13 Eylül 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

13 Eylül 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 4 İSTANBUL 13 Eylüi 1080 2080 yılının 14 mayıs sabahi genc kadın örkenden uzandı. Yavasça, va Taktan “çaktı. ” Sabahlıkıni" * Riyerek encerenin önüne oturdu. İnce bir sis Blünda uyuyan şehre baktı. Yıllardan Beri Bararelli parti” “mücadelelerine #lhne olan küçük şehrin şimdi yor: ünlük çıkarırmfa gibi bir hali vardı Her taraf ' derin bir sessizliğe gömül Müştü Azade, kocasını düşündü. Bu dalika. a onü körmek ile kalbi. çarp: G öile değilse sesini Güyabilseydi. bir İlefon etmek Kabil “olsaydı. Ona 'Günün Uğurlu olsun seveilim. bu de: (a mutlak kazanacakız. Ama kazan Blazak da ne Çıkar? Bir şey kaybet l SAYIMAYIZ Ki Çalışmaya devam Tüeriz Genciz, inandıkımiz davayı ya Fd burakacak değiliz.. diyebimek Çin'neler feda etmezdi” Acaba kocası #lmdi'ne yapıyordu? Çok heyecanlı mi faz Si yavas yavaş dahlıyor. ahtap ev derin Yosun " tutmuz kiremitleri iri Aifakhı 'bacalar imeytlana çıkayordu. Ya kin Bahçelerden Rorer sesleri gelme Te başindı. Yallarca evvel yine böyle bir sabah onun karisi olarak uykudan uyanmız & Memiltu. Gerçi Kocam isini, parti bini Kendisinden çok seviyordu. İnan. lli Gâva yolunda Köy köy, sehir ye BİP dolasiyor;. bazı geceler sabahlara kadar parli koplantılarında — kahıyor. İşlere dalıp kendini unuttuku oluyor #a Bununla beraber onunla evlendiği. Se pizman dekidi. Hiç değildi. Kendi Mentaatlerini,. rahatinı düşünmeyip Zanddl, münevi varlıklarını yürt yolun Ga kullanan böyle bir adamın karısı Oldubu İçin gurür düyürordü. 'Simdi gene kadın bu tarihi günün Bavasından Yzaklaşmış, maziye kayıp Fitmisti. Babasının ectahanesinde ça Tamaya başladığı yılın son günlerin dön biri lli Depodan yeni gelen lâç darı yerleştiriyordu. Kapı açıldı. Ci Gi Yüzlü bir erkek nezaketle selâm ve ip bir reçete uzaltı. Kız. reçeleyi göz Gen geçirdiklen sonra başını Kaldırdı. Gözgüze geldiler. Azade, nevebilecekim Erkek Böyle bir adam ölabilir, diye | Şinden ecirdi. Avukat Ekrem Sel de Sigünden sonra kızı çok düşündü. Hur Çarannesinin basucunda geçen istiran. Mgrcelerde 'bir Çift siyah göz teseilini Gidı. Anmesini fopraka biraktığı gün İçindeki. derin boşlukla bir. yerlerde Güramadı “Nihayet ona Kit Kiz ee Sahanede yalnızdı. Kendisini görünce Cladi Yüzü aydınlandı. O anda karır Tındakl erkeğin Tub halini anladı. Sü: künetle Elini uzattı. Oturması için yer örterdi Konuşmadı, bir ser söyleme ilk Geta gör ine dokunan kı Çilcim şimdi büyük bir ateş halıni ar Dt 'Biri artık yalnız olmadıkını, öbür hayatının dönüm noktasında bulundu. Künü histetti. Konuşmadan ayrıldıkla. F'nalde bundan sonra birbirlerine ali Slduklarını anlamıslardı. Evlendiler. Sehrin dışında, bahçe çinde kücük bir yuva kurdular. “kız Sezahaneyi bıraktı. Kendini büyük bir Aöka ve kocasının çesitli mücadeleler: Te gecen ihtiraslı hayatına bakladı Ekrem Sel, memickette — tanınmış bir avukattı. Senelerden beri politika Hayalında da mühim bir rol oynuyor. G Mahalii gazetelerde çıkan makale: deri büyük şehirlerde büe dikkat çeki. Yordu. Mitinglerde - söylediki ” sözler kütleleri “arkasından ” sürüklüyordu Baki bir jiple en Ücra Köylere kadar Bidiyor; köyü “şehre — yaklaştırıyor. Köylünün muhabbet ve itimadını kaza Biyordu. Bu hayat; yorucu, hattâ biraz da teh- Tikeli Jak Karsı gazetelerin hücumin Fına, bir takım dnadlara, sadakatsiz Tiklere, ara sıra çikan bozgunlara ma: kavemet etmek ilzımdı. Karı koca en Çetin hâdiseler karsısında bile bezin: İlk göstermiyor. tultukları yeldan ze Ti dönmeyi akıllarına bile getirmiyor. İardı. 'Son yıllarda küçük gehir feverana hazır bir yanardağa benzemizti. Her iki parti de bummalı bir gekilde calr Şiyordu. Kahveler bile ikiye ayrılmıştı. Bir tarafın devam etliki kahveye ö Bür taraf ayak basmıyordu. Hattâ x. TÜ farkı 'bazi ahlelere bile girmisti Öyle ki, Azade'nin ağabeyisi kargı par: tinin kuvvetii bir elemanı idi- Kocası N kurucularındandı. A- 'yemeklerinde — büyük evde toplanınca parti “münakasaları Çıkmadan. olmuyordu. Bu. münakasa: İar yüzünden Azade çocukunu düşür. müştü. 'Genç kadın başını arkaya attı. Bu aabah bütün bunları düşünmenin sı- Tası dekildi. Şimdi sakin olmal, oy Sandığının başında yerini almal ve u müstesna güne ümitle bakmalı Ydi Bakalım gün 'namı) geçecek, netice ne Clacaktı?. O eanada bir parça gün isiki cama vürdü. İnce, dar uzanda. yemek odasına Keçti. Hafif bir. kah: Yaltı etti. Bonra hazırlanarak sokaka Çıktı. “Kendi partisinin mümessli »- Tatiyle sandık basında yer aldı. * bah Bayaf Fatma Deniz ha- N Bir 'ç uykudan uyandı. Gördükü rüyanın teniri İle biraz ko Yifsizdi. Kocasını uyandırmamaya dik Kat ederek vataktan çıktı. Yemek oda #ima indi. Önce koyu bir kahve içti Hiç istahı yoktu. İtina ile kurulmu: #ofraya söyle bir baktı Bir fincnn cay Alarak gitti. pencerenin önüne oturdu İatiz sokağn l Jer olacak. hangi taraf kazanacak d Ye Güşündü. O sabah nedense bütün Çocuklarını yanında görmek istiyordu. Hepsini de ne kadar özlemleti. Uzun zamandır kızlarını görmüyor du. Büyük kızı 6 münasebe'siz parti. ellix Dünya Hikâye Müsabakası Amerikada tertip edilen Dün- /a Hikâye Müsabakasına — en Çüzel iki Türk hikâyesini se. Cip göndermek vazifemini Üze- Tine alan gazetemiz, teşkil eti L büyük dürinin “karariyle *Sam Amca, ve “Merhametli Bir Kadın,, ” hikâyelerini seç- mlş, terelimelerini yaptırmı ve Âmerikaya- yollamıştır. Müsa- Bakaya gönderilen 422 hikâye içinde fürinin neşredilmek Üze- Te ayırdığı diğer 28 hikâyeyi de sıra ile her gün bu sahifede Okuyucularımıza sunuyoruz. iklı Bir yol yataka kar 'aydınlandı. Azade 6 Gakikada çok heyecanlı olduğu — için bunü ukur saydı. Ferahlamış olarak in seçtiği Müharrirlerin soyadı alfabo sirasiyle her gün bir tanesi yeden biri R Yazan : Mükerrem Kâmil SU yinden ayağını çekmişti. Öbür kızları Bartl kurulup damadı basa Keçeli bar Hu insanların zorları ne idi acaba? Bir Barti nelerine Yetmiyordu? Demokrasi, kemokrani diye bir gey tutturmus Ki- Giyorlardı. Köylünün bile demirkirat Sökü ağtından, düşmüyordu. Hayırlısı he kazamız belâmiz. kimseciğin burnu Bile kanamadan gü günü bir geçir tacaktı. 'Ne di bir zamanlar?... Dede yadi- Memleketin hatırı sayılır #damların. Gan biri d, Kezananeni İyi İşlerdi. Ak- Samları esin döstün. toplanıp sönbet Sakları “mhhatli ve'iyi çocuklardı: btek Mesi hiÇ hoşüna gitmemleti. Bir kad. Bin günlerini ayaküstü, türü ilâç kı kuku içinde geçirmesi ona acayip gö- Alanda çalıştıktan vonra zamanla el Bet ona a alışacaktı. Gelgelelim a. Heasğ'a olmadı Ki O aklı bir. kariş tepesinden yükarı avukat ortaya çıktı A AYüket karım Azadenin o eaki © İspat Tüzımdı. Sehrin içi dar geliyormus gibi gidi Va memleketin dışında bir ev tutmuz Tardı. Spordur diye tâ nerelerden şeh- Te yaya etlip Eidiyorlardı. Azade, evin eline 'bir. f alp alış verişe de çik yordu. Kendisi bunea yılık kadındı. Boyu beraber dört evlât anamı “lak. Bakkal, kazap nedir bilmezdi. Merak b S0 pazar yerini bile bir kerecik Simün boydan. boya dolaemiş. değilai. Brkek dürürken kadın kısmının çarşı Pazar dolaşmasını mânasız buluyordu. 'Azade Kızlığında şik giyinmeye ba- yilirdi. Gelin oldu. terzilerin semtine Türamaz oldu. Artık kendi diktiki aler üde elbiselerle geziyordu. Giyinip ku: Şanıpı takıp takıştırıp Kezip tozacağı: Ö 'eve kapanıyor, © Kocası olacak ha Şishanelik adamın işlerine de yardım iyordu. Çocuğunu düsürdüğü — gün, Senin bu parli işin sebep oldu diye ko- Casına kafa tutacağına, canını dişin kakıp: Üzülme canım, genciz. Bi Geğii. daha bir çok Çocuğumuz olahi- Tit İnandığımız dâva Yolunda. bir kü- Çük kurban vermişiz. ve çıkar? ., diye Snu teselliye çalışmıştı. Sonra da böy: İe bir dünyaya çocuk getirmek mesı- Tiyetini yüklenemem, her şeyin bir « Tamı var, diye tutturmuştu. Çocuk do: Burmak için sıra beklenecekine ayıp Gekil ya Bir türlü akıl erdiremiyordu. 'Kadın bir fincan çay daha aldı Yi- 'ne acaba hangi taraf kazanacak diye düşündü: Kalbi oklunun tarafında Vdi OÖnün Partisinde vatanı “dürmandan kurtarmız, millet için türlü fedakâr hiklar yapmış büyük İnsanlar; kahra- manlar Çoktü. Ama damadı Te kizinn Böyle söyleyecek olsa kıyamet kopa- Tırlardı. Bu memleketi kurtarmak için kim çalışmadı. kim fedakârlık etmedi ki, diye bir ağız acıyor. yolsuzluklar. Üün, " Mdaresizliklerden 'hep 0 Partiyi Dokrüsu oklunun >cek, sadaka: İnr dağıtacak, evlâtlik Gülsüm'e altın bilezikler alacaktı. Kızın uğrunu ta: Onlar kazandıkları takdirde uzun. bir yölculük yapmayı — tasarlıyordu. Tlkin Ankaraya gidecek, oğlunun a yesinde hâlâ zörmediği basşehri göre Zekti. Sonra oradan İstanbula geçecek, bir müddet ikinci kızında misafir ola Gaktı. Onlara da Allah yürü ya kulum demişti. Kızı ile evlendiki zaman orta alli bir aile çocuğu olan damadı harn yıllarında İyi İşler yapmıştı. / Şimdi Meşhur bir tüccardı. Kasabadaki baha- Tının dükkânını birakmız, İstanbulda koca koca mağazalar açmıstı. Beyof- Tunda apartman, Adada köşk sahibi olmuşlardı. Çocukları dadılar, müreb. Biyeler elinde bakılıyordu. " Mutfakta erkek asçımı, ortada hizmetçiler.. Oh. Allah versin, şahâne bir ömür sürü: Yorlardı. Ama büyük kızı e kocası bu zenginliki çekemiyor: — vürmüne karaborsacı diye adamcakızı hor gi Tüyorlardı. Avukat Ekrem kazancının Çokunu partiye yatırıyordu da ne olu. Şordu sanki? Küçük. kızına gelince onlar Üa bir Alemdi. Onun kocası da tahsil yapma: Şa kanamıyordu.. İstanbul mekteple Fini bitirdiği yetmezmiş gibi. bir. dok- foradır tuttürmüs, almış kızı denizanı: Ti memleketlere Kötürmüstü. Okuya Çak, okuyacak da dünyaları fetedecek Ü sanki? Kız yabancı İllerde dokur. Muştu. Allah bilir cocuk kendi. dilin- den önce baska düller konusacaktı? 'Ne kadar isterdi evlâtlarının hepsi de dizinin dibinden ayrılmasalar, — su Küzel kasabacıkta yerlesip gül “ gibi Şasamalardı. Kadın zaman değişti diye İçini çekti. Dedelerinin, — ninelerinin Yazadıkı. nice düğünlere, doğumlara, Ölümlere sahne olan gu Koca evde ka: fi koca yalnız kalmışlardı. Gelin ayrı €v isterim diye tutturduku için oklunü bile bu evde ahıkoyamamışlardı. Oklu mebus olursa, hele bir veki de olacak olurna, olur a. bugüne buzün koca belediye relelikini bırakmıştı mo- Busluk için: Şimdi ande mebus değil Yekil olmal İdi, vekil. Eh o zaman Çü huysuz gelini bir görmeli (dk A- Manın artık giyinip kuşanmak “için İstanbulları "bekenmez; Avrupalara; Amerikalara gitmeye kalkardı. Gider: ÂL giderdi. arabalardan inmez, hani Yok mu, komun yürüyerek git mezdi. Ayda, 'haftada bir balo verme- ye başlardı. Yılda birkaç kere renk de Hiştiren saçlarını belki Ber Allahın gü Dü başka renge boyatmaka kalkışırdı. Genç Yaşta saç boyatmaya da hiç aklı yatmıyordu yan. Sahiden su dünya bir Afayip olmuştu. Süs uğruna kadınların Çoku 'can verecekti hanl. Ankaraya giderlerken su oklanı bir tarafa çekip iyice bir kulağını bükme- ddi Kadın karmına bu kadar . yüz Vermeye gelmezdi. Vaktinde karısının Hizeinlerini eline almazan sonra çok Bişman olurdu. Kadın kadınlıkımı, er- kek erkeklikini bilmeli Jdi. Bugünün Eldişatını hiç bekenemiyordu. Bezaci yemek odasına indiki zaman Karısını fena halde sinirli buldu. Xine 6 günün sabahı genç adam uy: kusuz geçen bir gecenin yorgunluku e yataktan kalktı. Karısını uyandır. balkona cikti. Sinler madan yavasc içinde uyuyan şehre baktı. İçinde lediye relsi olarak seçildiki günün bah- tiyarlıkından eser yöktu: Son zaman. İarda ile arasına kadar giren parti nilendeleleri onu çok yormuştu. ”| diye aylardır. başının etini yemisti G marlar olmasaydı. belediye relmil Binl birakıp” bü işe kalkışmayacaktı İsasabada Öbür parti daha kuvvetli Ydi Avukat Ekremin heyecanlı hita- Tuma bakılıran bürada kendileri için Şdi diye başını salladı: Del run diye, bir'de öbür tarafı denemek Haktan gikâyetçi olduklarından, vel Ham türlü maksatlarla belki 'de rey Karısının “köparacakı Kıyameti, — kiz Kardesi le kocasının — takınacakları Unutamıyordu. O hâdiseden sonra al- Jenin arasına eiren soğukluk hâli de- Vam ediyordu. Karısı ailece oturduk. darı Dir gece; “Bu memleket — henüz Shen demişti. Azade bu Ösöze ninir Darti İle Mdare eğlidiği yekgr diye bar hamıs; “Bü Taskınlarının, fknsınların, Açlıktan, hastalıklardan dardan / halk Söyleminti. Gnlara göre memleket ba. kamsızdı. İş başndakiler. şahsi men. fantlerinden başka bir şeyi düsünmü yorlardı. İmtiyazsız, sınifsız bir. mülle- Üz sözü bir #kuruntudan — ibaretii Mümleket Vekonomisi — mahvolmustu. Hermpait işler, yabancı memleketlere akın eden heyetler, Tüke. nnf bu mem Teketi uçuzyma sürüklüyordu. Bu mil et sabirli ve akırbaslı bir- mihetti Üzun yıllar süsmüş, beklemişti. Ama dmdi kendi kaderini kendi eline nin ak, kendi iradesi ile hareket edecekti. > Azde çosmus. tam münası ile ko- cam KiDİ Konusmumtu. Onlar bu mem- Tekette yapılan işleri, İnkılâpları ” ki. gümsüyor. her geğg bir kusur buluyor, Kiymetlere dü Ullfiyorlardı. Nankör: Tük ediyorlardı Kısacaşı. Genç adam bu tarihi günün sabahın. h bunları düşünürken içinde'bir aç kıntı düydü. Heyecapli ve endizeli 1i Doğan güneşe Yüzüüü çevirdi. Günün RASil 'bir netice doğuracakını tahmine Şalışarak erkenden sokaka Çıktı. Memleket üç gün, Üç gece derin bir heyecan içinde Çalkandı. Bütün dünya Bazını raliyolar, uzak yakın — bütün Gevletler bu tarihi günle li tdi. Se- mler memleketin het tarafında tam bir sükünet ve ağırbaşlılıkla. geçmiz. seçime iştirak nispeti çok yüksek ol Müştü. Köylü ve şehirli sandık başlar Tındn elele yer almıştı. Kapalı cânlar. Gn Tey püsulasını zarfa koyan her ci heyecanla titriyor, her kalb bu veçi min memleket için hayırlı olmasını te. menni ediyordu. 'Hemen herkes radyo Başında — idi. Raâyosu olmıyanlar kahvelere — koş- muşlardı. Telefonlar, telgraflar, bopar- iörler dürmadan İşliyor; gazetelerin ikinci, Üçüncü bamlışları kapışılıyor. du, Her tarafta demokratların başta Glduku haberi rüzgâr gibi dolaşıyordu. Bakkal Mustafa kendi partisi kazar Şinde meşaleler Yakacakını ilâin etmiz- Ti Simdi 'Bahçedeki koca kavak ağaç. İarını tepelerinden kestiriyor, mesale ler hazırlıyordu. Bu heyecanlı günler. e doğan beheklere seçim, demokrat Süları veriliyor, kesilmek için kurban- İar ati alınıyordu. Memleketin her tarafında büyük bir canlılık, bir hare- ket göze çarpıyordu. 'Âzadenin evi tebrike gelenlerle do- uP taşıyordu. Kapının önünde fayto- Bun biri durup biri kalkıyordu. Azâde Sokağa çıktığı zaman. bütün yüzlerde dost bir. tebessüm - görüyordu. Genç kadın bu netlce alınıncaya kadar çe kllen meşakkatleri, bütün yorgunluk Ve Üzüntüleri unutmustu. Bu zaferde Kocasının a bir hissesi vardı. Bunu düşündükce bahtiyarlıkı büsbütün ar- 'Nihayet üçüncü günün aksamı kapı huzlı hizli çalındı."Postacı yüzünü boy. dan boya Kaplıyan bir tebessümle bek- Tediki telgrafı uzattı. Genç kadın “bu tebessümde kendi irndesi ile hareket eden büyük bir milletin. bahtiyarlığı- Bi Buldu. “Bu zafer memleketimiz için ukur İu olsun. İlk trenle seni bekliyorum. Azade kocasının. telgrafını ” tekrar tekrar okudu. Yüzünden yol yol yaşlar İniyor, kalbi iftiharla dolüp taşıyordu. Bu sevinç coşkunluğu içinde çabucak Bazırlanıp babasının evine gitü. Annesi, babamı, kardeşi ile karımı ve ocukları, bütün 'aile oturma odasında İlller. Gelinin aklamaktan yüzü gözü Yismiş, başına bir çatkı çatmıştı. Gö- Tümcesini görür görmer Ayaka kalklı, Çocuklarını alıp odadan çıktı. 'Azâde bu kaba müameleyi hoş gö- yecek kadar mesuttu. Hayatı dü, İnsanları seviyordu. herkeni, herse- Si seviyordu. Ruhunda yeni bir günes Tatüşmüztu. Gidip annesi ile bat 'ın ellerini öptü. Sonra bir köyede de- Fin bir yelsle oturan kardesine yak- Tastı, onü omuzlarından tuttu. Kararlı bir sesle 'Bu yatan hepimizin, dedi. Ne da- h bir bütündür. Biz de biriz kardeşim. Ayrılık, gayrı hizmeti nöbet ister, Hangt, beraberiz Olgün bir n ek bizlere ühalefette görü Zevk verecek Âsiz. Gençeln, sıhhatii Ve enerliksin. Her İktidarın " yapıcı denkidlere ihtiyacı vardır. Şimdi bunu Sizler yapacaksınız. enç adam başını kaldırlı, Kardeni- 'nin gözlerinin İcine baktı. 'Bu gözler Ümüte iman ve cesaretle dolu ddt Ko- Cami seçimleri Ki gelseydi de bu ikârdı. Bu gözle Ta Bayat veren yağmurlar gibi bir sey Birdenbire gönlü ferahladı. Ayaka kalkıp kardeşini kucakladı: " Böyle kadınlar yetiştiren bu mih- letin sırtı yere gelmez, dedi. Sedirde kardı karsıya ot e baba bu sahneyi derin bir hayran: hikla. seyrettiler. Şimdi. hepsinin — de Közlerinde yaş vardı. Yıllardır arala- Findan çekilip giden nğız tadı artık ge Azâde pencereye doğru yürüdü. AL 'nını cama dayadı. Bu keç bütün kandilleri yanmış camt kubbe- İerine benziyordu. Genç kadının © da: klkada büyük, kudretli bir ele kapan- Tmak, şükretmek İhtiyacı ile katbi tit Tiyordu. Bu göklerin altın bir dünyanın' kürülabilecekine artık 1 Kendine, artık bir çoruğüm olabilir ve Belki adımı HUZUR koyarız, diye söy- Büyük adamların portresi : Bir Hintli dokunulmazın zaferi Kendisine ve kendisinden başka dokunulmazlara insan haklarını tanıtan bu günkü Hint Adliye Bakanının insanlığa örnek olacak bir hikâyesi vardır Dokunülmazlar. tabakasınd beş milyon. Hintli aüfusunun Takat kesen bü- tün engellere raf: men Bhimrao mü: Amtihanını Bu sayı memle- gördüğü Hindu. asırlardır. hakaret gör asağılıktan Başlarında büglünkü Adliye siyah kehribara benzeyen gözleri | Bhimrao Ramji Kendisi de Ambedkar — okulü olduğu mazlar (Parya) sınıfındandır Sını temin etti. hayatını emsalinin mücadele etmeğe hasretmiştir. Türlük havası Columbia Üniver. Dershanede sitesinde ilk harrik bir Dört bin sene önce Aryan istilâci Hindistanda dört Merdivenin en tepesine Brah- manları yerleştirdiler, bunlar âlimler ikinel basamakta ida ci Ve harpçi sınıf olan Kahatria'lar, natkâr ve tacirler sınıfı en aşağı ba: Ambedkar'ı 'Cateratia'da Ber talehelerle mü. Savi haklara sahip ve, papaslardı. paketlerini Bir. gün geometri dersinde öğretmen Bhimrao'yu: tahta: Valaya'lar bulunuyordu; aamak ise ellerinde hiçbir hüner Tunmayan işçilerin yanl bunlar diğer Üç sınıfta kö- lelik etmek için yaratılmışlardı. Bun- Jarın altında da merdivende dahi bir basamak yerleri olmayan bulunüyordu. Bunlar en müs. tekreh işleri yapmak için yaratılmış addolunur, takhanede Sudra'ların d arkadaşlarının kullandığı kanape- nidası yükseldi, ço- Aöliye Bakanı Ramji Ambedkar lerimiz pisi diye bağırıyorlardı. paketinin çaresine bak başına koşu Okullarda pek az talebe bilgiy derece ihtirasla sarılmıştır. kendilerine süpürmek, temizlemek gibi işlerden başka vazl. 'de verilmezdi. Neden sonra bu lük tebeşirden başka bir şeyi kirlet- meden dâvasıni ispata. başlayabildi. Bhimrao büyüdükçe kast'ın ne de- mek olduğunu daha iyi Bazı Hindülar ekonoml derslerine 1917 de felsefe man kendisinden isteniler bilginin 1 Ki misline sahip olmuştur. Londra ve Almanyada da bir müd- det tahsilini ilerlettikten sonra rodaya döndüğü zaman Gaektrar'dan Maliye Bakanına yardımcı tâyin edil. diğini öğrendi; vazifesine başladığın- dan az sonra elinde bir sürtf evrakla avluda bir kâtip göründü. karın yazı masasının önünde rin bulaşmasına fevkalâde siper vazi- fesini gören bir halı vardı, halının bir ucunda durup evrakı ma- Ambedkara verilen ilk ve son 1ş oldu. Altı günlük kahre- dlci bir gvarelikten sonra Amirlerin- den günlerini halk kütüphanesinde v- turarak geçirebilmek için izin aldı Artık ara #ira zühür eden İşler 1 ktan başka bir anın en yüksek tahsil storu olduğu Bir tnsanın beşikten mezara kadar nasıl yaşayacağı mensup olduğu kas- ta göre tayin edili evleneceki, anlıyordu. dokunulmazları olarak kullanıyorlardı; lar kendilerine verilen para için söz söyleyemiyorlardı, hattâ kiminle kimlerin. evlerine Ççikabileceği dahi bu karara bağlı 1- Je doğduğu kasttan bir kadem Üstüne yükselemezdi. Ambedkar'ın babasına, talihi, İngiliz Alabilecek kadar etendileri- mecburdular. Her Hint şehrinde ya: hut köyünde dokunulmazların düğü mahalleler ayrı idi. 'en kalabalık aileler bir tek odada ©- türür, yerlerde yatar, yüz elll kadar insan bir çeşme Ve bir helâyı kulla- Gün geçtikçe Bhimrao'nun 18 birarı artıyordu. 'Halkı bu bataktan ancak eğitim yo- Yü ile kurtarabiliriz, Bu hücra mahallelerden çok uzakta küleli büyük bir köşkün sahibi. ordusunda hizmet yaver olmuştu, bağlı bulunan Satara'nın mahalii öğ- retmeni oğlu Bhimrao'nun ökul dera- lerini takip etmesine izin verdiği için Kast sınıflarına ayrılmış 500 talebelik okullarda dokunulmaz. Bhimrao 1di. 'en zekl öğrencisi olmasına n bir köşe edilmiş bir halde geçirdi. çocuğu derse kaldırmıyor, 'ödev defterine elini değdirmiyordu. Buralarda orada yerleşti. aya fırlattı. senelerini inde tecrit Öğretmen, çin mektuplaşmı Ambedkar'ı yoktu. Hindiz Öğrenmek ilitiyaciında - olduğumuz - her: SİNEMALAR BEYOĞLU ci manlar Kiralı Hicri| 19 SO |Rumt Heyoğlu A16tt Ankara 0 aZ “izmir z Dsküder 045 K. kön Karşıyaka Anadolu yakası Ön Paris. 3 Gizli Vazife Çidi Yasife ( 2 — Teylinin Aşkı Pa a 20j Tenba Güzdli, | 3vü Kara Kamçımı (85 kamım) BESİKTAŞ DANÇESİ Kadın Tatikamı: FLMANRA I ? — 'Ben Bemeri İNCEİ — Pamuk Pre 7 Cüceler 2 KISMET. (Z6654) 2 — Gönünü A Beyeam * İ MamManA (20 2 L arilipin 3 'arslanlar Yot | Kantel Çiret 3 Z" sayıl GELECEK OLAN UÇAKLAR. 96 DEY. 2 Xa Dur. S00 DHY YENİ (Bakırköy Süreyya (kumka Cehennem Zindanı, Ankmız Yaşanmaz. 16126) 1 — TNS6 T BAY Tekin SUATFARK öt 1 — İKi dinin Mektupları, SöNR ZSN “Taraan Kara Gaimtasaray (ârerke KADIKÖY CİHETİ HALE doliz SUREYYA 'atya, Kayser Meçiii Ka Ş e Z 1850 DA Kasımpasa) hadanı — 1600 Dary. - Afyon Kaçakçıları. ? ka0 c G DEY, Brlenelim g — BEŞİKTAS, 'eni COrtaköy) GİDECEK OLAN Salahadöini | CEBKCt 03816 1 UÇAKLAR 200 DaLY. ŞD KAnıkör Can Feda. £— Leyik tle Xe GĞ Rielnee: (Türk) Balike 530 BEA Tnetlirr Attna, SUS (WOTD 1 — Vatan Kab- | MEYBELİADA, BUYUKADA, düğüm. '3 — Düşman Kardeş K0 DHY 200 LAİ Aak ve Para: İSTANBUL ALEMDAR (2468) 1 — Asi Utalyan) Atina, »00 DELY. Blziğ. D. Balar, Va: 1008 DA (2200) Sihirli YENİ (4040) Modern Venün GAR GAZİNOSUNDA Van ve Tepanyol Revüleri HAk (Basmahane) Berlin Ekapresi. Mazlumun Ai g — Tar. Gazlantep, iami 2 — Ölmeyen Hüyalar ÇTürk) İzml — Namus Sözü, 2 — Takenderuna, | Ağir Ceni az Sizin, ne daha - fazla bizlm. O | S 1600 DA Tanlar Yolu Banet CTürk Cümü, 1 — Bir Ya ik yok. Vatan fta oluran Olmun çalışmaya devam edecekiz. Beni Te DEY Balıkçının Sevgül- &.0 GELECEK OLAN EKSERESLER saradan. (Eka.). a. — 915 An- etmiş olarak dönüp 800 Çeşiii GİDECEK OLAN EKSPRESLER Hava “raporu, — 2200 Haderler, Za0 Semplon Eka. Özle Gazeteni. D10 'İatanbul " Konserentuvarı Heyeti konseri 830 Konuşna 700 Konya, Tskenderundan. Kökyüzü 2230 'Handırma, GİDECEK OLAN sirlanan. büyük mehter ta- YAPURLAN 800 Bandırımı 00 Kader 8 ayarı ve 200 Frogram ve kapanış. Çeviren : Meliha B, ŞARLI Körmüş şuhsiyetlerinden biri böylece bir buçuk sene Bombayda aç, sefil, Ştiz yaşadı. Nihayet Sydenham ko: Profesörü oldu. Orada İngilterede tahsilini ilerletebilmek I- çin yeter derecede para yapıncaya kadar çalıştı. 1923 te avukatlık payo- sini ve Londra İktisat Fakültesinden döktor sıifatını almiş olduğu — halda Bombaya döndü. - "Rubye meselesi, başlıklı risalesi dünyanın dört bir u: cundaki iktisatçıların taktirini Bir avukatın yüksek — mahkemeye çıkabilmesi için müdafaa dosyalarını kendi kastından bir hukuk müşaviri ne hazırlatması Jâziım ” geliyordu; Ambedkar bu mesleğe giren llk ve tek dokunulmaz olduğu için onun bu işini yapmaya kimse yanaşmıyordu. Ambedkar inatla bunlara kargı koy- du. Kendisini barodan azletmek iste. yen bir grupa bir defasında yumru- Runu kaldırıp: “Bir gün gelecek ben bu kürsüye çıkacağım ve sizler bana, efendimiz hazretleri diye hitap ede- ksiniz,, dedi. Kendisine teklif edi- len hâkimlik vazifesini kabul etseydi bu kehaz 2 de yerine getirmiş lacaktı; fakat o müstakil valilik lo- Ta heyetinde bir vazife almayı tercih ederek hâkimliğe tâyinini kabul et- medi. indu. dilinde haftalık bir gazete çıkarmaya başladı, bugün bu gazete- nin dmi “Halk''dır. Her cumartesi Bombayın dokunulmazların oturduğu bütün mahallelerinde okuma yazma bilmiyenler içlerinden biraz okuyabi- lenlerinin başına Üşüşür Ambedkarın başmakalelerini dinlerlerdi. Kast teş- Kilâtının ekonomik - kifayetsizliğini tenkid ederek dokunulmazların erkek çocuklarının babalarınınkinden gayri bir iş seçmelerinde tarar ediyordu, 1942 de genel valilik tcra heyetine isci âza olarak tâyin edilmesi Üzeri- 'ne hükümeti her sene dokunulmazları dan bir kışmını yabancı memleketler. de tahsile yollamak üzere — 300.000 ruble tahsis etmeye ikna etti. Ame- rikada ve İngilterede okutulan — 30 kişilik llk kafile bugün mühendim, öğ- retmen ve avukat olarak Hindistanda vazife başındadır. Ambedkarın amıl eseri hükümet memuriyetlerine yüz- de on iki buçuk nispetinde ehliyetii dokunulmaz katmış olmasıdır. Dokunulmazların Ambedkara bağ- hlik derecesi, onun Bombay “Legisla- tive,, meclisine namzet olarak 1947 de açtığı İlk siyasi — kampanyasına gösterdikleri reaksiyondan anlaşılabi. lir, Seçim sabahı şafak sökmeden çok önce binlerce dokunulmaz uzun — pa- muklü elbiseleri bacaklarına dolaşa dolaşa karanlıklarda kasaba ve köy lerden Bombaya akın ediyordu. S- bahın altısında rey sandıklarının ba- gında sandıkların açılmasını — bekl: mekte idiler, Bu bölgede Hinduların sayısı de- kunulmazlardan pek fazla olmasına rağmen Hindu seçmenlerin yüzde 30 'una müukabil dokunulmazların yüzde 80 1 geçime iştirak etti ve neticede se- gimi kazananlardan bir kişi müstes- Ha, bütün meclis Azasından en fazla ©y alan Ambedkar oldu. Uzün ta- man Hindistanda bulunan bir ecnebi Hiçbir. kuvvet ona engel olamaz, çünkü onda münkariz olmamak kud- Teti var,, dedi, Sütbeyaz Hindu elbiselerinin içinde Közünde gözlükleriyle Romalı bir se- natöre benzer. Dalma sade bir hayat yaşamaktadır. Karısı Brahman sını- fından bir doktordur. Halihazırda Ambedkar Hindistan 1- çin belki de en büyük vazifelerinden biri fle uğraşmaktadır — bu vazife 'yeni cumhuriyet için meşruti bir ida- Te kurmak / meselesidir. Taslakları hazırlayan altı kişilik — komisyonun relslerinden olduğu için her maddeyi, onları tasdik edecek olan — “Consti- tuent” meclisi huzurunda — müdafaa, etmek mecburiyetindedir. Ambedkar Mesleğinin en heyecanlı #nını 29 ka> sım 1848 de ikinci maddesini teklif ettiği gün yaşamıştır... O gün müd- deti hayatının yeçane tlyası tahak- kuk etmiş “Dokunulmazlık ortadan kalkmıştır, her şekilde tatbiki yasak- tır.. Bu işe teşebbüs eden her gahis kanun karşısında suçludur., — dediği zaman bütün meclisin ekseriyet oyu ve takdir avazeleri ile karşılanmıştır. Dokunulmazlığı Ambedkar tek ba- şına ortadan kaldırmıştir.. denemez; bu hususta en tesirli kuvvet şüphesiz Gandi tâl, Gandinin himmetleri saye- sinde bugün mabetler dokunulmazla- ra açıktır. Bu zoraki karışma vesilesi İle endüsri alanında da pamuk- ve Jt tarlalarında kast sınırları silinmiştir. Artık bir çok şehirlerde dokunulmaz- dar kast mensubu. Hindularla —ayar İokantalarda yemek yemekte, onlarla aynı berber salonuna — gireblimekte, aynı otobilse binmekte ve çocuklarını onların çocuklarının okullarına gön- derebilmektedirler. Geçen sene — bir. kaç bin dokunulmaz kendilerinden vi- mayan kadınlarla evlendiler, Köyler- de dahi ufak tefek hayırlı değişiklik- T görülmekte, fakat köy topragınüa müsavat mücadelesi daha sert - ol- Asıl mesele dokunulmazların asır- dardır kökleşmiş aşağılık kompleksin- den sıyrilıp hayati meselelerinde f İkiyet göstermeye başlamaları ümit verlci bir haldir. Başlarındaki önder müşküllere aldırmamakta: “Nihayet bir uçurtma da rüzgârla aynı istik: mette değil, ters istikamette yükse- dir, demektedir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: