15 Temmuz 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

15 Temmuz 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 Fakat Züleyha, Yusufun da « ha ziyade kamçtlanmasma ta - raftardı. Çünkü yiyeciğ kamçı - larla moraran, gişen o güzel vü- cudu kendisi tedavi edecekti. Bu sayede Yusufla yine bir arada bulunmak imkâmnı elde etmiş olacaktı. Fakat zindan cezası - nin ucunda, kısa bir zaman için dahi olsa, ayrılık vardı. Züley - ha ise Yusuftan bir saniye ay - rılmaya tahammül edemuiLş Bütün bunları süratle zihnin | den geçirdikten sonra tekrar ko casına döndü: — Kamçı cezası daha muva- fıktır. Canı yansınki bir daha e-| fendisinin ehline kasdetmeğe | kalkışmasın. Züleyhayı ele vermek isteme- 'yen Yusuf bu çirkin iftira ve ce- | -za tayini üzerine nefsini müda- faaya mecbur kaldı. Şiddetle iti- Taz etti: — Ellin yalan #öylüyor ya —-Su. behey küstah! Züley- yetiyle Zilleyiianı üzerine afıle yor; Zileyha Ga kendisini mü - dafaa etmek mecburiyetinde ka- hyor; Yusufun eteğine sarılı - yor ve etek ön taraftan yırtılı- yor, Yusuf, Züleyhayı “altına almağa muvaffak olamıyacağı - na kanaat getirerek kaçmağa ka rar veriyor ve derhal kaçıyor. Potifar, Yemlihanın yürüttü- ğü muhakemeyi gayet makul buldu. Hemen Yusufun entari- sini muayene etti. Eteğinin ar- kadan yırtılmış olduğunu gör - dü. Züleyhanın yüzüne tükü - rür gibi haykırdı: — Şimdi anlıyorum ki yalan söyleyen ve mücrim olan sen- sin! Yusuf , masumdur. Kendi kabahatini bastırmak için ona | iftira ettin!, Yusuf, işin bu safhaya dökül- tu. Potifarın önüne diz çöktü ve ellerine sarılıp: — Onu affet, ya azizi. Diye yalvardı. Potifar, hâdi- senin dallanıp budaklanmasım zaten istemiyordu. Yusufa aya- | ha yalan söylemez! — Fakat iben hiç yalan söyle- mem! Adil ana derlerki evve - la haklı ile haksızı ayıra; ondan Züleyha, hırçın bir sesle ba -| Yalan söylemekte israr etme- #ine müsade etme Potifar! 'Yusuf hemen ilave etti: — Ben'uyuyordum. Geldi, be- ni uyandırdı, fenalığa davet etti | kabul etmedim, işi zora bindir - di. Odadan çıkıp kaçmağa mec- bur oldum. Arkamdan koştu, eteğimi yakaladı ve'yırttı. Haki- Tnt b SA ll ömnbakene | edilelim. Yusuf, bu sözleri yüzde yüz| itimat telkin edici bir belağet- le söylüyor; Züleyhanın amca | zadesi Yemliha da dikkatle din-| liyordu. Potifar ise dirleyecek | ada olmadığı için i qîmyoıîiıı İN Zmeyhı, Yusufün bü açık iti- rafı karşısında ne söyleyeceğini kendisini nasıl müdafaa edece - lerini gicirdatiyor, — düdaklarını | aırıyordu. Yemliha, aralarına | girdi. Üçüne birden hitap ede- Tek: — Size Hükenilik yapmak is- tesem kabul eder misiniz? Diye sordu. Üç ağız bir anda açıldı: Yemliya, adalet sahibi bir hâkim gibi vaziyet aldı ve de-| va metti: — Yusuf bir iddiada bulunu- 'Züleyha arkamdan koştu, | eteğimi yırttı,, diyor. Eğer Yu- sufun eteği hakikaten arkadan yırtılmış ise, Züleyhanın onu kovaladığı, odadan dışarı — çık- masına mâni olmak için bütün fncn ile eteğinden yapıştığı an- laşılır. Bu, Yusufun, masum, Züleyhanın mücrim — olduğunu gösterir. Eğer etek önden yır- tılmış ise, gözümüzün önünde göyle bir manzara canlanır: Yu- Buf, namusuna kastetmek ni- Eimn Yeni Sabah ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi SENELİK — 1400 Keş. 2700 Keş || SAYLIK — 760 » 1460 » SJAYLIK — 400 » 800 » TAYLIK — 150 » 200 » TAKVİM HIZIR 7 GÜN 196 AY 7 15 EMMU Z Temmuz dhır 20 1941 SALI Bğle 4.39 12,70 Yatsı 1.58 2137 Güneş 9.b1 441 Akşam 112100 19.40 Mkinti 8.39 Ezani 16219 Wasati İmsak 648 — Ezani, 2.28 Vasatı | BEF DİKKAT —a €Veni Sabahz a göndetilen yazılar Ve vvT megretillsin etilmesin ada solunmaz ve — buriların kaybolmasın-. dan “dolayı Hilç bir mesuliyat kabul edilmez. | danh Potifar, ğa kalkmasını , işaret ettikten sonra: — Bu mesele dördümüzün a- rasında kalmalı ve unutulmalı- dir!. Dedi, Yusuf, derhal cevap werdi: — Ben böyle bir hâdise hatır- lamıyerum ve hatırlamıyacağım da ya aziz!. mesinden pek müteessir olmuş- | KENIİ BABAH Kahve / kevziatı VîlAyet ıerbeıt' larak-satiş yapıl- masına müsaade etti — Vilâyot, yeniden gelen — 800 çuval kahvenin “tevzüne dün - den itibaren başlamıştır. Kah- velerden 150 çuvalı memurlara tevziat yapan belediye memur- | lar kooperatifino verilmiş, di- | ğer kısımları " muhtelif kaza - | İarın ihtiyaçları göz önünde tu-. tularağ, kazalara dağıtılmıştır. Kadlra tevzlat dünden iti- olarak birinci tevziat esnasında | yapılmaktadır. Vilâyetin, kendi kontrolü al- tında serbest kahve satışı yap- faracağını yazmıştık. — Vilâyet serbest satışlara 90 çuval kah- ve tahsis etmiştir. Satışlar ku- ru kahveci B. Mehmet ve B. İh- sanın Beyoğlu ve İstanbuldaki şubelerinden yapılacaktır. Ser- best tevziat 125 gramlık paket- | derbalinde ve 35 kuruş mukabi- linde yapılacaktır. Adliye Vekili Dün icrayı ve |Hukuk mahkeme- lerini dolaştı Bir kaç gündür şehrimizde 0- Yemlihada kimseye birşey söy- lemiyeceğine dair yemin etti. Zü- | | deyha şutancından — kulaklarına kadar kıpkırmızı kesilmiş - bir | halde odasına kaçtı. Yatağının | üzerine kapandı; başını avuçla- | rının arasına alıp hıçkıra hiçki- | ra ağlamağa başladı. | Potifar, Züleyhanın müerim | olduğuna yalmız Yemlihanın yürüttüğü makul muhakemeden kânaat getirmemişti. Ayni za- manda onun yarı üryan vazi- yette bulunduğuna ve vücu- dundan nefis kokular neşrettiği- ne dikkat etmişti. Hem de çir- kin hâdise Yusufun yatak oda- sında vukubulmuştu. Züleyha, lup adliyede teftiş ve tedkikler- de bulunan Adliye Vekili Ha- san Saffeddin - Menemencioğlu dün de adliyeye gelerek icra da- irelerini gezmiş ve bilâhare def- terdarlık binası yakmındaki | daireye giderek hukuk mahke-| melerinde rüyet edilen davalar | da hazaır bulunmuştur. Yeni tayinler Yedi aydanberi İstanbul mın- takası Ticaret müdürlüğünü yapan Sait Rauf Sarper, İaşe umum müdürlüğüne tayin edil- Miş we yeni vazifesine başla - mak üzere Ankaraya dönmüş - öyle yarı çıplak vaziyette ve nefis kokular sürünmüş — bir| halde delikanlının yatak odasına elbette hüsnüniyetle gitmiş ola- mazdı. Fakat, iyi kalbli ve temiz vic-| bir cihetten de| Züleyhaya hak veriyordu. Evle- | | neli onu iki sene olduğu halde | ona kocalık edememişti. Züley- ha gibi genç, güzel ve fevkalâ- de ateşli bir kadın elbette rahat, duramazdı. En tehlikeli çağda bulunan her kadın gibi onun da| hayvani arzulamını tatmin etme- ğe hakkı ve ihtiyacı vardı. Lâkin Potifar, bütün bu ma- kul ve salim düşüncesine rağ - men Züleyhanyı mazur göre- miyordu. Ortada müdhiş bir iha- net vardı. Öyle bir ihanet ki Potifarın şerefini, namusunu, 'haysiyetini on paralık ediyor - dü. Z Potifar, Yusufu savmış ve bu fevkalâde hâdise -dolayısiyle | Yemlihayı selâmetlemişti. Peri- şan bir halde karısının yanına döndü. Onu hıçkıra hıçkıra lar vaziyette buldu. Yavaş ya vaş ilerleyip baş ucuna dikildi. Züleyha, kocasının geldiğini farketmemişti. Vaziyetini değiş- tirmeden bir müddet ağladı. Hayli hıçkırdıktan we göz yaşı döktükten Sonra doğrulup | kalktı. Potifarın asık suratı ve hiddetli bakışları ile karşilaşın- ca fena halde korktu. Bir | adım geri gekildi. Sırtımı duva- | ra dayadı. Ellerini önüne uzatıp | dü. Kocasının kendisinden h: ap Ssormağa geldiğini muhak- ak addediyordu. Biraz sonra 0- dada kızılca kıyamet ikapacak - ti. Potifar, bir heykel gibi hare- ketsiz dikilivordu. Yam hiddet, yarı merhamet kevilemmları sa- | çan bakışlarını Züleyhanın kor- kudan sapsarı kesilen yüzüne givilemişti. Hiç.de haşin olm- yan bir sesle: — Korkuyor musun ? Diye sordu. Sualine cevap a- lamadı. Züleyha konuşacak hal, de değildi. Daha ziyade büzü- lüp — küçillmeğe — çalışıyordu. Potifar, sualini 'tekrarladı: — Korkuyar 'musun, 'Züley- ha? Bu sefer Potifarın — gesi ol- | vücuduma siper yaparak büzül-| y tür. İaçe Umum Müdür vekilliğini yapan Faruk Sunterin aslf vazi- fesi olan Standardizasyon — U- | mum Müdürlüğüne verileceği söylenmektedir. Diğer taraftan İstanbul Min-| taka Ticaret Müdürlüğü müşa- virlerinden Necmeddin Meto da, Mantaka Ticaret Müdürlüğüne vekâleten tayin edilmiştir. Üniversitede ikmal imtihanları Tp ve Fen Fakülteleri son sınıflarının iki haftadan beri devam eden son sınıf ikmal me zuniyet imtihanları bugün ni - hayet bulmuştur. Bir kaç gün iginde imtihan neticelerini bil- diren Hste talebeye ilân edile- mektir. Her iki fakülteden de imti- hanlara giren talebenin mevcu-| du 150 kişidir. Züleyha — gene daha doğrusu, dukça haşindi cevap vermedi; veremedi. tiği günahın hicap kızıllığı ile yanan yüzünü, avuçları arasına | gizledi sının kin ve nefret s: larından sadece yüzünü gizle- yebiliyordu. Yusufu tahrik e- debilmek için yarı üryan hale getirdiği nefis vücudunu bir ttür- lü gizleyemiyordu. Potifar ise, | bu çirkin hâdiseden evvel daima | 'etmeğe “do- bu 1 vücuttan a iğreniyordu. Nasıl iğrenmesin ki yalnız kendisine ait olması icap eden © güzel vi cut, ikinci bir erkeğin kolları rasına teslim edilmek - istenmi ti. Bereket versin, bu ikinci er- kek, bir ahlâk ve fazilet timsali | idi. Eğer Yusufun yerinde başka birisi olsaydı, Potifar, pek feci bir şekilde aldatılac ve aldatıldığını asla bilmiyecek- | ti. Yusuf, Züleyhanın visal ta- lebini veddetmekle Potifarı bu, mükthiş felâketten kurtarmştı. Gösterdiği ahlâk salâbetinden Golayı Yusufa ne kadar teşek- Kür etse azdı.. Lâkin gu anda) karşısında büzüldükçe büzülen, üdeta girecek delik arayan ka- rsı Züleyhaya ne demell di? . (Azkamı var), baren başlamıştır. Tevziat ilk | | fiş alıp da kahve alamıyanlara İşlemeğe teşebbüs et- | Kaç para eder ki koca-| an bakış- | EHİR HABERLERİ [ Mü Fiyat mürakabo komisyonu, dün, Vali muavini Ahmet Kını- kın reisliği altında toplanmış- maştır. Komisyon dünkü toplantısın- da perakendeci manifaturacıla- rın dileklerini tetkik etmiştir. Malüm olduğu üzere bundan bir müddet evvel komisyan bir kısmını perakendecilere bırak - mak şartile topdancılara yüzde 28 kâr vermişti. Toptancıların bu karara uymadıkları ve pe- rakendecilere hiç bir kâr b rakmadıkları — perakendeetlerin | vaki şikâyetlerinden anlaşılmış tır. Bundan dolayı komisyon, topdancıların bu kârlarından Maarif programlarında bir değişiklik Bu yil orta tedrisat müesse- selerinde tedrisatın 15 nisanda geçen senelere nazaran çok er- ken bitmesi üzerine orta okul ve eliselerde bazı dersler müf- redat programının icap ettirdi- ği şekilde tamamlanamamıştır. Maarif Vekâleti bu hususu nazarı itibara alarak tamamla- namayan derslerin önümüzdeki ders yılı programina - itlaline karar vermiştir. Dün Maarif Müdürlükleri de noksan tedrisat hakkında Ve - kâlete mufassal birer rapar gön Yeni ders senesinde bu de bunlar için zaman ayrılmak suretile noksanlar mış dıca.ku: Son kırk pekiz saat zarfında Zd cinayet olmuş ve an yedi yaşında gene bir kızlar henüz || 34 yaşında buluman bir delikan h bu faciaların kurbanı olmuş || tardır. Her iki cinayetin suçtuları dün adliyeye verilip ilk sorgu- || ları yapıldıktan sonra - tevkif edilmişlerdir. 'Yapılan tahkikata ve sor- gudaki ifadelere göre birinci cinayet şöyle olmuştur: — Eyüpte Üçgehitler ma- hallesinde Bağ çıkmazı soka - ği 6 sayıda oturan Veli Değer kaybolan bir tavuğunu kom- şusu Kutsimin bahçesinde bu- larak bir kavga etmişler ve sonra ayrilmışlar'dır. Fakat buna canı sıkılan Veli, evvelki akşam Kutsinin yolunu bekli- yerek onu karşılamış ve bıçağı çekip eni tavuk gibi boğacağ . Diye tam kalbi budur; diye saplayıp biçareyi cansız bir halde yere yıkmıştır. Hâdise yerinden derhal kaçan bu cani bir müddet sonra Ramide Sab- rinin kahvesinde yakalanmıs; kanlı bıcağını saklıyan Meh met adındaki arkadaşı da bi:- likte olarak dün adliyeye veril mişlerdir. Birinci sulh cezad: yapılan ilk sorguda Veli < Müştir ki Kutsi ile kardeşi benim önüme çıktılar. O bıçağını çe- kip üstüme saldırdı. Ben daha atik davrandım onu - vur. || Gum, öldt Bu sözlerile müdafaai nefs gibi bir vaziyeti İleri sürmüş; suç ortağı Mehmet ise: — Benim bir şeyden habe- rim yok. Veli bıçağım haberim olmadan cehime koymuş. Diye kaçamaklı bir ifade vermiştir. Fakat neticede iki- | n rakabe knmisynnunun dünkü tnplantısı Et 'narhmın kzıldınlması hakkım- da ileri sürülen teklif reddedildi ” umumiliğine verilmiştir. İki Cinayet — Bir tavuk yüzünden bir cinayet : Nişanlısın öldüren kanbur genç . . yüzde 5 kesilmesine karar ver | Mmiştir. Bu kâr nisbetinin mani- faturacılara verileceği anlaşıl- maktadır. Bir kaç gün evvel, hükümet mısıra narh koymuştu. Bazı ai sır tacirleri dün komisyona mü-| racaat ederek bu fiyatlara iti- raz etmiş'erdir. Komisyon, bu dilekleri Ticaret Vekâletine ar- zedecektir. Kasaplar, et narlının kaldı- rılarak et fiyatlarının serbest bırakılmasını istemişlerdi. Ko- misyon dünkü toplantıda et narhının kaldırılması etrafında- ki teklifleri reddetmiştir. Bir yapağı muhtekiri yakalandı Bazı kimselerin, Sümerban kın mübayaa fiyatlarından faz- la vermek suretile müstahsilden yapağı satın aldıkları, sonra bunları kâr Hâvesile Üüçüncü, dördüncü ellere sattıkları, fi- yatları mürakabe teşkilâtı tara- | fından bu hususda kontrollere başlandığı yazılmıştı. Kontroller neticesinde bun -| lardan biri şehrimizde suç üs- tünde yakalanmıştır. | Zeki adında olan bu tacirin) elinde bu suretle satın alınmış 20 ton yapağı bulummuştur. Ze- ki bu yapağıların kilosunu 97.5 kuruş alarak Sami Ozan ismin-| de diğer birisine satmıştır. Zeki, bu malların tutarından 16200 lirayı çek mukabilinde, 3500 lirayı da nakden almıştır. Bu tacir, Cümhuriyet müddei - İlk mektep kursları Şehrimizde bulnann ilkmek- teplerin kursları dünden itiha - ren açılmış ve faaliyete başla - muştır. &i hakkında da tevkif kararı verilerek müzekkereleri kesil- miştir. İkinci cinayete gelince: Az kanbur ve çirkin bir genç olan Behzad; Halımsoğ- lunda marangozdur. Reji a- melesinden sarışın bir kız olan 17 yaşındaki Muzafferle bir senedir nişanlıdır. Fakat ne kadar fedakârlık etse, ne ka- dar para haneetse Muzafferin hoşuna gitmediğini anladı için bir gün ayrılacaklarını hi n setmektedir. Nitekim bund kavga etmişler ve ayrılmışlar- dırmak; korku ile olsun gönlü- de gelip onun geçmesini bekli- ve ini laşınca yal armış korkutmak ranına aldığı- çin nı söylediği bıçağını bir müddet evvel Muzafferle der. Dün sabah Muzafferi kan- nü kazanmak için Sultanahıme- yen Behzad nişanlısı ile karşı- kabul edilmed örünce onu çekere üzerine yürümüş ve gözünün gördüğü yere daldırıp ç- karmaya başlamıştır. Kızın feryadına yetişen civar kah- ve halkı ve jajndarma karakolu efradı suçluyu lamışlar dır. Fakat hastahaneye götü- Tülmek üzere bulunan alı raların tesiril hal ölmüştür. nç kız der- Dün öğleden sonra adliye verilen suçlu Behzad; birinci sulh cezada sorguya çekilmiş ve demiştir ki Ben onu kaorkutacaktım Fakat tam ben bıçağı çekince © korkacak yerde benim üstü me atıldı. du, öldül Sorgu hâkimliği suçlunun bu ifadesine mukabil derhal Ve bu arada vurul- müzekkeresini yazdırarak hak kında tevkif kararı vermiştir. : OKUYUCU DİYOR Kİ: Bir eczahaneden | şikâyet ediliyor Bir yaralıya pansuman yapmak ve doktor müdahale- sine kadar müdavatı evveli- yeyi yapmak — eczahanelerin vazifesi değil midir? Bugün Lâleli apartmanla- rmın yanınde top oynamak- ta olan oğlum kazaen düşe- rek elinde geniş bir yara a- çılmış ve arkadaşlarının yar- dımiyle hemen karşıdaki cc- zahaneye giderek bir pansu- man yaptırması rica edilmiş. Bilhassa eczahane sahibi mü- temadiyen akan kanı gördü- ğü ve yaranım içine toprak- ların karışmış olmasına rağ- men hiç ehemmiyet vermiye- rek “Evvelâ 25 kuruş getiri- niz ondan sonra pansuman yaparız,, cevabını vermiş ve tabii çocuk eve gelip vazi ti analtıncaya -kadar da hayli kan zayi etmiş. Bir ec- zahanenin bir yaralıya bu şe- kilde mi muamele etmesi icap eder. Bilhassa yarelı o daki- kada istenilen parayı vere- miyecek bir çocuk olursa bi- raz daha insani hareket edil- mez mi? Ve bir yaralının dok tor müdahale edinceye kadar ilk tedavisini yapmak ce- zaneninm, eczacının vazifesin- den madut değil midir? Bir hayatı 25 kuruşa feda ede- || cek kadar muhteris olmıya- hm. Şu acı hüdisenin gaze- tenizde dercile makamı âidi- nin nazarı dikkatini celbet menizi derin saygılarımla || dilerim. Lâleli Koca Ragıp caddesi 6 No. da Belediye İktısat Müdürlüğü memurtarım- dan Pethi Kayar Fırancala tevziatı Belediyenin francala tevziatı-| mı yeni baştan teşkilâtlandıra - cağını yazmıştık. Tevziatta esas rapor usulü olmakla beraber bu usul geniş mikyasta ıslab olu - nacaktır. Belediye, francala al-| mak için belediye ve hükümet| doktorlarından rapor getiren| vatandaşlara birer fiş verecek-| tir. Bu fişlerde alınacak fran- | calanın miktarı ne müddetle a-4 lnacağı yazılacaktır. Bu fişle -| rin tab'ı belediyeye matbaasında yapılmaktadır. Bu fişletle her-| kes günde azami 250 gram fran cala alabilecektir. “cala alabilecektir. — —— © | HALKEVLERİ - | | | Fatik Halkevinin faaliyeti Fatih Halkevi yaz münasebe- tile halkevi bahçesinde açık ha- va temsilleri vermektedir. İlk olarak İsmail Hakkı Bal- tacıoğlunun yazmış olduğu (An- daval Palan) oynamışlardır Şimdi de bir hafta her gece saat 21 de Vedat Nedim Tör'ün (Kör ve Hülya Göz Alanın) Yanlış Yol) piyeslerini oynı - acaklardır. Bu bir haftalık faaliyetten sonra ker hafta salı ve cuma faaliyetlerine devam Bundan başka bir bağlama orkestrası kurulmuş bunlar ça- ma başlamışlardır iyette bu- lara Mekteplerde pasif korunma teşkilâtı 'narif Ve eti önümüzdeki yılı başlangıcında — bütün »rde birer pasif korun- ilâtı vücude getirilme - karar vermiştir eserlerin tesbit ve muhafazası rif Vekâletinin verdiği bir aran şehrimizde bu- n tarihi eserlerin tesbit ve afaza için mütehassıs kimselerden müteşekkil bir ko- misyon kurulacaktır Bu komisyonun teşekkülünü müteakıp şehrimizde — bulunan yüzlerce tarihi ve eski bina in- ceden inceye tetkik edilecektir. val meye tâbi tutulmalarını karar altına ten fazla çuval üç gün zarfında beyanname ile stoklarını Mımtaka Ticanet Mü- dürlüğüne bildineceklerdir. Temmuzun on uı:ıi Yazan : ULUNAY Ajansın tebliğine — nazaram H B Mareşal Petain, Suriyede Viclryi aleyhine mütarekenin imzalanei dığı tarih olan 13 Temmuzua bundan sonra Fransada mutem günü i'âbar edilmesini emretmiş tir. Bu svretle Avrupalıların 13' rakamına atfettikleri uğursuz- | duk Viciiy hesabına bir defa daha tahakkuk etmiş oluyar .. | Avrupalıların belki garklılar- | dan ziyade böyle batıl itikadla- | rı vardır. Bizde “ayın çarşambası kimi- ne yarar, kimine yaramaz.., di- yerek hiç olmazsa günlerin w Zursuzluğu bahsinde bir teva- zün ararlar. Halbuki garplılar on üç rakamında hiç şakaya gelmezler. Hele ayın on üçü bir cuma gününe tesadüf ederse | çoğu o gün sanki başlarıma fe- | lâket yağacakmış gibi lirtir tit- | riyerek evlerinden gıkmazlar. Ziyafetlerde davetlilerin on üç kişi olmamasına bilhassa dikkat edilir. İasanları saçma itikatların esiri eden bu manevi rahatsızlık sari bir hastalık — gibidir. Bir kibrit fabrikasının ortaya attı- ğında şüphe olmıyan üç siga- Tanm bir kibritle yakılmaması bizlere kadar geldi. Maymun 1sırdığından - dolayı Ölen eski Yunan kralının hâdi- seden evvel sigarasım bir kib- ritle üçüncü olarak yaktığı kuv- vetle rivayet edildi. İngilizler ters açılan kutadan yere dökülen kibritleri - yer - den toplanmadığı takdirde - pa- ra meüjdecisi gibi telâkki eder- ler, bu batıl itikadın kibritleri dökenden ziyade fabrikaya pa- ra müjdeciliği ettiğini düşün- mezler. Böyle batıl itikatlar, saymak- la tükenmez. Bunlara karşı mü- cadele edenlerin inatlarına siga- ralarını üçüncü olarak yakan- ları, Barekâllah, sebt wvel hamüs, dedim salı günü yola çıktım! Diyenleri, karakediyi, 13 ra- kamını uğurlu addedenleri de bilirim. Halbuki batıl itikatlara kar- gı yapılacak en kuvvetli müca- dele böyle bir düşünceyi mev- cut addetmemek, ona karşı ta- mamen lâkayt kalmaktır. Bir geyin aksini yapmak ise onun meveudiyetini tasdik etmek de- mektir. 13 rakanında bazan garip tesadüfler vardır. Meselâ Fran- sada on üçüncü cümhurreisi olan Paul Doumer ayın on ü- çünde doğmuş, on üçünde Hin- valiliğine tayin edilmiş, le âyan reisliğine seçil- miş ve gene biron üçte Cüm- hurreisliğine intibap edilmişti . On üçümcü Cümburreisi ko- şularında da onüç — numaralı hayvan birinci gelmişti. 13 adedi Mösyö Doumer'esa- adet getirmedi. Fakat yarış gü- | nü bunu düşünerek 13 mımaralı ata para koyanlar her halde bu rakama uğursuzluk atfetmemiş- lerdir. Fransızlar temmuzun on Ü- çünü bir matem günü addediyor: lar. Fransanın müstemlekât po- | litikalarında bile bir çok dahili ihtilâfattan — kurtulamamaları her halde on üç adedinden çoli daha meş'um neticeler doğur « Suriyenin idaresi daima sağ fırkaların ihtiraslariyle senlerce kıvrandı. Netice itiba: riyle memlekette büyük Bir hoş nu k hasıl oldu. Milletler tarihlerinde acı gün: lerin ma ini tesbit eyleye- milli birliklerini cekleri » kurdukları günü tes'it etseler böyle matemlere yer kalmazdı. ULUNAY | İKTİSAT Çimento fiyatları İktısad Vekili Hüsnü Çakırın çimento fiyatları tevziatı ile a- lâkadar olduğu anlaşılmaktadır. Vekilin emri ile mürakabe he- yetinden bir memür, çimento- maliyet fiyatını ve tevzi faaliyetini tetkike başlamıştır. Çuval için beyanname et Vek bulundur: Ti Jeti, ellerinde çu ların — beyamna- almıştar Şebrimizde ellerinde beş adet bulunduranlar

Bu sayıdan diğer sayfalar: