17 Ağustos 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

17 Ağustos 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 4 KÖRFEZDE, kasabadan epey uzak ta, arkamını, içinde bin bir av hayvanının — kaynaştığı dik. yamaç- ftaki ormana Vermiş bir bahçe evi. MmİZ vardı. Önünde ça #u ile yıkandığı alçak bir sahil uza- Bardı. Orada, bazan yılda bir defa bile kullanılmayan ahşap odun iskelesin: de, ıcaktan. tahtaların birbirinden Ayrıldığı ve paslı çivilerin alev gibi Kızdığı yaz öğlelerinde, alttaki u- Yün yeşil gölgeli, dürgün ve yümü: gak vazatında kefallar uyurdu. Güneşin Marmara tarafına indizi yaz akşamlarında, burası bir. cen- Betti. Evlerine dönen köylülerin yor. öyledik. #erçelerin ötmelerini kestikleri, sak- Sağanların kuyruklarını sallaya sal Bün ve yanık sesle garkı deri, tarin — kuşlı rının, sığırcık Jaya ağaçtan ağaca seksek oyna. Gikları © saatlerde rütübetli bir Tinliği, karabataklar sahile ta Havar yüzerdi. İskelenin hemen yanında, ihtiyar ceviz ağaçlarının altında metrük bir Şoğurthane binası vardı. Bakımsız hikla, zaman onü çabuk öldürmüş. derdi. İşte Şefika bu harap ve ahşap yo- #ürthanenin ötesinde, deniz kenarın- Ga tek odadan ibarek küçük bir ku- İlbede yapayalnız oturuyordu. As- kerde ona hiç hayrı dokunmamış bir Oflu var derlerdi. Yıllarca evvel onu terketmiş Ve aramamış bir oğul. Başka hiç kimsesi yoktu. * Şefika zararsız bir deli İdi. Yal- TUz müthiş Bir par dar gidiyor, çarşı camisinin kapısın. da, meyhanelerin önünde, çektirme- lere zeytin ve meyva yüklenen iske. lede büzülerek — şeklisiz bir karaltı Halinde- oturuyor, “Doynunu “bir yana efiyor ve kuru parmaklarını birlep: Ürerek kemlül avucunu herkese, Ma Berkese açıyordu. fAksamları, bahçeler arasında söye lenen ” yorgün “şariçılar uzaklaşırken G yirtik Sbiteleri sarit Yücütünüen rkmığ. torbamına her geyi, çıkınını Şehrin Ufak paralarını Soldurmüş 9. İlrek' geri dönerdi. Feyzi lle bere Ber gel kere a yerde, hemen Bi gekilde Ona Taslardık. ARır Yü Künün altında terlemin ” Kazancın. dan gözlerinin içi pırıl pırı) bize yak- Jaşir? "Çocuklar... derdi. Ne olur ge- Tin gunları sayalım”. Neden bilmem bana pek fazla itimadı vardı. Yağ- h ve simsiyah para torbasını çeşme- 'Rin yanında, patikanın kenarına dö- ker ve hep beraber yanına çömelir. dik. Ne okuması yazması vardı, ne de para saymadan anlıyordu. Yirmi- beşlik öbekler halinde parayı dizişi. mize Ve toplayışımıza bakardı. Sa- yar, sayar, sayardık. O kadar fazla topluyordu. ki, bazan dört beş kilo ile dönerdi. Bitirinciye kadar saat- ler geçer, hava kararırdı. Bu iş bi zim de biraz hoşumuza gidiyordu. Süriyle tavugu vardı. Müsır tar- Jalarında, zeytinliklerde bağlar ara- sında başıboş - dolaşan ve çimlenen bu #naç mahlüklar her gün yumurt: Jarlardı. Şefika, bu kadar ahbap ol mamıza rağmen, onlardan bir tane bile bize koklatmıyordu." Bir gün köpeğimi, bir yumurtasını çaldı diye 'az kaldı öldürecekti. Beline bir tap HON va Hayvini günüeDe. Ka ladı. Hasis ve hain idi. Bu kanaate var- mıştık. Öğleleri şehirde e yediğini bilmiyorduk. Fakat akşam yemeği ya bir kaşık çorba veya bir yumur- ta idi. Halbuki o kadar zayıf idi, o kadar beslenmeye ihtiyacı vardı ki Dilenerek kazandığı ve bizim her kıyamıyordu. On: ları ne yaptığını bir türlü keşfede. Medik, Muhakkak gömüyordu. Gö- müyordu amma nereye? Gündüzleri #üphelendiğimiz yerleri, her zaman oturduğu bodur dişbudak ağacının Gibini, yoğurthanenin — içini aradık bulamadık. Merakımız müthişti ve bizl rahatsız ediyordu. Bazan da gö- zetlerdik. Fakat o çok kurnaz bir. av hayvanı kadar hassastı. Kokumuzu alıyordu. Perşembe günleri, o hafta birik- tirdiği yumurtalarını iki büyük se- pete doldurur ve siyah yeldirmesi: Bin altında saklıyarak, erkenden gö- türür kasabanın pazarında satardı. Onların parası, her gün akşama ka- dar dilenerek — topladıkları ki biz onların miktarını biliyorduk, ortala- a Üç llrayı geçiyordu. Bu bir ser- vetti. Fakat bir. mezbelede yatıyor 've hiç bir şey yemiyordu. — Yatağı, içine ot doldurulmuş çuvaldandı. Leş gibi bir yastığı, Üstünde yamadan Başka bir gey görünmeyen bir yor- ni vardı ve dalma, ihmal edilmiş, Masta bir vücudun kokusunu aaklı: yordu. Ben: “Şefika, gü kulübene bir şey- ler alsana, diyordum. O kadar kaza- zayorsun”” G zaman bize hain hain bakıyordu. Neden 'bilmem böyle za- manlarda hiç konuşmazdı. Yalnız akşamları çeşme bağında ve Dünya Hikâye Müsabakası “Amerikada tertip edilen Dün- ya Hikâye Müsabakasına en Şüzel iki Türk hikâyesini se- ÇİP göndermek vazifesini üze- Fine alan gazetemiz, teşkil etti- #i büyük Jürinin karariyle “Sam Amca, ve “Merhametli Bir Kadın,, — hikâyelerini geç miş, tercümelerini yaptırmış ve Amerikaya yollamıştır. Müsa- Bakaya gönderilen 422 hikâye içinde Jürinin neşredilmek üze- Te ayırdığı diğer 28 hikâyeyi de sıra ile her gün bu sahifede Okuyucularımıza- sunuyoruz. alların. tuzlu Bünün sıcak buğusu ince bir Gİs gibi yavaş yavaş batıya doğru Jürinin seçtiği 30 hikâyeden biri Muharrirlerin soyadı alfabe sirasiyle yine — gözlerini içi pırıl pinl: “Ev. Jâtlarım diyordu, gelin günları bir sayalım”. * Kurak geçen yazın erken kavur- duğu ceviz Yaprakları, yavaş yavas dökülmeye başladılar. — Güz, soğuk bir rüzgârın sonunda, sicim gibi bir yağmurla çıkageldi. Patikalar vicik Yicik çamür oldu. Ve bahçe aralar Tındaki arklar, Üstünde kuru yaprak- Jarın. yüzdüğü bulamık sularla dol. dular. İşte o günlerde Feyziyi aake- Te çağırdılar. Sevkten bir gün evvel Bize uğradı. Yosunların soğuk kum. Jara Vurdüğu sahilde, ormanda, x- Jak- böğürtlenlerin üstümüzü aslat- tığı dar bahçe - yollarında dolaştı. Gün bitiyor ve geç Kalan İncirleri, büyük yapraklarının arasında, ufka inen güneşin son ışıkları olduruyor. du. Etrafta, — yakındaki bir köyün akşam ezanını okuyan — müezzinin fatlı sesi vardı. Ayaklarımız. bizi “her halde arrularımıza uyarak— Şefikanın kulübesine kadar götürdü. Onu, karanlık — odasında küllenmiş mangalının başında bulduk, Açık ka- Pıdan süzülen akşam — karanlığında Bize tuhaf tuhaf baktı. Tanımamış: fta. Gözlerini kırpıştırdı. yüzü kızar. di ve sonra hatırladı. Doğrulmak is- tedi. Dizlerinin yorganını - çekmişti. “Aman Şefika dedim. Sakın bizim için rahatsız olma. Biz hemen gide- ceğiz”. Kulübe — Jaracıktı. Yarısını, çüvaldan yapılmış yatak kaplamığ- İ Havasında ağır bir koku sallanı: yordu. Nâve ettim: “Feyzi yarın as- kere gidiyor da sana Allaha 1smar» Jadığa geldi.” Birden fersiz gözleri: ne bir Berraklık ve yanaklarına kan geldi. Böyle bir ayrılıkta hatırlan- Mış olmak, onu heyecanlandırmıştı. Tekrar kalkmak İstedi, fakat yapa- madı. Karanlıkta bir sivrisinek vi Aıltısını andıran sesle: "Çocuklarım, bacaklarım çok fena dedi. Artık bu: Kün beni bıraktılar sanırım. Zor yü. Tüyorlar' Ayaklarının yorgandan dışarı Ka- lan kısımları adam akıllı şiş görü: nüyordu, İçimiz bulandı. Kendimizi, Şefikanın izbe — kulüteninden temiz sonbahar akşamına zor attık. * Ertesi gün akşam — üzeri gosaya, Feyziyi uğurlamaya çıktık. O, ça- kı gibi giyinmiş ve beyaz keten tor. basını sırtlamıştı. Bütün alle Ve u- zak köyden İki amca hep oradaydık. En yakını bir kilometre ilerde su değirmeninde ve çiflikte oturan iki komşumuz da gelmişlerdi. Şosa ke- narına; yana devrilmiş bir ceviz «- #acının gövdesine sıralandık. Güney farafından, sık ormana çıkan keçi yolunun gosa İle birleştiği dönemec- ten görünecek otobüsü bekliyorduk. Toprakta taze çimenler bitiyordu. Hava, ertesi gün İçin lodosu müjde- leyen' kızıl bulutlarla yer yer Ki hydı. Durgün bir sonbahar akşamı bizim için kederli bir geceyi getiri. yordu. Feyzi, hür ve serazat dolaş. Tfi kırlardan, doğup büyüdüğü bu topraktan Ve baba evinden ayrılma. 'nın hüznü içinde otobüsün geleceği farafa bakıyordu. Amcalar kendi ilk askerliklerini hatırlıyorlardı. Bir gidilince bir daha dönülmeyen, Ye- mene, Fizana, Tarabluslara Uzanan askerliklerini. İhtiyar komşu sol ko- İunü sıvamış gösteriyor, Sol böğrü- 'nÜ işaret ediyordu: “Buralarda yordu, moskofun hediyeleri var. On- İarın pek pahalı ödediği ucuz hedi- yeler”. Sonra kafasını yana sallıya. Tak gülüyordu. O sırada sahil tarafından, harap yoğurthaneden gelen dikenli dar pa- tikadan ayaklarını sürükliyerek Şe- fika göründü. Elinde bir şeyler dı. Siyah bir hayalet gibi idi. İki ta- Tafa anllanarak mütereddit İlerliyor. du. Birden ayağı kaydı ve tek kolu üzerine düştü. Diğer elinde ihtimaı Ja tuttuğu bir şeyi yere değdirme: den tekrar doğrulmaya uğraştı. Ben koştum, kaldırdım. Kolları çok za- yıflamıştı ve avuçları ateşliydi. "Ne 0 Şefika dedim, akşam akşam ka- Sabaya mi?”. Sorumu — düymamış Bibiydi. Hiç ses çıkarmadı, bulutlu Razarlarla ceviz kütüğünün üstünde- kilere baktı. Çok hafif bir sesle söy- dendi: “Feyzi git mi?”, “Şimdi gidi. yor, otobls bekliyoruz” dedim. “Onu yolcu etmeye geldim, yetişemiyece- #im diye çok korktum.. yoğurtha: len buraya kadar belki bir saat- te gelebildim,.! Sıksık soluyordu.Ka- Jabalığa doğrü İlerledi. Ceviz kütü. Künün ucuna çöktü. Feyziyi bir el işaretiyle yanına çağırdı. Temiz bir beze sarılı bir paketi ona uzattı. Zor duyulan, kâh hafifleyip, kâh şiddet- lenen bir sesle; “A oğlum diyordu. bunü yolluk yap... Şefikanın kusu: runa bakma... hastayım, yoksa seni bu kadar şeyle askere yoliamazdım." Aynı hafif düyülan sesiyle devam ediyordu; “Gittiğin yeri bilmem bel- Ki yakındır, belki uzaktır amm kerliktir.. onu bilirim” sesi daha in: celdi: “Belki benim Mustafama da raslarsın.. sorarsa annen iyidir der- Ain. ÂNi terlemişti. Soluk yanakları- ü ince birer yol halinde yaşlar akı» yor, dudaklarının hafif tüylü kenar- ları ise gülüyordu. Akşamın iyice — buğuladığı yolun dönemecinde — çamurlukları tıkırda- yan Karamürsel — otobüsü gözüktü. Ben, Şefikanın çıkınını Feysinin tor- basına yerleştirirken baktım: iki sö. #ülş tavuk ve yirmi yirmibeş pişmiş Yumurta. Cimri kadın Feyzi için; gözü gibi sevdiği tavuklarından ikisine ve bir Sürü yumurtaya kıymıştı. Bu. beni hayretle düşündürdü. * Feyzi — gittikten sonra — günlerce çalıyor. hoyrat elli bir rüzgâr ngac- yağmur yağdı. Kiş, bahçe kaj ları soyuyordu, Artık çamurlu. top- rağın Üstünde SÜ birikintilerine inmiye başladılar. Bir akşam talihsiz bir avdan dö- nüyordum. Harap yoğurthanenin ya- 'nından geçerken köpekim, Şefikanın favuklarını kovaladı. Hayvanlar kı: #a kanatlarını açarak çalıların arka- İSTANBU Ti dd kraik ooi sir do d aa ae e d ae a ae ddi Yıldızlar konuşuyor KAi ik İ ee dr yi di di di yi d y d n ae a alrakrokrak Tasanın talih ve mukadder iduğunü İddin eden! her İnsan muayyen bir yıldız altında doğar, dünyaya geldiği yerde ve Üstünde bulunan bu yıldızın bütün hayat dunür. Bir kimi ti Üzerinde yıldızların büyük blr rol oynamakta F ve buna İnananlar çoktur. Bu telâkki ve bilgiye göre boyunca derin tesirleri altında bu. 4 Kİ haftalık, bir aylık veya bütün ömrü Için mukadderatını tâyin ve tesbit etmel 'zayİçenini tanzim etmek,, denir. min kendi yıldızına göre bir aKi tabirli Gezetemiz karilerine muayyen zamanlarda bu hizmeti yapacaktır. Doğduğu- lere bakınız, önların İf F. Başak Küçük külübenin ka: Yanastım. ve ittim. ' burmuma yine fena bir koku yatağında yalı- muZ ayı İlk sütünda arayınız, a münayı altta bulacaksınız. Yıldı / umuml hüküm son sütundadır. sına kaçtılar. Pisi aralıktı. Doğauğunuz 1T Ağüstostan S Ağu Hafifçe seslendim Damağımda acımsı bir. tatla içeri girdim. Sönüük mangalın yanıma Uzanmış elini tuttum. Zavallı çoktan ölmüştü. Buz. gibi İdi. y vi Ayaklarının 'Açık kalan ağzının ke- İki karınca Haşerat ne kadar. sabırsızdır. “Paralarını harında bir dolaşıyordu. Sevir (Boga) yiyemeden. gittin, Kendinia ç Yastığının altından kaymış ve a- çılmış bir torba vardı. faya yatırılmış #arkıyordu. gektim. ve okudum: askert posta H oğlum Müstafa Yanık'a Para yerinde eli İKi lira" dincağızın en mahrem şeyi olan bu Makbuzların hepsine Üzülerek ve te- ker teker baktır paraların bir. sürü Birer birer 'Diyarıbakırda erlerinden sevgi: A | Ht tİm Haziran . rakamla Ve yazı ile yazıyordu. Değisiklikler 22 Temmuz 21 Ağuston Para miktarları Je irkbes, kiminde kiminde altmış liraydı ve hi Sol elinin kemik- halde son ol ay yollanmışlardı. 3 Ağuntos - N avucunda her yolladığı kırmızı bir. makbüz. bürüge KAL tarihi vardı. Yalnız onbir lira, Küçük bir düğüm — boğazıma Gözlerim. ve hançerem yanı: Eğildim, onun buz gibi elini 'Ne kadar da hafirti. ka bizi affet dedim, seni hiç birimiz bilemedik, anlayamı birakıp git vek evlâdina hayırlı olmaya çalışan Ondan kargılık bekleme- kötülemeden Miktarı da çok. azdı: unduğunuz . dürümaü Kava (Yay) 22 Kasım « uü Şanı © /O L0 d, dilene- kadındın. den, onu hiç . Fazla 'cümert Slmayın altına soktum, irine koy- Kapısını çektim. Elini yorganının küçük makbuz torbi düm ve utanarak GT Gir meklun Yaya Hf Hrkadan “taysiyesi ” yüzünde Harap ve aheap yoğurthanenin yı nıbaşında, her zaman altında di diği ihtiyar dişbudak ağacının kaba gölgesinde, onun, mezarı uzanıyor. Her zaman Hut (Balik) |19 Subat » Buna rağmen sihhatinize Gi elimle yaptığım Jlan dönerken topla dığım birkaç sap çiçeği ona birakı- yorum, Baş ucunda mezartaşı yerine diktiğim enli bir tahta var. Üzerine Şunları yazdım: Burada, yalnız bir anne yatıyor.” Hiç fevkalâdelik yol > 3a W * Sıkint 8 Bürprir O DeRietklik KEY » Müvartakiyer SİNEMALAR 4 — Hudut Boyu, İSTANBUL zal Maske (28 kısım), 2 Hicri| 1 9 50 Ağustos İTFAİYE, Beyoğlu GS Ankarı anbul 2Maza İamir Daktidar 60048 K. köy ö0sTz Karşıyaka” 15055 SIHHİ İMDAT nEYOĞLU GinETİ ZS 1 — Kat 2 Cennet Peri. ke's — Naydudun Oğlu. 1 — Bakibeler. 2 Olimpiyatlar (türkçe ATLAS (0838) 1 — Sampiyon aK ve Kurkançlık. 'DAHÇESİ 7 Z alkeler a ALKAZAR. TZan 1 — Ki KİSMET (28050) 1 — e Aalı (türkçe). 2 — Bir Dağ Mlasalı (türkçe. MARMARA Perşemhe, VAKİT VASATI EZANI (800 1— Kar- BEŞİKTAŞ Mizt Feher: 2 — Sinçapur İn: (a062) 1 — Kan Ka 2 — Denizler BLHAMRA 1 — Korsan Aşkı. Malta Kartab: Yirlinya Kaplanı Doğru Yol (Türkçe, TENİ (Bakirköy 166-130) 1 — 4 — Vabsl Koşu. MB06) 1 — Son Ma- Gera. 2 — Yanlış Hüküm, KALE G0S05) 1 >— Her Şarak- ia Ölürüm (Türkçe). KADIKÖY CİHETİ (e0 1 — Tarsan Kaplan Kadın. 2— Aşktan da EĞZANELER “Gemli ÇBeyasıt ” Uçak, tren, vapur ELECEK OLAN VÇAKLAR $45 DA 5S0 DY. (Fürk Diyarbakır, Ankaradan, Beşir Kemal (- Cinnet (Türkçe, (d D Bak BEYOĞLU SUATPARK İanatlar Deviren Markeler Aşağa: 3 — Yetime YÜREexYA T Nihat (Taksim) < SS DET Antepi Adana, Konya, AL BK DHY İskenderan, — 8b0 DY 160 DEY Diyarbakır, Atakan (Sle ) e Güeclâlyeköy Halısıoğlu - (Haakö Turan (Kasımpasa) Torehim Balmumcu ER GS 1 — Katliler, BÜYÜK (S0i 1 — Tğahzadebr Ankaradan. Dünüşü 2 — Kânşan. 3 — (Türki İzmirden, Ankaradan. Sehrazatın Di .— Hayaletler Geml- kong, Banekok, Kalküta, Del. 40 1 — Aşk ve Pa: KADIKÖY köy) — Kiziltoprak Yeldeğirmenicka: # .— Gülen Gözler. 3 — Larmle nin Yayrusu, maz Sarkı i İSTANDUL CİWETİ ALEMDAR: Tekandinav) K C040) 1 — Hayat Pe M0 S A 8 Stockholm, Kopenbak, YBöstancı GİDECEK OLAN YÇAKLAR TAYYANE 1 — Şarlok Ho A20 BEA. Yeni Güneş 2 — Slüm Diyanı Malutya, Bkzığ 'e 'Halk — fstanbul 1018 DHY mire, — 1040 DHY Adana, İskenderuna, VirM C6'D'r. Beyrut M8 DHT 1600 DHY K O — 74 Haderler . — Harbaros. Devrin. 'e Venedik, 2'— Aşk Memnu, Altin Şehir. 2— (Türk) Bursaya. —n35 TaRAÇIlIN ve program, at 'müsik (pi &00 Türküler (pl), —— &18 10 dakika tan — x30 Beethoven-Ds 'a T dw0 Kapanış togram. — 120 MB Ayarı. Radife Erten.) 1315 Müzik: Wala Fer: İŞE). Z 1000 HAva raporu, akgam programı T8 Açılış ve program, — 1800 M.S.Aya- Münir Nureddin Selçuk'tan Kinley Örkestrasından dens müsiei (pL.) Tekandinav) Lyada'ya, GELECEK OLAN YAPURLAR. Karadeninden. 1520 Ud Mudanyafan. — 1R15 stanbul Hat ) Gelir Vergisi ah 2115 Üç Genç ve Bir Kiz Ku: na'reni Dana müziği (pL): — 2245 H, — Ra 'Dane müziği p. — 1250 Sarkılar (Öküyan Üval Örkestram çalıyor. (pl.) 800 Girenin, 2230 Bandırma, Bandırmadan. nelodiler, — GİNECEK OLAN YAPURLAR. &00 Bandırma, Bandırmaya. 1800 'aümik —”1n45 Müsik: 3 piyano ile mele Z00 MSAyan ve haberler, — T0 “Kkaradaniz, Radyo ile İngilizce, 2200 Sehumana - Çocuk Sahneleri (p1). 2018 Radyo va, 2 535 Bena'ye GELECEK OLAN T40 hafil müzik G8TE m)) — 830 Minya: 36 Ankara CEkapras). 1030 BC Ankara (Yataklır —S Dana sarı — yapraklar T zas Sağine sa, yardı ve yabani — ördekler, ilerdeki SO RORE aBa M& Ayarı Ve haberler. — ZLoD Program ve ai 2 — Ölüm Gemlel, Açılış ve program. T6SA m), — 2030 Dinleyici İstekleri (a5.36 — iRas'8RiR konneri (pt Ölümünün (00 üncü 17 Ağuntos 1050 ——— yıldönümü münasebetiyle HONORE DE BALZAC (IT ağustos >%İlausms 1950 ) Büzün — “dünya leri yapılıyor. Bi Hasaa Pariste “Bal beri bu günü kut. İamak, daha — doğ: rini Köklere çıkar Tmamak . için da; Amerikada Giker memleketler rinde, kücük — bir kütüphaneyi — dol. duracak “kadar ya Zi yazıldı Anma günü yak Taştıkca, “Fransada Balzaç hakkındaki| tün — tanasuplarda da, Büyük Fransız ranları eklrselimin deniyet — tarihin - de Adeta Baizac'tan Köremez olmuşlardır. Bu müteai Yazan: Refia Cumaoğlu KAC'IN Kençlik resmi /başka bir gey| mancının dalma tahayyül ettiki deb upla- | debeli hayatta maddi ve mali aksak- unda gelen Marcel Bouteron, | dıklar hiç bir zaman eksik olmadı. iabirlerine “bu dinin peygam. Balzac da “Allabı” * Fakat, hayatın. güçlükleriyle ve e- İncakitlariyle ” ukrasirken, İnsanların karakterini | ve devrinin " içtimat Kayatını tanımak fırsat ve imidânını Fakat Fransada mevcüt mühtelif |" buldü. Esasen ketdisinin Büyük It Balzao tetkikleri merkezleri da, Büyük edibi daha bitar İev daha soğukkanlı bir ruhim, Adeta ilmi Bir metotin tahiile calişmiş olan: arasın- İ rası da bu dekii miydi? — Devrinin, f bir göz | cemiyetinin bütün — hayatını, çıplak kilde, hastalıkları ve yaralariyla, ih ve tahlli gayesinde nihayet mu: ar ekseriyeti teşkli ederler. Onlar - | vaffak oldu ve işte kendisinin sönre çin Balzac —hususi bayatının çok | Ünin hakiki temeli de bu tahili ka Hareketli, heyecan. delu, kuşlu #afhaları 'ne mahiyette oluraa gisun— 'nevi şahsına mün! bir muharrir, eşsiz bir romancı, deve li ve vo: | bilyetidir. asır büyük * Tinin içtimal hayatının derin bir tah: | — 1820 da İik mühim — romanı olan illcisi 'olarak 'kalacaktır. Amerikada | Les Chouana'ı neşretti. Bunda, beser Balzac tetkiklerinin başlıça merkezi- | rubunun oldukça derin tahlilleri var: Fransadekilerden sonra gelen gn mü: | Çi Punü, daha mühim bazı eeerler him arastırma e TBIAR | Tütkan SaüL ci üeüi GS Ca Balzac Socisty of America bu sahada | ür& de Toura ve daha sonra da, tam gök. Verimli. bir Amerikalılar, taass Balzac'ı çok sevorler; İlel, hayata Bağlılıkı seklide. çah atır | mânasiyle şaheser telâkki edilebiler kaçmaksızın, | cek büyük romanları çıkıyor: Evad Canlıhığı, ener: | nle Grandet, Le pöre G dolayisiyle ser Verler ve bu, devamlı ve temelli bir | — Neşrettiği Tomanların yayım artb Sevgldir. yani 'onlar İçin Balzac, fik dünya edebiyat kadrosunda baki | yetin bütün iyı ve Kötü ” tarı Ki yerini ve kaymetini bulmustur. ve | çahi ve b Birçok edip ve #anatkârlar için vaki kiymet geçici olma imkân da yöktür. Fransa İle diker Avrupa memleket: lerindeki telâkki de bu şekildedir. * olduku. gibi bu mistir, zamanlı Te dekişmesine Balzac memleketimizde de ça tanınmış ve birkaç eseri dilimize | “Nâht Komedya' ar-| tikçe Balzac bunları, modern ee hlarını rih edecek bir. külliyat Halinde toplamayı düşünüyor. 1461 de İtalyadan yeni dönen bir dostunun, Augüste de Belloy'nun, bir fikrindem a gaşaalı tan bir isim bile buluyor: Li Comödis humaine, — Sanki bununla, © zamana kadar neşrettiği ve ondan sonra da neşredeceki bütün esere olduk. | leri bir araya topliyarak, Dante'nin modern. bir gevrilmiştir. Bununla beraber bu yıl | nazire teşkil etmek istiyordu. Esasen dönümü günü, dünyanın Her şara. | daha 1836 ta, La fille aux yeux d'or fında yapıldıkı gibi bizim de büyük | adlı romanında, Fransanın büyük £- müsmadeni nispetinde kımca ve ace- | ris, belki bir nâfizayı tazele | olan olmıyacak. | İste gimdi bu modern cehennem, ni- me bakımından faydasız Honorâ Balzae zına koyduğu bir vesile e| kir, sütunların | za'fı merkezinden bahsederken, “Pa. doğrusu, | — Gave ismiyle soyadı ara: | için, La Comedie humaine'i iki kıs eki e kibe yat, işik, ihtirma, para ve beşer şün Dante'sini bul ennem” — Gememiş miydi k hayet Dante'sini bulmuştur. ü daha İyi tebarüz ettirmek ma ayırıyor: Etudes de mosüra ve İattırdığı seklinde Honorâ de Balaac" | Etudes pnilssophlamse, 0 mayıs 17809 günü Tours'da dokdu, İ7 ağustor 1860 Künü Pariste Burluva sınıfına “mensup olan Balzac'ın çocukluğu Oldukça mütevazı ve Tenksiz bir. har at içinde geçiyor, 180 #diyor. aha değm de, okuyor! çocuklul Sallir, Sonra Parise geliyor, tahsiline de- vam ediyor. Edebiyata'karşı müphem öldü |— Balme'in romanlı ilesi | darı, eserlerinin büyük şabısları olan bir kolejde fansilden ziyar kilar Gafında ilerledikce, Bi yutarak, metodsuz. bir gekilde ve Louie Lam: | Yayıyor. gittikçe daha acı, dah; İnde, kendisinin o uzak Senelerinin izlerine tesadür n kahraman. şar Birottenu, Lüclen de Rübeme Pailippe Bridenu, “Cousin Betta, 'den 1818'e Ka | "Cousin Ponaa, her biri içtimal bir tahsli wor ve bir buhran keğe büyük müharrir, 'ortalığa bir — bedbinlik havasi 'bir. bedbinlik. " Balzac, sanki sakopla bir tahlll yapıyormus ei ik Doktorlar, Bir meyil düyüyor, fakat bü daha zi | atkkrlar ve yade bir göhret Kayesini. teşkil. ediyor. isin” yazmak istiyor, Söhret | Çük burlüvalar, - köylülere: hepsi bir Tmzasının. her | Si Kendisinin baslıca | hi Delikanlılığı: iraiyle, daha doğrusu bir para yle boğulüyor. Bin dik seneleri 'bu İhtiras içinde ça * Tine başladı İh zamanlar, bir. müdüe Yatı terketmek mecburiyetinde dikbaharında a Si kendisinin kaza, bir 'yalnız İki sene için" Zac da büyük projelerle kalemine Tılyor. ” İptlar Cromweli- mevmuu yor. “Pakat 1816 niz 1816'da hukük tanak Üipüda Bir avakatın, |— aei üra da bir nöterin Yanında, Çalşta | yeaa a Tard a yeşadel için edebir | Giçeika6 a ölen M ukuk, tahafli inin bazılarında) Belki de Kendisini en ziyade sevmise: kan kadındır. K, / bunün. portresi. L için | iya dane a valide'de kapalı bir şekilde #ezilmektedir. Fakat romantizm Cağır ibiyatla Mer | sin büyük çaptaki diğer $air ve mu: 'e 'Bal l saklar Harrirleri gibi aşklarında bek de me Süt olduku iddin edilemez. Bazı aris tokratik üşikane münasebetleri ken zerinde bir facia yazmağa başlıyor. | Gisini sarhoş etmekle beraber, gevk. fakat muvatfak olamıyor. kütüne vğruyor, Kd Teaneledin oU Mışlardır. " Bur tarzda. yazılmız Takip elti De Sonra ihtiram vine | Jar. n Eğtel ererlerinden biri olan aa “koyuluyor! 1829'de | tınası kopuyor, 1832 'de kendisine itiğre de Birague ile | desadan Yazmış Ve eserlerine kare fille Tetrouvde, tartda Yazık | ci kadınla” tatlı bir. muhabere bağl hemen aynı | Şor. Bu kadın bilâhare, - yüksek ve 'diğer birkaç. roman | asli bir Polonyalı aileye mensup Kon: Yaşlarında | tes Hanaka Olarak karsığına çıkıyor. kitaplar | / Balzac ertesi yıl onunla ten ziyade azap vermeye vesile oldu: Öuchesse d 'de sezilen Dur bit | ehenme' 'de bunlar meyanın: iraz | Ga sayılabilir. kacak bir tarsda | — yakat nihayet hayatının büyük fi Ük ) Kayranlığını ifade etmiş olan “Yabanı viçrede bu: #ayesinde 'az Zaman içinde çok para | İuşuyor, 1838 te Viyanada tokrar gö kazanmak “ve müretfeh bir 1 pesinde Hesabını “bilmediği için, para ve Kaciyorlardı. Sürmek hayalı da' " kendisinden Çalışkan ve velda SAt ve heyecanlı karakteri fin fena araflarını tanımasına faldleri gitükçe kabartan €t alacaklılarından kendlei Şina mâni oldu; öyle Kİ 1! 'hayat | rüşüyorlar ve 1843 ten sonra (kadın kostukca, | artık dül Ve serbestti) " Avrupanın Tefah | mühtelif gehirlerinde sik Sik “bulur Çok | suyorlar. Tam. onbe olmasına Tağmen, | Arzasunun onunla evlenmek olduğunu insanlar | Kontese söylüyor. fakat kadının senu yi Balzac, tek Ye | gelmiyen ' tereddütleri, bu evlenmeyi dolandırı | Ancak Büyük edibin “ölümünden beş İ korumar | ay evvel mümkün kılacaktır. Evler N de tank | niyorlar, fakat artık . biri kendisine | tamamiyle soğumuş oldukları bir zer bulünan | manda, Balzac'ın 'son lakikalarına. Sinünme de Berny'nin yandımiyle te: | ünir Victor Hugo'nun “Choses' vusa SiS etliği matbas da' Kendisine um. | lerinde Okunan ” küçük bir - hatıra Tubu “Kazancı Yeremedi, bilâkle borç- | dahi Tomancının Çok fena gartlar £ İart gittikçe " kabardı 've az zaman | çinde öldüğünü ve ölüm Gnında karı ve | Si Hanaka'nın odada bulunmadığını bunlar da. Fransa içinde ve dışinda | gösteriyor. 'Birka yıl daha yasamış Te yüksek Ka izikânı birakmadı masına ağ| Sisaydı. İhtimal diğer bir saheserindi mecburiye | biz 'bu Konter Hanaka'nın karakteri Tetifade | hakkında da'cm Bir fiklr edinmiş Te | olacaktık. Ö Z aa

Bu sayıdan diğer sayfalar: