24 Mart 1939 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6

24 Mart 1939 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İstanbulun sessiz, vi ı rından birindeyia. Güneşin Çamlıca ' Sırtlarından yavaş yavaş yükselme- : ya başladığını - karşımda parlıyan yuvarlak bir dalreden / anlıyorum. Tler gey yeni dünyaya gelmiş bir ço. cuk hirçınlığı e çırpınmıya bazır Sanki.. Gönüller bu ince tül içinde Sarılı kalmış bayallere hayran hay. Tan bakıyor. Görler zaman zaman) açılan ve kapanan bu muazsam de- korun renklerine dalmış, her şey #anki tabiatin senfonisini dinlemeğe galışıyor.. Gönüllerde yeni bir ümit parıltası var. Bu ince tülün sesizliği içinde uy- kudan yeni açılan gözlerini uğuştur. Maya çalışan Ayasofya ve Sultanah Mmedin mağrur başlarını görüyorum. Biraz geride dar demirli pencerele- rile umumf hapishanenin kusvetli o- dalarını ve buranın sakinlerini görü yorum. Pencerelerin önündeki kes. tane ağaçları” bu dertli insanların yegüne tesellisi sanki. Belki de acı çeken bu insanlar; dünün mesut insanlarıydı. Zavallı: dar. Yürüyorum.. Gözlerim sabahın ilk aşıkları ile parlıyan islak kaldı Tımlara dalmış.. yürüyorum. ges, hafif bir inilti. Belki.. hıçkırı- yor.. Bir an sonra bir kahıkaha işi: tiyorum. Ayaklarım gayri ihtiyari bu sese doğru beni sürüklüyor. Göz- lerim yavaş yavaş kaybolan sisin a-. rasında kımıldıyan bir hayal görü yor. Kulağıma kadar gelen fakat | Manalarını anlamadığım bir takım, murıltılar işitiyorum... — Hayır... Bırakın beni... Ben öl dürdüm.. Ben deliyim. Göelerim gayri ihtiyari sisin giz- lediği bu yarı hasta adama daldı. . Yarabbi bu ne sefalet! Bu ne safil| insandı. Yirtik çüval parçaları ile gecenin * rütübetinden saklamağa - çalıştığı hasta bir vücut, çamurların içinde Tengini kaybetmiş çıplak ayaklar; ve bütün bu vücut ve ayakların taşıdı. fi bir baş, fakat ona bir insan diye.| bilmek için lâzım olan her şeyden uzak bir varlık... Kuru esmer, siyah bir sakalla çevrilmiş bir yüz,, bunun içinde sanki derin iki kuyu ve bu kuyularda zaman zaman parlıyan aşıklar aksettiren bir kaç damla su| Bibi kapkara İki göz, çamurdan rer. Gini kaybetmiş bir demet saç ve bü. 'tün bu renkler deynek kadar ince) bir boyunla bu köhne vücuda mer-| but.. Ayni sesler yine kulağıma geli. yor. — Ben öldürdüm.. Ben deliyim.. Yaşamak mi istedin öyle ise öl. Ve arkasından bir iskelet gibi o- lan elindeki taşın demirlere vurma: aından hasıl olan soğuk bir ves. — Tak.. flak.. İzzan b çüziyoe biç bir an ta hammül edemesdi, ve edemedim; ©- seslendim. | mün hürmet edilen insanı halinde mu | — Biy-.. Arkadaş sabahin bu &- yözmde Bülelarda işla net Bik'an mühatabımın kendisi ok. dağımdan “güşbe ederek siratna DT ' Bler bunu düşünebiliyorsan. ai Ka Barular, y ni Hafıdarın ga aöi kargimden gö türünüz Hler nedense bimiyorun. içimde çadiş z merik bu ada hayatımı| Söna Tn M gÖĞ gi Bi allka hiediyordum. Kimbilir Hait de cemiyete kurbar gitmiş bir zimil he öi çok iyi aaliyorum. he yatiz Büyük bir darbe helktde bil. öneden işlediğimiz bir günah seni bu dd gAD ÖĞ'DUR Türdin d | ktlyorum. Eiğer seni bir an teselli| KÖSÜRD Tn p aa balrem Haydi benimle yürü. Te bir kahkah” sörümü kesti. Geyüiintiyari başımı çerirdim. Gül: CK irliyen göllerinden Biç yıkan DA Güz. bti ga) Zelmiş olan yüzüne bir kaç damlanın | ht görüm Kolundan tatarak | SN Habalyan mirlea dağru Onu sürüklemeğe başladım. Yavaş| aa eli üzcek Sözlerle gönlünü Ümuda e örüi Üğrelmele gar Tet öğürdüm. Oon siyktabiimn SA ğ inirlen köğanlü. aK Olağaru salyonlum. Hayat DA Çüi aet ölm Fakat atller ağrmde kakıı Paclyün gölerinden Yaşlar damağa HK li a bekirmada başeti F en öldürdüm.” Ben Sldür. ö Birdenbire gözleri daldı. Nefesi sıklaştı.. Bayılmıştı. Kaç zaman bu vaziyette kaldı tahmin edemiyorum Yavaş yavaş gözlerini açtığı zaman| onda bulunduğu yeri yadırgıyan bir insan tavrı vardı. Nazarları odamız! boyaları dökülmüş tahtalarında gez-) di.. Bir an derin nefes aldı ve anlat- mağa başladı. — Heyhat! Her şeyde bizleri al. datan hayat oluyor. Böyle mukad- dermiş diyebilir miyim? Fakat ha- yır.. Biraz irade, biraz nefse hâl iyet bu günün bu sefil adamını dü. hafaza edebilirdi. Hayat bir rüya, bizler de bu rüyadaki zavallı hayal deriz... Gençliğim! herkesi imrendi- recek kadar cazip geçmiştir. Haya tan ilk zevklerini sevdiğim bir kadın. dan almıştım. O zaman ” gençtim. sevmiştim.. Ve çok ta sevilmiştim.| Diyebilirim ki hayatım yalnız onun| &ötlerinde başlayıp ve yine ena ba: karak biterdi. Bu derin sevgimiz bii| biribirimize karşı bağlamıya kâfi) gelmişti. Bize yetecek kadar gelirini ve tam sevişen insanların tasavvur ettiği gibi bir eve sahiptim... Bu gün © günlerin zevkini tahayyül edebil mekten bile uzakım. (Sonu ) Şilede Y Şile (Hususi) — Burada — güzel) 've kügir binalardan birisi de posta- 'ne binasıdır. kira. İle tutulmasına rağmen posta işleri mazbut bir bina | içinde tedvir edilmektedir. “Yakın bir zamanda halkın vakitsiz posta işlerini kolaylaştırmak ve karşıla mak üzere kazada bir beyiye şubesi açılmış Kasım, - Fener: ismindeki) Mmaballelere de kutular — asılmıştır. Postane dahilinde servise müte-| allik halk için istifadeli ilânlar ve| merkeze bağlı 17 köy için ayeı ayrı kilitli yekpare bir köy kutusu göze| çarpmaktadır. - Söylendiğine görel 18 köyün bağlı bulunduğu — Alacahı| nahiyesinin Osküdar - Şile, keza köyün bağlı buluduğu Teke nahiye- | sinin de Şile Ağva yolu üzerinde bu- Junması dolayısile bu iki nahiyeyo| bağlı köyler müraselâtı posta gün- leri muntazaman sevkedilmektedir. Köyler de nahiye merkezlerinde bu. Junan köy posta kutularından bu iş-| lere memur köy korucuları eliyle mektuplarını alıp - vermektedirler. Bundan başka Cumhuriyet hüküme timizin her gün bir yeni eserini ka- zanmakta olan kâylerimiz köy ve ka. Za merkezi ile nahiye — merkezler Aarasında temin edilen köy - posta| servisleriyle her hafta posta kutu- darından gazete ve. mektuplarını| almaktadırlar. Köylerle kaza ve na-) hiye merkezleri arasında tesis edileri| bu köy posta servisleri iyi bir teş- kilâta bağlanmış ve devlet dairele- rine ait evrakı bile zamanında yerine| teslimi temin edilmiştir. Kazamızdaki bu yenilik Cumhu. riyet hükümetinin her yeniliği gibi köylerimiz arasında geniş bir sevin; uyandırmıştır. Ancak gittikçe pos- fa işleri genişlemekte bulunan Şil> de posta memursuzluk azlığı derhât | göze çarpmaktadır. - Bu hâl halkın| tehacümüne / sebebiyet — vermekte- | dir. Buraya bir memur deha ilâve-| #ini hatırlatırken burada yeni - bir, posta binasının da yakında yeni bi nalar arasına katılacağını bu husus için tetkikatta bulunulduğunu haber vermektedirler. Genç sordu. Ne var? diye: — Godardın yaraları sathi, Sva- mild ile teyzem kolunu pansıman e- diyorlar. Doktoru çağırmak lüzum. — Beni ferahlatmak için mi gel- diniz Luna? Hayatımdaki yeçüne ŞAYA e emeli biliyordunuz değil mi? /e bütün bunları öğrenmek! Ellerini uzatarak, hemen hemen ağlıyacak bir hale gelmişti. Genç kadın uzanan bu titrek elleri tutmak isterken Oliver geri çekildi ve: — İkisi de kanla bulaşık, diye söylendi. Tekrar yakulamak için eğilir- ken genç kadın: — Fakat vicdanı. z temiz, diye cevap verdi. Oliver. ellerini arkasına sakladı. Luna wsrar etmedi ve genç adamın omuzlarını tutarak: — Sevgili Oli- 'ver, ben de izin kadar bedbahtım, diye mırıldandı. “Yorgun yüzü ve endige dolu göz derile, genç kadın gimdi, birdenbire ağlıyacak bir çocuk halini almıştı. Tefrika No 52 Olier, onu kolları arasına ala- rak teskin etmek istiyordu. Fakar hakikat, kırmızı harflerle gözlerinin önünde uçuşuyordu. Lunayı kucaklıyacağı yerde, genc kadının ellerini omuzundan kakdıra- rak: — Biliyorum, dedi. Öğrendiğiniz Müthiş realiteye rağmen hayalimi paylaştığınızı da farkediyorum. Yal- nuz her şeyi öğrendikten sonra bu iş imkânsız bir hale geldi. Bu sebepten bana fazla yaklaşmanız müreccah- tır. Genç kadın geriledi, — kendisini toplıyarak ocağın yanındaki koltu - a oturdu. Oliver de karşımna geçe, rek konuşmağa başladı: YENİSABAH enilikler Şilede Kadınlar Arasında Doku- macılık Çok İnkişaf Et Şile toprak bayramında ziraat muallimi Saim Güley nutuk söylerken Çeviren : P. SAGAY ylş miştir. K TÜ ç DOKUMACILIK Şileye gelenler burada Şile ka-) dınlarını gündüz imkân yok sokakta | göremezler. Sokakta görülenler bile| ya hariçten gelenler veya — zaruri ihtiyacı temin için sokağa çıkmış ol- duklarını anlarlar. Gündüz gezme - Si kadınlar için — Şilede âdet edi.. imiş değildir. Bu da Şilenin Istan- bulun bir sanayi mahallesi olduğun- dan ileri gelmektedir. Şilede doku. | Macilik yerli kadınlar arasında şa- yanı dikkat bir mahiyet göstermek- tedir. Şilenin rengürenk bezleriyle meşhur olduğunu belki herkes bil- mez. Bunu okuyucularımıza ben ha. ber vereyim ki Şile beri buranın Falâjına gelen ecnebilerce bile meş- hurdur. Güzeldir, şıktır. Halkın ço- gunun evinde dokuma tezgühları bu- lunmakla beraber kazanın genç ve| yenilik sever kaymakamı Bay Rebil Karatekin bu tezgühları daha — mo. dern ve iyi bir hâle getirmek - için| çalışmakta olduğu yapılan tetkik- lerden anlaşılmaktadır. Burada do-) kumacılık için her yirmi yaştaki ki-| le bir usta kabiliyeti görmek ümkündür. Çünkü küçükler aldı. terbiye itibarile daha pek küçük | yaşta dokumacılığa alıştırılmakta- dırlar. İşte bunün içindir ki gün. düz vakitlerini bez yapma tezgühları başında geçiren Şile kadınları gece | germesini de ihmal etmemektedir -| ler. Bu da esasen onların en lüzuml | bir hakkıdır. Şiledeki bu iyi itiyadı. kuvvetlendirmek, teşkilâtlandırmak icabetmektedir. Çerkes Köyde Umran Çerkesköy (Hüsusi) — Günde güne eden ve büyük bir merkez lan Çerkesköyünün ekonomi, bayın dırlık kalkınması dikkati çeken bic| duruma gelmiştir. | 'n iyi şartlar altında inkişaf Eskiden barap ve kömür tozl rile dolu bir köy olan Çerkesköyü #on üç dört sene içinde fabrikalarile yeni evlerile, su, elektirik tesisatile, 1 volları dern bir köy olmuştur. — Garip şey! kendimi ne kadı sakin buluyorum. Tıpkı harpteki gi- bi, bir felâketten sonra hepimiz ak- sülâmelsiz, bitkin bir halde olur. duk. Harbin o öldürücü hakiketi ile u irsi cinnet vakaları arasında gü- zel bir rüya görmüş oldum. — Hastalığınız, cinnet değil, s dece bir nevi sayıklamın gibi bir şey, — isimden bana net — Söylediğim bu şey, tamamile normal bir dimağde vukua gelebilir. — Olabilir, fakat neticeye baka, him, bu hal insanı cinayete kadar götürüyor ve buna da mani olmak elimde, ben bu felâket zincirinin son halkası olacağım. Genç kadın ses çıkarmadı. Tefrika No: ; İ Nege ile geçirdiğimiz bu sakin ha yat birdenbire, baklenmedik bir ha berle bozuldu:. Süreyya hanım ile| Nailin evlerinde gördüğüm ve hoş-| Janmadığım kadının bir kaç gün i- çin B.... ye geleceklerini bir mek- tapla öğrenmiştik. | Evdekilerin hepsinin bu habere #evinmediklerini gördüm. Mektubu okuduktan sonra, vasim canı sikıl. “niş bir tavırla; "Annem ne ise am. ma, diğerlerini de beraberine alıp | $ta gelmesi biraz tuhaf,, diye söy- dendil. Emine hanım da, müvakkat bir aü için de olsa sıkıya gireceğini | rek içini çekti. Fakat Nai | ihtiyar kadının ne düşündüğünü far kederek kat'i bir Tisanla; — Teyze, ortada değişecek hic | bir şey yok. Kendini sıkıya koyma-| mun İüzümünü da — hissetmiyorum Eskisi gibi serbest hayatınızı süre- ceksiniz. Sade ve köy hayatı... Sizin| üzüldüğünüzü —ve — yorulduğunuzu!| görmek istemem, Ben de: — Vene lâzim olursa, ne gibi iş ler yapılacaksa, elimden geldiği ka- | dar yerinize çalışmak, en birinci €- melimdir efendim, diyerek Xâl katıldım. Böyle bir işe girişmek teklifini| atmakla, kendi hesabıma büyük bir| külfete girmiştim, çünkü, sakin ba-| yatımıza, bu. sevmediğim — yabancı kadının girmesine canım sıkılmıştı. Süreyya — hanımla, — misafirinin gelmelerinden bir gün evvel vasim ile beraber denizde uzun bir gezinti. ye çıktık. Gök yüzünde en ufak bir| bulut yoktu. Deniz idenl bir güzellik- te idi. Fakat tabiatin bu müstesma manzarası karşısında her saman duyduğum hisden artık eser yoktu. Sebebi de malümdu. Yabancının bu. Tunduğu müddetçe, başbaşa deniz| gezintilerimizi bulamıyacaktım. Dönüşte, düşünceli duran Nail: — Neniz var Cahide? Bu gün hiç konuşmiyorsunuz? diye sardu. — Bir şeyim yok.. Yal firi düşünüyordum.. Onun gelme: sinden memnun musunuz? Memnun olur müyüm? Şu sa- kin köşede geçirdiğimiz köy ha u bozacak, zira onu civarda gezdir. mek, görülecek yerleri göstermek lâzmgelecek. Bundan baska, zekâ- Bını, edebiyat sahasındaki sanatım, ve konuşmasının inceliğini — takdir| etmekle beraber, hayat hakkındakı serbest düşünceleri ve bir çok nok- lar üzerindeki değişik nazariyeleri dolayısile, kendi #empati duymuyor'um. Aşkın Kuvveti eliller, ÖREHANL B | K ER SNÇ e YAK L Bi gaa e TezeEaa n c Ş aBa — Tam manasile. bilmiyorum. Tavrı, bakışları bana öyle geliyor. ki.. diye kekeledim. Nall fazla seal sormadı. Zaten sahile de yaklaşmış bulunuyorduk. Kotrayı ihtiyar kayıkçı Hasana bırakarak, eve doğru yavaş yavaş yürümeğe başladık. Karada ve de nizdeki gezmelerimizde daimi arkar daşımış Ajaks önümüzde gidiyordu Emine hanım bahçede, her za man açan beyaz ve pembe güllerin süslediği bir kameriyede oturmuş. tu. Yaklaştığımızı isitince gözlerini kaldırdı. Bu nazarlarında hafif bir can sıkıntısi alâimi gördüm. Posta geldi... Nail, işte gaze- Cahide, size de bir mektup (Devamı var) 'Türk milletinin medeniyetin en ileri saflarında yer tutması milli emelimizdir. Bu emeli ta- hakkuk ettirmek için Lâk bir devlet kuran, millete müsbet i lim zihniyetini rehber olarak ka- bul eden Cümhuriyet Halk Par- tisidir. menfaat ve ideallerini hakika- 'ten temsil eden bir millet hülâ- Sası vaziyet ve itiyadında bulu- macaktır. 1 inönü ... « Türk milleti her türlü nifak tesirlerinden uzak ve salim bir birlik ve beraberlik havası için. de kendini göstermektedir. 1 .. x standaş reyini kullanmayı ihmal etme. Çünkü vereceğin eyle milletin siyas kudretini kuracaksın. aş, Lrş, Nezle, Grip, Romatızma aari kabirliğile mo. Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı icabında günde 3 kaşı kendimi güzel bir bülya. ya kaptırdığım sırada, demek siz her geyi biliyordunuz. — Yeni bir buhranı önliyeceği di ümit ediyordum. Bana vaatte bu. — Sözümü tutamadığım için 8- zür dilemiyeceğim. Hiç kimse bu hâ- disenin böyle vukua geleceğini tah- min edemezdi. Sihirbazın portresine baktı, sesi sertleşti. — Doğru değil! Hiç olmazsa o, bir aile, sevülecek çocukları okşamak Saadetini tattı. Ah! Ben dünyaya gelmemeliydim! Tama, Yüi eberie kapadı. e yanla MAĞ e bm Di ik Seim lll Kadirkolay laydi Telatalalayı bölmeke Ne © ağlyor mummuz G kadın eleclsi yüzünlen kar di Ha ge ga Süm £ a eT aai İN ERK z aai eee ha Gpm ç el süyüanlan değilim Ki Şüpbesl kiden plaiğın Bilenin şerefini korumak için yaşı- yacağım, ve benimle son Hamand ortadan kalkacaktır. Fakatı unutu- yordum, ya Ad kardeşler tevkif edi. lirse... O vakit işler tamam... Cedle- rimi ve bizzat kendimi bu şekilde a- lenen teşhir etmek lâzım gelecek. Bin senlik hicab ve lânet.. Ah, sı- zinle her türlü tehlikelere göğüs ge. rerdim. Genç kadın, dizlerine kapandı: — Ollver, Böyle şeyler söyleme. yiniz. Sizin, yalnız sizin olacağım ve bizi hiçbir kuvvet ayıramıyacak. Eski bir günah ve fenalık mazi den bizim kurban vermemiz doğru — Fakat istikbaldeki —hareket hep bizim elimizde! — İstikbalden ve çıkar? Cedleri. niz Üzerlerine çöken bu lânete ehem. miyet veremmişler. — Onlar bilmiyorlardı ki. Bunu düşünmeden yapasak olsak, çocuk. Jarımıza kargı mesüliyetimiz çok a- Bir olacaktır. (Dovamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: