9 Nisan 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

9 Nisan 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA: $ Yazan- Prof'esör Kenan Öner — 39 — Bilkassa Adana, Aydın, Bursa, Hatay, Manisa ve Yozgat vilâyetle- rinde pervasızca tatbik olunan tedhişlerden halkın sinecek yer ve belki 'de hudut haricine koşacak bir delik aradıkları da buralardan görülüyor, her yerde karşilikli nutukların völvele ve akisleri 'hudütlarda duyu- luyordu, t SARACOĞLUNUN SESİ ANKARA RADYOSUNDA 6 Temmuzda her tarafta seçim defterleri askıdan — indirildikten iki gün sonra da Saracoğlunun sesi Ankara radyosundan dalgalar ha- linde fırlıyarak bu karşilikli nutukların arasına bir parazit gibi giri- yordu, Saracoğlu bu seçim nutkunda diyordu ki: «Biz Türk çocukları bir medeniyet ve imparatorluk kurmuş adsız kahramanların, adsız çocuklarıyız. ketimizde yabancıların Ve komşularımızın ttoprağına diki | göz yoktur. Ayni teminatın komşularımız tarafınlan da Bize verileceği- ne inanmağa çalışıyoruz.» sözlerile başlı, kendisine de bir mefharet hissesi a rak yapilan işleri, r, yalnız vicdanlardan görüyor, <Benim yı N ayırabilir, o da Cumhuriyet Halk Partisi neferliğidir» sözlerile müjde- ler veriyor, viodantar bulandırıyordu., * Aziz okuyucularım, hiç merak etmeyin, ben de sizler gibi göz turuyorum, Evet şimdiye kadar resmi ağızlardan çıkan lâkırdilarda hep ayai melodilerin not ve nağmelerini işitiyoruz. Evet parti ve dev- let başkanı, «Seçimin tek dereceli olması kadar ehemmiyetli olan nokta vatandaşın serbest seçim yaptığını, verdiği oyların muhterem ve ma- sun tutulduğuna kanmış bulunmasıdır. İktidarda kalacak veya kalmı« yacaksak bunu anctak vatandaş oylarının çokluğu ile kararlı ğüna hepimizin inanması üzndır... İdare ümirlerinin, kanun d seğime karışmaları ihtimali yoktur. Kanuna karşı hareket lerinin iktidarında de, Bizim için ise memleket çokluğunun oyla- rının meydana çıkması düvanın temelidir.» diyor, hükümet reisi, <Val- nız vicdanlardan gelen Soşları İstiyoraz, (Cumhuriyet Türkiyesinde yalnız kanun hâkim olduğunu ve olacağını, seçimler dolayısile, hatır- latmağı faydalı buluyorum» itirafında bulunuyor, İçişleri Bakanı, «Se- çimin kanun çerçevesi içinde tam bir intizamla cereyanı kadar vatan- daşların oylarını da istediğine vermesi ve buna da kimsenin engel ol- müaması hükümetce HHtizam edilen hususlardandır. Küçük büyük her hangi bir memurun memuriyeti nüfuzunu kullanmak suretile şu veya bu parti dehine gayretkeşlikte bulunmasına ve vatandaşların oylarını istedikleri gibi istedikleri kimselere vermesine mâni olmasına —mahal bırakılmamasını, mütecasitleri hakkında da derhal kanuni müameleye tevessül ölunmasımı» bütün arkadağlarına tavsiye ediyor, gelen giden Adalet 'Bakanları memleketin adâlet cihazını bu gayeye tevcihe çaba- liyor ve nihayet İstanbul vali ve belediye Teisi de benim acık mektubu- ma verdiği cevabda «Bizler vazifemizin mahiyetini müdrik, her işimiz- de ve hareketimizde kamunlara bağlı insanlarız. Vazifelerimizden biri de Kkanuna aykırı her hareketi, her suçu takib etmek olduğunu pek iyi bi- liriz. Seçimlerde kanundan ayrılmıyacağız ve kanun dışı hareketlere asla müsaade ve müsamaha etmiyeceğiz. Kanunsuzluklar olursa bunla- © yapanlar kim olursa olsun takib ve tecziye etmekten geri durmıya- cağız. Başka türlüsüne imkân yoktur.» vecizelerile hak ve adalete biat i ilân ediyor... Evet, bunlar hep oluyor, fakat bir sürü valilerin, Kaymakamların, bucâk müdürlerinin Halk Partisile el ve iş birliği ya- parak memleketi ydığı anarşi ve zulümlere muttasıl devam ediyor ve her gün gazeteleri dolduran vicdan sızlatıcı hâdiseler canlanırken hü- Kümet bunların önüne geçecek yerde bu yaldızlı haplarla milleti bir is- tihza mevzuu yapmaktan çekinmiyordu. Yapılan bu hamiyet ve merhamet incitici hareketler imkân ve ha- kikat hududunu aşarak masal ve haya! sınırına girebilecek bir mahiyet aldığı için yapıldığı iddia edilen bu baskı ve fesatlara kolay kolay ina- nilmiyacağını ben de itiraf -70rundayım. Fakat hükmünüzü vermeden Başbakanm bu 'nutkundan dört gün Sonra, 'yani 12 'Temmuz tarihinde “Akagündüzün başmakale şeklinde Tasvirde çıkan su telgrafinı lütfen Okuyumuz, 'bu 'telgraf Başbakana yazılmış bir açık mektubdur: «Ankara vilâyeti tiçinde gezdiğim kazalar arasında Çubuk kayma- ikamı, 'Kazılcamın Bay Öztrakından hafiftir. Her ikisi de Polatlı kayma- kam - vekilinin yanında birer melek sayılır. tadır. Kazada Halk Partili yok gibidir. Demokrat Parti pek çok yetler- de Halkçılardan şikâyetçi değildir. Karşılarına i#ktidar partisi yerine Matma Siz çıkıyorsumuz. Siz, yani seçim kuruluna ait 9 uncu madde, son nutkunuzu | hiçe sayan, vazile ve itidallerine /hâkim olanmyan, 'tek başına her emri veren idareciler olarak çıkıyorsunuz. - ikâ) ü Sadece- o kadar sevdiğim size-hayret ve teessürümü bildirmek azabına katlanıyorum. Düne kadar kaymakam “vökilinin Demokrat Partiye Güşmanlığı ve Halk Partisine dostluğu, tarafdarlığı bir dosya doldura- Câk kadar açık ve tevsik edilmişti. Bo günden itibaren bu düşmanlı; atttığını burada gözümle 'gördüm. Daima itidalle hareket ettiği için çok ağır ithamlara suğrayıp izzeti nefsi "rencide edilen merhum Tandı ğan ölür-ölmez bazı kaymakamlar merkeze çağrimmş ve çok Şiddetli yeni emirler verilmiştir. Bu çağrılanlar öğle)yemeklerini (Zevk lokan- tası) n da iyenilşler ve yeni emirleri “alan Polatlı kaymakam vekili pek memilun Ve waağrur görünmüştü. Bilirim ki siz de benim gibi sözünü esir; leketteki eçinilerin fikir ve kalb rahatl nız, ki istediğinize inanımmı, hâlka hakaret ve tazyik seden böyle sera- zatlıklarla pervasızlıklarm ve kanunsuzlukların - şahsen önüne geçme- niz, zaruret ve müstaceliyet “kesbetmiştir. #kaymakam vekili her saat köşleri dolaşıyor, Halk Partisinden başkalarına oy verenleri zorluyor, Bayet verecekolamlar varsa, inaamız, masallardaki gibi (Yedi katır w, yedi satır mı İstersin) yollu sözler söylüyor. Memleketinden polis v jandarma üle vatamdaşları sürüyor. Sürülenlerden | bir 'tanesi methur Tandoğaha iltita ederek kurtuldu. Ötekilerin ne olduğunu, hangisinir Gidüğünü öğrenemedim. Zabitları... “Hem neye yarar ki seçimlere on gün Okaldı. Kasabadaki iki yerli taksi partiniz tarafından yüksek üc- retle tetilup, “kaymakam vekilinin emrine verilmiştir. 'Demokratlarm merkezden getirttikleri taksiler zabıta tarafından kaza dışına sürülü- yor, yahud ijandarma komutanlığı marifetile alıkonuyor. (Devamı var) İane ile Akademi “Baştarafı 1 incide) MİĞİ Vbu hazineyi san'at muhib| # Çök “düka Miühim makamlara dâyin bu- iyursunlar, “fatla “Yazla c etsinler...“Fakat ne olursa olsun vora- dan ayrılmaları konboter. Tasavvür vedelim: İçİ Kkav) a vdön- “Müş “ahşüb “bir “bina, “Güzel “Sanatler Bibi her “biribir ökiymet İade Seden bir ÇBüzellik “mahfazası) dttihaz 'ediili- 'yör da Sigorta *bile “yapılmıyor ; “sonra her”biri “ayrı 'bir kiymet "İfade seden on ki bin. dild-Kütablik iblr “kütübhane bu (Kav) gibi “binaya yerleştiriliyor. Bu itfolunmaz Ükmali “yapahlar — yine bu “mücssesenin “başında *mi- düracaklar? 'Ortadaki “ziyâ' o-kadar ağır o kadar Büyüktür KI GBU Seferlik affediniz; bir 'daha yapmayız!> demeğe — İmkün yöktür. — Çünkü vartik bundan — sonra bir Sdaha İhmal Ve teseyyübe kurban GüüiLecek “bir igey /katmamıştır. Aman “Yaratibi... Bir”hazine mahvol 'n>eser -dilenerük tiyatrolardan, Sinemalardan para istiyerek Teti Gt Ymeğe kdıkıyoruz! Bundan daha acı Ya-, Kat aditiği ilsbetinde de gülünç bir Hat görülmemiştir. Öyle zannediyorum ki bu parlak fi- kir bu ihmal ve — teseyyübden mes'ul olanların hemen — (sümmet tedârik) buldukları bir «Mes'üliyet unutturmaz bir «Örtbas etmo> çaresidir. — Yoksal böyle ÇEhbİ- Hayr) ı dütüf vo mürüv- Veti ile şarkın «Senâyi-i- Nelise> si- nin dhya edilemiyocağini kondileri de Pek-Büzel bilir ve takdir ederler, Ey Osman Hamdi beyl... Ey Tür- kün malvolan busoseri ağyara kaptır- mamak tlçin ikendi scanına kıymağı (gö- Züno “alan adam... “Mezarından kalk 'da kurdüğun müessesenin başında be- raber ağlıyalımı OkUYU DIYOR ki Adana Emıııyet Mü- dürlüğünde falaka Geçirmekte olduğum sinir buhranı 3 martesi günü aralama suçundan ötürü polisce neza ret altına alındım. Suç belli, del il meydanila 18 ü 14 e bağlıyan gecenin saat birine kadar —Adana - Merkez karakolunun bit uçan ve binbir taaffun saçan n zarethan tınlayım. *t birde mezarethane ka- pısi açılarak emniyet müdür lüğü binasına ve emniyet m dürlüğü odasına götürülüyo- rum. Orada rü, 8 üncü ş sinde emniyet al- —Cunihuriyet —devrinde ye- m için “İlkokülunda i- — falakayı da bu ve- sile fle gördüm ve tattım. Binbir küfürler içinde bu ayaklarıma vurdular, vurdukça siktilar. Galiba w sandılar veya kâfi — görmüş olacaklar ki beni yerden kal- dırdılar. Müdüriyet odasının bi «koşacaksın» dediler. Sayma dim amma belki <1500» defa kosturdular. Falakadan ayak larımda hasıl olan iztırabdan bitkin bir hale geldiğimden koşamıyor, yere yordum. k salonuna soktülar ve yuvarlar Koşamayışım öfke ve ga- yeniledi. “Tokatla boynuma vurarak e- yerine — getirmeğe Bende hayır kal- mamıştı. Kendileri üe yorul- muş ve usanmış olataklar ki buradaki bu kanun dışı mu- hakeme sona erdi. - Aşağıda elimi, yüzümü, ayaklarımı yıkattırarak yeniden nezaret haneye koydular. dan geçen bu hâdi- ettirmenin ko- olduğunu zablarını tebarüz isbatının zor liyorum, Nezaret altına alındığım ve emniyet mıntakası içine girdiğim dakikaya kadar hiç bir işeyim yokken ve saat 24 e kadar gerek arabam ve gerökse arkadaşlarım tara- fından nezarethanede ziyaret edilmekle onlarca şahsiyetim de bir başkalığın — bulunma- ması müşahatle edilirken 13 ü 14 de bağlıyan gecenin ya- rısından sonra gerek yüzüm de, boynumda yer ederek par mak izlerini “belirten kan 0- turmaları ve gerekse yere ba samıyacak kadar-tabanımda hasıl olan şişlikletle ayakla- rıma vuralan Talakanın belli izleri hâdisenin şehadet ve is batma kâfi birer delil sayıl- mazlar mı? Birer müslası Adalet Ba- kanlığı, İçişleri Bakanlığı, A- dana vilâyet makamı, ve C. Başsavcılığımı verilmiştir. Adana- Tekin Vural Oktay Nacaron mahallesi 22 sokak 69 numaralı evde. polis bulunuy Burada cemiyet nizamı ve kanun çerçevesi dışında orta çağ bir zulüm ve dayak mah kemesinin teşekkülünden ha- bersizim. İmparatorluk — idaresinin ceza usulü olarak kullandığı T. Oktay — Hatırımızda kaldiğına gö- re Rauf Bey çok evvel İstan! la gitmişti. Öğrenmek istedi miz bu mülâkatı siz mi istedi niz, yoksa Rauf Bey mi dâvet etti — Meclis reisi sânisi olrıak itibarile mesail hakkında mü- taleatını, yeni şekli hükümet o lan Cumhuriyet idaresi hakkın da noktai nazar ve tahassüsatı- nı öğrenmek istedik. Maksadı mülâkatımız buydu. — Sonra başka nerede görüş- tünüz? Hatırlamıyorum. — Fakat Rauf Beyle vukubulan mülâkat arzettiğim gibidir. — Rauf Bey o sırada Anka- rada Terakkiperver fırkası teş- kilâtı yapılırken “hastalanarak İstanbula gitmişti. Gerek o va- kitki ziyarette gerek sonraki ziyarette bu fırka hakkındaki düşünceleri hakkında malümat verir misiniz? — Rauf Beyle fırka teşekkül etmeden ve ettikten sonra bu husus etrafında aramızda hiç bir kelime geçmemiştir. Hasta- lığı dolayısile görüştüm. — Peki Rauf Beyle bu alâ- kanız ve telgrafı göndermeniz — Rauf Beyle Maltadan iti baren iyi görüşürdük. Bundan dolayı kendisine karşı bir sami miyetim vardı. Bu samimiyetle iyaret ettim. Bu hastalık ben- YENİ SABKAEH Hahl Vedad F iratlı | Patrik Maksimos neden İstifa etti?. Bakanlık müsteşarı: “Güzel sanatler genel müdürünün istifasının akademi yangınile ilgili olabileceğini zannetmiyorum,, diyor Evvelki gün şehrimize gelen, Milli Eğitim Bakanlığı Müste- garı Besim Kadırgan; dün, Mil| li Eğitim Müdürü Murad Urazı | ziyaret etmiş ve kendisinden | lüzumlu bazı izahat almıştır. Müsteşar, şehrimizi - ziyaret sebebi etrafında, bir arkadaşı- mıza şunları söylemiştir: Uzun zamandanberi, İs- tanbuldaki Milli Eğitim teşki- lâtmın çalışmalarını, yakından takib etmek fırsatını elde ede- memiştim. İstanbulda, kabil olduğu ka- dar fazla kalmağa çalışacağım. Ve bilhassa, bu sene ilk me- Zunlarını verecek olan 'Çapada- ki Eğitim Enstitüsünün duru-| mu ile meşgul olacağım. Bundan başka, bir müddetten | beri, umuma kapalı bulunan, bazı müzelerin yeniden açılma- sı için yapılan hazırlıkları da gözden geçirmek istiyorum » Müsteşar, Akademi y hakkında ne düşündüğü sorusu nu göyle cevablandırmıştır «— Bu müessif yangın hâdi- Besi karşısında, her vatand: Bibi ben de derin bir yürek Zıst içindeyim. Şayanı şükran, dır ki; işittiğime nazaran, bir takım zenginlerimiz, yeni yapı lacak olan Akademi binası için teberrülarda bulunmak istiyor- larmış. 'Buna ben de sevindim. (Müsteşar. «€Güzel Sanatlar Umum Müdürlüğünden — Halid Vedad Fıratlının alınması, yan gınla alâkalı mıdır?» sualine şu cevabı vermiştir: «— Halil Vedad Fıratlı, esa- sen bir müddettenberi, vazife- gini bırakmak arzusunu sık sık izhar ediyordu. Yatıgınla alâka- h olduğunu hiç tahımin etmiyo- Tum» ——— ADLİYEDE Katil polis Sedadın akli muvazenesi bozukmuş 1.. On beş gün evvel Beyoğlun- da bir randevu evinde şoför Betiri Songeleni tabanca ile öl- düren polis Sedad Altıata hak- kımdaki dâvanın — duruşmasına dün 1 inci ağırceza mahkeme- sinde devam olunmuştur. Pünkü celsede Adalet dok- torundan gelen rapor okunmuş tur. Raporda; muayenesi yapı- lan sanığın gayri tabif halleri görüldüğü ve müşahede altına alınması lâzım geldiği bildiril- mektedir. Mahkeme, kısa süren bir mü- zakere sonunda katil polis Se- dadın müşahede altına alınma- sına ve duruşmanın talikine ka rar vermiştir. -- Zincirkıran ailesi gümrükteki eşyasını çekiyor Denizyolları hesabına muhte- lif mübayaatta bulunmak üze- re Amerikaya gönderilen Fuaü Zincirkıranın bundan bir ay kadar evvel «Çoruh> — şilebile dönüşünde getirdiği zati seşya- Tun ziyadesile çokluğunu ve va- ziyete maliye müfettişlerinin de el koymasının dikkati “çektiği malümdur. O zaman tertib edi- len, gümrüğe tâbi eşyaların lis- tesine bilâhare, Zineirkıranın eşi tarafından itiraz edilmişse de tekrar yapılan ineelemede, | ilk listenin doğru olduğu neti- cesine varılmıştır. Dün de gümrüğe “müracaat eden -Bayan Zincirkıran 530 li- ra gümrük vererek, piyano, rad yo, mühtelif giyim eşyası “ve bu arada 3 aded ipekli yorgan çekmiştir. | MÜTEFERRİK Istanbul — Avrupa uçak seferlerine başlandı anlği — Almanyanın meshur — kültür merkezi olan Münich şehrile İs- tarbul ve Avrupanın diğer şe- hirleri arasında uçak servisle- rine başlanmıştır. Bu servisler Pan Amerikan Hava Yollarının Clipper uçaklarile yapılmakta- dır. İstanbuldan Münich şehrine gitmek arzusunda olan yolcu- lar, Pan Amerikan Hava Yolla- rı, tarafından yeni ihdas — olu- nan, İstanbul - Brüksel, yolun- dan faydalanarak, Brüksel (Bel çika) yolu ile Münich'e gidebi- Mü- leceklerdir. Brükselden nich'e uçuş, Fra: ya, yolu ile yapılacaktı Kol inistlikten sanık 56 kişinin, dünkü duruşması Hükümeti devirmek gayesile gizli komünist partişi kurmak- tan sanık 56 kişinin duruşma sına dün 2 nci ağırceza mahke- mesinde devam olunmuştür. Geçenki duruşmada 30 u tah- liye edilmiş bulunan sanıkların gizli celse ile yapılan muhake- meleri dün sabahtan saat 17 ye kadar devam etmistir. (BÜYÜK DOĞU) Haber aldığımıza göre (Bü- yük Doğu) mecmuası, hakkın- daki bütün beraet hükümleri- nin temyiz umumi heyeti tara- fından nakzedilmesi ve bir te- cilli mahkümiyet kararının da tasdik olunması üzerine, bugün derde yeniden ele alınacak olan bu dâvaların ve bilhassa yakım- da çıkacağı söylenen af ve ye- ni matbuat kanunlarının neti- cesine kadar intişar etmemeğe karar vermiştir. İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? Atatürk'e sulkasdın tafsilâtı ve içyüzü Yazan Ç R. denizle aramızdaki wamimiyet dolayısile alâkadar görünmüş- tü. Akşam gazetelerinde bu tara da intişarı dolayısile bütün ga- zetelerden her akşam telefonla kirçok sualler sorulur. ——— — Rauf Beyle samimiyetiniz yasi mesailde mi Samimi görüşürdü. Açık görünürdü. " Maltada pek âyi —görüş- mezdiniz? — evet, fakat Maltadan son- ra başladı. — Terakkiperver fırkaya gir meniz için bir teklifte bulundu mu? — Hayır bulunmadı. Esasen alâkadar bulunmuyordum. Neş ım r teklife meydan bırakmamıştı. Tefrika No, 229 — Bayrakdarlığını yapıyor: idunuz tahlil edelim. Mektubu- nuzun ifadesinde bunlar topla- nıyor: «Sizin hakkınızda birşey yapmak istöyorlar» dediğiniz anlaşılıyor. Memleket ve vat na bu derece merbut bir şahsi.- yet için doğru muydu bu? — O günkü gazetelerin neş- riyatı. — Benim anladığım yazaca- Bınız şeylerde Rauf Beyden vec he almak istiyordunuz? — Mahkemei âlinize bir ka- naat gelmek için sarih bile ol- sa tedkik etmek vazifei âlini: icabıdır. Mektubı bulunduğum: tanbul bir korkl diye bir haber vardı la gelen her sahibi salı İstifa eîmedl Halen H('ı/hı liada Ruhban mektebinde bulunan Maksimo- sun sıhhi durumu da türlü tefsirlere yol açıyor Fener Ortodoks patriği M Bimosun istifası etrafındaki dikodular Rum Cemaati arasın da bütün hararetile devam et- mektedir. Öğrendiğimize göre Maksi- mos, halen Heybeliada da h: talığı dölayısile yatmakta ve 'atrikhanede yapılan — dini yyinlere iştirâk edememektedir. Hattâ Maksimosun, Ortodok. siya yortusundaki “merasimi da | hi idare etmemesi, Cemaatı beyninde büyük bir teessür ve| ve hayret uyandırmıştır. | Dün, sabah gazetelerilnden | birinde Patrik Maksimosun isti fa ettiği; bu kararı vermezden evvel Moskova Patriğinin fik- rini aldığı bildiriliyordu Bu haber üzerine Patri kili Meliton, bize şunları miştir. - Bu haberin hakikatle| hicbir alâkası yoktur ve Patrik Maksimos istifa etmiş değildir. Maksimos hasta bir vaziyet-| te Heybeliadada yatmaktadır. Vazifesini yapamıyacak bir du rumda olduğunu — idri için istifa kararını vermişt Fakat Patriğin ne zaman istifa edeceği henüz malüm değildir.» | Gerek Patrik ve gerekse Pat rikhane hakkında matbuata in tikal eden haberleri, Ortodol Cemaati arasında alâka ile kar şılanmakta ve Patrikhanenin son durumunu izah eden bir'teb | neşretmesi — beklenmekte dir. Esasen aylardan yatan Mak&imosun böyle oyalaması ve beri hasta Cemaa' pma zifesinden istifa -etmemi lü tefsirlere yol açmak Diğer — taraftan naat *rikhaneve karsı ölan bağ liğının — sarsıldığı itimadın da| kalmadığı ileri #ürülen leh ve aleyhteki iddialar cümlesin- dendir. | eee — a | DENİZDE | Şehir hatları vapur tarifesi | Devlet Denizyolları şe ları vapur seferlerinde Yifesi 1 |Hazirandan yürürlüğe girecektir Fakat idare, yolcu adedinin artması dolayısile yeni tarife azırlanıncaya kadar il: ferler ihdas etmeğe kar ö ve seferlere 1 Ma; tibaren başlanağık; Boğaziçi ve Adalara direk postalar yapıla- caktı hat| tae | 'en itiba ca Yalovaya sabah ve akşam olmak üzere günde iki vapur tahrik edilecektir. an bayramı hazırlıklarına başlandı Şehrimiz Milli gğitim memur ları, dün, Milli Eğitim Müdürü | Murad -Uraz'ın —- başkanlığında | bir toplantı yapmışlardır. 'Toplantıda, 23 Nisan bayma- z “için-yapılan hazırlıklar göz- den geçirilmiştir. a bu sual ediliyordu. Bu yeni € dişe tahtında Ankaradan yel gelmiş zevatın fikirlerini renmek istedik. — Gazi Paşanın yanmda top- lanıyotlar. Fevzi Paşa gelmiş, görüşmüşler. Bundan endişe e; Giyorsunuz. Rauf Beyin müta leatını öğrenmek istiyorsunuz? — Ahvali umumiye hakkın- da mütaleatmı öğrenmek iste- öim. — 'Bu mektubun iç yüzü Ra: tif Beyle samimi olduğunazdur. Reis Beyefendi semin ola- (f bilirsiniz ki me iderin bir sam miyet ve ne bir karar te g etmiy değildir. Müsaade buyu- rursanız, bu münasebetle yaz- dığım fıkrayı huzurunuzda- oku yayım. “Rauf Beyin ne üerece telkinat ve tesiri âltında kaldı- ğimı takdir etmiş olursunuz. (Velid Bey, Rahmi Beyin meb us intihabı dolayısile yazdığı bir makaleyi okudu.) Ve su ifatlatta bülundu: «Bir anlar samimi ictihadname- istinad ederek lehinde yazı- azdığım gibi yanlış - bir da wduvum zaman da fik- rimi açıkca amkdımı zal (Dovamı var) ae n aa e DA L AAA AA e e a a 0 GAT A a A P a a aa a a e a a a a ea * 9 NIİSAN 1918 İHER SABAH| Tramvay idaresi ve bır Çin fıkrası şu tramvay ve Gloktrik l ılımıı Helo genel müdür sayın Kemal Baybora... Dus TUP dürüp öyle kıymetli cevherler yus Mmurtlarlar Ki insan gülmekle ağlaı mak arasında tereddüdier geçirir. Gek çenlerde, betediyo ötobüslerinin, ferdi ler “arafından -işletitersarden daha pat halı oluşundan Şikâyet #cn bir Okue yucuma, “cevaben Aman © kadar bağırma! amaclı lâh belediye fiyat —İndireceğine ucu& farife tatbik eden otobüslerin İşlemet SİNİ yasak eder! demiştim, No büyük bir kehanet savurnuş oK düğümü Kemal Bayboranın — U0UZ “yolcu “nakleden Hususi otot Büsler — tramvaylarımızın — yolcularını kapıyorlar da, arabalar boş gidip go* liyor! buyurmasından anladım. İlâhi genel müdür, aklınla yaşa &« 1 Evvelâ hususi otobüslerin rekaboti derine rağmen tramvayların hillâ bas dik İstifi söfarler yaptığının ÇE. T. T.) Bencl müdürü şayet farkında değilse; biz yolcular bunu bittetrübe biliyoruz. Sonra Tramvaylarda İzdihamın azak ması bize öyle geliyor ki (E. T. T.) genel müdürünü “tellişa düşürmemeli; bilâki$ sevindirmeli İdi. Zira — onun arabalarını haline sokup dekli, belkl Başlıca vazilesi tramvay birer balık İstifi fiçisi ol bol bilet kestirmek yolcularını, Mmedeni bir memileketin medeni bir nakil vasıtası müessesesi idarecisine yaraşır bir şekilde, insanca ve medeniyote yakışır bir şekilde se. yâhat öttirmektir. İkinci Dünya Harbinin — dağurduğu sıkıntılar yüzünden halkın — wapurları da, trenlerde ve tramvaylarda üstüste yağılı bir halde seyahat etmeleri tabil ve normal bir hal değildir, arızi olma: Si itabeder. “Anlaşılan sayın Gaybora ve benzerleri anormali normal olarak kabul etmekte ve muhakemelerini ona göre yürütmektedirler. (E. T. T.) ge- el müdürü biraz gayret etse de — Tramvaylar tiklım tikiim we yok cuların mefes almalarına dahi imkân Kalmıyacak bir — şeklide —dolmadıkça sefere çıkmıyacaklar! — yolunda bir © mir ısdar buyursa ancak - yukarıdakl mütaleası kadar giranbaha bir cevher yumurtlamış olurdu. * Vaktile bir demiryelu —imtiyazı için kendisine müracaat eden bir. Amer> kan Tirması mümessiline Çin Dahiliye Nazırı sormuş — Demiryotu, demiryolu deyip dur ruyorsunüz, nedir bu — memlekeli bu yollarla döşemenin faydası?... Amerikalı hayretler içinde cevab ver müş: — Aman efendimiz, şimendüter sar yesinde münakalât kolaylaşacak ve ta- raza yirmi günlük bir yolu iki günde Katetmek kabil - olabilccektir. Çinli nazır bir müddet dalgın dab gın ensesini kaşıdıktan sonra : — İyi demiş, iyi amma geriye kalar 'en sekiz günü ne yapacağız, onu ma sıl-geçireceğiz?... (E- T. T:) genti midürü —Kemal Bayboranın — tramvaylara —muvaffaki yetle rekabet edenek yolcu birakmıyor diye hususi otobüsteri — seyrüseferden kaldırmıya kalkışması — gösteriyor. ki dünyada Çinli mazır gidi düşünenler hâlâ mevcuddur ve bunlardan bir tar mesi de İstanbul ÇE. T. T:) idaresinin mukadderatını elinde bulundurmaktar dır. FUKRACI ÜNİVERSİTEDE; Üniversite merkez binası betonlaştırilacak Üniversite Merkez binasınm, herhangi bir yangın felâketine uğramamasını temin için, ta- mamile betonlaştırılmasına ka- rar verilmiştir. Bu münasebetle, Üniversite Rektörlüğünde, ilgili mimarla- rın iştirâkile bir toplantı yapıl- mış ve' bir keşif plâm 'hazıtlan- mıştır. "Tasarıya göre, betonlaş- tırılma işine, önümüzdeki tatil deyresinde başlanacak ve muh- temelen, bir milyon lira harca- nacaktır. errrrrrrrAAARALAAA — * TARWVİM * NİSAN 1048 CUMA Karım 154 — AY —4 GÜN 100 Vakitler Vasati Ezani 8. D. &, (D, 5 81 10 Güneş 12 16 5 35 15 65 9 15 218 42 12 — Yatsı G0 vav 15 İsmâk 8 49 >9 0

Bu sayıdan diğer sayfalar: