5 Haziran 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

5 Haziran 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ANLATAN : BIR GAZETECI eu Zf'ma — Teşekkür olunur nezaketi- | nize, bay! diye alaylı bir cevap verdi. Ohalde, arzu ımyuı-uıur- ısa odanıza teşrif ediniz!.. talıktan yeni kalktığınız için ber halde istirahate ihtiyacınız olsa gerektir!. Maamafih bu akgam nekahet devrindeki hastalar i- çin oldukça kuvvet verecek bol yemeğimiz var!.. — Mersi Calibel. Filhakika köşkte kalmıya ka- rar vermiştim. İtiraf ederim ki beni bu ka- rarı vermeye sevkeden sebepler arasında bilhassa Kerami beyin gelmesi ihtimali en kuvvetli â- mildi. Yalnız Calibenin Ameri- kada meçhul bir hayat geçirmiş olan bu kardeşini fevkalâde me- rak ettiğim veya ana, kız ve o- ğul arasında ne cereyan edece- gini yakından görmek fırsatını kaçırmamak istediğim için de- ğil.. Belki garip bir his olarak, fa- kat şiddetle duymaya başladı- ğım kıskançlığa benzer bir duy- gunııu da mühim surette tesiri altında bulunuyordum. Evet, her şeye rağmen Calibe- ye karşı zâfım büyüktü. Hastahanede letarjik uyku halinde bulunan madam Kagli- yarinin sarfettiği o söz, şimdi, zihnimde fevkalâde kuvvetlen- miş bulunuyordu: Keraminin Calibenin hakiki kardeşi olma- dığı fikri!.. î;te Erenköyünde o gece beni alıkoyan en mühim * sebep bu Fatiha hanım uzun sendeq âdeta meflüç bir halde yatak - larda yatmış olmasından hiıuı olma bir hassasiyetle ikide bir | de çocuk gibi ortaliğa 'küsmek | âdetindeydi. Calibenin Kerami sarfettiği acı ve; dokı söı-W Ter Fatiha hanımın,bu. küskün - lük illetini bilhassa harekete ge- tirmişti. Kadıncağız artık taş olmuğ gibi ardı arası gelmez bir sü - küt içinde, yatağında, yalnız ö- nüne bakıyordu. O şekilde bir inatla onun gözlerini hiç kaldır- madığını gören uyüyor zanne - derdi. Bu alil kadıncağızın artık ko- nuşmasına ümit ve ihtimali kal- madığı için kendisinden müsa- ade dileyerek hemen odama çe- kildim. Ve bu yalnızlıktan bilistifa- de düşünmeye Acaba Tuclla ada oğketin — Böğüe | gelmesini niçin istemiyordu?. Kerami — bunu hissetmemiş miydi?.. Buna rağmen, diğer taraftan pek yakın alâkası olduğuna şüp- he bulunmıyan madam Kagliya- rinin o esrarengiz ve tehlikeli hastalığı da çıktığı halde, Ke- rami bu davete gelecek miydi?. Ben Calibeye İtalyan kadımının hastalığını haber verdiğim ve Keraminin geleceğini zannetme- | diğim halde Calibe de bana hay-| li mânalı görünen garip bir em- niyet var gibiydi. Bu da benim şüphe damarla- rımı tehrik etmeğe kâfi! Şu hak de, şayet Kerami gelecek olursa gayet dikkatli olmaya mecbur - dum. Diğer taraftan, madam Kag- liyarinin sayıklarken söylediği o garip sözler şimdi büsbütün | ehemmiyet almış bulunuyordu. | Kadının söylediği sözlerden mühim bir kısmının doğru ç- K e rasdorr N Yeni Sabah ABONE BEDELİ Türkti; Ecnebi SENELİK 6 AYLIK 3 AYLIK 1 AYLIK TAKVİM 5 Haziran 1941 PERŞEMBE 9 Cemaziyetevvel 1360 28 Mayıe 1857 Gün 160, Ay 6, Yık 041 - Hazır 81 Öğle 1400 Krş. 2700 Krg. 760 » — 1450 400 » — 800 » 150 » — 300 » Güneş İkindi 968 — 436 — 826 — Ezani 429 1212 — 1612 — Vasati Akşam — Yatsı — İmsak 1200 — 201 636 — Ezani 1937 2137 — 218 — Vasati BeEF DİKKAT “&g €Yeni Sabah> a gönderilen yazılar kışı beni merak ve neyecana | düşünmütü W Calibenin ana tarafından İvad oğullarına mensup olduğunu ilk | defa öğreniyordum. O İvad ©-| gulları ki arkalarında, etrafın - da ölesiye ihtiras kavgaları ve cinayetler vukua geldiği anlaşı- lan şeametli bir define mkâymı bırakmışlardı. Kerami bu define hikâyesinin | kaliramanlarından - biri değil miydi? Zihnimde, bu define hikâyesi- ni açıktan açığa ve doğrudan doğruya bizzat Keramiye açma- | ya karar:verdim. İşin hakikati- | ni ancak bu suretle meydana çı- | karmak kabil olabilirdi. Bana hayret , veren noktalar- dan biri de şu Kagliyarinin ga- yet mühim olduğuna artık şüp- hem kalmıyan o sayıklaması es- nasında bu define meselesine a- it hiçbir söz geçmemiş olmasıy- | di. Filhakika bu esrarengiz genç İtalyan kadınının gerek Kera- mi ile ve gerek Calibe ile pek ya- kından alâkadar olduğuna Şüp- he yoktu. O kadın, hiç şüphesiz | bu iki kardeşi pek yakından ta- | kip ediyordu. Fakat hakikatte asıl takip et tiği kimdi? Kerami mi, Calibe mi?.. Bu kadın Celibeyi nereden ta- | nıyordu? Kendisinin söylediği sözler fevkalâde- garip ve karanlık değil miydi?, Bu kadın, Calibe olduğuna şimdi tamamile hükmettiğim o Türk kızı için: — Kanım onun kaninin tesi- rini alarâk onâ gittikde yakla-| sıyorumi!.. Demiyor müydu?.. İhtimal ki, bu kadın tâ A- merikâdan bu esrarengiz vazi- fe ile ortaya çıkarılmış, orada yine kendisinin o garip tâbirile | (kanını hissetmek) suretile Ke- | Cm.ıhmyı bulmuş, onun vasıtasile ibeye , yaklaşmış olabilirdi.. İşte bu noktada tekrar dehşe- te düşmekten kendimi alamıyo- Zira, eğer İtalyan kadı- nının letarjik esnasında sayıkladığı sözler Calibeye ait ise, o vakit, Calibe hakkında bana da gelmiş olan şüphelerin bir hakikat olması lâzım geli - yordu. Kagliyari, kendisinin yaklaş- makta olduğunu söylediği bu Türk kızınm bir ölü olduğunu söylememiş miydi?. Calibe — bir ölü?., o gekilde aranılan esrarengiz ölü Calibe miydi?. Filhakika, bu müthiş mesele içinde bazı cihetler şimdi az çok aydınlanıyor gibiydi de: Medyum İtalyan kadını takip ettiğini Ssöylediği © meçhul Türk kıam sırf kanının hassa- larile hissetmekte olduğunu söy | lemekteyik | Hakikaten, Bebekte Nadire Hanımın evinde, amcam Hacı Beyin uyku halinde söylediği o garip sözler arasında, benimle konuştuğunu - bildiren Simavh Şeyh Bedreddin (Domino Kag- | liyari ismini ilk defa telaffuz. etmemiş miydi?.. O sırada bu kadının da kendi | kanından — olduğunu, — yedinci| ceddi zamanında hıristiyan ol- muş bulunduğunu söylediği de mutlak surette akıkla idi. Şu halde, mantıki silgile, birbirini | tutuyor gibiydi. Kagliyari de ayni kandan ol-| duğu için Calibeyi kanı vasıta- | | sile his-ve keşif etmiş olabilir- di?. | İşte. burada zihmim dunxyor-* du: Eğer biçare Bahtasor'un söy-| lediği gibi hakikaten bir ölü a-| ranıyorsa - ve bu ölü hakikaten Calibe idiyse o halde... Zavallı Calibenin âkıbeti ne| olacakta?. | Calibenin ve hepmizin? Yoksa, Calibe, yani bu ara- nan ölü işte bu İvad oğullarını | meçhul ve şeametli defineleri i- | çin mi aranmakta idi?. Fakat bu defineler ,bu kadar | kıymetli mi? Yahut bu defineler - içinde| bu kadar kıymetli bir şey mi var? Her halde, ömrümde böyle, bir mesele ne görmüş, ne işit- miştim. Calibenin hakikaten bir ölü olduğunu düşünmek ise insanı deli edecek kadar garip bir me-| sele olurdu. Eğer böyle ise, a- ubıaC:lb kendisini - bilmiyor mydu?.. Beyker mauazasımn | ayakkabı ihlikârı tahkikatı Fiyat mürakabe komiayonu| kontrollerince fazla fiyatla ayak kabı sattıkları tesbit edilerek müddeiumumiliğe venlıı;kğîyJ ker mağazası sahipleri h: kında ilk tahkikat açıldığını da- ha önce yazmıştık. Mağaza sahipleri bu ayakka-| bıların esasen kendilerine dıî mailyet fiyatlarının yüksek ob | duğunu söylemekte ve müddei- umumiliğe bu hususda fatura- ları ibraz edeceklerini' bildirmek te idiler. Dün işin tahkikatma el koyan müddölümeunt mmavinlerinden | Fethi Sezaiye alâkadarlar tara- fından bazı faturalar ibraz edil- miş ise de daha lüzum görülen- lerin de ikmali için iki gün ka - dar mehil verilmiştir. Hava Kurumuna ya- pılan teberruler Türk Hava Kurumundan: Şehrimizin hamiyetli ve yurt gever kereste tüccarlarından Bay Aziz Karhan bundan bir| müddet evvel Türk Hava Kuru- | muna beş yüz İira teberrü et- mişti. Mumaileyh bu defa da kurum veznesine iki yüz elli li- ra daha yatırmak suretile teber- Tü yekünunun yedi yüz elli liraya, iblâğ etmiştir. Bay Aziz Kar- hanın ba vatanperverane hare - keti kurum erkânının şükranla - rını mudip olmuştur. Bundan başka Nişantaşında Rumeli cad desinde eden Bayan Na- hide Aytünçla Galatada Kürkçü kapıda Makaracılarda — oturan Bay Hamdi Özen ve Pangaltıda Ergenekon caddesinde - berber - lik eden Bay Guarpis ile refikası| Bayan Garpis altın nişan — yü- züklerini Türk Hava Kurumu- na hediye etmişlerdir. Kurum bu hamâyetli Bay ve Bayanlara, birer gümüş yüzitk yermek su-| retile mukabelede bulunmuş - tur. Ağırceııda bir beraet kararı 'Türklüğü tahkirden dolayı bi- rinci ağır cezada mevkufen mu- hakemesi yapılmakta olan Kir- kor kızı Elizabetin dün duruş - ması nihayetlenmiş ve karar tefhim kılınmıştır. Okunan kararnameye göre Elizabete isnad ve iddia olunan suç sübut halinde görülemedi - ğinden beraetine karar veril - miştir. İKTİSAT Almanlar incir Vergılere yapılan zamlar Eğlence yerleri tarifelerine tesir ediyor Muhtelif alkollü içkilere son yapılan zamların şehrimizde eğ- lence yerleri tarifelerine yapa- cağı tesirler iktısad müdürlüğü tarafından tetkik olunmaktadır. İktısad müdrülüğü tarafından Bon alınan bir karara nazaran bu tesir tarifelere ancak hükü- metin kararlaştırdığı zam nie- betinde olacaktır. Diğer tarafdan lüks sınıflar müstesna olmak üzere eğlence yerleri tarifelerine küçük bir zam yapılması kararlaştırılmış- tır. Ahmet Haşım ihtifali Dün, büyük şairimiz Ahmet) Haşimin ölümünün sekizinci yıl dönümü olması münasebetile değerli şairin Eyüpteki makbe- resinde Eyüp halkevinin idaresi altında merasim yapılmıştır. Merasimde Haşimi — sevenler ve edebiyatçılar bulunmuş - şal- rin makberesine bir çelenk vaz'ı ni müteakıp Eyüp Halkevi reisi Şahap Efe ve şair Salih Zeki Aktayın birer hitabede buluna- rak şairin hayatından ve şiir sahasındaki eşsiz. krymetinden bahsetmişlerdir. Vali ankaraya gitti Vali ve Belediye Reisi Doktor Lütfi Kırdar dün akşamki tren-| le Ankaraya gitmiştir. Doktor. Lütfi Kırdar Ankara NWUÜ hakkında bir muhabirimize şu izahafi vermiştir: “— Ankaraya mühtelif vilâ-| yet ve belediye işleri hakkında vekâletlerle temaslar- yapmak üzere gidiyorüm. Seyühatim 3 gün sürecektir.,, Çöplerin imhası ihale olunacak Çöplerin denize dök i işi belediye farafından münakasa- ya ile müteahhide verilecektir. Yalmız bu defaki münakasa 6 âylık - olacaktır. - Belediye bu müddet esnasında çöp fırınları- nı inşa edebileceğini zannetmek- tedir. Mısırçarşısının tanzimi nn tanzimi hak- kında hazırlanan proje belediye tarafımdan yakında tatbik olu- nacaktır. Hâl haline ifrağ olu- nacak çarşıya 6 baharatçı dük- kânı da ilâve olunacaktır. Iase müsteşarlığı satın alıyor Memleketimize gelen 40 bin allık kahvenin iaşe arlığına merbut Tic: ce satın alınmasına karar veril- diğini yazmıştık. Ofis, kahve ithalâtçılarına yüzde 4 kür vermektedir. Ta - cirlerin, teklif edilen bu kârı az buldukları söylenmektedir. Bi- lindiği gibi Brezilya kahve şir- keti müdürü Ankaraya gitmiş-| tir. Alâkadarlarla temasa geçe-| rek bir karara varılmasına çı elışmaktadır. Zira, 40 bin çu - vallık partinin 30 bin çuval kah vesi Brezilya, kahve şirketine aittir. Gemiicilerin nazarı dikkatine Sıhhat ve İçtimai Muavenct Vekâleti Hudut ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğün > idene Anamur sahil sıhhiye idare - si, Sıhhat ve İçtimat Muavenet Vekâletinin 8/5/1941 tarihli ve | stcil 8426/149 sayılı emirlerini tevfikan 1/6/1941 tarihinden iti baren muvakkaten kapatılmış ve bu limanda gemilerin sıhhi muameleleri mezkür tarihten itibaren liman riyaseti tarafın- ça limana gelecek ve bu limandan hareket edecek gemilerin sıhhi muamelelerini yukarıda adı ge- Ççen memuüriyete müracaat edip yaptırmaları ve fakat bu me - Murluğun sıhhi resim cibaye - tine salâhiyeti bulunmadığı ilân olunur. Seyahate - çıkacak öğretmenler İlk okul muallimleri kadın ve erkek tefrik edilmeksizin - tatil aylarını müsaade almak suretile istedikleri yerlerde geçirebile - ceklerdir. « Yalnız bulundukları yeri ter-i kedecek olan bu gibi öğretmen- ler o mahallin Maarif Müdür - Tüğüne gidecekleri yerlerdeki adreslerini bırakacaklardır. Türk- İsveç ticaret atilaşması Ankaradan gelen haberlerden tâcaret müzakereli bugünlerde imzalanacaktır. alıyorlar Almanların İzmir ve havali- sinden 350 bin liralık incir mü-! bayaa edecekleri haber veril-| mektedir. Almanlar ayrıca yüz bin liralık bir parti halinde ve 350 bin liralık ta ayrı olarak incir satın alacaklardır. İzmirden gelen haberlere na- zaran hâleri piyasasında 300 ton hurda indir vardır. Almanlarla bir anlaşmaya varıldığı takdir- de bu hurda incir stoku da veri- yecektir. Söylendiğine göre Almanlar, bu incirlerden hakiki kahveye yakın bir nefasette kahve imal etmektedirler. Almanyada yal- nız bu iş ile meğgul 3 fabrika bulunduğu haber verilmektedir. İtalyaya balık satıyoruz Son günlerde İtalyaya yeni- den balık satılmağa başlanmış- tır. İtalyaya satılan bu konser- velik balıkların deniz yolile sevk edileceği anlaşılmaktadır. Altın fiyatları Altın fiyatları düşmeğe baş- lamıştır. Her günkü sukut, 15 - 20 kuruş arasındadır. Dün de bir altının fiyatı 26.40 lira idi. Gümrük ve inhisarlar | Vekilinin tetkikleri Gümrük ve İnhisarlar Vekili Raif Karadeniz, dün de tetkik- lerine devam etmiştir. Vekil, in- hisarlara ait müesseselerde meş| gul olmuş, alâkadarlardan iza-| hat almıştır. | Dünkü ihracat Dünkü ihracatın yekümu 120) bin liradır. Dün, İtalyaya Mım ııınıı İ'Ylısfı'ıe tdı Pıyango bayi Dün ikinci sulh ceza mah- kemesine sıcağı sıcağına işle- nen bir kileftecilik vak'ası gel- miş ve iki suçludan erkek olanı tevkif edilmiş, henüz yaşta olan kadın ise £ bırakılmıştır. Bu vak'ayı okuyucularımıza kısaca yazıyoruz Eski bir emekli olan ve h: len seyyar şekilde milli piyan- go biletleri bayiliği yanan Ali Fuad adında bir zat evvelki akşam Sofularda Ahmediye mevkiinin ilerisinde Halıcılar semtine giden ve bir takım yangın harabeleri arasından geçen yolda ilerlerken birden- bire önüne biri erkek, diğeri kadın olmak üzere iki kişi çıkmıştır. Önce aldırış etmemiş ise de bunların kendisine doğru gel- diğini görünce durumsamış ve tam o anda kadın biraz geride kalarak erkek İlerleyip saat sormuş ve kadın da yaklağır - ken tam bir kıleftecilik İle - lindeki çantasını kapıp kaç - maş emeklinin cüz lerini içetmişler ! lkı klefteci— liği yapan bir danile bilet- de satılmamış bileti bulundu- ğundan derhal geri dönmüş ve yakın bulunan Ahmediye mev- kiine gelip karakola haber ver- miştri. Yapılan tarif ve verilen eş- kâl üzerine aradan çok meden suçluları yakaalyıp şi- kâyetçi ile yüzleştiren polis bir zabıt tutularak hâdisı müddetumumiliğe aksettirmiş tir Sultanahmed . ikinci verilen dava dosyası ve geç - sulh ce suçlular mahkeme huzurunda kısmen - itirafta bulunmuşlar ve hüviyetlerini (Hasan Yıl - maz) ile (Belkis) diye tesbit ettirmişlerdir. Dinlenilen şahitlere, tutulan zapta nazaran bu suç sabit görüldüğünden Hasan Yılma- zan tevkifile mevkufen muha- kemesinin icrasma lüzum gö- rülmüş ve Belkisin serbest bı- rakılmasında bir mahzur ol- madığına karar verilmiştir. Bu suretle kılefteci Yılma - gın; bayiden çarpmaya yılma- ila biletler de öle Babibine iade &- dümiştir. '——ıÜKUYUUU | gelen kahveleri | J DİYORKİ h î Bir okı;ğğtjunıu- -| vi| dan görülmeye başlamıştır. Bu | | anlaşıldığına göre Türk * İsveç| inde tam bir| anlaşmaya varılmıştır. Anlaşma | B isi £ ŞEME B zun şikâyeti Karilerimizden — Mehmed Özkan diyor ki | “Abonesi — olduğum gaze- || tenizden on beş gün zarfın- || da ancak beş gazete geldi | Bunun da sebebi -öğrendi- || ğime göre- gazetemin yon şefine verileceği yerde- yolda, okunmak üzere katar || memurlarına Bu yüzden zan hiç gelmiyor, lnmn ad- büyük istas -)| rilmesidir. || res kuşağı olmadan bir tcehhürle ve fersüde bir hale geliyor, Gazetelerimin muntazaman elime vüsulünü temin için bu hususa posta idaresinin nazarı dikkatini celbetmenizi rica ederim. Argıthan istasyon şefi vasıtasile Mehmed Özkan YENİ SABAH — Bu hu- husta kariimizi biz de haklı görür ve adresine yollanan gazeteleri her vatandaş gibi normal zaman ve şekilde al- masıni temin için posta ida- resinin dikkat nazarına ar- zediyoruz. | — Açık mektup — Bay Ö. Beniceye kasaba- nızda diğer bir bâyi bulunun- || caya kadar (Yeni Sabah) a || olan ihtiyacınızı abone ol- || mak- suretile temin edebi- || lirsiniz, | Milli Sefin imzalı | fotoğrafları Sivas, 3 (Hususi) Milli Şefimizin imzalarile' Cümhuri- yet Halkevlerine hediye buyur- Tuş oldukları fotoğrafileri şeh-| rimiz Cümhuriyet Halk partisi kaza idare heyetinin partideki | odasının şeref mevkiine törenle tâlik edilmiştir. Törende kaza idare heyeti reisi eczacı Şevket | Çubukçu kısa bir hitabede bu -| lunmuş ve törene son Verilmiş- tir. | HALKEVLERİ Halide Edibin konferansı Bminönü Halkevinden: i — Yardımseverler cemiyeti | namına evimiz salonunda 5/6/ | 1941 Perşembe günü (Bugün) | saat (17.30) da Üniversite Ede| biyat Fakültesi profesörlerin- den Halide Edip tarafından (Türk kadınının milli vazifeleri | ve gönüllü hasta bakıcılık) mev zuunda bir konferans verilecek- tir. Bu konferansa bütün yurd - daşların gelmeleri rica olunur. 2 — 6 Haziran Cuma ve 7 Ha ziran Cumartesi amları sa- at (21) de Temsil şubemiz So - fok”ın “Kral Ödip,, isimli (5) perdelik trajedisini temsil ede- cektir. Bulunmak istiyenlerin davetiyelerini büromuzdan —ab maları rica olunur. | Geçen Cumartesi tehir edilen temsilin davetiyeleri 6 Haziran Cuma günkü temsil de muteber-| dir. | ——T——— Zararlı böceklerle mücadele | Sivas, 3 (Husu: 9 mizle Gürün, ların- da meyve ağaçlarına musallat olan ve ayni zamanda meyveleri mahveden ve ların kısa bir müddet zarfında kurumalarına sebeb olan Aşı kurdu ve Hipar- tomat tırtılları ve diğer zararlı böceklerle vilâyet ziraat müdür lüğü mücadeleye başlamıştır. İlâç ve malzemesi ziraat müdür- lüğünce meccanen temin edilen bu faideli iş bahçe sahiplerini memnun etmiştir Dükkânlar saat 20 de | kapanacak | 'as, 3 (Husust) — Beledi- yeye müracaat ederek dükkân Ve mağazaların muayyen saat - lerde açılıp kapanmasımı istemiş olan tüccar ve esnafın dilekleri| hafta içinde toplanan belediye encümeninde müzakere edilerek dükkân ve mağazaların saat 20 de kapatılması karar altına e- | meyperest ıTAKVıMDEN .L,o"ıavıpnAx İçkı Meselesi ULUNAY Yazan Kadın mebuslarımızdan biri- nin içki aleyhinde verdiği nutuk bir çok dedikoduya sebep oldu. Lehde, aleyhte gözler söylen yazılar yazıldı. Anketler yapıldı. Mesele bununla kaldı ve kala- caktır. İnsanları içkiden ayır- mak çok güç bir meseledir. Ta- rihimize bakacak olursak ne fermanlar, ne fetvalar, ne ira. deler çıkarılmamış ve hiç birisi de bir işe yaramamıştır. İnsan- lar frenklerin (Vice). dedikleri kötü iptilâlardan kendilerini ko- * lay kolay kurtaramıyorlar. Bu iptilâlardan bilhassa içki en başta gelir. Şarabın tarihi insan- lar kadar eskidir. Müslümanlık- ta dini tekayyüdlere rağmen önü ne geçilememiş, Arap tarihi E- meviler ve Abbasiler zamanında halifelerin sarhoşluğuna âit fık- ralarla dolmuştur. Ben şahsım itibariyle kötü iptilâ haline gelen içki düşkün- lüğünün aleyhtarıyım. Bahusus otuz senedir içinde bulunduğum matbuat hayatında ne. parlak zekâların buna kurban edildik- lerine şahid olduğum için aleyh- tarlığım bâzan da husumet de- recesine çıkar. Eski şairler, Tumuz- olarak görünürlerdi. Hay- yam şiirlerinde her fikri şarap ile terennüm etmiştir. Eski di- vanlarda sâkıynâmeler, bengübâ deler ayrı birer fasıl teşkil eder- ler. Bunları rumuzdan tecrid & dip hüve hüvesine doğru olarak kabul edersek bütün eskilerin her zaman - âmiyane tabir ile - zom olduklarını kabul etmek icap eder. Nef'i o tomturaklı lisaniyle: Merhaba! Ey camı minâyı meyi yâkut renk Borit günü BReA bu çarhı bi derenli Diye bâdeyi öyle bir tasvir & der ki insanın bu neşvenin - ilel ebed humarı olmuyacağına ina- nacağı gelir. Eski şairler hikemiyyatı — bile anlatmağa — şarapla başlamış- lar Ruhi, meşhür terkibi bendi- ni Sanman bizi kâm şirei engür ile mestir Biz ehli harâbâtdanız mesti elestiz diye başlar. Terkibi bendlerde bu girizgâhı kullanmağa sebep ileri geri söy- lenecek sözlerin kailinin içkiye müptelâ olmasına bağışlanması için olsa gerek. İçki için ne mü- rekkepler akıtılmış, ne kâğıtlar doldurulmuştur. — Hoşa giden fıkraların çoğu bu mevzua te- mas eder. Pek zafiflerinden bir ikisini kaydediyorum : Rumelihisarındaki eski Bek- taşitekkesi şeyhi Nâfi babaya canlardan biri: — Baba erenler! demiş. Bu sene üzüm bereketli oldu. Ne yapalım?. — Oh ne âlâ.. Konu komşuya dağıtınız!. Bir kaç gün sonra tekrar ay- ni sual — Baba erenler! Konu kom- şuya dağıttık. Bitmiyor. Kü- lerden fışkırıyor. — Sokaktan gelene geçene verin. Arası biraz geçmiş — Baba erenler! Biz dağıttık- ça bereketi arttı. Koyacak kap kacak kalmadı. Ne yapalım? Nâfi baba düşünmü — Suyunu sıkın, demiş, küp- lere doldurun. Bakalım - Allah ne gösterir!. Abbâsi — hükümdarlarından Hârünnürreşid bir gün şair Ebu Dellameyi huzuruna çağırtmış. — Senin hakkında haddi 'i tatbik edeceğim nan efendim. Kusurum ne? — Geçen gün bir şiirini oku Şarabı ve sarhoşluğu öyle tasvir etmişsin ki bunu içmiyen adam hiçbir zaman neşvesini humarını bu kadâr mükemmel bilemez. O halde/ mutlaka sen şarap içiyorsun. Ebu Dellame düşünmüş — Ffendimiz, demiş. Bu bap- ta kendimi müdafaa etmekliği- ade eder misiniz? dığım şiirdeki içki tas- virinin bu kadar hakikate mu- vafık olduğunu nereden biliyor- sunuz? Yeni neşriyat Perde ve sahne Bu güzel ve özlü san'at mee- mnuasının (3) sayılı haziran nüs- hası da İntişar etmiştir. Tuvsiye

Bu sayıdan diğer sayfalar: