13 Eylül 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

13 Eylül 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TETKİKLER | Milli park ihtiyacımız “Yazan: Doçent Dr. Salâhaddin İNAL İRLEŞİK Amerika Devletlerine ait Yellowston millit parkının — Girit ada vüsatinde bir sahaya yayılmış olduğunu bilmem duymuş maydunuz ? Dünyanın en büyük ve en enteresan parkdarından birisi olması itibariyle her Amerikalının milli bir - gururla Bahşettiği bu park, bundan tam 06 #ene önce kurulmuştur. Parkın içinde her türlü medeni ihtiyacı karşılıyan 50 ye yakın ötel ve sığınak mevcut- tur. Modern bir de hastahanesi bulu- nan bu pârkin mühtelif yerlerinde #atıcı dükkânları ve benzin tankları görlülür. Park, uzunluğu 300 km. yi Aşan bir yol gebekesi İle — örülmüş olup içinde muntaram otobüs sefer. deri vardır. Ayrıca, atla seyahat et- mek isteyenler için at, seyis ve yaya dolaşmak İsteyenler için de kılavuz- dar bulundürülür. Parkın - göllerinde ve akar sularında Motörler, sandal- dar ve çeşitli avlanma Alet ve vası- taları emre hazır tutulur. Hulâsa hal. kın her türlü tabint güzelliğinden do- 'ya doya faydalanması ve burada bu: Tunduğu müddetçe eğlenmesi, dinlen- mesi ve spor yapması için ne lâzım- #a hemen hepsi geniş ölçüde karsı. Janmış bulunmaktadır. Bütün medeni memleketler, hattâ komşümüz - Yünanistan da dahil ol duğu halde, gerek ana Yatanlarında ve gerekse müstemlekelerinde buna benzer Milii parklar kurmuşlar ve bunları yerli ve yabancı halkın fay- dalanmasına arzetmişlerdir. Alman- yanın İkinci Dünya Harbinden önce- Ki milli parklarının sayısı 500 e ya- kındı. Komşumuz Rumanyanın 1640 yılında tablati koruma — parklarının Sayısı da 40 a varmıştı. Milli park- Jar, her memleketin tabil güzellik ve özelliklerini ihtiva eden — karakteris tik arazi parçalarıdır. Bunlar, turls- tik, estetik, tarihi veya ilmi maksat- Jarla husust bir idareye tâbi tutulur- dar. Milli parkların kurülüş — gayesi, bir taraftan tabiatin canlı, — cansız varlıklarını ve enteresan görülen te- zahlrlerini zararlı insan müdahalele- rinden korumak ve tabit / halleriyle muhafaza etmek, diğer taraftan da çeşitli tablat nimetlerini insanlar icin faydalı kılmaktır. Tabiati hemen bü- 'tün Azası ile en mükemmel gekilde temsil eden sahalar ormanlar oldu. &u için, milli parklar umümiyetle ormanlık sahalardan tefrik edilirler. Milli parklar ait olduğu memleket- lere kültürel, sosyal ve ekonomik sa- hada büyük faydalar sağlarlar. Bir memlekette milli parkın - kurulmuş olması her şeyden önce orada tabiat Sevgİ Ve Saygısının — guurlaşmış bir fikir haline geldiğini veya gelmekte olduğunu gösterir. Bu itibarla, milli terbiyenin miyarı olmak gibi mede- ni bir değer taşırlar. Zaten milli park, aslında bir “tabiati koruma,, tedbir ve vasıtasıdır. Bu hüviyetleriyle mil- N parklar, bilhassa bizim gibi tablat insan münasebetlerinin düzensiz bu- Tunduğu cemiyetler için çok önem- lidirler. Zira hiç olmazsa milli park olarak ilân edilen sahalar, alınan sı- kı tedbirler sayesinde, ergeç mukad- der olan bir tahripter korunmuş o- durlar. Bü gibi yerler, yurdun tabiat tarihini gelecek nesillere intikal et- 'tiren Ganlı birer vesikalardır. Tabil ilimlerle uğraşan yerli ve yabancı ilim adamlarına etüd ve araştırma sahası şektirde hizmet görürler. İlkokullardan / başlamak — süretiy- de bütün öğretim müesseseletinin bu parklardan canlı bir. Jâbora- tuvar olarak faydelanmaları — dai- ma mümkündür. Mili parkların hal- Ka tablat sevgisi ve saygısını aşıla- madaki rolleri çok büyüktür Milit parklar, güzel sanatlar ve bihassa #lir ve müsiki için bulunmaz bir mo- fif hazinesi ve ilham kaynağıdırlar. Ayrıca halkın sihhat ve #por bakı: mından faydalanmasına, eğlenip din- Jenmesine yararlar. Bütün bunlardan başka milletlerarası münasebetlere de yöl açarlar. Milli parkların bir memlekete sağ- Jayacağı en büyük fayda, çok zaman türizm alanındadır. Günün turisti zi- yaret edeceği menilekette — seyahat ve ikamet kolaylıklarından başka, ta- Tİhİ eserler ve tabil güzelliklerle be- raber eğlenme, dinlenme ve #por yap- ma imkânlarını da aramaktadır. Yur PEYAMİ SAFA —2— Dünkü tefrikamızın hulâsas kızdan henüiz ayrılmıştır ve or celeyin, caddede rastladığı Je dınla taniğır; henüz karanlık ona bir dikişçi kızı olduğunu, Taştığını, böyle yerlere gelme: madığını söyler, yolda — Bami rarlı bakışlarını — hayretle — Aptalca hayaller. hulya kurarım, Sana anlatacağım bilmek için senin delâletini aradım. Çük role razı misin? Bak, bir de, dünyanın en doğru kadını farzettim. — Debilim. — Bunu söylüyorsun ya, kâri. mek İstedim, biran için. Böyle bir geçti. Geçmedi daha. Fakat geçer. Je bir çok hayallerim var: Simeranya — Kim 07 Sevgilin mi? YALNIZIZ günlük buluşmalarından birinde, sevdiği reketlerinin verdidi şüphe içinde de ge- hazırlanmamış. bir. bara giderler. Kadın 've hâlâ bunun tesiri altındadır: “An Ben böyleyim. Çok cenme, kendi kendimle ve yüksek sesle konu- dümüzda. bütün 4 ölçü- de ve fakat düzenlenmemiş — olarak Meyçutturlar. Memleketimizin tarihi eserleri ve tabil güzellikleri harap ve periğan bir durumdadırlar. — Menelâ, İstanbul, tabil güzellikleri itibariyle dünyanın İncisi sayılabilecek bir şe hirdir. Fakat Boğaziçi sahilleri yer yer kurulan ödun, kömür, tütün, pet. Fol depoları ile ve çeşitli endüstri t isleriyle, çıplaklaşan ve - çirkinleşen Yamaçlarla estetik güzelleğini ve pi torcak vaşfını kün geçtikce kaybet. mektedir. Haliç, Kâğıthane, Çamlıca, Adalar ve diğer Mmesireler yürekle ACISI bir. manzara arzederler. Şehir dit tabil. güzelliklerimiz de aynı ta- Hhsizlikle başbaşa — birakılmışlardır. Nitekim İstanbul civarında hariçten gelecek yabancılara Türk karlarımı, ormanlarını, göllerini, akar. suları, çiçekleri, böcekleri, kuşları ve Balıkları İle tabil yaşayış Ve Glupla- ri içinde gösterecek — korunmuş tek Sahamız meveut değildir. Halbuki İs- tanbul bölgesi için Alemdağı, — Şile Belgrad, Istranca ve Yalova orman: darı, Bursa için Uludağ / ormanları, İzmir için Yamanlar ve Bozdağı or- manları, Bolu için Abant gölü ve civarı ormanları, Ankara için Kımi- cahamam ormanları ne kadar uygun birer milli park sahasıdırlar. Bu mın- takalardaki ormanların hemen hepsi devlete aittir. Turizm işlerimizi düzenlemeye baş- iarken bu endüstrinin temel unsurla- rından birisini teşkii eden bu cihetin Közönünde tutulması ve Turizm Ge 'nel Müdürlüğü ile Orman Genel Mü- dürlüğünün işbirliği yaparak bugün- lerde hazırlanmakta olan Orman K nunü tasarısına bu hususta hüküm- ler koydurmaları ve memleketin u Kün görülecek bazı ormanlık mınta- kalarını milli park adı altında. özel bir idareye tâbi tutmaları çok isabet- W ve yerinde bir hareket olur. Bu teşebbüs sayesinde bir taraf- tan müstakbel döviz kaynaklarımız emniyet altına alınmış, tabiat ve yürtseverliğimiz — kuvvetlendirilmiz, diğer taraftan da bütün medeni dün. yanın çoktandır katılmış bulunduğu kültürel bir harekete bizim de Iştir. kimiz sağlanmış olur. Denizyollarının ödediği ceza Amdhrlm gemiler için 270 bin lira ceza ödendi İstanbuldaki armatörlere gelen ha- berlere göre, Devlet Denizyolları Ge- 'nel Müdürlüğü Amerikaya sefer ye pan vapurlarının orada talimatnamo- dere uymıyan — hallerinden ” dolayı 270.000 lira ceza ödemiştir. Türk Ni- manlarında mevcut talimatnamelere Fayetsizlik cezası 200 lira — olduğu halde gemilerimiz Amerikada bu gibi hallerde ağır şekilde tecziye edilmek- tedir. Bu cezaların yüksek olmasına, Amerikan ilmanlarında mümkün ol duğu kadar az sayıda yabancı gemi- 'nin iş yapması arzusu sebep gös- terilmektedir. — Küçük — sebeplerle ağır cezalar bizim için bu. sefrler- den kâr etmek ihtimallerini tamamen ortadan kaldırmaktadır. Mareşal Çakmak'ın cenaze merasiminde nümayiş yapanlar hakkındaki dâva da sukut etti Mareşal Fevzi Çakmak'ın” cenaze merasiminde nümayiş yapmak ve Aarapça ezan okumaktan samık 72 ki #i hakkındaki dâva dün sükut et miştir. Türk - Fransız Dostluk Cemiyeti Başkanı Ankaraya gitti Türk-Pransiz Dostlük / Cemiyeti Başkanı M. Louls Hermigue dün ak- şam Ankaraya hareket / etmiştir. Hermigye, Ankarada — alakahılarla Türk-Fransız dostluğunun takviye e dilmeşi etrafında temaslarda bulun. duktan sonra gehrimize avdet edecek, YENİ İSTANBUL EHİR HABERLERİ ) Şehir köşesi Lokantalar ve tarife karıldı: Ya lokantalar tAbi tutulmalı, yahut DF mesele çi larda tarife var mu Tn Baktığın K, Tüka ve m gkler deyrek hanımgöbe fivatlariyle ddukları 'glde birli âk. Tak Koç defa aklı koy. bur değil mi? Öyle kımdır, Belediye nisam 4, ile de tartacağım. Tâtifeyi bırakalım, böyle sev, yani tarife olmaz, Halk, ken Tisine mahsua selim hisle, han- gi Tokantanı enz veya pahalı olduğunu, ki- e rağbdet edeceğini biliyor. Bu çıkar yolu, lokantaları, vi fari. daha temiz, v eğlence sına birakmaktır. £ te o dana çıkar. Belediye de 1 auz yere gayretler sarfetmek- feh, metcuf olmayan kadrolar. la kontroller yapmağa teşehbils edip sözünü geçirtemez bir mü- €nsese olmaktan kurtulur. BİR İSTANBULLU zaman kendiliğin bildiren istidaya fliştirerek Rektörlü- ke vermek gerekir, Liseyi geçen sene bitirmiş olanlar- dan ayrıca askerliklerini tecil ettir diklerine dair vesikn da İstenmekte dir. Bir fakülte veya yüksek okul diploması almış olan kimseler asker: liklerini yapmadan yeniden fakülte lere alınmıyacaklardır. Dört sömestr. de sinifi geçemiyenler de asker. liklerini tamamlamadan fakültelerine devam edemiyeceklerdir. Bir fakülteye — kadrosundan fazla talebe müracaat ettiği takdirde mü- sabaka İmtihanı yapılacak, aksi hai 'de müracaat edenler imtihansız ola- Tak kabul edileceklerdir. Yalnız; Tıp, İnşaat, Mimarlık, Ma- kine, Elektrik, Fen, İktisat Fakülte- leriyle Eczacı” ve Dişçi Okullarına her sene çok fazla ” müracaat vâki olduğundan bu kısımlara talip ola. Çak Öğrenciler arasında — müsabaka 120 liraya büyük Avrupa seyahati nasıl yapılır? İki talebemiz, bisikletleriyle Avrupanın muhtelif memleketlerini dolaşıp geldiler 120 Jiraya Avrupanın nasıl dola- gılacağını öğrenmek İster misiniz? © halde 42 gün evvel bisikletle bir Avrupa turuna çıkan ve dün Anka- Ta vapuru İle şehrimize dönen iki Türk gencinin macerasını kendi a. #ızlarından dinleyin, * Yayuz Sönmez 21 yaşında. De- niz Ticaret Mektebinde talebe Arka- daşı İsmall Sakmar, Fen Fakültesi öğrencilerinden. İkisi de eskiden be. Fi bisiklet sporuna meraklı. Bu ya- zın başında imtihanlarını verdikten sonra bisikletle bir. Avrupa turuna çıkmayı düşünmüşler. Gereken ha- zırlıkları ikmal ettikten sonra bisik- letlerini sırtlamışlar ve 22 temm 'da Avrupaya hareket eden Ankara vapuruna binmişler. Yavuz Sönmez, Deniz Ticaret Okulu talebesi olduğu için hususl permiden istifade ederek vapura para vermemiş, arkadaşı İs- mall Sakmar da talebe tenzilâtından istifade ederek gayet cüzi bir Ücret ödemiş. Şimdi — seyahatin nasıl geçtiğini Yavuz Sönmez'den dinliyelim: — Ankara vapurunu — Cenova'da biraktık. ve bisikletlerimize — atlıyı rak yola çıktık. İlk uğrağımız Milâ- 1o oklu. Oradan Alplerin Simplon ge- çidinden İsviçreye geçtik. İsviçreyi karış karış dolaştıktan sonra Al- manyaya girdik. Tabil Rus bölges 'nİn yanına bile uğramadık. Karaar- manlardan Kolonyaya gitik ve Ko. Jonya Üzerinden Belçikaya — girdik. Fransaya geçtik, Parisi ve Marsil. dolaştıktan sonra Cote d'Azür'e indik ve tekrar İtalyaya — gelerek yurda dönmek Üzere Ankara vapu- Tüna bindik.” Seyahatin kısaca hikâyesi bu . 1dl Fakat amıl enteresan tarafı, & bü. 'yük Avrupa memleketinin yalmız 120 Jira harcıyarak nasil — gezilebildiği meselesiydi. Genç bisikletçiye bu işt buradan da Parise dönecektir. zasıl başardığını sordum. Dedi kiz — Avrupada bisikletle — seyahat çök yayılmış bir geydir. Gerçi ya- bancı memleketlerde bizlm. gibi bü. yük seyahate çıkan bisikletçilere sık Sik rastlanmaz ama kendi memle- ketlerini karış karış dolaşan bisik- letçi gençlere adım. başında rastla. zur. Bu gibi kimselerin yiyecekleri. Ti veryatacak yerlerini gayet ucüz bir Ücret mukabilinde temin etmek üzere her memlekette gençlik teşki- Jâtları var, Biz de bunlardan istifade ettik, bu süretle yemek ve yatmak için hiç deneçek derecede az para harcadık. Bizi her gittiğimiz yerde Iyi kar. şıladılar. Bllhassa — Almanyada çok büyük alâka gördük. Zaten gezdi- Rimiz yerler arasında Almanya hi yatın en ucuz olduğu memleketti.” — peki bisikletiniz hiç ârıza yap- madı miz,, n bisikletinin Jstigi patladı. O- Nu da kolaylıkla tamir etik. Zaten gittiğimiz yerlerdeki yollar çok iyi Jai Hele Almanyada, bisikletler için hususi yollar. yapmışlar. Bütün bunlara rağmen mizin çok kolay olduğunu hakikatten biraz ayrılmak olur. Bil. hassa Alplerden geçerken bir. hayii yorulduk. Fakat seyahatimizden çok memnun dönüyoruz.” seyahati- söylemek Abdi. TPEKÇİ Yeşilay'ın Üzüm Bayramı Yeşilay Kurumu senelik mütat Ü- züm Bayramını bu yal Topkapı sür- Jarı dışında Spor Sahası karşısında- ki İncirli Nümune Bağında 17.9.1950| pazar günü yapacaktır. Bağ, Top- Kapı tramvay ve otobüs. dürağına yakındır. Davetiyeler Kurum Merkezl Büro- sundan temin edilebilir Üniversite kayıtları 15 eylül gününden itibaren başlıyacak MÜRACAAT FAZLA OLACAĞINDAN, YENİ KARARA GÖRE, BİRÇOK FAKÜLTELER İÇİN İMTİHAN YAPILACAĞI ZANNEDİLİYOR Bu sene Üniversiteye yeni namzet | İmtihanı yapılmasına muhakkak na- falebe kaydıa 15 eyili 1080 cuma | zariyle bakılmaktadır. günü haşlanacak - ve 18 ekim 1080| — Diğer taraftan ortankul “ve Tisele- Künü nihayet verilecektir. rin de kayıtları devam. etmektedir. Kaydolmak için lise bitirme ve ol | Örtamekteplerin ilk. sınıflarına a gunlük. diplemalariyle nüfus hüvi- |/ dolunanlar arasında İngilizce şubele. et cüzdani, ikametgfih senedi, bula. | Tine tehacüm pek fazladır. Bir çok Şicı hastalıktan sâlim olduğuna dair | örtamekteplerin - İngilizce — gubeleri Gökter raporu, yazılım harcını Üniz | / #lmalden dolmüştur. Versite veznesine” yutırdığına — dair Makbüzu, girmek istediği - faktlteyi Yunanistanın yeni Ankara Büyükelçisi dün geldi Yunanlatanın yeni Ankara Büyü- kelçisi Alexandre - Contoumas, dün Ankara vapüriyle şehrimize gelmiş- Bundan evvel Ankarada 2 sene el çilik — müşavirliğinde — bulunduğunu söyliyen — yeni elçi, — memleketimi tekrar gelmekten çok memnun oldu: gumü — bildirmiş, — Cumhurbaşkanına İümatnamesini sunmadan her hangi bir beyanat vermekten çekinmiştir. Karadenize ilâve şilep postası Karadeniz llmanlarında — biriken kasaplık hayvanları getirmek üzere ilâve gilep postasına tahain edilen Ne- cat vapuru bir iki güne kadar hare- ket edecektir. Şehir Hatları kış tarifesinde yenilikler Şehir Hatları kış tarifesi hazırlık- Jarına devam edilmektedir. Yaz tari- fesinde mevcut seferlerin kış tarife- sinde de Ipkası husurunda / Beykoz, Paşabahçe ve Küçüksu halkının yap- tiği müracaat esas ilibariyle uygun görülmüştür. Şehir nifusunun banlı- yöye doğru yayıldığını nazarı dikkate alan İdare, bu yıl Xo tarifesindeki seferleri arttıracaktır. Ankara vapuru geldi Devlet Denizyollarının Ankara yol- Cu vapuru dün Batı Akdeniz seferin- den 587 yolcu, 165 ton yük ve 15 oto- mobil ile dönmüştür. Gelenler arasında Avrupa Atletizm Şampiyonasına iştirak etmiş olan at- letlerimiz ve 12 kişilik bir İsviçreli turist kafilesi de vardır. İslâm memleketleri iktisat kongresi Türkiyeyi temsilen Güleryüz, dün bir İKi ekimde Tahrarida - toplanacak, olan İslâm memleketleri iküisat kon-| gresine seçilen Bölge Sanayı Birliği Ümum KAtibi Halt Güleryüz, dün kendisi ile konuşan TTürk Afanaı mu- habirine gu demeçte bulunmuştur: “İslâm memleketleri arasında Tür- kiye ilder mevkiindedir. Her bakım- dan iktisadi bir Üstünlüğe sahibiz. Türkiyede İslâm memleketlerinin ih- tiyacı olan her nevi mamül madde Meveuttur. Meselâ: Erkek, kadın a- yakkabıları, trikotaj eşyası, havlu, bakır, alüminyum kaplar, emaye eş- ya, kauçuk ve keten ayakkabılar, tabbi müstahzarlar, yünlü kadın ve erkek kumaşları, / elektrik pilleri, düğme, kaytan, glikoz, çikolata, bi lik ve Baire könserveleri, - kolor esans gibi ıtriyat, sül tozu, ze &, tulumbalar, bazı el Aletleri, kineler ihraç edebilecek durumdayız. Bu maddeleri Avrupa memleketle- Yinden temine çalışan İslâm devlet- derini TTürkiye ile sıkı işbirliğine dâ- vet edeceğim. İktisadi münasebetle- Halide Edip Adıvar dün geldi EN. Kulübünün toplantısına iştirak eden delegemizin beyanatı Milletleraramı — Müellifler — Birliği PEN. Külübünün bu yıl Edinburgh' fta toplanan kongresine — iştirak et. mek İngiltereye gitmiş olan Prof. Halide Edip Adıvar, dün Anka ra vapürü ile şehrimize dönmüştür. Prof, Halide Edip Adıvar, kendisi ile konugan gazetecilere demiştir. ki- Z Kongreye mühtelif milletiere mensup 450 den fazla deleke Tak etti. İki hafta süren ke gündemini tesbit için yapılan toplan- fılara iştirak ettim. Kongrenin bu yıl meşgul olduğu mevzu "'dram"'dı. Gerek bu mevzu münakaşa edilirken ve gerekse daha evvelki ihzarf top- Jantıda Üzerinde en çok münakaşa edilen cihet — muharririn fikir hür- Fiyeti olmuştur. Bu mevzu uzun ve giddetli — münakaşalara — sebebiyet verdi. Fakat hepsi de garp âlemine mensup olan ve mühtelif siyasi içti. hadlara malik yüzlerce fikir adamı hürriyet mefhumu Üzerinde sonunda dalma, birleştiler. Ünesco'nun teklif etmiş olduğu ve giddetli — münakaşalar — uyandıran Mühtelif kararı nihayet kabul ettirmek gerefi son celseye ri yazet etmiş olduğum için bana nasip oldu. Kongrenin gelecek yıl nerede toplanacağı bir. karara bağlanmadı. Teklifler arasında Hindistan ve A- yusturya var, Türkiye de bahlstir. telefonları içi kablo döşenmesine başlanıyor İstanbul ile banliyö arasındaki te- defonların otomatik hale' getirilmesi hakkındaki çalışmalara devam edir. mektedir. Otomatik telefon kablolarının Sa- rayburnu, Salacak ve Dragos'la A- dalar arasında döşenmenne pek ya kında başlanacaktır. e Evvel Kandilli. ve Erenköy san: tenlleri, müteakiben de Adalar, Pa- gabahçe, Kartal ve diğer #antyeller otomatik olacaktır. Denizyollarında bir tâyin Bvvelte vazifesinden alındığı hal. de, Şürayı Devlet karariyle hak ka> zanan Devlet Denizyolları eski bas acentesi Ziya Günay, Şehir Hatları müdür müavinliklerinden birine ge tirilmiştir. gidecek olan Halit beyanatta bulundu rin sıklaşması dostane yaklaşmaları da meydana getirir. 'Türk mamülle- Finİ tanıtmak ve bu mevruda kon- grede rol almak başica gayemi teş- kil ediyor., Avrupa - Birliği — İstişare Konseyine - iştirak eden delegelerimiz döndü Avrupa Birliği İstişare Konseyinin toplantısında bulunmak Üzere Stras- bourg'a gitmiş olan — Milletvekilleri- mizden Nadir Nadi, - Ekrem Hayri Üstündağ, Hikmet Pamukoğlu — ve Hüseyin Cahit Yalçın dün Ankara vapuriyle şehrimize dönmüşlerdir. Milletvekilleri, kendileri ile konü- şan gazetecilere, delegasyonumuzun Konseyde - büyük bi sempati uyan- dırmiş olduğunu, yaptığımız teklifler rin müspet karşılanaığını — söylemiz ve İstişare Konseyinin Churehili ta- rafından ortaya atılmış olan Avrüpa birliği fikrini desteklediğini söyle- 13 Eyiti 1050 ı Şehir Mektubu Bir pazar böyle geçti Zorla dekli ya.. Kanımızda var. Davul aei duyunca düramaz, güreş oldu mü, — koşarız. Bir hafta evvel Beşiktaşla Şeref Stadında - buraya tad demek için İyiniyet sahibi ol- mak Jâzım - dünya — şampiyonları: mızdan Yaşar Doğu ve Celti Atik, Kırkpınar. başpehlivanlarından Sın: dirgili Şerif ve Hayrabolulu Süley- man ile / karşılağacak diye ilânlar yapıldı, maç günü de pazar olarak tenbit edildi. Biraz tuhaf bir maç olmakla be. raber, hep gittik. Yani beş altı bin kiği kadar. Biraz tuhaf — buluşumuzun sebebi. Dünya şampiyonluğunu, — Yaşar Doğu ile Celâi Atik, serbesi güreşte almı Rakipleri ise alaturka güreşte başpehlivan olmuşlardı. Bi- rinciler amatör şampiyonu idiler. Di- erleri profesyonel pehlivanlar. Bi- zim bildiğimiz bu iki sınıf karşılaşa: Mazlar. Zira ya şampiyonlarımız « matör değildir, yahut da başpehli. yanlarımız profesyonel! Böyle olma: #a Federasyon bu karşılaşmaya mü- #aade eder miydi? O, herhalde biz. den iyi bilir. Sonradan öğrendik. ki, böyle dü- günmekte haklı imişiz. Federasyon, başpehlivanları profesyonel — saymı: yörmüş. Hattâ, daha İleri giderek, pehlivanlığı güreşten saymıyormuş. 1nu bir nevi hokkabazlık, şubede. bazlık, perendebazlık telâkki ediyor, pehlivanları bu. işin profesyonelleri, fakat güreşin amatörü —addediyor. muş. Değil mi ya? Bir insanın mes- deği kunduüracılık, — bankacılık olur da, heves eder güreş yapar. Eh, ne- den bir hokkabaz veya perendebaz bunu yapamasın? Uzatmağalım, altından çapanoğlu çıkacak. Hâdise şu ki, pazar günü hep bu karşılaşmaya gittik. Netice malüm. Dünya şampiyonlarımız, sere best güreşte amatör olan başpehli- vanlarımıza galip geldiler. Amma, bu maçın - organizatörleri de Fede: rasyona ayak uydurarak, öyle bozul bir tertibat aldılar ki, oradaki hale kın ayaklanmaması için, güreşe kare » bizimkisi kadar büyük bir aşkı ol ması Jâzım geliyordu. Nitekim öyle de oldu, kimse sesini — çıkartmadı. Hattâ,Yaşar Doğu, Şerifin sırtını bir defa buşa getirdi, orta hakemi göne medi, yan hakemi gördü, ses çıkarte madı. Bir daha tuş yaptı, yine ha kem görmedi, yine ses çıkartmadı ve Üçüncü defa tuş yapmağa mecbur oldu. Bu sefer de Şerif haber verdi. Halk da, artık maç bittiği için mine dere hücum ederek az kalsın bu aa firları yazan ve minder kenarında motlar alan fakiri çiğniyecekti, Çiğnendi yeter varlığımız cehl kahra.. Evet, gü halkımız. kuzü — gibidir. Davul sesine ayranımız kabarır, spo- Tu severiz, valdlere inanırız. Amma bütün bunlar, onu istismar için bir sebep midir? Güneşin altında su- suzluktan yanarsınız, su yoktur, 20 kuruşa gazoz satarlar, hiddetinizden kabarışı kâfi değilmiş gibi ağzınız büsbütün kabarır. Fakat bütün bu sözler beyhude. Bir pazar böyle geçti. Bir daha tön beler tövbesi!.. diyelim mi? Diyebi. lir miyiz? Birisi çıksa da “haftaya köşklülerle yüz metrecilerimiz koşa- caklar” veya “Modada haftaya vare kalarla skifler yarışacak” dese, yine hüryaa... koşarız. Saf insanlarız vesselâm. — fa. YENİ İSTANBUL SİYASİ İKTİSADİ İMÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETEL Sahibi : YENİ İSTANBUL NESRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SARLICA Yazı işlerini fillen idare eden mesul müdür: 'SACID ÖGET Neşredilmiyen yazılar dade edilmez. Banldığı yer 1 YENİ İSTANBUL MATBAACI- 'LIK LİMİTED ŞİRKETİ MATBRA mişlerdir. — Hayır, sev ket, Simeranya, tarım. Ne hoşsun. — Simeranya: Kadın yok İnsanlar gi Jaşırlar. Birbirlerin Bi — Samim, 'na. benzettim. ymun bası ha- dolüsün. Gürür ve tiyorum, Bu bir hi yoksun. fakir bir. ka 've masaları , evlerde ça- de alışik ol- imin ona ua Karşılamıştır. bir daha görmiyec Nigari'nin om fazla dolmak için, cin yarışı vardı. zayıf Ümldini boy, heptini. Gü- dü. Viski onu dir dünyada olmayan bir. yer. Benim icadım. Sıkıldım mi, kendimi oraya dar. Seni görür görmez bir Si Eibisenin yar, Yüzün bir örümcek afı. Yaratıyorum. seni ben, ker göre, İsmini sakın söyleme bana. Birbirimizi Yüzlün derisi geriliyor ve bi- Taz evvelki solgunluğun. yerini, ömründe ilk defa sevilmek ihtimaline yaklaşan bir kadının 'gilim başka, O bir memle- Beni de götür oraya. da yalan yoktur. sölgelerdir. Konuşmadan an- nden hiç birşey saklayamaz. neranya, kadinı- içinde yalmız. ruhun Gözlerinde yalan yok. Seni sevmek ise ayal, Simeranya gibi sen de Ü aczuma ekiz. ninyatüründe, — gözlere daha. dikkatin, hayretin ve sevin- di fayan hafif pembelik alıyor- riltti ve Samim'i açtı. daha emin olmak için menin huzursuzluğu ve kapusu içinde bir em niyet saklıdır. Bir şeyi bul azammı ) Jâzım, değil mi? Bu 'yet supapıdır ve İnsana arananın mutlaka bu- Junacağı inancını verir. Yoksa şüpheden çıl- dırırdık. dek Bir thanetin sakle — Bilmem ki. Ben hiç sevmedim. — Aşkta her yenilik tehlikelidir. Her — Onu yeni mi tamdın? — Doğduğu gün tanıdım. Yirmi iki sene evvel, — Akraban mı? — Bunu bana sorma, Söyliyemem. Nene Şeraşdar Öçenen dâzım? Bir kız. Onu Simeranyaya götüremi- yeceğim. Almazlar. Yalan söyledi. Dün öğle- SA UNUN aha (6 den #onra evde olup olmadığını benden gizle- Eğer bu oyünü yapma saydı yalan küçülürdü. yatında bir başkası var. 've bahsi değiştirdi. Anladım. Galiba kederlendiren bu değil GİL Yalanın kendisine — tahammülüm Fakat her geyden güphe et- nak için her şeyi tek emni- İnşallah öyledir. Be- Hattâ aldanmak da amasiyle bir toplu Henenin yahut en masum düşüncenin saktanması bence Çunk, purunda olduğunu yalancı den zi danı, daha bilmem, ha yok. tun telkin yalanı, bir. de. a bir yer açıl geti hesabına sevgilinin rühuna giren casustur. Yoksa, kaatilin sekizi çeyrek geçe Kadeş vi hşan avukatın mâhut alibi. yalanı bileyim, iki düşman memleket arasında, harp- ten Üç gün evvel, dostluğun her zamankin- le © gün küvvetli olduğunu söyleyen diplomatın politika yalanı, yahut da, meselâ.. Sıkıcı bir ziyareti güler yüzle karşılayan cen- tilmenin mimik yalanı, en kederli #nında ha- fırını soran yabancıya iyi olduğunu. söyleye- nin müaşeret yalanı, borç İsteyene sıkıntıda olduğunu söyleyen zeriginin Şifasız bir hastaya alelâde bir gargaranın şifalı tesirlerini sayan hekimin te- Meselâ. ketini ağır hastalık şeklinde hafif bir ümlde bağlayarak haber veren telgrafın alıştırma ve meseli. pek iyi bİdİğİ geyleri and içerek ahaliye v deden parti lilderinin seçim yalanı, veya,. Kor- kağa tehlikenin büyük olmadığını söyliyen dos- #ahibine, gelecek hafta pazartesi, salı veya çarşamba akşamına kadar Ücretliler kadrosun- cağını umduğunu söyleyen idi hitlerle ispata çı veya. Ne zuklukları Tukları do mülkiyet yalanı Ölüm felâ- evde olup Yapamayacağını Meselâ... Dilekçe benimizin TU Yaları a Cei 'e et mübalağn ve öğünme yalan defa tabiatin ve cemiyetin mayasındaki — bo- Mmak ihtiyacından doğan hayal yapılarıdır. Bi zan bu zevahir o Ahengin kendisini de yara- tir ve en yük natta güzelliğin esas malzemesini hazırlar. Samim, cak dereceye varan dikkatin, " olmadığını anlac konuşan bir deli olmaktan kurtulmanın mü- şekkel bahanesini muhatabında bulduğu için, hep ona bakarak anlatıyordu. Sevgilime gelince, dün öğleden sonra keşke gizlemek arzusundan başka bir tey olsa ve meydana çıksa. 'ze hedef olabilecek öhjektif bir NaMlumuzu. nereye çevirebileceğimizi biliriz; böyle olmazsa, gizlemek arzusu remliği içinde hürriyetini hnacak bir hedef olmaktan çıkar, Beni keder- bütün bunların hepsi, çok gizleyip bir âhenk zevahiri yarat- şek haddine vardığı zaman, sa- kadının göz bebeklerini patiata- idrake nit boşe durmağa çalışmaktan başka mâna- halde, kendi. kendine arzusunda, olmadığını - gizlemek © zaman rakip, kinimi- yarlıktır. ve kendi. mah: korumak isteyen aşka iayanı demek olur ve nişan a- aynı şey. Belki ikincisi daha fena. S — İyi anladın. Bana yalan söylediler, bü- bak, bu takdirde yalan, onu #öyleyenin benli: v tün kadınlar. İnsanın sevgilisi bütün kadınlar Rini çirkin ve İhtişamlı bir yalnızlık içinde al- ni sev- Şüphelerimi daha. kolu his gelip hirken, ilk defa 'nim böy Üzüldüzünü söyledi. Üik defa! Ve ilk şüphem o var. zaman doğdu. Aşkta her yeniliğin altını yok- damalı, değil mi? « T demektir. On beş yirini dakika var ondan ay- li Bugün bana çok yakındı. Sevilalğimden züphe ettiğim gündü. Bu rüya içinde üyütabilecekti. Ayrı. ilk defat— beni öpeme danandan ayırıyor. ve güphen sevişenlerin benlerin Ki n baltası olmadan, Ferhadın bile yıka- miyacağı bir dağ koyuyor. Anladın mı? Men- fantinse yalanlar daha fena. Bir ihanet yala- mini bunlara tercih eder gibi oluyorum, Seven. derin şüphesi, çok defa kıskançlığın değli, mü- arak doğruluk. özleyişinin ve aşkta mmaşmasına engel bir yalnızlık deh- Tecinin atlatma yalanı, veya, veya... Okuyu- cularının sıfıra İnmiş — teveccühlerinin fazla. hğiyle gurur düydüğünü yazan sürümsüz ga- zetenin ağirüm yalamı, velhasıl işte, malını ser- Mmayesine verdiğini söyleyen, yerliyi Amerikan diye süren, çileğin eziklerini sepetin - altında izleyen, yahut da... Fiyat etiketinde 899 rı kamının “8" ni büyük, *00 unu küçük ya- zıp İlk tesirin gafletini sömürmek İsteyen es- 8 » lendiren daha ziyade bu ilinci ihtimaldır. Bi- rinel ihtimalde rakibin — gizlenmesi ikinciyle ihtilat ettiği için şüpheyi kudurtuyor. Av kö- peği gibi, yerinden bir fırlayış fırlayıp gizli Fenlitenin ihtimal bölgesi içinde dört dönen Şüphe, hakikat deliliğinin en güzel ve korkunç hummalarından birldir. Fakat korkunç, kor kunç. (Devamı var) 10

Bu sayıdan diğer sayfalar: