15 Mayıs 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

15 Mayıs 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

( IKTIBASLA R Almanya neden mağlüp olmuştu? Çeviren: Nazım Kemal ON yt Nat 1048'de, gece 'yarısından Bönra, RAF. teşekkülüne mensup 600 ağır bombardıman uçağı, Şimal deni- zinİ semsizce aşmıştı. Ertesl gün fagiliz hava bakanlığı, Almanya- da, uçan bombaların imal edildi-| ği Peenemünd istasyonuna müt hiş bir hava akınının yapıldığını bildiriyordu. Bu haber, ikinci Günya savaşının kaderini tamami do değiştirecek olan #evindirici bir haberdi. Bununla beraber İn- Bilizler bunu, Nazilerin hezimete uğradıkları tariho kadar gizli tut- mağa çalışmışlardı. Filhakika 1943 ilkbaharında Birleşmiş Milletlerin - giriştikleri Müteaddit hava akınları, Alman jyanın her tarafında derin rahne- Jer açmıştı. - Naziler, düşmanın bombardımanlarından kurtulmak kaygusiyle Londra Üüzerindeki hava hücumlarını durdurmak ve v uçaklarını çoğaltmak mecbu- Tiyetinde kalmışlardı. “«Alman ha- a komutanlığı isö; her felâkete Tağmen, taarruz hevesiyle çırpı- nan Alman halkınm arzusunu ye- rine getirmek için, uçan bomba- Jar ve uzun menzilli füzeler kul- Janmayı uygun bulmüştu. Bu maksatla Hitler, Luftwaffe- nin en usta teknisyen ve mühen- dislerini Peenemünd'a göndermiş- üü. Burada, seri halinde uçan borm balar ve füzeler imal edilecekti. Göbbela de dahil olduğu halde, bütün Alman #siyaset adamları, bu «Gizli silâhlar» sayesinde, har bin, 24 saat zarfında sona erece- ğini vehmediyorlardı. Halbuki Temmuz 1943 de, İn- gilterinin gizli istihbarat servisi, Peenemünd istasyonunun, gizli Alman silâhlarının bir tecrübe sa hası olduğunu öğrenmişti. İngi- liz keşif uçaklarının verdiği ra- porlar, R.A.F. nin bütün dikka- tini bu istasyona doğru çevirmiş- lerdi. Bunun üzerine hava mare- gali Harris, Peenemünd'a sürpriz- N bir hava akını yapmağa karar vermişti. * GAFİL AVLANAN NAZİLER Zafer rüyalariyle sarhoş - olan Naziler, Peenemünd. istasyonunu Adeta unutmuşlardı. Halbuki İn- giliz pilotları, burada yaptıkları Müteaddit keşifler sırasında, bom — bardıman edilmesi gereken - üç| Mühim noktanın tesbitine muvaf- fak. olmuşlardı. Bunlardan birin cisi, Alman flim ve teknisyenle- in barındığı geniş bir bina idi. cisi, gizli silâhların depo edil- mağaza ve hangarlardı. Ü- Çüncü noktaya gelince bu, teknik bilgiye dair vesikaların saklı bu- lunduğu bir yerdi. Mareşal Hatris, hava akınının 17 Ağustos getesi yâpılmasına ikarar vermişti. Tam Baat birde, Gört motörlü 600 bombardıman uçağı havalanmış ve muhtelif İs- tikametlerden İlerliyerek Peene- münd istasyonuna varmışlardı. Bu sırada, gizli silâh depolarının Muhafazasına memur olan Alman Bskerleri, derin bir uykuya var- Miş bulunuyorlardı. İlk hamlede İngiliz keşif uçak- ları, daha evvelden tesbit etmiş oldukları hedefleri, ışıklı madde- derle ” aydınlatmışlardı. Bundan Bonra ağır bombardıman uçakla- fı, mütemadi dalgalar halinde, al- Çaktan uçarak, hücuma geçmiş- lerdi. Kırk dakika içinde, bombar- Giman edilen noktalar, kızıl alev- Jerle gökyüzüne doğru yükseldiği bir cehennem manzarası arzetme- Be başlamıştı. Ağır İngiliz bombardıman uçak larından mürekkep son kafile, va- zifesini bitirip yerine dönmeğe hazırlandığı bir andadır ki, ancak “Alman av uçakları vaziyetten ha- berdar olabilmişler ve çetin bir Mücadele neticesinde, kırk bir düş an uçağını hasara — uğratabil- katılmıyacak kadar ehemmiyetsiz olduğu muhakkaktı. İngiliz gizli istihbarat servisi- nin birkaç gün sonra verdiği bir habere göre; bombardıman esna- sında Peenemündda bulunan 7000 flim ve teknisyenden 5000 1 ağır bir surette yaralanmış ve gizli sl- lâh imal eden fabrikaların gefi Von Chamir - Glisezenki ölmüş- tü * BOZGUNDAN SONRA Bu hava akını, Almanların ma- neviyatını, tamamiyle felco uğrat- mıştı. Gestapo, İngilizlere Peene- münd istasyonunun, bir. mühim- mat merkezi olduğunu haber ve- ren hainleri yakalamak maksadi- Sekir HÂBERLERİ Balıkçıların pahalılıkla mücadelesi ao di Dün Yunanlılar ilk defa balık almağa başladılar Dün mevalm balıkları balıkha- nede her sene bugünlerdeki fiyat lardaân daha ucuza - Batılmıştır. Kalkanın toptan kilosu 40,. kili- cın 65 e verilmiş, çiroz bir türlü bollayamadığından kilosu 58 ku- ruştan muamele görmüştür. İstanbul Balıkçılar Cemiyeti, muhtelif mücssese vo okullara te lefonla müracaat ederek balık is- teyip istemediklerini sormuştur, Pahalılıkla mücadeleye girişen cemiyet, uzak semtlerin balıkçıla mına da yardım edip onlarla y kından ilgilenmiştir. Belediyo mü rakabe teşkilâtı iyi işlediği tal dirde İstanbulun her semtinde hem taze ve hem de ucuz balık yemek kabil olacaktır. Dün ilk defa Yunanistana taze kalkan ve kılıç balığı sevkiyatı yapılmıştır. İçişleri Bakanı Emniyet Müdürlüğünde *Şehrimizde bulünan — İçişleri Bakanı Emin Erişirgil dün sabah Emniyet Müdürlüğüne — gelerek meşgul ölmüştür. Adalet ve M. Savunma Bakanları geldi Adalet Bakanı Fuat — Sirmen ve Milli Savunma Bakanı Hüsn'i Çakır dün sabahki ekspresle An- karadan şehrimize gelmişlerdir. Hamiyeti vuranların duruşması Bir müddet evvel Hürriyeti E- bediye tepesinde bir otomobilde Hamiyet Mert adında genç bir kızı tüfekle vurup öldürmekten sanık er Mustafa Ulus ile arka- daşı Ali Ceylânın duruşmalarına dün 2 nci afhrceza mahkemesin- de devam edilmiştir. Dünkü duruşmada tahkikat ev rakı okunmuş ve tanıkların celbi ve dinlenilmeleri için duruşma başka bir güne bırakılmıştır. İki kişiyi yaralıyan cür'etkârın duruşması Birkaç ay evvel Nişantaşında Muazzez adında genç bir kızla Cemal adında bir genci tabanca ile yaralamak ve Muazzezin aile: #inin 'evinde kasden! yangin — Çı- karmaktan sanık şoför Mehmet Canbulat'ın muhakemesine dün 2 nei ağırcezada bakılmıştır. Tanıklar - dinlendikten sonra Mişlerdi. Harbin en büyük hava zZaferlerinden biri sayılan - böyle bir akında, bu kayıbın, hesaba — Evet Rıza, evlenemiyece- ğim. Bu hakikati sana açıkça i- fade etmeğe mecburum. Çünkü artık seni mesut edebilecek kud- Tete sahip olmadığımı hissediyo- Tum. Beni yakından tanırsın sen Rıza; beraber büyüdük biz sı ninle!... Duygularımı - saklamı- yacak, arzularımı gizlemeğe te- Nezzül etmiyecek kadar cüret- kâr bir kız olduğumu da bilir- Bin!... Riyakârlıktan nefret e- derim. En dürüst yol, en doğru hareket, alduğumuz gibi görün- Zaektir. Bunu söylediğim için İbeni, tekrar affetmeni — senden Fica ediyorum, Fakat önüne ge- gilemiyen bir hakikat! Ne yapa- O le sıkı bir araştırmaya koyulmuş ve bombardımandan sağ kalan Almanları tevkif edip sığaya çek- mişti, Fakat alınan bütün tedbirler, müsbet bir netice vermiyecek; Peenemünd, yine birçok defalar hava bücumlarına maruz kala- caktı. Bu sebepten dolayı Almanlar, 1943 - 44 yılları arasında, - gizli silâhlarla İngiltereye karşı açma- yı tasarladıkları amansız savaşı tahakkuk ettirememişlerdi. Hit- lerin, Alman halkını manen kal- kındırma yolundaki bütün gayret leri ise boşa gitmişti. Şurası muhakkak ki Londra, Birleşmiş Milletlerin Avrupaya asker çıkarmağa muvaffak olmı larından çok önce gizli silâhlarla hücuma maruz kalsaydı, bugün İngiliz milleti tarihe karışmış olacak ve belki de dünya, Hitle- rin diktatörlüğü altında yeni bir barbarlık çağını idrâk etmiş bu- lunacaktı. («Saturdy Night> den) 7 - LKISA HABERLER—ı A 4 Hukuk Fakültesi Talebe ce Mmiyetinin kongresi yarın yapıla- caktır. * Sarıyer Gençlik klübünün kongresi bu sabah saat 10 da Sa riyerdeki Gezi sinemasında ya- pılacaktır. * Cibali tütün ve sigara sa- nayii işçileri sendikasının ikin- ci yıldönümü münasebetile dün 'Taksimde. Kristal — gazinosunda bir çay verilmiştir. * Güzel Sanatlar Akademisi mezunlarından, Azra İnal, Şükr- riye Dilemen; Nasip İyem, Fethi Karakaş, Pindaros Platomidis, Kemal İncesu, Dimitro Monayu- dis, Turgut Atalay, Ferruh Baş- ağa, A. Orad, ve Nuri İyem ta- rafından dün saat 15 te Taksim- deki Pransız konsolosluğu Resim galerisinde bir resim sengisi açıl mıştır, * Dün Vefalılar, Taksim ga- zinosunda bir tanışma çayı ter- tiplemişlerdir. Vefalılar bu top- lantıda geç vakte kadar eğlen- mişlerdir. 4 İstanbul Üniversitesi İçti- maiyat Enstitüsü tarafından İş ve İşçi hayatımızı aydınlatmak maksadile hazırlanan konferans ların altıncısı bugün Eminönü Halkevinde Ord. Prof. Dr. Neu- mark tarafından verilecektir. * Dün Letafet apartımanın. da İstanbul Avcılar ve Atıcılar Cemiyeti toplantısı yapılmış ida re heyeti raporu okunup kabul edildikten sonra seçime geçilmiş tir. Hava şehitleri ihtifali Hava Şehitleri için bugün — saat 10 da Fatihteki Tayyare parkında büyük bir ihtifâl yapılacaktır. Evvelki geceki zelzele Evvelki gece saat 23 ü 14 dakika 32 saniye geçe giddetlice bir zelze- le kaydedilmiştir. Doğu batı isti - kametine yakn olan merkez üstü. nün rasadhaneden uzaklığı 340 ki- Tometre hesablanmıştır. yım, ben Ekrem Beyi seviyorum. Ve onunla evleneceğim! Adam birdenbire, boğulur gi- bi haykırarak, yerinden fırla- di — Ekrem Beyle mi — evlene- ceksin? — Evet, Ekrem Beyle evlene- ceğim. Oda yeniden, derin bir sessiz- liğin içine gömlüldü, ve adam da, sendelediğini hissetti ve daha fazla ayakta duramayıp, tekrar koltuğun içine yıkıldı! Gülseren gimdi, sevilmeden seven bahtsız bir erkeğin du bileceği en büyük ıztırabı, ken- disini ayakta tutacak kudrete ESİ Vazan: Esat Mahmut KARAKURT * düruşma tahkikatın derinleştiri! mesi için başka güne kalmıştır. Sağlık Memurları derneğinin kongresi Sağlık memurları derneğinin dün Etibba Odasında - yapıla kongresinde şehrimizde bulunan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakamı Kemali Bayazıd da müzakereleri takip etmiştir. İdare heyeti — va murakıplar raporu okunduktan sonra dileklere geçilmiş ve idare heyeti seçimi yapıldıktan sonra toplantıya son verilmiştir. Hastahavede öldü Üç gün evvel garson Ahmet tarafından döğülen ve ağzından kan geldiği için Fısnaf hastaha- nesine kaldır;!mış olan Nuruos maniyede kahveci Ali Asgar dün hastahanede ölmüştür. Bir cina- yet mahiyetini alan bu hâdise- nin tahkikatına başlanmış sanık Ahmet yakalanarak dün adliye- ye verilmiştir. Ahmet üçüncü sulh cezada sorgusunu müteakip tevkif edilerek Cezaevine gönde rilmiştir. Yeni bir gazete çıkıyor 19 Mayıs 949 pergembe günü sa. bahindan ittbaren İstanbul'da ZA- MAN isminde günlük ve siyasi bir sabah gazetesinin çıkacağını ha ber aimiş bulunuyoruz YENI ariptir ki “zamahımızda yazılmış bazı ciddi tarih ve tercümel hal kitapları bile, —slyaset Aleminde muvaffak olan— blir takım adamları (Mak- yavelizm felsefesi) pronsiplerine göre takdir ediyorlar; yâni her ne veçhile, her ne - vesile ve vam- ta ile olursa olsun muvaffaki- yetlerine bakıp medhe gayan gö- Tüyorlar ve haklarında hüsnü şa- nadet — ediyorlar. — Fransızcada düstur geklinde İfade edilmiş bir Böz vardır. (La fin — juatifle Jes moyens) derler; yâni teşebbüsün neticesi muvaffakiyet olunca kul- lanılan / vasıtaların meşruiyetini © netice isbat eder, diye iddia e- denler hâlâ pek çoktur. — Bugün ieraatından ve muvaffakiyetinden bahsedecek olduğum Roma gene- rali bu itikatta olan becerikli, fa- kat çok vicdansız adamlardan bi- riydi. Aslen lâtin olmadığı muhak kak, fakat ne olduğu şüpheli, Bo- | yu sopu meçhul bir adamdı; am- ma harikulâde bir adamdı!... Af-| rikanın Kartaca ülkesinde (yâni bugünkü Tunus) nıı—mlukolinde.'y Milâdın 178 inel senesinde doğ- muş ve Roma hükümetine boyıınş eğen bu memleketi işgal eden Ro- | ma ordusunda neferlikten yetiş- mişti. Hemgiresinin lâtinceyi bir türlü öğrenememiş olduğunu ta- rihler kaydetmiştir. O - tezebzüb devrinde yetişmiş olan ve tarihin tavsif ettiğine göre aventurler (yüni dalavere peşinde koşar ent- rikacı) generallerden biriydi. Ze- ki, gayretli ve müteşebbis olduğu için çabük terakki etti. İyi asker- di. Gayet haris ve kibarlığa öze- nir, gösterişi sever bir adam oldu- ğu için de, pek kibar bir alleye mensup Domna Julia isminde dul bir imparatoriçe ile evlenmişti. Pek zeki, zarif ve zevk sahibi o- lan bu kadının başlıca fazileti if- | fet olmadığını bir çok müverrih- ler ve hususiyle Gibbon iddia edi- yor. Severus'un bu kadından iki oğlu doğmuş. Bunların büyüğü ve babasının veliahtı, meşhur Kara- kalla o kadar zalim ve insaniyet- siz bir katil olarak tarihte nam bırakmış bir melün idi ki küçük kardeşiyle hiç geçinemediği — için katlettirmişti. İmparatorluk mı kamına getirildikten sonra altı se- 'ne süren saltanatı zamanında yir- Mi bin kişiden ziyade adam idam ettirdiği ve bu bigünah adamlar arasında çok kiymetli bazı kimse- ler de bulunduğu tarihlerde müz- but ve ö adamların - isimleri de ' mukayyeddir. Akıbet bu melünu | da hassa taburları kumandanının emriyle telef etmişlerdi. — Bu da | pek mühim bir canavar nümunesi | orduğu için yakında onun hikâ- yegine de geleceğiz. Babasına gelince, her teşebbü- sünde muvaffak olan bu adamın 0 kargaşalık devrinde bütün ra- kiplerini nasıl tepeleyip Roma tah ti —kiheinin emeğine mükâfat olarak— kazandığını, muhterem okuyuculâarıma Gibbon'dan aynen nakledeceğim; sonra da dehâsına rağmen ne fena hatalar - İrtikâp ettiğini parmakla — göstererek 0- nun hikâyesinden alınacak ibret dersini kendi mülâhazalarımla gerh ve tenvir edeceğim; çünkü bu adam sahihen harikulâde idi., Merkezden hayli uzak yerde kuv- vetli bir İşgal ordusunun kuman- dant olmakla beraber Romadan alâkasını hiç kesmemişti. Oraya bir çok adamlar göndermişti. On- lar vasıtasiyle bütün Roma vu kuatını herkesten evvel ve her- kesten çabuk öğrenir ve icabına göre talimat vererek muvaffaki- yetinin zeminini hazırlardı. Ken- disinin idare hususunda bir doğru düşünüşü vardı: Alınanlarla mes- kün olan Pannonia ülkesinde hem umumi vali, hem de ordu kuman- danı sıfat ve salâhiyeti ile hâkimi mutlak olarak memleketi idare Yeni refikimize ve arkadaşları. miza başarılar dileriz, Tefrika No. 85 dahi sahip olamıyarak, bir ha- rabe gibi koltuğun içine yıkılan, genç adamın gözlerinde görü- yor, ona bütün kalbi, bütün ru- hu ile acıyordu. Fakat neye yı rar?... Sevginin, acıma kadar nefret ettiği, başka bir hisai yoktur ki!... Kız ağır adımlarla, odanın a- çık duran pencerelerine doğru yürüdü. Yüzünü, akşamın serin havasına vererek, derin bir ne- fes aldı. — Rıza dedi nim, gönlü ile bir yabancının, fakat vücudiyle kocasının olabilecek iki yüzlü, ahlâksız bir kadın menzelesine #ukut edebileceğimi, her halde SAAAAAAAAAAAAAA AAA AAA NARARARAAAARANA: Tarih Sahasında Felseft Meseleler Septimus Severus niçin ve nasıl rakiplerine galebe çalabildi ? Vydeı Vazifesi olarak ihtar etti SABAR Yazan: Filozof Riza Tevfik kalkışıp halkı şiddet ve hiddetle baskı altına alarak büsbütün me- yus etmek taraftarı değildi. Bi- lâkis vakarını terketmemekle be- raber güzellikle yapılabilecek - ve yaptırılabilecek blr işde kuvveti- ni israf ve nüfuzunu #ullstimal etmemek yolunu pek İyi - bilirdi. Hattâ kılıcını kınından hiç çıkar- mıyarak Roma tahtını kazanmak emelinde bulunduğunu İma öder hareketleri olmuştu. Ahlâk ve Amalinde medhedilmeğe lâyık bir hareketi varsa bu idi. Ordusunu da pek iyi terbiye etmiş ve kendisini askerlerine çok Bevdirmişti. Zaten psİkolog ve mizaç aşina bir hatip idi. Fevka- lâde harisicah ve emelperver ol- duğü halde emellerini kuvveden fille getirip de hırsını tatmin ede- cek zamanı, vesalti ve fırsatı bu- lunciya kadar - seciyesini gizler, kanaatkâr, çalışkan ve halinden her veçhile memnun bir adam gö- rünürdü. Demek ki çok sabırlı ve ketum bir adam idi. Çok çetin bir. asker hayatı geçirmiş olduğundan dolayı her türlü eziyete katlanır, mahrumiyete, uykusuzluğa, açlı- ğa, susuzluğa dayanır ve hiç yo- rulmaz, üşenmezdi. Askerini de bu çetin terbiye ile yetiştirmişti. Muvaffakiyet bahsinde yalnız ken di kabiliyetine güvenmekle kal- Mayıp ahvalin, zürufun, yâni mu- hitin, mevklin ve zamanın tesi- rini de düşünür ve her türlü ih- timalâtı herkesten iyi hesap ede- rek çok ihtiyatlı davranırdı. Hamiyetli İmparator Pertinak- sın feci bir surette pa: landığı- mı ilk defa haber alınca, ordugü- hına gidip gayet heyecanlı ve par lak bir nutuk verdi. Ca'li bir tees- sür göstererek bu küstah cinayeti Romanın şerefine bir büyük leke olarak tasvir etti ve hassa ordu- larının düşkünlüğünü tel'in ettik- | ten sonra kendi silâh arkadaşı o- lan © hamiyetli ve faziletli impa- ratorun mutlaka — intikamını al- mak ve namını —şanına lâyık bir ihtifal ile— ihya ve tebcil etme- her asil Romalı için bir hami- ve bu. cinayetin faillerini, lâyık — ol- dukları veçhile cezalandırmak i- çin hemen Roma üzerine yürü- mek lüzumunu da söyledi. Nut- kun neticesinde bütün kudreti be lâgatini göstermek için kendisiyle beraber gidecek olan her nefere dört yüz altın miktarında bir mü- kâfat vereceğini ilân etti. Pertinaks'ın katlinden sonra mezada çıkarılan Roma impara- torluğunu ihtiyar Senatör — (Ju- Hanus) hassa taburları neferatı- na ikişer yüz altın bahşiş vermek- le satın almıştı. Severas - bunun iki mislini vâdediyordu. Pek par- lak olan bu nutuk ordüyü o ka- dar galeyana getirdi ki bir taraf- tan intikam sedaları bir taraftan da yaşasın büyük imparator Sep- timus Severus avazeleri göklere | çıkıyor ve ordugâhta kıyamet ko- parıyordu. Şüphesiz bu kumandan son de- rece zeki, psikolog ve kallaş bir sihirbazdı, Parçalanan impara- torü pek acıması rezil bir riyı kârlıktı. “Evvelce söylediğim gi- bi o bu cinayetten çok memnün- du, çünkü imparatorluk mevkü | ancak o sayede münhal kalabil- mişti. Halbuki Severus acımak rolünü intikam dâvasına — meşru | bir vesile ittihaz etmek için oyna miştı. - İntikam lüzumu da, der- hal Romaya yürümek için makul 've makbul bir vesile teşkil ediyor du. O Pannonla ordugühinda as-| kerlerini bu tiyatroculukla gale- yana getirip harekete hazırlar- ken aynı zamanda Romada onun ettiği halde beyhüde zorbalığa tahmin etmezsin!,.. Bunu yapa- madım Riza!... Seni ve kimse- yi aldatamam. Buna ne karak- terim, ne de yaradılışım müsa- it!... Uzun uzun nefsimle mü- cadele ettim. Neticede anladım ki, ben irademe sahip değilim. Şuursuz bir halde ve — kayıtsiz şartsız bir teslimiyetle, bir ör- keğin hâkimiyeti altında — bulu- nuyorum. Onsuz yaşamak, be- nim için artık mümkün değildir! Bunları sana söylemek belki a- yıp oluyor. Pakat beni güurum- dan uzaklağlıran, seni de insaf- gızca büyük bir iztıraba sevke- den, bu önüne geçilmez hâdise- yi, açıkça izah etmek suretiyle, kendimi sana karşı müdafaa et- tiğime kant oluyorum, Kız yüzünü çevirmeden ve göz lerini bir an kaldırip, kendisin! dinleyen adamın yüzüne bakma- Ba dahi cesaret edemeden, ko- nuşmasına devam ediyor: — Beni, verdiği sözü tutmı- yan, ahlâkı zayıf bir kadın ola» fiktlerini tervice ve entrikalarını rak düşünmeni istemiyorum Rı- za, diyor; çünkü, bilâkis verdi- ğim sözü geri almak, hislerimi sana şimdi, bütün açıklığı ile göylemek suretiyle, ahlâk - kai- delerine uygun hareket ettiği- me kani olüyorüm, Bir erkeği seven,bir kadının, bir başka er- keğin zevcesi olmağı kabul et- mesi, onun faziletaizliğini göste- Fir ancak!.., Velev ki hâdise- de, en küçük bir ihanet eseri da- hi mevcut olmasın!... Unutulma malıdır ki kadın, kocasını yalnız vücudiyle değil, kalbiyle, gözle- riyle dahi aldatabilir. Rıza!... Ben hayatımda asla, ne böyle bir zevce olmağı, ne de böyle ze- lit bir mevkie düşmeği kabul e- demem!.., Seninle ayrılıp, sev- diğim adamla evleneceğim!... Mademki önüne geçmeğe imkân yok. O halde, gidilecek en doğ- Tu yol, yapılacak en dürüst ha- Teket budur?... Adam, derin bir teemsürle, dir yemek için bir yerde dinlenmek Bibi riayeti vacip şartlara — bile pek kulak asmıyarak Severum ve Mmuhafızları ağır zırhlar, silâhlar ve kalkanlariyle beraber yürüdü- ler, yürüdiller; bir ayak evvel Ro- tatbtte mamur olan adamları v itasiyle Romanın arsız hasaa ta-| burları kudamanlarını gayet mü- lâyim ve müsamehakârane bir ll- sanla yola getirip müphem üÜmit- lere düşürmeğe çalışıyor ve Ro- mada mukavemete kalkışıp müş- Külât çıkarmamalarını temin et- mek için onlara kendi uydurduğu gu nasihati tebliğ ettiriyordu: güp hesiz Romaya fatih olarak gele- cek olan imparatorun adaletine işi bırakır da bahgiş alarak Roma tahtına getirmiş olduğunuz de- ğersiz Julianus'u himayet et- mekten vazgeçerseniz ve Perti- naks cinayetinin başlıca faillerini de öyle âdil bir hâkimin eline tej lim ederseniz, bu cinayetin ağır | mesüliyetini bütün hassa - tabur- ları efradına teşmil etmekten kur tarıp namus ve itibarınızı iade et miş olursunuz!...) diyorlardı zahiren hakka yakın ve biraz da Septimus Severis'un, meyline mu vafık düşen bu sözler hassa ta- burları heyeti zabıtanına hoş gö- rünüyor ve zihinlerini çeliyordu. Muvaffakiyetinin zeminini bu kurnazca tertibatiyle hazırlıyan Severus hemen ordusiyle beraber yola çıktı. Romada hükümeti| para ile satın almış olan ihti. rın, mevkiini muhafaza etmek |. çin, canını dişine alıp her türlü| çareye başvurduğunu ve evvelâl Romadaki sarayın istihkâmlarını tamir ettirdiğini ve etrafına hen- dekler kazdırdığını ve bir. taraf- tan Severus'un (meşru bir hü- kümdara karşı isyan etmesini bü- dik bir hamiyetsizlik addederek) hiyaneti vataniye ile tavsif ve se- nato Meclisi tarafından idamına hükmedilmesini teklif ediyor, di- ğer taraftan da kendi şahsına &a- dik fedailerden bir kaç kişiyi — uzlaşmak bahanesiyle— Severu- Sun huzuruna gönderip mektubu- nu takdim etmek vesilesiyle han- çerle tepeletmek ve bu suretle be- lâsından kurtulmak çarelerini dü- Şünüyor, hattâ büyücüler davet edip sihir yaptırıyordu. Bütün bu. telâşlı ve sersemce meşgalelerin- tâfhamam — Fincancılar Yokuşu, den Severus lâyıkiyle haberdar o-| U2üncafşı, -Mercan Yöküşü, . Puat. i pi üyordü, Takök Dü gaaaa aa yar aa. LN n başkl düşünemiyordu ki kendisinden zeten müteneffir olan eski arka- daşları (yâni senato âzaları!) o- na çoktan diş biliyorlardı. Seve- | rusun adamları —Romada — hâlâ vaziyete hâkim olan— hassa ta- burları heyetini, yukarda miş olduğum nasihatleriyle kan- dırmışlar, onlar da ihtiyar impa- , ratoru artık himayet etmiyecek- lerini senato âzasına resmen teb- liğ etmişlerdi. Bütün kabahati z: vallı haris ihtiyarın sırtına yük- letmekle Pertinaks - cinayetinden kolayca teberri edebileceklerini ve yine istedikleri gibi imparator ları azbü —nasp ederek — cü- lus — bahşişleri — alacaklarını ümit ediyorlardı. Halbuki ihtiya- rın plânı basitti. kumandanı Niger aleyhine asker çıkaracak, para sarfedecek, Onu | başa köprü, Teşvikiye Şekayik, Di bertaraf ettikten sonra İngiltere| Kineaş ordusu kumandanı Arbinus'u te-| peliyecekti. Sonra du mağlüp edecekti. Severus bütün bu budalaca teşebbüslerden ha- berdar idi ve ordusuna güvenerek hemen yürüdü. Yalnız bir şeyden Ürgüyordu: Paraya yahut mevkeie tama eden bir fedainin kendisini|lân edilmiştir. 18 mayıs çarşamba hile ile yahut gafletle avlıyarak hançerlemesi ihtimalini ciddi dü-; şünüyordu. Altı yüz cesur fedal ve muhafız İntihap etti. Kendisi de onlar da mükemmelen zırhlan- dılar, Muhafızlar kumandanlarını ortalarına alıp kimseyi yanına ya naştırmadılar. Ştmalden cenuba | Alp dağları yolundan Roma üze- rine yürüdüler. Uyumak, yemek seklerini koltuğun iki “tarafına dayayıp, kaybeden aciz, zayıf bir mahlük olarak tanımanı da istemem Rıza?... İhan ki, güna- him ve kabahatim yoktur his- lerimde!... Çünkü benim yerim- de, herhangi başka bir kadın da olsaydı, tıpkı benim gibi yapı caktı. Ya ölecek, veyahut da se- yecekti bu adamı!... Çünkü onu bir kadın görüp tanıdıktan son- ra, başka türlü hareket edemez- di!... Rıza, oturduğu koltuğun üze- rinde, en küçük bir hareket dahi yapmaksızın, şakakları avuçla- rının içinde, kızı dinliyor, hay- iyet sahibi bir erkek İçin, sev- diği kadının bir başka erkekle münasobetini dinlemek — kadar, dünyada o erkeğin ruhunu ha- Tap edecek, zelil bir mevkle dü- Şürecek, başka hiç bir azap ta- Savvur edilemez!.., |taburları ve bütün hükümet ri- İgtya tebriyei zimmet ve ibrazı hâ | |hassa taburlariyle millet meclisi- |ri idam kararı Üzerine yine hassa, Valtmış mil kadar yakın bir mev- İyaçurmağa Rarar vermiş ir, İkaza, mıntakası içinde ve bilhassa |paşa ve Çayıroğlu, cadde ve sokak | Mustarapaşa Bülvar arası, albuki |Demirhane cadde ve soki Evvelâ Suriye yacaktır. Severusu 'tr. mada bulunmak elzemdi. Bu me- gakkatli seferde — başkumandan, herkesten ziyade Bsabır ve takat ve metanet gösterdiği için, kimse yorgunluktan şikâyet etmedik- 'ten maada bütün ordu kendisine tapınırcasına hürmet — gösterdi. Ordu nereden geçtiyse alkışlarla karşılandı. Romada senato, hassa cali bu muvaffakiyeti işitince — Mmiyet— etmek için ihtiyar impa-| rator Julianus'u senato karariyle| vatan haini olarak telâkki ve hal'ederek — alçakçasına — idama mahküm ettiler. Halbuki bu zen- gin, fakat haris ihtiyar para ile imparatorluğu satın ahıp da Fezil ni doldurduğu zaman —kerhan, fakat yine alçakçasına— onu al- kışlamışlardı. Bu sefer verdikle-, taburundan bir kaç kişi bu kara- rı infaza memur olarak gönderil- mişti, Bunlar ihtiyar Julianus'u sarayın husust hamam dafresine götürüp âdi bir cani gibi kafasını kestiler. Bu çirkin hâdiseyi - can-| landırarak nakleden Gibbon — şu cümle ile hikâyeye nihâyet veri- yor: (Halbuki bu adam altmış altı gün süren ve eziyetler, endişeler, telâşlar içinde geçen bu impara- torluk makamını âzim bir hazine sarfederek satın almıştı!...) di- yor. Bütün bu vakuattari haberdar olan Septimus Severüs, Romaya kie gelmişti. Hilekâr leraatını ge- lecek sefer göreceğiz. Fatıh ve Eminönünde yapılacak yollar İstanbul Bölediyesi b yil içia ati Ve Balünü kazas'Yaa eyeği da jsrtileri Yazılı yöl Ve cer Ütleri Kmlrönü * kazasında, Unkapanı - Kerestotiler. Aşirefendi — Sul - ve İsmetiye caddelerinin ye B münönü meydaninın tadili ve yeni bu Lâleli semtinde bulunan — Mesih « paşa, Azimkâr, Hayriye, Tüccarı, Gümrükemini, Defteremini; Hüsa. yinağa Mamli, Kapıağacı, Mustafa larına kaldırım yapılacaktır. FATİH KAZASINDA: Sur dahi. lini sür haricine bağlıyan yol — ve, Atatürk Bulvarının Saraçhanebaşı kısmındaki tretuvarından ve Fa - tih Camlinin Marmara cihetinde - ki bahçenin tanziminden başka Ka. ragümrükte Sopali Çeşme, Hırkal- şerif, Gureba Hastahanesi, Küçük Gazlı Hüseyin kları yapı Camlii, Gazliçeşme, — Esir BEŞİKTAŞ KAZASINDA: Sinan Büçük — Bebekdere, Yıldız 'Teknik “Okulu şösesi — yapılacak - Yüksek tcarette imtihan günleri Yüksek Mcaret ve İktisad Öku dünda eleme ve İmtihan günleri 1- BünÜü birinci Sınifin Ticaret arit - Mmetiği; 20 mayısta 3 cü #nifin Bi- lânço; 21 mayısta 2 ci sınifin Börç lar Hukukü; 23 mayısta 1 cl sini. fın Muhasebe; 24 mayısta 3 cü sini f istatlatik; 28 mayısta da 2 ci sınıfın muhasebeden eleme imtihan lari yapılacaktır. Neticeler muhtemelen 28 - mayıs 29 cnayısta sözlü imtihanlara baş - Tanacaktır, I Kısa Ankara Haberleri I * Ankara — manifaturacıları bir toplantı daha yaparak Yerli Mallar pazarlarının perakende satış yapmaması için tegşebbüse geçmişlerdir. Manifaturacılar kendilerinin az kâra razı olduk- larını ileri sürmektedirler. * Dil - Tarih - Coğrafya Fa- kültesi mantık doçenti Hamdi Atademirin profesörlüğü tasdik edilmiştir. »4 Mardinin bir milyon yüz bin lira tutan elektrik ve içme suyu tesisatının yapılması İller ban- kası tarafından Tamiş firmasına yüzde on altı tenzilâtla ihale e- dilmiştir. * Açık bulunan Lahey elcilt- #ine Dışişleri Bakanlığı umumi kâtibi ikinel muavini Abdullah Zeki Pular, birinci sınıf orta el Nizamettin Ayaşlı Brüksel el- çiliğine, Cidde — maslahatgüzarı 15 MAYIS 1919 VI SÜGN ? I Yunus Emre'nin ruhu şâd oldu. Al'nlpldı ve Amerikada Ö tedenberi büyük adamlar min bir çokları adına — kurulmuş dernekler vardır; bunların gaye- leri, isimlerini taşıdıkları adamla- rın Hizmetlerini belirtmek, eserle- Fini tamtmak ve yayınlamaktır. Bu pek iyi geleneğin bizde de baş- ladığını görmekle — seviniyoruz. Ankarada kurulmuş olan — «Yu- nus Emre Derneği» mühün -bir başardı; büyük halk ve tasavvuf galri Yunus Emre - için Sarıköy istasyonu yakınında seksen bin Hiraya bir çeşme ve anıttan ibaret mezar yaptırdı; merhumun — ke- miklerini, tamamiyle harap halde olan eski türbesinden yeni meza- rına kaldırdı. 6 Mayıs günü yapı- lan törene oz altı bin - köylünün maları övünültcek bir ol: da şairin halkımız arasındaki şöh- retine ve kendisine karşı — besle- 'nen hayranlığa de Yunus Emro halk arasında âşık Yunus veya Detviş Yunus diye de aniliyor. — Bursadan Erzüru- ma kadar on beş, ön altı yer Yunüs Emrenin mezanı rak gösterilir ve bu ola- mezarlara «Ermişp lerin mezarları gibi hür- met edilir. Yapılan incelemeler a- sıl mezarının Sarıköyde olduğu- nu meydana koymuştur. Bazıları Boluda, bazıları da Sivrihisar'da doğduğunu söylerler. Bektaşi ve- ya Kaadiri tarikatinin ilk rinden Tapduk Emre'nin mürid- lerindendir; kırk sene onun der- gâhında hizmet ettikten sonra şi- irler ve Nâhiler söylemeğe baş- lamıştır, derler. O kadar - doğru adammış ki tekke b taşıdığı o- dunların bile İğri olmamasına dikkat edermiş. Âşık Yunus'un haşatı efsaneleşmiştir; — bunlar- dan bir tanesi de şudur: Yunus Emreyi, şeyhi Tapduk bir kazan da kırk gün kırk gece kaynat- mış, kazandan çıkardıktan sonra koklamış ve :«Git, hâlâ dünya kokuyorsun!» demiş. Bu rivayetle Yunusun bile dün- ya hislerinden kurtalamadığı an- latılmak istenmiştir. Yunus Emre'nin doğüm ve ö- Tüm tarihleri kesin olarak bilin- miyor; yetkili edebiyat kitapları e| 1850 - 1307 yılları arasında yaşa- dığını yazarlar. Soyca Türkmen- di ve Anadolu Tehçesi,le yazmış- tir. <Alfah aşkı» ona coştarmus- tur; *Güh öserim yeller gilk, Güh tozarım yollar gibi. Güh akarım seller gibi.. Gel gör beni aşk neyledi?...> Başka bir ranzümesinde şöyü diyor: «Ne dilersen Hak'dan dile. Rehberle gir doğru yola, Bülbül âşık olmuş güle, Öter <«Allah!» deyu dey Hayatının sona erişini şöy'a tas savvar etmişti: «Bir garip öldü, diyeler Üç günden sonra düyel: Soğuk su il& yuyalar, Şöyle garip bencileyin> Bu hakikt Türk şalri altı asıt sonra bile gariplik çekmiyor; o 'hun ruhü şimdi kim bilir ne kadat südolmuştur. Kadircan KAFLI v.e..r.... . Arkadaşını vurdu Evvelki gece Selim Emektar, Osman Islak ve Salâhattin Gök- men adlarında Üç arkadaş Tak- simde Basmatulumba sokağında bir evde içkili ve kadınlı âlem yapmakta iken aralarında bir kavga çıkmış Osman Islak arka- daşı Selim Emektarı tabanca ile Hizır: 10 - Ay: 6 - Gün: 188 Vasati — Ezanl Güneğ * 42 9 18 Öğle 2 v « 82 İkindi 16 0T 8 48 Akşam 19 1912 00 Yatsı ge aÜ 2N İmsâk 2 a Tz ( Nöbetçi eczaneler S 15 -5- 949 Aksaray — 1 Yenikapı Sarım Alemdar —3 Cağaloğlu Bakırköy © Merkez Beşiktağ —« — Nail Halit Beyatıt —1 Yeni Lâleli Beyoğlu — 1 Galatasaray Hminönü — * İstanbul Byüp 1 Ayvansaray Fatih * M. Fuat Bayer Galata « Karaköy Kadıköy 1 Büyük Bc, Küçükpasar : Hasan Hulüsi HCÜkPOT0T ? Needet Ekrem gl A. Çürükçüyan : Ertuğrul - Taksim İA li (Devamı var). Rıfkı Refik Pasın Umman orta ne tâyin olunmuşlardır. elçil Üsküdar Çamlıyurt

Bu sayıdan diğer sayfalar: