2 Mart 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 5

2 Mart 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Libyada yeni harakât başlıyor (Baş tarafı 1 inci de) | £) Burasının elden çıkması| ile ana ordu Habeş toprakların- da sıkışmış olur. Somalilerin kaybedilmesi muhasara çembe- Fini tamamlar. — Wavelin, Haboşistanın işgali- ne mamur ettiği ordusunun E- ritrede bir ağırlık merkezi teş- kil etmek istediğini, cereyan & den harekâttan anlamak müm- kündür. Bugüne kadar İtalyan- lar Eritrede 6000 esir, bir çok da silâh ve vasıta bırakmışlar- dır, son günlerde Keren taarru-| zunu takviye ettikleri de bildi-| rilmiştir. Hür Fransız kuvvetle- ri karaya çıkarılarak Keren et- rafındaki kıtalarla el birliği yapmışlardır. Şimalden gelen| kuvvetler, müstahkem mantaka-| yı örten düşmanla temasa girmişlerdir. Hava kuvvetleri Keren etrafında faaliyetini ar-| tırmıştır. Yakınsa mühim ha-| reketlerin inkişafı beklenebilir. İtalyan Somalisinde : Şebeli nehrini geçen ve Mo—w yı alan cenubi Afrika kuv | 000 esir, ganimetler elde etmişlerdir. Zirhli ve mo-| lara büyük muvaffakiyet kazan- dırmıştır. Harekât, memnuniyet verici bir şekilde devam edi- yor. Habeşistanda : Goğjan mıntakasında vatan- perverler İtalyanları geri at-| makta, arazi kazanmaktadırlar. Bir çok noktalardan sınırı ge- çen kuvvetlerin şaşırtıcı ve yıp- ratıcı teşebbüslerinden vakit va | kit bilgi edinilecektir. İtalya:l lar için bu tabiye ve muharehe tarzı çetin vaziyetler doğurabi-| lecektii İngiltere Türki- .. . yeye güvzniyor (Buş tarafı 1 inci de) tifakının çürük bir anlaşma ol- duğunu iddia eden düşman pro- pagandasının işini bozmakla kal Mmıyacak, ayni zamanda, İngiliz. davasımım bütün dostlarına cesa | ret verecek ve Almam plânları - nın takakkukunu güçleştirecek- zerine inmelerine mani olacak tedbirler etrafında cereyan etti-. Hini gizlemekte fayda olmadığı - | ni yazmaktadırlar. Filhakika Almanların böyle bir hareketi İngiliz ve Yunan menfaatlerini olduğu — kadar Türklerin hayati menfaatlerini de tehdid etmektedir. Gazeteler, düşman, Balkanlarda askeri bir harekete teşebbüs ettiği takdir-| de İngilterenin vakit kaybet - meden mukabeleye karar ver- miş olduğunu — memnuniyetle | müşahede etmektedirler. Bu iti- barla Sofyadaki İngiliz elçisinin Bulgaristana ciddi bir ihtarda bulunmuş - olmasından — dolayı gazetler, bilhassa memnuniyet | izhar etmektedir. Mir. Edenin Hariciye Vekili- mize telgrafı | Ankara, 1 (aa.) — Büyük Britanya Hariciye Nazırı ek: lâns Anthony Eden, Türkiyeyi terkederken Hariciye vekili Şük rü Saracoğlu'ya aşağıdaki te- Hariciye Vekili YENİ SABRAN ANKARA Türktiyeden ayrılırken, — şah- sen zatıâlinize ve si sü- tunuzla Türl una, milletine ve gerek ba olan ve Türk ve İ milletle- rini biribirine bağlıyan derin dostluğu bu kadar müheyyic bir tarzda meydana koyan hüs- nühalden dolayı en hâraretli te- rek Sir şekkürlerimizi arzetmek iste. e) rim Yeni Türkiyede gördüğüm şey, benim üzerimde büyük bir liği, ordunun durumu, An-| karanın kendisine as güzellikle- Tİ Ve tikbal için kur-| makl: l bü illetin | e eri bu meyanda»| ünceleri, Reisi- nönünün ilhamkâr isa- sahada semereler ver- ük Britanya, Türk kendi dostu ve müttefiki hisset-| mekle iftihar duyar Reisicümmhu - | irk hükümetine ve Türk| John Dill'e! karşı gösterilmiş| tesir| bırakmıştır. Türk milletinin birs| EDEN | Yunan-İtalyan | harbi (Baş tarafı 1 inci de) gara uğrıyân bu — tanklar geri | dönmek mecburiyetinde kalmış- lardır. Mühtelif noktalarda Yunan devriye hareketleri muvaffakı - yetli neticeler vermiştir. Yunan | topçusu İtalyan mevzilerini fa - sılasız bir surette bombardıma- na devam derek mühim hasar- lar ika etmektedir. Bu arada İtalyanlar fena ha- va dolayısiyle harekâtta görü - len sükünden istifade ederek mü dafaa mevzilerini yeniden tan - zim etmektedirler. Cephenin merkez kısmında düşman bombardıman tayyare - lerine ateş eden tayayre dafi ba dan biri Yunan hatları, diğeri ise İtalyan hatları gerisine düş- müştür. Diğer iki düşman bom- | bardıman tayyaresi de, merkez cephesinde Klisura civarında bir noktada tayyare dafi bam.r—ı yalarımızın ateşiyle hasara uğ - ramıştır. Bu tayyarelerin üsle - rine dönmeğe muvaffak olama - dıkları zannedilmektedir. Yunan tayyareleri mühim İ- talyan mevzileri ile askeri te -| cemmüler üzerine muvaffakıyet li hücumlar yapmışlar ve düş - mana büyük zayiat verdirmiş - lerdir. Diğer taraftan Estia gazete - sinin hususi muhabiri cepheden gönderdiği bir telgrafta şöyle demektedir: “Bütün cephede hava fenadır. Arnavutluk dağlarında yağmur ve kar fırtınaları merkez ve ce - nup cephelerinde harekât yapıl- masına manidir. Rüyet şartları nın fenalığı dolayısiyle ileri ka- Fakol” müfrezeleri az faaliyet | göstermislerdir. İtalyan tebliği Roma - (xa.) — İtalyan or - duları - başkumandanlığının 267 numaralı tebliği: 'Yunan cephesinde kayde de - Mustafa mükemmel ahlâkı (Baş tarafı $ üncü sayfada) ma alayınızdan nasıl muharebe| ettiğinizi soracağım,, sözleriyle aranılacaklarını ihtar ettim. Onlar, hayatı istihfaf ettik - lerini gösteren güler yüzlerini bana çevirerek büyük bir ka - yıtsızlıkla: — Meralr etme dm:dı. düş - saldıracağız, siperleri izi sorduğun vakit bulursun. Cevabında bulundular. | Bu metin ve ulvi cevap sa - hiplerini Allaha emanet ede - rek uğurladım. * Kumandanımın yanma dönü- yordum. Kendisini henüz yakın- dan tanımadığım halde verdiği emrini yapmamıştım. Mesuliye-, ti üzerime alıp insiyatifimle ha> | reket etmiş olduğumdan her tür | lü hitap ve itabına hazırlanmış ak Gazi tepeye çıkmağa baş- ladım. Her şeyden evvel makul hareket. ettiğime kanidim. Kıtalarma iltihaka koşan bu Türk çocuklarını kumandanı - mın esasen öldürmek istemiye - ceği kanaati de beni bir derece- ye kadar teselli edliyordu. ©, firarileri öldür. dememiş| miydi?. » asit neti ce gım hareketimin doğ - ruluğuna beni ikna ediyordu Bu kanaatle kumandanımın hu - zuruna ulaş arşısındı İ- ruzatımın neticesini bek - lemede Ben sana öldür, dedim. Hitabı pek şiddetliydi. Öldürmedim. Çünkü, fir ri zanmedilen bu Türk cocukları T leri, rahatsızlıklarmdan geri kalmı: ve firkalarının nerede öğrendikten erjimi topluya-| f emrinizi ifa ede-| in Üi iıgîli;r' n Lur';ık : arruzı (Baş tarafı 1 inci de) leti 40 tondur ve ayni tipteki si- vil tayyareye benzemektedir. Benzini hariç olmak üzere 5 ton yük taşıyabilmektedir. Bu mik- tar tayyarenin — taşıyabileceği bombaların sıkleti hakkında bır fikir verebilir. Tayyare — yalnıa | başına bir hava taarruzu yapa- bilecektir. Bir tek seferde 3500 mil mesa fe katedebilen bu tayyarenin sürati hacmine göre ve taşıdığı | yüke nisbetle pek büyüktür. Di- ğer yeni ve büyük tayyarelerin hizmete girmek üzere bulundu- ğu bildirilmektedir. İngiliz tebliği Londra, 1 (a.a.) — Hava ne- zaretinin dün akşam neşredilen tebliği: Cuma günü düşman tayyare- lerinin İngiltere üzerindeki fa - aliyeti pek hafif geçmiştir. öğle- den sonra Douvres üzerine bir kaç bomba atılmıştır. Olü ve ya- ralı yoktur. Maddi hasar da pek azdır. | Cenubi Galles mıntakası açık- larında bir düşman bombardı - man tayyaresinin perşembe gü - mü tayyare dafi bataryalarımız tarafından düşürüldüğü — tesbit edilmiştir. Cuma akşamı tek başına u - çan bir Alman tayyaresi bulut - lar arasından birdenbire çıka - rak, cenubu şarki sahilinde bir şehir üzerine süratli bir hücum “yapmış ve bombalar - atmıştır. Binalar hafif hasara uğramışsa da ölü ve yaralı yoktur. —a7 | ğer bir şey olmamıştır. Bom - bardıman — teşekkülleri küçük | bombalar atmışlar ve kıta toplu | luklarını kesif bir mitralyöz a- teşi altına almışlardır. Düşmanın mühim bir - deniz üssü bombardıman edilmiştir. Şiddetli bir hava muharebesi es- | nasında 9 düşman tayyaresi dü- şürülmüştür. 4 tayyaremiz üsle- rine dönmemişlerdir. Kemalin | Sonra kıt'alarına iltihaka; yani ölüme büyük bir salâbetle gidi- yorlardı. Onları kıt'a haline sok- tum. Taburlarına yanımdaki e- mirberle gönderdim. Düşmana bir kaç mermi a tıktan sonra belki de ölecel | lerdir, hiç olmazsa vazifeleii | yaparken ölsünler demiş, ve em- | rine intizar etmiştim. | — Bu kısa şifahi | “Türk - çocukları, 'Türk erleri, ölüme salâbetle gidiyol cümlesi kumandanımı bir düşündürdü. ayırmıyan kumandanım, mev - cudiyetimi derinden okurcasına | raporumdaki | rdı”| âhza | Gözürmden gözünü| | iyice beni süzdü, ve ne tekdir ve ne de tahtie lemeden: rinde bulundular. Bu manalı sür| zülmeden müsbet, menfi bir şey anlıyamamıştını. Kendi lehime tevil etmek istedim. Fakat tered ani oldu. Evet bu müsaade her tuı!u plı telâkki ve endişelerim- | beni bir an için sıyımr gibi | olduysa da,ben yine sarfım icin fırsat gözetilmesine talik| | edilen cezamın mahkümu ola -| | rak kaldığımı sanmaktaydı: Halbuki, büyül m bu n bir gün sonra muh - telif muharebe hizmetlerimi tak d ni harp mada'yası ile tal tif etmiş ve fevkalâdeden yüz- basılığa inha eylemişti | O bu hareketiyle, büyük ku- | mandanlara yakısan büyük ve| mükemmel bir ahlâkla olduğunu göste | Bu tarihten tam on | ne yarattığı — Cumhuriyet liğine 501 verilece r- tesbit akide olarak * söle ) Devad Abbas Gürer si bir şey söy-| seç otur, uzaklaşma, em- | Bulgaristan çlü pakta girdi SŞ D Bulgar Baş- vekili iltihak merasiminde dedi ki : y “Biz bütün komşuları- mızla dost geçinmek emek.döyiz ,, Viyana, 1 (a.a.) — Stefani: Bulgaristanın üçlü pakta ilti- hakı merasimi bugün Bervedere sarayında yapılmıştır. Protokol almanca, italyanca ve bulgarca olarak ya- zılmıştır. Pakt imzası tarihin - den yani bugünden itibaren mer'i olacaktır. Üç hariciye nazırı ile Japonya sefiri, protokolu imza etmisler- dir. Rumanyanın, Mac: ve Slovakyanın mümessilleri de hazır bulunmuşlardır. Bulgar hariciye nazırı Popot | | bir nutuk söyliyerek bilhassa | Bulgaristanın daima sulh için- de yaşamak istemiş olduğunu söylemiştir. Bulgaristan, iki bü- yük mihver devletine Macaris - tanın ve Bulgaristanın emelle - rini tahakkuk ettirmiş olan dostları nazarile bakmaktadır. Bulgaristan, bunun icin üçlü pakta iltihak etmektedir. İngiliz elçisinin protestosu .Bükreş, 1 (a.a.) — Stefani | japonca, F anın | Ajansı bildiriyor: öğrenildiğine göre, Sofyada-| ki İngiliz elçisi bu sabah Bul - gar hükümetine bir ultimatum vererek, Bulgaristan İngiltere tarafından ileri sürülen şartları reddettiği takdirde İngiktere - nin kendisini bu — memleketle harp halinde addedeceğini bil- dirmiştir. Hitler Vâyanada Viyakâ, 1 (ka) — Stefanı: Hitler, öğle üzeri Viyanaya gelmiştir. Refakatinde mareşal Keitel ile Almanya matbuat e- fi Dr. Dietrich bulunmakta idi. | Hitler muvasalatında - Von | miş bekliyordu. Ribbentrop ile Viyana Gau-| leiteri Baldur Von Shriah tara- fından karşılanmıştır. Bugün Sebranya meclisi toplanıyor. Sofya, 1 (a.a.) — Stefani: Bulgar meclis reisi Dogopetof yarın Subranya meelisini fev- kalâde bir toplantıya davet et - miştir. Roosevelt'in l mümessili Madrid, 1 (a.a.) — B. Roo- seveltin Avrupaya göndermiş | olduğu hususi r.ümessili albay | nin bir iki gün evvel ittarıktan Madride gelme- eyfiyeti etrafında büyük| bir ihtiyat muhafaza edilmek - tedir. Daha evvel Balkan memle - eşik Amerika devletleri büyük elçiliğinde B. Donavanın tasavvurları hakkında sarih bir şey bilinmemektedir. Fakat B. Donavanı istediği zaman iste - di*i yere götürmek üzere Ame- rikan hava ataşesinin tayyare- sinin hazır bulunduğu söylen -| japonrya ve Hindiçini Tokio, 1 (a.a.) — Stefani: Japon matbuatı Thailand - Hindi Çini meselesile meşgul ol- makta ve Hindi Çini hükümeti-| ni seri ve ödilâne bir sureti Hal bulunmasına rekotinden dolayı tenkit eyle - mektedir. ahi gazetesi, bu münasebet le sulh konferansının üç taraf- h bir toplantıdan ibaret — oldu- ğunu ve Japonyanın bu konfe- ransta uzak şarktaki hâkim va- ziyetini teyit etmek fırsatırı bu lacağını yazmaktadır. Bu gazete, dün veya bugün! yapılacak müzakerelerin kat'i, bir mahiyet arzedeceğini ilâve oylemelrtedxr Trabl blusgarp-Bingazi Enver Paşa ağlayaral « hazin hâdisayi anlatıyor. - Bir Efganlı kahraman : Abdül Enver paşa yavaş yavaş ba-, şını kaldırdı. Evvelâ İtalyan el- çilerine dönuu: “— Pekâl, niz!” Dedi. Sonra gözleriyle üç el -| çinin uzaklaşıp gitmesini seyre | daldı. Onlar gözden kaybolduk-| tan sonra bize döndü. Gözleri | dolu dolu olmuştu: | “— Arkadaşlar! diye söze| başladı. Size çok fena bir haber | vermeğe mecbur — olduğumdan dolayı elem duyuyorum. Fakat vazifem bunu size bildirmek - tür.” Koca meydanda tıs işitilmi - yordu. Herkes öğreneceği fena haberin tahtı tesirinde müteellim bulunuyordu. Gözler yere dikil- Siz gidebilirsi - Enver paşa devam etti: “— Biraz evvel buraya geldik lerini gördüğünüz üç İtalyan el- bize hükümetimizin bir teb- liğini getirmiş bulunuyor. Bu tebliğe göre hükümetimiz İtal - yanlarla mütareke akdetmiş bu- lunmakta ve bize derhal muha - Başvekil Filof, ağlebi ihtimal mecliste Bulgaristanın siyaseti hakkında beyanatta bulunmuş . Kont Ciyano Viyanada masıl karşılandı? Viyana, 1 (aa) —D. N. B. bildiriyor: İtalyan hariciye nazı rı Kont Ciano bu sabah hususi trenle Viyanaya gelmiş ve İtal- yan ve Alman bayrakları ile süslenmiş olan istasyonda —Al- man hariciye nazırı Bay Von Ribbentrop tarafından karşılan- mıştır. İstasyonda selâm duran aske- Ti kıtayı teftişten sonra iki h: riciye nazırı otomobille Grand otele hareket etmişlerdir. Kont Ciano Viyanada«i ikameti e: sında bu otelde oturacaktır. Bulgar Başvekili bugün beya- natta bulunacak Sofya, 1 (a.3.) — D. N. B. Sobranya reisi B. Logofetof Sobranyayı pazar günü saat 16 da fevkalâde bir toplantya da- vet e vekilin bu top- tta bulunması Alman Ordusu! Bulgaristandan geçerse (Baş tarafı 1 inci de) man propaganda servislerince yayılan haberlerin derhal T Ajansı tarafından kat'i surett | tekzip edilmiş olması henüz h: tırlardan çıkmamış olsa g tir. Bütün bunlar hatırlandığı takdirde Sovyet Rusyanın böyle bir harekete pek de hareketsiz kalamıyacağı ve seyirci olamı - | yacağı kolayca anlaşılabilir | samayı kesmemizi bildirmekte - dir.” Hiç bir haber bize bu kadar tesir edemezdi. Gayri — ihtiyari hepimizin gözlerinden — yaşlar | boşandı. Enver paşa da, o koca kahraman da ağlıyor ve sesi tit- riyordu. Fakat niçin? Osmanlı hükü - meti niçin buna lüzum hisset - işti? Biz yenilmemiştik. Mağ - lüp olmamıştık. — Bilâkiş geçen bu kadar müddet zarfında İtal- yanlardan aldığımız ganimetler: le silâh, cephane ve her nevi malzemece zenginleşmiş ve ci - hadımıza bütün şimali Afrika- yı iştirak ettirmiştik. Mücahit- lerin sayısı pek fazla artmıştı. Hattâ yalmz şimali Afrikadan, yeden, çok 'ganistandan bile gelmişti. Ve bu akın önüne geçilmez bir şekilde artıyordu. Bu Luvvet müstev - li İtalyanları bir fare gibi tu - tundukları yerlerden kaçırmağa kifayet ederdi. Münasebet düşmüşken bura - da büyük Afganlı kahraman Ab Mısırdan, Sur Wunanmx dülkerim efendinin ismini hür - metle yadetmek isterim. Bu kah raman Türk oğlu Türk Bağdad- da topladığı 150 mücahidi bizle- | re katılmak üzere Abdülhakim | efendinin kumandasında yola çı karmış, fakat Mısırda bir Mücahitler rak tevkif Bağdada iade olunduklarından ancak 35 ki karargâhımıza muvasalât edehilmişti, Bu y bütün mücahede -| lerimize iştirak etmişler tlarım fec k rişlerdi. Muhasama Abdülhakim efen- | ten çel bittiği | hitlerin çoğu şehit korim - “ Yına geleceğim | ,, 12 — dinin kumandasında ancak dört kişi kalmıştı. Diğer kahraman - lar şahadet rütbesine nail oldu - lar. Geri kalan dört mücahit te yaralı olarak Türkiyeye döndü- t Abdülkerim efendinin Türk milletine yardımı bununla kal - mamış, umumi harpte de 150 Afganlı ile merhum Süleyman Askeri paşanın maiyetine ilti - hak etmiş, Basrada düşmanla girişilen muharebede müca - düştükten sonra kendisiyle birlikte yara - lanan 30 mücahit düşman tara- fından esir edilmişti. Beş buçuk sene Hindiçinide esaret hayatı yaşadıktan sonra Türkiyeye av- det etmiştir. Hâlâ Üskürdarda Çinili camiin müezzinliğinde ça- lışmaktadır. Sadede gelelim, Bundan dola- yı Osmanlı hükümetinin İtalyan larla mütareke akdetmesini bir türlü havsalamız almıyordua. İçi- mizdeki hayrete şimdi bir hid - det te karışmıştı. Bu Babrâli efendilerine karşı - kalbimizde bir kin ve,nefret hissi belirmiş- | ti Sonra aklımıza bir şey daha geldi. Sakın bu, düşman tara - fından yapılan bir oyun olma - sındı? Bizi iğfal etmek niyeti- | ni gütmesinlerdi? Enver paşanın yeniden söze | başlaması nazarları yeniden ora ya çekti. “— Hükümetin bu kararı ver| mesine sebep Balkan - harbinin| patlak vermek üzere olmasıdır. Düşmanlar şimdi de Bılkanlar. üzerinden yurdumuza - saldır - mak üzere bulunuyorlarmış. Bu yüzden ben ve arkadaşlarım det hal İstanbula dönmek meeburi-| yetinde bulunuyoruz. Fakat sev gili arkadaşlarım! Sizleri böyle yalnız bırakacak değilim. Babı - âli hükümeti İtalyanlarla müta- rekeyi kabul etmiştir.Fakat bu- nu biz kabul etmiyoruz. Siz bı da Mmücadeleye devam edecek siniz. Ben size ya kardeşimi, ya- hud da başka yakm bir arkada- şımı göndereceğim. O size yar - di lecek, mücadeleyi idare ve idan ecektir. İnşallah Bal kanlarda düşmanlarımızı defü tard ettikten sonra buraya yine döneceğim, O zam kadar | düşman kahredilmemiş olursa yeniden sizlere riyaset rek edi nih; t alebi yi kazanaca; (Arkası var) U olan kıraat ürlar — arasın ni olan tarzı ha| mem... demem Borsa hane: dan KIZ ru_,- am £i ç KS Aan af (Raş tarafı 1 inci de) taz bir seyirci kalabalığı huzu runda muvaffakiyetle tekrar © dilmiştir. San'at okulu — talebeleri - kış sezonuna tahsis edilen bu sefer- ki defilelerinde bilhassa kış ek biseleri, sokak, çay ve suare kı- yafetleri göstermişlerdir. 60 ka- dar talebe tarafından teşhir edi- len 40 Okadar kostümün cidden dil. at ve zevkle çalışılarak ydana getirilmiş oldukları idi. Talebeler- kapıdan gire rek yine onlar kadar güzel giy- miş ve aralarında İstanbulıtı maruf kadın ve erkek terzileri bulunan seyirciler önünden gec- mekte ve o turunu bitirmeden diğer manken arkadaşı Gsalona girmekte idi. Bu suretle — se- yirciler üç saat gibi uzun zir za- manı büyük bir alâka içinde ge çirmişlerdir. Ayrıca defile es- nasında salonda bir orkestra bulunmuş ve seyircilere yine mek tebin talebelerinin hazırladıklar rı pastalar ikram ediimiştir. Sipariş atölyesinin kıymetli gefi Semiha Avcının verdiği ma- lümata nazaran İstanbulun en iyi terzileri ayarında iş çıkaran sipariş atölyesine pek çok mü- racaatlar yapılmakta ve bunla- rm mühim bir kısmı sipariş faz lalığından dofayı kabul edile- memektedir. Müşterilerin bu te- hacümüne sebep te kâr gayesin- den tarnamen uzak olan atölye- nin yapılan siparişleri mükem- mel bir surette hazırlaması ve hariç terzilere nazaran bunları müşteriye yarı fiyatına mal ey- lemesidir. Mektebin Yyedi se- kiz yüz talebesi bulunmakta ve kayıt için müracaat miktarı her sene fevalâde artmaktadır. Dünkü defilede bilhassa na zarı dikkati celbeden cihet mek tebin idarecileri tarafından eski Türk motiflerinin stilize edile - rek kullanılması gibi çok isa - betli bir yol tutulmuş olmasıdır. Ayrıca sergide görülen nakış islerinin de çok san'atkârane bir şekilde hazırlanmış olması göze çarpmakta idi. Pek muvaffak olduğu şüphe- siz her ziyaretçi tarafından tes- lim edilen sergilerinden dolayı bu değerli okul idarecilerile genç ve san'atkâr talebesini teb- rik ederken gelecek - yıllar için de başarılar dileriz. Şehrin içinden Eyüp - Keresteciler otobüs seferleri kaldırılırsa ( Baştarafı 4 üncü sayfada ) eski bir söz var ise bilirsiniz o nu?. — Çocuklarm dilinden düş - mez idi; “çabalama kaptan ben gidemem.... Çabalama — kaptar ben gidemem!..” İşimiz yine bı vapurlara kalırsa, bu ahengi yi ne işiteceğiz demektil — Otobüs mü, vapur mu? — Azizim, eğer vapur yolcu nun işine daha elverişli olsaydı, herkes tabii olarak, vapura rağ: bet gösterirdi. Bugün bunun ak: sini gördüğümüze göre, demel ki halk için otobüs daha pra tik, daha elverişlidir: Bugün otu büsleri kaldırmak — halkın işine daha uygun bir vasıtayı elinden almak olmaz mı?... Bence, yar pılacak iş şudur: Otobüsler var: ken de halkı vapura çekmek ça relerini araştırmak ve bulmak. Bu yapılabiliyorsa, ne âlâ.. Yok: 8a Daha bir kaç kişiden aldığım cevaplar aşağı yukarı ayni me alde.. Matbaaya dönerken Ermeni vatandaşın tatlı şivesi kulakla - rımdi “Çabalama kaptan, ben gide - Çabalama kaptan ben gi- Recai SANAY Kıraathanesinde le her pazar saat 2 den 6 ya ilmiş bay Ve bayanlardan z heyetini dinlemek fırsatını kaçırmayınız. Ayrıca Kıynı &tü bestekâr Malatyalı FAHRİYİ öinliyeceksiniz

Bu sayıdan diğer sayfalar: