7 Nisan 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

7 Nisan 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KELTNEAR AA DG DA A LA HĞND MA SÜĞĞN ZAKEZLAR DG ü —asiaksi İT ae Adah, » Adalı, Hayatında Bu kadar &- kmemişti. Duyduğu haddi ve hesabı yolitu. kendisini mas- çe Ad adan Çü ük Molla, ylemişti. , Möllânin sön ayak lak kemanesi: Adalıyı'deli diva- ne eyle Ne çapramı, ne ke- Mmanesi, ne dalgısı hiçi bir-şeyi püra etmemişti. Adslı, bu 'sefer gölk emin ol- Gduğu ve yağ güraşinde fevkalö- | de garantili olan — kurtkapanına | almağı kurdu. Adölı, hüsinin he yapm ya-! Pip tekvar bistırasaktı. Zaten, | ayaklar Mollaya- güreş- uydu-| ramıyordu. - Tersigeliyordu. — | Molla kolpölürme devam edi- | yordu. Sağlı, solltr'el ense ve iç| tırpanlariyle hasnın: dağttmağa galışıyordu. Molla, dâha çaprazlarına fa- Jan baştamamıştı. Birraralık, A- dalı, olanca hızıyla »Mollaya di. . Adah, cantm dişine takmıştı. Mollayı ne yepıp yapıp bastıra- caktı. Hakikaten de bir çapraz | sıyırmasiyle basmını çengelleyip altma aldı. Molla, alta düşmüştü. — Tetik dürüyordu. Sağayağmı Gikmiş, Bol ayağı üzerine oturmuştu . Bu ço kaçıl bir hareketti, Tama, 'Adalının istediği vaziyetti. Adalı Halil, hasmmın bu du- Tuşundan istifade ederek bir - den bire üzerine çullaadı. Has - manm koların, köllariyle — çır- parak kurtkapanına girdi. z . Adalımımn yüz otuz ekitalılt göv- (desi Möllanm sırtına — binmişti. Mollayı uzattı. $ zan tek elini alttan alarak “gırt - “daklamağa bağladı. Hem eziyar “ve hem de ters çevirip mrt üstü! getirmeğe çalışıyordu. Adalı, hasmımı ezmek-ve kar- mak için Tırsalı buldum'zanne - “Giyordu. Küçücük Mollanın kurt kaparından kalkmasma imkâu Moölla, boyunduruldlara, ke- “meanelere, çaprazlara birer mu- dkabil oyun bulmuaştu. Pakat, “kurtkapamı — gibi her — taraftan bağlanan bir oyuma nasil muka- bele bulsbilecekti. Adah, bu oyanundan yüzde | Şüz emindi. Pakat Molla bu.. O-| mun dağarcığında nesaçmazlar vardı? Neler — vardi? 8 güreşinde ne ka-| Gar kurtalmaz oyunlar — varsa| ber birine bir mukahil icat et- mişti. Mölla, yağ güreşinde ne ka - “dar ezici oyunlar varse, onlura Amukabil daha müsesir ve daha | ikat'i neticeli, manivclâlı oyunlar icat-etmişti. Molin, bütün — müşkdil: zaman- Marmda gantasında bulunan bu | oyunlariyle kendisini kurtamr ve dü. Binaenaleyi: Mollanın qımu-1 “anda, kertkapanma — mukabil yakası açılmamış —owin vandı. Bu, oyunu, Üsküp güreşinde tat-| bik etmişti. İhtiyar Cazgır, Mollanın bazı soyunlarını ve açmazlarını ıeı—4 mişti. Bunları bildiği için, Mol-| la, sikıntıya girdiği zaman hiç| "te telâş etmiyordu. Müsabakamız hakkında Resimli bahar müsabaka- mızın son parçası dünkü nüs- hamızda intişar etmekle re- sim meşri hitama ermiş bu- lunmaktadır. Şimdi elinizde bulunan 40 parçayı yanyann getirerek heyeti umumiyesin- den tek bir resim vücude ge- tirecek ve bumu nisan sonuna kadar gazetemiz “müsababu- ka memurluğu,, adresine gön- dereceksiniz. Bunu doğru ola- rak yapabilen 500 okuyucu - muza Jistesini evvelce neşret- tiğimiz. kıvmetli — hediyeleri | | Ve; bu oyündan | vraslu kaybedilmiş oldu. Sarı - Si îl’ Mollayı bir kuvvetli baüstitip 4 heyöcana Adahlı gibi adamın yandan kürtulmak kotay d di Zavallı büzüldükçe baba, izti duyu: masıl Olup ta kürtulabileceğini düşümüyor - İ du, İhtiyar Cazgır, sükün içinde idi. Biç heyecanı yöktu. 1 oğlu Koca İbrahimle Kel d gözlerini — meydana dilbkatle balıyorlardı. Bir saralık Kel Aliço, Kavas oğluna dönerek: | K yeği? . Deyince, Kavasoğlu - İhmahimı gülerek : iğlez G be aa maml, görüyerem yorum — kapanı!. en de öyle görüyarum A- Nço be! Domişti. Mollanın babası, te- Yâçta İhtiyar Cazgırın sü- kün içinde bulumuçu onu hüyre- te düşümtüştü. Cazgır, babanın telâşinı gö-| Tünce onar tesöllir ötmek için: — Beybaba, ne oluyorsun ge- 1o? Pelüşlanma!, —" Aydi, nasil tötüşlammryar yım? Görmüyermusun? Milli küüme maçlarına dün Be- ; şiktaş Şeref stadında kalabalık bir seyirci kütlesi önünde devam edildi. İlk müsabaka İstanbul - sporla Demirspor arasında yapıl dı. Çok - enerjik bir -oyunıçıka -< ran BDemirsporlular ancak ilk haftaym yedikleri tek göllemsaha dan maglüp ayrıldilar. TTARIMLAR: İstanbulspor: Nevzat; Sefer, Hayri, Muzafler, Tark, Celâl; Nizamettin, Katir, “Mükerrem, Cihat, İsmet. Demirspor: Abdülkadir; Men- nan, Nuri; İbrahim, Wahri, Ce- 1â); İakender, İsmail, Zeynel, Be- mih, Muvad. H..kem, Ahmed Adem. Oyuna İstanânlspor başladı ve | hemen Demirspor-sahasına uyn— nun merkez sikletini intikal et - tindiler. nadın çok konkak, İsmetin ilsiz, Mükerremain de atak oyonları yüzünden bir ce almamıyardu. Hak- gol olacak zannc- <ülen iki miğhtim pozisyomla hu a- yahlların ciddi tazyikı ancak 29. ni gösterdi. | Kadir Cihadın yolladığı bir ara| 1 güzel bir şeltilile istimal ederek gelü yaptı. Bu aayı De - mirsporu harekete getirdi. O - yunün san dakikalarını hâki, aynamalarına. neğmen -onlar da | gol çıkaramadtlar. Bu şekilde| devre 1 - 0 İstanbulsporun Jehi-| me bitti. Bu devrede müteaddit defalar Mükerrom sakatlanarak | Babalamayrıldı İkinci devneve Deminsporlu - lar başladılar. Misafirle larmda ufak bir tadilât yaparak İskenderi sağ içe almaşlardı. Bu değişiklik biraz tesiriwi divve illk beş dakika Fakisehirli- | ler ciddi bir şekikle hasuularını tahdit ettiler. | — Beşinci dakikadan sonra açı - lan ve'hicuma geçen İstanhul - sporlular şanssızlılıtan — bir çok gellerkaçırdılar. Buzon direğe bazan da rakiplerime çarptırdık- | ları taplar bir türlü kaleve girme | di. 10*umcu dekikada kasdi hare | ketlerinden dolayı Nizameddinle Celâli hakem oyundan çıkardı. Sarı -Siyahlıların irstünlüğü her an şiddetlenerek devam etmesi - ne rağmen acelederi bir gtm ev- velki >—yorpunluktan —mütevellit gayrçıkarılması kabil olmuyor - du, — Usta, nasıl görüyensun gü-| & İ ötlerini bak'nerelerine götürü - SPOR garpama n e Dünkü MWlH Küme Maçları Bin ll ddi çe İstanbulspor Demirsporu, Beşiktaş da Gençierbirliğini mağlup etliler | osatı kaçırırken bir anda Oyunun sonlarına doğru hâki- kürt kapanı n çıkacak | | n E a — Hay Allah razı olsun sen- den.. demak, Molla, kurtulabi- lecek . Bem kurtulacak, hem deevvel Allah Adalıyı bir| ltına alacak.. ma nasıl manabili - dlur mu? abirl ol.. âlâp et,'bak Böyle manevra | n oyumunu kadar şimdiye gördün wi Dedi. Cazgırm Jâlfi henüz bitmişti. Mollanın kolunu hasmına kürta, rarak kendi altına aldığı görül. dü. Ve, ellerini kendi kasıklarına doğru götürüyordu. Cazgar, Mollanın harekete ve manevraya başladığmı görün- cebabaya dönerek: — Dikkat et, beyhaha.. — Ne oluyor? — Görmüyor musun Molla, yor? — Ondan'ne çıkar? Daha yapıyor.. Hasmına meydan bira- kıyor.. nn (Arkası var) miyetlerini büsbütün artlıran Sarı - Siyaklılar Demirspor ka- lesinden eksilmez oldular. Bü- tün gayretler ne çare ki boşuma neticeleniyor. Santrehaf Tarılcın birden ve kısa paslar Bücumu ortadan desteklemesi şanssızlık- 'tan golle neticelenemiyordu. Ma- çırıson dakikalarında Demirspor lvlar büyük bir ga vet sarfile İs- tanbulspor tazyikinden kurtul - mak ve hasımlartmın sahasına yerleşmek istidadını gü kınlarım erübe ettiler. Fakat bunlar du netice vermedi ve ©- yun 1 - O İstanbulsporun. galibi- yeti ilesona erdi. İkinci karşılaşma Beşiktaşla Gençlerbirliği arasında oldu. TAKIMLAR: Beşiktaş: Mehmet Ali; Yavuz, Feyzi. Ahmet. Halil, Yani, Şük- rü, Haklıı Mehmet, f)v—"r, Halit, Kesfi, Se- lim, Rıza, Ali, Mustafa, Suat. Hakem Samih Oyuna Beşiktaş başladı ve he-| men bir favul kazandı. ivâktin bu vuruştan istifade edilemedi. Fey- in ava sıra Mehmet Aliye Zzumsuz pasları az kalsın - gole mal oluyordu. İlk beş dakikalık takımların birbirinin denemesi 6 ncı dakikadun itibaren hâkimi yet ibresini Beşiktaş lehine çe virmişti. Halil ve Hakkı mühim iki fır- sola geçirdikleri topla hücuma kal « kan Ankaralılar Mehmet Alinin hatasından istifade ile ilk golü yaptılar. Selim ayağına gelen topu ha- fifçe itmek suretile takımımı ga- lip vaziyete getirdi. 1 -0 ilk mağ lübiyeti Beşiktaşı büyük bir & nerji sarfına mechur etti Hakkının müdafiler arasından gıyrılarak yaptığı atak mesafe takımın gerisini karmakarışık itti. Bu arada Keşfi ters bir vu- ruşla kendi kalesine ilk golü yap- tı. Bu gölden hemen - iki dakika sonra da Eşref şandellediği topu içeri soktu. Vaziyeti 1 olunca Beşiktaşlılar büsbütün sahlan - rakiplerinin kale: h yerleştiler. Şakirin we ün , çok fema bir günle - Tinde-olmaları her ân gol olmak ihtimalini azaltıyordu. Serefin yerden ve-güzel bir pası Hakkıya, fırsat oldu. Fakat Gencler müdafaarının hatasını hakem penaltı ile tec -| (Sonu; sahife 6, Bütun 1 de) | hakika, İngiliz diplomasisi, a: ABAH Hıdeıııı haı P beyamı.amcs: tarafı 1 Mcl eayfada) n Milleti, İngili: nn fethine çıkahberi, Avrup: empesyalizini — düny milletlariai daimı mi Yü süret siflatmağı İn Ilere, bu sur rken, çok defa, mem-| Teketlerini dünya- tahakkümünü asının | dAf eden — İngilt ernr acak derecede körüne ahilâksız devlet adanı rı ve halk hatipleri bulm v| Asırlardanberi, yülesek yahudi rmayecileri, İngilterenin yap-| tiğı bu fütühat rplarımın en| büyük müteneffii — olu | zükmüştür. Demokrasi m: altında hareket eden bu empot yalizm ve kapitalizm — svik: dünyaya ve bilhassa Avrtp: sayısız — ihtilâtlar — retirmisi Bu kuvvetler, 1914 de, eski / manzyaya hücuma ve kendisini mücadeleye icbara muvaffak olmuşlardır. Bunların — hedefle- Alman ekonomisini mahvet- memleketin ekonomi kuv- çalmak ve bu — hedefler mucibince müdafaa vasıtakırını almaktı. O — zaman mücadele,| syonal - Soayalist üçüncü| Rayha karşı değil fakat meşru- t ve demokrat Alman Pederal| Pevletine karşı açılmıştı. A man ekenemisinin ve —Alman hayatmın — geçirdiği en beş se- merifur bir inhitat devre- sinden sonra Nasyonal - Sos- yalist harelatinin Alman mil- letini kaldırmağa — ve yeni bir intibaha doğru yürütmeğe baş- larbaşlamaz, işte ayni küvvet- ler, müytakil ve tam terelki ha- linde bulunan Almanyayı bir kere daha yok cümek olan exki hedeflerini. yeniden ilân eyle- mişterdir. Ve bir kere daha, pa- ra ile tatulmuş küvyetlere mü- racaat ederek bu ihtilâfı çıka: rabileceklerini hesap —etmişler- dir. Polonya, “haklı sebebler ok maksızın Almanya ile bir kav- ga çıkarmak ve dostane işbirli- ği yolu ile makul bir anlaşma temini gayretlerine cebir ve şiddetle cevab vermek için tav- zif edilmiştir. Bu suikast, bu arada yardtilmiş olan —üçüncü Rayh'ın -genç ordusuna — çarpa- rak, 'bir kaç hafta sonma —mu- vaffakiyetsizliğe uğramıştır. İngiltere, o zaman, Alman sağ cenahma karşı Norveç yo-| hu ile'bir hücumda — bulunmağa teşebbüs etmiştir. Bu teşebbüs, yalnız bir kaç saatlık bir fark- Ia önlenmiş ve bu da haftalar- ca süren kahzamanca mücade- leden sovva yok edilmiştir. Al- man askerleri, Kirkens ile Al- man koyu arasındaki — bütün mıntakaları elinde tutmakta ve bu suretle Alman hayat sahası- nı himaye etmektedir. Bu mağlübiyetler, Churchill'i yeni imkânlar aramağa mecbur etmiştir. İşte bu suretle, Hol- landa ve İngilterenin müttefiki | Belçika yolu ile Alman ekono-| misinin kalbini — teşkil eden Ruhr'a kadar ilerlemek — proje- &i kurülmuş ve bu proje bir ka- rar mahiyetini almıştır. Bu de- fa, mücadelenin esas - sikletine tahammül için Fransa - seçil- mişti. Alman orduları, — tarihte| misli olmuyan bir zaferler - sil-| silesi ile, bu hücumu du muvaf- fakiyetsizliğe uğratmış ve zar- bi Avrupayı İvgilizlerden temiz- lemiştir, O zaman Churehili, benim ye- | ni sulh tekliflerimi Ted-ederek, İngiliz İmparatorluğunun müte- huşşid — kuvvetlerini — İtalyaya karşı tevcih etmeğe ve her şey- den evvel, “Yeni Zelandalı — ve, Avustralyalr kıtaların yardımı ile gimalt Afrika sahilini ele geçirmeğe karar vermiştir. Bu teşabbüs de, Alman ve İtalyan kuvvetlerinin işbirliği —saye de, şimdiden muvaffakiyet ğe uğramış telekki olunabilir. İngiltere, harbın bidayetin- denberi, Balkanları bir harp sahnesi yapmak için gayretler sarfından fariğ olmamıştır. Fil- mek ve neli üsder Gece dö tramvay derdi Bvi İstanbul yakasında olap da sık sik Beyoğlu tarafında sincma ve tiyatroya gitmek iti- | yadında ölan iki vatandaş. -aran sında bir dertleşme — Azizim, Beyoğlunda (.. ginemasmda fovkalâde — güzel bir film oyuayor.. Bilmem gör- dün mü? —Ha.. evet.. Gazetelerde o- kudum, amma görmedim. — Ya... Halbuki bu son hafta- ... Sen kaçırmazdımamnsa. Na | sil oldu böy — Aman Beyoğlu tarafına meğe “tövbe — Sebep? — Tramvay mesilesil.. — Ha., Gece dönüş zarluğu | değil mi? Doğru.. — Bu mesele benim de gözümü yıldındı.. — Yalnız #inema değil, Bey- oğlunda hangi bir eğlence yeri- ne gidip te saat-an ikide yahut ©n ikiye dağru gıktaktan sonra bu gidişle naya git-| galiba... | azizim, edeceğ bu- öğlencasin Hmrmundan. fitil fitilgelmemesi mümkün değil. Eh, setin gibi bekâr ulsam, bir dereceye kadar çekilir.. Fakat, Köroğlu ile beraber gidince iş büsbütün değişiyor.. Geçen ge- ve, On İkiden yarıma kadar a- yaklarımza beklemekten kara| su indi de İstanbul tazafına bir tramvay gelmedi. Nikayet bir etobile teşrif eyledi. — Zekleyen yüz'lüşiye yakın. — Otebüs alır Bzanli yirmi beş'iüşi., “Sen tah- min et cümbüşü!.. — Geceleri Beyoğluna çıkan | İstanbul halkımın dönüsü sa::* bi| re'kadar muütlâka ürvam eder.. Eh, berkes de-otomübille döne- | mez ya.. O'hâlde-şaat bire ka- dar tramvay gece.servislerinin mumi Harpte aHngu gibi, bir garanti teklifi İle evvelâ Yuns-. nistanı kendisine kazanmağa ve bilâhara kati suratte kendi hodbin emelleri için sulistimale muvaffak —olmaştar. — Bugün meşrodilen — vesikalar, — İngiliz Tenfsatları iiçin başka millet- leri çarpıştırmak — ve öldürmek| husasundaki ananevi İngiliz u- sulünün anlanmasını mümkün kalmaktadır. Bu İngiliz msuülü-ile tezad ha linde, ben- düima aşağıdaki iki nokta üzerinde israr ettim- Alman milletinin Yunan-mi- letine karşı hiçbir hasmane his- siyatı mevcut değilöir. Fakat, u- mumi Harbte olduğu gihi, za- manı gelince Yunanistan üsstn. den Almanyanın hayat sahası-| na bir darbe indirmak .için bir kuvvetin Yunan; arazisinde yer- | leşmesine hiçbir zaman —müsa-| maha etmiyecektir. İngilizleri, Şimal cenahımız- dan süpürdük. (Cenübta da böy- le bir tahdide müsamaha etme- meğe azmeylemiş bulunuyorua. Avrupanın haltikt —bir tarsi- nine varmak makendiyle, ikti- dara geçtiğim gündenberi, bil-| hassa Yugoslavya ile de dosta- me-münasebetler tesinine çalış- 'tm. Mazide Almanya ile Sır- bistan arasında|ölan biten her şeyi, bile bile unuttum. Ben, Sirp milletine yalnız Alman milletinin elini uzutmakla kal- madım, fakat sayni 2amunda, Yugoslev devleti ile “Almanya- man; müttefiki (olan b millet, lerle mevcut bötün güçlüklerini izaleye yardım için namuskâr| bir mutavassıt rolünü oynama- ğa da çalıştım. Bunun - üzerine, durulmaz bir hava yerine ger-; ginliğin tedricen “zzdltılmasına | ve-yalnız askerirdeğil fakat her| | şeydan evvel ekonomik semere- H bir işbirliğinin - başlanması na herhalde muvuffukiyet hasıl olmuştur. - Filhakika, Almanya nın hiçbir arazi emeli veya gi-, lı.uv ek- Ca | normal olarak devam etmesi ta- | miş! P %'.ıhü . Almak. - Çoc an : —— acai SANAY ] bit ve zaruri değil midir? Harp ve balık — Biliyor muüsun aklıma n: eldi? — Negeldi? — Harp ve balık — Harp ve balık mı? Nr mü- nasebet?, | — Canım, bilmez misi | Timizden ve di den işide geldiğimi: dir: Bahık çok ( lur, derle>! Yani bu re hangi yıl balık söyle deni: dökülecek kadar bol ve fazla çı-| karsa, b bharbe delâlet eder-| Hatbuki bu söztün şimdi tamamen aksine şahit öoluyoruz. | BUP” | — ÜÖyle ya.. Harp getiştedik-| çe genişliyor, yangın bacayı (ya mi'dümeryı!) (sardıkça sarıyor, cepheterde kan gövdeyi götürü- yor..Buna rağmen balık! o na- zenin! gözden kayboklukça olu - yor, elini, eteğini, suyunu /çek-| tikçeçekiyor! Geçenlerde —us- kumrunun, kilosu yüz kuruştan | kapışıldığma — gahit olmuştük. Şimdi de, arada, sırada... balık- € tablalarmın bir kenarcığırıda göyle bir göz kırpıp, dei nisyan,, a çekildiğini görü - yoruz! Bu vaziyet karşısında, sen, balık bolluğu il: harp ara- sında bir münasebet olduğuna | hâlâ inanabilir misin? | —?" Vermek-Almak Kıraathanede gazetesini oku-| yan yaşlı başlı zat, ayni masa-| arr rare ae r a a yasi emeli olmuyan ve ayni za- manda müdafan edilecek husu, si menfa da bulunmıyan bir mantekada — hedefi, bundan| başka ne olabilirdi? Yugoslav- yayı Alman aiyasetinin halde ve istikbalda aleyhine selarak mümkün — bir —tahavvülünden korkması icabetliren her türlü hissiyattan kurtarmak için, Yu- goslav devletini, herk menfaatlarını nazarı alarak müşterek çalışmayı sıılli versükün içinde organize etmek prensibine sadık bir tarada Av- rupa kıtasını istikbalde yeniz den tanzime azmetmiş bu dev- letler grubuna ithale çalıştm Bu hedefleri, güderken Alman- ya ve İtalyanın veyahut Alman-| ya ve Macaristanın Yugoslav- yaya halen veya istikbalde gay-| ri müsavi bir muamele yapma- sından çekinon Yugoslaylarını endişelerine bu suretle en — iyi bir tarzda cevab verdiğimi sar mıyorum. “Ben bunü, — Pransiz vesikalarından bildiğimiz — gibi, Yugoslav devleti vejayni — za- manda Yımnan devleti zimum- darlarının inkâr edilmez - bir tarzda garb demokrasileri hnyh cularının menfaatlarına hizmet etmelerine rağmen yaptım. 25| Mart 1941 de — Yugoslavyanın Viyanada resmen Üçlü -pakta iltihakı vakubuldu. Boa ve bü- tün Alman milleti, bundan memnun olduk. Çünkü bu ilti hak, harbın Balkanlara: genişle- Mesine mani olmuşa — benziyor 've içten içe mevcut ihtilâfa her şeye rağmen bir hal sureti bu- lunabileceği hakkında, pek 29ij olmakla beraber iülmidler veri- yordu. Fakat, paktı imzalayan nazırlar Belgrad'a döner dön; mez, — mütemadiyen hükümet darbeleri organize eden bir as- keri zümrenin İngilteveden pa- ra alan unsurları, yapılmış0- lanı bozacak bir hareknte teves. sül etmiş'erdir. Almanya ile (Bonu sahife 6 sütun $ de)| ivayete gö- | Gi hut ay derdi. - Harp ve ıklar ne yapsın?. da di di bir gazeteye göz gezd to olan kırantasatkâda « gına & birde! esen bir şeyden öi imaan haliyie — Olur şey değil. Diye rarıldandı dostumun öfkesini anlamak mak-i sddiyle “başını gazetesinden ndü, Diğeri dep d 4 — Hayrola?, * ” A Şur Türkçe içinden çikilmazı bir hal aldı vesselâm.. — Paraza, göyle —bir cümle — yapıyorlara “Koortdinasyon heyeti yeni ' ka- rarlar aldı.,, “yahut, bir konuş« ma esnasında: “Yakında “Bu iş için kat'? kararımı alacağım!,, -| diyorlar. Canm, iki gözüm efen- dim, biztm bildiğimiz “Türkçede karar alnmaz verilir. "Halbuki i ketime birbirinin tam'zid- di: Almük - vermek! Fremkçe- deki prendre filinin “dilimizdeki karşılığı olan bu “ülmak” (dilk mizin esasını alt üst edecek ge kilde “moda!,, oldu.. “Efendim, bir banyo #ldm!,, “İüç aldun!,, “Bir ltmonata âlır masınız?,, Da- ha neler! Falbuki bizim'dllimiza ğöre: “Banyo yaptım,, “İlâç iç- tim, yahut “yüttum,, “Bir ümo- nata içer misiniz?,, “örmek icap etmez'mi? “Yöksâ'bu çeşit konuş ma acemi bir mütereimin “Pürk- çeye, Frenkçeden tertüme-yap - Tması “Kibi acayip bir şey oluyor. Öyle ya meselâ prendre ü tâche etİrt ve gayret etmek | yerine “gayret — almak!,, — >Prendre terre —'laraya çıkmak yerine “kava, toprak 'almak!,, Praondra pitid — aemak, methamet — et- mek “yerine “merhamet ıhıuk' met 'vendim!,, *Size 'bir zahmet vereceğim!,, “Pürkçede zahmet “yapıır,, , “edilir, “amma, “ve- Tümen,, ikâ. Bu'datıpkı yanlış tercüme gübi'masil “denner la Ipeine,, özahmet vermek diye ay- nen'akp söylüyorlarsa; meselâ Jonner da vie —doğurmak ye- vine Yhayat vermek ! , .dönner la mott — öldürmek yerime — ö- Jüm vermek!,, denir Mi? Kors keren dsi (bir igün bu derekeye vardıracaklar ve Promusız Gall- sizm Tütveeye'aynon tatbik - decekler de yazılan ve'konuşu- dandan Hiç'Bir şey'anlamıyaca- Biz!. ' Çünkü, “binmek,, “yerine “tramyay'aklım!,, , — “otomobil aldım!,, dâflarını 'da üşitmeğe başladık!. Çocuktar ne yapsın? İktibayan arasında : — Ah, kardeşim içocuklu ok meak ta Bor. Geçen 'gün/gene ga zete'yazıyordu: Çocukları - sine- malar'artık hiç #dlanyacakları mmş.. Çocukdarın ahlâki bozu « lüyor diye, — Evet, ben de'ökudum.. — Bi,tiyi Agüzel, “hepimizin istediği bir'şey..'Fakat, sinema çocuklar için ne de'olaa/bir eğ- lence idi. Boş vakitlerinde orada welüt geçiriyorlardı. — Amma, dağrusu bu; öğren- medikleri kalmıyordu!. — Bret,orası —öyle.. Yalnız şimdi “çocuklar'ne yapsın? Ç cuklarırı eğleneceği eğlence yer- leri-yokgibi birsey.. Gene gaze- te-yazdı ; Şehrin:mtrhtelif yerle- Tinde çocuk bahçeleririnşaatı de- vam ediyormuş. Taşnatı “ikmal edilen çocuk bahçeleri 23misan- daraçılacakmeş. Bak? bu.cok iyi.. Amma Kâfi — değil, çocukları meşmül edecek daha'başka şey- ler düşünüleceği gibi, onları si- nemadan. - büsbütün-mahurm et- mentok için “gocuk filmleri,, ya- pılmalı ve - (haftanın vmaayyem günlerinde;sinemalarda bw film ier “gösterilmeli! Yoksa bu a- Kacanları zeptetmek bize akla karayı sentirir! — Doğru.. Oryök, busyok, ço- guklar ne yüpsın? Recai SANAY |

Bu sayıdan diğer sayfalar: