6 Mart 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

6 Mart 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ZN Teteddüt Edebiyatı T: hi,,ni yazan İSMAİL Yazan : Ruhi — Abdüllhak Hâmidin yüksek- liğini herkes bilir. Lâkin onun derinliğine ancak İsmail Habi- bin elini tutarak inilir!.. Hakikat. Ahmet Sünreyyanın bu teşhisinden sonra, herkes farkına vardı ki; İsmail Habib, | edebiyata hemen hemen Hümi-| din şerefine kapılmıştır. Onda H:ı idperestlik, vecitli bir iman| oki gibi, koyulup ağdalar- Mmiştu Her edebi sohbette - Hü- midden parçalar okur, şifr mev- | ireleri takrir eder - ve hepimizi| kendine hayran bırakır giderdi. | Onun yine sılaya geldiği bir yaz tatili idi. Edremitte Bvli- ya zade Necati Bey, Hersekli Ârif Hikmetin telmizlerinden müstantik Raşit Bey (Akşamcı| Kâzım ve Nüzım Şinasinin baba- ©) gibi zatlarla, geceleri bizim evde toplanır, edebi sohbetler| yapardık. Raşit Beyle gizlice bir kumpas kurduk; şu edebi-| yat muallimini iyiden iyiye im- tihandan geçirelim; — Acaba! dedik; İsmail Ha- bib, yalnız (Füzuli, Baki, Nef'i, Nedim, Şeyh Galib gibi) meş - kurları mı bellemiş te güzel ©- kuyup anlıyor? Yoksa her şüiri, bir hamlede, kavrıyabilecek ka- biliyette midir?! Aklımız sıra onun önüne ser- diğimiz (Nevres, Usuli, Cevri gibi) şöhretü ikinci, üyüncü de-| rece divanlar ile kendisini hap- tedecektik. Heyhat!. Karmakarı şık açtığımız her sahifeyi bülbül gibi okuyuverdi. Belli oldu ki Şiirin hem duyanmış, em duyu- ran, genişliğinde şerit İki gibi bir mukavva kestik. Açtı - Zımız divan sahifesinin baş tara fından yalnız bir çift muram tamamını açıkta bırakarak, şa- kulen o şeridi yapıştırıyor ve bövlelikle her mısram ikişer ü- çer kelimesini kapatıyorduk. Fa kat o; ilk beytin vezin ahensini yakalayınca — Şiirin — tamamını hiç irkilmeden, hiç vezin hatâ- B yapmadan ve asla manâ irti- batını bozmadan okuvup geçi - yordu. Şu tazyik ve tetkikteki kasdi - mize karşı, o; nervasızca mey - dan okumaz mı şimdi: — Bu, hazır basma kalıp eser ler üstünde, dedi; vezin meleke- si hakkivle anlaşılmaz. Haydi Bizinle mevzun konuşalım!. / Evvah... Biz haptolmuştuk.. $imdi de, takdir ve hürmetleri- üstüne başka bir şaşkınlık geldi: şiirin esas şartı sayılan a- henkte bu derece meharet sahi- bi olduğu halde.. Ne diye hoca- hkta kalıyor? Ne diye şairlik etmiyor?! Su hayret ve taaccü- bümüzün düğümünü yine kendi- Si çözd — Gerçi, dedi; gürin -şartı olmaktan zivade- vasfı olan a- hengi, vezin temin eder. Vezin ise çalışmakla öğrenilebilir. Am- ma şiir söylemek için yine şair | doğmak, vine şair olmak lâzım. Ben şair değilim. Yalnız, edebi - yatla uğraşıyorum. O kadar... Bakmız şu kuru divanlara bir kere! Bunların şiire benziyen tarafları, mevzun - olmalarından ibaret değil mi? İşte, şair olm- yanlar; böyle yavan taklitler - den başka mahsul veremezler! Ben İsmail Habible, en çok İz- mirde haşır neşir oldum. Yunan işgali altında daralp bumalan ruhlarımız; edebiyatın engin ha ,—-——. Yeni Sabatı ABONE BEDELİ Türkiye — Benebi SENELİK — 1400 Kogı 2700 <rş. BAYLIK — 400 » 800 » TAYLIK — 150 » 300 » SAYLIK — 750 » 1460 » © Mart 1T81 PERŞEMBE 7 Seter 1860 21 Şubat 1366 Gün 61, Ay 8 Yal : 941 - Kasım 110 Güneş Öğle — İkkindi D4 — 621 933 — Ezani 628 — 1226 — 15.38 — Vasati Akşam — Yataı İmsak 1200 — 130 — 1048 — Ezanl 1805 — 10.28 4.50 — Vasati DİKKAT «€Yeni Sabah» a gönderilen yazılar ve evrak neşredilsin edilmesin lada elunmaz ve buaların kaybolmaların. | Mmanasiyle ne 'dan dolayı hiç bir. mesuliyet — kabadi) meşhur edp | HABİP | | yasından olsun biraz nefeslenip teselli bulmak, biraz açılıp avun- mak istiyordu. Bu ihtiyaç yalnız bizim de î , bütün İzmirlilerin başındaydı. Her sınıf, küçük küçük gurup - || lar teşkil ederek bu ruh ihtiya- | €mi tatnine, bu ruk wt rabını | teskine çalışıyordu. Nitekim li- | Be —muallimleri de haftada bir | toplanır, mesleki kanferanslar | tertip ederdi. Ara sıra, daha ge- niş mikyasta, mektep müsame - releri hazırlanırdı. İrfan âlemin- deki bu çeşit toplantılarda İs - mail Habibin hürmetlice bir mev kü vardı. O mustarib fakat sa - mimi muhitte beni hiç yanın - dan ayırmazdı. Benim için, bü- tün aşinalarına karşı: — Beni, Ruhf Nacinin hem- gehrisidir diye edebiyat mual - Hmi yaptılar!. Derdi. Halbuki hakikatte hemşehriliğimiz; ona Geğil, bana bir gevef sermayesi olabilirdi. Hemşehrim İsmail Habib; mu allimliği müddetince, edebiyata aid bir hayli tetkikler yapmış, kıymetli notlar - toplamıştı. Ben © müsveddeleri İasmen o tarihlerde görmüş ve okuyup istifade etmiştim. Sonra (Türk Teceddüd Edebiyatı (Tarihi) ni bastırıp çıkardığı vakit, o emek- lerin ne maksadla çekilmiş oldu- | ğunu anladım. Onu; mualifmlikten muharrir- | liğe atlayıverecek diye, rahmetli Moarif Vekili Vasıf Çınar -içten içe- kıskanırdı. Bu ateşin ilk kı- valcımı, merhumun gönlüne, mü- | cadele yıllarında Bahkesirde çı- karılan (İzmire Doğru!..) gaze- tesinde sıçramıştı. Bunun için- dir ki Vasıf ve Necati Beyler| Maarif Vekili oldukları müddet- | çe bizim İsmail Habibi lıtanhuı-w la sokmadılar. Hattâ bir ara onun İstanbul- da bir muallimlik alması, ayni zamanda matbuatta çalışması | | tasmim edilmişken.. Vekület, o- nu Edirne Maarif Müdürlüğüne kaydırmış sonra da maarif e- | minliği ile daha uzaklara yoll- | yarak idarf mesguliyetlerle ve zahiren şerefli firmalarla oyala- | miş durmuşta. Onun kalem tutan — elindeki, | laf söylüyen dilindeki füsunlu kudreti, önceleri, yalnız yakın dostları bilindi. Fakat ilk ve mü him eseri olan (Türk Teceddüd| Edebiyatı Tarihi) çılınca ismini hemen bir göhret hâlesi kuşatıp süsledi. Şimdi artık herkes biliyor ki..| Onun üslübu; güzelliğe karşı in- | e Banda temaşa hırsı uyandıran yarı şeffaf bir gaze gibidir. Al- tındaki cisim; hem açık bir ip- tizalden kacıp saklanmışa, hem kapalı bir ihmalden sıkılp ba - yılmışa benziyor. Sanki vaşmak- İl bir tebessüm... Faltat çakır ke | yif müstağni bir fahişenin kızıl | çehresi değil, masumiyetin sev da hevecaniyle penbeleşen © siması!... Mensur gür yazılabileceği Bize ük önce, Halid Ziva gös -| termişti. Şiirle ilim yapıabile -| ceğine de, ilk örneği İsmail Ha- bib verdi. O; bütün şairlerimi- zi, nasirlerimizi -birer bebek g bi- vitrine doldurmuş teshir ederken.. Gördük ki sevilenler örselenmeden yükseklere takıl - mış, beğenilmiyenler ise, hırpa- lanmadan yerlere atılmış, Böy -| le incitmeden asmak, tepeleme -| den basmak az hüner mi? Hele -Orhan Seyfinin çıkar - dığ- Güneş mecmuasında, bu e-| seri münasebetiyle, Cenap Şeh< bettin merburla vaptığı müna kaşa... Hem lügat, hem 1stılah kadar — edibana idi!? Gerçi öfke boşaltmak için, her ikisi de olanca giddet ve kud retleriyle birbirlerine hücumlar | yaptı. Fakat yine ikisi de | keti ve nezaheti elden bırak wı dı. Yani: Apasça dövüşmediler, w yiğitçe güleştiler... Buhi Naci Sağdıç l AAAARAAMAARARARMAMANA Bir yankesici mahküm î oldu | 'Tahtakalede Ahmedin cehin-| den para çantasını alıp kaçar -| ken yakalanan Niyazi Darılma dün Sultanahmet birimci sulh ceza mahkemesinde edilmiş ve suçu sabit gi Bay 26 gün hapsine ve derhal AARA brwer e llkalilin. —e SI DİYOR | Makara ihtikârını ı | | tipi ayakkabıları yapabilecek - | derini ve Bunları gayet ucuza satabileceklerini — vüdetmişler- di. nasıl mek mümkündür Memleketimizde raği ren tüfenk markalı ön! makine makarası bir takım açıkgöa - lerin fahiş kazanç yolu olmuş- || tur. Şöyle ki tüccarların de- posundan düzinesini 85 ku ruşa aldıkları makarayı hükü- İ metin kovduğu kazanç nishe- i tini az bularak mallarımı ayak satıcılarına 120 kuruştan giz- li olarak satryorlar. Bunlar da bu makaraları toptan ve pe - | rakende beherini 12,5 ile 15 ku ruş arasında satıyorlar ve böy-) | lelikle memlekette bir maka- ra buhranı yaratıyorlar. Müş- eri her hangi dükkân ve ma- zada makara bulamayınca bunların elinde bulunca pa- hahlığına bakmıyarak alıyor- lar. İstanbukla düzinesi 150 kuruştan a'ınan bir makaranır| taşrada kaça satılacağını he- sap ediniz. Taşradan gelen cs- naf makara deposunun yerini bilmiyor değil, biliyor; fakat vermiyorlar. Sizin memleke - te makara posta ile göndere - ceğiz divorlar ve böylelikle başlarından savıyorlar. Mak- satları bu müşterileri maka - rasız bırakarak yüksek - fiyat ile makara almıya icbar et - mektir. Mezkür makaranın pa- halr satılmasmın diğer bir se- behi de ikinci derecede — olan diğer bir makaranım bundan pahalı satılmasıdır. Tüfenkli makaraya 8 kuruş narh kon- duğu halde ikinci derece olan bu makara 10 kuruştan satı- hyor. Bunların aralarında bir nisbet otmalıdır. İvisi daha na- hah olmalıdır. Makara tevzia- tında başka Bir vol bulunma - hdır, Artık tüccarın ihtikâr yaptığı anlaşılmıştır. Bende - nizce şiddetli ceza bunları kor- kutmamıştır. Makara - tev - züni hayar cemiyetlerine, halk fırkasına bırakmalıyız. Bun - larm memleketin her tarafın- da geniş teşkilâtı olduğuna göre bu işi bir tüccardan ve dükkâncıdan daha iyi göre - ceklerdir. Ve bu suretle de kim, genin ihtikâr yapmasına moy- dan verilmemiş olacaktır. Za- ten bir çok cemiyetler bu işi yapmaktadır. Terziler cemi- yeti, veremlileri himaye ce - Miyeti, alay kumandanlıkları tarafından bir çokları mü - racaat ederek alıp dağıtıyor- lar. Bu işi umumileştirerek daha iyi yapabiliriz. Yukarıda bildirdiğimiz yok suzlukların - kaldırılması için muhterem - (Yeni Sabah) n tavassutumu rica ederim. İmza mahfuzdur. İKTİSAD Halk tipi ayakkabı çok ucuz olacak Bugün İstanbul — Ticaret ve Sanayi Odası salonlarında kun- duracıların iştiraki ile bir top - lantı yapılacaktır. Bu toplantı- da, Kunduracılar Cemiyeti ta - rafından yapılan halk tipi ayak kabı nümtmeleri üzerinde gö-| —meler cereyan edecektir. Ma> Iüm olduğu üzere kunduracılar, fiyat mürakabe bürosuna, halk Kadin, erkek ve çocuk ayak- kabısı olmak üzere hazırlanma- sına başlanan ayakkabı nümu-| nelerinin ikmal edildiği haber a- bnmıştır. Bu kunduraların zami 5 Hiraya kadar satılabile- ceği öğrenilmiştir. Zeytinyağı kontrolüne başlandı Fiyat mürakabe bürosu me- murları, gelirin muhtelif semt- lerinde sade ve zeytinyağı kont- rollerine başlamıştır. Bu mad- delerin, muhtelif semtlerde ev- velce konulan narh haricinde ve yüksek — fiyatlarla — satıldığını baber alan büro, memurlarını vaziyeti tetkike ve icap ederse ihtikâr cürmümeşhutları — yap- mağa memur etmiğtir. a- | Üsküdar ve Beyazıt â B Hü Xı w Kal mğm Gümrüklerde 2200 kilo | kahve Gümrüklerde 2270 çuval kah- veden maada ayrıca 2200 — ki- lo sahipsiz kahvede vardır. varmış mallar gibi, bu kah enret — Vel icap etmektedir dej hveleri de Ti- oyması nin ah leı' olamayaca; | rafından & len bodrum katlarındaki yerle - rin sahipleri tarafından erzak şeklinde kul-| lanıldıkları görülmüştür. Hal -| buki bu verilen kararlara mu- haliftir. Bingenaleyh ev sahiple- | l"fl“'lül.u.h'n kı gı bildirildi sımalarda bina sahipleri ta- ığınak olarak posu ve Bsaire gösteri- Gümrükler — Başmüdürlüğü, indleiç zall ü rine bu yerlerin tahliyesi bildi- | bu sahipsiz kahveleri, kanunu | mî’m’ '_IA: Haa h:_’f] V"";*I rilmiştir. | m;ı)'ı—îuvsum:,!m;ıl(îıu nî;n;w_ub Talımuye tanislan tü ıı& Dünk, vıh-wzca_t yarım ;îz ']:’_“"*i*n'"b_ ';“’ :"; i&n" fazlaya satılması ihtimali karşı- | milyon lira mk" Ça Cü İN ““î“* lLın her | #inda ve elde mevcut kararna- Dün de yarım milyon liraya l ml':“y“d' îı “"]( 'l:ı' ol €T | meye tet n bu kahve satışı-| yakın ihracat yapılmıştır. Dün mal gibi bu 2A0 *'. Ha e | Tn dürdürülmasını istemiş ve| Saat 16,30 a kadar Ticaret O-| "'"b'm'l":m"r'"ftî'ı"f “ı""b meüzayededen vaz geçmiştir. dasından menşe şahadetnamesi Vei YEĞORE SYA Çiğer YÜRE ü istenen ihracat emtiasının tutar | leceği tahmin edilmektedir Gümrüklerde sahipsiz 2200 n | * ı 450 bin lira idi. Bu ihracat cs- Bundan: başka, evvelce kabul aT HN nasında Almanyaya 150 bin İı—| edilen bir kararnameye göre, | tarafından idhal edilerek satıla- —— y) y DA Ko gümrülklerdeki bütün sıhıp!lz cağı anlaşılmaktadır. yon eÜ İlyaya umî ; Hollandaya, kuru üzüm, h ihran î M b k avyaya kendir tohumu, Aimanyaya ihracat Müra kabe komisyonu Tz a n : tü iliğünü Tet ticaret mü- Mıntak Almanyaya ihr: milyon lirabık eşyanın tevzü için bir müddet evvel Ticaret Oda- sında bir toplandı yapılmış ve tevziat listesi hazırlanarak — Ti- caret Vekâletine gönderilmişti. Vekâletin bu listeyi tasdik etti- ği haber verilmektedir. Bundan başka, ayni konten- Jan dahilinde Almanyaya sat- lacak birlik mevzuatı haricin - deki malların tevziatı için de bazırlıklar yapılmaktadır. Dün öğleden evvel, Mıntaka Ticaret” Müdürlüğünde yapılan bir toplantıda, bu mallardan ne | mıktarın, hângi firmaya dyrıla- $ ve bir zarlanan bu liste de, tasdik mak | sadı ile Ticaret Vekületine gön- derilmiştir. Bu malların — başlı- cası balmumu, kuşyemi, — kuzu derisidir. Diğer taraftan — sehrimizde bulunan — Alman mevzuubahis maddelerin biran evvel Almanyaya ihracı için te- gebbüslerde bulunmaktadırlar. İş Bankası gişelee'hın muamele * mümessilleri, Türkiye İş Bankası Müdüriyetânden : Bankamız İstanbul, Beyoğlu, şubeleriyle A Ş. Galata, Kadıköy, ajansları- mızin gişelerinin 10 Mart 1441 pazartesi gününden itibaren a- | #ağıdaki saatlerde açık buluna- eağını mühterem müşterileri - mize arzederiz. Her gün: 9.30 - 12 — L) 30 - 16. Cumartesi günleri - 11,30. ADLİYE: Azgın bir manda Kesimlik olup — mezbahaya götürülmek üzere Iüminönünden geçirilen azgım bir manda bir- denbire halka hücum başlamış ve Mehinet U sak adinda iki şahsı boy mak suretiyle muhtelif yerle - rinden yaralamıştır. — Yaralılar hastahaneye kaldırılmış - ve az- gin manda - öldürülmüştür. Arkadaşının başını — | yaran çocuk Fatihte Karagümrükte — otu- ran 13 yaşındaki Fehmi, oy makta oldukları sırada arkı on bir yaşındaki Tahsinin gı yarmış ve ya ıştır. . Bir çocuğa atomeabil 1-| ba- alan çarptı Ömerin idaresindeki 1639 sa- yılı taksi köprüden geçerklen 10 yaşındaki Sait Hrgine çarp- miş ve yaralanmasına sebep ol-| muştur. Şeför yakalanmış, ço- €uk hastahaneye kaldırılmıstır. Peynir stoklarından ; Fi leyli mekteplerin ihtiyacımı kapatacak Peynir bulamıyan leylt mek- care bü- tepler, bu vaziyete bir kınması için dün beledi' ziyeti peynir stoklarını tespit e- den fiyat mürakabe komisyo - nuna bildirmiş, komisyon da bu Belediyenin verdiği karara kallmenl” Zati ” sömek | — Te C nazaran francelâ, ekmek, çav- mekteplerin — peynir ilhtiyacını 30 y . l h ui çamiğlir, | GY Hai gb e simitten A karar vevmiştir. | »— . her türlü unlu gıda mad- SA Altın yüksekliğini mu- hafaza ediyer Balkanlardaki son vaziyetler dolayısiyle altın fiyatlğrında, Bissedilir derecede, bir yükzel lik başlamıştı. Altın yüksekliğini muhufaz dir. Dün de bir altınn 23 lira 80 kuruş idi. fiyatı gll lâki gecitecek mi?. Misır çarşısında dülektânların | istimlâk musmelelerine devam olunmaktadır, yalnız burada da 50 kadar dükkân sahibi lan fiyatlara itiraz ederek açmışlardır. Bu itü bitmiştir. Demirler — Köstence lâkleri biraz geçiktireceği an- | yoluyla Macaristana sevkedile - cektir. laşılmaktadır. l j Yarım on İiralığa ? ceza yan- Dün düördüncü malhikemesinde yeni ilik — va raliye vir mesi yapıldı jiletle — kesilme hâdisenin faili pe etile kaptırmış ve burada teli tek duran rdan an mahir olan Cici Mahizemi meye ve davı lunan manın ci me lar cili: şöyle kendisir Bir mü Vevmişt ian v bir beş liralık mekte olan bir tram Bvvelki gün » vacı Osmanın ceketi yankesici de bütün tükel olacak Li elinde baş vurmu nın her tar: landığı lanılacaktır. için 25 çuval un almış Galatada bir ekmek çıkarılmıştır. Ay- k kontrollerine de de- vam olunmaktadır. farındı Miswçarşısının istim- | rıca el pik demirin ihi yakala tutar fiyatıı tana zeytin, Rumanyaya zeytin, balmumu, İsviçreye muhtelif küspeler, Norveçe ham afyon, | listine lükerda satılmıştır . Dünkü. ihracatın en —mühim| saade #lacaklar deleri için ekstra ekstra un kul- | tra un kulla - belediyden müsaade | Selediye tecrübeler ti çuval unla Macaristana demir gönderilecek Karabük demir ve çelik fab- rikaları mamulâtından 100 ton hazırlıkları ndı! CAT ralarını pantalonun n yarısı | n lan yanım c Banka lira mukabi y sonra linde değişmeyi düşünmüş ve n farlana varan Os a anl: ada; ci nia paraları alındıktar İayı gişe bu müracaati hi içindeki bütün evvak ve geciktirerek polisi habe yet cüzdanile bi etmiş ve yavım on liralı ni görn ren 1 yakala ı dan polisi ha teşhisde bünün m yapılan tahkikatta bu - kesici Cici Celâl olduğu anla - Tin Kumkapı - pöstehanesinin — şılmıştır posta kutusuna atılmış olduğu Polisçe yapılan — ille sorguda ve posta müdürünün de bu her iki cürmü de itiraf ceden cüzdanı içinde bulunduğu adve- suçlu dün dürdüncü asliye ce- ge gördermiş olduğunu öğren- zaya verilmiştir. Ve duruş mişlerdir. yı mütcakıb tevkif olunm Bu suretle tahkikat tevgi e- tur. Muhakeme şehitlerin celbi diledursun; bundan birkaç gün — için Daşka bir güne bırakılmış- evvel Çargıkapıdan — Sirkeciye tır. | z : | l ğı Merkez tazafı, Türk mallarının dünya -| dan taleple karşı | mı tebarüz ettirmesidir. Buzla ve Buzdağ- larile mücadele Sicak yaz günlerinde aradığımız buzun bir takım mahzüur u tehlikeleri — vardır. — Kaşin arı patlatır, duvarları yıkar, nehirleri, gölleri ve hattâ küçük denizlerde t en teh- uz - dağlarıdır. ler Buz ya dinamitle patlatılır. veya hararetle eritlir. v yevt delerle parçalanır cle çabuk tesir eden, emin, kuvvetli ve Mmazrafsız urulü bulmaktır. Koskoca buz dağını eritmek için icap cdem harareti bulmak hem fiziki ve hem de ikümadi bakımdan imkâns dür. Hararetin mahdüud, fakat mal rane bir surette tatbikile bazı nokta- larda iyi meticeler imkânı vardır. Bir çok fizikçiler her senı lara bir çok zararı dokunmakta him- röşe keşifle Bu keşiflerden bi tedil masrafla kullanılabilmesidir. Termit alüminyum madeninin tozile demir oksidinden müvekkep bir man Tüttar. Münasip surette iştıni ettiri- Tirse şiddetli Bir reaksiyonla — pek yüksek sübmnet hasıl eder ve çeliği mayi Haline getirebilir. İstanbullular Termiti bilirler, Tramvay idaresi ayların uçlarımı Termitle kaynatır. Bu erimiş çelikte husıl olan enerji- | den mütevellit şanlar buzun bir kaç metre içerisine nüfuz edebilir. Bayaz derecedeki çeliğin buz üzerine - tesiri pek dikkate şayandır. Bu şuslar sü- yun sulb halini teşkil eden buzu der hal hidrojen Ve oksijenle ayırır ve Şiddetli bir patlama fN vukua ge- lir. Halbuki aslında patlayıcı bir mad de olmiyan termit gayet emim — Bir cisimdir. Patlamır tesirile parçalanıp eriycn buz teşekkül eden kanallardan akar- ken hararet şumları ve patlama tesi- rile teşekkül etmiş olan buz parça- larırı süpürüp götürür, —Bu Sucetle irlerdeki büyük buz parçaları ve ya denizlerdeki buz dağları güyet küçük parçalara ayrılır. ve tehlikesi kalmamış olur. Bu üsülle buz. dağlarına ilk defa 1925 şubatında hücum edilmişti. Her biri 40 kilogram ağırlığındaki üç termit bombasile St. Lawrence neht rindeki 250000 tonluk buz bir kaç saatte parçalarımıştı. Bundan sonra Nevyork civarındaki Ozaden- burgda bir milyon tonlük buz dağı her biri 40 kilogramlık iki termit bambasile dokuz saatte parçalanmış- & Kanadada Ontario gölündeki satıh mesahası 850 metre murabbar ve ka- lınlığı 3 metre kütlesi 10 kilogramlık - bü bombasile — parçalanmıştı. yerlerde tatbik edilen tecrübelerin nuvatfakiyetle neticelendiği lünce buz dağlarına hücum edi üzün güneş buzlar dağ üzerinde akıyor ve gece- leyin bu sular dönüyor. Buz düğ- ları sabahleyin güneş doğduğu za- alaniyorlar, Bu- tecrül saları gibi kuvvetli leyin bu sular donüyor. Bu: larının - parçalanabilmesi — imi göstermiştir. İlk tecrübeler 1926 da tatbik edil- i satıh n netre olan ve netre ile 30 metre an bir buz dağını Si konmuştu. Bu. bomba pal ti zamı n şülelerin - kırk me adar yükseldiği ve patlama fiT den buzün parçalandı. İ- Sert buzla temasta bulur idet- I4 hararet membar bi n bir sühunet dal, u her tarafta ç ti. Bu çatlımra Hü — bütün de Ertesi sabah kun gelmiştir. Biraz d içinin — çöktü 1 günü çatlaman in görülmüş ve b e biri: kopmuştu. omba, konmi z dağinı daha b 4 parça parça olacağ koktı. Bombayı — büz içinde kmakla tesirin düha - farla olacağı aşikârdır. Sodyum klarürü, kalsiyum k Tü, kalsiyum karbidi, sulfrik hidiee Buzu — par husi abilecel çakılın bu 'ar. Bunları kalsiyüm v ntf Ko Y de) dümdur. Curut, kum ve hususta faldı

Bu sayıdan diğer sayfalar: