7 Haziran 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

7 Haziran 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ANLATAN : Zira, o anda, bütün Bahtasor gilesinin, gecenin bu şeametli Saatinde, ayni şekilde pencere- leri kapalı odalarda o korkunç ve esrarengiz ölümlerle birer birer öldüklerini hatırladım. Ayni saat. .ayni şekilde pen- cereleri inik oda.. Ayni şekilde pece yarısı uykudan uyanış... Bütün tüylerim ürpermiş bir ı..ıdemınmşmıwuş ceketim elime geçti. Hemen kaptım. Titriyerek ceplerimi aradım. Tabancam oradaydı. Bütün vücudümden bir sewinç raşesi geçti. Tabancamı cebim- den yıldırım süratile çıkardım ve hemen şarjörünü doldur - düm: — Trak!.. Trak Şimdi geniş bir nefes alabik dim, Fakat gözlerim hâlâ pencere- nin cammda idi. Bir müddet gözlerim orada, tabanca elimde, H.ıyvııı görünmedi. Camların öte tarafında bah- âenin zifiri karanlığını görüyor- luma, Elimde tetiği açık rovelverle, öylece, en küçük hareketlere a- teşe hazır, bir müddet durdum. Her ihtimale, her türlü hücum ve taarruza karşı yerimden la- mıldanmıyordum. Fakat birdenbire tekrar ir - kildim. Gecenin zifiri sessizliği içinde,| bahçenin derinlerinden birtakım, acip, boğuk insan feryatlarma benziyen sesler düyarak, âdeta olduğum yerde donup kaldım. Bahçede ne oluyordu?. O garip şekilli korkunç hay- van bir insan mı hoğmı.kn idit Birdenbire, âni bir karartla, pencerenin önüne Fakat tekrar ayni bogux fer- yatları ıınınk olduğum yerde ziyen sesler o kadar merakımı tahrik etmişti ki, ne olursa ol- sun, pencerenin camını tutup açtım. Sağ elimde tabancamı tuta - rak, başımı çıkarıp baktım. Bahçenin zifiri karanlığı için- de kımıkdıyan hiçbir şey yoktu. Gece, ölmüş gibi sessiz kesik mişti. Pensereye tırmanan hay- vandan eser yoktu. Bir müddet, evhama kapıldı- ğimı, kulağıma öyle gekliğini zannederek, bahçeyi — dinlemiye | başladım. Yaprak kımıldamıyordu. Bir ân içinde, karanlık ve ses siz bahçenin derinlerinden duy-| duğum bu garip feryadları Cı— libenin sesine benzettiğim tepeden tırnağa kadar ttredim. Vücudümden soğuk bir ölüm. râşesi geçti. Acaba Calibeye bir şey mi o- luyordu?. Bu meş'um saatte?. Yahut meçhul ölüm sırası bana, artık gelmiş miydi?. Ne yapacağımı şasırmış haldeydim. Maamafih, ölüm karşısında - olduğumu bir| tehlikesi siddetle hissedişim, bütün Asabımı ger- Yeni SabalıN ABONE BEDELİ Türkiye — Ednekl 1400 Keş. 2700 Kaş. SENELİK SAYLIK — 750 » 1450 » 3 AYLIK — 400 » 800 » TAYLIK — 150 » 300 » TAKVİM 7 Haziran 1941 GUMARTESİ 11 Cemaziyelevvel 1360 25 Mayız 1387 Gün, 156, Ay 6, Yık 941 . Hızır 38 Öğle 435 İkindi 835 — Ezeni Güneş 8.51 429 1218 — 1619 — Vasati Akşam — Veti — Imsak 1200 — 201 644 — Ezani 1938 — 2130 212 — Vasati |i BEF DİKKAT -a €Yeni Sebahr a gönderilen yazılar ve evrak neşredilsin edilmesin iade olunmaz ve bunların kaybulmasın. dan doleyi hiç bir mesuliyet kebul ı_şı BİR| ÖLÜARANIYOR! BIR GAZETECİ — diği için biranın kafama kur - şun .ğn-ııgı veren . sarhoşluğu tamamile silinmiş, fakat, her sinirim göz ve kulak kesilmiş| gibi bütün varlığım ürpermiş bir haldeydi. Bu sefer, bahçenin derinlerin- de boğuk bir inilti duydum. O vakit derhal oda kapısına fırladım. Kapıyı açtım. Sofa karanlık Vve seesizdi Köşkün içinde sağır bir sessiz- Hk hüküm sürüyordu. Sot elimi duvarda bir aşağı bir yukarı dolaştırarak elektrik lâmbasını buldum. Hemen aç- gördüğüm gölgeyi yaylım ateşile delik deşik etmekte aslâ tereddüt etmiyecektim. Merdivenlerden hezlı hızla in- dim. DA Sofa lâmbasının aşağıya — vu- ran ışığile hafifçe aydınlanmış olan camlı kapımın aralık oldi-. ğunu gördüm. Köşkten biri mi daşarı, bah- çeye çıkmıştı ? Bu saatte?, Buna imkân m vardı?. Odamım penceresinde demin gördüğüm iri bir köpek veya siyah bir ayıya benziyen hayva- turtulan gecenin esrarını seze - bilmek için karanlıkları delme- ye çalışmaktaydı. Ayakta, gayet hassas bir hal- de, en ufak gürültüye derbal ta-| bancamı boşaltacak bir sinirlilik ıçın.ı: bahçeyi dinlemeye bas- Cıhhuuıı sesine benziyen «e bir iniltiye mııw_ıum. olan Bunu uıhmqı plışıynıdı- Hiç bir ses işitmedim. Bahçe, önümde bir kuyu gibi, simsiyah bir mağara içi gibi uzayıp gidiyordu. Hayatımda, ağaçların, - gece, | bu kadar korkunç olduğunu gör | vilâyetlere şimdilik 1600 oto- —ŞEHİR HA ERLERİ Otomobil lâstik tevziatı İstanbul vilâyetinin otomobli lâstiği tevziatı bir müddet evvel yapılmıştı. Dün, mıntaka ticaret müdür- Küğünde yapılan bir toplantıda İstanbuldan gayri vilâyetlere, yapılacak otomobil lüstiği tev- Ziatı işi görüşülmüştür. Bu gibi zobil lüstiği dağıtılacaktır. Ticaret Vekâletinin otomobil lâstiği tevziatı için esaslı ted - birler aldığı malümdur. Lâstik- ler, vilâyetlerdeki acentalara, acenta bulunmaasa vilüyetlere verilecektir. Bır motör beitı kişilik mürettebatı — kendilerini denize atmak imkânını bulabil - mişler ve yüzerek sahile çikmiş- lardır. Kazazedeler tedavi edik miştir « Tren yolile Ana- doluya nakil İstanbuldan tren yohıyla A- nadoluya meccanen göçeceklerin nakilleri bu akşam bitecektir. Bugünkü son kafile Erzurum ve havalisi yolçularından mü - rekkeptir. — Bu son kafilenin Mmürettebi 600 kişi kadardır. Bursa Parzarı sahi- binin tevkifi Fiyat mürakabe memurları- nin kontroller arasında Bursa Pazarı vitrinindeki çoraplar — dikkat nazarlarını çekmiş Vve yapılan incelemede bu çorapların 85 ku- ruşluk olduğu halde üzerlerine 125 kuruş fiyat gösterir etiket- ler konulduğu anlaşılmıştır. Mağaza sahibi Hüsnü hakkış-| da derhal Zzabit tutulmuş - ve adliyeye verilerek sür'atle mu- hakemesine başlanmıştır. İkinci asliye cezada dün yapılan du- ruşmada Hüseyinin bu suçu sa- bit görülmüş ve 25 lira ağır para cezasına — mahkümiyetine ve dükkânının da 7 gün müddet- le seddine karar verilmiştir. Tevkif edilen bir kukacı Koka tirelerini fahiş fiyatla satmakta olduğu görülen sey- yar iplikçi Agop dün yakala - narak adliyeye verilmiş ve ikinic asliye ceza mahkemesihe —yap- lan ilk duruşmasında hakkkında tevkif müzekkeresi kesilmiştir. Muhtekir tirecinin muhakeme - memiştim. Önümdeki ağaçların, gbkıüı önüne düşen ve bundan dolm beliren üst gövde ve kalın, eğri| dalları, ağaçlara boğazlarından asılmış, siyah mantolu adamlar gibi görünüyordu.. Yanımda bir cep lâmbası olmayışı âdeta bey- nimi yakacak kadar bana yeis ve hiddet vermekteydi. Bahçenin ilerisi o kadar ka- ranlıktı ki oraya gitmeye asl cesaret edemiyeceğimi hı&sel—w tim. Elimdeki mükemmel rövel-| vere rağmen.. Böyle vahim zamanlarda in - san âdeta hayvanlaşıyor. Bir| hayvan gibi ürkek kesiliyor, yal nız ölüm endişesi insanı en derin zerrelerine kadar elektrikliyor..| O anda, itiraf ederim ki, ağaç. lardan. omuzuma bir yaprak| düşmüş olsaydı fırıl fırıl döne - rek dört bir tarafa ateş edecek-| tira. Beynime hâkim olan garip bir fikir, dimağıma bir yılan gi- bi dolanmaya başladı. Orada, uzakta, bahçenin de-| rinlerinde beni bir ölüm tuzağı-| na mı düşürmeye çalışıyorlardı? | Yoksa Calibe oraya mı sürük | lenmişti Ona caniler.... Tekrar ayni iniltiyi duyu—w titredim. Fakat ayni zamanda son de- rece hayrete düşmüştüm. Zira ses, bahçeden değil, koş-' kün içinden öbür sephesinden gelmekteydi. Tekrar köşke firledım Camlı kapıdan girdikten son- ra, bir ân durdum. Kalbim hızlı hızlı vurmak - taydı. Gece yarısı, âdeta bir deli gibi, oradan oraya koşarken kendi kendimi görür gibi olmuş- tara, S een vaüy, si mevkufen devam edecektir. Kınalıada rıhtım caddesi Kınalınadada rıhtım caddesi - nin yeniden inşa olunacağını yazmıştık. İnşaat ayın 23 ünde | 4500 liraya ihale edilecektir. Yeni neşriyat 'Atatürk Bibliyog- rafyası Dr. Herbert Melzigin Ebedi Şef Atatürk'ün hayatı, İstiklâl Savaşı ve Türk inkılâbı için il-| mi rehber teşkil eden bu eseri yalnız münevver değil okumayı | bilen he Türk vatandâşmın Bi | yer tane edinmesi” lâzım gelen || kıymetli ve ilmi bir eserdir. E- hemmiyetle tavsiye ederiz. — | el Hava hücumları ve sinir PROSTUN FAALİYETİ Takıım ve Suleymanıyenın imar plânları hazırlanıyor Şehircilik mütehhassısı Prost bugünlerde Şişhane ile Taksim | ve Süleymaniye ile Rüstempaşa | semtlerinin imar ve tanzim plân-| lariyle meşgul olmaktadır. Prost | bu üç sahanın tanzim plânları hakkında umumi kanaat ve fi- kirlerini izah etmiş ve bu arada vali ve belediye reisi doktor Lüt- fi Kırdardan da bazı direktifler almıştır. «.clfl Şehrimizin en kalabalık semt- lerinden olan Beyoğlunun tanzi- | Mi üzerinde mütehassıs Prost kâleti tarafından ileri sürülen noktai nazar da göz önünde tu- tulmaktadır. Beyoğlunun tan- nokta bu mıntakada iki büyük viyadüklü yol bulunmasıdır. Bunlardan biri Azapkapıdan 'Tozkoparan ,diğeri Tophaneden Taksim meydanına giden yollar- | dir. Süleymaniyenin tanzimi Diğer taraftan Prost, Süley- maniye ciyarının tanzimi hu- susunda da umumi kanaatini tesbit etmiştir. Buna nazaran bu mıntakalardaki inşaatın ir- tifaları tesbit olunmaktadır. E- minönü meydanı ve sabil kıs- mında 5, daha yukarılarda 4 ve Süleymaniye civarında ancak 3 katlı binalar inşasına müsaa- de edilecektir. Evvelce inşa e- dilen daha yüksek binaların irti- faları da bu esasa irca oluna- zim plânmda en ehemmiyetli | caktır. v İKTİSAT MAARİFTE: Naftalin ve tel |İlk okul çağındaki satışları çucukların sayınmaı Ticaret Vekâleti, alâkadarla- ra gönderdiği bir emir ile naf- talin ve tel satışlarını durdur - muştur, Vekâletin, bu maddele- rin satışları için yeni bir karar ittihaz edeceği anlaşılmaktadır. Gümrük ve İnhisarlar Vekilinin tedkikleri Gümrük ve inhisarlar Vekili Raif Karadeniz, dün de tetkik- lerine devam etmiştir. Vekil dün | öğleden sonra Paşabaliçeye 'gi- derek inhisarlara ait mücssese- lerde tetkiklerde buhunmuştur. Manitfatura geldi Şehrimizdeki alâkadarlara ge- len malümata nazaran İskende- run limanına mühim miktarda manifatura eşyası gelmiştir. Bu eşyalar da, ithal ve tevzi olunacaktır. İskenderun limanı tan- zim ediliyor İskenderun limanının imar ve tanzimi faaliyetine devam olun- maktadır. Bu maksad. ile İzmir limanından lüzüumlu bazı tah - mil tahliye vasıtalarının İsken- deruna gönderileceği haber ve- rilmektedir. Oksijen tüpü fiyatları İç piyasada oksijen tüpleri 250 kuruşa sat r. An- gak bu fiyat topdan satığlara -mahsustur, Fiyat Mürakabe ko- misyonu, perakende aatış fiyat- larmnı da tanzim maksadi ile bu satışlar için 295 kuruş kabul et- miştir. Dünkü ıhracat Dünkü ihracatın yekünu 135 bin lira idi. Bu arada dün İsviç- reye deri, kepek, tütün, İtalyaya Önümüzdeki ders senesi zar- fında ilk okul talebeleri için lâ- zım gelen mektep, ilâve sınıf ve muallim ihtiyaçların ianlamak üzere temmmuz ayı içinde tahsil çağına gelip ilk mektebe devam edecek olan çocukların sayımı bu hu- susta lâzım gelen bütün . hazır- hkları , tamamlamıştır. Bu sa- yam işinde geçen sene yapılan u- Mumi sayımdan alınan dersler - den de istifade edilecektir. Okul kamplari tehir olundu 1941 tatil aylarında Zongu- dak ve İstanbul vilâyetlerinin en havadar ve en güzel yerinde açılacak olan ilk okul kampla - rının 23 haziran pazartesi günü açılmaları mukarrerdi, öğrenil- diğine göre kampların açılma tarihi bir kaç gün tehir olun - Muştur. Kaydişine devam olun- maktadır. Üniversite- haftası 1ihayetleniyor 1 Haziran pazar gününden itibaren Diyarbakırda başlıyan üniversite haftasına iştirük ede- cek olan profesörlerin Diyarba- kırda verecekleri konferanslar yarın. bitmektedir. Heyet pa - Sar günü Diyarbakırdan hare- ket edecektir , Kalay muhtekirleri Fiyat Myrakabe bürosu, Tah- mis sokağında Ali adında birisi- | ni ihtikâr suçundan dolayı adli-| yeye vermiştir. Ali 4 liralık ka- layı 9 liraya satmaktan mâz - deri satılmaştır. nundur. — BakkalKadın Kese kâğıdına doldurduğu pa- raları elinden ken feryadı basmış Dün birinci ağır ceza mah- kemesinde - bir yol kesme ve gasp hâdisesinin muhakeme- sine bakıldı. Davanın tahkikat mukavemeti Darvis - John Kaugdonun bul | mühim ve gerçekten aktüel e-| seri Şekip Engineri tarafından | dilimize çevrilmiştir. Matbuât| Umum Müdürlüğü — tarafından neşredilmiştir. Tavsiye ederiz. Herkesin mecmuası Havacılık ve Spor (287) inci sayısı güzel ve dolgun münderecatile - intişar!: | etmiştir. Hem istifade, hem de| Türk Hava Kurumuna yardım| etmek isterseniz bu Kıymetli| mecmuadan bir tane satın alı-| nız. Pişman olmazsınız. W Orta okul Yedinci sayısı güzel ve öğre- tici münderecatla çıkmıştır. Her| orta okul talebesinin birer tane | edinmesi kendi menfaati icabın- devam eden Vve öğretmenlerin gayretile çıkan bu güzel mecmu- ayı bütüm talebelere tamsiye cde> safhasi bitirilmiş - olduğundan müddelumumi Feridun Bagana tarafından mütalea — serdolun- du ve suçluların - cezalandırıl- ması istendi Bu mütaleaya ve muhakeme safahatına göre bu hâdise şöy- le olmuştur Bundan bri müddet Üsküdarda bakkallık etmekte olan Zehra adında bir bayan her akşam geç vakit dükkânı- ni kapatmakta ve eline bir de kese kâğıdı alıp kendine lâzam olan yiyeceği koyarak evine gitmektedir. O civarda oturanlardan Hu- lüsi ve Mehmet adında iki a- çık göz uzun müddet Zehrayı tetkik etmişler ve onun bu ke- se kâğıdaına günlük satışın hasılâtı olan parayı doldardu- ğunu ve özerine de öte beri koyduğunu hissetmiğler ve bir akşam tenba bir yemde yolunu keserek kese küğıden olinden almak isterler- almağa karar vermişletdir. Bir gün, Zehranın dükkânı- nı her zamandan daha geç ola- rak kapattığını görea, Hulüsi ile Mehmet kararlarını mevkiine çıkararak Zehrı yolda yakalamış ve — Ver bakalım şu kese kâ- ğıdında ne var? Demişlerdir. - Zehra ise bu vaziyet karşısında derhal işi hissetmiş, soyulacağını — anlar anlamaz feryadı basmıştır Etraftan koşuşan bekçilerle polis bu iki yol kesici) kâğıdile birlikte kaçarlarkı takibe başlamışlardır. Hirs lar kurtuluş çaresi bulamayını kese kâğıdını bırakmı: polis onları bırakmamış ve biraz sönra yakalanmışlardır. Polisde, itiraf ve mahkeme- de inkârda bulunmalarına rağ- men suç müddeiumumilikçe sabit görüldüğünden ikisinin de 497 inci madde - mucibince cezalandırılması talep edilmiş- tir. Mahkeme karar için başka bir güne bırakılmıştır. 4 | mış bir vaziyette Görünmez bir kaza |Bir muhafaza me- muru kazaen öldü Yenikapıda Trüsumat memur- larından Sıdkı Kaya evvelki gece nöbet kulübesinde 24 e kadar vazifede — bulunduktan | sonra nöbeti teslim etmiş ve e-| vine giderken yol kenarındaki | yüksek sedden düşüp ağır su -| rette yaralanmıştır. Hastaha -| neye kaldırilırken — ölen Sıdkı Kaya adliye doktoru Hikmet Tü- mer tarafından muayene olun- muş ve cesedin defninne ruhsat verilmiştir. Yeni ekmek B ü tipi (Baş tarafı 1 imci sayfada) yüzde yirmi çavdar olacaktır. Yeni tip ekmek fiyatlarında tenzilât yapılıp yapılamıyacağı henüz malüm değildir. Ofisin| yeni tip ekmeklik un çuvalları - na tesbit edeceği fiyat üzerine belediye yeni tip ekmeğin fiya- tını tesbit edecektir. Fakat umu miyetle zannolunduğuna — naza- ran ekmek fiyatında tenzilât yapmak imkânı bulcamuyacak- tır. Francala furmları ekmek imal M edecekder Diğer taraftan belediye fran- calâ imalinin tahdid edilmesin - den sonra kapatılmış — bulunan francalâ fırınlarının ekmek imal| etmesine mitisaade etmiştir. Yalnız ilk partide bunların 10 tanesinin ekmek imal etmesi kabul edilmiş ve kura ile bu fi- rınlar tesbit edilmiştir. Bunlara günde 158 çuval un verilecek - tir. | Ekmek buhranı önlendi Diğer taraftan dün sabahtan itibaren ekmek buhranı tamami- | le önlenmiştir. Hata bazı firın- lardan ihtiyaçtan çok fazla ek- mek imal etmişler ve belediye bu ekmekleri lâzımşa bazı mın- takalara — sevkedebileceklerini| bildirmişlerdir. Fakat belediye| buna İHizum olmadığını - bildir-| miştir. Sanzasam ı Bir hezimetin tarihçesi (Büş tarafı 1 İnci sayfada) | de Edib gibi derin TAKVIMDEN BDEBİR YAPRAK Bn. Hâlide Edibin konferansı Yazan: ULUNAY Bn. Halide Edib, dün Eminf- nü Halkevinde bir hasbihalle Türk kadınlarını yardım vazi- fesine davet etti. Bu konuşma kendisinin söylediği gibi bir konferans - değildir; sadece bir hasbihaldir; candan bir hasbi- haldir. Hasbihalin mahiyeti de bir davet değildir; o daveti izah- tır. Çünkü Türk kadınları vazi- fe sözünü işittikleri anda hemen koşuşmuşlardı. Bn. Halide Edib hasbihale başlariken : — Son iki sene zarfında siz- lerle karşı karşıya geldiğim za- mran hep edebiyat bahisleri üze- rinde (ukalâlık) ettim! diyor. Ve bu tavazua karşı kocaman bir: — Estağfurullah'a hak - ka - zanmış oluyor. Zira hepimiz bi- liriz ki “bilgili,, lerin cehalet peçesi olan “ukalâlık,, Bn. Hali- itürlü bir kadının ağzında büyük bir te- vazu nişanesidir. Âlim kadının haabihali, firenk lerin causerie dedikleri her mevzua temas eden bir konuş- ma idi. Bu güzel (konuşma) tâ- biri dururken bure hasbihal de- meği de doğru bulmuyorum. Bizde ilk defa olarak monolog yazan merbum Ahmet Hikmet © zamanın yazı adabına kapıla: rak bu gibi yazılarına hasbihal Şair Hayret: | İnleyim dinle gönüü Dinleyim inle gönül Gel hasbihal edelim Bugün seninle gönü Kıtasiyle hem sadeliğe, hem de mukayyet kafiyeye en parlak bir misal getirdiği gibi “hasbi- hal,, in dene demek olduğunu pek güzel anlatmıştır? Konuşmada - temas edilen mevzuların hepsi ehemmiyetli - dir. Fakat bilhassa içtimai bir “bid'at,, a dokunan noktada kendisine çok hak verdik. Bn. Ha. Edib: Zenginlerimize — sorâtım! diyor. Elli sene sonra isimlerini yâde vesile olacak bir eserleri var midır? Biz bu suale bir yenisini ilâve edelim: — Zenginlerimizin elli sene sonra isimlerini yâde vesile ©- lacak eşerlerden vazgeçtik. Biz decelli seneyi idrâk edebilmiş babadan oğula bir servet var mı kilmiş olduğundan düşmanın | (Aisne) in cenubundan geçme | teşebbüsü bu ordu tarafından tamamile defi ve bertaraf edil- | mişti. Fakat Almanlar bu ilk | muvaffakiyetsizlikten yılmamış lar ve (Missy) civarında yaptık- ları ikinci bir teşebbüs netice- sinde (Aisne) i geçerek ırmağın beri kıyısında yerleşmeğe mu- vaffak olmuşlardı. | Buna mukabil 8 ıncı ve 7 in- ci Fransız orduları arasındaki irtibat evvelce tamamile k: miş iken bu irtibat ayni gün zarfında yeniden teessüs etmişti. Bu irtibatı 1914 Cihan Harbin- den arta kalma 11 inci demir| fırka çok kuvvetli bir surette | muhafaza ve temin eyliyordu. | Yedinci Fransız ordusunun sağ fırkalarından üçü hâlâ (Somme) la (Oise) arasındaki (Crozot) kanalı üzerinde bulu- nuyordu. Ve bu fırkalar düş- man farafından arkaları. alın- idiler. Zira (Pöronne) den ilerliyerek (Ro- ye) e varmış olan düşman kıt- aları bulunduğu gibi sağda da (Ailette) yi geçerek (Saint-Gö- bain) ormanına varmıştı. Bu suretle o üç fırka (3 ünci üncü ve 29 uncu fırkalar) müsş- | kül bir durumda buıunuyorıaı» dı. Düşman bu vaziyetten isti- fade ile 3 Pransız fırkasının ar- kasında toplana onların ri -| catine mâni olmak icin manevra| ya başladı. | Bunun için de Almanlar, Fransızların sağcenahları geri - | sinde (Oise)i geçerek şimale| doğru bir taarruz hareketine| başladılar. Lâkin (Genvry) den | ileri geçemediler. İkinci bir te- şebbüs olmak üzere (Somme) ü-| zerinden ilerliyerek (FHam) isti- kametinde bir taarruz daha y tılarsa da bu taarruz da mu vaffakiyetle tardedildi. Üç Fran sız fırkası da 7 haziranı 8 hazi- rana bağlıyan gece zarfında muntazam bir ricat yaparak T inci müstemleke piyade fırkası- nin hatları gerisinde mevsi al- maya muvaffak oldu. Kekası v 3 dir? Otuz sene evvel tanidiğım biri çok muazzam servet sahiplerin- den bugün kalan eser yapran- mıiş kostümlü, yırtık — pabuclu tekne kazıntısı mahdum beyler- le kerime hanımlardır. Eskiden seryet sahipleri, padişahla gazabından — kelleyi ku mı- yacaklarını bildikleri için hiç ol- mazsa çoluk çocuklarını sefalet- te bırakmamağı düşünürler ve mallarını müsadere ettirmemeğe çare olarak bir vakıf yapıyor- lar; bir de tekke açarak başına şeyh ve mütevelli sıfatiyle ço cuklarını getiriyorlardı. Bu sa yede filânın medresesi, falanır kütüphanesi, imareti deniliyor du. Tanzimattan sonra bu da kalmadı. Zenginler ya paraları ni çıtır çıtır kendileri yi Yahut ta bu vazifeyi v havale ediyorlar. Bn. Halide E- dib'in şimdiki düğünlerde o iz- raf'edilen çiçek yığınlarından şikâyeti fer'i olmakla beraber içtimai hayatımızda üzerinde durulacak — kadar ehemmiyetli bir meseledir. Dedikleri gibi bir çiçek için sarfedilen altı Bin lira ile her zamân k yemek yüzü görmeyen çok fükaranın yüzü güler bir ailenin saadetine onlar da işti- râk etmiş olurlar. Halbuki o al- ti bin liralık israf niha cak çiçekçinin yüzünü güldürü- yor. Garplilarda bizim eski âdet- lerimizi hatırlatacak an'aneler vardır. Kasabalarda yapılan düğünlerde kazanlarla yemekler pişirilerek herkes it'am edilir. Noel gecelerinde verilen büyük ziyafetlerde sokaktan geçen her hangi bir fakir, davet edilir ve sofra ne kadar muhteşem olur- 8a olsun en baş sedire geçirilir. Evvelâ. bunları yapalım. On- dan sonra istediğimiz kadar çi- çek gönderelim, Ba. Halide Edib'in “Konruş . paa,, sma bu bakımdan cok fay h sördük

Bu sayıdan diğer sayfalar: