3 Şubat 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

3 Şubat 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- 1949 ŞUBAT Türk-Yunan münasebatı (Baş tarafı 1 incide) Münasebetler idamesi, Yunan dış Giyasetinde bir gelenek olmuştur. Bu geleneği Yunaz milleti derin bir duygu ve anlayışla kabul et- mektedir. İki memleket mukad - deratının birbirine bağlılığı — her gün daha ziyade Jdrak olunmak - tadır. Bu, iki memeleket arasın - mbaşında — müşterek bir - cephe kurmak için birleştikleri kayde - Gilmektedir. Atina: 2 (a) — «Özel muha- birimizden> Başbakan — Sofulis, dün Mecliste okuduğu — hükümet beyannamesinde, 'Türk - Yunan münasebetleri şöyle demiştir: Türkiye ile sıkı ve daki dostluğu Doğu Akdeniz Si - yasetinin sağlam temeli haline ge tirmiştir. Parlamentonun tatili 'Atina: 2 (na) — €Byum> Ye- ni Yunan hükümeti dün gece Mec liste okuduğu —programında — bu programını pürüzsüz tahakkuk et tirebilmek için Meclisin dört ay müddetle tatil yapmasını istemiş tir. hakkında —aynen, samimi Bir komiser muavini rüşvet alırken tutuldu (Baş tarafı 1 incide) lira rüşvet elacağı — öğrenilmiştir. Sami bizzat Emniyet Müdürü İs- mall Hakkı Baykal tarafından çağrılarak suç Üstü yapılacağı söylenmiş, ve terlibat — alınarak muavin Turan, Samiden 200 lira alırken yakalanmıştır. Tahkikat - derinleştirilince Sa - rainin, Turanın karısına 300 lira- ilk bir borç Benedi tanzim ettiği anlaşılmış, bıt senet de ele geçi - rilmiştir. Halen Tuzan; evrakile - birlikte adliyeye sevk edilmiş ve hazırlık tahkikatını idare eden savcılıkca dâvanın umum! bükümler daire - sinde görülmesine karar verildi - ginden İkametgâha bağlanarak serbest — bırakılmışsa da - adli muammelenin tekemmülüne ka - €ar Emniyet Müdürlüğü mütefer rikası nezaretine alınmış bulun - maktadır. Beyoğlu Kaymakamlığı ne iş yapar ? (Baş tarafı 1 incide) mesine rağmen, her nedense Be glu kaymakamlığı göreme - mektedir. Bu yüzden, iyi film- lerin biletleri bir günde orta- dan kalkmakta ve bir haftalık seansların bütün biletleri tama men karaborsaya geçmektelir. Son zamanlarda çnk kifayet- sına da sebeb olmaktadır. Ez- cümle, yapılan şikâyetler ara- sın çöp derdi ve pazar yerleri- nin geçilmez, İzdihamlı hali de bulunmaktadır. Aldığımız mek- tublarda bildirildiğine göre, Kur tuluş taraflarında bazı cadde ve sokaklar - üstündeki apart- manlara çöp kamyonları dört günde bir uğramaktadır. Halk, bu çöpleri günlerce nasıl saklıyacağını şaşırmış haldedir. Bazı apartman kiradıları, büyük variller tedarik etmişlerdir. Bu hal çaresi ile müdhiş koku yap maktadır. Bu mahzurdan bas- ka, çöp dolu ağır varilleri kamyonlara boşaltılması da bir mesele teşkil etmekte ve çöpçü ler, bu mühim (!) tahliye işi 1- çin, apartman sâkinlerinden ek- seriya bir yardımcı istemekte- dirler. İsti aileleri, uşak kullanma adetini çoktan terket mek mecburiyetinde kaldıkları İçin, maalesef, çöp kamyonu $ö förünün arzusunu yerine getir mek mümkün olamamaktadır. Şehirde belediye hizmetleri © kadar mürakabesiz ve başı boş bir hal almıştır. ki, muayyen semtlerinde — kurulan pazar yerleri, muayyen günler de çok hazin blr manzara arzet edir. Zabıtal belediye tali- matnamesi gereğince, pazarcıla rın, yolün yalnız iki tarafını İş gal etmeleri icab ederken, Sitİİ ( gehrin isportalar, sokakların orta | kadar dökülmekte, nakil | Yasıtalarının değil, yaya yolcu- | Jarın dahi — geçmesine — imkân | kalmamaktadır. | A Kakd D | İsvail hükümetini | famyan deyvletler Londra: Kolom- a, Ekuator ve Danimarka da bugün Filistindeki İsrail hükü metinl tanımışlardır. 2 (b Galatasaray kampa gndı Admira maçla kötü oyunlardan yonluğun tehlikeye girdiğini gö ren Galatı kulübü, oyun cularını Modaya götürere Pa almıştır. Kamp Beşiktaş — Galatasa Tay maçından bir gün evvel so ı dolayı gampi- Amiral Conolly geliyor Ankaza: 2 (aa.) — İki gün- dür şehrimizde bulunmakta 0- lan Doğu Atlantik ve Akdeniz Amerikan deniz birlikleri komu 'tanı oramiral Richard, I. Cono- Tly ile bayan Conolly ve Ameri- kan deniz heyeti bu nkşam saat 19.20 da eksprese bağlanan ö zel bir vagonla İstanbula harc- ket etmiştir. Conolly Karp'ı öğle yemeğini te yedi Ankara: 2 (aa.) — Ameri- kan Doğu Atlantik ve Akdeniz birlikleri komutanı Oramiral Richard L. Conolly bugün saat 13.30 da Karpiçte bir öğle ye- meği vermiştir. Memleketimizde dün Amerikan - futbolü oynandı Dün Tnönü stadında Ameri- an denizcileri iki takım halin- de Amerikan futbolü oynamı: lardır. Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kırdar, Korgenerul Şahap Gürler ve yüksek rütbeli Âmerikan subaylarının buluz- dağu müsabakadan evvel fi!o bandosu Türk ve Amerikan Milit marşlarınr çalmış ve mü- teakiben Vali Lütfi Kırdarın tupu tribünden sahaya atma- siyle oyuna başlanmıştır. Binlerce seyircinin takip et- tiği oyun iki saat Bürmüş ve bu arada iki oyuncu yaralanmıştır. Türkiyede ilk defa oynanan bu futbol hakkında oyun esna- sırda seyircilere hoparlörle iza- hat verilmiştir. BASKETBOL.MAÇLARI.. Dün Eminönü Halkevinde misa- fir Amerikan denizcileriyle ya- pılan Basketbol karşılaşmaları- man ilkinde Colombus takımı Beyoğlusporu 44—30 yenmiştir. Beyoğlusporlular — misafir tak:- rea güzel bir buket vermiş, m' ize güzel bir jestle hep diye ba- safirler bizden: Beyoğluspor, Barmıştır. İkinci maçta B ley'i 28—26 yenmii ta da enteresan bir hâdise ol muş, misafir bir sporcu heye- canla kendilerine bir basket yapmıştır. Stalin, Trumanı Rusya (Baş tarafı 1 incide) ya çagırdi bir, Kongsbury Smith'e gönder- diği telgrafı şimdi yayınlamış- tır. Telgraf aşağıdadır: 1 Şubat tarihli — telgrafınızı aldım. Başkan Turmanın beni Vaşingtona dâvet etmiş bulun- masına minnettarım. Uzun' za- mandanberi Vaşingtona gitme- ği arzu etmiş ve bunu Yaltada başkan Ruzvelte ve Potsda! başkan Trumana şifahe: bulunuyorum. —Di şimdilik deniz veya hava uzun sürecek bi bildir n: maalesef bu tahakkuk — ettiren kânsızlığındayım. So' meti, ya- yı ziyaretini memnunlukla kar- gilıyacaktır. başkanın izhar e- deceği arzuya ve kendisine uy- gun gelecek şekle ransın Moskova, Kalningrad, Odesa veya Yaltada yapılması mümkün olacaktır. Bununla be- Taber bu teklifin mahsuru mu- cib olduğu görülürse gene baş- kanın arzusuna uygün olmak suretile buluşmanın Polonya ve Çekoslovakyada — yapılabilme - Si de mümkündür. Saygılarım- göre kon! ngton, 2 Afpı z Saray—dan bildirildi , Mareşal Stalin 1le üzere Birleşik Ameri kadan çıkmamak yolunda Tru- man'ın aldığı kararda bir deği giklik yoktur. (a.a.) Vaşington Bi dirdiğine Birle ka ile Sovyet Rusy mevcut pörüş ihtilâ rüşmek Üzere Marı Başkan Truman'la buluşması 1- n P. va hiçbir dâvat miştir. ork 2 (Ap) rine gu Heney ilde de- vam etmi Stalin belki de yanlış bir zehaba kapılmış 0: lup, Kingebury Smith'in resn bir arabuluru tövl makta olduz zannetmekte- dir. Tabiatiyle böyle bir zehabı ik olarak tashih ve redde n gahis bizzat Kingsbury ith olacaktır. Zunu | STALİN'İN SIHHATTE OLDU- GU BİLDİRİLİYOR | ashingtol (united prras) — Moskova Büyük elçisi W, Bedell Sml!n ğü zaman sıhhatının çok bir | İngiliz Donanmasının bitiksi ı.,&" l İngiliz Akdeniz donanması Ancvatan filosuna mensup Amiral i de bu manevralara iştirak etmiş- çyir halinde görülmektedir.. Duke Of York saffıharb gemi: dir. Yukarıdaki Tesimde, gem Meclisde sorulara (Baş tarafı 1 incide) iliğin verdiği rapora dayandı- ni açıkladı, Nürettin “Ünenin geçen yıl Çanakkalede inşasına başlanılan iskele hakkındaki sorusunu Bayındırlık - Bakanı Adalan cevaplandırarak ezcüm- le şöyle demiştir: Çanakkalede böyük vapurların yanaşabilece- ği bir limanın inşası işi üzerin- €e benden önceki arkadaşlarım önemle durmuslardır, yapı- len etüd ve plânlara göre bir bucuk milyon liraya — ihtiyaç ardır, 46 senesindenberi * usta ödenek istenmekte ise £ €e şartların imkânsızlığı yüzün- den elde edilmemektedir. Yalnız başlam! ikmali — için 300.000 Hratık bir toheisat kon muştur. Haddi zatında cok mü- him olan bu meselenin lâyikiyle taşarahilmesi için 45 milyon liraya lüzum — vardır. Nurettin Ünen, kürsüye ge- lerek gecen sene Bayındırlık ve Devlet Bakanının bu hususta Kâzım Karabekirin riyaset et- tiği bir e verdi*ini müzakere sonunda Karabekrla do bu mesele üzerinde, ben du- racağım, dediğini hatırlattıktaa sonra söyle demiştir: Allah rah sin, Karabekir öldü B: k Pabanı Aağişti, bizim iskele de suya düstü lsede söz mer ey hüta- | ndan sonra hatip, mctlerin bir plân dahilinde madıklarını rüzgârın esis tar zına göre istikamet d Lazan yaprağı politik lık ör eğistiren misali günlük alara uyulduğunu Bakar- birbirlerinden a vilâyetin abersiz - olarak tıklarırı söyliyerek gu misali verdi, bun dan bir müddet evvel Çanakka le ile Lâpzeki arasına bir yol vilâyet tarafından inşa ettiril- , fakat bu yol üzerinde yapıl- sansı gereken Üç köprü bulun: maktadır. Bayındırlık Bakanlı: gına bu hususta müracaat edil- di. Bakanlık cevabında yol ya-| nun olduğunu söyledi. Fıldı, köprülerin inşası beş se- Meclis cuma günü yine top- re sonra yapılacaktır. dendi. lanacaktır. ti Müfettiş Kı bana, wkh le Richard Jensen'in kıryııııhıı, dan göndermiş olduğu iki yüz doları iade ettikten sonra güle- rek: — Bunları bir hatıra olarak saklayınız, dedi... - Şimdi Hizmlek görcdk Glvpü Haydi gelin, onun yanına gidelim. u üni dâvet karşısında bü- yük bir heyecana düşmüştüm. Endişemi belli etmemek iİstiyor, kendime hâkim olma; yordum. Kraus öndi rka- da, yola düştük. Koridorlardan geçerken ben fikren Himmlerle meşgüldüm: — Gestaponun - en yüksek gefi olan Heinrich Himrn ler, merh nedir - bilmiyen zalim bir adamdı. 1924 de partisine iltihak etmiş ve az za manda, Hitlerin gözüne girme- ğe muvaffak olmuştu. Rochra 'hâdisesinde gösterdiği başarı, Onu, nasyonal - sosyalizmin ku- rucuları meyanına — sokmuştu. 1936 da iso Hitler, Himmleri bütün Alman emniyet teşkilâtı. nın başına getirmek suretile o- na hududsuz bir salâhiyet ver- Führerin iktidara geçmesine ddüm eden yıllar zarfında, bir çok muazz: e hemen bütün D , ben n met tek ben İ rini tanımak fı: miting- azl gefle- atını ele Bgörm, miş, Hi; imkân bulamamıştım. fakat mleri amlerle başbaşa, Müfettiş Kraus ile birlikte Bayısız merdivenleri tırmandık- MAhevralar YENİ SABAH Akdeniz Manevrası İngiliz taşıyan yapmıştır. Roderik - flâmasını verilen cevablar Bundan sonra hatip şu mütale- ayi serdetti: Ben eminim ki Bakan bunti okumadan imza etmiştir. Çün- kü ber sene sonra köprü diyor © halde beş sene evvel niye yol yaptırdı. Milli Eğitim Bakanı Banguoğlu da Nurettin Ünenin liseler hakkındaki sorusunu ce- vaplandıraral İddia edildiği gibi yeni liss - ler açtırılmadığını yalnız lâğv yerlerinin değiş- ini Bakanlığa geldiği za- man mevcud olan 56 adet lise- nin bugün yine 56 olduğunu ye di ay evvelki beyanatında da gibi liselerimizin x: lerini uygun seviyeye ulaş - tırmadıktan Sonra yeni lisele- rın açılmasına tarafdar olmadı ğanı izah etti. (Soru sahibi Nureddin Ünen Banguoğlunun bundan yedi ay kadar önce Mecliste yeni li yacağım-dediği halde-yebi den Erzincan, Aydın, Van ve Muşta lise açtırdığını tekrarlı- yarak kapatılan liseler yerine açmı: bunların açılması mütaleasının doğru olmıyacağını bir lisenin nakline imkân bulunmadığını kapatılan lise talebelerinin yeni açılan liselere götürülmedikle- rini belirtti ve sözlerini şöyle bi di Hep yapacağız, diyorlar, fa- kat gelecek sene ben ayni zat- ları karşımda — göremiyeceğim ki. Bundan Ziya Ortacın da Orduda açılan husu i lisenin ne sonra Yusuf zaman resmi lise olacağına dair olan da Banguoğlu cevablıyarak he- gorusunu imdilik ke öyliyemiyeceğini, yap- tıracağı tetkikat neticesinde ve imkânlar çerçevesinde — bunun mümkün olabileceğini belirttik ten,sonra Orduda açılan hususi lisenin çalışmasından çok mem nüz bu huşusta bir gey n SAPAN —— TAŞI zz Eğer maksud eserse.. u Grüp biz, bir. toplantılarını da şey sanıyorduk. Halk. Partiliter, konuşur- far, sonra da ekseriyet kalmayın- Ca oturumu paydos ederlermişi Amma diyenler bulunuyor. kl: — Bu sefer Ki öturum, başka o- turümdü. — Sulistimatlerle, — haksız mal iktisab edenlerle mücadele için karar alınacaktı. Evot öyle idi, kirli çamaşırların ortaya çıkarılması mes'olesi bir no- floeye bağlanacaktı. Aman efen - dimi Geç olsun da, güç olmasıı Allahin / günleri - torbaya — girmedi ya.a. Nasil olsa gene - toplanırlar, kararlarını alırlar. Bizim anladığımıza göre, H Partililer de bu Grup toplantıların- dan pek hazzetmiyorlar galiba. Ner den mi anladım? İş moydanda a- yol. Baksanız :, hüsnüniyotlo top- dantılara geliyorlar, sonuna kadar durmuyor birer birer gidiyorlar, ok seriyot kalmadığı için de oturumu tatil oeliyor. Maamafih hakları var. Kavgasız, Bürültüsüz, — karşılarında yumruk atacakları; küfür edecekleri kimsa olmadan oturumun sonuna / kadar beklemekte ne mâna var? Eğer bir gün Grup reisliği, top- dantıları sonuna kadar devam ettir mok İsterse, / oturuma / Tahtakılıcı dâvet buyursun, ik 0 zaman Halk Partililer, yerlerinden kımıldarlar da eksoriyoti kaybederler mi? Ertuğrul ŞEVKET .—.-—-T—OZOOeo. Suııstimallerle Savaş (Baş tarafı 1 incide) lanıp yabancı gazetelerde teş- hir edilen bazı diplomat ailele- rine ve Meclis tiyelerine men- sub şahıslar hakkında me yapıl- dı? Bu cihet bir türlü anlaşıla- madı. Ecnebi bankalarda parası olanlardan, İsviçreye veya Ame rikaya para kaçırmış bulunan- lardan Millet Meclisi kürsüstn: de bahsedildi. Fakat sonra bu bahisler bir daha hiç duyulma- di... Bize öyle geliyor ki mal be- yanı sullstimallerle mücadele için iyi bir silâhtır. Fakat bunu kayıtlı şartlı kullanmamalı, yal- nız âciz ve zayıflara yüklenme- meli... Çünkü dilirse ahlâkı düzeltme ve tec- iye bakımından Bile meni sir yapar, mahıkümiyet ve hesab vermenin saiki sırf küçük bir mevkide bulunmak olduğu ze- habını uyandırır... Böyle sakat malül tedbirler de hiç iyi ne- tice verme: YENİ SABAH Rusya, Çin komünistle- rine cephemi aldı (Baş tarafı 1 incide) | başladığı böyle bir zaman- Sovyet elçisinin Kanton'a ta- şınması Milif hükümetin presti - jini arttırmıştır. Hükümet fiyeleri Nankin'e meği Eyüp halkının aralarında top'adıkları SAYFA: S Eyüb Çocuk Bakımevi 120 bin Tira ile inşa clunan Eyüp Çocuk Bakımevi, bu hafta içinde açılacaktır. Dün basın mensuplarına gezdirilen Bakımevinde Bakılabilecek ve bunların iaşeleri, min edilecektir. Yukarıda tedir. ki resinde 100 çocuk tarafından te- Bakımevi binası görülmek- gene muhit hali Ali Muh iddin'in evini soyan hırsıZz (Baş tarafı 1 incide) apartmanındaki — hırsızlığa intikal etmiçtir. Bu Cevat Deniz / Komnutanlığına — vazifedar n Rifat isminde bir zatın - bu ımesele etrafında malümattar ol - duğunu söyleyince Md. — muavini hirsizlik - etrafındaki - tahkikatın bir kısmını da bu cihet Üzerinde temerküz ettirmiştir. Cezaevi firarisi Yusuf Ceylan nasıl meydana çıkarıldı? Köprü iskelesi baş memuru Ca vadın verdiği p ucu Üzerinde ya- Pılan tahkikattan — öğrenlldiğine göre; Kasımpaşada Deniz K. Ce - za evinde muhtelif hırsızlık suçla Tından 5 yıl 8 ay hapse mahküm ve mevkuf bulunan Samsunlu Yu suf Ceylân adında biri Eylâl ayı başlarında bir kolayını bulup bu ceza evinden kaçmaya muvaffak olmuş, bir kaç gün dışarıda kal- dıktan sonca tekrar ceza — evine dönmüştür. “Ayni zamanda raüthiş bir eroin maüptelâsı olan Yusuf Ceylân hak kında son firarından dolayı taki- Pata başlanmış ve kendisi komu- tanlıktaki askeri yargıçlığa ifade vermiye gönderilmiştir. Yusuf yargıçlığın kapısı önün- 'de beklerken Rifat kendisini gör- Tüş, neden kaçtığını sormuş Yu- Buf da bir eroin krizi neticesinde firar ettiğini, dışarıda bir kaç ku Tüş temin etmek için Taksimde bir apartmana girip hırsızlık et - tığini söylemiştir. Bu — konuşma Rifat tarafından Cevada, Cevad tarafından da Hilmi Orhuna hikâ kirin K Emk Bankası | 1949 YILINDA ( kuşba e B 3EV — Kismer döşeli bir APARTIMAN — Yarı hedeli bor — Döşenmiş ılmak çağırıldı Londra: 2 (Nafen) — Nankin- den gelen bir habere göre, Çin Cumhurbaşkan vekili generat Li 'Tsung Yen Kantona'a gitmiş bu- lunan Çin kabinesine derhal Nan kin'e dönmek emrini vermiştir. Tokyo: 2 (a.a) — <Afp> Am rikan askert yardım heyeti re men Tokyo'ya yerleşmiştir. He - yet, komünlat ilerilemesi - Üzerine son günlerde Nankin'l lı'r![uhıviş-l he Vaian «Bi- Alman Komünistinin Başından geçenler» tan sonra, geniş bir sütunun Ü- zerinde Bronzdan büyük bir kar 'talın yükseldiği büyük bir Hola girdik. Burada bekliyen bir nö- betçi, bizi Himmlerin husust da- iresine aldı. Müfettiş Gestaponun bu en büyük saygı ile Belâmladıktan müraf bir gülümseyişle , garet ederek Kraus, gefini sonra beni adamlarınızdan - İşte yeni biri, dedi. Himmler, alçak ve sinsi — bir sesle derhal bana hitab etti Demek nihayet geldiniz. Amama pek geç kalarak-.. Doğ mi? — Evet efendim — Peki ne maksadla?. Hiç bir maksadla- değil. 'Yalnız yanlış bir yoldan gittiği- mi farkedince, Gestapoya ilti- hak etmeğe karar verdim. V tile Hitlercl hareketin zengin burjuvazinin hesabına çalıştığı ni zannediyordum. Halbuki son radan hatâ ettiğimi anlamakta gecikmedim, İşto bu yüzdendir ki bugün yeni Almanyanın küs rucularının emrinde bir iş gör- meği yegâne gaye biliyorum, Himmler, gözlerini tavana dik ni —- — 16 Ne Hudud W miş dalgın dalgın beni dinliyor du. Bir müddet bu halini muha- faza ettikten tiş Krausa döndü, gülümseyerek: - Teşekkür ederim Kraus, il Hitler!... ttiş Krausa uyarak nra — müf dedi. Müfi ben Hell Hitler! diye mırılden dim. Himmlerin husust dafresinden dışarıya çıkınca, Kraus, keylili keyifli homurdandı: - Şimdi Berlini — dilediğinl: gekilde gezmek için size iki gün kadar bir matihlet veriyorum. Bu müddet zarfında istirahatiı bakınız, Bana gelince, ben bu gece — Hambourg'a dönüyorum. İşe koyulmadan önce, karınız ve çocuğunuzla bir hafta başba ga kalabilmenizi temin etmeğe çalışacağım, — Yolunuz açık ol- Bun, hoğca kalınız! İkl gün zarfında, Gastepo'ya mensup genç rehberimin refa- katinde Berlini gezdim durdum. Tiyatroya, kabereye, konsere, meyhaneye gidiyor, gönlümü eğlendirmeğe bakıyordum. —Bu müddet sona erince, beni dalma sadık bir gölge gibi takip eden üÜzere ayrıca 3EV iKi ARSA | — Mühtelitf miktarlarda NAKiT ve 1200 adet teselli ikramiye- leri aağıtacaktır. Tafsilât gi - şelerimizde. N GKNDi n Kaküdük ASAT # rehberimle birlikte Hambourg'a döndük. İlk işim, Hertha Jens'i zi ret etmek oldu. Hertha, hemen derbal sabah erkenden Burhava kasabasına hareket etmemi ba- na emretti. Bu seyahat esnasın- da da, bir an olsun yalnız bi- rakılmadım; rehberim — yanım- dan hiç ayrılmadı. Burhave'ye öğle Üzeri bildik. Köy evlerinin sıra sıza jildiği dar sokaklardan geçe- çimenlik bir yere vardık. Burada koyunlar meliyor, inek- ler otluyorlardı. Rehberim, t miz kır havasını teneffüs ede: rek saf bir gururla: İşte tonraklar bizim, şirin ve cana yakın ka- eabalarımız varmış değil mi Sehile doğru uzanan bir yol- dan gidiyorduk. Sert bir rüzgür esiyordu. Havada afır bir balık vardı. Kar yara- bu ve yosun k mızda bir &u bendi boydan bo- ya uzanıyordu. Genç rehherime dönüp Bor- - Burada beni bir bekleyen mi var? R güldü ve derhal ilâve etti - Evet., Onu birazdan göre- eceksiniz. Kendi kendime, her halde veh m, beni Firelel'ye — götürü- yor, diye düşünüyordum. Bir sıçrayışta su bendinin duvarına çıktık, Genç rehberim bana: (Devamı var) bo ye edilmiş ve bulunmuştur. Yusuf Ceylânın anlattıkları Sorgu için Emniyet Müdürlü - Büne getirilen Yusuf burada — bir kriz geçirip açlıktan ve siğara - sizlikten şikâyet ettiği için ev - velâ kendisine Konya Lezzet Lo - kantasından bir tabldot ikram e- dilmiştir. Karnını güzelce doyu - ren Yusuf, hâdiseyi göyle anlat - mıştır: — Eylülün 2 n:1 günü Ceza e- vinden kaçtım. Ertesi gün Tak - sim sinemasına gitmiştim. Sine - mada hava deliklerinden — birine gözüm (iilşince buranın yandaki apartıman taraçasına yakın ol - duğunu gördüm. Deliğe çıkarak taraçaya atla - dim. Gözlerini kararmıştı, her şe yi yapacak nalde idim. Girdiğim Odada evvelâ sarı renkli bir caket elime geçti. bir. komedini açtı - #ım zamanda burada — bulduğum tabaka, saat, kalem ve- altınları ceketir, cebine koyarak — girdi - &im yerden dışarı çıktım. Soka - Ba gelip Ayazpaşaya doğru iler- lerken karşıdan bir bekçi ile biz Jandarmanın geldiğini - farkettim ve yolumu değiştirdim. Tarlaba - #ına doğru saptım. — Kalyoncuya doğru ilerliyordur, Karşıma ta - nıdığım Ga'nta poits merkezi sl- vil memurlerindan Nurl çıktı. Be ni yakalamak istedi ceketi atıp kaçtım Yusuf Ceylân bundan sonra me mür Nurl bakkında izahat ver - Miş; kendisini yakından tanıdı - fmi, ceketi'alıp — Yaçmasının bir fertip ve perola viduğunu, diğer bir arkadaşite beraber çaldıkları bazı eşyaları Nuri vasıtasile s: tırdıklarını, vattâ Pangaltıda İn - gülz Kültür heyetinin bulunduğu bin elbiseleri - de yine bu Nurl vasıtasiyle sattırdık söyleniş, o gün — Nurinin önüne attığı caketin ve cebinde - Ki mal ve altınların hesabını gör e Nurinin Taksimde Ye 1 evine gittiği zaman kendisine bu eşyanın para etme - diği cevabının verildiğini ve eline Yıkıştırılan <10> llra ile döndüğünü de gözlerine 1'âve etmiştir. Yusuf Ceylân bu ifadesini ver- dikten sonra tekrar bir eroin kri zi geçirmiş ve akın inanmayın bu söy - lediklerim tamamen yalandır> de miştir. İşte Hacı Bekir zâde Ali Mu - hittin'in datresindeki hırsızlık tah Kikatı bu şekilde tamamlandıktan sonra dosya evvelki akşam savcı lığa verilmiştir. Adil tahkikat Savcı yardımcı - larından Selman Yürüke — havale edilmiş bulunmaktadır. Yusuf bu - süretle n çaldıkları Emniyet memuru Nuri hakkında yapuan tâkibat Yüsüf Ceylânın emniyi giği ifade Üzerine adliy arama müzekkeresi alınarak po - lis Nurinin evine gidilmiş vo sıkı bir arama yapılmıştır. Bu ara - mada ikt kalemle bir saat bulun muş Şekerci Ali Muhittine göste - rilmişse de Ali Muhittin bunla - rin kendisine ait olmadığını söy - Temiştir. Nuri Yegen Galata polis mer- kezinde memur olarak bulunur - Yen bir hâdiseden dolayı adliyeye verilmiş ticesini beklemek üÜzere idârt bir Kararla vilâyet hududu dahilin - €e Şile emniyet kadrosuna nak - dedilmişti. Nurf Yegen halen bu . hüdisa etrafındaki ndit tahkikatın ikmâ line kadar £ Müdürlüğü müteferrikası emrine alınmış bu- Bu gün a sevk edllerek ifadesi aldırılacak - tır Ve adit müamelenin ne nniyet unmaktadır. iyeye Karakol bas; n hberim — başını sallayarak | sabıkalılar tevkif olundu (Baş tarafı T incide) mekten sanıt Arap Zeki ile ar - kadaşları Osman ve Nevzat dün 5 nci Asliye Cezada suç Üstüne göre yargılanmıya başlanmışlar. dir. İlk durüşmayı mütcakip Ze - KI ve Osman edilmişler. Duruşma tasıkların celbi için tâ: lik edilmiştir. tevkif Idareci Gözile Aktttaliteler Pariste kadın eşyası Paris; 1 Şubat 1949 Inema : yıldizlarının İsimler s Tinl ezberledikleri gibi, sas yın Bayanlarımız, Parisin büyük Könfeksion evlerinin isimlor Finl de tablati'o pek Iyi bilirlere Meselâ, Christlan Diyor, Jasguca Fath, Gisrre Balmain, Jean Len « Valn, Megirof ovlerini görenler, gör miyenlere, bilenler bilmiyenlere öğe retmişlerdir. - Esasen İstanbul — ve Ankara aristokrasisi bu İsimler ( çalkanmaktadır. Bu hüsüsi ve - yüksek / evlerden sonra gelen Prentan / Samariten Truvakartiye, Bonmarşe, Galeri Lâ fayet gibi büyük mağazalardır. ve nihayet - bulvarlardaki hususi Çük mağazalar gelir ki, bunları da ihmal etmeğe gelmez. Bu Üç nevi saliğ yörlerinden birincilerinin yegâne denecek Ucre code —Müşterileri “Amaerikalılar ve Türklerdir. Amerikalılar dotartarile ve Türkler gösteriş sovdalarile bu evlere hâkimdirler. (Jak Fat) evi nin sipariş defterinde yalnız Ame- rikan ve Türk İsimlerinin mevcud olduğunu gördüm. Filhakikâ bu defterde tek - tük Fransız isimleri vardır. Fakat bun darın satın alış fiatleri, diğerlerinin hemen hemen yarısıdır. Pariste skandal ve arpoj kokusu istiyenlere, Türksünüz değil mi di- ye soran dükkân sahibleri gibi, bu evlerin kapısından — girenlere de Türk müsünüz veya Amerikalı mee sınız? diye soruyorlar. Bu vâkıanın ne dereceye kadar koltuklarımızı — kabartması — Tâzım Beldiğini —iyice — kestiremiyeceğim. Aile 7eisleri benden daha İyi cevab landırırlar, Simdi gelelim fiatlere: Fiatterin azami ve asgarisini verecoğim. Muh terem hanimefendilerimiz, en y - soğini hususi evlere ve azanı ve asgari arasını büyük — mağazalara ve en aşağısını da - küçük — hususl dükkânlara teşmil etmelidirler. Şurasını da kaydetmek Tüzisdir ki, her mahallede kadın eşyası sa« 'tan dükkânlar da mevcuddur. Fiat der mahallenin içtimal - seviyesi ile Mütenasibdir. Ayni madde Şanzeli- z0 evenüsündeki fiatini Son Mişel bulvarında muhafaza etmemekte » dir. İstihlâk ve — binnetico — istihsati kamçılamak için, şaşka modası Pa riste -her zaman mescuddür. — Hiş bir kadın şapkasız gezmemekle ve yahud başını eşarp ile örtmemek- tedir. Diğer taraftan Fransızlar, kendi ticaret ve sanayi ve bir kelime İktisadi hareketleri namına seneda üç hattâ dört ve hattâ beş defa moda değiştirmektedirler. Ve bü- yük evlerin ortaya attıklar — her hangi bir kadın eşyası moda. — on beş gün sonra 'büyük mağazalara intikal etmektedir. Modol hırsizl Bi hakkında da İşittiğim gayet en- teresan formülü İşaret etmeksizin Bgeçemiyeceğim, Alle, hususi terzisinin koltuk bi detini alarak tiyatroya gönderiyor ve artistin giydiği en son moua clbise modelinin kopyasını aldırıyor. müş. Şapka: Yirmi frank, Kürk Astragan: Dört yüz bin, Üç yüz bin, yüz elli bin frank. Vizon yahud yeni Ismi İle Fiki Bir milyon, dokuz te sekiz yüz bin. Rönar plâtine: Yirmi bin, on beş bin. Röner Ajante: On beş bin, on i- Kİ bin, on bin. Pöti Gri: Kırk bin, otuz bin. Fransız lüte ÇTavşan) Virmi bin, on beş bin. Geco tüvaletteri : v bin, on beş bin. Tayyör: Otuz bin, bin. Apremldi. Elli bin, yirmi bin, ses kiz bin. Yünlü rob: Elli bin, on yedi bir sekiz bin. Kombinezon: Hakikl ipek, Yire mi bin, on İkİ bin, sekiz bin. bin, on bin, bin yirmi bin, on Kombinozon: Sun'i ipek, — dört bin, üç bin. Robdöşambr:. Hakiki İpek: On beş bin, on Kİ bin, on bin. Robdöşambr: Yünlü: — Yedi bla, beş bin. Ayakkabı: Altı bin, beş bin. Çorap: Naylon İpek, sun'i ipek Üç yüz elli. İpokli kumaş (Hakiki)ı Bin beğ Yüz, bin motresi). İpokli kumaş (Sun'i): İkl yüz yirmi, İki yüz kirk. Yünlü kumaşı Bin sekiz yüz, se- kiz yüz Çmotresi). Kokur Her gün yeni bir isimle piyasaya çıkan kokuların en kücük şişelori sokiz yüz elli dokuz yüzden başlamaktadır. Şişe ve marka farkı tabll mev- cuddur. Faşon fiatino Belince: — Etbiser Otuz bin franktan IKi bin beşyüze, Manlot: Otuz binden, dört bind, Hattâ bin franga, İDARECİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: