16 Ağustos 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

16 Ağustos 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Ağustos 1941 Yazan : ULUNAY Nihayet o hale geldi ki ilk elleri ihayet o hale £ a bile yapma madı. Biraz banko, dedim.. sağdan, oldan Onları da kay- bettim. Artık sonlara -doğru muhakemeden eser kalmadı . Makine gibi hareket ediyorum.. Kim para çıkarsa atmaca gibi atılıyor, kendi elime kuvvetli çıkıyordum. Böylelikle vere ve- re sabah oldu ve son defa cüz- dana &l attığım zaman bomboş olduğunu gördüm. Kumarha- nenin sahibi vaziyetimi anladı, önüme yüz liralık fiş getire- Z Belki ufak ufak bir sermaye yaparsınız .| Bin İngil, kaybeden | adam yüz lira ile ne yapabilir ki?.. Fakat kumar öyle müdhiş bir şeydir ki insan o büyük ka yıbı ufacık bir sermaye ile tek-| Tar ele geçireceğini zannediyor. Uzatmıyalım. Üç “yüz dira da kumarhaneye borçlandım. Eve döndüğüm zaman ortalık ay- dınlanmıştı. İşte vaziyetim bu! | Eniştemin anlattığı vak'tt! bütün kumar müptelâları için | değişmiyen bir hâdisedir. Bu- u bildiğzim cihetle hâdisenin ne suretle vukua geldiğini an- lamağa İlüzum görmiyordum. Beni alâkadar eden mesele eniş- temin, Dilfikâra aid bin İngiliz Jirasını kaybetmiş olması idi. Çenesini iki eline dayayarak düşünen bu akılsız ve idaresiz adama sordum : — Peki, şimdi ne yapacksın? Müphem bir eda ile dudağını Lüktü: — Bilmem! dedi. — Aman enişte, dedim, bil- mem olur mu? Elbette bir şey üşünüyorsun. Ne düşünebilirim. Fazıl- cığım? Bende ne kafa kaldı, ne beyin! — Kendine uit 'bir meselede *bu kadar aciz gösterirsen ben ne söyliyeyim? Hem de bana neye derdini döküyorsun ?. — Sana neye mi derdimi dö- küyorum? Çünkü senden bir medet bekliyorum da — ondan... Eniştemin bu sözü hayretimi | celbetti; tekrar sordum: — Ben sana ne suretle yar- dim edebilirim, enişteciğim? Ahmet Bey gözlerimin içine bakarak: — Fazıl! dedi. Sen beni bu vaziyetten iki suretle kurtara- bilirsin. Evvelâ bana bu bin li- rayı verirsin, kaybettiğim ranın yerine koyarım; meseleyi | kimse bilmediği için örtbas olur, | geçer gider. Eğer 'bu parayı vermek istemezsen karına işi açarsın; tabii bunun için benim | kumar oynadığımı — söylemeğe | lüzüum vok; beraber bir yalan düşünürüz: Meselâ parayı yan- kesiciye kaptırmış, yahut kakta düşürmüş olabilirim. Fa- kat bunu senin söylemen icap | eder, benim sözüme inanâcağı-| ni zannetmiyorum. Sen söyler- sen Prenses, Saim beye bir e-| mir gönderir, mesele halledilir; | başka çare yoktur. | Eniştem — hazırladığı plânın muvaffakıvetle tatbikinden 0 | kadar emin idi ki bunun için zihin yormağa bile lüzum gör-| miyordu. | Bana bu hal çarelerini teklif ettiği zaman hemen benim ya baş yastığımın altından — para-| ları çıkaracağımı, yahut — da: “Sen merak etme. Git keyfine bak, ben Dilfikâra söylerim. diyeceğimi bekliyordu Tereddüdümü büsbütün baş-| ka bir hamletti; ve: | | nnı | — Düşünmekte hakkın var! dedi. Bin İngiliz lirası az para ne yapayım? (Olmuşla ölmüş) - | ün çaresi bulunmaz. Zaten sana | peşin söyledim ; yaptığım hai keti çocuk vapmaz. Böyle ol makla beraber bu fe ğin seni çok garsaca netmiyorum. Öyle ğ Yalnız bir nokta var. Olur ki paran bulunmaz. Belki bir sey sipariş etmişsindir. O halde rına söylersen gene kına gibi un olur.O, senin sözünden çık- B & n B B 3 B Cevap nim sükütumu hâlâ ileri sürdü-| ğü tekliflerin tercihi hu: da bir tereddüt gibi telâkki e- diyordu. Devam ederek: — İşte Fazılcığım, diyordu .. İster öyle yap.. İster böyle. Her halde ne olursa #enden olur. Karının bana karşı alacağı ta- vır benim için bir istikbal me- selesidir. Yalnız benim için il hattâ kardeşin için de öy dir. Hattâ ben birinci şıkkı ter- cih ederim. Yani senin parayı yerine koyman daha doğrudur. © suretle Prensesin benim hak- B om Tekika Na 2i | Fakat ben h kmmdaki kanaati değ lur. Çünkü —malüm a.. Benim gözüm asıl Mısırdaki işlerin idaresini ele almakta. O zaman | sana bu büyük yardımını ceste ceste öderim ve emin ol ki yap- tığın — ulüvvücenabın altında kalmam. Böyle yapmayıp da meseleyi Dilfikâra açacak olur san tabil bir şey demez, fakat ben onun nazarında mevkimi kaybetmiş olurum. Hangisini| yorsan bir ân evvel karar ver ki ben de üzüntüden | kurtulmuş ve rahat bir nefes almış olayım. ; Bu idaresiz adamı daha faz- la oyalamağa lüzum yoktu. — | Enişteciğim, dedim. Vere- ceğim cevapla seni çok müş-| kül mevkide birakacağımı - bi- liyorum. Hattâ şimdiye kadar bir şey söylemediğim de bundan dolayı idi. Ahmet bey biraz bozulur gibi oldu: — Ne gibi? dedi.. — Anlatayım. Ben ne senin kaybettiğin bin lirayı tazmin edebilirim. Ne de Dilfikâra le- hinde bir şefaat yapabilirim. — Neden? | — Çünkü evvelâ bende beş para vok. Eniştem güldü: — Alay ediyorsun Fazil! de-| di. Sende nasil olur da para bu- lunmaz. Sonra birdenbire hatırlamış gibi gözlerini kırptı: — Anladım, dedi. Frenklerin iğ “Kadın parmağı! memiş o- — Nasıl Münire? dedim. — Camım, hani senin eski| canan. — Ey? —O zaman ben de öyle tah- min etmiştim ya. Fazil Prense- si alır, Münireyi de mükem - mel bir (mantineto) yapar.. Bu ağır ithamın, bu mide bu- landıracak kadar müstekreh iftiranm karşısmda: | — Yanılıyorsun enişte! — de-| dim.. Hepinizin her münasebet- le haysiyet ve şerefine tecavüz | ettiğiniz 0 kız, benim kalbim-| de ilelebed kanayan bir yara -| dır, ve böyle iftiraların çok | fevkindedir. Onun ismini bu! muhitte, bu para, dalkavukluk ve riyakârlık muhitinde telâf- fuz etmeyiniz. O kendisini bü-, 'tün bu sefil ihtirasları hari -| cinde bırakacak kadar ahlâk- «a metin bir kız olduğunu isbat etti. Ondaki metanet bende ol- saydı bugün bu vaziyette bu-| lunmazdım. | Eniştem, beni kırmamak için | sözlerime inanır gibi göründü: — Yok! dedi, Elin kızına if-| tira atmıyorum. Param yok de-| din de onun için söyledim. Zi-| ra senin paranın olmamasını doğrusu havsalam almıyor. Na- sıl olur? İnsan Karun kadar zengin bir kadının kocası olur da parasız kalır mı? O halde başka bir yere masraf ediyor- sun. Enişte mi fi'len ilzam et mek lâzımdı. Çekmeceyi çek- tim İçinden kilitli serviyetimi çikardım. O, bütün bu harekâ- tımı, para veriyormuşum gibi ümitle takip ediyordu. — Kilidi açtım. “Yassı evrak çantasının iç gözünden, Saim beyin her ay başında maaş olarak verdiği mühürlü ve kapalı zarfları çı- kardım. — Bak enişte! dedim. Bu zarfları görüyorsun ya.. Bun- lar her ay velinimetimiz hare- mim hanımefendi hazretle ri tarafından verilen ma - aşlardır. Adedini sayar san Dilfikârla — evleneli ay olduğunu anlarsın; açılmamış ve mühürleri zulmamıştır; bu paradan ben bir metelik sarfetmedim. Bun- | lar bana emanettir. Sana daha garibini söyleyeyim mi? İçeri- sinde ne miktar para olduğunu bile bilmiyorum. Her ay başı Prengesin dı müdürü ihtiyar Saim bey bu zarfları dağıtır Anneme verilenlerin derhal çıldıkla üphe etmiyorum. rına İade edeceğim güne kadar bun- | lar böyle birikecek.. | (Arkası var) 17 Ağustos 941 pa: akşamı Çifte Keramet Şehir Tiyatrosu artistlerin- den Hâüzım ve arkadaşları tara- fından Kızılay ve Çocuk Es geme kurumları menfaatine Suadiye - Şenyol Buketpark'da r günü psini saklıyorum .. | y Ruzvelt Gorçil ülakatı (Başr 1 inci sayfada) mülâkat dünya matbuatında mühim akisler tevlid etmiş uzun mütalea ve tefsirlere yol açmış- tır. Bu mühim mülükatın muh- telif memleketlerdeki akislerini âsa edilmiş bir halde aşağı- da sıralıyoruz: Amerikada: Nevyork, 15 (a.a.) — Nev- york Times gazetesine göre mü İâkat yeni bir devrin başladığı- na işarettir ve bu devrede birle- ik Amerika cihanşümul mahi- haiz bir büyük devlete dü-| S yetleri deruhte et -| mekter Dünyanın maruz bu- lunduğu korkunç mücadelede | Amerika ile İngilterenin bera- berce hareket etmekten başka | yapacakları bir şey voktur. — | İngilterede: Londra, 15 (asa.) — Gazete -| ler bu sabah mülükat hakkında uzun tefsirlerde bulunmaktadır. | Gazeteler bu beyanatın, heyet - lerin yeni mizamına karçı muka- vemeti kuvvetlendirmek bakı - mından nazi boyunduruğu altın da inleyen binlerce insana cesa- ret vereceğini yazmaktadırlar. Bu arada Times gazetesi Ja- ponyanın “tahakküm siyaset- lerile dünya — medeniyetini tehdid eden memleketler ara- sında bulunduğuna şüphe al- madığı kanaatindedir. Mülâkat hakkında mütalea yürüten Daily Telegraph gaze- tesine göre ise, İngiliz impara- torluğunu tehdid eden her şe- yin Amerikayı daha tehdid ede- ceği ve birini ihmal ederek di- ğerini himaye etmenin imkân- sız olduğu işrat edilmiştir. Almanyada : Berlin, 15 (a.a.) — Yarı ves- mi bir kaynaktan bildiriliyor: Berlinin siyasi mahfillerinde Churehill - Roosevelt deklâras- yonunun eski ve baş cümlelerin nümayişli bir tekrarından baş-| ka bir şey olmadığı müşahede | edilmektedir. Churchill ve Roo- sevelt küstahca ve budalaca hâlâ hakem rolünü oynayabile- ceklerini zannediyorlar. Neden İngiltere ve Amerika uzun Za- mandanberi bütün milletlere deniz ve ham maddelere eriş- mek hürriyetini vermediler? Neden plütokrasiler ilân ettik - leri bu güzel programı uzun Za- mandanberi tatbik etmediler? Avrupa - kıt'asının — istikbalini sözle değil, Alman zaferlerinin yarattığı vâklâlar ve hakikat- ler tayin edecektir. Japonyada : Tokyo, 15 (a.a.) — Reuter bildiriyor: Roosevelt - Churchill deklâ - rasyonunun akislerini öğren- mek için vakit henüz erken ise de Tokyodaki müşahitlerin ka- naatine göre iki demokrat mem- leketin şefleri tarafından tan- zim edilen sekiz noktada Japon- yaya temas edilmemiş olması Manalıdır. Müşterek Roosevelt - Chur- ehill deklârasyonu itimadı art - tırmaktadır. Mülâkat üç gün sürdü Amsterdam, 15 (a.a.) — D. B. | Roosevelt - Churchill mülâ -| katı hakkında M, Attlee tarafın | dan dün, radyoda yapılan beya- nat hakkında İngiliz istihbarat | bürosu tarafından verilen ma-| lümata göre iki devlet adamı üç gün sür N. gerzmamumamammamna Nişantaşında HİGH S Kayit müamelesi başlamıştır unda idareye müracaat olunması, | rikan memurları arasında bir İngiliz Erkek Mektebi Pazartesi ve Pi YENİ F V SABAH Pirince azami satış fiyatı (Başı 1 inci sayfada) olan salâhiyete leket dahilinde pirincin önümüz deki mahsulün idrakile birlikte mer'i olarak müstahsil mmta - kalarında azami satış fiyatı aşa ğıda gösterilmiş olduğu veçhile tesbit olunmuştur. 1 — Bursada karakılçık nevi 35 kuruş, Kastamonuda müre- telli nevi 80 kuruş, Antalyada mısır nevi 29 kuruş, Seyhan ve Maraşta ferli nevi 27 kuruştur. 2— Bu fiyatlar, fabrikada geltiklenmiş, parlatılmış unsu pirincin çuvalsız olarak bir ki- | losunun azami fiyatlarıdı. | 3 — Bu mıntakalarda i | sal olunan diğer nevilerin ve sair başlıca istihsal mıntakala- rının istihsal nevilerinin — aza- mi fiyatları birinci fıkrada gös- terilen esas fiyatlara — kiyasen mahalli fiyat mürakabe komis- | yonunca tesbit olunarak Ticaret Vekâletine teklif edilecektir. 4 Pirinç istihsal mıntaka - larında olan fiyat mürakabe ko misyonları bu <ene kendi mın- takasında mahsulün hangi ta- rihte idrakine başlanabileceği- ni Ticaret Vekületine bildire - ceklerdir. 5 — Son mahsulden elde ka- lan pirinçleri şimdiki halde a- zamf fiyatlarının - tesbitine lü- zum görülmemiştir. Ancak, fi - yatların seyrinde bunu icap et- tirecek vaziyet hasıl olursa, ge- lecek mahsul fiyatlarının - der- hal tatbikine geçileceği alâka- darlara bildirili meselelerinden başka uzak şark, Dakar hâdidesi ve Sovyet - Al- man harbi de ülmüştür. Soyvyetlerle askeri işbirliği 'Nevyork, 15 (a,a.) — Akşam gazetelerinde cıkan bir habere göre Rooseveltle M. Churchill, M. Stalirile Sovyet askeri şef- leri ve yüksek İngiliz ve Ame- | toplantı yapılmasını M. Staline 'teklif etmişlerdir. Askeri bir ittifak Nevyork, 15 (a.a.) — Şimdi- ye kadar bildirilenlerden daha çok mühim bir karar itti- haz edilmiştir. Mes'ul mahfil - lerde söylendiğine göre M. Roo: ; seveltle M. Churehill askeri bir ittifakın mukaddemesini teşkil edecek olan bir İngiliz - Ameri- kan itilâfı meydana getirmiş - lerdir. Mülâkatta askeri erkân da bulundu Vaşington, 15 (a.a.) — Cüm- huriyet dairesi Churchill - Roo- | sevelt arasında vukua gelen mü | lâkat İngiliz birinci deniz Lordu | Sir Gudley Pound ile İngiliz im- | paratorluk erkânı harbiyesi re si Sir John Dill, Amerika erkâ- nı harbiye reisi general Georgse | Marshall, Amerika deniz hare-| kâtı şefi amiral Harold Stark, | Mister Harry Hopkins, Mister | Averieli Harriman ve Amerika- nın Atlas Okyanusu donanmaıs kumandanı amiral Ernest Kin- gin hazır bulunmuş olduklarını bildirmiştir. 'Vaşington, 15 (a.a.) — Ofi Cümhuriyet sarayından bildi rildiğine göre, Rosevelt ile Chur / ehill arasındaki mülâkat 35 bin tonluk Of Wals kruvazöründe | yapılmıştı: Ayni manda hariciye nazır ummer Welles ile rei- sicümhurun iki oğlu Elliet ve Franklin Roosevelt de bahriye | üniforması ile bu fotoğraflarda örülmektedir CHOOL | mbe günleri 'Tel: 81078 Askeri tıbbiye okulu müdürlüğ ünden | keri tibbiye mektebine m dişçi, askeri öğretmen ve hukuk okur aşlıyacaktır. 18 Ağu: 41 de okula Bu zümrelerin ikmalsiz olan! k Üzere 10 Eylül 641 de İ: dır. Sılâda bulunan talebe etmeleri, — Kampı olmayan ikmalsiz talel kadar temdid edilmiştir. (TAT) 41 Ceza 2457 Milli Koruma Kanununa muh: caddesi No, 60 nalbur ticaretile meğe bul asliye 2 inci ceza mahkemesinde c suçlunun fili sabit olduğundan Milli mucibince 25 lira ağır para çezası Öt mün kat kânının kapatilmasına ve hül üzere karar hülüsasının Yeni Sabah g. tazipinde karar verilmiştir, Karar Vhülâsas;dır nsup İkmalli tabib, eczacı, kimyager, arının kampı İstanbulda 20 ağustos 941 | caatları, mpı Ankaradaki okurlar da larının k tanbul Üniversite talim — taburunda rin 8 Eylül 641 de mektebe iltihak | belerin sılâ müddeti Eylül nihayetine | alefetten 'Tahtakale Kutucular l Yozgi oğlu Andon ha ereyan eden mahkemesi suçlu netic, koruma nununun 32 v 59, mi ve yedi gün müddetle dük- nde Ücreti suçluya ald olmak neşredilmesine — 26/5/ ımı deme: 'i azetesinde (1165) | Almanların E AJANS HABERLERİ M%Nw ; | Parti genel sekre- terliğinin bir tebliği | Ankara, 15 (a.a.) — C. H. P. Genel kreterliğinden tebliğ olunmuştur: Önümüzdeki ders yılı için C. H. Partisinden yardım is- #beler tarafından va lan müracaatların tetki- kine başlanmış olduğundan bundan sonraki müracastlar hakkında muamele yapılmı - yacaktır. ARRMALTMMNI Meriyete giren | lâyihalar Ankara, 15 (Hususi) — On sekiz ve 19 yaşındaki gençlerin | silâh altına alınması, ordu men suplarına bir er tayini istihka - kı verilmesi hakkındaki lâyiha-| larla örfi idare kanununun bazı maddelerini tadil eden kanun ve | subay ve askeri memurlara el-| bise, kanut, çizme vşerilmesi asker ailelerine yardım hak - kındaki kanunla bugünkü Tes- mi gazetede intişar ederek mer-| iyete girmiştir. Moskova bildiriyor (Baş tarafı 1 inci sahifede) | ze kadar bütün cephe boyunca düşmanla şiddetli muharebeler yapmıştır. Cenup istikametinde kıta - larımız Kirovograd ve Pervo - maisk şehirlerini tahliye etmiş- tir. Kıtalarımızla işbirliği yapan hava — kuvvetlerimiz. düşman kıtalarına — darbeler indirmeğe devam etmiş ve tayyare mey- danlarında tayyarelerini tahrip eylemiştir. 13 Ağustosta 74 Alman tay yaresi hava rmuharebelerinde | ve tayvare meydanlarında tah- rip edilmiştir. Biz, 27 tayyare kaybettik. Berlin bildiriyor (Baş tarafı 1 inci sayfada) Odesanın tecrit edilmiş olma sı ihtimalinin dün Moskavada büyük bir endişe uyandırmışsa da söylendiğine göre Budienny ciddi zayiat vermeksizin başlı- ca kuvvetlerini muvaffakiyetle geriye cekmiştir. | Krivisog zaptedildi | Londra, 15 (a.a.) — Alman- lar, Koisvozrad'ın cenubu şar- kisinde mühim bir maden mın- takası olan Krivisogu işgal et- tiklerini bildirivorlar. | Şayet bu doğru ise Alman -| lar, Krivisosdan hiçbir /istifa- de edemiveceklerdir. — Çünkü istedikleri maden petroldür. Bu mıntakada Milli Şef| Ankara Sanat Okulunu ziyaret ettiler ÇBap tarafı T ati sahiyede) nin çalışmalarındaki başarı dolayısile —memnuniyetlerini talebeye öğretmenlere ve mü essesenin müdürüne ifade et- lerdir. Üç saatten fazla süren bu ziyaretten sonra, Müesseseye gelen Başvekil Doktor Refik £ m ile be- raber, kendilerini görmek ar l ile caddeye toplanmış | olan büyük halk kütlesinin | içten gelen saygı ve sevgi te- | zahürleri arasında müessese- den ayrılmışlardır. - Berlinin yeni bir iddlası eti n gea Kiç bir emelleri olmadığına dair Ankaraya “yapılan müşterek Bayfa : 8) Her Sabah İzmitin oruçlu kös gyünden Mustafa Korcu dayıya açık mektup usura bakma — Mustafa, dayı, benden 13 Ağus- tos çarşamba günü cevap bekles diğini yazıyorsun amma, hem Tektubun elime geç değdi, hem de sıran ancak bugün geldi; 04 Tn için cevabımın üç gün ge- cikmesini işlerimizin çokluğuna, bağışla. Bilirim, bütün kar« deşlerin 'Türk köylüleri — gibi temiz yüreğindeki saffetin va şefkatin de engindir ve bu üç günlük gecikmeyi hoş gö: ğinden eminim. Sonra dü ki, elimizde topu topu dört say- fa var: makalelerini de, tefri- kalarını da, iç haberini de, dış haberini de, okuyucu şikâyeti- ni de o dört sayfacığa sığdır« mak Tâzım.. », * Gelelim senin derdine: Mektubunda diyorsu ki: “İz- mitte şehirliye kahve dağıtılı- yor, köylüye verilmiyor. Müra- caat ettik, köylü k: il cevabırı aldik. köylü efendimizdir. diye hitap ederken — kahve yüzünden bu deklarasyon hakkında — Alman hariciye nezaretinde u cihet. müşahede ediliyor ki, Alman makamlarının elinde, Molotofun | Berlin ziyareti esnasında çok| salâhiyetli ağzından çıkan Ve azami derecede sarih —müsbet | evsikalarına dayanan deliller vardır. Bu vesikalar, Türk top-| rağı üzerindeki Sovyet emelleri- ni reddedilmez bir tarzda isbat | etmektedir. Eğer Sovyetler birliği hiç bir zaman böyle emeller beslemedi- | ğini zannettirmeği uğraşıyorsa, | Alman mahfillerinin kanaatince bu, zamana uymak gibi en s0-| Buk bir harekettir. Sovyetler birliğinin Türkiye- 'nin bazı mıntakaları hakkında-| ki emelleri, hâlâ ve daima Krem | linin genişleme harici siyaseti- nin ayrılmaz bir parçasını teş- kil etmektedir. Eğer İngiltere, Türkiyeye karşı Ankaradaki Sovyetler Birliği nümunelerinin yaptığı tarzda bir deklarasyon ile tesa- müt halinde ise, buna Almanya- da büyük bir ehemmiyet atfo- lhmmamakta, fakat bunda bir tâbiye manevrası görülmekte- dir. ise çok az petrol vardır. Al - manlar “Ukraynadaki harekâta ehemmiyet verir gibi gözük- mekte ve Hitler de Ruslara bu mıntakadaki harekâtın - başlıca ileri harekât olduğu hissini ver- mek istemektedir. | Halbuki bu mıntakada Ru -| men ve Macar kıtaları bulün- duğundan buradaki ileri hare- ketin başlıca hamleyi teşkil et-| mediği zannedilmektedir. nnn Üç B’ı'ıyı'ık Muvaffakıyet smuma, 1 — Istanbulda en dyi SAZI KRİSTAL de dinli n iyi okuyı En ha: fakültesi askeri ve kabul birden verir ve bunda taahhüt — Saralı, uyu olmadığı hakkında velilerinin noterlikter hastalı senedine en gezen, “dan birile okula girmezden e okuldan çıkarılır ve okul m gili 3 müracaat edecekler ve şubelerince 2 inci maddede bildirjlen evrakı İstekliler bulundukları ma Ankarada Yüksek Zi e gönderilecektir ettikten sonra talebe âmirliğ Bu tarihten 4 a müracaat kabul ediln Okula kayıt ve kabul şehadeti #sına göredir. İstekli adedi tamam olunca kayıt işleri kapanır ve kabul edilen Aere müracaat ettikleri askerlik şubelerile tebllgat yapılır. $ ruhlara hitab'eden değerli san'atkâr| Müzeyyen Senar” da (KRİSTAL) de bulabilirsiniz. Yükhsek zivraat enstitüsü veteriner dikli, erdeki askerlik şubelerine istida ile iyebilirsiniz. ran bayanlar (KRİSTAL) dedir. Tel: 40099 | | | kısımının Rkayit — | şartları 1 Anl Yüksek at Enstitüsü Veteriner Fakültesi askeri kısmın bu yıl sivil tam devreli liselerde iyi ve pek iyi derecede mezun olan ve olgun- luk imtihanlarını verm lmak şartile talebe kabul edilecektir. İsteklilerin A — Türkiye Cümhurlyeti tebansından bulunmak, B — Yaşı 18 - 22 olmak (22 dabil) dir c Bi n teşekkülleri ve sıhhati arduda ve her iklimde faal )ı.ı.-.mueW müsait olmak «dil rekâketi, olanlar alınmaz.> D Tavır ve hareketi, ahlâkı kusursuz ve seciyesi sağlam olmak, E — Ailesinin hiç bir fena hal ve şöhreti olmamak “«bunun için de za-| mize gelecektir. Vekil, bita vesikası ibraz etmek İsteklilerin müracaat istidalarına şu vesikaları bağlamaları lâzımdır. | A — Nüfus cüzdanı veya musaddak sureti, B — Sıhhati hakkında tam teşekküllü askeri hastahane zaporu we aşı| kâğıdı, | C'— Lise mezuniyet ve olgunluk - şehadetnamesi Veya tasdikli sureti, | D — Okula alındığı takdirde askeri kanuni nizâam Ve talim abul ettiği hakkında velisinin ve kendisinin noterlikten tasdikli taahhüt senedi. Talebe okuldan İstifa etmek isterse okulca tahakkuk ettirilecek masrafları kaydedilir | bayılma Ve çarpınmaya — müptelâ tasdikli taahhüdnemesi, <Bu gibi| 1 malül oldukları sonradan anla- | arı velilerine ödetilir. ikı enstitüsü veteriner fakültesi nsl aat müddeti eylülün 25 ine kadardır. mez, a) 'mame derecelerine ve müracaat sıra- (6033) | men, bugün Ankaradan sert muameleye akılımız erme - | di. Acaba büyüklerimiz şimdi ve kadar bizi uldatıyorlar mı idi? Yoksa müracaat ettiğimiz makam ı işin farkında değil?,, Mustafa Dayı, sen uyanık bir yurddaşa benziyorsun. Köy- Tü kahve içmez cevabım veren- ler kusur etmişler. Köylü kah- ve icmez mi imiş? Bal gibi i Tarlasından, yorgun argın dö- nüp, kulübesinde köşe minde- rine, yahut ocağının — yanına şövle bir vaslandı ve çubuğunu da tellendirdi mi, onun kulpsuz, kâse yı iri fincanla hö- | nürdete höpürdete kahve içip yorgunluk alfnası için ben ken- di payrma yalnız kahve hak- kımdan değil, dinlenmek — hak- kımdan bile güle güle vazgeçe- Tim. Sana köylü kahve içmez cevabını vereriler hâlâ öğren- memişler mi ki sen keyfini ça- tıp sabahtan akşama kadar tarlanda alın teri dökmezsen kendisi sade kahve değil, mü- barek Türk somununu da bu- lamıyacaktır. — Büyüklerimizin “köylü efendimizdir,, demekle | sadece doğruyu söylediklerini | sen de bilirsin. Hani geçen yıl Brzincanda- ki yer depreşmesinde © karlı, fırtnalı günlerde hattâ dok- torlardan ve hastabakıcılardan | evvel felâket yerine en büyüğü müz, Milli Şefimiz, vekilleri, mebusları, kumandanları bera- berine alıp koşmamış >n1 idi? Sana ucuz elbise, kesene uy- gün ve dayanıklı pabuç tedas riki için Başvekilin, Dahiliye Vekilinin, — İktısad — Vekilinin *sabahlara kadar didindiklerin? de belki işitmişindir. Sakır bun- ları büyüklere hoş görünmek için yazdığımı sanma; hakikat oldukları için yazıyorum. Bu - nu zaten sen de bilmez değilsin. Cünkü bundan emin o'masay- dın sana bir fincan kahveyi çok görenlerin haksızlığını büs bütün meydana vurmak için (büy imiz bizi aldatıyorlar mı idi?) deyip yürenlik etmez din. | — Köylünün bu yurdun efendi- si olduğuna gelince bunun baş- ka türlü olmasını akıl almaz. Çünkü 18 milyonun 15 milyo- mu köylü; demek ki zaten ço banından mebusuna kadar hep si efendi yaratılmış e- fendi Türk milletinin efendilik çokluğu köylüde. Lâfin kısası tıpkı dediğin gibi büyükker hak- h, sen haklısın. Ve “köydü kah-s ve içmez, cevabımı verenler işin farkında değüler. Hoşça kal Mustafa Dayı.... A. C. SARAÇOĞLU geliyor — Mümtaz Ök- Ticaret vekili Ticaret Vekili mire hareket edecek ve 2 0Ağus tos çarşamba günü fuarım kü- şad resmini yapacaktır. Acı bir. kayıp YTrabzon eşrafından Cemal Nemlioğ Junun eşi Ticaret O i Mithat Nemlinin halası, Am Sald Hal- manın ve İş Bankası idare heyeti a- zasından Büha Öngörenin kayınvali- i Bayan Nemlioğlu dün gece rahmeti zahmana kavuşmuştur. Co- nazesi bugünkü cumartesi günü Sa- rıyerde Piyasa caddesinde 105 No, lu yalıdan sant 1130 kaldırılarak İstanbula nakledilecek ve cenaze na mazı Beyazıt camiinde öğle nama- zaını müteakip kilmdıktan sonra E- dirnekapı şehitliğine defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyliye, (Çelenk gönderilmemesi rica olu- nur.)

Bu sayıdan diğer sayfalar: