18 Ocak 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

18 Ocak 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Iktidar koltukl lan bir yer olmaktan çıikmıştır umhusiyet'de Nadir di, «Yeni kal buat ve muhalefetin tesirile ar- tık — Başbakanlık — makamın memnunlukla sırta geçirilen bir â hil'at olmaktan — çıktığı © buhranı mes'elesinin «nü ne kal bet değiştirme» neviden derhal | halledilmesi kabil olan sudan bir mes'ele manzarası arzetmekten uzaklaşmış arak makalesine şöyle son ve- riyor: Hasan Saka kabinesinde, ba- zı bakanlar, kendi bakanlıkları- nın mekanizmasını gevşek — bir şekilde işletiyorlar; Cumhuri- yet Halk Partisi büyük kurulta- jyında kabul edilmiş olan bazı prensipleri tatbik etmekten â- deta kaçınıyorlardı. Bazıları da, kaç yıldır, seleflerinin hiç itiraz etmeden, el kaldırıp kabul et- tikleri icraatını beğenmiyerek kendi düşüncelerine göre, işlçre yeni, fakat 'neticesi meçhul bir şekil ve cereyan yermek sureti- leğistikrarsızlık #mili — oluyor lardı Aralarında işe adam ” değil, a- dama iş bulmak yolunu tutan- lar ve ihtisasa aldıriş etmiyen- ler de vardı. Açığı 262 milyon lan büdeede hakiki; saslı bir tasarruf lirayı bu- ciddi ve e- yoluna ğiri- lememişti; hattâ küçük tasar- | mın arkasından zevcesi: ruflara mukabil; bugünkü- ağır| — — Dünyasına doyamadan gi- mali şartlar içinde, lüzumsuz ve | den Zarocuk!... israf telâkki edilebilecek — işler apıldığı da eksik değildi İstifa eden kabine, bilhassa artık vergilerin arttırılamıyacak kadar ağır olduğunu ve — halka yeni mali yükler yüklemekten kaçınmak lâzım geldiğini takdir edememiş görünüyordu. Yeni kabine ve yeni bakan- lar, seleflerinin hatâlarına düş- memeğe itina etmek mecburiye- tindedirler. Böyle yapamadıkla- rı takdirde halk kütlelerinin memnuniyetsizliğini - arttırmak gibi ağır bir hatâ işlemiş olur- lar. Bu da, onları hem kendi par tileri, hem.de halk nazarında nf düşürür. * Talihsiz Büdce ©S ça Szat'de Yalkovan, bu başlık altında yazdığı fık- rada, Ocak ayı başında bir lü derlenemiyen büdcenin, bu- gün yeni kabinenin teşekkülün- 'den sonra bile, kolay kolay mey dana çıkamıyacağını İleriye sü- rerek diyor ki: Su 1949 yılı büdcesi için ta- lihsiz büdce demek yerinde olur. Bizde devlet gelir ve giderlerinin büdceye bağlanması, hakikat- 'te 1908 Meşrutiyet inkılâbiyle beraber olmuştur. Birinci cihan harbine kadar iktidar mevkiünde bulunan hü- kümetler büdcenin müzakere ve kabulünü her yıl, zamanında ye- R YAPRAK Hakikat olamayan Z — tasavvurlar — Baş tarafı 1 incide — için bunda da mes'ete tatlı — bir düşünceden ibaret kalacak. Evvelâ tasarrufu nerede ve ne- de yapacağız? Tasarrur, hükümetin doraatırl. kökünden sarsacak mairi- yette çapraşık bir dâvadır. Yalnız burada istinad edeceği bir müzeret var: Gazetenin verdiği ha- bere göre hükümet Çtasarrufu) de- Bü, Çtasarruf zihniyetini) — tatbik edecektir. Muvaffak olamazsa o za- man: <Ben tasarruf zihniyetini tat- bik eylemek istedim» der, işin için- den çıkar; biz de kendisine bal gi- bİ Hak veririz. Devlet için Yazla — masraffar Kısmak mübrem — bir ihtiyaç hali- 'ne gelmiştir. -Fakat bu kolay bir dâva olmadığı gibi, bunu bu ka- bine erkânı ile- başarmağa — imkân yoktur. Bugün on altı bakandan mürek- keb olan kabinenin on Azası eski kahineden devrolmuş zevattır. Mem leketin muhtaç olduğu islâhatı Sar ka kabinesinde yapamıyan bu on Aza, aralarından altı arkadaşı de- Biştirmekle hemen başka bir kabi- diyet mi iktisab eylemiş otdular? Maliye Bakanını, - Bayındırlığa alınca bu zat bu sahada maliyeden daha ziyade mi muvaffak olacak? Böyle olduktan sonra Hasan Sa- Kanın suçu, Bünahi nedir? — Düşen Hasan Saka mı? Yoksa Hasan Sa- Ka kabinesi mi? Bugün büdce fasarısı — yeniden bükümete iade edildiği zaman - bu '©n bakan tasarının yeniden gözden Beşirilmesine nasıl muvafakat ode- Cekler? Bilhassa eski Maliye, lâhik Bayındırlık Bakanı burada ne gibi Mülâhazalar serdedecek? İşte bir alay sual ki —öyle zan- nederim— cevabsız kalmağa kümdur. Hikmet - | - hükümet akıl sır ermez bir muammadır vesselâmi ah ZETELER SS ne kurulur- | ken> başlıklı makalesinde, mat- mlunduğunu açıklı- arı rahat oturu-| tiştı amemişler ve bir iki defa birer aylık muvakkat büdce ile idareye mecbur olmuşlardı. F kat böyle bu seferki gibi, umu- mi ve kat'i büdcenin iki üç a geciktiğini pek hatırlamıyorum. Muharrir bundan — sonra di- yor ki: Buntardanmesul - tutulacak kimse yok mudur? Tabildir ki, olacaktır; vardır! Eğer Hasan Saka ve arkadaşları, — bilha&sa çekirdekten yetişmiş Maliye Ba kanı daha büdceyi hazırlarken, onu-bir takim yeni ve ağır ver- gilerle denk getirmeğe çabala- manın çıkmaz bir yola sapmak demek olduğunu idrâk ederek daha o vakit çekilip gitselerdi, bu vaziyet böyle olmazdı. Amma onlar ancak büdee ko- misyonunun temerrüdü önünde ayıldılar. Ne fayda? Atı alan Üsküdarı çoktan geçti... — » * Allah beterinden saklasın ! ürriyet'de Hikmet Feri- dun Es, hiç de iyi işler başaramıyan ikinci Hasan Saka kabinesinin ardından hayıflanan kimselerin bulunduğuna işarct- le şöyle yazıyor: 161 yaşında ölen Zaro Ağa- Diye feryat etmişti, Birinci değil, ikinci Hasan Sa- ka kabinesinin ardından da: «Fazla kalamadılar ki... Hiç fena bir kabine değildi. Şeker mes'elesi, lüks vergisi, memur tasfiye işi bir tarafa bırakılu'sa pek aşırı şeyler de yapmadılar. Kabinede öyle diktatör ruhu da yoktu. Sonra, iki elimiz yanı- mıza gelecek, doğrusu hiç bi hakkında fena dedikodular da işitmedik. Eeeh, bir ikisi tesna, tenkide karşı da büyük bir toleransları vardı... — Velha- sıl geçinip gidiyorduk... Tarzında yazılar yazılıp, çizil- meğe başlandı. Daha dün hükümet koltuğun- dan kalkan Hasan Saka kahine- si bugünün muvacehesinde âde- ta sempatik bir teşekkül ha- line giriyor. İktidar partisi memlekette, çok daha geniş mik yasta bir sempati istiyorsa ga- liba Hasan Sakanın yaptığını daha büyük ölçüde yapmaktan başka çaresi kalmamıştır. Hasan Saka yakında şehrimize geliyor İstifa eden eski Başbakan Ha- san Sakanın bugünlerde şelirimize gelmesi beklenmektedir. Hasan Sa kanın istifaya evvelden karar ver- diği vo Ayazpaşada bir apartıman kiraladığı sözlenmektedir. Almanyadan gelen bir ticaret hey'eti Müttefik işgali altındaki Almanya (Bizon) ile memleketimiz arasında ticaret ve tediyo anlaşmasının ak- dinden soura, bir çok Alman Uica- Ti müesseso mümessilleri memluka- timize gelmeğo, başlamışlardır. Evvelki gün tütün mübayaaların da bulunmak ü brimize gelen H. Wenkel dün berâber derneği' başkanı Sabri Tü u haldo Ankar 1 de perşembe günü beklenmektedir. e Vulün 'a uldu- ya git A bir. Alman tütün heyeti Boş yere sükünette bir vak- fa, ölümde bir dinlenme arıyo- Tum, biç bir yerde — bulamıyo- Tüm. Emin olmak, evet, kendi ken- dimi temin etmek, eski hâtıra- larla, tanınmış ve yakın sim Fini temizlemek, mek istiyorum yağını gider- Avrupayı ve onun mürai mc- deniyetlerini, Parisi; o kahkala ve zevk Parisini imdadıma ça- ğiriyorum... Darağacının altın- da çiçeklerin arasında yüzüme bıçaklarını ve di mizleyen şişman çencbaz c dın omuzlarının üzerinden dos- tum (Euvgene Mortain) in mizazlarla bana bakan suratnı görüyorum... *Sehpaların Üzeri- ne eğilmiş adam et parçaları İle dolu olan demir çeneleri müite- arrız eller ile okşıyanın, temas edenin de, Madam (G...) nin ağzını, burnunu, gözlerini, por- suk yanaklarını taşıyan bir şa- hıs olduğunu görüyorum Bunlar gimdi Üüzerlerine silin mez bir kırmızı leke yayılan sevdiğim yabud sevdim zanı lediğim küçücük lâkaydi ve ha- fif meşreb ruhlardır... Ve ha- kimleri ile, askerleri ile, papas- ları ile her şeyi, her yerde & selerde, kışlalarda, adalet r larla ruhumun ve dimağımın ki- ğ ŞEHİR HABERLERİ İki kardeş babalarını dâva ettiler Dâva edilen Cemil Keşmiri 18 avukat müdafaa edecek Nedim Ke mir adında iki karde, tahsil Hüsusundaki taryil babalarının ekete vzak kalmak için eylerini nişler ve bilâhare nafaka almak | gin babaları Cemil Keşmir aleyhine davâ açınışlardır. Biri 19, diğerl £2 yaşında olan iki kardeşin babaları aleyhinde a: tıkları bu davanın dürüşmasına y Kinda Fatih 3 cü sulh hukuk mal Kötesinde başlanacaktır Dava olünan merhum Maliyo ve- kili Halid Nazmi Cemil Keşmiri, 18. kadar müdafaa edecektir. kürdeşi emacıların boykot- larına mü edilmiyec Bayküla immmanların öelediredi müracant ederek bilet ücretlerine Si erke li tea Bünkair. eledinin temişlerdir. Belediyece yapılan tetkikler me- ticesin orkin zam taleblerinin old tarife usulünden vazgeçile- miyeceği kanaatine varılmıştır. Belediye sinemaların hesaplarını tetkik etmeğe karar vermiştir. Sinemacıların beykot yapı nemalarmı kapatmaları ' ve emniyet müdürlüğünce müsande edilmiyecektir. ücret meselesini in- TI do Sük de bir top- Sinemacıl celemek üzere bugün san Mmer sinemasında fevk Jantı yapacaklardır. Gazanfer Bilgenin sıhhati Meybeliada Sanatoryomunda te- davi altında bulunan serbost güreş Dünya şampiyonlarından G Bilgenin sıhhi durümunda bir des Kişiklik yoktur. Verilen mı Jarın önü alınmıştır imata göre kanama- vö'ateşi no atsız. edilmemesi Bağlık Ba- edili maldir. Fazla ra için siyaretçi kabulü, kanlığının emri ile yasak tir. Bir gazete hakkında takibat <Atom> adlı haftalık — gazetenin 20 E 5 kasım tarihli sayılı <Toptan iflâs eden ik- Saltanatı rında çıkan; tidar» ve «Zümre n yıkıl lard ötürü gazete sahibi Talât Sür - : yazının muharriri İhsan Yı du haklarında Basın — Savcıl takibata başlanmıştır. Keza «C.H.P. nin oyunları D.P.> adlı bir broşür ile Cumlur- başkanına karşı edeb vo - hürmete kırı neşriyat yapmaktan ve Bü- Yük Millet Meclisinin mânevi şah- Biyetino hakaretten dolayı — İhsan Yurdoğlu hakkında ayrıca Lakibata başlanmıştır. 500 üncü fetih yıldö- nümüne hazırlık İst Rumeli Hisarının tamir i bulun 600 üncü yıldönümüne kad. tamamlanadaktır. Fatih medreselerinin tamirine de yam olunmaktadır. Bu arada * tihin türbesi do 1968'e kadar Te tore edilerek açılacaktır, Yazan : Octave Mirbeau betlerinde ölüm ameline hizmet ediyor Ve insan şahsiyeti, insan cemiyeti, hayvan, nebat, anasır, velhasıl bütün — tabiat, aşkın tekvin kuvvetlerinin sevk ve idaresile kıtale saldırıyor ve bu suretle onu kemiren ve on- dan kirli köpüklü ifrazat şek- linde fışkıran mütehevvir bir yaşama iştiyakını hayatın dışın da buluyor! Biraz evvel, kendi. kendime Klaranın kim olduğunu ve haki katen mevcud olup olmadığını soruyordum... - Mevcud mu Fakat Klara hayattır; hayatın bütün varlığın hakikt mevcudi- yetidir! lar — Klara!... Klara!... Klar, Cevab — vermiyor, — kımi danmıyor, — dönmüyo Pe - luzlardan, havuzdan, mavi — ve Bümüş rengi kesif bir buhar yük | YESL ...’:..“ğ Â e.ce SABA merika Notları aa Amerikada Çocuk Enstitüleri ni Sabahın 4 Ocak H49 tarihli nüshasına yaz- dığımız bir makalede çocuk suçluluğu ile mücadelede tutulması lâzım gelen yolun ne- den ibaret olduğunu tebarüz et tirmeğe çalışmış Ve keyfiyeti gu guretle hülâsa eylemi: Ço- Cuk suçluluğu elddi bir şekilde önlenmek arzu edilirse sosyal ha- yatı bütünü İle kavramağa ça- Jışmak. ve ihatalı, çeşitli şubele ri kaplıyan bir önleme sistemi tatbik etmek ve-cemiyet haya- tında mevcud bütün mücsse lerden ve ihtisas — şubelerinden tifadeye çalışmak lâzım gelir, Bu yeni zihniyet, muhtelif geki deki programlarla, Amerikada tatbikat sahasına konulmuş bu- lunmaktadır. Bu yazlmızda, mev zuubahis zihniyetin tezahür şe- killerinden birini teşkil eden Ço- cuk Enstitülerinden bahsetmek istiyoruz. Çocuk en&titüleri hareketi Amerikada, Chicago — şehirinde 1909 senesinde başlamıştır. 1909 yılında Şikago çocuk mahkemc- Si reisi mahkeme huzuruna ge- len çocuklar hakkında uygun tedbirlere hükmedebilmek için bunların şahsiyetleri ve her tür lü ruhi hususiyetleri " hakkında tatmin edici malümat elde eyle- mek zaruretini hissetti ve çocuk mahkemesine bağlı olmak üzere bir psişiyatri kliniği tesis eyle- di. Müessesenin başına Dr. He- aly'yi getirdi. Klinik 1920 yılı- na kadar bu zatın idaresi altm- da çalıştı ve çocuklar üzerinde lüzumlu psikolojik ve psişiy rik tetkikleri yaparak mahkeme yi tenvir eyledi. Bu tarihten son Ta mezkür kliniğin nüvesini teş- kil eylediği meşhur Şikago «Ço- cuk Araştırmaları Enstitüsü tesis olundu. Enstitü uzun müd- det Dr. Healy'nin idaresi altın- da çalıştı ve inkişaf eyledi; söh yeti bugün bütün dünyaya yayıl miş bulunmaktadır. Dr. Healy bilâbare Bostona dâvet olundu ve orada da «Hâkim Bakâr tes Bisi> adındaki meşhur Çocuk Enstitüsünü vücude getirdi — lerde bunların adedi onları geç miş bulunmaktadır. Biz Ameri- kadaki tetkiklerimiz - sırasında bu enstitülerden Şikago, Boston ve Nevyorkda bulunanları ziya ret eyledik ve bilhassa Şikago- daki Çocük Araştırmaları Ens- titüsünde on beş gün kalarak müşahede ve tetkiklerde bulun- duk ve bunların - faaliyetlerini yakınen anlamağa çalıştık. Çocuk Enstitülerinin dayandı e şudür: Bir ço yen problemler, gi arzetmesi mühitine inli lükler baksızlık göstermesi demektir; yâni çocuk ile muhiti arasında bir anlaşmazlık vardır. Çocuk ile muhiti arasındaki münasebet ler yolunda cereyan etmemekto- dir. Bu intibaksızlık, nazari rak üç sebebe müstenid bulu- nabilir: 1) Bozukluk çocuktadır; me- selâ çocukta muayyen bir ano- mali vardır ve bu sebeble çocuk ile muhiti arasında normal bir münasebet teessüs edememek- tedir. 2) Bozukluk muhittedir; me- selâ ebeveyn arasındaki müna- sebetler bozuktur, aile normel nizamdan mahrumdur, yahut çocuğu ihata eden diğer so: unsurlarda bozukluklar mev tur. 3) Bozukluk hem muhitte ve hem de çocuktadır. Bu cihet böy lece tesbit olununca, gayet tabi- idir ki çocuğun problemini hal- letmek yâni mevzuubahis inti- baksızlığı izale k için, Yol soyguncusunun idamı istendi Bir müddet evvel Şile yolunda tir kaç kişi bir gece 6 Köylüden müteşekkil bir. kafilenin ” yolunu kesmişler soymak isterken bir köy| Hüyü ağır sürette yaralamışlardı. Bu kanlı soygunculuktan - sanık Mehmet Albayrak, Mehmet Barut) ve Mustafa Yıldız adlarındaki şa- hışların duruşmalarına dün 1 inci ağır cezada başlanmıştır. Dünkü duruşmada iddianame o- Kunmuş ve bazı tanıkların celbi i- çin duruşma tâlik edilmiştir. Dâvâ gerekçesinde Mehmet Al - bayrakın idamı talep olunmakta - ârr. M , Talebe Birliği kongresi Mili Türk Talebe Birliği B Hengresine bir hazırlık olmak üze- dün 5 de derneğin idare he, kendi aralar.nda bir toplantı ya parak Birlik idare heyetini seç - mişlerdir. Bu idare heyeti - büyük köngrede umumi keyete arzedil. cektir. ü İdare heyeti namzetleri şunlar - dır: Başkan, Muzaffer Aşkın, Baş. Muavini Mehmet Sağlam, Sekre - ter Suat Ballar, Muhasip Tacettin Uygur. Tıp talebe Derneği - dünkü seçimlere iştirâk etmemiştir. —70 seliyor, sıklıkları kaplıyor, i5- kence direklerini 1stampalıyor... Ve bana öyle geliyor ki bu bu- harla bir kan kokusu, bir ka- davra kokusu da beraber yük- seliyor. Görülmiyen eller salla- dıkları görülmiyen buhurdan - lardan ölümün, Klaranın ebedi zaferine buhur kokuları nezre- diyorlar! Havuzün öbür ucunda, ar « kamda bir (sakankor) saatle çalıyor... Bir başkası buna c vab veri 'mra bir başkı daha... Muntazam fasıla bir diğeri daha ötüyor... Bu hay vanlar, birbirlerini çağıran ve konuşan çanlara o — harikul tannân kristal sesli, tatlı | ram çanlarının billür gibi ne benziyorlar o kadar ki bahı yi istilâ eden kâbus simalarını sanki birdenbire dağıtıyorlar; Beynelmilel Kredi Bankası hey'eti Fürkiyenin iktiradi Katkinmâsı €a beynelmile Krcal Bankasınca Krödi açılmasına brrıka idaro mec lisi tarafından karer verildiği ya- zılmıştı. Bu meseleyi burada tet - kik etmek, memloir-timizin muh - taç olduğu kredi miktarını banka- cibik cephesinden tetkik etmek ü - zcre üç kişilik bir heyet perşembe günü Panamerikar uçağı ile şet- rimize gelecektir. Bu ayın 17 sinde Amerikadan ha reket eden heyet beynelmilel ban - ka erkânından Slcwart Mason, William Diamond ve Harrison Clarek'dan müteşekkildir. Amerl- kan heyeti perşembe akşamı eks- presle Ankaraya gidecek ve Şuba tın 20 sine kadar memleketimizde kalacaktır. Patrik Athenagol için hazırlık Yeni Rum ortodoks patriği A - thenagorasın istikbaline ait hazır- lıklara devam edilmektedir. * Patrik ayın 2 Trumanın hususi uçağıyla şehrimize gelecek- tir. Patrik Athenagorasa Truma - zün başyaveri ile 10 kişilik heyet refakat etmektedir. Patrik doğru- ça Fener patrikhanesine gidecek, beraberindeki heyet ise Parkotel Kalacaktır. sinde süküte bir emniyet, geceye de beyaz bir rüya sihri veriyorlar. Bu tannan sesler o kadar pü- rüzsüz, o derece temiz ki bende ciğerlerimin havasını - teneffüs ettiği, müfekkiremin tekrar eylediği binlerce gece manzara- ları uyandırıyor... Bir kaç daki ka içinde Klaranın yanında ol- duğumu, etrafımda toprağın ve çiçeklerin kan emmeğe doyduk- larını tamamen unuttum; ve kendimi bir gümüşlü akşamda (Annam) ın peri âlemlerini dıran pirinç çeltiklerinin orta- sında sandım. Klara — Dönelim! dedi. Bu kısa, mütecaviz ve bıkkın sa- da beni hakikate avdet ettirdi... Klara önüğmde... Elbisesinin ya- pışan kıvrımları altında birb ne dolaştırılmış bacakları anlaşı Çeviren : Re hale göre Üç unsurda da, ymağa çalışmak Gerçi bir çok haller Bugün Amerikada büyüklü| de içtimat muhit ve gartların küçüklü hemen hemen bütün| değiştirilmesi imkânsız olmasa gehirlerde bu enstitülerden - bi- | bile çok güçtür. F: Yer tane vardır. Bir çok gehir şahsiyetine bâğlı ölan bozüklü Yazan: DN Doçent Dr. Sulhi l)önmezerl ları düzeltebilmek bir çok hal- lerde mümkündür. Keyfiyet böyle şeyden önce tesbiti Olunca —her lâzım gelen cihet intibaksızlığı izale için bo zukluğun çocukta mı, yoksa 0x. nu ihata eden sos- yal gartlarda mı ve- ya her ikisinde mi mevcut bu- lunduğunu tayin etmek oluyor. Bü cihet tesbit olunduktan Son- ra tâyini Jâzım gelen ikinci nok- ta bozukluk olan tarafın değiş tirilebilmeğe olan kabiliyetinin yâni normalden. inhiraf dörec>- sinin tesbitidir. Gerçekten hiç bir normal mu hite intibak edemiyecek çocuk- lar mevcut bulunduğu gibi (me selâ sağır, dilsiz, aptal çocuklar normal çocukların hiç bir suret le intibak edemiyecekleri, muhit lerde (kötü ev şartları, kötü komşuluk münasebetleri ve sai- re) vardır. O halde öyle mües- seselere malik olunmalıdır. ki çocuğun — problem arzeylediği iddia olunan her hususi hali te ker teker dikkate alsınlar ve ce #itli yönlerden bu halleri tetkik eylesinler ve bozukluk -olan ta- rafı tesbit eyledikten sonra bu- nun tedavisi çarelerini araştırsın lar, İşte bu maksatla kurulan müesseselere Çocuk Enstitüleri adı verilmiştir. Yukarıda arzeylemiş bulundu ğumuz, Amerikanın eski ve en Münkeşif çocuk enstitüsünün te- şekkül eylediği kısımlar şunlar dir: 1) Sosyal hizmet bölümü 2) Klinik psikolojisi Bölümü 3) Psişiyatri bölümü 4) Tıbbi bölüm yahut hifzıs- sihha ve çocuk hastalıkları ş işlemiş olafi veya henüz hiç bir suç işlememiş bulunmak la beraber bir takım problemler arzeden çocuklar Enstitüye cbe veyinleri, çocuk Mahkemesi ve sair teşekküller tarafından gön derilirler. Bu suretle getirilen çocuk hakkında bir fiş dolduru- lur ve çocuğun ebeveyni ilk ön ce müessesenin sosyal çalışı larından biri ile kısa bir mi kat yapar, Enstitüye yapılın müracaatlar o kadar çoktur ki bu ilk mülâkat neticesi Enstitü nün çeşitli servislerine mensub Mütehassısların gündelik top - lantılarına arzedilmekte ve an- latılana nazaran hâdiseye el ko nulması bir heyetce karar altına alınmaktadır. Böyle bir karar alındıktan sonra ilk yapılan iş çocuğun sosyal hikâyesini tes- bit etmektir. Bu vazife «pisişiyatrist sosya çalışıcı> ismi verilen bir. müt hassısa aittir. Bu ihtisas şubesi A a 1905 yılında Boston daki bir hastahanenin nöroloji kliniğinde meydana çıkmiştir; Bu mütehassıslar kollej tahsi linden sonra sosyal çalışma mek teblerinde iki sene tahsil görür l ve şahıslarla olan münasebetle- ri bakımından sosyal ilimleri tahsil ederler, ayni anda muhtasar psişiyatri bilgileri de ? Cevad Ulunay liyor... Şemsiyesinin sapına da- yanıyor... Zulmette dudakları, kapalı büyük bir odada penbe abağurla örtülü ufak bir ziya gibi görünüyor... Ben kımıldanmadığım için bir daha söyledi: — Ey!... Sizi bekliyorum! Kolunl almak istedim... Red- detti. —Hayır... Hayır... Yanyana yürüyelim| TIsrar ettim, — Sevgili Klara!... Yorulmuş olacaksınız... Size... — Hayır, hayır... Hiç yorul- madım. — Buradan şehire kadar yol uzundur... Rica ederim, koluma niz! si sert, kat'i ve mütehal kimdi... Yürümeğe — baş Köprüyü geçiyoruz; o önde, ben iktisab ederler.Bu mütehassıs e- Bas itibarile pelsiyatristin yar- dıracısıdır ve çocuğun sosyal bi- kâyesini, bilâhara psişiyatrist tarafından kullanılacak maksa- da uygun Burette, tesbit eder. Zira çocukların “hattı- hareket bozuklukları ekseriya ilkçocukluk devresine kadar uzanır. Psişi- yatrist sosyal çalışıcı çocuk hak kandaki bilgiyi muhtelif mülâ-) katlar neticesinde toplar, bun- ları mekteplerden, komgular » dan, ebeveyinden, hastahaneler den elde eder. Bundan sonra çocuk tibbi servise nakledilir ve tafsilâtlı bir beden muayene- sine tâbi tutulur. Bundan sonra çocuk psikolojisi Bubesine gi- der ve orada kendisine — muay- yen testler tatbik edilmek sure tile zekâ ve muhtelif kabiliyet ve kabiliyetsizlikleri derecesi tes- bit ölünür. Nihayet çocuk ile psişiyatrist bir mülâkat yapar, Bütün bu mütehassıslar tetk lerinin neticelerini birer rapor halinde tesbit ederler. Tetkikler bittikten sonra adı geçen müte- hassislar psişiyatristin riyaseti altında toplanır ve çocuğa ait hâdiseyi münakaşa ederler ve teşhisi yapmağa çalışırlar. Bu toplantıda çocuğun arzeylediği meselenin ne olduğu tâyin edi- lir ve bir tedavi metodu tesbit edilerek psişiyatrist sosyal çalı- şıcı bu tedavi metodunu tatbike memur edilir. O da devam ettir diği muhtelif mülâkatlarla tes- bit edilen tedaviyi yapmağa mı selâ yerine göre ebeveynle gö- rüşerek çocuğa kargşı hareket hatlarını değiştirtmek hususun- da onları ikna etmeğe ve ekse- riya olduğu gibi çocuktaki ano mali ebeveyndeki bozuklukların in'ikâslarından ibaret ise bizzat ebeveynin o hareketlerini tashi he çalışır. Çalışma metodunu bu suretle kısaca hulâsa ettiğim Enstitü- nün müsbet ve pratik verimle- 18 OCAK 'İÜİ BU Oktay Han ve Pehlivanlar... 229 yılında Cengiz Ha- nın yerine geçen Ok- tay Han pehlivan gü- reşlerini pek severdi. Sarayında Moğol, Kıpçak, Çinli - bir çok pehlivan vardı. Acem pehliyan- larının kendi kuvvetlerile pek övündüklerini işitti, İran valisl Çarmagan'dan bir kaç İran peh- livanı istedi. Ba komutan, Pile ve Mehmed Şan adında iki ta- nınmış pehlivanın idaresinde o- tuz kadar pehlivan gönderdi. Oktay Han Pehlivan Pile'nin vücudünün tenasübüne hayran kaldı. Vezir İlçiday: — Bu bir gey değil, bizde da- ha iyi'pehlivanlar var! Dedi. Oktay Han şu — teklifi yaptı : — Öyle ise sizin - tarafların pehlivanlarını getirt, Acem peh- livanlarile güreştirelim. Acem- ler yenilirlerse ben sana yüz kese tan veririm; seninkiler yeni lerse sen bana beş yüz at ver! Bahis kararlaştı. Ertesi gün İlçiday'ın adamlarından biri ile pehlivan Pile güreş meydanına çıktı; bütün vezirlerin, İleri ge- len adamların, halkın ve haka- 'nın önünde tutuştular İlçidayın 'adamı Pile'yi yere attı. Pile he- men doğruldu, ona: — Sıkı dur! Diye bağırdı ve saldırdı. A- damcağızı tuttuğu gibi havaya kaldırdı ve yere öyle kuvvetle attı ki kemikleri kırıldı, Oktay Han İlçida; baktı: — Yol parası boş yere gitme- miş; atları getir bakalım! İlçiday beş yüz atı vermek zorunda kaldı;. Oktay Han da pehlivan Pile'ye bir çok hediye- ler ve beş yüz altın verdi. <Acem pehlivanların denilen pehliyanlar hakikatte Horasan ülkesinde yetişmiş Türklerd Güreş sporunun asırlardan berl Türkler arasında pek İleri olma- sının başlıca sebeblerinden. biri de Hanların, Hakanların, zen « ginlerin bu sporu himaye etme- leridir. Asyada meşhur olan Türk pehlivanları şimdi Avrupa ve Amerikada ün saldılar, lâkin 1949 yüzüne rini yâni ne ölçüde çocuk suçlu- luğunu önliyebildiğini ve hattı hareket bozuklukları arzeden çocuklardan ne mikdarını teda 'e muvaffak olmuş bulunda- unu tesbit etmek istedim. Ger- çekten Bostondaki enstitünün çalışmalarının neticeleri hakkın da büyük kriminolojist Glueck tarafından-yazıtat—rtçtk- rü okumuş ve bakılan vakalar- dan $80 inin muvaffakiyetsiz- likle neticelendiğini öğrenmiş - tim. Enstitünün müdürü Sehroe- der'e bu mevzuda bir çok de- falar sualler sordum daima kat'i bir cevab vermek- ten kaçındı. Nihayet bir. gün Mmüessesenin arşivine girdim ve kapanmış vak'alara ait dosyalar dan lâelattayin 20 tanesini ala- rak okudum, Hemen hemen yir mi vak'anın on sekizinde de ço- cukların arzeylediği problemin geceleyin yataklarını ıslatmak- tan ibaret olduğunu gördüra; keza dosyalardaki kayıtlara gö re 20 vak'ada da çocukların te- daviye sonuna kadar devam et- mediklerini ve tıkları için dosyaların kapatıl- miş bulünduğunü — tesbit eyle- dim. Bu ciheti kendisine anlat- tığım zaman Dr. Sehroeder ga- yet sâkin bir eda ile <Evet, ma- alesef çok çeşitli unsurların mü dahale eylediği çocuk problem- leri ve çocuk suçluluğu mevzu- unda daha henüz fazla bir şey bilmiyoruz fakat öğrenmeğe ça lışıyoruz> dedi. Galiba hakkı da vardı, arkada... Peluzları yılankavi do loşan ufak yolları tuttuk, Kla- ra, duraklıyarak, zahmetle fa- kat sert adımlarla ilerliyor... Vücudü o kadar güzel ki bütün| bedeni gayretleri onun endamın daki âhengi, kıvraklığı ve dol- gunluğu ihlâl edemiyor... Kal- çaları ilâhi bir innhina ile dal- galanıyor... Müfe kkiresi aşktan uzakta da olsa, aşka karşı itiraz. etse, tegâfül eylese, hattâ dikel se dahi daima aşktır. Onu yine aşkın harareti, neşvesi ve şekil- leri tahrik ediyor. Velhasıl aşka mevkuf olan bu vücudü aşk yö- ğurmuş. . Onda bir hal, bir tavır, bir ürperme, elbisesinin bir buruş- ması, saçlarının bir uçuşu yok ki aşkı bağırmasın, aşkı izhar etmesin, aşkı her tarafa saçma- sın, bütün canlı ve cansız mah- lükların üzerine aşkı yaymasın. Yolun kumu küçücük ayakları- nin altında çıtirdiyor, kumün bir arzu feryadı ve bir buse gi- bi olan çıtırdısİnı dinliyorum ve onda darağacı direklerinin ça- tırdılarında, can verenlerin ha hârelerinde gayet açık — olarak mevzun bir ahenkle akseden bu ismi farkediyorum. Bu isim şim di tatlı olduğu kadar mâtemi bir| ısrar ile bütün gurübu doldu- (Devamı var) rüyor: —e eee A ——————”: ——— 1 bu sporun lâyık olduğu derece- de yayılmasına ve ilerlemesine ehemmiyet vermediğimiz son hâ diselerden anlaşılıyor, aman dik kat! Kadircan KAFLI İsimleri değiştirilen B - Denizyolarına ait bazı yolcu vas purlarının isimleri Ulaştırma Baban lığı tarafından değiştirilmiştir. Bu arada Elâziğ vapurunun ismi kendisi | Trabzon, Malatya vapurunun iami Giresan, Çankırı vapurunun ismi ise Adana olarak değiştirilmiştir. Geçim masrafındaki artış Ticaret Bakanlığı tarafından yas yınlanan son indekse göre balihas zırda İstanbulda geçim masrafları 1083 senesine nazaran 96 857, Ani karada 96 334 artmış bulunmaktas dır. Vilâyetin kaloriferleri dün yakılamadı 5 kömürü inden kaloriferleri yakılamas Vilâyet, kömür tevzi müessesesis nin kömür vermeyişi üzerine Bal lıkla temasa geçmiştir. Et tanzım satışları Ticaret ofisi dün perakendo e$ satışlarına başlamıştır. Etler kasali dükânında kilosu 220 kuruştan sat tılmaktadır. * Diğer taraftan olis, toptancı kaij, saplarla anlaşarak onlara ait di kânlarında da et satmağa kar: vermiş ve bu maksatla dün Ticarek' Ofisinde bir toplantı yapılmıştır. iyet et komitesi de bugün Vis lüyette toplanarak piyasa durumut nu inceleyecektir. Berberler bugün toplanıyor Belediye Daimi Encümen Üysler rile berberler bagün saat 21 de Bos yoğlu halkevinde bir toplanlı yapa rak, berber esnafının dert ve dileka leri etrafında görüşeceklerdir. TAKVİM OCAK 194 Rumt Hicst ı( süni R evwl SAÂLI Kasım: 72 - Ay: 1« Gün: 18 12 28 717 M S 9 47 ş w e 12 Yatsı 18 45 1 36 İmsak 6 30 0 ca2'st

Bu sayıdan diğer sayfalar: