28 Mart 1939 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

28 Mart 1939 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Taklit Beşibirlik sürücüleri Dün Ağırcazada muha- keme olundular JFaklit beşi bir yerde altunu sür mek istiyen Tbrahim ve Hulüsi is- minde iki kişi, dün Ağır cezada mu- hakeme olunmuşlardır. Dünkü celsede Satm, Cemal Şa> “vki isminde üç de şahid din. lenmiştir. Şahidlerden Bursada bi hunan Arif Hikmetin istinabe sure tile ifadesinin celbi için muhakeme olunmu Kooperatif umumi heye bugün toplanıyor İstanbul. Belediyesi/ Kooperatifi #enenin heyeti umumiye toplantısı. " bugün saat üçten itibaren Koope- | Fatif Jokantasında yapacaktır. Bü- *tün — hissedarların iştirak edece, bu toplantıda Kooperatifin bir evne. lik faaliyeti ve hesabatı tetkik ol nacak heyeti idare raporu dinlene- cektir. Bu arada bir hayli münaka. #alar olacağı zannolunuyor. Kooperatif nizamnamesinin bir maddesinde heyeti umumiye içtima- Jarına hariçten kimse giremez. de. nilmektedir. Bu maddeye istinaden içtimaa hariçten hiç kimse alınmıya caktır. Ucuz su verilinciye ka- lar hamamcılardan para alınmıyacak İstanbul Belediyesi, hamamcıla. a daha ucuz su alabilmek için yaş tığı teşebbüsü tetkik etmiştir. Ha- Mamcilar suyun tonunu 7,5 kuruşa istemektedirler. lleri sürdükleri es- babı mucibede halkın sıhhatı ve te- mizliği noktasıdır hamam - fiatleri-| nin ucuzlatılması için bu tetkiki bir Zarüret olduğuna işaret etmişlerdir. istanbul Belediyesi — hamamcıların bu arzusunu is'af etmeği kabul et- miştir. Fakat bir defa da işin Şi hir meclisinden - geçmesi lüzumunu ç ileri sürerek huzırlanan teklifi Şe- hir meclisine - sevketmiştir. Meeli bu hususta — kati kararı verecektir. istanbul Belediyesi Şehir Mect Kati kararı verinciye kadar işi idare etmek ve hamamcıların bir mağdu. Tiyetine “mühal vermemek için ha. Mamcılardan su paralramnı alınacak karardan sonra tahsil etmeğe karat vermiştir. * — Yeniden birçok esnat cezalandırıldı istanbul Belediyesi temizlik mü- fettişleri tarafından yapılan teftiş- ler neticesinde belediye nizamlarına Tiayet etmiyen birçok esnaf tesbit olunarak süratle cezalandırılmıştır. Yalnız Beyoğlu - kazasında cezalan. dırilan — esnafların mıktarı Tİ bul. Maktadır. Cezalandırıdan esnaflar Tasında fırınclar, şoförler ve kah-, weciler vardır. Fırınlarda yakalanan eksik — ve bozuk ekmeklerden 158 kilosu müsadere olunmuştur. Ada-) Jar kazasında da 16 esnaf yakalana. Tak cezalandırılmıştır. Belediye bü- tünesnafa göz açtırmamak ve halkı' aldatarak gayri sıhhi gıda satmala- ına mani olmak için yapacağı tef. tişleri ziyadeleştirmeğe karar ver. ' Çingeneler Osman Cemal Kayılının en gi l eseridir. Bundan iki yıl önce tt — ikaedildiğizaman binlerce okuyu yü hayretler içinde peşi sıra sürük- Jemiş olan - bu fevkalide ve orijinal Toman, denilebllir ki yalnız Türkçe de deği, başka öllerde de bir ben. gi yazılmamış bir romandır. Yarın , itap halinde çikıyor. Büyük... Fil Baş rolde; BUS DİKKAT; BU CUMA günü MATİNELERDEN İTİBAREN Merakli... Heyecanlı Süper İmi Başlıyor 'Versay,, muahedesi Almanların inşa edebilecekleri harp sefinelerinin azami tonajını 10000 olarak tesbit ettikten sonra, Alman - hükümeti 1928 ile 1983 arasında üç sefine inşa ettirdi. O devirlerde bu gemiler, mo. dern tekniğin birer şaheseri olarak telâkki edildi ve bunlar yeni kruva '30., mil devrini açtı. Cep kruvazörü narm verilen ve "Deutshlandı, , "Sehcer,, ve "Graf Spee,, isimlerini alan bu üç kruva- zör 10 bin ton hacminde - (10:000) millik hareket siasına malik azami 28 mil sürati seyre malik gemilerdi. Silâh kuvveti 280 lik altı, 150 lik se- kiz ve 88 lik altı topa inhisur edi- 'yordu. Ayrıca top ateşine ve torpi lere karşi da sağlam bir müdafan ve muhafaza tertibatına maliktiler. Almanya, 1934 de, Versay mua- hedesinin bahri hükümlerini | ken Pransızların inşa ettikleri "Dun. kerk,, tipi zırhlılarına mukabele ol rak, 26 bin tonluk ve "Seharnhorst, | ve "Gneisenau,, isimlerinde iki gemi. | yitezgâha koydular. Bu zırhılar da 32 mil sürate malik (28) santimet- Telik dokuz, 150 santimetrelik on iki tane tayyare dalli top ve 4 tayyaro taşıyan vahidi harplerdir. Müdafaa tertibatı zırhli bir ke-| merle iki zırhlı güverte vasıtasile te min edilmiştir. Bunu müteakip, Almanya 1936-) 1987 bahri progtamında, muvakka. 'ten G ve F tesmiye edilen, 35 bin tonluk iki zırhlı inşasına, ve 1938 1989 programında da H ismini ver- Güği bir üçüncü geminin tezgâha ko. nulmasına karar verdi. Bu gemiler, 380 mm. lik sekiz ve) 152 lik on iki dafli tayyare” batar- yasına malik olacaklardır. Bu süretle serviste ve hali in- #ada bulunan Alman donanmasının tonaj miktarı, 1 kânunusani 1930) da 207 bine varmaktadır. Bu tarih- te, Britanya tonaj miktarının 650 bin olduğunu ve 1985 teki Ingiliz - “Alman bahri itilâfının derpiş ettiği| $4 35 nisbetine erişmek için Alman-) yanın ancak 20 bin tonlük bir gemi inşası kâfi gelebileceğini zikir de lâ- zımdır. Kruvazörlerin ferdi tonaj mikta- ı da Versay muahedesile 6000 ola- Tak tahdit edilmişti. Harpteh #onra “Alman tezgâhları 5400 tonluk Em. den'i inşa ettiler. Bu gemi bugün tatbikat mektebi mahiyetinde oli rak kullanılmaktadır. Bunu müten- kip 1929 ile 1934 arasında tamamile birbirine benziyen beş kruvazör ya pildi. Bunlar sırasile: “Köln”, “Kolnigsberg”, “Karl #rühe,, , "Leipzig,, "Nurnberg,, idi Bu kruvazörler, 32 mil sürate malik olup, 150 lik dokuz, 88 lik dört da. fii tayyare bataryasına maliktiler, Ayrıca, kendik alibrelerindeki Jara kargı zırhli idiler, İngiltere 18 temmuz 1935 te Ver “Say muahedesinin hükümlerini tesir.| #iz bırakan anlaşma ile, Almanyaya, İngiliz kruvazörlerinin Ş6 35 nisbe- tinde gemi inşasına müsaadede bu. Tundu. —Almanya derhal faaliyete Beçti. 10000 tonluk ve 208 lük sekiz 150 lik on iki dafli tayyare topuna TAKSİM SİNEMASI Mevsimin ea büyük ma: filimlerinin en müthişi BAY TEKİN YENİ DÜNYALARDA (Flash Gordon ) TER CRABBE ALMAN BAHRİYESİNİN DİRİLİŞİ Almanlar Hiç Yoktan Hatırı Sayılır Bir Donanma Vücuda Getirdiler Alman donanmasının yeni cüzütamların Malik, saatte 32 mil süratle giden A serisi kruvazörler inşa etti. Bun- 'Amiral Hipper”, “Bucher ve| nihayet 22 ağustos 1R38 de Maca ristan naibi hükümetinin huzurunda denize indirilen ”Prinz - Eugen,, dir. 150 mm. lik kalibreden aşağı ve| 'ya ayni derecede toplarla mücehhez' B serisi kruvazörlerinde de K ve L tesmiye edilen 10 bin tonluk ve 32| mil süratinde iki, ve sonra da ayai| #eri dahilinde, ve bu sefer de 7000 tonluk, dört krüvazör — inşasına karar verildi. Berlinde — geçen kânünuevvelde| apılan müzakereler esnasında At Sivasta Leipzig zırhlsı manya denizaltı gemilerinin Britan- yanınkilerin $e 45 nisbetine getirile- ceğini tebliğ eti ve ayrıca 10000 ton' Tuk ve B serisindeki K ve L kruva. zörlerini A serisine ithal edeceğin| yani 203 lük toplarla teçhiz edece- 3 gubat 1089 da res- men ilân edildi. Netiçe'olarak Almanların beş -) Bir kruvatörü tamamile müttehit bir bahri kuvvet teşkil etmekte ve| Alman bahri siyasetinin denizlerdeki “gemi kuvvetleri telâkkilerinde deği- iklikler husule getirmesi mümkün. dür. £.vcılar Nasıl Çalışıyorlar? Uçara ve Kaçara Atıcılığın Moda Haline Geldiği Sivasta Avcılık, Bir Meşgale Değil, Bir Aşktır! TT Sıvas (Hususi) — Her teşekkti-| Tün bir içyüzü bir de gösteri taran vardır. Her teşekklil az çok göste-| Tişli çalışmayı ihmal etmez. Her şe-| yin bir istismarı olduğu gibi Sıvas| Avcilar kulübünün de bu gösteri - ginde müstemna bir yol tutluğu u Kulüple yakından bir temasla anla- “niş bulunüyoruz. Ve bu yakın temas|| #u bakikati ortaya çıkarıyor ki Sı vas Avcilar kulübü ne yaptığını ve ne yapacağını pek İyi bildiği gibi bu günkü cemiyetin içinde üzerine dü. gen vazifelerin nelor olduğunu da bütün şümulile kavramış bulunuyor. Neşe için, Bıhhat için, yurt ve yurttaş için bir vasıta olan avcılık bilhassa tabiatin — yakçınlaştığı sı manlarda eşi bulunmaz bir zevk ha- Tini alıyor. Bunu bana bir avcı göyle aolatı. yor: ”— Tpinin kapdarı sardığı, fır-i avcılarından bir grap tananın ortalığı altüst ettiği sıralar- da dağlar, bayırlar, burnumuzda tü- Tüm, türüm tüter, bizim neşemizi o zaman görmel!.. Soğuğun giddetin. den herkesin burnunu kapıdan çı. karmağa cesaret edemediği anlarda biz avcıların şehirden kilometrelerce uzaklarda günlerce av peşinde koş mak için hazırlanışımızı ve o anda duyduğumuz zevki görmek cidden kaçırılacak / manzaralardan - değil- dirl, Sivas Avcilar kulübü uçara, ve kaçara atışı, moda haline koymuş. tur. Birkaç yıl evvel burada uçara atan avcının sayısı çok mahdut iken bugün uçarı vurmıyanlar parmakla gösterilemiyecek kadar atalmıştır. Atıcılığı her gün biraz daha İleri gö- türmek başlıca hedeftir. Memleket| mnldafaası bakımından atıcılığın e- bemmiyetini lâyıkile anlamış bulu- nan kulübün bu çalışmaları takdirle | | | Korkunç Tiyatro Tenkidi Gecenin Temsili YAZAN : BAHA DÜRDER İstanbul Şehir Tiyatrosu, değil Tstanbulun, hattâ Türkiyenin yegâ- 'ne sanat evidir ve bütün tiyatro ha. reketlerini — sinesine toplamak için uğraşan, tiyatro ihtiyacının hepsine birden, gücü yettiği nisbette karşılık vermeye çalışan — bir müessesedir. Zaman zaman lüzumu olmuyan eser- lere sahnesinde yer vermekle bera- ber, bütün piyes çeşitlerinden nümu- 'ne göstermeğe kalkması, onun fan: liyeti hakkında bize kâfi miktarda malümat verir. Nemleketimizde bir kaç tane bu ayarda müessese bulunsaydı, klâsik- leri oynıyan tiyatro, modern eserler tiyatrosu, yerli eserlere yer veren, tezli piyesler oynatan, korku, polis ve adliye gibi nevilere perdesini a- çan tiyatro ilâh... gibi isimler verip, onları kendi sanat telâkkileri ve sa- Nat hudutları içindeki eserlerini sey- retmeğe giderdik. Lâkin iş, tek ti. 'yatroya kalınca, onun oyaryacağı her fanrdaki eseri; yapacağı ve yap| makla mükellef olduğu vazifelerin- den birini, daha, yapmış saymak i- | cap eder. Bu hükümde yürüyelim: tiyatrosu dram kısmı Şehir, Korkunç ge-| ce"yi oynamakla vazifelerinden bi rini daha yaptı. Şimdi, ismi aklımıza gelmiyen bir Fransız muharriri, en ince kasım. Jarını göz önünde bulundurarak, ro- manların, yüzlere baliğ olan çeit leri bulunduğunu yazmış ve bunları | bariz vasıflarile meydana koyarak iddiasını isbat etmişti. Tiyatroda da, malüm olan nevileri böyl bir tasnife tabi tutup ince ayrılız moktalarını tetkik etmeye kalkarsal velev gayri tabi bir tasnif olsa bile. yüzlerce nevile karşılaşabiliriz. İşte geçen haftadanberi, büyük bir alâka ile seyredilen “Korkunç ge korku, policier piyeslerin evsafını içinde toplaması ve sahneye konur ken mizansenlerle süslenişi bakımın. romanda görülen dan olduğu kadar, eserin atmosferi, ne uygun işik tertibatı ve dekor şek- lindeki intizam bakımından da mu- vaffak olmuş bir eserdir. Kısaca mevzuu verelim: Küçük ve ıssız bir adada babe sından kalan bir şatoda yaşıyan ve günün birinde buraya arkadaşlarını davet eden (Gregori) ; mütemadiyen ölümden, cinayetten, polis vakala- rından bahsedildiğini görerek ufak bir şaka yapmak ister ve arkadaşı (Donald) 1 öldürmüş gibi görünür. Tabil; kafaları ölüm ve cinayet ba-| hislerile dolmuş, adanın 1ssızlığı ( çinde korku ile sinirleri gerilmiş mi- safirler, yastıktan yapılarak denize| atılmış bir mankeni hakiki ceset zan nederler. (Donald)- ; karısının şıkı oldu-| ğunu hisseden ve kanun nazarında Suçlu olmadan onu öldürmeyi düşü. 'nen (Osten), bir an bu işin şaka ol duğunu anlar. Ortada cürmünü iti. raf etmiş bir de katil vardır. Bu se- fer kendisi (Donald) 1 ortadan kal dıriz Bu vaka - karşısında masumiyetini (Gregori) kimseye anlatamaz. Herkes şüphededir. Tssız adadan sa- bile gidecek hiçbir vesait voktur. Polis gelinceye kadar bu işi meyda- 'a çıkarmıya çalışırlar. Bir konuşma esnasında, katil olmıyan (Gregori) nin kendinden #üphelendiğini anlıyan (Osten), onu da ortadan kaldırıp büsbütüa rahat| 'etmek ister. O vakit mesele basit bitecektir ve zehirle öldürdüğü Gre- Bori'ye intihar ettiği nazarile bakı. Jacaktır. Vaka icra edilir. Cebindeki karşılanmaktadı Avcılar arasında teesslls etmiz| olduğunu gördüğümüz - bağlılık ve| karşılıklı sevgi - bu teşekkülün en küvvetli tarafıdır. Kulüp üyeleri a. Tasındaki bu tesanüd bize - kulü- bün geçen yılki umuml kongresi de okuanan raporun şu son cümle, aini hatırlatmaktadır. TAvcilığın, bizi birbirimize ve yurdumuza bağlıyan bir kudsiyeti vardır. İşte avcılığa bunun için vur Kunuz. Gece gündüz bizi dağ, dağ siyanürü, (Gregori) nin viski bar dağına -onun arkası pencereye dö- zükken- boşaltır. (Gregori) yere yv yarlanır. Fakat, bütün izleri orta- dan kaldırıp onun, kendi kendini ze- hirlediği süsünü verdiği anda, içeri (Osten) in karısı girer, yerde cese- | &i görür, “bir münakaşa başlar ve | kocasına hakikati itiraf ettirir. Bu sefer, deli gibi olan (Osten) karısının boğazına sarılır. Fakat bir Mucize, evet bir mucize ile yerde ze- hirlenmiş olan (Gregori) kalkar. Mesle basittir (Osten) zehiri o. 'nun bardağına korken camdan gör- müş ve siyanlirlü bardağı degiştir miş, ve zehirlenmiş rolü oynamıştır. Eserdeki esrarengizlik ve bühas Sa tiyatro - darbelerile - hazırlar “Trükler gayet güzel tertip edilmiş. tir. Bilhassa polis dramlarında en V ön safa alman, korkuyu besleyici un. surlara, başkalarının üzerinde güp- — | İ he toplamak ve bambaşka bir neti- ceye varmak hususuna çok dikket —| | edilmiştir. Gece, cinayet bahsi, fırtı- W na, sahnedeki hususi ışık tertibatı, adanın fenerinin - mütenavip 1çığı, eedattan kalma ve içinde bir şeyler | olacak olan, şato, hasta denecek ka. dar cinaf ve polis romanları müpte- — Tüzi kadınlar.. Yerinde kullanılmış — | mizansenler.. Bize bu eser için fa: İ itina sarfedi'diğini anlatıyor. | Bu eserle İngiliz ve Amerikalı Jarın fazla alâka duydukları bu nevi piyesler bizim de ihtiyacımız oldu- #unu meydana koymuş oldu. Bundan evvel bu janrdan olan | Meri Düze'nin - davası, mükaddes alev, bir mektup gibi eserleri de ha- | tarlarsak, Muhsin'in bizi her çeşitten Piyeslerle karşılaştırmak — plânının güzel tatbik ettiği neticesine varı Eseri (Howar 1. Yung) yazmış ve gairliğinden çok daha kuvvetli Mütercimliği olan Halit Fahri ter- cüme etmiştir. Hakikaten tiyatro tekniğini çok iyi bilen Halit Fahri evvelce çevirdiği Robotolar, Altı şa- his muharririni arıyor, Maamafih yalnız tekniği kuvvetli bir çok yaz. a piyesleri de vardır. Ümit, Ken- düni bil, vesaire gibi. Çevirdiği eserlerle yazdığı şüirle. rini karşılaştırmak istediğimiz va. kit; yaptığı — tabloya seyirci bu. Ülamıyan ve kemanile alükn cel. betmek maksadiyle halkı oraya toplyan ve "Kemanıma neden geli- yorsunuz, ben sizi tablomu seyre ça Hırdim,, sualine "Sen ressamlığı bi Tak ta çelebi kemanına - devam et, çünkü onda daha çok mahirsin,, ce- vabini alan adam aklımıza geldi. Sevmek ve muvaffak olmak, başka başka şeylerdir: Halit Fahri de çok sevdiği şiirden ziyade tercümelerle, >çünkü Rafael, Grazielela, Pual dö Karot, Bir Sipahinin romanı vesa. ire gibi güzel teretime edilmiş roman Jarı da vardır- bühassa piyes tercü- mesile uğraşsa daha iyi olmaz mı? Sanatkârlar umuümiyet itibarile çok iyi idiler. Eserin başından sonuna kadar kin ve kıskançlığı soğuk / kanlılık maskesi alında saklamıya muvaf- fak olan Galip (Osten) ; şahsındaki bütün değişiklikleri kudretle idı eden Kemal (Gregori); korkak, kâlint uymıyan romancı - Mahmut (Antoni); soğuk kanlı İngiliz tipini Çok iyi yaratan Sami (Con Kuper), ilk ânda halleri ve makyağı ile şüp: heleri üstünde toplıyan hizmetçi ro- Tünde (Hadi); ve eserin kadın rol. lerini yapan Şaziye, Cahide, Nevin, #özleri aX olmasına rağmen Samiye ve Perihan yf Idiler. dolaştıran sevda da bundan başka bir şey değildir!. İşte bunün için, avcılar kulübü etrafında toplanan ossstr ve faali- yetli arkadaşları candan sevgi ve takdirle karşılamak lâzımdır (YILDA YALNIZ BIR LIRA) Verip Çocuk Eatrgeme Kurumu- Na Üye olursanız Kimsesiz Yavrula- Tan Sağlığına ulaşmış olursunuz! PS ———

Bu sayıdan diğer sayfalar: