21 Şubat 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

21 Şubat 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' Batı Birliği Komisyonu Londrada toplanan Batı Birli- ği daimi komisyonu, Birleşik Av- rupa teşkilâtının çeşitli organla- Yını kurmak üzere çalışmalarına devam etmektedir, Bilindiği gibi bu komisyon Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburgun Lon- dra sefirleriyle İngiliz Dışişleri Bakanlığının bir yüksek memu- rundan terekküp etmektedir. Bu komisyona Batı Birliği teşkilâtı esaslarını hazırlamak vazifesi aynı memleketlerin Dışişleri Ba- kanları tarafından yükletilmişti. Komisyon çalışmalarına — devam etmektedir. Şimdiden bazı nok- talar üzerinde ittifak hasıl olmuş tur: Askeri meseleler ne — ileri- ride kurulması tasavvur cdilen Avrupa meclisinin ve ne de Dış- işleri Bakanlarının salâhiyeti da- hiline girecektir, Bu tahditten bilhassa İngiliz mahfilleri şu fay- dalı neticeyi umuyorlar ki taraf- sızlığa sadık kalmakta ısrar cden Avrupa memleketleri de faraza İsviçrede böylece Avrupa Birliği- ne girebilirler. Diğer taraftan yeni kurulacak Avrupa Birliği or- ganları halen işlemekte olan her- hangi bir teşkilât ile tearuz ha- line girmiyecektir. Faraza “Pa- iste iki gün evvel toplanan yedi devlet Dişişleri Bakanlarından mürekkep ve Marshall plânından faydalanan devletleri ihtiva eden uluslararası kabine bu yeni teşki- 1ât ile rahatsız edilmiyecektir. Bir halde ki kurulacak Avrupa Meclisi daha ziyade hukuki, sos- yal ve kültüre ait Avrupa müş- terek davalarile meşgul olacaktır. İktisadi bahislere de muayyen gerçeve dairesinde ilgilenecektir. Amma bütün bunlar henüz proje halindedir. Bir Amerikalı gazetecinin ilşağtı: İyi haber almakla tanınmış (William Shirer) adlı Amerikalı muhabir Sovyet diktatörü Stali- nin Truman ile buluşması busu- sunda verdiği demeç hakkında şu bilgiyi vermektedir. Amerika ha- riciyesinin elde ettiği gizli ve sa- hih vesikalara göre Ruslar önü- müzdeki yapılacak herhangi bir dört dışişleri toplnatısında vey: hut başbaşa Truman ile aktoluna- cak bir içtimada — Almanyadaki bütün yabancı askerlerin derhal işgali ref'ederek Alman yurdunu tahliye etmelerini teklif edecek ve aymı zamanda bütün Alman- yaya şâmil Berlinde bir merkezi bükümet kurulmasını teklif ede- cektir. Ansızın böyle — bir teklif karşısında kalacak olan diğer dev letlerin mukabil ne gibi teklifler- de bulunabilecekleri takarrür et- meden böyle bir toplantının pol tika bakımından tehlikeli olabil; ceği tüşünülmektedir.Almanyanın bütün işgal kuvvetlerinden kur- tulması Garp ve Şark bakımla- rından ayni neticeyi doğurmıya- caktır. Ruslar Almanyayı terket- seler bile Polonya ve Königsberg dolayısile her zaman Almanyanın pek yakınında kalabileceklerdir. Amerikalılar ise Almanyayı boşal tınca Atlantik denizini aşmak su- retile çok uzaklara gideceklerdir, Binaenaleyh böyle bir tahliye, za- hiren müsavi şartlar içinde gibi Börünüyorsa da, hakikatte Sov- yetlerin çok lehinde olacaktır, Bu itibarla Amerikalılar çok ciddi te- minat almadan ve bu hususta et. raflı hazırlık yapmadan siyasi ma nevralara imkâün vermemek azmin dedirler. Çin Hindistanı ve Frans: Fransız Çin Hindistanında kan- l vakaların devam ettiği malüm. dur. Orada yerli halk istiklâl ar. zusile işgal kuvvetlerine karşı a- yaklanmış fdi. Fransa harb sonra- &ında zaif bir hale düşmüş olması 'a rağmen komünist İsyanı ve ce- Teyanı gibi göstermek İstediği bu milli harekete karşı asker! tedbir- ler almış ve vatanseverleri bas- kı altında tutmuştu, Fakat bu hareket tarzı Londra ve Vaşing- tonda iyi görülmüyordu. Nitekim Bimdi Fransa hükümeti Kan şeh- rinde istirahat etmekte olan eski Siyam İmparatoru (Bahuday) Macar kardinalı Hükümetle anlaşmak istiyor Mendszenty'nin teşebbüsünü Pıskoposlar he Budapeşte, 2- (a.2.) — <Afpr: Umumiyetle iyi haber alan ki- liseye mensup çevrelerde öğrenil. diğ'ire göre mevkuf — bulunduğu kapishaneden Piskoposlara gön- derdiği mektupta kardinal Mends vgenty, hükümetle deri bir an> laşms yapmaların: tavsiye etmiş- tir. Kerdinal Mendszeniy, serbest bulunduğu takdirde bu anlaşma nıa gerçekleşmesine fiilen yar- dında bulunacağım — ilâve et- miştir. Tokyoda Bir yangın neticesinde 2000 ev yandı 'Tokyo 20 (A.A.) — Ünited press; Şiddetli bir rüzçârın körüklediği yangın neticesinde Noshiro şehrin- âe 2000 ev yanmıştır. İnsanca ka- yıp yoktur. Habeş Başbakanı —— 937 de katliâğm yapan Grazia- ni'nin muhakeme edilmek üze- re verilmesini istedi Adisababa 20 (Ap) — Habeşis tan Başbakanı Endel Kachau, İGeneral Grazianinin 1937 Şuba- tında tertip ettiği katliâmdan dolayı mahkeme edilmek üzere Hobeşistana verilmesini istemiş- tir. Amerikadaki Türk öğrenciler radyoda konuşacaklar Atıkara, 20 (a.a.) — Halen A- metikada bulunan 'Türk öğren- çilerinden Fuat Tekçe ile Jale Ergunhan'ın Amezika tadyosun da yapacakları konuşmanın sı- atlerinde değişiklik olmuştur. Bu konuşmalar aşağıdaki saatlerde yapılacaktır: 21 Şubatta Türkiye 21 — 2115 arası, Yine aynı tarihte 24.30—24.45 arası, 22 Şubatta 2100 — 2115 arssı. Yüksek okullar kayak birincilikleri Barsa 20 (Telefonla) — Bugün U ludağda yapılan yüksek okullar a tası kayak müsabakalarına — inişte A katagorisinden Aydın Aycan (İs tanbul) birinci, B katagorisinden Abdürrahim Toksu (İstanbul) bi- rinci, Nurl Yüce (Ankara) ikinci, Halük Atam (Ankara) üçüncü, Filalom A katagorisinden Aydın Aycan birinci, B katagorisinden Kâmil Kiper (Ankara) birinci, Ha lük Atam ikinci, Nuri Yüce üçün- cü gelmişlerdir. İ ile konuşmalara başlamış ve es- ki imparatoru müzakereler Parise davet etmiştir. Bahuday, dün Parise varmıştır. Yakında, memleketine kadar seyahat edcek ve makul esaslar üzerinde Fran- sızlarla anlaşabilirlerse iktidarı e- le alacaktır. Asya milletlerine hür riyetlerini vermemek hususunda taassup göstermek boş yere kan dökmeğe müncer oluyor. Yirminci asırda hâlâ on dokuzuncu asır &Ö- Mürgecilik zihniyeti yürütülemez, Hollandalıların da Endonezyada bu hakikati anlamaları çok yerin- de olur. Fakat Lâhey Meclisi hâ- JIâ cumartesi içtimaındı tin Cavada tatbik etti politikasını (15) muhalife karsı (85) muvafıkla kabulde inat ve ısrar etti. Hollanda ve Fransa- 'nın asrın hakikatlerini daha iyi kavramaları temenniye Çünkü şiddet politik komünizmin ekmeğin mektedir, saatiyle DİPLOMAT y'eti beğenmedi Gene ayni çevrelerden bildiril- diğine göre Kardinalin teklifleri hakkında bir kara-a varmak Ü- zere Piskoposlar beyeti $ gön bir toplantı toplantıya iştirak etmriş olan pis- kcposlardan bir kısmı Kardinalin noktaj nazarına işttrak etmemiş- ler ve bu yüzden giskoposlar kon feransı geri bırakılmıştır. Resmi çevrelerd; bu hususta r hangi bir malümat verilmek len kaçınılmaktadır. Arrupa ilâ İngiltere Mauş tüneli ile bağlanacak he | “Londra 20 (Nafen) — İlk defa olarak Napolyon — devrinde ortaya atılmış olan Manş Tüneli fikri Batı birliğinin kurulması ile yeniden kuv vet bulmuş bulunmaktadır. 1930 senesinde bu tünelin 25 mil yon İngiliz İirasına mal olacağı tahmin ediliyordu, Şimdi ise tüne- Ji 45 ile 65 milyon sterling ile vü- vude gelebileceği ileri sürülmekte- &ır. Şimdiki projelere göre bu tünel-, de iki yol bulunaca't ve ancak elek- talkli trenler burada — işliyebllecek- tir. 'Düneller Manş denizi dibinin 50 zactre altında bulunacak ve Atom bombasına karşı da mahfuz bir yer teşkil edecektir. T. Banguoğlunun kardeşi dün vefat etti Emniyet Sandığı sabık müdür- lerinden, Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu'nun kardeşi Salih Banguoğlu dün sabah ha- yata gözlerini yummuştur. Merhumun cenazesi bugün Maç kapalas 4 mumaradaki evinden kaldırılıp öğle namazı Teşvikiye camlinde kılındıtan sonra Edir- nekapıdaki aile Röbristanına def- nedilecektir. Merhuma, Tafırıdan - rahmet; kederli 2ilesine baş sağlığı dile- riz. Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu da dün uçakla şehri- mize gelmiştir. Linyitlerin işletilmesi için tetkikler yapılacak Ankara, 20 (Hususi) — Lin- yitlerin işletilmesini inceleme; İstanbul miştir. Bursa - Mudanya sökülerek bu — işletmeğe kararlaşmıştır. memur bir heyet, a git- Yukarıdaki resim Fongrelerini yapan Kanatlılar C aN Yazan: KADİRCAN eclistekiler onu dılar Görelim seni, ey Hattaboğ. Dediler. Ömer hemen evin gitti; kılıcını kuşandı; Muhamme din bulunduğu eve doğru hızlı H6 yelE koyuldu. 'Nuaym heyecana kapılmadan | —O günlerde «Tâhâ> - suresi in- tiyah kaşlı e ğ — Ey Ömer, hele dur, beni bı-| bir kâğıt üzerine yazdırmışlar; | Mıî m[_cmu'jman, gözleri| —- Arap kavminin arasına ay-|rak, Kızkardeşin âme ile ko-| Hubab bin Hâris'i çağırmışlar; ha GeL SÜD OUĞ f-ıhlk düşüren Muhammed'in vü-İtası Sald bin Zeyd'i gör; onlarona okutup dinliyorlar; ezberli- kızarmıştı; uzun” bamklani etten |cudünü dünyadan kaldırmağa gi-|da Müslüman olmuşlardır. yorlardı. Tun Bo n burıkları ve u dyonun, Ömer inanmadı Ömer sokağın köşesini döndü; u. muypun heybetini arttırı-| Nuaym onun yürüyüp geçıno | — Yalan söylüyorsun! evin önüne geldi; içeriden bir ses du. Her halile bişmarla yürüyor-İsine vakit bırakmadan dedi kiz| Dedi. Nuaym sesini yükseltti: |duydu. Bunlar gayet güzel Böz- Sında bie ai binlerce insan ara , — Ey Ömer, z0r bir işe gm.,_,î — Bana inanmazsan sorup s0-|lerdi; fakat henlz hiddetine ga- bahalyeti Vaç Böze çarpan bir |sin. Muhammed'in adamları onun | ruştur; anlarsın! lip olmadığından yanaşmadı; bel b #labü uîıunlf,“»w“ ye|başı ucunda dolaşıyorlar; yanı:- Nuaym doğru söylüyordu. Pey|ki de daha çok kızdı; hızlı hızlı dan dalgalanıyordu, Beei Tüzgür 'na kimseyi sokmuyorlar. Ona za-| gamberin allesi ve akrabası kala-| kapıyı vurdu. Can dolaşarak uçları Y uzun İfer bulmak güçtür. Farzet ki öl-| balıktı; bunların hepsi Müslüman | — Fâtime, Ömerin vuruşunu ta- ol tarafından birleşen askısı parlak- ti ve Fevvetli iri elile geniş ağ İt uzun kılıcının kabzasını tutu yordu. -— KAFLI Ömer yolda Nuaym bin Abdul lah'a rastgeldi. Nuaym onu bu halde görünce merakla sordu Ey Ömer, böyle çabuk ça- buk nereye gidiyorsun? dürdün; Hâşim oğullarından ve Abdülmuttalip oğullarından ga- kınmaz mısın? Onlar seni sağ komazlar, Ömer büsbütün kızdı. İ Te'rika No. — Benin de onlardı n olduğun anlaşılıyor. Öyle ise önce işini bitireyim ! Diye bağırdı ve kılıcına el at . “HAZRETİ ÖMER '& olmamakla beraber Arab âdetle- rine uyarak kan dâv r; mutlaka H irini öldüreceklerdi za büyüyecek, S1 güdecek nilesinden | böylece kav | harb halini ala- | tahaisi | Cumarte 3! cihi Kürkuş ile bir arada gösler mekted'r. XENİ SABAR Bevin, Çaldarisle bugün görüşüyor — Amiral Conoliy de Londraya gitti Paris, 20 (a.a.) — <Afp>: Yunan Dışişleri Bakanı Çal- daris, Pariste 48 saat kaldıktan sonra bu sabah Londraya git- miştir. ; Londra 20 (a.a.) — «Lps>: İngiliz Dışişleri Bakanı Bevia yarın Yunan Dişişleri Bakanı |Çaldarisle yapacağı mülükatta, İ Akdeniz havzasının - güvenliğini teşkilâtlandırmak Meselesini gö- rüşecektir. Londra, 20 (aa.) — «Afp>: Doğu Atlantik ve Akdeniz A- merikan donanması Başkomutanı Amiral R. L. Conolly, bugün Nevyorktan Londra hava meyda- nına gelmiştir. Bulgar milli marşı değiştiriliyor Londra 20 (B.B.C,) — Bulgar ka- binesi, yeni bir milli “marş hazır- Janmasını kararlaştırmış ve alâka- | “arlara emir vermiştir. Mr. Hold geldi İngiliz Kültür Heyeti Müdür vekili Mr. Hold, dün şehrimize gelmiştir. Mr. Hold İstanbulda muhtelif konferarslar verdikten sonra An karaya gidecektir, ve komün övyet önderlerinin yar S yılma tekniklerinin se- bebiyet verdiği dünya güçlükleri bir Amerikâh işbirli- ği olan Birleşik Amerika Tica- ret Odasının milletlerarası siya- Si ve içtimat meseleler komite- sinin raporuna mevzu teşkil et- miştir. Raporda sözü geçen müşkilâ- tın komünist rejiminin ilk felâ ketzedelerini teşkil eden Rus milleti tarafından yaratılmadığı muhtelif sebeblerden ileri gel- mekle beraber müşkilâtın baş- hca sebebleri, diğer milletlerl: olan münasebetlerin idaresinde komünist önderliğinin tavır ve hareketleri olduğu belirtümek- tedir. İ — Rapor göyle devam etmekte- günü Eminölü — Halkevinde emniyeti üyelerini Başkanları Ve- cak, belki ömerin bütün allesi ve akrabası imha edileceklerdi. at Ömer bir defa karar ve- rince asla dönmezdi;. - Mekkede onun kadar cesaretli ve cüretli bir insan daha yok gibi idi; bir fedal olarak ortaya atılmıştı. Bununla beraber kardeşi Fâti- me ile eniştesi Said'in Müslüman lığı kabul etmiş olmalarına ihti- mal vermiyordu. Merak etti ve yolunu değiştirip gitti, onların evine nıdı; bununla beraber pencerenin kenarından baktı. Yanılmamıştı; Ömer kılıcını kuşanmış - olarak gelmişti. Sabırsızlandığı halinden belli idi Siyaset Dünyası Amerika ticaret odası Oda'nın siyasi ve içtimai mes'eleler komite- sinin bir raporunda komünist liderlerin dünya güçlüklerine sebebiyet a Sapan Taşı Isabeti nabz! Halk Partisi Genel Sek- reterliği İtalyan ve Fransız Anayasalarını tercüme et- tirmiş, tetkik için alâkalıla- Ta vermiş. Söylenip duru- S yor: Anayasayı tâdil ede- cekler. Evvelâ — itiras - etmeğe kalktım ve: <Neden Ame- vika değil de İtalyan Ana- yasası tercüme - ettirilmiş>| diyecek oldum amma sonra Halk Partililere hak ver- dim. Bilmem siz de dikkat ettiniz mif Bizim İtalyan- larla garip bir şekilde ta- lih ve tarih benzerliğimiz var: Geçen harbden sonra İtalyaya tek parti hâkim oldu, keyfi idare se- nelerce devam etti. Tıpkı dizdeki gibi. Bu harbin sonunda — Fa- sişt partisi yıkıldı; memle- kete milleti temsil eden cok partili idare hâkim oldu. Biz, henüz, hakiki bir âşçi ve çiftçi partisi kuramamı: sak da tıpkı İtalyanlar gibi hareket etmiş, Nasraddin Hocanın eski ayları gibi Halk Partisini kırpmıs kırn mıs orlaya çok partili bir Tejim cıkarmısız. Binaenaleyh bize ancak böyle diktatörlüğün elinden kurtulmuş bir milletin Ana- yasası örnek olabilir. Bu isabetli - seçişleriyle Halk Partililer ne kadar ö- vünseler yeridir. Ertuğrul ŞEVKET Ka biraz ist liderler rdikleri belirtiliyor Ve diri «Sovyet liderlerinin in: lığa, ) diğer milletlerin an'anevi haklağme, milletlerarası adalete “ve Batiğa cebir yerini tutan prensiplire karşı olan söygüafi gayetydzdır. Sovyet rejiminde bu v& bu gibi maddelerin kom- bine edilmesi, Sovyet tehdidini gerek emniyet ve gerekse bün- ye itibarile batı cemiyetine, modern tarihte yer alan en teh- likeli Ve en şaşırtıcı durumu teş kil etmektedir. Kremlin, sade- ce kuvvete ve ancak kuvvet saygı gösterir. «Sovyet önderleri Birleşik A- merikaya ait iki tasavvurun or taya attığı hakikate kanaat ge- tirmiş olmalıdırlar. Evvelâ, Bir- leşik Amerika söz ve hareket İ- tibarile gerek tecavüzü ve gerek se sükünete sevkeden yolu ber taraf edecektir. Saniyen, Birle- şik Amerika sadece kendi mü- dafa imkânlarını inkişaf ettir- mek değil, fakat ayni zamanda iktisadi işbirliğine katılan bü- tün milletlerin gerek iktisadi ve gerekse askeri bakımdan ken di yardım edebilme leri hususunda yardımda bulu- nacaktır. Rapor, «Sükünetsizlik ve batı Avrupaya yardım olarak iki si- yeseti destekliyen Birleşik Ame rikanın Rusya ile hakiki ve su haller bakımından müzake- relerde bulunmak hususundaki gayretlerini ve Birleşmiş Millet lerin manevi kuvvetinin idame ettirilmesi» esasını belirtmekte dir. «Beyannamenin ileri sürdü- Bü esaslara saygı göstermek zımdır, Müzakerelere iyi niyet- lerle devam edilmelidir. Fakat kendilerin, Ti koca hemen Kur'an yap-! rağını bir tarafa sakladılar; Hu- bab'ı da bir. köşeye - gizlediler. Sonra genç kadın kapıyı açtı. — | Ömer içeri girer girmez gürle- | di — Dışarıdan bazı sesler düy- dum, Okuduğunuz neydi? ÖMERİN HİDDETİ Gerek Sait gerek Fâtime adı ta taş kesildiler, bir kaç sanlı öyle kaldıktan sonra birbirleri nin yüzlerine baktılar. Bu halle- rile Eyvah, ne desek acaba? Diye fikir soruyorlardı. Ömer abırsızlandı — Size söylüyorum, ne yordunuz? Diye üzerlerine yürüdü, bir a- dım yaklaştı, elini kılıcının kab- zasına attı, Sait kendini topladı ve mümkün olduğu kadar sâkin görünerek cevap ve — Bir şey okumuyorduk; bir #ey yok! oku |Batı ti Gleminde teşekkül ıı:g eder gibi görünen mü- teaddit gruplaşmaların çokluğu bir çok kimseleri şaşırt makta ve müphem endişelere sevketmektedirler. Batı ittifakı, Atlantik ittifakı, Kuzey Atlan-' tik paktı ve Brüksel paktı gibi isimler duymaktayız; ayrıca ma halli paktlar ve İngiliz impara- torluğu camiasına dair haber- ler de duymaktayız. Bir çokları- mızın zihninde şu sual canlan- maktadır; Bütün bu andlaşma- lar arasındaki münasebet ne- dir? Bu andlaşmalardan hangi- leri daha önemli ve hangileri nisbeten daha önemsizdir? Tereddüde düşenleri gayet i- yi anlamaktayım. Avrupalı poli tikacılarımız arasında, rumuz ve isimlerden müteşekkil yeni yeni kombinezonlar icat etmek Suretile herkesin hoşuna gitme- ğe çalışmak hususunda bir ce- reyan mevcuttur. Bundan baş- ka, bel kemiği, eti veya her han gi bir adelesi bulunmıyan siya- si devler yaratmağa çalışmak hususunda da bir cereyan mev- cuttur. Fakat, 1946 - 1947 nin korku ve gerginlik devresini ha- tırlıyanlar için bu cereyanların hikmeti kolaylıkla kavranacak mahiyette ve tabiidir. O devirde görünürde Batı Avrupa birdenbi- Te uyanmış ve karşısında, hayatı- 'nı tehdit eden bir canavarın di- kildiğini görmüştür. Harbden sonra muhtaç olduğu istirahat içinde hâlâ yarı uykuda olan Batı Avrupa o zaman kendisini hem zayıf ve hem yardımcısız hissetmekte idi. O zaman cana varı korkutup kaçırmağa çalış- mak için dualara ve âyinlere başlamıştı. İşte bizleri hâlâ en- dişeye düşürüp şaşırtan rumuz ve isimlerin bazıları o devirden kalmadır. Savunma ve ekonomik andlaşmaların temelleri Fakat 1948 yılının sonlarına doğru artık bu şeyler hakkında tamamile açık konuşulabilir. Ba tı Avrupa şimdi zihniyet itibari le ve dostları bakımından Fâfi derecede kudretli olup, henüz pek yakınlara kadar hem zayıf ve hem de korku içinde bulun- duğunu itiraf edebilir. Bu isim- ler ve grupların da arkasında bir kudret mevcuttur. Batı Bir- liğinin savunma ve ekonomik Birleşik Amerika, müzakerele- rinde daima kudretli olmalıdır asla zâfiyet göstermemelidir. Dünyanın hür milletleri arasın- da, müşterek bir dâvada birleş- miş kuvvetlerinin müstakbel te- cavüzleri durdurabileceği ve dur nda emniyet yaratmak bize düşen bir vazifı dir.» Bifleşik Amerikanın tenvir edilmiş şahsi menfaati, kendi kendini destekliyen ve idare e- den milletlerden müteşekkil mü tevazin bir dünyaya ihtiyaç gös termektedir. Birleşik Amerika, yabancı memleketlere yardımda bulunurken, diğer milletlere dik te etmek değil, sadece yardımda bulunmak arzusunda olduğunu isbat etmelidir. Ayni zamanda, milletlerarası, kanunu takviye etmeğe muktedir olabilecek bir Birleşmiş Milletlerin inkişafına katilmak hususunda iyi niyetle- rini göstermelidir. Komünist hareketinin kökü, modern endüstriyalizmin muğ- laklığındadır. Askeri kudret, sa vaşa mâni olabilir. Fakat, bu ve siyasi hürriyetin korunması icabediyorsa, bunun nihaf sureti hallini yeni tekniğe, endüstiiyel ve içtimat gelişmelere lüzumlu ıslâhatı yapmak bakımından Ba tı cemiyetinin fıtri kabiliyetinin tatbik edilişinde aramak lâzım- dir.> Burada başka kimse yok mu? Benim işittiğim ses sizin se- sinize benzemiyordu. Saitle karısı yeniden sarardı- dar; İkinci bir. kabahatlerinin meydana çıkmış olmasından kor- kuyorlardı. Fakat kaybedilecek zaman yoktu, Ömerl yatıştırmak veya atlatmak Jâzımdı; o, kolay kelay yatıştırılacak adam değ'i- di; hele atlatılmasına — imkân yektu. Salt yine inkâr etti: — Yanılıyorsunuz, ey Ömer! Burada yalnız ikimiz varız! Ömer, gözlerine kadar inanmamıştı; yeniden par- ladı. onun zerre Demek ki işittiklerimiz doğ ru , miş. Siz de Muhammed'in sihrine aldanmışsınız! Diyerek Saldin yakasından tut tu, silkeledi ve yere attı. Fâtime, telâş ye heyecanla Ö- merin önüne geçti; kılıcını çektp vurmak istese kendisini kocasına Biper edecekti. Ömerin . hiddeti esla yatışmıyordu. Elini kaldırdı ve kız kardeşinin yüzüne dehset- N bir tokat attı; kadın bir çığlık attır Diye kekeledi. Ömer odava göz attı: (Devamı var) kökleri tahrib edemez. İktisadi | L — Va S Donalıi Me Lachlan andlaşmaları temelleri atılmış- tır, karşılıklı vaitler ve fedakâr lıklar teatisi neticesinde itimad kurulmuştur. Şimdi idrâk etmek teyiz ki, iki şey malüm olmadan bu gelişme imkânsızdı. 1— Birleşik Amerikanın uzun bir devre için, doğudan gelebi- lecek bir taarruz karşısında Ba- tı Avrupanın güvenliğini garan- ti edip etmiyece; 2 — İngiltere İmparatorluğu camiasının, Büyük Britanya ta- rafından Avrupalı komşulara verilen teahhütleri destekleyip desteklemiyeceği; 1948 yılının son ayları zarfın da bu konulardan her ikisi be- lirmiştir. Demokrat Mr, Marshall ve Cumhuriyetçi Mr, Dulles, gayrı resmi olarak, kâğıt üstünde de- il, fakat muhavere — sırasında, Pariste, Birleşik Amerikanın ha len iktisadi yardım yapmakta olduğu ileri gelen memleketler- le, böyle bir arzuyu göstermele- ri halinde, bir savunma ittifak andlaşmasına gireceğini açıkla- mışlardır. İngiliz Dominyonları Başbakanları da geçenlerde Mr. Bevine siyasetini tasvib etmek- te olduklarını ve bu siyaseti des tekliyeceklerini beyan etmişler- dir. Birleşik Amerika ve - İngiliz camiasını bu kararı almağa sev keden nedir? Her halde, bunun da önemli biz rol oynamış olma- sına rağmen, Mr. Stalinin Dışiş leri Bakanlığının mütecaviz ve diplomasisi değil. il, son harbden edini- ler neticesinde, mil- letlerarası münasebetler ölçüsü nün değiştiğinin idrâk edilmiş olmasıdır. Artık hükümetler si- yaset, ekonomi ve savunma me- selelerini sırf millt ölçülerle de- ğil, mahalli bir esas üzerine mü talea etmek zorundadırlar. Mo- dern silâhlar, modern ulaştırına modern ticaret ve piyasaların bünyesi devletleri, kendilerini daha büyük ünitelerin birer kıs mı olarak görmeğe zorlamıştır. Bu birliklerin hayati menfaatle- ri müşterek olup böyle kalması muhtemeldir. Bu idrâk bilhassa, müşterek sosyal, entellektilel, dini ve siyast gelenekleri olan devletler arasında kuvvetli ol- muştur; hattâ Fransa ve Alman ya gibi iki eski düşman arasın- da bile gelişmiştir. Bu bakımdan, çoğu aslen Av- rupalı olan Amerikalılar ve Ka- nadalılar için bu mahalli teşki- lât fikrini kavramak ve bunu bir realite haline sokmağa ça- lışmaktan daha tabii bir gelişme olabilir mi? Kuzey Atlantik pak tı fikri ilk defa olarak Belçika Başbakanı M. Henri Spaak ta- rafından umumi bir toplantıda zikredilmiştir. Fakat bu fikir bilâhare bir Fransız - Kanada- h, M. St. Laurent - tarafından İngilizce bir demeçte uzun uza- dıya işlenilmiştir. O zaman M. St. Lurent, Kanada Dişişleri Bakanı bulunmakta idi. Şimdi Kanadanın Başbakanıdır. Bu demecinde M, St. Laurent, Kanadanın esasen, İngiliz cami- ası dolayısile Büyük Britanya- ya ve 5 yıl süreli bir savunma paktı dolayisile Birleşik Ameri- kaya bağlı bulunduğunu belirt- bu kuzey Amerika nü- vesinin pek tabit bir şekilde de- nizi aşıp, Batı Avrupa ile irtibat tesis etmesi lâzım geldiğini, Ba- tı Avrupa beka ve refahının ge- rek Kanada ve gerek Birleşik Amerika için hayati bir önemi haiz olduğunu beyan etmiştir. Fikir yekten 'muazzam bir sİ: yasi ve askeri önem iktisap et- miştir. Son Harbde Kanada ve Amerika demokratik kuvvetle- rin büyük ikmal üsleri ve silâh fabrikaları rolünü oynamışlar- dır, Bu iki memleketin, geçen Martta Brüksel ittifakını imza- lhıyan devletlerle bir. bölge sa- vunma andlaşmasına girmeleri halinde, Batı Birliğinin daha Bağlam ve geniş bir temele da- yanacağı düşünülmüştür. Bir Atlantik paktı Avrupada emni- yet hissini uyandıracaktır. Böy le bir emniyet hissinin yoklu: ğunda ise, milletler için çok ça- lışmak veya âti için cüretli plân lar hazırlamak güçtür. Bu İti- barla böyle bir paktın müzake- re edilmesine başlanması dahi Avrupanın - zihniyeti - Üzerinde muazzam bir tesir husule geti- receği belli olmuştur. Ve şimdi bu tahakkuk etmektedii geriye kalan iş şudur: Y merikan hükümeti, Birleşik A- merikanın kuzey Atlantik sal li üzerindeki diğer devletlerle bir mahalli ittifak andlaşması- na bağlanmasını kongreye teklif edecektir. Fakat gelecekte de bazı güç: lükler mevcuttur. — Evvelâ bu dlaşma ne derece gumullü ©- lacaktır? İskandinavya memle Dek SAYFA: ? Birliğile I1 gili_Meseleler Batı ve Atlantik İttifakları ketleri İspanya ve Portekize teş mil edilecek midir? Batı teşmil edilip garanti edecek midir? Bariz olarak, İs- veçin tarafsızlığı, Norveçin Rus yaya yakınlığı, — İspanyadaki Franko reğimi, Almanyanın ge- leceği hakkındaki kararsızlık birer engeldir. Bundan başka bence tereddü- dü mucib olan diğer bir nokta da şudur: Bu paktın daha da büyültülmesi lâzım mıdır? Yu- karda zikrettiğim — memlekntler- den hiç biri kudretli bir devlet değildi. Fakat dahil olmaları halinde, Atlantik paktı hül metlerinin kaynak ve strat plânlarının geniş bölgelere y yılması icabedecektir. Kuvveti yaymak ise umumiyetle bir za- if kaynağıdır. Bundan — başka bu pakta dahil memleketlerden her biri de, gelecekteki her han- gi bir düşmanın kendi öz milli sınırlarında durdurulacağının ga ranti edilmesini istiyecektir. Fakat kanaatimce bütün bun lar müstacel mahiyette mesel: ler değildir. Şimdiki halde el- zem olan, Batı Birliğinin nüve« sini teşkil eden Büyük Britan- ya, Fransa ve Benelux memnle. ketlerinin kuvvet ve - birliğini sağlamaktır. Bu kuvvet ve birlik Amerikâ- hi ve Kanadalıların kudretiyle desteklenmelidir. Bu cihet ta- hakkuk ettikten sonra gelccek için plânlar yapmak mümkün- dür. Amerikan ve İngiliz kuvvet leri Almanyada bulundukları müddetçe, otomatik olarak ken dilerini — sürüklemiyecek olan Batı Avrupanın her bangi bir kısmına taarruz olamaz. Bu i- tibarla İsveç, İspanya ve İlal- yanın güvenlikleri şimdiden fii- len Almanyada korunmaktadır. Birleşmiş Milletler Anayasası icapları Atlantik paktı fikrile ilgili, umumiyet itibarile gözden kaçı. rılmakta olan gayet önemli di- ğer bir nokta mevcuttur. Ne İn- giliz ne de Amerikan hükümet leri Birleşmiş Milletler Teşkilâ- tını dağıtmak arzusunda — değil- lerdir. Her iki hükümet teşkilât anayasasına uygun hareket ar zusundadırlar. Mahalli savunma yı teşkilâtlandırmakla yasanın cevaz verdiği ve hakikatte tav- siye ettiği bir şeyi yapmaktadır lar. Ruslar ayni şeyi ve hattü çok daha fazlasını Doğu Avru- pada yapmışlardır. Demokratik hükümetler arasında - tertiple- nen mahalli savunma andlaşma ları mahiyet bakımından müte- caviz olamaz. Atlantik hükümet leri, İspanya ve Portekiz hariç, kelimenin bizim anladığımız mâ nasile, demokrattırlar. Bu itibarla bu yıl tahakkuk ettiği zaman, Atlantik paktı, kuvvetli ve daimi siyasi kuvvet ler ve fikirlerin raahsulü olacak denilebilir. Rus siyaseti son har bin Ssonundanberi savurmakta olduğu tehditlerle bu paktın ku ruluşunu tâcil etmiştir. Kanaa- timce bu pakt daimi bir mahiyet alacak ve askeri bir ihtiyat ted- biri mahiyetini aşıp çok gelişe- hakiki bir siyast ittifak şeki sür'atle alabileceği bence şüphe- lidir. Mantıkt olarak hareketin federal esasa dayanan bir böl- ge hükümetine doğru gelişmesi lâzımdır. Fakat Amerika ile Av rupa memleketlerinin buna ha- zar olduklarını zannetmiyorum. Bununla beraber ittifakın büyü yeceği muhakkaktır. Şimdiden ticaret ve diğer ekonomik faa! yetlerde bölge işbirliği büyü- mektedir. 1918 i takib eden 80 yıllık devreyi hatırınıza getirin ve bu- nu 1945 tenberi kaydedilen te-. rakkiye mukayese edin. Bu 2y- lar zarfında Amerikan İnfirs:- çılığının sona erdiğine, İngiliz dış siyasetinde bir inkılâbın yer aldığına şahit olduk. Ayni de re zarfında İngiliz camiası Batı Avrupa ile ortaklık tesis etmiş ve Batı Birliğinin temeli atılmış tır. Kuzey Atlantik paktı fikri bütün bu neticelerin sonucudur. Bartında bir hakaret dâvası Bartın (Hususi) — Geçen Tent muz ayında yapılan Demokrat Parti mitinginde bir nutuk söya liyerek bir iki fıkrasiyle Bartıa gazetesi sahibine hakarette bulu- nan manifaturacı Hüseyin Ars. lanbülük aleyhine Cemal Aliş ta rafından açılan dâvanın her saf- haşı bildirilmişti. Duruşmaya geçen Salı günü sulh cezada devam edilmiş, bazi tanıklar dinlenmiş ve " bir. nok. tanın Demokrat Partiden sorul- masını ve dâvacı tarafından kâ« sit delillerinden biri olarak ilerl sürülen bir gazete nüshasının 1b razı için yargılama başka güce bizakılısıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: