3 Şubat 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 5

3 Şubat 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— l $ ŞUBAT 1949 Yazan: NAZİF SÜLEYMAN TEFRİKA: T İngilteı—enin, şimdiki halde, Kıbrıs'ı elinden çıkarmak istemediği Teklif edilen anayasa mİlh_'l— da bahşedilmiş olacak olan muh- Kari idarenin derecesine gelin- ce, bu hususta da 7 mayıs ta- rihli tahriratta çizilen ana hat- Jarın haricine — çıkılmıyacağını hük9metin daha evvelden açıkla hükümetim daha evvelden açık- Meşveret Meclisinin lâğvedi!- diği 12 ağustos 1948 günü söy- Tenen bu sözler kesin olarak il- hakın mevzuubahis olamıyaca- ğin) ve bahşedilen fakat redde- dilen mahdut selâhiyetli anaya- sa dışına çıkılmıyacağını l&l-k lamakla beraber, Rumlar o tarih ten sonra ilhak yaygaralarını azaltmak bir tarafa daha fazla arltırmışlardır. Lord Winster'in bu beyanatı- Tu, Rum basınının şiddetli ten- kitleri ve Rumların yaptığı bü- yük mitingler takip etmiştir. Bu mitinglerin devamlı ve eselenin propaganda vasıtala- Bile dünyanın & bucağına yayıla- sak âdeta beynelmile! bir hüviy arzetmek istidadı gösterme: zermedir ki, Kıbrıs ü- Türkleri de artık mukabil taarruza geç- * meh lJüzumunu hissederek, 20| kasım 1948 günü Ayasofya ca- Taii Meydanında muazzam bir miling tertip etmişlerdir. Buntt Anayurddaki münevver gencli- ğin Türk Kıbrıs için yaptığı mi tingler takip etmiştir. Bu hu- Bustaki mütalâaları geçen yazıra da açıkladığımdan buna tekrar teması zait buluyorum. Buraya kadar Kıbrıs meselesi nin kısa bir tarihçesini yapmış bulunuyoruz. Bu malümatla şim diki durumu daha iyi kayrıya- biliriz. Şimdi kafalardaki sorgu merkezdedir? Lord Winster'in 32 ağustostaki beyanatınd: gönra, hiçbir resmi İngiliz sö: cüsü bu beyanatın belirttiği si- yasetten ayrılınacağına dair bir demeçte bulunmamıştır. O halde İngilterenin Kıbrısı elinden çı- Karmak niyetinde olmadığı an- laçılmaktadır. Fakat İnyiltere bundan böyle Kıbrıs hakkında ne gibi bir politika takib edecek tir? Ya daha sıkı bir idare veya Zorla Anayasanın kabulü Londrada çıkan Times gaze- tesi son yazdığı bir başmakale- de, son hâdiseler ve teklif edi- len anayasanın kabuledilmemesi dolayısile Kıbrısta yeniden sıkı tedbirler alınması lüzumu ihti- Zalinden bahsetmekte ve bü ka maatin genel olduğunu ileri sür Mektedir. Bu doğru ise, o takdirde Kıb yısa askeri bir vali getirileceği gayiaları tahakkuk etmiş ola- caktır. Fakat Mr, Martin'in burada Bulunması bu ihtimali, kanaati me göre zayıflatmaktadir. Bu- Tadaki İngiliz makamları Rum- Tarın siyasi isteklerini pek cik (Devamı var) [- n '_l H . | KISA HABERLER || Eskişeh rin L ——H| kömürsüz < Mi Eğitim memurları dün - K Öğretim Umum Müdtrü y) Kalmasından A RM BÖ a da Mi Eğitim — Müdürlüğünde | ÖÇt mes'u!l? tıda ığ;ı im ve î ..z:.'.lı.. :ıı a,h.' Eskişehir, 2 (Hususi) — Şid- | Tİ üzerinde görüşülmüştür. “ADün ukgam sant 18.80 da 101 No, lu Mecldiyeköy — tranivayı Sükeci virajında yol - dan çıkmıştır. Bu “yülzdea bu kı sımda yarım saat kadar müna - Kalât sekteye uğramıştır. 4 Tedav' edilmek üzere Kilis- ten, İstanbula gelmekte olan Ra- &im adında biri vapurdan çıkar - ken düşüp —kalp — durmasından ölmüştür. Sanat ve şiir (Baş tarafı 4 üncüde) “Acaba, bu lâfların Bahipleri ve alkışçı mnkekidleri bu akılla gilre iftira ettiklerinin farkm- da değiller mi? Farkına varsa- lardı, büyük Türk Ulusunun y ratma kudreti adına bu & ağır bir suç işlerler miydi? Demek, giiri yalmız yaratm Sirkeci değil, duymak ta yaradılıştan gelen bir kabiliyete bağlıdır. Bu kabiliyette yoksa, kütüpha: ri müren, müsbet bilimleri e- merek gişmanlıyan kübheylan fi- cının, yıldızlarda çiçek açan dallarına uçup — konam anlaşılıyor diye almamakta ve daha — sıkı tedbirlere lüzum — görmemekte- dirler. Lorâ Winster'in daha sı- kı selâhiyet istemesi üzerine bu aelâhiyetin kendisine — verilme- mesi dolayısile istifa ettiği söy dentileri tahakkuk — etmemiştir. Zira bu söylentileri Sömürgeler Bakanlığı tekzip etmiştir. İşci Hükümeti Kıbrısta daha sıkı tedbirler almak kararında olsay dı, Lord Winster'e daha geni selâhiyet vetir, ve onun istila: 'na mani olurdu. Esasen Kıbrısta daha sıkı bir idare kurulması, gerek asrın re alitelerine ve gerekse, İşçi Hü- kümetinin sömürgeler politika- sma uymamaktadır. Sömürgeler Bakanı Greech Jones yılbaşı mü masebetiyle radyoda yaptığı bir demeçte, sömürgeler siyasetinin sömürge halkını demokrasi yo- lunda inkişaf ettirmek olduğu nu açıklamıştır. İngilizlerin Bir adımı gayet üç attıkları fakat o adımı at- 'tıktan sonra geri dönmedikleri malümdur. Bütün bunlar naza rı itibara alındığında Kıbrısta Şeniden otokrat bir idare kuru- lacağına inanmak güçtür. Benim kanaatime göre, Ak- deniz Bölgesi müşaviri Mr. Martin raporunu hazırlayıp Lon draya döndükten ve Lord Wins ter bir ay sonra vazifesi başın- dan ayrıldıktan sonra, Kıbrısa gönderilecek vali gene siyasi bir Şahsiyet olacak, ve o da Kıbrısa yeniden bir anayasa teklif edı cektir. Bu anayasa kabul cdil- mediği takdirde, hükümet onu kanun yoluyle tatbik yoluna gi decektir. Yani yeni vali diyecek tir ki: «Hükümetim bu anaya- ik kararındadır. — Siz| eniz de etmeseniz de ete konacaktır.» ve buru bittabi seçimler takip edecek- tir. ; Bu yeni anayasa daha evvel- kinden daha geniş, idarf selâ- hiyet bahşedecek midir? Böyle bir şey olursa, bu muhtariyet demek olacaktir ki Kıbrıs Tür leri ilhak kadar muhtariyetin de can düşmanındır. Böyle birşey vakuunda Kıb- Tıs Türklerinin buradaki varlı- Bi sarsılmış, hak ve hukuku ek- geriyetin insafına birakılmış 0- Tur ki bunu Kıbrıs Türklerinin kabul etmesine katiyen imkân yoktur. Mahdut idari selâhiyetin gün Zelip daha geniş ve muhatari bir idareye inkilâp edeceğini pek iyi bilen Türk Kıbrısın Türk ev- lâtları bundan dolayıdır ki da- imi bir endişe içinde yaşamakta, ve onların yegâne hâmi ve kur- tarıcısı olabilecek olan anavatan dan her kurtuluş Ümidi verecek bir kımıldanışa bütün varlıkla- rile kendilerini teslim etmektc- dirler, €etli soğuklarda Eskişehir gün- lerce kömürsüz kalmıştı.- Hâdi- se Meclise intikal etmiş, bir söz lü soruya cevap veren Saka hüi- kâmeti Ekonomi Bakanı, kabu- hati, Eskişehir Belediye Başkı- DN Üklemişti. Eakişehir Belediye Başkarı Sait Karamanoğlu, kömürsüz Kalmanın sebeplerini dün açık- lamıştır. Belediye 'Başkanının izahati- re göre, Eskişehir kömür satış ve tevzi gşubesi, Bakanlığın ka- Tarile kapatılmıştır. Bunun ye- Tine ayni işi yapacak bir ba- yün intihap edilmesi de valilik kenalile belediyeden istenmiştir Bayilik için belediyeye müraca- #tn pek fazla oluşu karşısında belediye, bu işi, Eskişehir Ban- kasiyle birlikte yapmağa karar vermiş ve banka ile de bir an-| laaşma imza etmiştir. Tam fa: İiyete geçile da Ankı Kkömür satış tevzi mücasesest: den Linyit kömürlerinin alım| nin serbest bırakıldığı bunun üzerine bele- igehir bankasiyle yap- Anlıyoruz ki, böyle bir uçuşun kanatlarını, sanatkâr yar ken ruhuna bilinme; el takıyor. Kanatsız doj aklı gaşırtan bilgileriyle ve göz kamaştıran muhteşem tekni; * le koca hir Dünya kanat ver yor! Feyzullah Sacit Ülkü M toğı anlaşmayı bozmak zorunda kalmış, kok yakmak mecburiye- tirde olan müesseseler için ve- rilmekte olan kontenjan Ca buzkanın uhdesinde kalmıştır. Linyit'in gerbest. bırakılması #zerine 60 kadar müteşebbis kö mür getirin satmağa başlamış- tır. YENİ SABAN bugü (Baş tarafı 1 incide) Sayın Yargıç; Esasında siyasi olmakla bir- Jikte huzurunuza — getirilmekle anli bir öz alan bu dâvanın ru- Kuna nufuz edebilmek için a- sağıdaki yönler üzerinde dur- mak gerekir. | İki yazım hakkında savcılar tarafından okunmuş olan iddia- rame ve mütalennamenin te- melsizliğini göstermiş oldum. Buza göre şu iddiayı İlerl süz- mekte kendimi haklı / görüyo- rura, Esas meseleyi şu veya tü makalemden çok tuttuğum ye- Tün doğurduğu iğbirar - teşkil | etmektedir. Mal beyannamesine Ait yazım bu iğbirarı son had- dine vardırmıştır. Kimsenin 3!- yasi ve resmi hayatta zengin- Teşmemesi İâzım geldiği gibi çok çsaslı bir prensipin ifadösi o- lan böyle bir fikirden kimsen'a abırmaması gerekir. Yurdumuzda halk kitlelerinin ma ve bir zümrenin JTehiae | zar bir muvazene hasil - olmuştu:.| Bu durumdan, C. H. Pattili ol- &vn olmasın, mevki, zahiri kar, fiili nufuz veya para gibi | türlü menfaatler sağlamak su- retile kendi imkân ve kabili- yetlerine göre faydalananlar bu le ilde teessüs etmis men faatleri ciddi euretle tehdit et- memek şartile bizde de muhu- lefet vardır denilmesini temin edecek kadar tenkitte bulunan- larz bu zümve mevki vermeyo ve itibar sağlamaya hasırdır. Balkın, yurdun gercek dertlerini pervasızca ortaya dökenleri ise kabilse yıldırma, değilse ezmek için her* şey göze alınmı: Bena, yazılarıma ve tam bir mu hâlefet yapan Kudret Gazetesi- ze kızış bu yüzdendir. Busün bu yıldırma ve ezme i n tür- lü safhalarından birinin gerçek- lestirilmesi sizden bekleniyor. Herkes kendi kendine şunları Eorabilir: Millet Partisinin ve onun bir mensubu olarak benim - takip eltiğim ulusal dAvalar, 1641 — 4£ yılları arasında devlet Baş- Fanının da takiv ettiği, hiç ol- mazsa resmi söylevlerinde ta- kin edilmesi gerektiğini kuv- vetle ifade eyledizi dâvalardır. Yukarıya koyduğum parçalar buna delildir. O bunlari halletmek işinde tam bir başarısızlığa uğramış- tır ve artk resmi söylevlerinde buzlar üzerinde durmadığı gö- ütmektedir. İş, bu kadarla da kalmeyın ayni dâvaları cle ala- rak halletmek istiyenlere, esef- le gördüğümüz gibi, onun se;- tiği ükümetler düsman ve h olmazsa aleyhtan kesilmisler- dir. Bizi huzurunuza getiren â- mi) bu düsmanlıktır. Bunun künhüne nufuz — için Su Üç olay üzerinde durmak ge- rekir: 1) 194144 yılları arasında Cumhurbaşkanı tarafından res- Mi söylevlerde #tiraf ve kendi- lerile mücadele edileceği — ilân edilen kötülüklere karşı neden fiilen bir şey yapılamamış kattâ onların çoğelması örlenememiştir? 2) Bu mücadeledes neden vaz gerimiştir? 3) Bizler gibi bu mücadeleyi devam ettirmekte ayak direyen- leri kabilse yıldırmak, değilse czmek isteğinin Amilleri Gir? İlk olarak kötülüklere karşı mücadeledeki - başarısızlığın - millerini sayacağım. Bunların birincisi Devlet Baş kanının kötülükleri itiraf ve on darı yöketmek azmini ilân etti- F! sırada İşin gerçek sebebini irmemiş, dolayısiyle de gere- ken ilâcı kullanmamış - olması- dir. O, 1 Kasım 1942 günlü Ka- ulayı açış söylevinde, içinde bulunulan durumun Amili ola- Tak cemiyetin, yâni halkın, hü- kümete yardım etmemesini gös termiştir. Halkımızı kendisi yap madığı, hükümetleri isze kendi- sİ seçtiği için bu söz «Suç be- nim değil, milletindir» demeğe varıyordu. Halkımız kendisine bu svretle yüklenmek İatenilen suçu ikİ suretle işlemiş olabi- lirdi: Rötülüklerle mücadele hu sumunda bir iş göremeyen hü- kümete rağmen — muhtekirlerle doğrudan doğruya kendisi uğ- raşmakla, veyahut daha kabili- yetll bükümetleri 1ş başna ge tirmekle. Hükümete rağmen mücadele, pahalılıktan faydalananlara kar Bi hlcuma ve yağmalara götü- rebllirdi ve çekilen pahalılık 1- $inde devlet sermayesile işliyen mücaseselerin de payı bulundu- Fundan hücumlar ister İstemez onlara da teşmil edilebilirdi. Bu Yol tutsaydı 19 ayaklanmalara varırdı. Halkımızın sağ duyusu onu bu gibi yollara sapmaktan korumuştur. Daha kabliliyetli hükümetleri va dahi ne- işbaşına geçirmek ise yalnız ve karar veriliyor yalrız Devlet Başkanının elinde 301. O da bilinen tarzda kimse- deri seçmekte ısrar ediyordu. Eu yüzden, resmi söylevler- de Devlet Başkanı tarafından yalcız sözle hırpalanan — kötü- Tüklerir önüne geçilmesi — tabli imkânsız olmuştur. Cumhurbaşkanının 1 Kasım 942 günlü reami söylevinde bu- lunan «Devlet ve millete söv- mek, milletin nefsine ve hükü- metine güvenini zehirlemek ik- tidarını kimseye vermemeliyiz» cümlesindeki egüvenini zehirle- mek> tâbiri üzerinde duraca- #am, çünkü burada biz, yâni - vazsız fakat kanuni muhalifler. tarafından yapılan mücadelenin esaslı bir noktası - belirmekte- dir. Cumhurbaşkanı «Milletin nef Bine güveni> ile «Hükümete veni» nı ayni gibi gösteri- yor ve her ikisinin zehirlenme- #inden bahsediyor. Gercekten ise bu iki-türlü pü 'birinden ayırmak gere- ön bizlerin huzu- başlıca ver kir ve bu Tunuza getirilmemizde #millerden biridir. Esasında var olan t haszkanınca da resmen itiraf e- dilen batakeılık, — soygunculük ve vurgunculuğun önlenilmeme si ve varlığımızı durmadan ke- Yirmesi, tabiatile ortada zehi: li bir hava yaratmaktadır. Bu duürüm ya halkın böyle bir mu- meleye lâyık olduğundan vey: hut hükümetin kifayetsizliğin- den 942 ileri gelebilir, Bay T. İnönü yılında kusuru halka yükl! ve daha sonra bu konu nuştur. Onun idi ası, kendi tâbiri kendisine kar- $ kullanılınca eMilletin nefsine güvenini zehirlemeğe» varır, bi- zim idd: se nöbet değişti- ren — hükümetlerin - kifayetsiz İdnselerden teşekkül ettiği yo- Tundadır. Bizce bir hakikat olan bu keyfiyeti ileri sürmek bil: kis milletin kendi nefsine venini sağlam tular. Millet esas olarak alınırsa biz bu gerçeği ifade etmekle yalnız yurt sever- lik göstermiş oluruz. Hukümet esas olarak alınırsa bizim yazı- larımız ong tenkid ve ikaza v vır. Ancak şundan eminim ki gavcının esag hakkındaki mü- talcasında görülen cihanşümul kukuki bilgi dahi milletin fer ükümetin esas olması ge- i isbata kâfi gelmez. * Hiç güphe yoktur ki «Millet suçlu, hükümet haklı» diye ya- zılar yazsak baş üzerinde taşı- nir, itibar içinde yaşatılır. ve yargıçlarla ancak hususi hayat ta tanışırdık. Aksini yaptığı- miz, yâni batakcılık, soyguncu- luk ve vurgunculuğun alıp yürü mesinden millet değil C. H, Par tist ve hlikümetin kifayetsiz! Bi sorumludur demekte ayak dirediğimiz için zatı âlilerile Banık sandalyesinde oturarak gerefyap oluyoruz. Devlet Başkanının keyfiyetl itiraf ve onunla mücadeleyi I- Jân etmesine rağmen kötülük- lerin önlenilmemesinden onun yanlış teşhise ve yersiz iddia- larının ne suretle âmil olduğu- 'mu göstermiş bulundum. Bizleri hâmiyeten mücadeleye Tarcbur kılan içinde bocaladığı- muz kötü durumun manevt âmil leri arasında şunları da anmak gerekir Her medeni lilkede çok önem verilen iki esaslı kaideye bizde rek saygı gösterilmemektedir. Bu kaidelerden biri siyasi ve resmi hayata giren bir kimsenin servefini aylıklarından tasarruf tan başka suretle arttırmama- sı ve yakınlarının arttırmasına —eydan vermemesidir Hattâ bir Ülke buhranlı bir devreye girer ve halkı yoksullaşma yolunda Lulunursa devletten ödenek alan «Büyüklerin» para arttırabile- cek durumda olmaları dahi ca- iz değildir. Onlar orta halli kim geler seviyesinde yaşıyabilecek kadar ödenek almalıdırlar, Sözü geçen kaldelerin ikincisi gudur:? Hiç bir devlet ve İdare edamı doğrudan doğruya veya dolayısile kendi emri- altında bulunan türlü devlet mücesese- Terile, bakanlıklar, evkaf, — özel idareler, belediyeler, vesalro gi- bi müesseselerle alış verişte bu- lunamaz ve yakınlarının da bu- Tunmasına meydan veremez. Bu iki kaldeyo saygısızlık er- Beç işlerin çığrından çıkmasına £cbeb olur. Çünkü bir çoklarını ecsaretlendirir Kismen sağlığında ve kismen ölümünde bütün varını yoğunu devlete ,genel menfaate, hâdım kurumlarına ve o vakit tek par- H olduğu için devletten farke- dilmesi güç olan C. H. Partisine terkeden Atatürk heplmize bü- 'yük ve dalma gözönünde tutul- Tası gereken bir örnek, bir dera vormlştir. Bu cihetleri belirttikteri son » Ya 1945 yılından itibaren kötü » lüklerin boyna artmasına rağmen Devlet Başkanının resmt söylev » lerinde onları anmaz olmuş olmae| gnn gebeblerini — anlatacağım. Bunların başlıcaları şunlardır: 8) Düzeltilemiyen bir durum -| dan bir düzüye gihâyet etmenin IZat ifade edeceği b) Belirmeyo başlıyan muhale- fete silâh yermek istenilmemesi €) Particlilik bakımından propal ganda ve seçim işlerinde istifade) edilecek kimselerin menfaatlerine) Gokunulmaktan ve onları soğutun Ürkütmekten çekinilmesi Devlet başkanının 1944 den son| Ta resmi söylevlerinde olsun vaz- geçtiği bu mücadeleyi devam et - tirmekte bizler gibi ayak direyen- lere karşı kızılmasının başlıca se- bebleri gunlardır: a) İş başındakileri dalmi —bir mânevi baslı altında — tutmamız 've halkın çektiklerinin tabit şey- ler olduğu yolunda ona — yapıl - mak istenilen miskinletici tenkit-| lerin yersizliğini meydana koyma, miz b) Bir çoklarının rahatını ka - çırmamız ve bir zümre — lehinde| ve halk aleyhinde hasıl olan mu- vazeneyi bozmaya çalışmamız €) Seçim ve propaganda işlerin) de hizmetlerine ihtiyaç görülen - lerin bu hizmetler - karşılığında, sağladıkları menfaatleri tehlike - 'ye koyarak bu gibilerini Ürküt - memiz ve onların gayretlerini a - zaltmamız Giriştiğimiz mücadele tabiiatiy- le hoş bir şey değildir, fakat o -| nun yapılması vatani bir zara -| rettir. Eğer bunu yurda — bağlı kimseler yapmaz ve her gün da-| ha çok ezilen halkımız bu gibi -| lerinden meyus olursa yabancı -| ya Alet olanlar bu durumu düş -| man Jehinde sömürürler ve so - nuç çok fecl olabilir. ler öyle bir raddeye gelmiştir| Ki artık onların daha salim - bir| yola girmesi veya büsbütün çığ - rından çıkması gerekmektedir, Bu dâva böyle bir anda huzu- Tunuza gelmiştir. Sayın Yargıç Vereceğiniz hüküm tarihi — bir, önem taşıyacaktır. Bunun sonu - cunda soyguncu ve vurguncula - 'rın ya rahâtı kaçacak, ya keyif - leri artacaktır. Yurdumuzda bun- lara karğı yazı vo sözle olsun mü cadele etmek hürriyetinin olup ol-| madığı da belirecektir. Buna göre de ya kötülülderin azalması isti -| kametine veya yıkımla neticele - necek olan aksi istikamete doğru, gidilecektir. Bizlerin cezalandırılmamız tçin ileri sürülen kanun! maddeler! t - Ki türlü anlamak mümkündür. I) İktidardakiler Tehinde an - layış: Buna göre yurdda durum na - kadar Kötü olursa olsun, her ten- Kldi, her hoşa g'tmeyen hakika - tin söylenilmesini suç saymak; zeselâ cİşler fena gidiyor> diyen Clursa eİşlerin gidişinden Bakan- lar Kurulü sorumludur, sen on -| darı sulzan altında - bulundurdun, al gu kadar hapis> demek. 2) Yardun menfaati lehinde an- layış: Halk eziliyor, maddeten ve mâ 'Zen tahribata uğruyor, hunu ön - lemeye ve hiç olnuzsa açıklama- ya matuf ner garret bir medeni Cesaret ve yurtseverlik — eseridir; teşvie edilmelidir yın Yargıç Sizi vicdanınızla, yurtseverlik telâkkinizle ve tariht sorumlulu - Bunuzla başbaşa bırakıyorum. Gıda madde- leri fiyatları- nin kontrolü Vali ve Belediye başkanı Dr. Lütti Kırdar dün kaymakamlık- Jara bir tamim göndermiştir. 'Tamimde ezcümle göyle denli- mektedir: <— Son teftişlerden alınan neti celere göre narha ve kâr haddi - 'ne tâbi maddeler üzerindeki mu- Takabe ve kontrol faaliyetlerimi - zin daha mücsasir ve müsmir bir hale getirilmesi gerekmektedir. Bugünkü durum, sorumlular 1 - çin cevaplandırılması güç bir ma hiyet ifado etmektedir. - Evvelco bildirdiğim üÜzero murakabe — işi, topluluğun geçim gartları ile alâ- Kalı, hayati önemi halz bir mev- Zudür. Bu önemli — vazifelerimi - zo lâkayd kalacaktarın kanun ve Mes'üliyek düygülarını bir daha tahrik etmek isterim.> Bu tamimdo kaymakamlâra ge- Niş salâhiyet verilmiş, lâkayd dav ranan Belediyo zabıtası memur - larının vazifelerine son B1 bildirilmiştir. Ayrıca müra - Iopların horgün fırınları dolaşa - rak ekmekleri, gramaj — ve kali- teleri bakım Kontrol etme - leri de bu tamime ilâye edilmiş - ndan verilme-| tir. SAYFA: $ iğile ilg ili mes'eleler: | Hikmet Bayur hakkında || Batı Birl e HŞ BATI iTTiFAKININ ASKERİ iŞ BiRLiĞi London Times'in askeri yazarı yüzbaşı Cyril Falls ayni zamanda Oksford Ünlversitesini askeri tarih profesörüdür. İkinci Dünya Harbi sırasında B.B.C. askeri muhabiri — sıfatile, harhin gelişmeleri hakkındaki tefsirleri gerek Büyük Britanyada ve gerek yabancı mem- leketlerde milyonlarca ir rükgel paktını imzalayan devletler, Büyük - Britan ya, Fransa ve Benelux devletleri, müşterek savunma- ları için askeri işbirliği tedbir- leri hakkında mutabık kalmışlar dır. Bu devletler bir araya ge- tirildiği takdirde, muazzam te- Tâkki edilebilecek kaynaklara sahiptirler. Şimdi bu kaynalda- rın koordine edilmesine girişil- miştir. Hepsi, hattâ en mürel- fehleri olan Belçika dahi, İkinci Dünya harbi zararlarından kal- kınm: çalışmaktadırlar. Bu devletlerden hepsi Büyük Bri- tanya hariç Almanların askeri işgali altında kalmış ve netice- de harb malzemesi istihsaline hasredebilecek az enerjileri kal mıştir. Nüfuslarına kıyasen — askeri kuvvetleri küçüktür. Bununla beraber bu memleketlerin bü- yük, modern endüstrileri, zeki, ve iyi yetişmiş teknisyen işcile- ri vardır. Hazeri — kuvvetlerinin talim ve terbiye derecesi umu- miyetle yüksektir. Bu itibarla, Büyük - Britanyanınkiler hariç, silâhlı kuvvetleri meycut bakı- mından büyük değilse de, mec- mu harb potansiyelleri muaz- zamdır. Koordinasyona doğru yapılan ilk adım bir askeri komite kuru- luşu olmuştur. Bu komitenin ö- devi bilhassa ilerideki muhtemci harekâtı plânlaştırmaktır. İkin ci adım müşterek bir genel kur- may heyeti ihdası - olmuştur. Kurmay heyeti ilgili memleket- lerin Savunma Bakanlariyle da- ima temas halinde çalışmakta- dir. üncü adım: Vahim bir harb tehlikesinin belirmesi halinde, fakat kana- atımca yalnız o zaman, üçüncü bir adım atılması lâzım gelecek- tir: Batı Avrupa silâhlı kuvvetle- rine bir başkomutan tayin edil- mesi, Bu takdirde bütün Batı Avrupa memleketleri için de bir karma genel kurmay ihdası lâ- zım gelecektir. Tabiatiyle bu takdirde, böyle bir teşekküle gi recek devletlerin sayısı niabe- tinde halledilmesi: icabeden en- geller de artacaktır. Fakat ka- naatimca, bu melhuz güçlükler den her hangi biri altedilmez mahiyette değildir. Bu genel kurmayı teşkil et- mek ödeviyle ilgili kanaatlarım gu merkezdedir: Lisan bilgisi bakımından kabiliyetleri göz ö- nünde tutulmadan, elde mevcut en iyi subaylar bu kurmay he- yetinde ödevlendirilmelidir. Fa- kat ayni zamanda küçük bir Milletlerarası Kurmay Koleji de ihdas edilmeli ve burada tedris edilecek konularda bir, kabul edilecek resmi dil - olmalıdır. Dersler bu dil üzerinden verilme lidir. Kanaatımca, - İngilizce ve Fransızca askeri terimler basi: olup, zeki bir adam birk içerisinde bu terimli bilecek kadar lisanı Bu konu ile ilgili bazı çevreler- de, tamamiyle koordine ediimiş milletlerarası bir ordu kurulma ı cereyanı kuvvetlidir. Fakat, acaba İngiliz, Frans':, Belçikalı, Hollandalı ve Lüksen burgluları hep bir arada ,ayni birliklere sokmakta hakikaten büyük bir fayda mevcut mudu Kanaatımca, ayrı ayrı birlikler kurulması daha faydalı olacak- tır. Karma birlikler kurulma- Bi teklifinin zayıf tarafını anlat- önünde tutmak la beraber, milletlerarası do- nanmalar veya filolar teşkil et- mek başka bir konudur. Zira bu takdirde, bu teşekküllerin müş- terek bir muharebe kodu bulu- nacaktır. Ayni şekilde milletler arası hava grupları da kurula- bilir. Müteakiben standartlaştırma meselesi mevcuttur. Kara kuv- vetleri noktat nazarından, bir tilmen veya tugayın mevcut ba- kımından birliğe müsavi olması mühimdir. Kuruluş ve bünye ba kımından tamamiyle egit olma- ları Jâzım değildir. Ayrı men leketlere mensup - birlikler tâ değişik taktikler - kullanmakta olup, buna müsaado edildiği tak dirde, muhtemel olarak bu bir- lik daha tesirli olabilecektir. Bu nunla beraber, müşterek gen bir doktrin mevcut olması lâ- zımdır, Harpten sonra ayni tarz da tâlim vo terbiye gören İngil- tere, Belçika, ve Hollanda ordu- ları için bu esasen tahakkuk et mlştir. Malzemenin veya — silâhlarla —— Yazan: n tarafından büyük bir İlgi teçhizatın — standartlaştırılması. da bilhassa kullamılacak cephak| ne tipi bakımından gon derece-i de şayanı arzudur. Bununla beraber, bu standart| laştırmanın tahakkakunu bekle-, ek ve o zamana kadar' hiç bir| Cyril Falls #ey yapılamıyacağını - ileri sür- mek saçma olur. Her halde İtal-i ya dahil, halen muhtelif Avru-| pa memleketlerinde kullanılmak | ta olan ağır teçhizat tipleri esa| sen ya İngiliz veya Amerika ya-) yapısıdır. Muhtemel yeni ortaklar; Diğer Avrupa devletlerinin de Brüksel İttifak andlaşmasını| imzalayan memleketlere - katıl- maları mümkün görülmektedir. Avrupa. memleketlerinden bir-| çoklarının böyle bir iştiraktan memnun olacakları ve ancak bu hareketlerinin başlarını der-' de sokacağından korktukları i- çin ittifaka girmedikleri anlaşıl maktadır. Fakat son harpten bir ders alınmıştır: Yalnız baş- larına kalmağa çalışan küçük H_Tekılık Mes'l İle takib edilmiştir. veya zayıf devletler büyük bir konfederasyona — sataşmaklanı çekinebilecek olan bir müteca- viz tarafından teker teker yutul maktadırlar. Batı Birliğinin bütün askeri zaaflarının, işbirliği yapmak ve- ya Atlantiğin öte tarafından yardım yapılmak suretiyle, sür atla giderilebileceğini iddia abes olur. Böyle bir işbirliği ve yar- dım' filhakika bu zaafları geniş ölçüde azaltabilecek mahiyette- dir. Fakat bu Zzaaflarin kökü fazla derin olup, ancak uzun bir Zaman muazzam gayret sarfiy- le tamamiyle giderilebilir. Memnuniyet verici cihet şu- dur: Şimdiye kadar asla teşeb- büs edilmemiş bir şeyi tahek- kuk ettirmek için ümit verici bir başlangıç yer almıştır. Ba terakkinin her hatvesi kıymetli olup, ilgili milletlerin, hükümet leri tarafından ilân 'edilen ide- allere uygun bir <ekilde yaşa« mak azminde oldukları anlaşıl« maktadır. Bazı fedakârlıklar ve büyük gayretler neticesinde, bir kaç yıl zarfında batı Avrupa« van savunma kudretini tamamiy, le değiştirmek ve geliştirme; eler Birleşik Amerikada Demiryolları —) irleşik Amerikada 1948 İC) yılında inşa edilecek - İan ve dahâ iyi, daha e- min, daha ucuz yolculuk sağla- yacak bir endüstriye yardımda bulunmak gayesile bir demiryo| Tu lâboratuvarı meydana getiril miştir. Şikagoda kurulan bu lâboratu varın gerek mekanik ve gerek- se elektrik bakımından olan bü 'tün araştırmalara büyük ölçüde kolaylıklar sağlayacaktır. Lâbo Tatuvarda tecrübe şeraitini kon| trol etmek için bir rutubet oda- B1 ve her türlü vagonların ma- nevralarına elverişli olacak kü- çük bir hat vardır. Yeni lâboratuvar, daha şim- diden üniversitelerle ve demir- yolları malzemesi imâl eden fab Tikatörlerle işbirliği yapan cı İstanbulda 20 bin şotör var Şotörlük mesleğinin bir disip - line bağlanması ve ehliyet tevziln de esaslı kontroller yapılması yo-, lunda ve Şoförler Cemiyeti teşeb- büse geçmiştir. Bu hususca Cemiyet Başkamı Halld — Çelen günları söylemiş « tir <— Bugün — İstanbulda — 20000 golör çalışmaktadır Bunların bir kısmi ise hakikaten motörden an layan teknik şoförlerdir. Soförlük mesleğine hemen her gün ae olduğu belirsiz, yalnız Be lediyeden enliyet aumış olan - 20- 30 kişi iştirak etmektedir. Şoför- lTüğü disiplin altına almak zarure ti günden #üne fazlalaşmaktadır. Bunun için Cemiyetimiz bir Şoför ler mektebi açmak kararını ver - miş ve teşebbüse geçmiştir. Şoför ehliyeti veren komlsyon- a Cemiyetimizin de temsil edil - mesl için yaplığımız — müracaat) Tmllabet netice ver z Diğer taraftan Tetanbul motör) Jü kara nakil vasıtaları ve Şo - förlerin 6 ncı Şube ile Cemiyet a- rasında ki işlerinin kolaylaştırı! - Taası için 6 ncı şube binasında bir 1s bürosu açmıştır. Dün açılan büroya 240 şoför mü racaat etmiş ve işleri büro yardı- | mi ile hemen halledilmiştir, İzmirde bir kamyon dev i, iki var İzmir: 2 (Hususi) — Bugün gehrimizde iki kişinin fect ge- kilde ölümü ile neticelenen bir kamyon kazası olmuştur. Öğle üÜzeri, Kemalpaşadan ü- tüm yükiyle İzmire gelen 35 plâka numaralı kamyon, Kavak hdere mevkiindeki Belkahve virajında devrilmiş ve goför mu avini, Halil ile yolcu İsmet öl- müştür. Hâdise hakkında tah- kikata başlanmıştır. düstri muazzam araştırma kay« naklarını inkişaf ettirecektir. Yeni lâboratuvarların bir kıs mı, nakliyat işlerile uğraşanla- rın «Amerikan ticaretinin bel- kemiği> ismini verdikleri — yük nakliyat servisinde kullanılan geliştirilmiş teçhizata hasredil Miştir. Nakliyat işleriyle uğra- ganlar, demiryollarının nakliyat Bervisini <Amerikan ticaretinin belkemiği> ismini vermeleri ga- yyet yerindedir. Zira, Amerika- daki çiftliklerin, madenlerin ve fabrikaların istihsalâtının üçte ikisi bu vasıtalar ile nakledil- mektedir. Birinci Dünya Savaşından be« ri bu alanda kaydedilen devam h gelişmeler, aşağıdaki netice- lerin alınmasına yol açmıştır. «Ortalama olarak bir vago- nun nakliyatı 653 metrik tondan 1000 metrik töna yükselmiştir. Yük trenlerinin sür'atleri yüz de elli nisbetinde arttırılmıştır. Ortalâama bir trenin — nakliyat randımanı saatte 7000 ton mi- linden 18,000 ton miline yüksel miştir. Ton - mili, bir ton yüs kün bir millik bir mesafeye nak ledilişi demektir. 1948 yılının ortalama bir gü nünde Birleşik Amerika demire yolları 1,800,000,000 ton - mili yük çekmiştir. Bu rakam, Bire leşik Amerikada yaşayan —her kadın başına hergün bir ton yükün 12,5 mile nakledildiğ; tekabül etmektedir. Birlegik Amerikada yük nak- liyatı bakımından elde — edilen gelişmede raylar da dahil olmak üzere bütün demiryolları nalze mesinin standard haline getiril mesile mümkün olmuştur. Hal- buki evvelce her kumpanyanın kendisine göre diğerlerinden ta mamen farklı bir ray döşeme sistemi vardı ve bu şekilde hig bir kumpanyanın vagonu aynt raylara uymuyordu. Böyle bit durum karşısında uzak mesafe- lere ulaştırılacak yüklerin ba« zan bir kumpanyanın vagonun« dan diğer bir kumpanyanın gönuna boşaltmak lâzimgeliyok du. Netice itibarile bütün bun lar nakliyatın - yavaşlamasına sebabiyet veriyordu. Bugün durum tamamen de« ğişmiştir. Birleşik Amerikanın herhangi bir noktasında yükle. nen her hangi bir malıCansda, Mexico ve Cuba da dahil olmale tizere Birleşik Amerikanın her« hangi bir yerine nakletmek hu« susunda hiç bir müşkülât çekil- memektedir. Halen bütün Ames rikan trenlerini bir birine bağ- lamak mümkündür. Ve her va- gonda ayni frenler, basamaklar yer almaktadır. Diesel motörlerinin günden güne daha fazla istimal edili: aliminyomdan inşa edilenler dahil olmak Üzere gayet hafif vagonların kullanılışı yük nak liyat içlerini büyük ölçüde art- tıran âmiller arasındadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: