6 Ekim 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

6 Ekim 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Z tabiat ve biraz da alış- kanlığımız itibariyle hayale daha çok mütemayil insanlarız ve bunun için hayali âdeta yak- laşılmayan bir gölgeden ziyade hakikatten bir parça sanır ve ikisi arasında fazla bir fark ara- mayız. Halbuki artık bunların arasında bir fark aramamızın ve kabil olduğu kadar hakikate yaklaşmamızın zamanı gelmiş; tir. Eski azametli tarihimizin ha- tıralarını bol bol anmakla, bir zamanlar, uzun vakitler geçir- dik, sonra İstiklâl Harbi gibi muazzam bir dâvayı kazandık- tan sonra yine birçok hayallere daldık, İyi ve güzel düşünceler olmasına rağmen gerçeklikten uzaklaştık, memleketin bünye- sine münasip olmıyan şeyleri tatbik etmek istedik. Şimdi ik- tidarın değişmesi artık bu eski hayallerden uzaklaşmak ve ha- kikate yaklaşmak istediğimizin 'en güzel bir misali telâkki olu- nabilir. Bu hakikat yolunda an- cak ameli düşünmek, iyi çalış- mak ve müspet şeyler yaratmak ile ilerlemek mümkündür. Bu- nu yapamazsak gene hayalden ayrılamadığımızı görmekle üzü- leceğiz, 14 Mayıs seçimi ile millet, o- yunu Demokrat Partiye verir- ken hükmünü de vermiş, eski iktidarın yaptığı birçok. şeyleri beğenmediğini belirtmek — iste- miştir. Bu vaziyet karşısında şimdi Demokrat Parti iktidara gelmekle artık üst geldiği p: tiye karşı girişmiş olduğu mi cadelesine nihayet vermiş — ve asıl kendini göstermek fırsatını elde etmiş olmak — icap eder. Halbuki o zamandan beri bütün nütuklarla açıklamaların en bü- yük kısmı artık iktidarı kaybet- Mmiş olan partiye sataşmalar ve- ya hücumlarla doludur. Eski iktidar; seçimi kaybetmiş ol- makla mânevi mesuliyet altına girmiştir. Onun artık dikkat ke- silerek, yeniden iktidara heves- lenmek istediği vakit daha baş- ka suretle hareket etmesi - ve başka tedbirler düşünmesi icap eder. Eski iktidarın şayet mem- leket hesabına maddi mesuliye- ti gerektiren hareketleri varsa bunun kanun çerçevesi içinde tesbiti kabil olabilir. Fakat bü- tün bu işlerin daima nutuk ve açıklamalarda ele alınması bizi hakikatten uzaklaştırmakta ve hayallere doğru çekip götür- mektedir. C.H.P. nin de, niha- yet Cumhuriyetin kurulduğu zamandan beri başaramadığı geyleri şimdi yeni / iktidardan beklemesi kabil değildir. Şöyle böyle henüz dört ay kadar bile olamıyan bir zamanda, yıllar boyunca vücuda getirilememiş olan şeyleri baştan başa yapıl- mış görmek; ya dahili bir poli- tika manevrası çevirmek veya hayale doğru kaymak arzusu- nun / varlığını anlatmaktadır. Şimdi iki tarafın bütün bu söz- lerini dinlemek ve okumak is- tersek âdeta kendimizi bir se- çim devrinde farzetmemiz 1â- zım gelmektedir. Halbuki - bu devir geçmiş ve şimdi faaliyet devri başlamış demektir. Biz her şeyden evvel bunun ilk iyi belirtilerini görmek isteriz. Yirmi beş seneyi geçen bir idare zamanında muvafık ve mu- halif herkesin az çok müttefik olduğu bazı noktalar vardır. Memleketi bir veya — bir kaç şahsın idaresine bırakmamak, halkın bu noktada alâkasını u- yandırmak, her işde ancak ka- nunu hâkim kılmak gibi pren- Yazan : — Habib Edib - Törehan siplerin hayat nizamımızda gü- dücü bir rol oynamasını mutl: ka temin etmek, umumi efkâr üzerinde çok iyi tesirler yapa- caktır. Bunların yapılması nu- tuklarla değil, müspet hareket- lerle mümkün olur. Senelerden beri çok söz dinlemiş, fakat bir çok şeylerin tahakkuk etmemiş olduğunu görmüş olan milletin, artık sükün ve — huzur üdüğünü yalnız iste- ynı zamanda gör- acı vardır. Seçim meğe de ihtiy bitmiş, millet hükmünü vermiş ve iktidarı başka bir politika teşkilâtının eline vermiştir. Es- kisinin bu mukadderata razı ol- ması, yenisinin de kazanılan bu haktan istifade ederek iş gör- meye ehemmiyet vermesi her- halde hayalden uzaklaşarak ha- kikate yaklaşmamızı temin ede- cektir. Dünyanın birçok müş- küllerle karşılaştığı bu zaman- da yalnız hakikate pek çok ih- tiyacımız olduğunu kabul eder ve çalışmalarımıza daha büyük bir hız verirsek - herhalde iyi bir şey yapmış olacağımızı zan- netmekteyiz. Knıulılsuz hâdisesi Ömer İnönü yargılanacak Tahkikat neticesi yargıcı Tüzümu mi kararı verdi esinde sorgu akeme Teknik Üniversite pansiyon Amiri Müzaffer Kayalıbayın / ölümiyle ne- ticelenen — hâdisenin tahkikatı — dün #ona ermiştir. Aylardan beri devam eden soruş- turma ve tetkikler neticesinde tah- kikatı idare eden Üçüncü Sorgu Hâ- kimi dün akşam geç vakit kararını Savcılığa bildirmiştir. Sorgu Hâkimi kararnamesine gö- re, Ömer İnönünün kazaen ölüme sebebiyet vermekten sanık - olarak muhakemesine lüzum gösterilmiştir. Bu meraklı hâdisenin muhakeme- sine yakında İkinci Ağırceza — Mah- kemesinde başlanacaktır. Bu vaziye- te göre, Ömer İnönünün mevkufen muhakeme edilmesi de ihitmal dahi- dindedir. Elmalı Bentlerinde su kalmadı Kadıköy semtine münavebe ile su verilecek Kadıköy semtinde — susuzlük hâd bir safhaya girmiştir. Sular İdare- sinden öğrendiğimize göre, Elmalı bentlerinde yalnız 15 gün yetecek su kaldığından yarından itibaren — Bos- tancı ve Kadıköy semtine sabahları 5 ten 12 ye kadar olmak Üzere mü- navebe ile sü / verilecektir. Bir ay daha yağmurlar yağmadığı takdirde Üsküdar semtine gemilerle su veri- lecektir. İngiliz Kültür Heyeti Kütüphanesinin kış çalışmaları 9 ekim pazartesi gününden itiba- 'ven İngiliz Kültür Heyeti Kütüph: nesi kış saatlerine başlıyacaktır. Kütüphane, pazardan maada her gün saat 14.00 den 20.00 ye kadar açık tutulacaktır. Tıp kongrelerine iştirak eden profesörümüz döndü Fransa ve Almanyada —muhtelif tıp kongrelerine iştirak etmek — ve ilmi tetkiklerde bulunmak üzere Av- rupaya giden İstanbul Üniversitesi Tıp Fakliltesi Mikrobiyoloji - Profe- #örü Dr. Ömer Özek şehrimize dön- müştür. ŞEHİR HABERLERİ $ehir köşesi Halkın sesi Bporonlar arasında, Türkiye, Avrupa ve dünya şampiyonlu- dünü kasanmış güreşçilerimiz var. “Onlara, ancak — “müli kahraman,, lara ibsal ettiğimiz muhabbet, takdir. ve ütifatı gösterdik. Fakat gün geçtikçe, içlerinden bir kaçı, ülk günler. deki tevazularını, / vakarlarını, sportmenliklerini unutmaya vüz tuttular. İsimlerine sadıta vu- kuatı arasında sık sik rastla- maya başladık. Bi bu âdiseleri — sinemize dasalım derken, matbuat sü tunlarına döklülen — münakaşa- dardan — öğreniyoruz. ki, milii formayı taşımak gerefini kaza- 'nanlar arasında yabancı mem- leketlerde de aym şekilde mü- canif hâdiselere - sebep olanlar bütün hudutları aş- mışlar. Biz, aporda centilmenlik ta- raftarıyız. Rakibini muhakkak venecek bir zorbaya, kaz 81 güpheli bir efendiyi t deriz. Galibiyet elbet güzel ve iftihar edilecek bir şeydir. La- n #por, muhakkak galebe de- gildir. Biz derken — ndçiz gahşın kasdetmiyoruz. Istanbul halkı dercüman olduğumuza emi- miz, Buna Basit bir dolil ola- rak, evvelki akşam, eleme gü- Teşlerine perçem sarkıtarak çı- kan bu, pehliva, birine sevircilerin: & gel. Saçlarına kordelâ tak. Burası Bevoğlu — caddesi mi?., — diye haykırmalarını gösterebilir Unutmamak Tâzımdır. ki, söh- ret Hankördür. Ve halk bugün alkışladığını / yarın rahatça w- Tıklamasını bilir. BİR İSTANBULLU İstanbul Radyosunun kış programı na! Radyo Müdürü, bu hususta neler yapılacağı hakkında gazetemize izahat verdi İstanbul Radyosunun — önümüzdeki aydan itibaren tatbik edeceği kış pro- /gramı hakkında Radyo Müdürü Ferit Zahir Törümküney dün gazetemize aşağıdaki beyanatı vermiştir: — 6 kasımdan itibaren başlıya- cak olan kış programımızda bazı ye- nilikler yaptık. Hâlen 10 dakika - olan çocuk san- timizi yarım saat veya 45 dakikaya çıkaracağız. Bu saatte daha ziyade eğlendirici ve terbiyevi piyeslere yer vereceğiz. Temsil neşriyatımızı da daha zi- yade milit dâva ve meselelerimizle alâkalı bir gekilde tertipliyeceğiz. Naklen yapılan spor yayınları ile halkımızın yakından alâkalandığını biliyoruz. Bu işi tatmin edici bir ge- kilde — düzenlemek için gereken te- gebbüslere geçtik. Husust organizas- yonlar naklen neşre müsande etme- dikleri için bu gibi müsabakaları yı yınlıyamıyacağız. Fakat diğer beynel milel müsabakaları ve her hafta lik- lerin ikinci gününün maçlarını son haftaymın evvelki maçları tafsilâtı ile birlikte nakledeceğiz. — Dinleylet istekleri programın- da dinleyicilerin isimlerinin okunma sının kaldırılması ne gibi — tesirler aptı? Bu hususta siz ne düşünü- yorsunuz? *— Kamaatimce iki türlü istek sa- hübi vardır: Bir kismi — isimlerinin radyoda okunmasından ziyade arzu ettikleri plâğı dinlemeyi düşünür- der. Bu gibilerin, yeni gekilden bir şi- Kâyetleri yoktur. Diğer bir kısım dinleyici de var- dır Ki bunlar, plâğı değil kendi isim- Ortaşark sivil havacılık kongresi 17 ekimde şehrimizde toplanacak Kongrenin Genel Kâtibi Poeliv Day, bu hususta gözetemize geniş izahat verdi Bu ayın 17 sinde Yıldız Şâle Köz. künde toplanacak olan Ortaşark Bi vil Havacılık Kongresine ait hazı lıklar ilerlemektedir. Köngrenin nel katibi. Poeliv Day bu. hazırlık. larla meggul olmak Üzere şehrimiz- de Bulunmaktadır. Kendisi ile görüşen muhabirimize asağıdaki beyanatı vermiştir: “Türkiyeye bu fik gelişimdir. İs- tanbulda bulunduğum bir bafta zar- fında yalnız gehrin tabit güzelliğine değil fakat aynı zamanda tanıştığım “Türklerin nezaket ve misafirperver- liğine hayran oldum. Türkiye tarihini okumuş ve bunun Üzerine etlidler yapmıştım. Atatürk fakılâbının mâna ve merhalelerini bi lerek buraya gelmiş — bulunuyorum. Memleketin inkişafını yerinde — gör mekle bilhassa bir garklı olmam sı- fatiyle — sevinç duymal Türkiyede kalacağım müddet zar. fında vazifem TCAO nun Ortaşark Mıntakavi Köngresi ile alâkalı işlerin yapılması için idari bakımdan yar- dim ve tavsiyelerde - bulunmak — ve toplantının program. gereğince tat- bik edilmesini temin etmektir. Eyllil 30 dan beri hazırlıklara baş- damış bulunuyoruz. Yakında İngilte- reden gelecek Mr, Banes kongrenin tayım, teknik cephesiyle meşgul olacaktır. ICAO nun bu mintakavi toplantı- #ının mahiyeti umum! olarak dünya üÜzerinde ve hususl olarak Ortaşarkta hava seyrüseferinde emniyetin. artı rılması için milletlerarası bir işbirli. Bi ile gereken tesislerin kurulması ve tedbirlerin alınmasıdır. Son beş yıl zarfında ICAO nun inceledii, bi- tirdiği, kabul ve tasdik ettiği enas sıl olacak ? lerini radyoda duymak isterler. Hal buki bu, boş yere zamanın israfıdır. Çünkü program takip etmek isteyen. bir. dinleyici —ki bunlar ekseriyeti teekli ederm— pifitin / çalınmasından önce bir sürü Ismin okunmasını bek- lemek mecburiyetinde kalıyor. Eski sistemin diğer bir. mahzuru da şudur: Bazı kimseler, muziplik ve- ya başka saiklerle cidât olarak ta- nınmiş bir kimsenin ismini kullanı rak onun adına gayet hafifmeşrep bir meyhane şarkısı istiyor. / Ertesi Künü mevzuu bahis şahis, haklı ol rak bizi protesto ediyor. Gerçi bu gi- bi hâdiseler azdır, fakat vâkidir. Bütün bu m dinleyicilerin isimlerini kaldırdık. Filhakika dinleyici isteklerine ge- den mektuplarda ©6 30 den fazla bir düşüş oldu. Fakat biz yaptığımız ha- reketin isabetli olduğuna ve ekseri- yeti memnun ettiğimize kanliz. İstanbul - Radyosu yine âriza yaptı İstanbul Radyosu dün verlel le- tasyonundaki bir Arızadan dolayı mü. tat saatte neşriyatına başlayamamış 've tam 8 aaat 55 dakika bir tenh. hurla 2150 de Arıza bertaraf edile. Tek yayınlarına başlayabilmiştir. Bu hususta malümatına müracaat ettiğimiz Radyo İdnresi bize şu mar Tamatı. vermiştir. “— Arıza hakkında - henüz repor almış değilim. Ancak baş münendi. #in verdiği malümata göre — haölse fransformatördeki bir Arızadan İleri gelmistir. Jar bu teşkilâtın milletlerarası işbir- ği ile çalışmasına çok iyi bir deli teşkil etmektedir. Birleşmiş — Milletlerin bir unsuru olan ICAO, sivil havacılığın ehemmi- yetini belirtmek ve bu sahadaki âza- Mf emniyeti temin etmek için siste matik: olarak -faaliyet göstermekte- dir, Beni — memleketimize davet eden Türk Hükümetine ve bana büyük bir sam eden Devlet Hay Yollarının mü- hendislerine ve diğer mühendis. ve idarecilere alâkalarından dolayı min. nettarım. ICAO toplantısının büyük bir ba- şarı ile biteceğine ve Ortaşark mın- takası ve dünya sivil havacılığı için faydalı kararlar Vali, şehirde asayişin normal olduğunu söyljyor Dün bütün kaymakamların iştirakiyle yapılan bir toplantıda — şehrin asayiş meselesi görüşüldü Dün sahah Vali ve Belediye Baş- kanının reisliği altında Vilâyette İs- tanbul Kaymakamlariyle bir topla; sıştır. Bu toplantıda — Ve eri, Emniyet, Nüfus ve Hari- ta Müdürleri de hazır bulunmuşlar. dır. 22 ekimde yapılacak olan nüfus Sayımı işleri gözden geçirilmiş ve numörataj eksiklerinin tamamlanma. a kararlaşmıştır. Ayrıca o gün için alınacak bütün tedbirler de tesbit o- Tunmuştur. Bu toplantıdan sonra bütün İstan- bul kaymakamlarının iştirakiyle ye- niden bir toplantı yapılmış ve şehrin asayişi Üzerinde görüşülmüştür. Kay- makamlar, — mıntakaları dahilindeki asayiş hakkında Vali ve Belediye Başkanına lâzım gelen izahati ver- mişlerdir. Kaymakamlar, bölgelerin- deki âsayişin son günlerde çok iyi olarak devam ettiğini ve hattâ cü- rümlerin normalin altına indiğini te- barlz ettirmişlerdir. Vali ve Belediye Relsi ”- Prof, Gö- kay hu hususta gazetecilere şunları söylemiştir: “— -Son günlerde tehdit mektup- Jarının çoğaldığı hakkında gazeteler de neşriyatta bulunulmaktadır. - Fa- kat bu hususta ” Emniyete şikâyette bulunulmamıştır. Yalnız kadro hari- ci kalan Defterdarlık memurlarından bazılarının Defterdara telefon ettik- leri tesbit edilmiştir. Bu husustaki raştırmalarıma devam ediyorum. Şe- hirde asayiş normaldir.,, Valinin - tetkikleri Vali ve Belediye Başkanı Doktor Gökay, dün âni olarak Beykoz fi- danlığını teftiş etmiştir. Vali, bun- dan sonra Beykoz ve civarında dolaş- miş ve incelemelerde bulunmuştur. İstanbul - okullarına verilen öğretmenler İstanbul ortaokulları lle ilselerine ve teknik okullarına bu ders yılı bar fında - yeniden verilen Ve nakilleri Yapılan ve kararnameleri gönderilen öğretmenlerin iimleri aşağıdadır: 'Nüriye Gürkök, Olgunlaşma Ens- ttüsüne; Zümrüt Taşan, Kadıköy Kız. Enstitüsüne; Fahriye Dumlu, Mithatpaşa — Kız Enstitüzüne; Ayse Atasoy, Selçük Kiz Enetitüsüne; Neclâ Orçun, Mithatpaşa Kız Ensti: tüsüne, Nimet Çağın, Birinci Ticaret Lisesine; Sabri Akdeniz, Birinci Tir Fahriye Tükây, Bi rinci Ticaret Lisesine; Fahriye ” Çi Toğlu, Mirgün Ortaya; Şinasi Tamer PEYAMİ SAFA YALNIZIZ A — mi? Doğru söyle. — Evet. Sahiden. Ağabeyim doğruldu: hiç bir hareket yapma. dedi Ki Te teslim olmak lazımdır Düşün bunu. İyi düşün: Çırpınmak ve ça- balamak batmaktır; haykırmak boğulmaktır sakin ol Kendini bırak. Emin ol, batmıyaca- Kına, selâmete çıkacağına emin ol. Bak, şimdi ne kadar düzeldi. Yine gözönüne getir: Bulut- Suz, masmavi, sakin bir gökyüzü. Tehlike geç- ti. Sahile yaklaşıyoruz. Teneffüsün derinleşi- yor. Daha rahatsın, daha iyisin çünkü. Değil Ablam titrek sesle cevap verdi: önündeyiz. yör müsün? İsyanın tekniğidir. dir. Müspet, enerjik, hedefli, iyimser bir s: bır. Dikkat et sözüme: Bu dünyada ölümden başka hemen her şeyin bir çaresi vardır. Me- #s&le diye karşımıza çıkan zorlukların çoğunu kendi ruhümüzün içinde halledebiliriz. Ben sa- 'a dün Aydın için ne dedim? Bak, mükâfa- tını ne çabuk gördün. Şimdi aynı şeyi söylü- yorum. Kabul et ki aç adam - Selmin mace- rası doğrudur. Onu ruhunun hazmetmesi se- 'nin elinde. His bulantıların derhal geçer. Dü- gün Ki yalnız da değilsin. Biz senin yanındı yız ve derece farklariyle aynı his anlarını yı #ıyoruz. İsyanın en faydasız olduğu bir vakıa 'na bir şey daha söyliyeyim: ğını sana günlün birinde Dünkü Genel Meclis toplantısı Şehir işleri hakkında birçok takrirler verildi İstanbul Genel Meclisi dün Avu: kat / Ferzan Aras'ın . başkanlığında #aat 15 de toplandı. Geçen celseye ait zabıtların okun- masından sonra İstanbul Üniversite: #i Talebe Birliği ve D.P. ve Pangaltı ocağından gelen tebrik telgrafları 0. kundü. Bundan sonra Ziya Şakir Soku- nün, hayati ucuzlatma Ve mesken buhranına bir çare - bulunması, Dr. Skuros'un, dükkân ve ticarethanele- rin öğle vakti tatil yapmaları; kira ihtikârı ve tahliye dâvalarının önlen- mahallelerden çöplerin - erken uması; Beykozda bir hastaha- Bülent Ege'nin, 42 milyon- lük bütçede 11 milyon lira tutan me- mur maaplarının fazlalığı hakkında. ki önergeleri makama ve kamisyon- Jara havale edildi Vali ve Belediye Reisi Fahreddin Kerim Gökay'ın, Büyük Millet Mec- lisinin sarayları hemgerilere açmak- İa göslerdiği cemileye Meclisin teşek- kür etmesi hakkındaki teklifi alkış- darla kabul edildi. Muhlis Erdener, Belediyenin — üze- Tine aldığı mühtelif işlerin bir prog- ramını istedi. Mütcakıben Orhan Mete: *— Belediye memurlarının siyaset. le uğraşmaması ve hangi partiye mensup olursa olsun - bütün vatan: daşlara sadece ashabi mesalih naza- riyle bakarak işlerini İntaç etmesi ve bu husüsta / Belediye - Relsliğince alınmış bir tedbir. olup olmadığını sordu. Bu suale Vali ve Belediye Relsi cevap vererek: — Partilere kayıtlı ve hattâ parti kurullarında. vazife almış arkadaş: lar, / vazifelerinden ve parti haya. tından çekildiler. Ben şahsan velili. &e başladığım zamandan beri Bele- diye memurlarının partilere dahil ol- mamaları, ve bir âmme hizmeti olan Belediye hizmetinde çalışan memu Jarın partilerin dışında “kalmalarına büyük bir titizlikle dikkat ettim. Hattâ bir arkadaş Belediye memur- larının siyasi partilere girebileceğini iddim etti., Orhan Metenin bu suali uzun mü- nakaşalara sebep oldu. Azadan Enver Kayanın, 14 mayıs- tan sonra bir çok Halk Partili me- Mürların yüksek maaşlarla mühim vazifelere getirildiklerini — söylemesi Üzerine Vali “Bütün tâyinler beneden gecçr; böy le bir şey yoktur. Yalnız bir daktilo alınmıştır. Eğer kendileri biliyor sa beni tenvir etsinler,, dedi. 15 dakikâlik bir istirahatten sonra ikinci celse açıldığı zaman Alâaddin Nasuhoğlunun, — Üsküdar - Kısıklı tramvaylarının perişan halde olduğu, çok memur kullanması ve bunun İs- tanbul Tramvay İdaresine bağlarmı #sına dair takriri okundu ve makama havale edildi. Salâhaddin Genç ve Misbah Uras- in, yüksek tahsil talebelerinin paso- dan yaz mevsiminde de Istifade et- meleri hakkındaki - takriri Üzerine, Recep Bilginer Bunun derhal kabulü- 'nü istedi ve neticede tetkik için ma- kama havale edildi. Ve İstanbulun “Kurtuluş Bayran dolayısiyle gece Taksim Gazinosunda Şehir Meclisi Üyelerine verilecek zi yafet parasının millet kesesinden çı- kacağı ve bunun yerine bir tanışma çayının kâfI olduğu hakkındaki tak- rir önceden hazırlanmış olduğu ci- hetle kabul edilmedi, fakat bundan sonra tantanalı ziyafet verilmem 'ne karar verildi. Salı günü toplanılmak Üzere celse- ye nihayet verildi. Ulaştırma - Bakanının dünkü tetkikleri Bir kaç günden beri şehrimizde bulunan Ulaştırma / Bakani Seyfi Kurtbek dün sabah İstanbul 'Telefon Müdürlüğünde, —öğleden sonra da) Devlet ” Denizyollarında tetkiklerde bulunmuş ve daire âmirleriyle uzun, 6 Ekim 1050 Bir Amerikalı turist yerli kostüm bulamamaktan şikâyet ediyor Bundan 30 sene kadar önce Kana- danın Montreal şehrine yerleşen lz- mirli Kiryako Papez bugün bulundu. Ku gehrin en büyük otellerinden Fo. yer Inn'in sahibi olmuştur. Kiryako Papez'in Kanadalı eşi ve kızı mem. leketimizi görmek Üzere bir müddet- ten beri gehrimizde .bulunmaktadır. har. Dün kendisi ile konuşan bir arka- daşımıza Bayan Kiryako — demiştir ki; — Kocam, evlendiğimiz. günden beri, yani tam 27 senedir mütemadi- 'yen bana Türkiyeyi — methediyordu. Mali vaziyetimiz. düzelir - düzelmez kocamın bu kadar methettiği mem. leketini görmek Üzere kızımla bera. ber İstanbula geldik. Türkiye, hakikaten bize anlatıldığı kadar güzelmiş — Memleketinizi © kadar sevdik ki, biraz daha kalabil- mek için, dönüş tarihimizi geciktir dik. Burada bizi hayal inkisarına uğ- ratan bir nokta oldu: Yerli imalâtı- mız çok az. Biz Türkiyeye gelirken hiç kostüm getirmedik. Çünkü sizin mahalli kıyafetlerinizden elbiseler mak istiyorduk. Halbuki © kadar aramamıza rağmen bulamadık. - Bu, Mmemleketinize gelen turistler — için çök büyük bir eksikliktir. Bayan Kiryako'nun 19-20 yaşlar Tındaki kızı da Türk erkekleri hak- Kında fikrini göyle izah etti: “— Tuhafımıza gitti. 'Türk erkek. leri tramvayda — kadınlara yerlerini 'nadiren veriyorlar. Bunlar da yasiı kadınlara değil umumiyetle gençlere kareı olüyor. Bundan sonra son olarak otel me- selesine temas eden Bn. Kiryako: “— Türkiyeye — gelen her turist muhakkak ki uzun müddet kalmalı ister. Fakat otellerin azlığı ve ser. vislerin bozukluğu — onların bu are zularını tahakkuk ettirmelerine mâ- nidir.” demiştir. ACI BİR KAYIP Kara tüccarlarından İsmali ve Tek- nik Üniversite son sınıf talebelerin. 'den Orhan ve Bedri Denizli'lerin ba baları ve 'Trabzon tüccarlarından tbe rahim Köselecinin eniştesi ve Ka tüccarlarından Ömer Sözer'in ve Samsun — tüccarlarından — Muharrem Turhanın kayın pederleri HACI HÜSEYİN DENİZLİ Hicazdan avdetini müteakıp Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 6. 101950 cuma günü cuma mamazını müteakıp Bayazıt camiinden kak rılarak, Edirnekapı Şehitliğinde e- bedi istirahatgâhna tevdi edilecek. tir. Aliah MEVLİD Ölümü ile Boysan . allesini ve ken: disini tanıyanları derin acılara garice. 'den Kabataş Ve İşik liseleri kimya öğretmeni ABDİ BOYSAN'ın ölümünün kırkıncı gününe tesadüir e- den 7401950 cumartesi günü saat 15 te (Şişli Bomonti Tramvay Duragı Ethem Pasa Apt. 4. dalrede) ruhuna mevlidi nebevi — okutturulacağından Meslek arkadaşları, talebeleri, akraba Ve dostlarımızın ve kendisini sevenler rin teşrifleri rica olunur. BOYSAN ailesi YENİ İSTANBUL SİYASİ İKTİSADI İMÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibi 1 YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal EL SARLICA Yazı İslerini fillen idare eden 'mesul müdür: Sacld ÖĞET Neşredilmiyen yazılar tade edilmes. Banldığı ver YENİ İSTANBUL MATBAACI- IK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI süren toplantılar yapmıştır. ——— ——— ——— ——— — Yani sabir- bizim öi Hiç bir haykırış Selminin tarihi- Sun. ni değiştiremez. Olan olmuştur. Fakat ben sa- Hadisenin mutle ka bir başka ve bir meçhul tarafı daha vardır. ki, Selminin göründüğü kadar i£renç olmadı Tn bul ettirecektir. Bi derim yan etmiyor, haykırmıyorsak, daha güzel yol- lar gördüğümüz içindir. Yoksa — senin kederin n de kederimizdir, Mefharetçiğim. 'Ne yaman heriftir şu ağabeyim, ne büyücü- Ablamın ona çevrilen hayran ve minnet- tar gözlecinde iri yaşlar vardı. Benim de göz- Ne yaman . heriftir ki, ona Selmini ve aç adamı, bana da istakozu ve Alemdağının tereyağını unutturup ikimizi de ağlatır! Ablama son telkinini yaptı: — Sen uyu biraz, dedi, çok erken uyan- dın, sinirlerin de yoruldu, şimdi güzel uyur- nemleniyordu. Ablam yorgün sesiyle: — Bir uyku ilâcı alayım, dedi. — Hayır hayır, lüzum yok, ben söylüyo- uyuyacakmın. Kahvaltı sofrasız da ne işin van? zerek cevap verdi. yor her zaman. Büsbütün. şaşırdır beyanname, tahkikat, di kızart. hazırlamadın mı? Karakol- Elindeki çanta ile havada bir C harfi çi- — Gidiyorum. Haydarı polise haber vere- ceğim, Komonisttir o, Aşağıda beyannameleri var, Bulgar hududundan alıp İstanbula soku- Komünist, aç adam, Bulgar hududü, Alemdağından hediye gelen tereya- #ının açılış töreni bu arada kaynıyordu. Oto- ritemi imdada çağırarak sert bir emir ver- — Birak bü saçmaları! Onu biz düşünü- Tüz. Senin karakolda işin ne? Git ekmekleri — Avgeye söyledim. Hazırlıyor hepsini o. Karakola kendim gitmeliyim. Sonra ona ya- açacağım. Zum karakol, Polis, sustuk. mi, zanoa ona tutkun. Aşkı dalmı yormuş da ettim, — — Haydi, ekmekleri çabuk kızart. — Dün gelen tereyağ kutusunu / getir. burayı Kız bön bön yüzüme bakıyordu. — Kilerin anahtar: Hasibe ablamda, dedi. — Sana vermedi mi? — Arlasından koş, çabuk! Ağabeyimle kaçması için sebepler çoğalıyordu. Bir müddet Nihayet dedim ki; — Selmini görmedim ben. Anlamıyorum. Herif çok mu güzel? Aç mı, tok mu, komnist Gidip haber verecek. de görür. Bizim alt katta ne kazanlar kaynı Bündüz göziyle göreceğim — Şimdi ağır afır kaldır göz kapaklarır dedi, aç gözlerini. Vücudunu dalma serbest bırak. Hiç bir yerin düğümlü kalmasın, Ani Ablam gözlerini açınca ellerini ceplerine koyan ağabeyim, hasta üzerinde kurduğu hâ- kimiyetin gururunu sezdirmiyen bir. şefkatle — Hayat da böyledir, Mefharet, hayat da böyledir. Çaresizlik ve tehlike anları vardır ki, © zaman çırpınmaya ve haykırmaya gelmez. Batar insan, ve boğulur. Marifet o anları ge- girmektir. Sonrası gittikçe kolaylaşır. © onlarda. Menfi, miskin, âciz bir tevekkül değildir. bu. Anlı- Nu görmek için de sabir lâzım, Nutkün bittiğine hükmettiğim için doğ- ruldum. Fakat ağabeyim birdenbire canlanz rak devam etti: — Sana bir misal daha, Gençliğinde bir ara sen Sipahlocağına yazıldındı. Ata biner- din, bilirsin. Cins hayvan, binicinin sinirlenme- Sini, çırpınmasını, onu mahmuzlamasını affet- yez. Hırçınlağır. Üstündekini yere vurur, Ev- velâ onun reflekslerine uymak, sonra ona sez- dirmeden hâkim olmak lâzımdır. Kaderin ak- ailikleri karşısında da intıbaktan hâkimiyete Kiden sabır köprüsü Üzerinde sakin olmalısın. Değil mi öyle? Bizim seni ne kadar sevdi mizi bilirsin. Benim şeref mefhumuna bağlıl Rımdan da şüphen yoktür, Eğer senin gibi. 122 Kade- ızı Ablamın ilâçsiz madığı muhakkı le selli değildi. Onu gözlerimle dirke, kat sofada Hasibe ile kar kard bulutlar, yüzünde şimşekler, landıkı bir el bombası gibi önümden geçerken durdu: — Haht dedi yorum ben. Saşırdım. ve bağırdım: — Ne karakolu? Ekmek kızartmadın mı? 128 uyuyacağı muhakkaktı, fakat Hasibenin kızarttığı ekmeklerin soğur mayı unutarak soluğu hemen sofa- da aldım. Ağabeyim ağır ağır arkamdan gi ben merdivenleri hizla iniyordum. Alt daştım. Gözlerinde başından acele geçirdiği için Üstünde çarpık duran so- kak elbisesi, elinde havaya savurmaya hazır- uzayan çantası, Besim Bey, karakola gidi- taklık ettim diye ceza görürüm ben de. Karı yürüyüp gitti. Arkasından bakakı dım, Ağabeyim merdivenleri ağır ağır inmi ti. Konuşulanları duymuş olacaktı ki, — Birak, dedi bana, gitsin, karışmıyalım. Yemek odasına girdik. Besleme sofrayı kuruyordu. Ağabeyim önümde durdu ve göz- lerimin içine bakarak: — Hiç haberimiz olmadan, dedi, iki a) Gan beri, evin içinde bir ucu polise kadar gi den bir macera hazırlanmış. Nedir bu hikâ- yeler? — Anlamıyorum, dedim. Gözlerimin uciyle, sofranın tekümülünde hiç bir ânı kaçırmadığım için, işini bitiren Ay- geye emir verdim; bugün? bi- kalık vardı. lik yapmış “Bugün de Tepem ı Ağabeyim dalgın gözlerini ağır ağır kır parak mırıldandı. — Selminin halinde iki üç aydır bir baş- kendine mıhlanmıştı. aynı zamanda çıldırtmak için böyle bir deli- Koşarak gelen Ayge nefes nefese anlattı — Anahtar bir yan hakışı, Hasibeyi yoldan çevirip buraya getirmesi için Ayşeye yeni bir emir vermeme mâni oluyordu. Ben Yeşil zeytin de getir. Sofraya - oturduk. — Neşemin mi, nedir? Baksana, Hasibe de Meseleyi öğrenince ona diş biledi Kadın. kısmı/ böyledir. birinci plânda, açlığın bile önün- haberimiz yok. Şu herifi merak Gelir mi Donuktu. Az konuşuyordu. Kendi Nişanlısın ve annesini olabilir mi? Aklım © Hasibe ablamda — değilmiş. tereyağ yemeyiversinler,, diyor. attı."-Ağabeyimin yüzüme dikilen (Devamı var) 125

Bu sayıdan diğer sayfalar: