14 Ocak 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

14 Ocak 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mini mini bebeğin sevgili aa- yavrunuzun her gün nesi, y kanması lâzımdır. Bu vücudu- nun temizliği ve sshhati kadar rahatlığı için de mühimdir. Ban yo zamanı sizin ve çocuğunu- zun müşterek günlük progra runda en zevkli ve neş'eli g- çireceğiniz bir saat olmalıdır. Bunun için evelâ banyo saatiti gürünüzün en muvafık zama- melisiniz. Fakat bu sa in muayyen olm- Banyo mamadan evvel yapıl- malidır. Zira iyi hâzım yemek- ften sonra istirahat ve sükünet ile temin edilir. Banyo raatiri seçerken iyice düşününüz. Bun yo yapmak için küçüğü uykü- sundan uyandırmanız icab eder se neş'esi kacar ve huysuzlanır. Yahud tam mama - zamanında kebeği yıkamağa — kalkarsan.z öne zavallının tadımı — kaçır:p banyosundan zevk almasına mü ni olursunuz. Banyo saatini a- yarlarken bebeğin çıplak . ola- rak serbestce hareket edip ez- zersiz yapabilmesi için beş an dakika ayırmayı. unutmayın'z. Banyo ekseriyetle - bebeğin günlük programındaki 10 * 00 mamasından evvel yapılır. Ba: ,yodan sonra hemen yemeğiti yedirip yatırınız. Bebeğinizin suya alışıp y kanmayı sevmesini — istersen'z banyosunu azami dikkat ve dü- sünce ile plânlayınız. Ancak bu #uretle banyo zamanını — siz'r ve bebeğiniz için bir zevk ha- line getirip Üzücü bir angariye olmaktan kurtarirsınız. — Daha bebeğiniz doğmadan evvel o çevizini hazırlarken yavaş ya- veş banyosunu yapmak için 1â- em olan geyleri alınız. Bunları zeçerken bahalı ve süslü şeyler den ziyade, sağlam ve kullanıs- l olmalarına dikkat ediniz. A- Fağıdakl şeyler size kâfi ge' cektir: 1. Banyo - çinko veya &ı ye 2. Bir tepsi, 3. Ağzı kapalı bir pamuk ka varozu, 4. Ağzı kapalı bir kavanoz tükelene “(beyaz madeni y: cezahanelerde bulunur), 5. Kapalı kutu İçinde yumu- &k bir sabun, € Bir kavanoz (atez kayna- m1ş su koymak için), 7 Birkaç kat tülventten ya- pilciş yamuşak sabur. bezi, 8. Bebeği kurulamak için muşak bir havlu, 9. Banyoyu koymak ve son- ra Lebeği kurülayıp yıkamak için toynuza uygun Kir masa, 10. Yumuşak bir saç fırçası ve ince bir tarak, 11. Duvar ve banyo derece- deri, 12. Bir çöp sepet veya kutu- 1 (kirli çamaşırları atmak i- çin) 18. Kullanılmış pamukları at mah icin her gün atılacak k - vLer YA Madeni yağ'ın gündel'k katlanışı için küçük bir tabak, 5. Kücük, orta ve büyük çen iğneler, 16. Eğer elabilirseniz ve YiLİ7 müsaidse, hassas ve dı Tu tartan bir bebek terazisi, Boru alamazsanız bebeği her ha'ta iyi bir eczahaneye - vı doktorunuzun muayenehanesin- de tartabilirsiniz. Bebeğin banyosu için lâzırı ©'en herşeyi sırasile hazır ed niz, bütün lüzumlu şeyleri vo- layca bulup alabileceğiniz yer- lere diziniz. Temiz çamaşır ve kundağını hazırlayınız. Bebeği soymadan #vvel oda hararetini bir kere ü Bebeği suya sokmad'ın banyo termometresile suyun ba B Nışantaşında Hacı Mansur sokağının hali Nişantaşında oturan hüviyeli mahfaz bir. okuyucumuz — bi gyönderdiği mektubda diyor ki:| — Vali konağı caddesile Os- Tanbeyi bağlıyan bir sokak var. Hacı Mansur sokağı. Ben, 20 senedir bu sokaktaki evler- den birinde oturuyorum. Bele- Ciyenin birisini gönderip kaldı- yamlara baktırdığını hiç görme- Gim. —En kuru havalarda bile sokak çamur deryasıdır. Şimdi #i garaj da yapıldı; otomobil- der sokağı daha feci bir hale yetiriyor. Civardaki yollar par ke olduğu halde bizim sokağı- “İntz neden bu kadar ihmal edi!- miştir ve ne zaman yapılacak- tır? Bunu Belediyeden sormağa hakkımız yok mu? Bebeğin Banyosu Yazan raretini muayene €dini: Üç aylık oluncaya kadar h3 beğin banyosu esnasında oda- Tn harareti 20-25 derece, su- vun harareti ise 36 derece ol-| yatlıdır. Dördüncü aydan iti- baren altı aylık oluncaya ka-| dar suyun harareti yavaş ya vaş 35 dereceye — indirilme'i ve bundan sonra da suyun h Ş yavaş indirilme ğe devam ederek bebek bir ya- #mn sonunda banyosunu yapı: ken suyun harareti 32 derec> olmalıdır. Bebeğin doğuşunün ilk birkaç hoflasında vücudu hararet de- Bişikliklerine karşı çok hassıs Clcuğu için bütün vücudumu birden soymayınız. Bebeği so- yup bir havluya sarınız. Sonca yüzünden başlıyarak — vücudr nun her kısmını ayrı ayrı ve sıra ile bir sünger kullanarak temizleyiniz. Yüzünü sabunsuz Su ile yıkayıp kurulayınız, Ba- şını iyi bir sabunla yıkayıp, du- rulayın ve kurulaymız. Sonza gözlerini, burnunu, kulaklarını temizleyiniz, sonra — kollarını, yücudunu, bacaklarını sabun'a- yıp sabunsuz su ile durulayın:z. Vücudunu kurularken âzami su Tette hassas derisini zedeleme- meğe gayret ediniz. Hastahane- 'erde bu ilk haftaları zarfında bebeğin cildini - korumak içir. Yu sünger banyosunu — madeni yağ ile yapıyorlar. Bebek bir aylık yahud altı hattalık olunca eğer s.hhati iyi ise artık banyosunda yıkanma- Ea hazırdır. Banyosunun içine 25 santim kadar su doldurun, banyonan | dibine yıkanma esnasında bebe ğin kaymasına mâni olmak 1- €n katlanmış bir havlu otur- tam. Daha ilk banyosunu yanar ken yavrunun korkup bu hustis ta fena bir hâtırası olmasını is- temmezseniz, önce başını, yüzü- nü ve kulaklarını yıkayıp kuru- layın. Şayed bebeğin tepesi çox Bu eroğlu er de Adalı Ha- lil! Kuvveti bütün yurdu tuttu. Aliço kolla kendini ondan! Sen de Adalı gözünü dört aç! Aliço sana baş pehlivanlığı kolay ko- lay bırakmaz. Baş pehlivanlık arslanın ağzındadır. Onu almak her kulun nasibi değildir. H: di bakalım pehlivanlar! Helâl edin birbirinize hakkınızı! Pehlivanların tutuşmadan ev vel helâllaşmaları da güzel bir an'anedir. Çünkü er meydanın- da her şey olurdu. Saatlerce sü ren güreş sırasında ölen pehli- vanlar da görülmüştür. Bu tak? dirde ölen daha evvelden hakkı- nı helâl etmiş oluyordu. Bu su- retle Türklerin pehlivanlığı, gü- reşi bir cenk gibi kabul ettikle- ri anlaşılıyor. Helâllaşmalar sona - erince Çingene davulcular ve zurnacı- lar büyük bir iştiha ile baş peh- livanlık havasını vurmağa baş- ladılar. İki pehlivan da hemen Peğreve başladı. Kel Aliço bir peşrev yapıyordu ki değme delikanlılara haltetmek düşerdi. Herkes buna parmak isiriyor- du. Buna rağmen büyük ekseri- yet ciddi bir güreş göreceğin- den şübheli idi. Çünkü herkes Kel Âliçonün altmışına merdi ven dayamış bir ihtiyar olduğu nu biliyordu. Buna mukabil A- dalı Halil, yeni parlıyan bu kuv ——— — : —— Annelere Bir. Çift Söz! İ KYWE ava : Leylâ “Xuru İse birkaç danila yağ Ve oğunuz. Sonra bebeği banyo ma sası Üzerinde iken vücudunu garçabuk sabunlayıp sol eli 'e başını ve arkasını sağ diziniz © de vücudunun alt kısmını tu tarak masadan kaldırıp bany >- suna sokunuz. Su hararetinin tam olmasına dikkat edini Siz bebeği sabunlayıncıya ka- dar suyun soğuması ihtimali vardır. Fakat bebeği banyoya soktuktan sonra asla hiçbir man soğuk su ilâve etmeyiniz. Bebeği &ol el ve kolunuzla * tarak durulayınız ve — evvele> masanın üstüne yaydığınız hav lesuna sarınız, gözlerine sabun Im su kaçmamasına dikkat ed! riz. Vücudunu — hırpalamadır. kurulayınız, ve dört aylık sı"- katli bir bebek banyodan çıkar- ken biraz daha ılık biraz su ite mıkası ve göğsü durulanmalı- Ğir. Bu çağdaki bebekler zaten ce akıtılıncıya kadar kalmı Inbrlar. Banyodan sonra talk pedrası kullanılmasını doktor- lar artık tavsiye etmiyorlar. Douktorlar pudranın mesamatı kapadığını cildi - kuruttuğuav, Hişirdiğini veya deriyi tahr: ettiğini iddia ediyorlar. B Taukabil bacak ve koltuk araları xı veya vücudun pudra sürüü!- mesi icab eden diğer kısımları- mu, albolme denilen tasfiye ed'l miş bir nevi madeni yağ ile ha- fif hafif oğuyorlar. Havuç ve Yeşil Salata Cildin güzelliği, tazeliği, hazım dihazının yt işlenicsi için hemeni hemen bültün doktorlar iki sebze- yi tavsiye ederler: Havuç ve yeşil talata. Biz havucu ya rendeleyi>| #alatasını yapar, veya haşlayıp kı zartırız. Pek pek bazı sebze çor- balarında veya zeytinyağlı pıraya içine karıştırır veva haşlanmış 0- larak etin yanına garnitür diyel koyarız. Halbuki mademki sıhhat ve güzelliğimiz ç bu kadar 'ü-| zumlu imiş, ben de size bu iki de- Bişik havuç tarifesi veriyorum. K E Nİ eüMi Ça im önünde durdu, eldivenle onun — 08 — Hanri Monpansiye, iki ay ka- - gaşalık arasında belki kardinâl dar evvel kızkardeşile — Parise Rişliyöyü ve tarafını tu- gelirken yolda haydudların tu- — tanları öldüreceklerdi. Gerek zağına nasıl düştüklerini, onlar- — kraliçe “An Dotriş gerek ana la nasıl çarpıştığını, tam yenil- — kraliçe Mari dö Mediçi kardina mek Üzere iken Murad Reisin lin düşmanları olduğundan kral nasıl kendiliğinden imdada gel- — yapyalnız kalacak, hiç bir mu- diğini, arkadaşlarile beraber ya- kavemet göstermeden devletin lın kılıç dövüş sahnesine atıla- idaresini Gaston Dorleana L rak haydudları nasıl yakalad ğını uzun uzün anlattı ve söz- ncı bir. memleketta tanımadığı insanlar için kendi hayatlarını tehlikeye koyanlara biz «kahraman» deriz. Bu Türk kahramanı benim ve.kızkarde- gimin hayatlarımızı kurtardı, o- na zarar verecek adamın bu sa- londan sağ ve muzaffer ol çıkmasına gönlüm asla razı de- ğildir. Bu adamlar, en az üç yüz kişinin kanma giren, yüzlerce ve binlerce jandarma fından — senelerce kovalandığı halde yakalanamıyan meşhur haydud Karbonuvar'ı tutup hü- kümete teslim etmiştir. Eğer bu aziz dostlarımız Fransanın baş- lıca yollarından bir defa geçmiş olsalar bütün memleket haydud- lardan temizlenirdi. Haydudla- ri besliyenler ve onlara yardım edenler, haşmetlü kralımızın 0- toritesini küçümsiyen Kont dö Bernay gibi küstah sinyorlar- dir. Delikanlının sesi gittikçe yük- selmiş, koca salonda — akisler yapmıştı; Rişliyö memnundu; Gaston Dorlean kızmıştı ve ya- nındaki asılzadeler Hanri Mon: pansiye'yi, çenelerini ” sıkarak, dudak bükerek tepeden tırnağa 'orlardı. Kral, delikanlının bu hareke- tini ve söylediği sözleri takdi: le karşılamıştı. Tane tane ko- nuşarak dedi ki: — Genç Monpansiye, ailene ve babana lâyık bir oğul oldu- ğunu görüyorum. Gerek seni ve gerek dük Monpansiye ile bü- tün aileni tebrik ederim; fakat dileğini yapmak elimde değil - dir, zira Kont dö Bernay tara- fından düelloya dâvet edilmiş bulunmuyorsun! — Bu küstah adam hâlâ el- divenini bana atmıyorsa alçak- lığının. derecesini haşmetli kra: hmız takdir buyururlar. O hal- de aziz dostumuz Murad Reise yapılan hakaret bana yapılmiş demektir. Gereken dâveti ben yapıyorum. Delikanlı cevab beklemeden, şimşek gibi bir hızla geri dön- dü, Kont dö Bernay'ın önünde durdu; ucundan tuttuğu tek el- divenle onun yüzüne vurdu: — Bir köpek kadar cesaretin varsa benimle — karşılaşmaktan kaçmazsın. Bu salonda sana benziyenler senin şahidlerin, ba na benziyenler de benim şahid- lerim olsunlar! Kont dö Bernay, önce sarar- dı, sonra kızardı; kendisini zor- hiyarak adeta kekeledi: Haydutları... — Ancak... Haydut ruhlu insanlar... Hima ye ederler . Valiahd Gaston Dorlean ve yanındakiler fena halde kızmış- lardı; adeta grup halinde Mu- rad Reisle genç Monpansiye ü- zerine yürüyerek onları ve di- ğer Türk korsanlarını imha e- decekler, bu yüzden çıkacak kar ek U'il_)i geridöndü, Kontun SABAH lindeki tek yüzüne vurdu kedecekti. Cesur*delikanlı geri babası ile kardinalin yanında yer aldı, Bu sırada veliahdın a- damları arasından iki subayın kalabalık arasından sıyrıldıkla- , yan kapıların birinden çıkıp gittikleri görüldü. Rişliyö bu- nun farkına vardı ve o da en a- çık göz ve yaman silâhşörlerin- den ikisini bahçe kapısından yolladı. Hanri Monpansiye ile kralın konuşmalarını iyi dinliyebilmek için ilerlemiş olan dâvetliler ge rilem, başlamışlardı. - Kon: dö Bernay yeni bir dilekte bu- lundu Kardinal hazretleri, sa nun tamamile boşaltılmasını ri- ca ediyorum; düello çetin ola- caktır; ben kimseyi incitmeme- Ze çalışacağım ve incitmiyeceği me de eminim; fakat karşımda Çipil Musa söylenen her söz — Herif korkmağa bilmek için geniş yer - istiyor. — Reisin yaptığına akıl er- de yere sererdim... Eğer bu işi Çipil Musa geri çekildi. Uzun keli papasa söyle; eğer Murad ki yabani adamın yanlış hamle lerle sayın misafirlere zarar Ve- receğine gübhem yoktur. gibi bunları da Murad Reise terceme edince genç korsan re- isi gülümsedi: başladı, üç buçuk atıyor, icabında kaca- Fakat onu öldürmiyeceğim, defa daha rezil edeceğim, Gâvur Ali homurdandı mez be... Ben olsam bir hamle- vaktile yapmış olsaydık bu zah metlere lüzum kalmıyacaktı!... Ahmed ona sokuldu; Rişliyöyü başile göstererel — Bana bak, şu kırmızı tak- Reise zarar gelirse biz. hemen onun intikamını alır; Koca Me- mi reis de Fransanın bütün heybetli şehirlerini ve kasaba- larını cayır cayır yakar Dedi. Musa bu sözleri yumu- şatarak kardinale terceme etti Rişliyö epice heyecanlı ve üz- gün bir sesle cevab Verdi: — Biliyorum; kralımız kavış masaydı bu duello asla olmazdı; bununla beraber Murad Reisin galib gelmesi için bütün kalbim le Allaha yalvarıyorum. Etrafta fısıltı halinde konu- şuluyor, tahminler yapılıyordu. Bir çokları Murad Reisin ağır kılıcının Fransız usulünde düel- loya elverişli olmadığını, Kont dö Bernayın gayet hafif olan inca uzun ve gayet sivri meçini pek iyi kullanacağını söylüyor- lardı. Bazıları da diyorlardı ki: — Türkler gayet küvvetli a- damlardır; fazla kuvvetli bir el hafif şeyleri iyi kullanama: Eğer bu kılıçlar onlara göre el- verişiğ olmasaydı bizimkileri ter cih ederlerdi. Bu kılıçların bir de insanın cesaretini kıran kor- kunç görünüşleri var ki çok mü himdir, (Devamı var) tafizi ——— 4 OCAR 1919 —— Amerika mektub Yeni Yıl Festivalleri Nasıl Geçti? sikkeler resmigeçldi» nin başlâ- | rikan milleti resmigeçldleri seyre- Am iyi takımları aras'nda yapılan fut a gider. Penn: e başında yapılmakta 0- kolejlerinin en çlar Caelgeğll JK ölarak dabr.dü y Si ya çe teadl ni asrı kutlamak maks pılmişti. Umuml; migeçide kat Solcu profesörlerin dünkü duruşması — Baş tarafı 1 incide — ikiliğin bunlar tarafından hiç bir sürette meydana getirilmediğini ye- minle temin etti. Bu tanık hamile olduğundan duruşmayı terketmesi: ne müsaade edild İkinci tanık ayni fakülte felso tarihi ve mantık döçenti Hızır'dı. tirilen tanık, fakültede 6 b da Huzura alınıp yemin et- ak yıl beri vazife gördüğünü, det zarfında sanıkların ke itnad edilen suçları — işlemedikleri gibi bu şekilde görevi kötüye kul- Tanacak karakterde de olmad rim tebarüz ettirerek, — ifaderine şöyle devam etti; «Bizim fakültenin — felsefe şu: besinde okutulan psikoloji ve sos- yoloji dersleri ile genel felselo sanda derslerin mahiyetleri itiba- rile bir ayrılık olmuş! sefenin aksine sosyoloji ve psikolo- ji dersleri maddi delillere, istalis- d eder, me- n bütün fa- lerinde bu böyledir, ve ancak, genel fel- tik'e ve tecrübeye jstin reddeder, dünyı kü bu ayrılık bizde maalesef zehirlen- miştir. l sefede okuyan talebelerden Hawdi Atademir ve Necati Akderin psiko- loji ve sosyoloji hocalarile ülı Bana ilk zamanlarda alay ettiklerini, onların — ilimlerini istihfaf ettiklerini söyleyip şikâyot etmişlerdi. Fakat ben bu şuhenin ya ecnebi direktör yardımcısı, — x. vekili veya mümessili olarak o za- manlar bir hâdiseye meydan ve memek için bunları idare ettim ve yatıştırma siyaseti takip ettim. Ba- gün bu hereketimde yanılmış oldu. n işi resmiyete koy- miyece- Bumu, © zan saydım bugün bu hale gelir Kini anlıyor ve hatamı — mahkeme huzurunda itiraf ediyorum > Bu ifadeleri ve vâki sorulara ve- rilen mütemmim cevabları ile de- çent Nüsret Hızır, var olan ve ve hirlendiğini, kötü şekle sokulduğ nu ileri sürdüğü ayrılığı Akder ve Atademir'in meydana — çıkardığını, bu tahrikte — talebelerden Osman Yüksel, Salâhaddin Ertürk ve Hik- met Tanyunun da — müessir olduk» larımı belirtti. Tanık ayrıca Prof. Lakombun kendilerinden — şikâvet ettiği hakkında Suud Kemal Vet- kin ve Atademirle Akderin ifadele- ri hakkında, sanık Boran tarafın- dan sordurulan bir suale de, pro- fesörün bu iki doçenti çok takdir ALİ AHMED PEHLİYANIN BAŞ GÜREŞLERİ Yazan: Ali Ah med * * vetli ve iri pehlivan pek kısa bir zaman içinde bütün pehli- vanları sindirmiş bulunuyordu. Böyle yüz okkalık bir deve kar şı ihtiyar Aliço ne yapabilirdi ki? «Her halde peşrevden sonra pes edecek!» diye düşünenler ekseriyeti teşkil ediyordu. Adalı bile öyle düşünüyordu. © da Kel Aliçonun ciddi bir gü- reş yapabileceğinden şübheli i- di. Buna katiyen ihtimal vermi- yordu ve nasıl olup da karşısı- na çıkmak cesaretini gösterebil- diğine bir türlü akıl erdiremi- yordu. Nihayet peşrev faslı bitti ve pehlivan tutuştu. Adalı hiç hücum etmiyor ve güreşi ge şek tutuyordu. Aliço ise bayağı clddi güreş tutan bir pehlivan gibi hareket ediyordu. Böylece bir kaç dakika dolaş: tıktan sonra Aliço elile Çingene leri susturdu ve durdu, Herkeü: «Pes edecekl» diye düşünürken şöyle konuştuğu du yuldu — Adah! Karşında bir pehli- van var. Doğru güreşeceksen güreş! Öyle tutmamaktan fa- lan anlamam, Burası er meyda- nidır. Erkekçe tüt ! E, bu kadarı da fazla idi ha- ni! Bu ne cüret, ne cesaretti Aliço sonra çingenelere işaret etti. Çingeneler tekrar baş peh liyanlık havasına başladılar. O- nun bu ihtatı bir çok seyircileri pek memnun etmişti: — Yaşa Aliço! Aliço doğru söylüyor! — Maskaralık değil, pehlivan hik istiyoruz. — Yaşa eroğlu er! Bu hareket ve sözler Adalıyı da kızdırmıştı. O hürmeten A- liçoyu tuütmuyor, gevşek hare- ket ediyordu. Anlaşılan ihtiyar pehlivan iyi bir ders istiyordu. Birden sıkı bir hamile yapıp bir el ense çekti. O Aliçonun yere yuvarlanacağını — zannederken bu hareketinin hiç bir tesir yap madığını hayretle gördü. Kel Aliço da hemen mukabele etti. Vei? HÜĞ Bir el ense ve tırpan yapıştır- di Adalı bir çok tanınmış pehli- vanlarla güreşmiş, nice el ense- ler ve tırpanlar görmüştü. Fa- kat doğrusu böyle müthişine hiç rastlamamıştı. Az kalsın düşecekti. Yavaş yavaş karşısındakinin hiç de çocuk oyuncağı olmadı- ğını kavramağa başlamıştı. Bundan sonra güreş gittikce hızlanmağa ve şiddetlenmeğe başladı. İki pehlivan da insaf- sızcasına boğuşmağa, birbirleri no çok sıkı hücumlar yapmağa koyuldular. Herkes yavaş yavaş hayrete düşüyordu. İhtiyar Aliçonun gösterdiği bu emsalsiz kuvvet ve mukavemet herkesi şaşırt- mıştı. Gayri ihtiyari: — Yaşa Aliço! — Aferin Kel Aliço! # — Ne oluyor Adalı? * Diye bağırıyorlardı. 'Adalı ise gördüğü bu muka- Tefrika No:104 vemete hem şaşıyor, hem de şöyle düşünüyordı — Bir atımlık barutu var. O- nu harcıyor. On beş dakika son ra görürüz. Bununla beraber çok ihtiyat- h güreşiyordu. Hücumların ek- serisini Aliço yapıyor, o sadeı oyun vermemeğe bakıyordu. Aradan evvelâ on beş daki- ka, sonra da yarım saat geçti. Fakat Aliçoda hâlâ yorgunluk tan eser görünmüyordu. Güreşe ilk başladığı zaman nasıl ise hâ- Tâ öyle idi. Adalı hayretten hayrete dü- şüyordu. Ne yapıp yapıp güreşi daha fazla uzatmadan şu ihti- yarı yenmeli idi. Yoksa göreci ği hakaret, uğrıyacağı — istihza ve alay tufanının sonu gelmiye- cekti. Tabil hiç kimse Aliçonun nasıl olduğunu bilmiyordu. Böy le zehir gibi bir kuvvete malik olduğu kimsenin hatırından bile yapıştı. — Öyle bir sıkış sıktı ki geçmezdi. Yemin etse kimse i- Adalı utanmasa bağıracaktı. nanmıyacaktı. Artık karşısında altmış ya- atarken ayağı kat Adalı oyun almak için hiç de acele etmi; altta duruşu da acaipti. Hiç de toplanmıyor ve oyun cek bir vaziyet almıyordu. Bilâ du. Hangi oyunu istese serbest ce alabilecekti. Kendisine adeta der gibi bir tavır takınmıştı dalı buna bir türlü akıl erdire- miyordu. alayım diye düşündü ve elini u- Yazan : | | Tary Willard dan yâpılmış — heybetli ve kaba çehreler taşımak âdetindedir. Yılbaşı günü Calitornla'ya bağlı bulunan Pasedensada bambaşka bir geçid resmi yapılmaktadır. Bu, bir resmigezidden ziyade bir gül bayramıdır. Şehrin belli başlı cad- elerinde yer alan halk, Califorai- a'da kışin yetiştirilmekte — olan tonlarca gü'lerin #üslü arabalarda ve kamyonlarda geçirildiğini bü-), yük bir zevlle seyrederler. akat Ocak, Birleşik Amerika- nin bir çok kısım'arında tam Dir kış ayı teşkil edc. Bu ay zarfın- da Birleşik #merikanın — bir çok ettiğini, kendisine söylediğini, ra- P yanlış anlaşilması netice- (de keyfiyetin tavzihi için o za- man Milli Eğitim Bakanı olan Ha- saa Âli Yücel nezdinde teşebbüsle de bulunduğunu ve böyle bir şikü- yetin varid olmadığını, bu. profe- sörün ayrılışında tertiplenen çayın in iki hoca tarafından verildiğini 1 olarak, göktermek sureti- teyid etlti. Konferanslarda, İm- konferansların tertipleyicisi ve ders- dışı zamanlarda bu zevatın vazife- leril kullanmadıklarını, konferansların tertipleyişi ve ders- kötüye lerinin mümeyyizi olarak katiyetle teyid eden tanıktan sonra daha, bir çok tanıklar dinlenildi. Bunların her biri profesör ve (do- çentler hakkında vazifelerini kötü- kullanmadıkları hakkında şaha- dette bulundular. Bu arada, İbra- n Erdem, talebe arasındaki iki- n fakülte dışında duyalduğumu ve buna sebeb olanların da politika- bulu- cı yazarlarla müsahabelerde nan Hikmet Tanyu, Osman Yüke- ve Salâhaddin Ertürk'ün-seheb ledi. Bunlar peşin hü- kümler veren bir karaktere sahib- olduğunu 5i tirler, böyle bir ayrılığı evvelâ te- vahhüm etmişler ve sonra da onu yaratmağa teşebbüs etmişlerdir, di- ye hareketi vuzullandırdı Yino tanıklardan Necdet Taşhan sinde, talebe cemiyeti kurucu- ifa ları olarak teşebbüse fakat kazanamıyan — arkadaşlarının ikiliğe sebeb olarak kendilerini sol- culukla itham ettiklerini — söşledi. geçtiklerini, Sanık doçent Boranın sordurmi ise ile İngilin İş- kazanması üzerine de, çi Partisinin seçimleri arasında hiç bir münasebet olmadı. iam ifade etti ve bu sırada bir gö teriş yaptıklarına dair bir tam alan, saçma ve Saycr sözlerini tamamen uydurma diye vasıflandırdı. 'nın bir sorusuna cevab veren tanık bu cemiyetle halen yargılamala devam eden Türkiye Gençler Der- eğini kuranların ilgili olmadığı bildirdi. Bundan sonra dinlenen bü- tün şahidler de hemen ayni şesl> ri tekrarladılar ve hiç bir suretle komünizm. propagandası dığım tebarüz ettirdiler, Bu tanıklardan büşka — faki dışı müdafaa şahidlerinin de dinlen- mesi için duruşma başka güne “ıra- kıldı.. şında bir ihtiyar değil, sanki Koca Yusuf varmış gibi öyle ha reket ediyordu. Bu sırada eline güzel bir de fırsat geçti. Aliço ayağile tırpan kaydı ve yere düştü. Adalı da bu fırsatı kaçır miyarak hemen atılıp Aliçoyu tuttu. Bunu görenler artık Adalının fazla uzatmadan neticeyi alaca ğana inandılar. Sağdan soldan — Haydi Adalı — Al kündeyi! — Vur sarmay — Kurt kapanına al? Diye sesler yükseliyordu. Fa- 'ordu. — Aliçonun vermiye- kis çok serbest ve açık duruyor <beğen bej oyunu al!> endiğin Bu ne cüret, ne cesaretti? Evvelâ uzanıp şak küntesini zattı. Kel Aliço hemen bileğine (Devamı va — yerlerinde kalın bir kar tabakası göze çarpat ve arada bir rüziarin korkunç islikdar iyitii Diğer taraftan İkardan ho; mıyan binlerce Ameri tillerini cenupta geçirir rikanın bir çok yerleri tam n siyle karlarla örtü!) bulunduğu bie sırada Florida plâflarında yaz ha- hüküm türmektedir. Kumsal- larda binlerce Amerikalı sporlarıyla tatillerini Kışın K ve mis kok'lu çiceklerle dolu olan Florida, kış tatille.“ri Iyi geçirmek istiyenler için âdeta bir Florida eyaletinde herk. rişli olabili muhtelif yaşama imkânları vardır. Pek tabil olarak Mlami ve Palm Ecach otelleri za yet lükstür. Bu otellerde lar bütün deniz-sporlarından t mânasiyle fayda'armak Imkânla- rına sahibdir. geçirmektedirler. rengâre n Herkes kardan kaçmakta dir. Bilhassa çocuklar için elverişli mevsimlerden birini caşe Kil etmektedir. - Karlardan evler, #tdamlar yaparlar, kartopu savaş- larına katılırlar ve durmadan ka- yık yaparlar. Hususi surette örülmüş yün fa« nilâ ve çorablar içinde konforlu tir şekilde karda suğa sola koş'ı1- şan çocukların yanakları kıpkır4 mızı olur: Birleşik Amerikada Cük ve Şubat ayla-ı kış sporundanı boşlananların - sabırsızlıkla bekte- Gikleri aylardır. Amerikada ski merkezi, İdaho'ya bağlı olan Sun Valley'dir. Burada dünyanın en u- zun kayak köyü yer almaktadır. Ancak on iki yıl'örce Uniyon Pas sifik demiryolları tarafindan meya Gana getirilen Sun Valleye ekse« riya Şimali Amerikanin St. Mortiz denilmektedir. Buraya — gidenler bütün kış sporlarından faydışle>'e. lar. Kayak - sahalerındar buz sketingi, av sahaları ve sulatr #ıcak olan Sçık LEVA yüzme na- vuzları vardır. 1949 yılının Ocak ayında Birlex Sik Âmerikada Yapılâcak olan Cumhurbaşkanlık sçılış merasimI bilhassa, nazarı dikkati celbetmek tedir. - Bu merasimin: yapılacağı Bün -20 Ocak- Arnerikanın başşeri zi Vaşingtona, memleketin muhte- li£ eyaletlerinden böyük bir ziyar retçi akım başgösterecektir. Bu, 1983 yılındanberi verilen ilk cum: hurbaşkanlık açılış resmi galasınr teşkil etmekledir. Bu yüzden a: merikanın bir. çok şehirlerin Vaşingtona - gitmek İstiyeceklerin Sayısı epey kabark olacaktır. Her sene Ocak ayının sonunda »yardım mahiyetinde yapılan <si'k- keler resmigeçidi> ne büyük bir e« hemmiyet verilmertedir. Toplanan Birleşik — Amerikada çocu:. yle mücadele eden milli teşki- Jâta devredilmektedir. Esas itiba- riyle, yardımlar 19 sentlik sikke- lerle yapılıyorsa da büyük ölçü- de para yardımın.la bulunan Ame- rikalıların sayısı pek çoktur. Geçen sene - «Sikkeler resmige- çidi> nden toplaavı paranın yekü- nu 18 milyon do'arı — bulmuştur. Birleşik Amerikada ne büyük ve 'ne de küçük, çocuk felcinden mus- tarib olan hiç bi- kimse, parası olmadığı için en iyi tedavi İmkân- larından mahrum «öllmemiştir Avukat Mehmed Ali Sebi mektubu 12 ocak 949 Lav'hli nüshamız- da Millet Partisi «Vatan a turuşmasına ald verdiğimiz bir ha bere karşılık olatak avukat Muh- med Ali Sebllk'tten şu mektnu aldık Sayın gazeteniz'n 12/1/949 ta- rihli nüshasında Millet Partisi Va- tan davası başlı: da gösterilen şeki'ce tavzih ve cas 1 yazının, aşağı- hihini saygıyla rica ederim: Bu yazıda Va'an Gazetesi sahi- bi müekkilim Sinan Korle ile Müm taz Faik Fenik'in. bem Millet P: Üsine hem de avukat Kenan Önör - € hakaretten dola ) mahküm e miş oldukları ” yazılmaktadır. nokta tefhim editen karar münde- recatına uygun değildir. Zira, Msls let Partisi sunucularından bazısıe 'nin memleket matbuatına kar: Har ittiham ve tecavüzlerde bulun- dukları dinlettiğimiz şahitier ve 'b raz ettiğimiz delillerle sabit rüldüğünden, Miller Partisine 'tuf olan hâdisedeki fiilden dolayı müekkillerime ceza verilmemiştir. Ayrıca ayni yaz.da gerek Mül- 2 Kenan Öner'in hakarete maruz kaldığı müda'na sırasında kabul edildiği — bildiril- Miş ise de böyle bi şey vaki olma let Partisi gerek: dığı gibi kararda ö& bahis mevru edilmemiştir Cereyan eden duruşma safaha- tna ve verilen Karar münderecatı- na uygun düşmeyen bahis mevzuu yazının izah ettiğim şekilde tavzle hine müsaadeni; Avukal Mehmet Ali Sebük raygiyle dilerim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: