiçbir. memleket, tihbarat afanı bulmak İstediği zaman, bu maksatla tatbik ettiği usulleri açığa vur- maz, etrafa duyurmaz. — Fakat tabll bu meslek, Üniversiteye — devam ederek veya bir iş bürosuna —müracaat ederek intihap edilecek bir meslek değildir. Casus teşki- Jatlarını başında bulunan ve şeflerden mü- rekkep küçük grup, hemen hemen datma, evvelce allâhli kuvvetlerde çalışmış kim- selerden teşekklli eder, çünkü harp sanat- Jarında bilgi ve tecrübe sahibi bulunma- min bu işde büyük — yardım ve — faydası olur. Bir kimsenin vasıflarının gözden ge- çirilmesi, kendisinin hangi nevi işe daha elverişli olduğunu meydana koyar. Sonra, kendisi hakkında tavsiyeler gelir. Çok de falar kendisiyle hususl bir görüşme yapı bır ve iptida, nispeten kolay bir iş tevdi olunur. Şayet bu işi “memnüniyet verici bir surette başarırsa, bunun — arkasından kendisine başka işler de verilir. Bir müddet conra afan Namzedi, husust ve muayyen bir hazırlama talimine tâbi tutulur ve mes- dekte tatbik olunacak metodlar kısaca a- çıklanır. Ve böylece, gizli faaliyet afanı, Hangi ânda bir casus haline geldiğinin ken- Gisi bile farkına varmaz. Senelerden beri tatbik edilen metod bu- dür. Almanlar, ananevi usulleri fstihfaf e- derek ve bunlar arasında bilhassa demok- rasi memleketleri tarafından tatbik edi- denleri hiç beğenmiyerek, casusluğu müs- pet bir ilim haline getirmiye uğraştılar, siyasi ve içtimat ilimlerin diğer herhangi bir kolu gibi bunun da bir tahsil mevzu olabileceğini zannettiler. Kendilerinin kur- muş oldukları casusluk okulları ve casus yetiştirilmesinde tatbik — ettikleri karışık ve muğlâk usuller, bütün kitle halinde ye- tştirme sistemlerinin arzettiği kusurlarla dolu di Bu sistemden, standardize bir casus tipi elde ediliyordu ki, en mühim nokta olan gizlilik ciheti, bununla feda e- dülmiş oluyordu. Britanya Gizli Emniyet Teşkilâtı, harp esnasında, şüpheli Alman- ları takip ettiği ve sorguya çektiği zaman- dar, Almanların bu sistemi hakkında bir fikir edinmiş oluyordu. Rusya da, Almanlarırikine benziyen bir Göul tatbik ediyordu. Bu sistemin muvaf- fak olup olmadığı keyfiyeti, Kremlin'e ait bir sır olarak kalıyor. Fakat Rus ajanları- fin Kuzey Amerikada 1046 yılı başlangı- cında hemen hemen kâffesinin ve pek sü- ratle ele geçirilmiş olması, bu sistemin pek de muvaffakıyetli olmadığını gösterir. İngiliz İstihbarat Servisi Mücssesesi hiç- pir zaman ciddi bir tehlike ile karşılaşma- Mıştır. Bu da, tesadüfi olarak istihdam e- dilen afanların yardımından geniş bir su- rette istifade usullinün ne kadar iyi bir yol olduğunu ispat eder. Tatilini geçirmekte olan bir öğretmen, mallarına satış piya- sası arıyan bir tacir veyahut da iktisadi Zarüretler dolayısiyle, kambiyo farkından İstifade ederek memleket haricinde yaşa- mak mecburiyetinde bulunan sivil bir mü- tekait, faydalı işler görebilirler ihayet diğer bir sınıf casuslar vardır. Ki bunlar casusluk teşkilâtlarının macera Peşinde koşan — heveslilerdir. Fakat polis romanlarının sahifelerini dolduran bu gibi tplere, muhtelif gizli emniyet servislerinde az tesadlif edilir. Bununla beraber böyle bir Sıpıf da mevcüttür ve casusluğun en di ve pis tabakasını teşkil ederler. Hiçbir memle- kete bağlı olmıyan bu gahıslar, vatan düy- gusü veya siyasi itikatlar gibi kuvvetlerin fesiri altında kalmıyarak, sadece, en iyi fiat veren müşteri ile bir iş bitirmek niyetinde olan tüccar zihniyetiyle hareket ederler. Bu gibi tiplere her — memleketin merke- zinde tesadüf edilir; — bütün beynelmilel konferanslara girer çıkarlar; ellerine ge- çirdikleri siyasi bir sırrı birkaç yüz ster- Tinge satmıya hazırdırlar; tıpkı bir otomobil satışından komlsyonunu alan faal bir ko- Misyoncu veya bir kumar külübüne paralı bir müşteri getiren simsar gibi. * Muvaffakıyetlerinin —en yüksek nokta- n varınca bu — maceraperestler bazan toplu bir halde de çalışırlar, fakat casu Tuk maksadiyle sirket halinde çalışan kim- seslerin sayısı tabli pek azdır. Bu tiplerin €n meşhür misali Switz Çetesi olmuştur. ki, bunun kısa fakat çok parlak kariyeri, harpten evvel Pariste cereyan etmiş olan bir muhakeme ile nihayete ermiştir. Ben bu muhakemenin gizli bir celsesinde hazır bulundum Ki mühakemelerin bu tarzda Cereyanı sülh zamanında Fransiz. adliye- sinde nadiren vaki olan hallerdendir. Bu Casuslar Şirketinin meydana çıkarılması, bir polis roman — okuyucusunun arzu e- deceği bir şeklide romantik olmuştur. Bir takım fotograf filmlerine yapışmış birkaı tel sarı saçın Pransada “İkinci #line geçmeni, polisleri bir ize doğru ge ketti ve bu İp ucu Marjorle Bwitz'e kadar götlürdü. Ve Scotland Yard'ın Hususl Dalresinin yardimiyle bu iz, kol. Jarını bütün - Ayrupaya yaymıp olan çeteye sevk ve isal etti. A, onları Mrs. Yapılan muhakemede, bu çetenin Sovyet Devletine bazı " malümat 4 olduğu Mmeydana çıktı. Halbuki bir taraftan da bu #irketin adamları Alman İstihbarat Servi- #inden para alıyorlar, Polonya ve Balkan Devletlerinden hiç / olmazan Bgizli malümat satıyorlardı. Çetenin ihtisamı ma- kineli silâhlar üzerine İdi ve çok uzak me- safelerde bulunan uçakları keşfetmek kud- retini haiz “gizli bir hakkında ietli malümata malik bulunduklarına da- ir bir idâlaları da vardı; halbuki bu lddi- anın hakikate dayanan bir temeli yoktu. Bu İdâlaya inanan — safdiller bunun — bir zannediyorlar, daha ölüm şuar olduğunu zekileri ise bunun “Hertz dalgalarının' ikâsiyle münasebettar — olduğunu tahmin ediyorlardı. Çok şükür ki İngilterede ne Bwitz Çetesi, 'ne de başka bir kimse bu icadın © zamanlar bilinen biricik tipinin imtiyazını elde edemediler; Bu yeni Icat, İngiltere sahillerinde — tesis edilmiş olan Tadar istasyonları zinciri di Switz Şirketinin başında, her topluluk- ta olduğu gibi, bir “idare edici kafa' cuttu. Bu rels, şirketin faaliyetleri için hudutauz bir sermaye yatırmıya amade di ve Londrada, Brükselde, Pariste ve Berlin- de şubeleri bulunan ticari bir teşekkll ld- dia ve kisvesi altında çalışıyordu. Bu re- isin kim olduğunu Fransız Gizli Emniyet Teşkilâtı bir türlü — keştedemedi. veyahut (daha doğrusu) ismini açığa Vurmamayı tercih etti! Bununla beraber Fransız gizli Pollsi, çetenin başlıca elemanlarını ele ge- girdi Ve çeteyi imha etti. Yapılan muhake- sunda büyük rolleri olduğu. görüldü. Çe- husüst bir dişçisi bile vardı. Doktor Riva-Dacovici adlı Ve aslen Rumanyalı 6- Jan bu adam Pariste sanatını fcra ediyor- du. Bu doktor, çeteye mensup küryelerin altan içine, evrak ve vesikaların süretlerini saklıyordu. - Ç örkestrası vardı. ki, konser nesiyle bütün Avrupayı dolaşırken, borazan ve bu neviden çalgıların için ladığı Kizli vesikaları memleketten lekete götürüp getiriyordu. Lloyd George'- n hatıralarını ihtiva eden bir kitap içinde Büyük Britanyadan kıymetli esrarı çıkar- miya müvaffak olduğu da rivayet edilmiş- tir. Çetenin faaliyeti /esnasında Switz ile karısı, Londrada Chelsen semtinde güzel bir apartmanda oturuyorlardı. * anlattığımız Switz Şirke- tinin tarihçesi, bu teşekkülün faaliyetleri- nin kolayca meydana çıkarılabildiği zan- nini döğürabilir. - Halbuki girket çok İyi çalışıyordu ve mükemmel neticeler ahyor- du; ancak çeteye mensup bazı kimselerin, #üphe altına girdikten arkadaşları: hi ele verdikleri takdirde cezalarının daha hafif olacağı va'di üzerine — ağızlarından bazı geyler kaçırmış — olmaları, — Parisin “Deuxlöme Bureau” suna, çetenin faaliye- tine nihayet vermek imkânını bahşetti. Bu bir istismadır, fakat — kaldeyi teyld Birçok casuslar tamahkâr ve haris olduklarından, birine yaklaştıkları zaman kabaca Ve aptalca üsüller takip ederler. Büyük bir devletin gizli emniyet teşk tana mensup bir dostuma, bu mütat bey- nelmilel tiplerden biri ederek, 1.000 sterling mukabilinde Çanakkale Boğa- zinin kontrolu için Montreux Müahedesi- 'ne konulmuş olan gizli maddelerin fotoz- rafla çekilmiş bir suretini satmayı teklif etmişti. Başka bir ajan da aynı sırrı 500 aterlinge teklif etmiş Ve sonra bu bedeli 250 aterlinge kadar İndirmişti. — Birinci casus vermek baha- flüt, aak: Burada kısaca müracaat Almanlar, ananevi usulleri istihfaf ederek ve bunlar arasında bilhassa demokrasi memleketleri tarafın- dan tatbik edilenleri hiç heğenmiyerek, casusluğu müspet bir ilim haline getirmiye uğraştılar. mede şirketin en mühim simalarının şun- lar olduğu meydana çıktı: Amerika hava küvvetlerinin eski #ubaylarından Gordon Switz ve kendisinin genç ve hoş karısı Marjorle; baron bayan Lidya Stahi; Ben- damin Bercovitz ve Boris Rashevsky. Ba: ron Lidya, birçok memleketlerin casusla- Fa kargı mücadele - teşkilâtları tarafından Alman ajanı olarak iyice tanınmış bir si- ma di Mahkeme bu kadının suçlu- oldu. #unu kabulde tereddüt etmedi ve kendisini beş yıl hapls cezasına mahküm eyledi. Na- ziler 1940 yılında Parisi işgal ettikleri za- man kendisini — hapisten — kurtardılar ve tahmin olunduğuna göre bu kadın bilâhare Türkiyeye giderek burada, Türkiye ve Bal: kanları ihtiva eden Von Papen teşkilâtında çalışmıştır. Bercovitz Kanadalı bir Rustu Çetenin mali müşaviri idi ve satılacak sır ların — bedelini tâyin ve — teshit Rashevsky de, Sovyetlerin ağanla: rından biri İdi. Bu adam bir türlü ele ge girilemedi ve gıyaben mahküm oldu, Bu müdürler heyetinin idaresi aitında, mühtelif tip ve evsafta ve başka başka mllliyetlere mensup kalabalık bir kitle lığıyordu. — Bunlar Ksan profesörü, Fransız ordusuna sup bir albay, Paris Üniversitesi biyoloji profesörlerinden biri tle meşhur bir dina. Mit mütehassısı vardı. Davada — birçok kadın isimleri de geçti ve bunların bilhas- #a, ellerinde devlet — esrarını bulunduran kimseler tüzerinde teshir edici kabiliyetle Ti sayesinde, bu sırları elde tekrar gelip de kendisine, işin daha ucuz bir fiyatla başka biriyle yapıldığı söylenil- diği zaman bu rekabete kızmış Ve şiddetle Atiraz etmişti! Bu küçük hâdise, am glaştığı en mühim mesele hakkında bir fikir verebilir: Bu tip casusun eline bazan kiymetli bir malümat ve haber geçebilir. fakat kendisinin, bu malümatı satın ala- bilecek İle teması yoktur. Çok de- falar, vesikaları ve — fotografları kolayca teskilâtla ça- şmayı Fakat bu gibi esrar satıcılarının tamahkârlığı ve hırsı, hemen hemen dalma onları, aynı zamanda bu ha- berleri ayrıca kendi hesaplarına da satmak hatasına sevkeder ki çete bunun farkına yarır Varmaz, iki taraf” hesabına çalışan derhal “tasfiye” edilir. ve polis bir sokakta, hüviyeti meçhul bir. ceset tör casusun kar- atmak imkânına malik bir Kabul eder. bülür Devlet hesabına çalışan ajanlar nadiren para sahibi olurlar. Bunların pek 'nede 1.500 sterlingi geçen bir maaş alabilir. Bunlar servise, kazanmak dan ziyade, vatani sebepler veya tehlikeli, maceralar sevgisiyle girerler. Büyük Bri- tanyanın — Gizli Emniyet Teşkilâtı dalma bu gibi kimseleri tercih etmiştir ve bu işın talipleri de datma, arzu edilen miktardan fazla olmuştur. Harbin baş gizli ajanlarımı: zın ekserisi, faaliyetlerinin hesabını, Er- kânı Harbiyenin İstihbarat Servisi Askeri Encümenine vermek — mecburiyetinde idi. gah bir. denizaltı Casuslara Karşı Mücadele TTeşkilâti “M. I. 5" te çalışan adamların en küçük Tütbesi binbaşı di ve diğer bütün şubeler- de de Vaziyet aynı İdi. Bunlar, tahsisat- Jariyle birlikte, yılda 1.200 sterling alıyor- lardı. Maaşlar ve tahsiâat ve yaptıkları masraflar kendilerine nakden tediye ol hur. Harlce gittikleri zaman maaşlarını altın olarak alırlar. Devlet muvacehesinde bu adamlar (ve kendileriyle birlikte çalı- gan kadınlar) resmen meveut değildirler, hükümetten maaş alan memurlar arasında görünmezler ve isimleri de askeri salna- meye yazılmaz, * Bazı mühim sebepler dolayısiyle, harp bittiği halde bile, bu adamlardan ancak pek küçük bir kısmının isimleri ifşa- edi- debilir. Teşkilâtta çalışan gahıslardan bir- çokları ordudaki resmi — mevkilerine dön- Müşler veya terhis edilmişlerdir. Fakat ba- z hallerde kendilerinin vazifeleri nihayet bulmüştür ve memleket de kime karşı borçlu olduğunu öğrenmiştir. İşte bu gibi a- Janlar arasında, harp esnasında en ziyade muvaffakıyet elde etmiş olanlardan biri, şimdi Stone saylavı olan Binbaşı H.C.P.I. Fraser'dir. ve harpte “Commandos" ların meşhur şefi olan Lord Lovet'in kardeşi- dir. Harp başladığı zaman kendisi Oxford' /da tahsil ediyordu ve Oxford Unlon rels- lğine yeni tâyin edilmişti. Babasının ala- Yı olan Lovet Seout'ta vazife aldı. Fakat çok geçmeden İstihbarat Servisine nakle- dildi. Gönderildiği ilk yer, Orta şarkta fa- aliyette bulunan ve çok gizli bir grup teş- kil eden Phantoms birliği oldu. Sonra Lon- draya çağırıldı ve — Ringway'e gönderildi. Burası, — Manchester'in eski sivil hava meydanı 1di ki hükümet bu yeri şehir be- dediyesinden ödünç olarak almış ve pa- Faşt okulu gekline sokmuştu. — Bir gün yapılacak olan “büyük hamle” nin sırları burada binlerce — öğrenciye öğretiliyordu. Binbaşı Fraser, — müteaddit defalar düş- man hatlarının gerisine paraşütle indirildi ve en'son olarak Mareşal Rundatedt'in zırh- h fırkalarının gerisine paraştitle indirildi. Gi Zaman, Ardennes'ler — müharebesinde Çok kaymetli yardımlarda — bulundü. Arn- helm Meydan Müharebesi esnasında düş- man kıtalarının gerisinden göndermiş ol- duğü haberler, hava yolu ile nakledilmiş olan İngiliz kuvvetlerin — büyük bir. kis- minın küurtarılmasını temin ettiler: İngiliz lerin girişmiş oldukları bu harekât Holân- dalı bir hain tarafından Almanlara haber verllmiş olduğundan, bu kuvvetli müşkül bir duruma düşmüşler ve ümitsiz- €e savaşıyorlardı. Adamlarımızın diğer bir. kısmı Ai dairelerden alınmışlar; bunlar meselâ. “British-Rumanlar Oll Company sabik müdürü Yüzbaşı Chastelaine vardı ki, Binbaşı Peterson — ve diğer ajanlarla birlikte, 1944 yılı ocak ayında Rumanya- da Ploesti petrol kuyuları yakınına indiril- Mişti. O tarihte Rumanya Kıralı Michel etrafındaki müşavirleri ve Prens Stirbey ile birlikte, münferit bir sulh yapmak |- çin müttefiklerle temasa geçmiye çalışı. yordu. Kıral, her bir hareketinin, Rumanyada- ki Nazi Sefiri Manfred von Kilinger ta- rafından gözetildiğini biliyordu; bu. sefir Gestapo'ya mensuptu' ve diktatör Mareşal Jon Antonescu ile birlikte — Rumanyanın bilti hâkimi idi. Ajanlar Kıralın bu arzu- sunu bildirdiler ve Yüzbaşı — Chastelaine da, diğer iki arkadaşiyle birlikte, düşman topraklarına muvaffakıyetle İndi, Ruman- 'ya payitahtının merkezine kadar gitti ve Nazi rejimine aleyhtar — Rumanya siyasi gefleriyle görüştü. Ve böylece Balkan Mu- harebelerinin kısaltılmasında ve kızıl or- ise a arasında adında bir kadının inini keştettiler tarafından kurtarılmıştı. düya Bükreş yölünun oldu. Çok mühim faaliyetlerini şimdi kısmen ifşa edebileceğimiz Britanyalı diğer büyük yatanperver de Yüzbaşı Denis J. Rake'dir. Ki harpten evvel Brüksel'de yaşıyordu ve bir at canbazhanesinde artist olarak çalı- giyordu. Ve her yaz, — atlariyle birlikte, Almanyada ve Orta Avrupada dolaşıyor- dü. Bu ajanımız müteaddit defalar parar gütle ve Belçikaya indirildi. ve bu memleketlerde mukavemet küvvetleri- nin relsleriyle temasa geçti. 1044 yılında Yüzbaşı Rake, Fransaya başka bir yoldan Birdi: Akdenizde bir denizaltı tarafından' gulardan kurtarılıp bir Fransız balıkçı ge- ine nakledildi ve bu gemi tarafından da Fransa sahillerine gizlice çıkarıldı. Bu- radan Vichy mıntakasına giden Rake, o- rada bir yıl kadar faaliyette bulundu ve açılmasında Ami Fransaya Ta Müttefik zaman Y " İne Orduları. Frai izleri, bt #le geçirilen-  nn di tarafından işkencele uZ kalar telkinleri yapıyorlardı. H: bu gibi. usüllere İekenceye tabi t kusu altın. İngilizlerin casus — hazırlama üsülleri, gerek bedeni, uhi hazırlığa büyük bir ehemmiyet veriyorlardı ve azabi. istihkâr İbukt İngilterede müracant asla fakat yak dü. Acele — hazırlı baltalama tedbirlerine kadar, derin tedrisinden silâhsız fına kadar birçok dersleri ve tatb tiva kuraları, — coğrafyadan * Almanların ve Rusların mükemmel bir gekilde kurmuş oldukları casusluk okul ve bizim bu. kurasla ımız biraz sönük kalmakla beraber büyük muvaffakıyetler elde ediyorlardı. Bu kurs- Jar, Büyük Britanya Adasının — muhtelif mıntakalarında, dağlarda ve kırlarda uzak 've münferit binalarda yapılıyordu. Derse leri her bir sahada mütehassıs ve tecrübe gahibi. kimseler veriyorlardı ki — bunların ekserisi okul öğretmenleri, üniversite pro- fesörleri veyahut — hayatlarının büyük bir kısmını hariçte geçirmiş olan iş adamla: mıydı. Sonra, her bir ajanımıza sahte bir terelimel-hâl tanzim etmek meselesi gel yordü ki, bünun İnanılır bir gekilde olma- 1 için en küçük teferruatına kadar ince- den inceye düşünülüyor ve hazırlanıyordu. Bu, muazzam bir işti. çünkü Gestapo ta- rafından yapılacak bir tahkikat halinde, raâyo vasıtasiyle muntazaman gönderdiği haberler sayesinde, yaptığımız hava akın- Jariyle Almanyanın çok büyük miktarda mühimmat ve faşe stoklarının ve ordu kar rargâhlarının tahribine — muvaffak oldu. Bu ajan aymı zamanda, Fransada muka- vemet kuvvetlerine Jâzım olan. silâhların ve baltalama malzemesinin havadan indi- rileceğt sahaları da bildirdi. Yüzbaşı Rake, ifşa edemiyeceğimiz bir yoldan ve vasıta ile İngiltereye döndü ve burada da yap- tığı birçok işlerden sonra, Fransada yeni- den ve uzun müddet kalmak üÜzere göntl- ü yazıldı. Yeniden — paraşütle Fransaya indirlldi ve mukavemet çetelerinin arasın- a onbir ay çalıştı. Nihayet düşman top- raklarına son bir defa daha avdet etti ve bu sefer İngilterenin Güney sahillerinden hareketle Binke Lyasndey ile seyahat etti. 'Bir futbol sahası büyüklüğünde bir ye- re İnebilecek ve havalanabilecek bir. va- ziyette inşa edilmiş olan bu uçaklar, İn- Biliz ajanları ile Fransadaki mukavemet gefleri arasında irtibatı temin ediyorlardı. Fakat bu sefer Yüzbaşı Rake'in talihi ya- 'ver oldu. Gestapo tarafından ele geçirildi. 've mülthiş işkencelere maruz kaldı. Üç ay müddetle zifiri karanlık bir. hücreye ka- patıldı. Almanlar kendisini — söyletehilmek için muayyen fasılalarla zaman zaman her çareye başvurdular; bunlar meyanındı gi dasız ve uykusüz birakmak gibi yollar da vardı. Fakat kendisi mütemadiyen, Alman- ların Casuslara Karşı Mücadele Teşkilâtı- nin büyük bir hataya düştüğünü, kendi- sinin, İşi gücü ile meşgul alelâde bir adam, bir Fransız olduğunu tekrar edip duruyor- du. Ve kendisinin işkencecileri de bir tür- İü Yüzbaşı Rake'in ağzından bir gey ko- parmaya muvaffak olamadılar. — Kiymetli Alanımız, “Pransada — büyük ve hummalı bir gayretle aranılan” bir. adama, bir at canbazhanesinde çalışmış bir artiste ben- zemesi sebebiyle başına bu felâketin geldi- gini Alman Geştapo adamlarıha mütema- diyen tekrarlıyordu. — Nihayet bu adamla başa çıkamıyacaklarını anlıyan Almanlar kendisini bir imha kampına sevkettiler, fa- kat Rake, Fransız Mukavemet Teşkilâtın. da çalışan arkadaşları tarafından kaçırıldı 've bir tarafta saklı tutuldu. Birkaç ay son- Ayaklarının tırnaklarını söktüler bu sahte tercümel-hâlin en ince noktasına kadar kontrol edilebilmesi lâzımdı. Bunü bir misalle izah edelim: Faraza, Fransaya gönderilmesi lâzım gelen bir İn: giliz afanı, © memlekette, saatçilik saha- fında mütehassıs seyyar bir. komlsyoncu kisvesi altında faaliyette bulunacaktı. Bi Afan evvelce birçok yıllar ” Pariste güzel sanatlar tahsil etmiş olduğundan fransız- cayı iyi konuşuyordu. Bu adamın yapaca- A llk İş, tahsilini yapmış olduğu Paris #ivesini unutarak, sahte hüviyetinde güya mensüp olduğu ve ticari - faaliyetinin de merkezi bulunan Marsilya şivesini taklit etmekti. Fakat bu afanımızın saatçilik sahasında hemen hemen hiçbir malümatı olmadığın- dan, Hampton Garden'de oturan bir kuyum. mesleğin gösterdi. ve kaymetli taşlar hakkında müm- fazla malümat verdi, sanatın astılahatını ve ananelerini öğretti. Ajanı- Miz bütün bunları öğrenip hazmettikten donra, Britanya Gizli Emniyeti, kendisine, Mmükemmel bir aürette taklit edilmiş & te iş mektupları, flat listeleri, hattâ saat- çilik ve kuyumculuğa müteallik ve Paris- fte toptan İ yapan bir tacirin — sattığı Malların hepsinden nümünelik birer de temin etmiş ve vermişti. elik tane 1ş bu raddeye gel ra bu afan Artık, seyyar bir Fransız komisyon düğü kanaatini hasıl edecek hazırlık, bil Ki ve teçhizata malik sayılabilirdi. Fakat 19 bunünla da bitmiş - değildi; yapılacak daha başka şeyler Kendisinin, Mar- silyada doğmuş, büyümlş ve yetiş. şehrin sokaklarını ve mağazalarını bilmi Si tanıması lâzımdı. — Bütün mükemmelen öğrendikten sonra, hin, topraklarına- — indirilmesini mütcakıp göreceği vazifeler ve yapacafı te- maslar hususunda hazırlık ve bilgi sahibi olması ve elde edeceği gizli haberleri Bi yük Britanyaya ne şekilde ulaştırabilece- Rini de öğrenmesi icap Bütün bunları öğrenip hafızasında tutmıya mec- burdu, çünkü not tutmak yasaktı. —Devamı önümüzdeki ilâve nüshamızda—

Bu sayıdan diğer sayfalar: