13 Kasım 1940 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

13 Kasım 1940 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYTVA : 2 İlim ve cemiyet WKâinatın mekanik bakımından görünüşü Yazan: Profesör Salih Murad UZDİLEK . Galilanın öldüğü sene İngil- rede Msaat Nevton adlı bir inin dünyaya gelmesiyle ta- t ilme yardım etmiştir. Nev- hhi büyüklüğünü, hemen he- İmen onun ayarında olan, bir kaç âlimden dinleyelim: 1. Laplace diyor ki dünyaya gee büyük âlimler bir tabura izilse, Nevton tabur başı olur. 2. Lelbnitz bir münascbetle miş olan âlimlerin eserlerini top- larsak bunların hepsinin kıyme- ti Nevton'unkini tutamaz. Ona sorduğum her meseleye ertesi posta ile cevab .uı.;.m halde | müzlim noktalarını aydınlatmış- bu suallere dlg(-r âlimler cevab | tır verememiştir. ,, 3. Lagrange diyor ki: “Nev- ton bir dâhidir ve talihlidir. Çünkü kanunu bulunacak ikinci bir kâinat yoktur. ,, Nevton'dan biraz evvel gelen, YENİ SABAH Şehir ve Gümrüklerden çıkarılamıyan oşyalar ( ı fakat onun muasırı sayılan bir Felemenk âlimi Christian Huyg- hens var. Onun eserleri de mi- hanik ve optik ilimlerinin Bu iki ilim piştarının bir- birine zıd fikirler yürüttükleri sırada ve Huyghens'in — bazı noktalarda haklı olmasına rağ- mmen mihaniki aksiyona aid ka- nunları toplayan Nevton olmuş- tur. O, ilk defa olarak fiziki mık- tarları rabıtalı bir surette top- Plemiştir ki: “Şimdiye kadar gel- 'i DTÜNENzADE YUSUF iZZEDDİN | ÖLDÜRÜLDÜ MÜ? iNTİHAR MI ETTie Yazan: Eski İstanbal Valisi SÜLEYMAN KÂNİ ! 20 - Nihayet Umumi Harb patladı ve Osmanlı devleti de bu harbe iştirak etti Veliahdin - hastalığını bilen Lütfi bey hali bizzat müşahede etmeden karar vermek istemedi. Efendiyi ret etti ve tabii halde gördü. Afiyeti avdet etti- ğine zahib oldu. Yıldıza gitti; Sultan Reşadın huzuruna ka- bul edildi; veliahdi iyi bulduğu- nu ve Avrupada yapılacak te- davi sayesinde buhranı tamami- le geçiştireceğini ümid eylediği- . Sultan — Reşaddan gü cevabı aldı : — Efendiyi tedavi eden dok- torlar maatteessüf bu fikre işti- rak etmiyorlar. Yusuf İzzeddin «fendi herkesten veliahdlikten iskat edilmediğine dair teminat ve sened istiyor. Benden de is- tedi. Bilvasıta hatırını tatyib et- meğe çalıştım. Fakat vaziyeti iyi değil Lütfi bey ikinci bir ziyaretin- de veliahdi bambaşka buldu. Bundan sonra seyahat mü- zakereleri için veliahdin emrine tevfikan bir kaç defa daha Zin- cirlikuyu köşküne geldi. Son mülâkatı 1914 ağustosu- nun birinci günü vaki oldu. —— | Veliahdin irad ettiği acib suallere karşı Lütfi bey hayal- lerle uğraşmamasını, bunun ef- kâl umum»ycde fena tesir ede- ceğini, bu şartlar altında veli- ahdlikten manen sukut —etmiş bulunacağını anlatmak - istedi. Teşrifatçı — Hasan Cafer be- yin de hazır bulunduğu bu mu- havere dört saat sürdü. Veli- ahd üzerinde hiç bir tesiri ve faydası olmadı. Yusuf İzzeddin efendi seyahati esnasında parlâ- mentonun kendisini veliahdlik- ten iskat kararı vereceği kanaa- tini izhar etti, durdi Veliahdin gördüğü hallerin - Gen, işittiği sözlerinden mütees- sir olan Lütfi Simavi — bey ro- matizmalarını vesile ederek Av- Tupa seyahatinde refakatinden istinkâf etti. Siyasi ahval, hu- susiyle — Avusturya - Sırbistan münasebetleri veliahdin seyaha- tine de tesir ediyordu. Her gün yolların kapanması ihtimali var idi. Nihayet Umumi Harb patla- (di ve Osmanlı devleti de bu har- be iştirak etti. “Küçük Napol- yon,, Enver paşa felâketli ve Mmeş'um Sarıkamış taarruzundan İstanbula dönmüştü. Bir gün ve- liahdi ziyarete geldi. Efendi a- çıkçı Paşa hazretleri! Bu vak'a büyük bir felâket teşkil ediyor. Bfkârıumumiyeye karşı umum kumandanlık vekâletinden çekil- Türkiye 'nebi BENELİK — 1400 Krg. 2700 Krg. 6 AYLIK 70 »— 1460 » 8 AYLIK 400 » B00 » TAYLIK 180 » 900 » 13 Sonteşrin 1640 ÇARŞAMBA 18 Şevval 1359 B1 Birinciteşrin 1366 Gün 318 Ay 11: Yıl 940 - Kasem 6 Güneş — Öğle — İkindi 152 705 — 948 — Ezani 645 — 1158 — 1436 — Vanati Akgam — Yatsı — İmaak 12.00 184 — 1210 — Ezani 1653 — 1827 — 5.08 — Vasati DİKKAT «Yeni Sabah» a gönderilen yazılar ve evrak neşredilsin edilmesin lade olunmaz ve bunların kaybolmaların- dan dolayı hiç bir mesuliyet kabul seniz de yerinizi İzzet Paşaya bıraksanız pek muvafık olurdu! Mütaleasında bulundu. Enver paşa buna karşı, belki içinden alay ederek: — Ferman efendimizin!. Demekten başka söz bulama- dı. Dişari çıktı.. Efendiye bu fikrin İzzet pa- şanın akrabasından olan teşri- fatçısı Hasan Cafer bey tara- fından telkin edildiği zehabına düştü ve Hasan Cafer beyi he- men Kafkas cebhesine memu- ren gönderdi. Teşrifatçılığa, adliye nazırı İbrahim beyin biraderi Sahib- molla zade Osman bey tayin e- dildi. Enver paşa askeri teşci için Veliahdin Çanakkale cebhesine gitmesine lüzum göstermişti; padişah da muvafık gördü. Yu- eddin efendi merkez ku- mandanı Cevad bey ile birlikte otomobil ile Çanakkale cebhe- sine azimet etti. Maarız körfezine inilecek ma- halde. Cevad bey: “— Körfezde düşman moni- örleri var. Otomobilin fenerle- rini söndürelim. Dedi ise de efendi: — Bırakın! benim - geldiğimi görürler, şehrâyin yaparlar! . Dedi. Bir iki dakika- sonra tenvir bombaları - başladı. — E- fendi: — İşte bak! dahme atayorlar! Demeğe — kalmadı, etrafta gümbür, gümbür bombalar pat- layıverdi. İki otomobil toz, top- rak içinde kaldı. Efendinin aklına birdenbire başka şey geldi: — Beni buraya niçin getirdi- ğinizi şimdi anladım. Sultan Mehmed öldü.. Vahideddini tah- 'ta çıkardınız... Değil mi? Bu top- lar muharebe toplarına benze - miyor.. Cülüs var.. Cülüs topla- rıdır bunlar... Diye bağırdı.. —. | nenin ve halkın çok mühim bir Veliahdi temin ve teskinde| ihtiyacına tekabül ettiğini an- pek çok müşkülâta uğranıldı.. latmış ve müteakiben hastaha- 'Topların muharebe topları ol- duğuna kanaat getirince efendi korktu.. Bu defa fenerlerin sön- dürülmesini istiyen kendisi - ol- du. Yusuf İzzeddin efendi harb cebhesinde daha ziyade tutulmu- yarak İstan/bula döndürüldü . Acaba halini pek iyi bildiği veliahdi böyle cebheye gönder- mesinde Enver paşanın bir gizli maksadı var mıydı? Kendisine başkumandanlıktan çekilmek teklifini yapmak cür- etini gösteren bu “delinin,, te- sadüfi bir düşman güllesiyle dünyadan göçüvermesi, bu yüz- den devletin de bu belâdan kur- tulması gibi bir düşünce haş- kumandan vekilinin zihninden geçmiş miydi? Burası meçhul!. Yusuf İzzeddin efendinin ağ- O belki kendisinin babası gibi mutlak bir istibdad ile saltanat sürebileceğini tahayyül ediyor- du. Bir gün gene kızdığı Enver paşaya: — Senin gibi birisinin (1) ha- nedanımıza girmesini hiç bir za- man affetmiyeceğim. Padişah olduğum gün kendini yok bil!. Demiş olduğu da rivayet olu- nur. Veliahd hakikaten böyle bir tehdidde bulunmuş ise bu (Sonu sayfa 4 sütun 3 de) (1) Tabirin daha gşiddetli ol- layıp mihanik kanunlarını for- müle et meğe, diğer tabirle, mi- hanik ilmini kurmağa muvaffak olmuştur. Nevton'un atalet (maddenin sükünet veya hareket hallerinin değişmesine karşı gösterdiği mukavemet ve yabud maddenin bugün kütle dediğimiz hassa- hakkındaki tarifi ve atalet ile kuvvet ve hareket arasında- ki münasebete dair idrak bu- gün (klâsik mihanik) dediğimiz ilmin temel taşıdır. Filhakika, mihanikin Nevton sistemi, bi âlimlerin ve mü- dekkiklerin fikirlerini o kadar 1 eseri olan Principia'nın neşir tarihi olan 1687 den — bu asrın başına gelinciye kadar tabii hâ- diselerin izahı Nevton kanun- lariyle yapılmıştır. Zamanının - şairlerinden olan Pope diyor ki:“Tabiat ve kanun- ları geceleyin gizlenir, Allah İdhalât tacirlerinin hukuku gözetilecek ZL ae LA nüz yurdumuza lan idhal malları hakkında Ve- kâlet tedkik ve tesbit işini bitir- mek üzeredir. Haber aldığımıza göre Tica - ret Vekâleti idhalât tacirlerine imkân nisbetinde yardımda bu- meşgul etmiştir ki onun maruf | Gümrüklerimize gelib de he- sokulmamış 0- lunacak ve mal gönderen — fir- maların — hukuku — da #zami surette siyanet olunacaktır. Ti- caret Vekâleti, malların idhali- ne mütcallik tediye şartları işini ayrıca tedkik etmektedir. Gazi köprüsünün kabul kat'isi köprüsünün — kabulü kat'isi 25 teşrinisanide yapıla- Fakat müteahhid firma köprünün noksanlarını tamam - layamadığından bu tarih noksan ların tamamlanacağı kadar tehir olunmuştur. manın belediyeden 60 bin lira alacağı ve teminat mektubu bu noksanlara karşı HARB zamana Fir- rehin tutula- dedi ki Nevton - gelsin, aydınlansın.,, Taibata aid 811?) lara bu mihanik sistemiyle cevab vermek gayreti yüzünden tecrübi ilimde bir çok yenilikler meydana gelmiş ve modern dev- rin ilim adamlarmın noktai na- zarlarının kristalizasyonuna se- beb olmuştur. Bugün ilim adamları bir me- sele üzerinde uğraşırken bu fi- o kadar bağlıdır. ki ister istemez, kirlere düşüncelerinde, bu mihanikin tesirinden kurtula- maz. Nevtonun mihanike aid formülâsyonu (hareket kanun- ları) dediğimiz maruf munda yatar. Elektriği, mıknatı- si ve cazibevi aksiyonlar bu üç kanunla tarif ve kontrol edilir. ... Sertabil rek duğunu da söyleyenler vardır. Dostum Kâzım Nümiye: (Yeni Sabah) daki okudum. Aramızda fikir ihtilâfı olduğu muhakkak. Bu serinin son makalesinde cevabını verece ğim. Müsaadenizi diler ve say- gılarımı sunarım. — 8. M. V. Cerrahpaşa has- tanesinde yeni bir pavyon (Baş tarafı 1 inci sayfada) soyun bir izahiyle başlanmış - Sertabib bu izahatında a- yakta tedavi paviyonunun 72 bin liraya malolduğunu, hastaha nenin mutfak ve çamaşırhane paviyonları hakkında izahat ver iştir. Bu paviyonların inşası- na 937 senesinde 102 bin atla hastahanesinin etrafında bulu- nan - köhne binaların işi çok ilerlemiştir. Bu istimlâk- lere şimdiye kadar 27 bin sarfolunmuştur. Hastahanenin önünün denize kadar kararlaştırılmış ve bu maks lüzumlu bütün muamelelere te- vessül edilmiştir. Hastahanenin dahili yolları - nin ve iç bahçesinin için de projerler bazırlanmış - Cerrahi Paviyonu Üniversite tarafından lunan- cerrahi paviyonunun da bunlar (na- üç ka- cevabını lira S başlanmış ve buna ilâve olarak tekrar 27 bin sarfolunmuştur. Bu paviyonun techizatına da 55 bin lira sarf- olunmuştur. Bu paviyon 500 yataklı-bir hastahanenin ihtiya- Cına cevab verecek kabiliyette - lira in —bu izahatından sonra vali ve belediye reisi dok- Lütfi Kırdar evvelâ ayak- ta tedavi polikliniğini, kordelâ- açmış ve davetliler klıniği gezmişlerdir. Müteaki - mutfak ve çamaşırhane paviyonlarının resmi küşadı. ya- lmıştır. Bu mükemmel pavi- istimlâki lira açılması dla tanzimi inşa o- VAZİYETİ Londra müdafaasın- dan çıkarılacak dersler (Baş tarafı 1 inci sayfada) Fenni vesaitin tamir veya kal- ta gruplarından müteşekkil müfre- zır bulundurulmaktadır. Bunlar yer- lere düşen elektrik - tellerini, maili jnhidam enkazı halka zarar vermi - yecek vaziyete getirmeidle miükellef- tir. Bu maksadla bir çok “sokaklar muayyen müddet için kötleştirilmek- tedir. 4 — Halk sığınaklara çekildiği za- man tamamen boşalan şehirde in: bati icab etmektedir. 5 — Yer altında hastahaneler inşa talarında doktor ve ebe bulundurul- yam eden alarm müddetinde bir çok mekte ve sıhhi müdahaleyi icab etti- Ten vukuat olmaktadır. 6 — Binalardan düşen dam larik-| yaralanmasına sebeb oluyor. Buna halinde kesilerek camların — dışına kafes şeklinde boy boy yapıştırılmak- ta ve şeridlerin uçları çerçevelere çi- vilenmektedir. 1 — Her günün mühim bir kısmı- ni işgal eden alarm müddetlerinde vam edilmek için yer altında grafhaneler, eczahaneler, hanmam ve banyolar, fırınlar, etüv testhaneler inşa olun: 8 — Her şehrin hususiyetine göre sılmaktadır. Meselâ —gece alarmında sokakta elektrik ceb fenerleri kul- lanmakta memnuiyet, yardım mer- kezlerinin mevkil, bomba isabet eden yerlerin dörhal hükümete haber ve- | rilmesi, yangın zuhurunda yapılacak işler, elektrik kesildiği Tanılacak tenvirat vasıtaları, düşman saire bu talimatın başlıca maddelerini teşkil etmektedir. 9 — Kanaliz; bi halkın temizliği ile al yon, su yolları tın tahrib olunması — bulaşık meydan verebilir. Bu mliyecek sıhhi tecdibirle- rin evvelce düşünülmüş olması icab, yonun gezilmesinden sonra da-| ediyor. Vetliler büfede izaz olunmuş-| — 10 — Sığınaklarda peksimet, içecek " su, kum dolu tenekeler, sıhhiye çan- Hastahane etrafındaki taları, müferrih ilâçlar bulundurul- istimlâkler maktadır. Diğer taraftan Cerrahpaşa| — 11 — Şehirlerde halın emniyete alınması en aşağı on dakikada müm- kün olduğundan hava istihbarat pos- talarının bü müddeti - kazandıracak kadar uzakta şebekelerini tesis et- meleri lâzım gelmektedir. İki aydır bütün şiddetile —devam eden Alman hava hücumlarına karşı Londranın muvaffakiyetle mul meti yalnız en mühim — maddelerini arzettiğimiz bu tertibatın alınmasile “Kabil olmaktadır Wikmet ELGAZ Hütün hazırlıkları tamamlan - mıştır. Çok muazzam olan bu paviyonun inşaatı da yakında yapılacaktır . dırılması için teknik amele ve us- | zeler mühendislerin emri altında ha- | tedbirlerin - kuvvetlendirilmesi | edilmesi ve şehirlerin muhtelif nok - | ması lâzım geliyor. Sekiz on saat de- | dalihsiz doğum vak'aları kaydedil -| ları bir çok eşhasın tehlikeli surette | mâni olmak için eski bezler şerid| u | müteakiben diplomalar vali t bazı zaruri âmme hizmetlerine de- | tek-| e—ARI HIRSIZLIĞI alarm talimatı yapılıp sokaklara a- | zaman kul- | paraşütçüleri hakkında tedbirler ve| ı Küçük memurların OKU YUCU —x | DİYORKİ bir dılegı Hatırlardadır ki, 3656 sayılı tev hit ve #eadül kanunu, bilhas küçük memurların müzayakala - rına son vermek ve bunları da di- iğet memurlar gibi müreffeh ya- gatmak maksadile yapılmıştı Fakat; me çareki bu kanun, ihti- yaç we kesreti aile sahibi ve ayni zamanda bugünkü hayat pahalılı- ği içinde en müşkül Snlar çeken (50) liraya kadar maaş veya ü ret alan bu küçük memurları mat- lup maksada - ulaştırmadığı — gibi bunlardan bir kısmını çevresine bile almadı. Malümdür. ki, memleketimizin her sınıf halkı hattâ en küçül köylüsü dahi bu küçük memurlar zümresinden çok müreffehtir. 1t- tiharla bahsettiğimiz, köylümüzün hiç olmazsa bir &vi; bir ilâ iki tar- lası ve bir miktar hayvan ve mey- vası vardır. Bir küçük n bilhassa kanun di; bir memurun, hal v venecek ve yavrularına bırakacak emurün nda birakılan tikbalde gü nesi vardır. Bu acı ve açık hakikat karşısında, temennimiz Budur ki: 'Yüksek hükümetimiz tarafından Büyük Müllet Meclisine verilen bir lâyihada, bu gibi memurların n dur olmamaları ve kanun dışında kalmamaları ve bunlara bir ra: fedakârlık yapılmasını ihtiva eden bu Tâyihanın, Yüksek Millet ve- killeri tarafından da tasvib ve tasdik edilm hürmetleri AYBI ve Küçük memurlar namına Naci Karslı Gümrük Mu. memuru — Tahsildar M. Âli Ömer Şehir meclisinin dünkü toplantısı Muhasebe kursu mea- zunlarına — diplomaları verildi Şehir Meclisi dün saat 14 de| vali ve belediye reisi doktor Lüt- fi Kırdarın riyaseti altında © lanmıştır. Toplantı başlamadı: evvel bu sene muhasel dan muvaffak olan 37 diplomaları vali ve belediy doktor Lütfi Kırdar tara! merasimle verilmiştir. Merasimden evvel Lütfi dar belediyenin tesis ettiği mu- hasebe kurslarmın ehemm: ve fevaidini tebarüz ettiren bu kurslarda muvaffakıyet gi genci TViemleket_îîâborâ“ eri | teren gençleri tebrik ve teşci e- | den kısa bir nutuk söylemiş Buna diploma alacaklar nan ve kursu birincilikle bitirmı muvaffak olan Beyoğlu ta şubesi başmemuru Sermed bir nutukla cevab vermiş rafından bizzat dağıtıl muvaffak olan Sermed ve Sah- riye hediye olarak birer saat ve kurs ikincisine de daha kü- Çük bir hediye verilmiştir Müteakiben meclis rüzname- | ıngi!îereuen ylmlü | ve pamuklu men- sucat geldi —— üüti Kumaş fiyatlarının düş- mesi bekieniyor güü (Baş tarafı 1 imci sayfada) caret Vekâleti tesbit edecek buna göre muayyen bir kâr nis- betiyle satılacaktır. Bu itibarla yünlü ve pamuklu mensucat fi- yatlarının düşeceği — kuvvetle muhtemeldir. İngiltereden ge- len diğer mallar meyanında mühim miktarda anelin boyalar, kauçuk, teneke, kalay, pamuk ipliği, çay, çivi, jüt ipliği, maki- ne ve yağı, kamyon gelmiş! İngiltereden yakında dafa mü- him partiler geleceği haber a- lınmıştır İngiltere ile ticaret anlaşması imzalandı İngiltere ile bir müddettenbe- ri Ankarada cereyan etmekte olan ticari müzakerelerin iyi bir gekilde neticelenerek imzalan - dığı Ankaradan gelen haberler- den öğrenilmiştir. Anlaşma tas- dik edilmek üzere meclise sevk- edilecektir. Yeni anla: kümlerine göre İngilizlerle ka şılıklı ticaretimiz fevkalâde in- kişaf edecektir. İngilizler, mir, İstanbul ve Mersinde depo- lar hazırlamağa başlamışlardır. Alman anlaşması 15 Teşrinisanide tatbil kiine gireceğini mız Türk - Al, ması hüküm mev - yazdığı- ret anlaş- göre Takas Almanlarla ticari mübadele baş- lamıştır. Bu itibarla Almanya- dan da maddesi gelecek ve piy, mızda genişlik daha tacaktı e- Kıdem gören muallim lerin -alacakları 3656 sayılı kanuna tevfikan 1938 senesinde kıdem zammı gö- ren ilk okul öğretmenlerinin kı- dem zamlarının için Maarif Müdürlüğü — şeh isinden 15 bin lira tahsisat kursur- Verem mücadele Cemi- faaliyeti ücadele Cemiyeti E- yomuna 30 ya- vesine karar vermiştir. Bu sebeble bu ayın 18 inde sim belediye bahçesinde Lütfi Kırdarın himayesi altında erinde bazı noktaları tesbit etmek üzere Verem Mü-| cadele Cemiyeti mümessilleri - nin iştirakiyle dün 'Ticaret O- r toplantı. mpıımışur nin müzakeresine geçmiş ve bir çok teklifler alâkalı encümenle- re havale olunmuş, bir çok encü- men zabıtları da kabul olunmuş- tur. Meclis dün zabıtai belediye talimatnamesinin, muhtelit en- cümenden çıkan bazı maddele- rini de müzakere ve kabul etmiş- Ür. Kovanı açınca gelen davacile polisin yüzünü gözünü sokturmuş ! Dün sekizinci asliye mahkemesine garib bir hırsiz- hk vak'ası gelmiştir. Bu dava- da çalınan mâl, ne paradır, ne eşyadır, ne de mücevherat Harsızlık arılar için y bayanın bir sürü ar mıştır. Muhakemenin safahatından 2 laşıldığına göre bu enteresan hirsızlık vak'ası - şöyle olmuş- tur: Sütlücede oturan Mi dındaki bir kadının müt: kovanları vardır. — Bunlarda çok iyi bir cins bal veren arılar yetiştirilmektedir. Bütün İücede arıları ile göhret kaz nan Mariyanın bu serveti son rını değiştirerek bahçesine uğramaz dır. Bu sıralarda Abdullah de len şahsın bahçesinde ise arılar çoğalmış ve kovanlar kurulma- ga başlamıştır. Bundan şübhe eden Mariya, karakola baş vurmuş ve yanına verilen bir polisle Abdullahm evine git- Mariyanın olmuşlar- Bahçede buldukları Abdul- laha Mariyanın iddiasını anla- akola gelmesini ve Abdullah da: rilar benimdir. Mari- rılarını başka yerde vermişlir. Derken Mariya ile Abdullah münakaşa etmeğe başlamışlar ve birdenbire kızan Abdullah: — Bak bakalım, şimdi görü- Trüz, arılar senin mi benim mi?. Diyerek birdenbire arıların bulunduğu kovanın kapağını açıvermiştir. Derhal dışarıya üğrayan yürlerce arı, Mariya ile polise hücum edip sararak ve muhtelif yerlerinden, bil- hassa — yüzlerinden sokarak, ikisini do müşkül bir vaziyete sokmuştur. Bu hal karşısında layan Abdi Arılar - senin olsalardı, sahiblerini tamır ve ısırmazlardı.. demiş ise de po- lah: lis yakasını bırakıı; ka- rakola geti abit- la AılLıch bazı şahidlerin celbi için a bir güne bırakılmıştır. ı |"ticari | üzerine | verilebilmesi | vali | | y erilecektir. Balo tefer-| | bilmediğimiz bazı menfaatleı hava taarruzlarında artık en İKİNCİTEŞRİN 1930 İlim Köşesi Yazan: Prof. Salh I(urad Uzüllek Keşifler, / ihtiralar ——— Elektron hesabları Bu asra girmezden evvel maddenin moleküllerden —mürekkeb olduğuna inanılıyordu. Maddenin —en küçük parçasına da (atom) denilirdi. Bu terim Grek dilinde parçalanamıyan taksim edilemiyen —manasına gelen atomos kelimesinden alınmıştı. Bundan kırk elli sene evvel iş de- Kişti. Artık atoma maddenin en kü- Çük zerresi gibi bakmıyoruz. Atom- ların da proton ve elektron denilen Müsbet ve menfi elektrik zerrelerin- den ibaret olduğunu kabul ediyoruz. İşte elektrik geçen cereyan, ağırlıkları bir gramın bin milyon milyon milyon milyonda birl olan bu küçücük zerreler akıntısın - dan ibarettir. Tıpkı su akıntısı gibi. Bir gram su takriben 20 damiladır. Bu hesaba göre bir ton su 20.000.000 damla eder. Biz su idaresinden gelen faturaları damlalara göre değil tom mukabili glarak öde blolarından gimiz gibi e- lektrik idaresinden gelen faturaları aat da elektrona göre değil kilo hesabile öderiz. Bereket versin vi hidler arasında böyle münasebet var. Yoksa bir ton su yerine milyon- m milyonlarca molekül dese idik vay halirnize! Elektrik kablolarından giden bu küçücük elktronlar ise bize yapmaz? tzmitteki larca damla veya mily neler sellüloz fabrikasının taka- tı 2500 attır. Bu da takriben 3300 bi üvveti eder. 300 işçi eleki ç bu maki- neleri kontrol eder. Bir beygir kuv- veti 10 insan takati hesabile 3300 beygir kuvveti 33000 f de- mektir. Bu halde 31 SABAHTAN SABAHA 16 günlük harbin kârları (Baş tarafı 1 inci zayfada) Akdenizde en hâkim mevkidir - de da deniz ve hava üs- apılacak büyük bir bir çevirme tan bir yanda L Mihver Gevletleri küçük — Asyadan mek ve Sü garbından yap- rı taarruzun yürümediği rerek şarkından taarruz etmek Yunanistanın bütün kara ona her türlü kalamaz mi idi? hududlarını çevireri Gaş yoldan v çaresine bal Onun için Yur pilan taar- ya ya çok kolay ret, belki mukabele gör- len elde edilecek bir ist muş, yahud Yunan istilâsından biz mişti akat bugün, yani on altı günlük bir harbden sonra ortada bir muvaf- fakiyet ve bir avantaj varsa o da ttalyanlara değil, İn: e Yunan- hlara aiddir. İtalya on altı gündür aş ve'bu mü- â buradaki kumanda- tirmekle zamnen itiraf da etmiştir. Bu harbin İngilizlene verdiği avan- taj Akdenizin göbeğindeki, İtalyan llerine ve sahib olduğu topraklara ktir. Han- nistan baştan başa -farzı muhal ola- rak - İtalya tarafından istilâ edi bile, İngilterenin elinde kala; Bu üsler hem İtalyaya karşı deniz ve Akdenizde ve Ege de nın, uzak topraklarına kaçak yi cağı nakliyatı ön! Belki şu sırada henüz bu mam bile değildir. Fakat seraı vermeye başladı. Napoli üçüncü defa bombalandığı gibi, harbin başından beri her türlü tehlikeden masun bu- lunan hüyük Brindizi limam da İns giliz tayyareleri tarafından rilmiştir. İşte on altı günlük harbi Behçet SAFA ——— TEŞEKKÜR İstanbulda vefat eden serbest mu, hasebeci kardeşim Halü — Kundağın cenazesinde bulunan ve ebedi yuva- sına kadar götüren, yokluğumu gös- termiyen emekli albay Fahreddin Sa- vaşkan'a ve mektup, telgrafla büyük acımı yaplaşan; teselli veren akraba ve kıymetli dost ve arkadaşlarıma ve çelenk götürenlere minnet ve gük - ranlarımı iblâğa — gazetenizi tevkil ederim, Konya Ordu Müfettişliği Levazımı mütehassısı Albay Cemil Kundak

Bu sayıdan diğer sayfalar: