10 Kasım 1940 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

10 Kasım 1940 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Memuruna vasati bir hesabla Ayda altmış lira veren bir devletin toprakları Üzerinde, 150 liraya pardesü satmak, otuz liraya iskarpin yapmak, o milletin kazancı ve halkı ile alay etmek demektir !... Londmdzm gelen bir gaze - teci arkadaş anlatıyordu: — İngiliz payitahtının sisli ve yağmurlu bir Hemen bir şemsiye tedarik etmek için gelişi güzel bir dükkândan içeri girdim. Kapıda beni iyi giyin - miş, uzun boylu bir adam kar-! şiladı. Büyük bir nezaketle ö - nümde eğilerek ne anzu ettiğimi | soran bu terbiyeli satıcıya bir gemsiye istediğimi — söyledim. Yazan : ESAD MAHMUD KARAKURD Derhal gidip iki şemsiye getir - ] di. İkisi de ayni cinsten ve ayni | kumaştandı. Dedi ki: — Bunun birisi bir lira, diğe- | ri bir buçuk liradır. Hangisini ÜLD RÜLDÜ Mü/ WİNTİHAR:MI ETTi6 .- Yusuf İzzeddin Efendi kendisini müte- madiyen denize Sultan Azizde garib haller yok değildi. Fakat böyle her garib hali olan mecnun sayılsaydı, insanlar arasında kaç akıllı kalırdı! Her halde bütün saltanatı müddetinde Sultan Aziz de be- şinci Murad gibi Avrupadan mü- tehassıs celbini, ne oğlu Yusuf İzzeddin efendi gibi Viyanaya tedaviye izamını icab ettirecek akli bir arıza kat'iyen görülme- miştir. Abdülâziz hal'ı fetvasın- da denildiği gibi saltanat ma- kamında iken değil, olsa olsa padişahlıktan iskatından sonra “muhtellüşşuur,, olmuş idi; a- zamet ve gururu kendisine mah- lü'iyeti tahammül edilemez - bir hal gibi göstermişti. Bu kadar yüksekten düşünce Abdülâziz gibi bir adamda “ihtilâli şuur,, husulü biraz tabii görünür. Saltanatından mahrumiyet - ten, hayatına suikastten o kadar korkan, tahtını ve hayatını ko- Fumak için her şeyi göze alan Abdülhamid amcası gibi hakiki bir azamet ve gurur, izzetinefis sahibi değildi.. Bunun için hal'ı anında yalnız hayatınm mahfuz kalıp kalmıyacağı — endişesine düşmüştü. Müptelâ olduğu ve v aei Hebülür beçin ur,, yolunda tün üâraz göstermiş olan Abdülha- mid hayatına dokunmıyacağı - nt anlayınca mahlu'iyetine sene- lerce tahammül göstermiş, am- cası gibi intiharı aklından geçir- memiştir. Abdülâzizin başından geçenle- rin Yuşuf İzzeddin efendi üze- rinde büyük tesir yaptığı mu- hakkak sayılabilir. Ancak baba ile oğlun hallerinde, durumların- da farklar vardı. Yusuf İzzeddin efendi “muh- tellüşguur,, diye hal'edilen ba- basından sonra amcazadesi be- ginci Muradın dahi “mecnunu mMmutbik,, olarak saltanatından mahrum edildiğini ve kalan öm- rünü Çırağan sarayında mah- busiyetle geçirdiğini görmüştü. Babasını intihara sevkeden â- miller hal'ile gururuna en bü- yük darbe vurulması, hal'ından Sonra hakaretler görmesi, vü- cudu “devlete muzır,, görülerek üçncü Selim gibi öldürüleceği zehabına kapılması ve buna her an intizar ile tahamülünün çâk olması idi. Yusuf efendi ise mizacındaki züf ve istidad dolayısiyle kendi- sinde şifayab olması müşkül, belki muhal bir hastalık bulun- duğunu zannediyordu. Zan ve kanaat onu kendisinin bu haliy- le saltanata lâyık görülmiyece- ği ve veliahdlik hak ve maka- Türkiye — Eonebi 1400 K 2700 Krg. 760 » 1480 » 400 » &00 » 180 » — 800 » BENELİK 6 AYLIK S AYLIK T AYLIK 10 Sonteşrin 1940 PAZAR 10 Şevval 1359 28 Birinciteşrin 1356 Gün 315 Ay 11: Yıl 940 - Kasım 3 Günse — Öğle — İkindi 146 — 702 — DA3 642 — 1158 < 1459 Akşam — Yatsi — Imank 12.00 —— 134 — 1204 1656 — 1830 — 5.01 atmak istiyordu mundan iskat edileceği yolunda derin endişeye düşürmüştü. Kendisinden sonra tahta ge- çecek olan dessas Vahideddinin istical ile saltanat harsı besledi- ğini biliyordu; saray entrikaları da meçhulü değildi. Vükelâ ile cemiyet âzasından bir kaç ni füzlü: şahsiyetin Vahideddin tarafından elde — edilivermesi kendisinin iskatına kâfi gelece- ğini heyecan ile düşünüyordu. Yusuf İzzeddin efendi Dolma bahçedeki veliahdlik dairesinde oturmaktan hoşlanmazdı. Kış- ları Zincirlikuyuda, yazları Çam- hcada geçirmeği ihtiyata muva- fik bulurdu; buna şu sebebi gösterirdi: — Sultan Reşada bir hal o- Tursa Vahideddin tahta geçmek için taraftarlarına hemen veli- had dairesini kuşattırabilir; be- ni yakalatarak Sultan Muradın haline kor. Buraya (Zincirli- kuyuya)) ise bir alay — süvari göndermek lâzım gelir. O vakte kadar ben bir tarafa savuşabi- Tirim!, Vahideddinin, Yusuf İzzeddi- nin evhamını tahrik edecek böy- Veliahdin zihninde başka bir endişe daha hâkim olduğunu hastalığı esnasında maiyetinde- kilere tekrar ettiği şu sözler da- hi meydana çıkarmaktadır: — Siz koyduğum yerde otlu- yorsunuz! Bu millet hanedanı - Muızı ilânihâye beslemiyecektir . Bu parayı bir gün ne bana ve- recek, ne hanedanım diğer âza- Siz bana cidden merbut iseniz bana hususf varidat bul- malısınız! Hastalık — merakının, böyle yeisaver düşüncelerin günden güne teşeddüd etmesi, onda nihayet cinneti, cinnet de baba- sından öğrendiği tarzda intiha- rını davet eylemiştir. Hastalığın seyri takib edilirse bu istintacın vâkıi hale muta- bakati müşahede olunur. Gazi Ahmed Muhtar Paşa ik- tidar makamına gelip de veli- ahdin halini görünce ciddi su- rette tedaviye ihtiyacını nazarı itibara aldı. Yusuf İzzeddin e- fendinin Rumanya tarikiyle mü- tenekkiren Viyanaya gönderil- mesi kararlaştı. Fakat efendi kendisi Avrupa- da iken Sultan Reşad ölecek o- lursa yerine Vahideddinin iclâs edilivermesinden korkarak git- mekte tereddüd ediyordu. Nihayet ikna edildi. Kabinede hariciye nazırı Kap- riyel Noradonkiyan efendinin eniştesi âyandan Azaryan e- fendi Yusuf İzzeddin efendiye yol arkadaşı verildi. Doktor Hâzım paşa ile müte- hassıs Sulhi Kadri bey, Nesib beyle muavini Salâhaddin bey - veliahdin kadın efendilerinden birinin yeğeni idi - yaver Nuri bey, efendinin kilerci başısı, hiz- met için iki harem ağası, ende- runlu iki efendi de veliahd mai- yetinde —seyahat edeceklerdi. Harbiye nazırı Nüzim paşa ev- velce ataşemiliterlikle -Avrupa- da bulunmuş olan miralay A- ziz beyi de - fes aziz diye ma- ruf olup Yunan veliahdini düel- loya dayet eylemiş olan zattır, - veliahda yaver tayin etti . Ceman on üç kişilik bir kafi- lel. Köstencede konsolos Kadri (Sonu sayfa 4 mütun 3 de) emrederseniz takdim edeyim. Terbiyeli İngiliz satıcısının büyük bir nezaketle bana uzat- tığı bu iki şemsiyeyi, elinden a- larak dikkatle tedkik ettim. İ- nin de biribirinden katiyen farkı yoktu. O zaman bir kat daha fazlalaşan bir hayretle der hal sormaktan kendimi menede- medim: — Fakat efendim, dedim, bu- nun ikisi de biribirinin eşi de- ğil mi?.. Niçin bir tanesi bir li- ra da, diğeri bir buçuk lira ölu- yor. Anlamıyorum bunu? Adam, sarı bıyıklarının al - tında hafif bir tebessümle tit- riyen ince dudaklarını, garib bir mahcubiyetle hareket etti - rerek; — Hakkınız var efendim, de- di. Bu şemsiyelerin ikisi de ayni cinstendir. Fakat bu bir li- raya sattığımızı harbden evvel yaptırmıştık. Bize ucuza mal ol- Muştu. Diğerini ise harbden son ra yaptırarak daha pahalıya mal ettiğimiz için, ona bir mik- dar zam yapmak mecburiye - tinde kaldık. Maamafih arzet - tiğim gibi, yine hangisini emre- derseniz onu takdim etmeğe hazırım!.. Sisli ve isli topraklar üzerinde o- turan insanlar hakkında, tek bir satır okumamış adam bile, i/nımz bu şemsiye hikâyesile, giliz milleti denilen bu hari - kulâde varlığın, böyle bir ce - miyet ahlâkma dayandığı müd- detçe neler kadir oldu- ğunu tahmin edebillir Asırlarca ticaretini, kendisin- den olmıyan milletlerin vicdan- sız ellerine bırakarak, bizim gi- bi, yüzlerce sene soyulmuş in - sanlar için bu nevi hikâyeler bir efsane tesiri yapıyor... Ne garib tezad içinde yaşıyor, ne korkunç bir ticaret ahlâkı geçiriyoruz... Bilmem gu Bson günlerde, Beyoğlu, Galata caddelerinden geçerken, başınızı çevirip bir defa vitrinlere baktınız mı?.. İnsanın gayri ihtiyari tüyleri ürperiyor... 150 liraya bir par - desü!... 30 liraya bir iskarpin!.. 55 liraya bir kadın çantası! Memuruna vasati bir hesabla ayda altmış lira veren bir dev- letin toprakları üzerinde, 150 liraya pardesüi satmak, 30 lira- ya iskarpin yapmak, 27 liraya gömlek dikmek, en hafif tâbiri- le o milletin kazancı ve halkı ile alay etmek demek değil midir?.. 'Tünelin yanındaki mağazası - Tün süslü camekânında, balmu- mu adamın sırtına geçirilmiş pardesüyü, Fatihte bir ev para- sına satan o Rum tacirinin sin ri sakalından yakalıyarak, ken- disine bu pardesünün kaça mal olduğunu, ve ne zaman memle - kete soktuğunu sorsak, acaba ne cevab verecektir' Hiç şübhe yok ki, ne bu fırsat yoksulu merhametsiz rum taci- ri, ne etrafı elektrik ziyaları ile ışıklandırılmış, kapıları yeşil bo- yalı dükkânında 30 liraya is - karpin yaptığını ilân eden Er- meni ayakkabıcı, ne de bir orta maaşlı memurun bir ayda aldı- ğ li veren be- bu sat - hklak geyleri, her halde harb çıktıktan sonra İngiliz donan - masımın himayesi altında Lon - dradan vapurlara yükliyerek bu raya getirmediler!.. Evvelden ellerinde bulunuyordu. Şimdi istedikleri gibi, istedikleri fiyata satıp duruyorlar' Avrupayı birkaç ay içinde bir cehennem ve ıztırab ocağı hali- ne sokan son harb, bize öğretti ki, milletleri yıkan şey tank ve tayyare değil, sadece ahlâktır!.. Bugün, merhametsiz bir düş- man tarafından yer yer yakıla- rak bir cehennem gibi tutuştu- rulan, dört bir tarafı denizle gevrili bir vatan üstünde, İngi- lizi, granitten bir kaya salâbeti ile ayakta tutan kuvvet, ne do- nanmasının ihtişamı, ne de A- merikalıların gönderdiği donan- ma bozuntusu 50 torpitonun ha- sıl ettiği küvvettir!.. İngiltereyi İngılture yapan, 150 kuruşluk şemsiyenin yanında, 100 kuruş- Tuğunun da mevcud - olduğunu söyliyen İngiliz ahlâkıdır!.. Bütün dünya bu son günlerde, memleketler istilâ eden bir be- ginci kol tehlikesinden bahse - diyor.. Benim düşünüsşüme göre, eğer muhakkak mevcudiyetine inan- mak lâzımgelirse, hiç şübhe yok ki, bizde de beşinci kol. 30 lira- YENİ ABAH Şehir ve Memleket Haberlerı j Hayat pahalılığına karşı Ölayunalarimiza Bazı maddelerin maliyet fiyatlarile mikdarları tesbit ediliyor W 'Türk - Rumen anlaşması hü- kümlerine göre teferruatları tes bit edilen bazı maddelerin mü - badelesine başlanmıştır. Ruman yaya tiftik ve yapaktan başka tütün zeytin ve fındık gönderi- lecektir. Buna mukabil Ruman- yadan petrol ve müştekatı - ile diğer maddeler gelmektedir. İtalyaya Lisans Veriliyor Vekâletin son verdiği bir ka- rarla İtalyaya yumurta, nohut, balık ve deri lisansı verilmeğe başlanmıştır. Yalnız tüccarlar bu mallar için akreditif açıldığı- nu Vekâlete vesaikle isbat ede - ceklerdir. İtalyaya gönderilecek mallar Tuna yolile sevkedile - cektir. Hariçten Mühim Miktarda Otomobil Lâstiği Geliyor Şehrimizdeki — alâkadarların aldığı malümata göre bu gün- lerde bir transit merkezinden mühim miktarda otomobil lâs - tiği geleceği anlaşılmaktadır. Bu HARB VAZİYETİ Zafer ümidi YAZAN: Hikmet (İçaz Havaların muhalefeti, İngilizlerin muaveneti, Arnavudların ihaneti, a- Tazinin menaati yüzünden İtalyan faarruzu yürümüyormuş. Bunların hiç biri evvelden hesablanmaz şeyler değildi. Askerler bu gibi bahanelerin delâlet ettiği manayı pek iyi bilirler. Şimdi bütün hakikat meydana çık- maştır. Helli kruvazörü meselesinde Yunanlıların gösterdiği tevazu — ve hüsnü niyeti İtalyanlar yanlış tefsir ederek bi devletin — kendilerinden korktuğuna hükmetmişlerdir. Sefir Slııycr Grazzi ııi_muuıeıyı teyid et- Amavuuuku bazırlıyacak ufak bir seferi kuvvetin tenezzüh — eder gibi kolayca Yunanistanı işgâl edece- ği zannolunmuştur. Halbuki Yunan- llar ya hürrjyet ya ölüm parolasile silâha sarılınca meselenin rengi de- Bişti. Harb mütecaviz aleyhine — hiç beklenilmiyen bir kriz geçiriyor. ttal yanlar vaziyeti tashih için Draç ve Valbna üzerinden Arnavudlüğa im- dad yetişlirmeğe gayret ediyorlar. Florina mıntakasında askeri harekât Arnavtdluk topraklarına intikal et- Tiştir. Buradaki Yunan taarruzu kırk kilometre daha ilerliyecek — olursa İtalyan ordusunun denize dökülmesi kaçınılmaz bir emri vaki haline gi- recektir. Arnavudluğun uzunluğu genişliği- nin üç mislidir. Cenubdan yapılacak bir taarruzla Arnavudluğu işgal için iki yüz kilometre katetmek lâzımdır. Bu istikametten yapılacak taarruzda sol cenah denizden tesire maruz kalır. Yunan erkânıharbiyesi pek güzel bir kararla Yanya harekâtını tali addet- miş ve taarruz için şimal mıntakasını intihab eylemiştir. Çünkü Florinadan garbe doğru inkişaf eden Yunan ta- arruzu yetmiş kilometrelik bir saha dahilinde Arnavudluğun işgaline im- kân bahşeder. Harbin bu safhasında Yunanlıların Üç vazifesi vardır. 1 — fngiliz hava Rüvvetlerinin iş- tirakile Arnavudluk sahilindeki fhraç iskelelerini devamnlı bir tazyik altında bulundurmak, 2 — Florina mıntakasında faarruzunu mevcud bütü Ta takviye etmek, 3 — Önümüzdeki on g zanırsa harbi onun k şünmek. Kral Zogo İngilterede yani hare- kât sahnesine bir kaç saatlik mesa- fededir. İtalyan istilâsına kahraman. €a karşı koyan bu Hükümdarın Yu- nan İtalyan muharebesinde daha ak- tif vazifeler şerefini kaçirmı- yacağına şüphemiz yoktur. topu, tayya i Yunan almak Zafer adamı olanın nasibi dej bir ve mahir olanın hakkıdır. Yunan- ldlar bunu isbat etmek üzere bulu- nuyorlar. HİKMET ILGAZ ya aldığı bilistifade rak, emeğ mal partman haline getiren ahlâksız ticarettir! Mademki bütün dünya beşin- ci kolla mücadele ediyor, biz de etmeliyiz. Hem bu mücadele, hududlarda düşmanla çarpış -| mak kadar mukaddes ve ulvi bir mücadele olacaktır!.. Esad Mahmud iLacakurd: lâstikler de ihtiyaca göre tevzi edilecektir. * Son hafta zerine mühim başlanmıştır. Bi gibi ince mallar şarki kızıl cins. yapaklara yerli fabrikalarımızın alâkaları göze çarpacak bir şe-| kilde artmıştır. Fiyat yükseli - ginin diğer cinslere de tesiri gö-| rülmektedir. Bu hafta içinde muhtelif cinsten olmak üzere ceman 1480 balye yapak Ve yün satılmıştır. rfında yapak pilm Ticaret - Vekâleti bazı gıda | maddeleri ile havayici zaruriye | maddeleri fiyatlarının son aylar zarfında mütemadiyen yüksetil- | diğini, bu sebeble hayat pahalilı | ğinin arttığını nazarı itibare a- Jarak bu hususta Tüzumlu bazı| tedbirler almağa karar vermiş- | tir. İlk olarak memleketin her| tarafında gıda ve havayici za -| Turiye maddelerinin mikdar ve| satış fiyatları tesbit edilerek a-| zami satış fiyatı konulacaktır. Bu hususta alınacak tedbirler | sayesinde bu nevi maddelerin | fiyat yükselişine kat'i surette | mâni olunacaktır. | BELEDİYEDE | Sürpagop mezarlığı Sürpagob merarlığı hakkında bele- | diye ile Ermeni mütevelli heyeti a-| rasında tam bir anlaşma oımuşıur,ı | | Bu anlaşmaya nazaran belediye me- zarlıktaki Ermeni hisselerini 100 bin liraya satın almaktadır. Anlaşma dün imza edilmiştir. Yeşi ekmek çeşnisi Bütün Türkiyede tatbiki kararlaş- tırılan ve Ticaret Vekâleti tarafından formülü bildirilen yeni ekmek çeşni- s1 hakkında belediyece tetkikat ya - Ppilmaktadır. Yeni ekmek - çeşnisinin yakında tatbik olunacakı zannolun - Taktadır. Galata S. İstanbulsporu yendi Dün Şeref stadında Galatasarayla İstanbulspor arasında yapılan hususi | bir müsabakada Galatasaray rakibini | 3-0 yenmiştir. Bundan evvet yapılan Galatasaray B - Beşiktaş B maçında | da Beşiktaş 3 - 1 galib gelmiştir. I Kısa haberler 'ğ | 4 İtfalye Müdürü'Getdi — İtfsiye | Müdürü ihsan Ankaradan gelmiştir. | Bay İhsan Ankarada itfaiyenin ihti- Ebedi f Atatürk'ün vefa- tmm ikinci yıldönümü müna- sebetile gazetelerin bugün için sahife tahdidinden müstesna tutuldukları kararı gazetemi- ze pek geç tebliğ edilmiş olk duğundan, maaleset kün hayatı ve yaptığı büyük işle rtecek — mütcaddid yazılar ve zengin makalelerle fazla 5 i olarak çıkamt- dık. Elimizde olmıyan bu müc bir sebeb yüzü dığımız bu. vazifeden dolayı okuyucularımızın - bizi mazar göreceklerini ümid ederiz. a Çorumda Cumhu- riyet bayramı Corum (Hususl) — Cümhüriyeti- mizin 17 inci yildönümü bayramı vi- lâyetimizin her tarafında geçen s. lerin çok fevkinde kutlanmıştır. Daha bir hafta evvelinden mütead. | did geçit yerlerine süslü taklar ku - rulmuş ve binlerce dövizler asılmiş bulunan şehir baştarı başa bayraklar ve yeşilliklerle süslenmiş ve ampul- lerle işıklandırılmıştır Tamın birinci günü sayın Baş- vekilimizin kıymetli nutuklarını rad- yo ve hoparlörlerden dinlenen Çorum halkı müteakıben mahalli -programı tatbike başlamış ve ilk önce Atatürk heyketine giderek, Cümhuriyetin bü- yük bünisinin manevi — huzurlarında üç dâkika ihliram sükütundan sonra çelenkler 9 uncu gü- takamındaki azedilmiş 9 da vilâyet tebrikâtı müteakıb asker, mekteplei- ler, esnaf cemiyetleri, halk ve me - mürların kroki muetbince yerlerini aldıkları Cümhüriyet meydanındaki Merasime başlanmış, genç ve kıymı Ti valimiz sayın Bay Salih Kilıç'in bu- günün Türk milletine bahşettiği kıy- mdtli varliğı Ve onun kutsiyetini te- barüz ettiren söylevinden sonra y Tarında askeri komutan ve parti reisi de bülunduğu halde asker, Mektepli- ler ve esnaf cemiyetleriyle halkın bayramları tebrik edilmiş ve mütea- Kıben Bütün hazırunun göğlere yük- selen alkışlarını toplıyan geçit resmi yapılmıştır. nü Öğleden sonra hastahanenin - ilâve pöfyonu ve sel inecrasi — kanaliyle merkez ve kaza böylerinde in; ten 50 eğitmen okulunun açılış tö - zenleri yapılmıştır. Muazzam bir fe- ner alayı yapılan birinci gece bir ba- ve ikinci gece de Halkevi. Mizin t kolu Mavi Yıldırım yesini vaz'ı sahne eylemiştir. tahât ver- * Ziya Gökalp İhtifali — Kânu- nuevvelin 8 inci günü büyük Türk mütefekkiri Ziya Gökalpın ölüm yıl dönümüdür. Bu münasebetle Mizde mer yapılacaktır. e—İlem kel, hem fodul ! — Yalancı şahid olmadı diye adamı öldürtmeğe kalkmış ! Asliye üçüncü sulh ceza mahkemesine garib, karışık bir dava intikal etmiştir. Bun- da suçlunun yaptığı cürüm ve bir haylıcadır. Bi- lan gahadete teşvik ve icbar,, ikincisi “ölümle teh- did,, üçüncüslü de “adam öl- dürmeğe teşvik,, dir. Mahkeme safahatından renildiğine göre davanın esası diğer bir davaya bağlıdır ve şöyle hulâsa edilebili: Eyüp - Keresteciler hattın- daki otobüslerde şoförlük e- den ve Fatihte oturan şoför Niyazi; Hacer adında bir ba- ni asliye hukuk malikeme- ne vererek hakkında bir da- va açmıştır. Niyazinin tddia- sına göre bayan Hacerin hib bulunduğu ve goför M: mede sata: bir otob ve kendine a rilmemiştir. nun için müracaat ederek hak kını dava ve taleb etmekte şahidleri dini sıralarda, bu mede kendi lc i için 200 lira v ayrıca ziyafetler de söylemiştir. Fa- Ahmed; bu vâdlere namın, mahkemede ünu — söylemiş ve kat şahid kulak a: işin doğ — şoför Niyaziyi bu hal son de- rece kızdırarak kendine düş- man etmiştir. O günler zarfın- it bir adam- hakkından ı herifi ö- sen veri - iken de ben bakarım. İlle şu Ahmedin hakkından gelmelisin.. Diye isr miştir. Bu hal arabacı Mehmedi kızdırmış: Sen benim para ile adam gümü nereden düy- diyerek hiddetle yanın- dan ayrilmiştir. dür. Sana ne rim. Hapishanede n arkadaşları polise mü- sevketmişler ve o da bu hikâyeyi olduğu gibi anla- tımca soför Niyazi palas pan- dıri c mah- rilmiştir. mede her şeyi yle bir hal- r ediyor. E den haberi olmadığını söyli yor. Yalmız ortak ol- duğunu idö Hâkim Mü aydınlatabi' şahidlerin zum gör lik etti. | best bırakmadı kında tevkif kararı v derhal tevkif etti. 10 İKİNCİTEŞRİN 1940 İlim Köşesi Yazan: Prof, Salih Murad Uzdllek Keşıfler İhtiralar ——— Eski hayaller haki- kât oluyor ; e Çeliğe silis karıştırmakla çelik ye« ni yeni hassalar kazanıyor. Stalloy denilen (yüzde 1 ilâ 5 kadar silisi havi olan) çelikler bugün elektrik transformatörlerinin göbeğinde veya mütehavib Cereyan — jeneratörlerinin bobininde kullanılıyor. Bir vakitler pek sert olmasından dolayı işlenemiyen ve ancak madeni kara toz halinde piyasada — satılan Tungsten madeni şimdi Coolidgein pek mahirane usulile tel haline çeki- lebiliyor. Bu teller şimdi elektrik anf püllerinin — fitillerinde kullanılıyor. Osmiyum - ve gibi diğer sert madenler de ayni maksad - içim kullarılır. Kuvarç şeffaf değildir. O tuz Kirk sene evvel pek az miktarda eritilmiş şeffaf kuvarç elde edilebil- miştir. Fakat Amerikadaki Tomsoti ve General Elektrik - fabrikalarının Tâboratuvarlarında yapılan röşer$li le bir kaç sene evvel çok mikdarda Ve ucuzca şeffaf kuvarç istihsal yolu bulunmuştur. Şeffaf olan bu kuvarç bir Çok madenlerin eridikleri sühu- nette erimez, geçirmediği ul- traviyole ve enfrokirmızı şuaları bu kuvarç geçirdiğinden dolayı Vitaglos namile piyasada şatılan camilar bil- hassa- hastahane penceleri için pek rağbet görmektedir. Gallyum madeni 1875 de Pransiz âlimi Lecog tarafından — keşfedilmiş olup Fransanın Tâtince mukabili olanı Gallyadan bu ismi almıştır. Fakat ber elemandan uzun müddet istifade lemtemişti. Bu maden sirf ilim bakı- mından çok enferesandır. Mendelef madenin keşfinden evvel bazı hassa- larını tahmin etmiş ve Eko - Alümin. minyam ismini vermişti. Lecog bir tütya filizinin tayfı üzerinde tecrü- beler yaparken — karakteristik — tayıf hatları vasıtasile bu elemanı bulmuş- tur. talum Hava kurumu menfa- atine film gösterilecek Bugün İpek ve Melek sinema- larında hasılatı Türk Hava ku: rumuna aid olmak üzere Ebedi Şefimiz Atatürk'ün Cümhuriye- tin onuncu yıldönümünde irad buyurdukları nutuk, cenaze mte- rasimi ve Türk Hava Kurumu - nun faaliyetini ihtiva eden bir film gösterilecektir. PPPT L SA Radyo programı ae Blünemn 10 İkinciteşrin 940 PAZAR Ebedi Şef ATATÜRK'ün ölümünün 2 nci yıldönümü PROGRAMI 845 P: Ajans haberleri, Ebedi Şef ATATÜRK'ün ölümünün ikinci yıldönü- mü — münasebetile, — Milit Şef İSMET İNÖNÜ'nün © gün bu büyük acı dolayı- yısile büyük Türk milleti- ptığı beyanatın okun. . ygram ve memleket saat 8A8 9.00 905 Tazim sükütu. 9:10/9.15 İstiklâl Ma ve saat 1245/12.50 İstiklâl Marşı ve saat 19.30 a kadar kapanış, co—— 19.30 Program ve memleket saât ayari. 1933 4 19,45 haberleri, Ebedi Şet ATATÜRK'ün ikinej yıldönümü münase- betile, Milli Şet İSMET İNÖNÜ'nün o gün bu büs yısile büyük tariht — hitabenin yaptığı kendi seslerile neşri 22.30 Memlek: 22.33 Ajans 22.50/22.55 Yarınki program, İs tiktâl Marşı ve kapanı PERSTPGERADA

Bu sayıdan diğer sayfalar: