7 Ağustos 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

7 Ağustos 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-İl — Hitler'in âsabı, harp yüzünden bitkin bir haldeydi Himmler'in, —yanında daima Uç gözlük bulundurmak Adeti - dir, Ayrıca cebinde iki saati var. 12 kadar da karnesi.. Bütün duyduklarını küçücük bir kur şun kalemle bu karnelere not c diyor. Bununla beraber, dikkate şayân bir hafızaya mâlik.. Et- Tafında yaşayanların bütün ku - surunu adetâ ezbere biliyor. He le Gocbbels ve Ley gibi, nefret ettiği kimselerin bütün hususl- yetlerine vükıf.. İşte o bu su- retle, Goebbela'in bir Macar dil- beri olan Madam Anfuzo ile mü nasebetini, herkesten önce Öğ- renmişti. Bizzat Mösyö Anfuzo- ya gelince, Himmler, ondan bü- Şük bir sempati İle bahsediyor ve Goebbels'in işine mâni ola - gağını ileri sürerek şöyle di- yol — Goebbels, Madam Anfu - z0'yu asla elde edemiyecek. E- ğer icabederse, adamlarımı onun yatak odasına bile gönderece - Dikkatimi çeken bir nokta da Şudur ki, Hitler, savaş yüzünden Binirli ve bitkin bir halde.. Hal- bu ki, Himmler, yine eskisi gi- bi zinde... O herhalde Führer'in yanında günden güne artan iti- barından başka birşey düşün - müyor. Yalmız, yeni silâhların kat'i netlceyi vereceğini söyle - mekle yetiniyor. İyi ama acaba bu yeni silâh- lar, ne zaman ortaya çıkabile - cek? 1944: Bir tek gecede üç defa yer değiştirmek zorunda kaldım. Sı- ğınaktan her çıkışımda, oturdu Rüm evin alevler içinde yandığı ni görüyordum.. Dektor Ley, beni kendi apartımanına dâvet etti. Bu ihtiyar doktor, daha şim - diden memlekette 20 milyon Al manın mal ve mülklerini kaybet tiklerini iddia ediyor. Doğrusu bü rakam beni korkuttu. Fakat © beni teselliye çalışarak şöyle diyor: — Führer başımızda oldukça bütün güçlükleri yeneceğimiz - den emin olunuz madam! Doktor Ley'e hak veriyorum. O bir aralık beni kendi yatak o- dasına götürdü. Ve orada bugü ne kadar hiç kimseye söyleme- diğini iddia ettiği garip birşey gösterdi: Konsolun üstünde, or- 'ta yerinde Führer'in resmi bu- Tunan, tahtadan yapılmış küçük bir mâbet vardı. Bu resmin al- tında <ebedi bir ışık» (kırmızı bir kap içinde kandil yağı) ya- ıyordu. Doktor Ley elile kü- Çük mübedi göstererek: — Sabah, akşam bu mâbedin, önünde diz çöküyorum, dedi. Führer'in resmine bakarak vec- de geliyor, yaşama gücümü ta-, zeliyorum... Doktor Ley'in, Führer'e kar- m duyduğu dini bir ibadete ben- zeyen bu derin sevgi, beni mü- tahassis etti. Münih, 1944 Bugün Giesler'in evine, Mein Kampf'ı baştan aşağı ezberlemiş olan Hitlerci gençler teşekkülü- ne mensup on üç yaşında bir ço- cuk getirdiler. Bu çocuğu ,de-; memek istedik. Ona bu kitaptan bâzı cümleler okuduk. Hiç nefes almadan sonunu getirdi. Hani o- nu dürdürmasak, koca — kitabı bir lahzada bitiriverecekti. Ona, #ür nevinden ezbere başka bir gey bilip bilmediğini — sorduk. Bize, kat'i bir eda ile: «Hayır!» diye cevap verdi. Bu küçük ço- cuğa, orada bulunanların hep- Bi, endişeli bir nazarla bakıyor- du. Esser, harbi kazandığımız takdirde bu papağan - çocuğun bir sirkte kendisini teşhir ede- yek hayatını kazanabileceğini iddia ediyordu: 4 Bu Nazi şefinin bazı çılgın anları oluyor. Yolda bana, Mein Kampf'ı ezbere bilen, fakat Go- ethe'den asla haberi - olmdyan bir Alman gencinin muazzam bir « saçma> dan başka birşey olmadığını söyledi. Sonra bağı - va bağıra gunları İlâve etti: — Böyle devam ederse, hür Nâzım Kemal düşünceli, açık fikirli gençler ye rinâ bir «papağanlar nesli> ye tiştirmiş olacağız. Esser'in, belki de hakkı var Bununla beraber, on yaşındaki bir çocuğun büyük bir eseri ez berlemiş olması insanın boşuna gidiyor. Yaz, 1914: Rusların ilk hücumuna uğra dığımız zaman, ben, Hitler'in u- mumt karargâhında bulunuyor- dum. İlk önce çok korktum. Fa-| kat sonradan bütün subayların | ağır bir yükten kurtulmuşcasına ferahladıklarını görerek müte - Belli oldum. Albay Müell yanıma sokulup: — Hele çok şükür, düşmanın taarruz istikametini nihayet öğ renebildik, dedi. Halbu ki, Adolf, viçre'ye veya İsveçe gön- şünüyordu. Herhalde | ona, pek hüzünlü bir çehreyle bakmış olacağım ki, dayanama yıp mınldandı: — Bittabi muvakkat bir za - man için Eva! daimi deği Ama ben, ne Almanların kö- tü muamele gördükleri İsviçre- ye, ne de İsveçe gitmek istiyor dum. Niyetim ne olursa olsun, Almanya'da kalmaktı. Kalbimde, tarifsiz bir sıkıntı yardı. 'Trende, hallerinden şikâ- yet edenlere kulak — kabarttım. İki subay, birbirlerine şu yolda dert yanıyorlardı: — Artık harpten bıktık, u- sandık! bir an evvel sulha ka - vuşmalıyız.. Düşmanın sürekli hava hücumları yüzünden, tren den, yedi defa inip binmeğe mec bur kalmıştık. Son — defasında bir kadın ve bir kız çocuğu ö- nümüzde can verdiler. Ben ceset | leri, hiç irkilmeden büyük bir soğukkanlılıkla seyrettim. Ne garip, insanın kalbi zamanla ka tılaşıyor!... Pazar, 1944: Bugün Genelkurmay İkinci Başkanı M. bana, Reich amele - lerinin doğu cephesindeki rica- timizi şöyle tavsif ettiklerini söy | ledi: «İmparator Napolyonun | zafer koşusu> onlar, bu sözün | mükemmel bir nükte olduğuna | inanıyorlarmış. Ama, — bünün, | nükte neresinde? Hiddete kapılarak ikinci baş- kana çıkıştın — Bizim askerlerimiz, cephe- de can verirlerken, siz bana. a- melelerin bu saçma sözlerinden başka söyleyecek bir gey bula- miyor musunuz? Sizi astıraca - Şım! Ben amelelerimizin bu şe- kilde konuştuklarını — sanmıyo - Tum, M. nin yüzü, korkudan sapsa- m kesilmişti. Fakat tam bu sı - rada tehlike işareti verildi. Ko - ca kurmay, derhal benden mü - saade isteyip, başını alıp gitti.. Bu vak'ayı Himmler'e anlataca- ğım. Bu neviden adamları, ser- best bırakmamalı! Bugün Führer bana ciddi bir eda ile göyle dedi: — Artık maiyetimde, kendi- lerine güvenebileceğim, üç - kişi | kaldı: Sen, Goebbels ve Himm- ler.. Sen bunların en vefalı o- lanısın. Söz veriyorum, seni mü kâfatlandıracağım, — Goebbels, benden asla ayrılmayacak. O da benim gibi, savaşın verdiği ih- tiras ateşinde kavruluyor. Ken- di kendisini aşarak, hâdiseler karşı müstağni bir tavır takın- masını biliyor. Doğrusu ben, o- nun bu mertebeye yükselebile - ceğini ummuyordum. Himmle- rin ise, değiğik bir mizacı var. Ondan sakınmalısın! Bu adamın hitabeti düzgün olsaydı, bana bile rakip kesilebilirdi. Bereket versin ki, ameli cihetten sükü - ta mahküm! O bu sebepten do- layı bana ancak hizmet edebili Generallerime gelince güya kan dökmesini istemeyen hain ve yapmacık bir hassasiyete sa hip kimseler... Eğer bu herifle- rin yerine koyabilecek adamla - rım olsaydı, onların dörtte Ü- Çünü kurşuna dizdirirdim. Yeşilköyde gümrük mudayenesi l Dünkü toplantıda şirket mümessilleri muayene siste | minin bozukluğundan ve geç yapıldığından şikâyet ettiler Memleketimize sefer yapan ecne bi hava yolları şerketinin muhtelif dileklerini - karçılamak ve gereken tedbirleri almak yle dün sabah mezkür girket ve Devlet Ha. va yolları mümossillerinin iştir kile Yeşilköy Meydan — Müdürlüğü binasında bir toplantı yapılmış roplantıda, Devlet m temsil eden Umum Müdür Os . n Nuri Baykal ecnebi şirketle. rin dileklerini dinlemiş, Devlet Ha va Yolları / İdar kendilerine her bakımdan olacağını beyan etmiştir. Dünkü toplantının. başlıca — ko. ümrük muayene sist nin bozukluğu Ve muayenin geç ya pildiği teşkil etmiştir. Şirket mü- messillerinin bu haklı şikâyetleri. nin Gümrük ve Tekel Bakanlığı: bildirilmesine karar verilerek top. lantıya son verilmiştir. Tathlıcı ve börekçilere beyaz un veri or Tatlıcılara ve börekçilere mah sus olmak Üzere 84-86 - randımanlı un müsaadesi verilmesi hak! tebliğ dünkü resmi gazetede dilmiştir. Bundan böyle makarna, şehriye, bleküvi, yufka, börek, mit, pasta, gaklava ve tutulmba tat hsı gibi hamcır işleri 84-86 randı - manlı unlardan imal olunacaktır Ekmeklik unlar ise gene iskisi gi bi imâl olunacaktır. Bununla beraber İstanbul Beledi yesl dün Ofisle temasa geçerek şeh Timiz değirmenlerine Kanada bi daylarından verilmesini istemiştir. Otis, Belediyenin bu tekdifini kabul kacağı Ümld edilmektedir, Diğer taraftan — Belediye ekmek gramajını 13 gram — düşürmeyi ve fiatını sabit tatmayı düşünmekte dir. Yahutta ekmekler 600 gram ve fırancela — geklinde - çıkarılacaktır. Henüz bu hususta hiçbir kârara va rılmamıştır. Veliefendi at yarışları tahkikatı Velkelendi at yarışı sahasındaki yakma ve yılıma hâdisesi etrafında savcılıkça yapılmakta olan tahki . Katın ilk safhası sona ermiştir. Bu tajikikat safhasında tanık ve sanık olarak 300 kişi dinlenilmiş tir. Bu hususta İstanbul savcısı İh. san Köknel — gazetecilere — şunları söylemiştir «— Hidise tahkikatının ilk saf. hası bitirimiştir. Hadisede yakma ve yıkma suretile methaldar görü. len 18 sanık ile hürsizlik ve çapul. culuktan sanık 3 kişi adliyeye ve - rülmişlerdir. Bunlardan hırsızlıktan sanik lanlar, Asliye Ceza — Mahkemesine verikmişler, yakma ve yıkmadan sanık olanlar da Ağır Ceza mahke mesine sevkedilmek üzere sorgula. | r âçin Sorgü Yargıçlığına gönde. | rilmişlerdir. Diğer taraftan — yavışların 1dare | ve muhasebesinde hilc ve — desise yapmak guretile hüdiseye sebebi - Yet verenler hakkında da tahkikata ehemmiyetle devam olunmaktadır Bu hususta yapılan tahkikat ta kı. Sa bir zamanda intaç edilecektir.» Tahkikatı Mülkiyo idare ediyor Müfettişi Veliefendi hâdisesi ” tahkikatının genişlemesi üzerinc Ankaradan İç İşleri Bakanlığı Mülkiye Müfettiş - | lerinden Mümtaz Nayman, dün ga. bah gehrimize gelmiştir. Mümtaz Nayman, sabahleyin vi. lâyette Müfettiş Hıfzı Ege ile bir, likte tahkikata devam etmişlerdir., Müfettişler dün 3 polis memuru i- le vekâlet emrine alınan Bakırköy (Devamı Var) Bmniyet âmiri Fehmi Eseni dinle. mişlerdir. BUYUK AŞK ROMANI Yazan: SERVER BEDI «— Dinle! dedim, sana çok Büzel havadislerim var. Gözleri büyüdü ve beni bütün dikkatile dinledi. Konuştukları- mızı ona anlatmadım tabii. Fa- kat sizin onu her an düşündü - ğünüzü, sık sık göremediğiniz i- çin üzüldüğünüzü anlattım. Ne Tâzımsa söyledim. Kendisine iyi bakması lâzımdır, anlattım. Dok tor mes'elesini anlattım. Fakat kart yazmayı unuttunuz. Biraz da bunun için geldim. Belki de lüzum kalmayacak. Çünkü baş- ka doktor geldi. — Başka doktor mu? Neriman içini çekti. — Evet, dedi, bakınız ne ol- du. Ben bunları anlattıktan, son ra, Selmin, ah görseydiniz, se - vincinden çılgına döndü. Saade- tini benden gizlemeğe çalışıyor fama hiç muvaffak olamıyordu.. Bele neticenin çok hayırlı ola- Cağını ve biraz sabretmesini söy lediğim zaman uçuyordu adetâ, Artık kendisine iyi - bakmağa, Gdoktorun bütün söylediklerini Vapmağa karar verdi; «Yaşa - mak istiyorum, dedi, gimdi isti- yorum, yaşamak İçin, iyi olmak için elimden geleni yapaca dedi. Fakat o kadar mes'uddu ki, ve © kadar meş'eli, annesine mübalâğalı bir şekilde nasıl has ta görünebileceğini düşünüyor- du, Tam o sırada annesi geldi. Ne gârip gey! Bu kadının ba - kışlarında bir uğursuzluk mu var, nedir? Selmin'i bir öksürük tuttu, Peginden... Ah Nejad bey, ne müthiş, ağzından oluk — gibi kan boğşandı. Bir tas koşturun- caya kadar yorgan ve Üstünde ki gecelik kıpkızıl kesildi. Ben bayılacak gibiydim. Annesi ga- gırdi. Telefona koğtu. Yakından bir. Ermi İğne yaptı. İl imdi Sel- min hareketsiz ve konuşmadan yatıyor. Yüzü bembeyaz - oldu. Ben epeyce oturdum ve çıktım. Doğru size koştum. Nejad gaşırdı. Biraz evvel Vildan'ın ölmesini düşünürken Selmin'in ölmesi ihtimali onu sarsmıştı. Bağını önüne eğdi: — Evet, dedi, nâhoğ bir şey. No. 62 Fakat merak etmeyiniz. Önle - nir, Neriman ayağa kalktı: — Yarın öğleyin Şükrü bey gelecek, dedi, aile doktorları imiş. Belki tanırsınız. — Tanırım. — Selm'u şimdi gizin tavsiye ettiğiniz dokzora — gidecek bir halde değil. Annesine de bunu söylemem 'tabii. Eve çağırılmaz © doktor, — Zarar yok. Sonraya kalır ©. Şükrü iyi bir dahiliyecidi. Neriman kapıdan çıkarken, Nejad ona Selminden bir iki Bgün gonra haber getirmesini ri- ca etti. Ve kız gittikten sonra şöyle düşündü: «Hüdiseler koşuyor. İnsanın halledemediği meselo- leri hayat halleder.» VEz Bi dava Yolları | ederse, ekmeklerin biraz beyaz çı - | o-| tesi akgam keman kutusu- nu da beraber alarak yalıya gi- derken, içinde yine korku ve YENİ P £ (İnsan için ikd tabiat vardır im tablatımız, diğeri ha riçteki Alemdir;) demiştim. Bu musahabemizin — başlıca mevmuu güzel san'atler bahaidir. Bu gü- zel san'atler bizlm, hariçteki ta- blatle hemen dalmi temasta bu. Bir SABAN r Bahslmiz yalnız estetik mes'e- Yazan: İ Filozof Riza TEVFİ 'elsefi Bahisle ışarıdaki tabiattan aldığımız nedir? Asıl sualimin cevabına gelince, lunmakta — olduğumuzdan doğ - |lelerine dalr olduğu cihetle her| Amiyane değil, psikolojik olmak KaT aeti e el Mf ba Ti TakinAi Bölt d ada aS MA A l e A GA İliyelim!.) görmek ve mek ka- | Teessüf ederim ki, — mufassal | Pression) dan ibarettir.) denil biliyetimiz sayesinde doğimu: program ve mükemmel - bir|bilirdi. Vakıa bu pek caki keli - Onun içindir ki, güzel in |fihrist tertip edip de ona göre| menin de pek doğru olmadığını menşel bu iki — (duyg mafa başlamndım, çünkü bu | bugünkü (palkofizloloji) ilmi pek Organes de sens) vâsıtasile ha-/'bir (tasarı — essay) diır, bir ki-||yi anlatıyor. Bunu biraz Izah e- İriçteki Alemden aldığımız iki tür- (tap değil ve pek genç fakat çok | deyim lü Çintiba İmpresslon) dir, ! tait bir dostumu — İstikbale dski Yunan — filosoflar |Bu hakikat (bedihi — övident) hâzırlamak için yazılmış tecrüibe|Demokrit pek büyük bir hekim dir. Yüni h şüpheye — meydan | kılıklı makalelerdir. O niyetledir| ve muharrir idi, Milâddan beşyüz İvermi V dhnimi anaat v 1, en ehemmiyetli ıstılâhları da ne evvel Gümülcine tarafların- mek için hiç bir delile muhtaç |nnlatmak vo bizlm - ilim lisanın- (da doğmuştu. Atom nazariyesini T e e Haai BBi SN eee Gi ae SK MA REnrila BK ST e a DT DA HsRmLana a n AD K ĞEZ bilmezler ve daha şimdiden doğ-|bulüt gibi bir hayâl peyda olu, Arivinde ua aa aei ee NLK DA Biyde oli CH.P 4 Gelelim ilk sualimize: muzun ayna gibi saf ve parlak h Bizlm tabiatten aldığımız ne-Jolan sathına o şeylerin gölgi | C H.P.nin |£ Ka a EEA AAA K, Ben bunu estetik'ten anlama - | Matbanda temiz ve beyas bir kü- ])IYâlllg() u Dörtbuçuk sene evvel-tertip edilen piyango bugüne kadar |çekilmediğinden bilet sahipleri |C. H. P. yi mahkemeye verdi | Artvin (Husust) — let hastahaneal - yapılirken — geliri in tamir v. , masrafları | hi karşılamak Üzere C. H, P. tava | fından bundan 4,5 sene evvel tertip edilen eşya piyangosu, bu güne ka- ar çekilmediğinden Va bu çekilme Ş sebopleri de halka lân - edilmi |alğinden ötürü — bilet « landırıldıklarını tddta ederek C, H, |P. yi mahkemeye vermişlerdi! Öğrendiğime göre mezkür piya go biletlerniden otuz bin adet satıl |”uş ve alınan para da C.H.P. ye n. İt işlerde ve gene C. H, P. ya ait o lupta bu sene yirmi bin lira kârla | maliyeye satılan hastaneye ek bina İnan tamiri işlerinde kullanılmıştır, |Mahkeme yakında başlıyacaktır. | Ticaret Odasındaki münhaller 'Ticaret Odasında iki mühim — ü. yelik münhaldir. Bunlardan birisi | Merhum Ahmet Karadan açılan O. da Meclisi birinci — relsliği, diğe merhum cezacı Hüseyin Hüsnüden | laçılan Oda idare heyeti Üyeliğidir. Bir türlü bu iki münhale tayin ya- pılamamaktadır. Bir otobüs biletçisi elektrik direğine çarparak yaralandı Dün akşam üzeri — Çarşıkapıdı feci bir kaza olmuş, goför Nacinia İâaresindeki 3056 plâka numaraşı Sirkeci - Eyüp otobüsünün biletçi 4i 14 yaşlarında Dinçer, otobüsün Virka Kapısını açıp yolcü toplar - ken, başını elektrik direğine çar- İparâk ağır surette yaralanmıştır. | Vaziyeti tehlikeli olan küçük bi. letçi, Güreba hastahanesine kaldı - İrimiy, hüdise etrafında tahkikala | başlasımıştır, Kömür tevziinde sırasıni rtvin Dev . leri do. kaybedenler Bu seneki kok kömürü tevziatı am olarak devam etmekte - | ' senelerin izdihamı — güz |önüne almarak bu sene yenlden 4 İ yerde açılan bürolar, halkın sıkıntı gekmesini önleniş bulunmaktadır. | Kömür Tevzi Müessesesi, yeni bir kararla gününde kümür alamı. n mağdür. olmaması için haftanın bir gününü sırasını kaçı ranlara tevzi günü yapacaktır. Kanatlılar toplantısı — | |dir Kanatlılar ” Cemiyeti caki — idare| heyeti ile yeni idare heyeti ” ara. İamdaki btf mahkemeye -intikal | etmek Üzeredir. Eski reisin tertip lenen piyango kazancıadan 33 bin liranın hesabini vermeyişi ihtilâ . fin büyümesine eebep olmuştur. Dün Eminönünde yapılması mu karrer olan kongre, ekseriyet ol madığından başka güne bırakılmış lır. Kongrede bu kasuslar konuyu. İsikiden veyahut heykeltraşlıktan, yan bir dostuma sordum. (Hava, Hu ve yiyecek ve giyecek gibi - yaşamak için neye — ihtiyacımız varsa - hepisini tabiatten alırız,) dedi. Vakıa bundan doğru bir ap olamaz. Lâkin bu cevap stetik mes'eleleri bahsine kapı açmadığı için, bence makbul ol- madı. Bu basit fikri herkes ka - bul eder ve ilmi olmayan konu; |malarda bundan ileri giğilmez. O sebepledir ki, halk arasında bu - ha dair şiddetli ihtilâflar olma mış ve münakaşalara meydan çılmamıştır. Biz estetik bahsinde- yiz. Bu kelime - güzel san'atle- rin başlca mevzuunu teşkil eden mes'eleleri tetkik ve halletmekle uğraşan bir hususi ilmin adıdır. Bu mes'elelerle uğraşan bâzı kim- selerin fikrine ve itikadına göre estetik, güzel san'atlerin yalnız birinden meselâ şilirden, ya mu- mimarlıktan bahsetmiyor. Onla - tın hepisini birbirlerile sıkı sıkıya alâkalı — bulunduran prensipleri ve mes'eleleri hemen ayni suretle fakat daha geniş ve umumi bir bakışla tecrübe sa hasında tetkik edip (kıymet) ve- riyor; hele teknik cihetine (yani zendat işlerine dair talimat ver- meğe kalkışmıyor. O sebepledir ki, estetik - doğru — mânasile - ilimden ziyade felsefeye benzi - yor, diyorlar. Ben tamamen bu fikirdeyim. Şimdilik o bahsi kur- calamıyacağım. Onun için bura- ya bir balmumu yapıştırıp bir: kıyorum. Tarifat ile biraz daha Ülfet ettikten sonra daha ziyade izah ederim. Şehir Meclisi Fevkalâde toplantısı Şehir meclisi fevkalâde toplantı. j sını Ağustos ayı ortalarında yapa. caktır. Bu toplantıda imar plânla. pından başka hiçbir mesele müza - kere edilmeyecektir. Ekalliyet okulları Türkçe öğrelmenleri 950 yılı başından itibaren Ekâlli yet okullarında vazifeli Türkçe öğ. retmenleri maa; Milli Eğitim Bakanlığından ulacaklardır. Ancak maaşlarda hiç bir arttırma yapılmı yacaktır, Vali rahatsız Vali ve Belediye başkanı Dr. Lüt fi Kırdar, dün rahatsızlığı dolayı . sile Adadan gehre inmemiştir, Ög endiğimize göre İçişleri - Bakanı dün Adaya giderek — Vali ile bik müddet görüşmüştür. Bakan dün akşan reket etmiştir , Çöken gazıno Pendikte Ankara caddesinde Ah met Öziaplanın sahil gazinosun . da düğün yapilirken gazinon'ün taraçamı çökmüş, davetliler denize dökülmüşlerei Kazazedelerden İhsan Turancılar ilc Hatico TTanık ağır sürette yaz zalandıklarından hastananeye Kül - Ankarı müşterek | İit üzerine bir şeyin resmini na- İsil tabederlerse tıpkı onun. gibi bir Çeseri intiba — impression) ; biz, birşeyin ne ol- İduğunu ancak — ruhumuzun sat - hında o geyin gölgesi muntabi, yüni basılmış olduktan sonra an- larmışız. İşte bir şeyin böyle vic- danımızdaki gölgesine bu filosof (idolon) derdi; bu kelime (idos) tan gelir ki, bir şeyin tıpkısı, ay- 'mı demektir. Fransızcada put mâ- 'nasını ifade eden (idöle) de odur. Ne gariptir ki, görmek keyfi- yetinin nasıl olduğunu tarif et- mek için bu filosofun icat etmiş olduğu bü kelime başlıbaşına 'nun uydurmuş olduğu faraziyenin yanlış olduğunu da ifşa ediyor, gizliyemiyor. Yirminci asrın a - tom hakkındaki mühim keşfi- yatı hakkında (kat'i ve müsbet exacte et positive) olarak ver- diği malümata göre gördüğümüz şeylerden hiç birinin aslı fash iyok!.. Bize ağaç, taş, hat insan İsuretinde görünen bu şeyler ha- İkikatte birer kehkeşan gibiymiş. Biz hiç aslı böyle olmayan şeyle- ri gu hezapsız, acaip — varlıklar İşeklinde görüyormuşuz; tıpkı rü- yâ görür gibi!.. Demek ki, şu İ- çinde bulunduğumuz maddiyat â- lemini biz bu şekilde olarak ken- di hayalimizden uydurmuşuz. Öy le insan, her şeyden evvel, bir artist ve mucizeler yaratan bir artist imişiz!.. Aklı selime fena halde karşı gelen bu iddin yalan değil, bugünkü riyazi fizik ilmi- nin tecrübe sahasmda muvaffa- kiyetle tahkik ve isbat etmiş ol- Kıbrıslı öğretmenler Bursaya gittiler Misafir. Kıbrishi 'Türk Öğretmen ler, dün sabah Mudanya yolu ile Bursaya gitmişlerdir. Öğretmenler çarşamba günü Yalova tarikile geh Timize döneceklerdir. Pergembe akşamı Öğretmenler 1 gij Marmarada bir. mehtap gezisi tertip edilmiştir. Yeni kaymakamlar Şehrimiz yeni Kaymakamların dan bir kısmı gehrimize gelerek y ni vazifelerine başlamışlardır. Ü küdar Kaymakamlığına tayin edi - len mülkiye müfettiyi Rıfat Erda l yerine şimdilir. vilâyet malyet memurlarından Necdet — Duman'ın vekület etmesi uygun görülmüştür. Diğer taraftan Adalar Kayma - kamlığına getirilen Cemal lu, yeni vazifesine dün başlamış - tır, Şüra toplantısı 22 Ağustosta — toplanacak olan Maarif Şürasına 258 maarifçi işti. râk edecektir. Şüraya ayrıca Üni - versite rektör ve dekanları da da-, vet olunmuştur, Öğretmen kadroları Orta tedrisat kadrolarının hazır. danmasına — devam - olunmaktadır, kadroların rasyonel bir şekilde tan zimine gayret sarfedilmektedir, Çırılmışlardır. HAdise tahkık ed. larak bir karara varılacaktır. merak vardı. Bu — sefer daha fazla korkuvordu. Bu sefer Vil- danın ona hazırladığı çılgın sür priz ne olabilirdi? Yine mi onu bayıltıcı bir arzu ile bunaltıcı bir korku arasında sıkıştıracak #aşırtacak ve kalbini çarptır caktı? Nejad bu oyunlardan bi- rinin ciddi bir tuzak olmuyaca- ğından da emin değildi. Vilda- zin aklına ve ruhi muvazen sine güvenilemezdi. Bir çılgın- hk ünında elinden — her türlü kaza çıkabilirdi. Nejad yalının bahçesine gir- diği zaman durdu ve binanın harap arka cephesine baktı. İş kapı, geçen seferki gibi yine a- kt. Yürüdü ve tereddütle içeriye girdi. Burası her zaman ki gibi karanlıktı. Ansızın bir hücuma uğraması ihtimali var. miş gibi durdu. Kulak kabart- tı. Muzik sesi falan duymuyor- du. Şüphesiz Vildan bu defa ayni oyunu tekrarlıyacak değil- di Nejad evvelâ yazıhane odası- na girdi. Vildan orada yoktu. Sonra koridordan deniz üstünde ki salona geçti, Sedirin üzerin- de uzanmış yatan kadın nu gö- rünce doğrulmuştu. Ayağa kalk tı, Ona doğru sessiz ve bir kaç adım attı. Üstünde bir rob, gözlerinde bir. derinlik ve balinde bir ni vardı. Ki- bar ölçülü ve zarif bir jestle o- "na elini uzattı: moktedir, — Teşekkür ederim, dedi, ke- mani unutmadın. Bilhassa bu- gün ona çok ihtiyacım var. Sesinde ağır keder bulutları yüzüyozdu. Nejad, Vildanı hiç bir gün bu kadar derin ve sa- kin görmemişti. Yeni bir çılgın- lik beklerken, bütün korkula- rını hayrete çeviren bu ciddiyet önünde söyliyecek bir şey bu- lamadı. Köman kutusunu elin- den bıraktı ve Vildanla karşı- lıklı oturdular. Her çeşit miz: cı ve hüviyeti kendisine yakış- tırmasını bilen bu kadını cid- 'yet de çılgınlık kadar güzel leştiriyordu. Nejad, bir an, o nu ilâm aşk edecek kadar hay- ranlık duydu, fakat sustu Bakıştılar.... Vildan gözlerini ondan ayır mıyarak dedi ki: Bugün çok kederliyim, Ne- jad. Böyle, nasıl diyeyim, en derin yerimden yaralanmış gi- biyim. Önüne bakarak devam etti: — Bugün kendimi hiç beğen yorum, Nejad bu kederin sebebini anlamış gibiydi. — Fakat nelor bildiğini hiç belli etmemeğe ça- hışarak: - Vildan, dedi, bilâkis, bu- gün ben sana her zamankinden fazla hayranım. — Ruhunda bü: yük ve ağır bir gey taşıyanlar kadar güzelsin. Kadın gözlerini yumdu, mi içi. Yeni gekille hoca tasarrufu ci . hetine gidilmiş olacaktır. a— —— ——— ——— —— ——— — ni çekti ve dedi ki; — O büyük ve ağır şey be- nim.. Benim ruhum 0.. Onu Büç taşıyabiliyorum. — Kederli görünüyorsun. — Çok, pek çok, Ölüme âşık olacak kadar kederliyim. Bir sebebi var mı? Vildan düşündükten cevap verdi: — Var ve yok. Beni bu ka- dar kederlendirecek kadar bü- yük bir sebep yok. Fakat dün gecedenberi -hayatımı düşün- düm. Kendimi çok mânasız bul- dum. Bütün ömrü münasız ha- yaller içinde geçmiş, nafile bir kadınım ben. Nejad bu sözleri lâtife telâk- ki ediyormuş gibi gülümsedi: — Hayır, dedi, sen benim ta- nıdığım kadınların en mânalı- sısın, Fakat beni meraka düşü- rüyorsun, Bir gey mi var? Ne- ye canın sıkıldı? Vildan içini çekerek cevap verdi: — Selminin geldi. Ve Nejadın yüzüne bütün dik katiyle baktı. Onda aradığı reaksiyonu göremeyince acı bir sesle devam etti — Sen buna ehemmiyet ver- mezsin. Hakkın var. Selminin kalbinde ve ciğerinde olup bi- ten nereden — bilecek- sin? sonra ağzından — kan şeyleri (Devamı Var) dırgama olmuştur. | İce 408 kar —X r İ SA duğu en büyük hakikattir. — Ya- lan varsa, bütün insanlarla be- raber en büyük filomofları — ve peygamberleri de aldatan bu addiyat âleminin hiç maddi ol- mayıp, dalma çalkantı ve Ihtizar hülinde bulunan bir nümütenahi kuvvet ve kudret geryası olma- sıdır. Bu hakikat bizi bir hamlede en işık bir felsefe bahsine atıp tte bırakıyor. Bu hâle göre l nefise ve estetik bahsi noreye sığar ve bahse değer mi? diyeceksiniz!, Hayır, güzel san' Jatler varlığın - hakikatine değil 'ahirine, görünüşüne bakar ve ancak © cihetle alâkadardır. O - nun bu keşfiyatlan pervası yok- tur. Bahsimize devam edebiliriz Bu bahse dair gelecek sefer - her: kesin anlayabileceği kadar « vü. zih izahat vereceğim. Yeni Ticaret rejiminin izahı meselesi İthalât ve ihracat işlerin: ticaret rejiminde Istikrar bulı dığından karışıklık devam etn dir. Yeni rejim, ticaret sistemimizde diye kadar alınmayan tedbirleri ihtva ettiğinden piyasada bir ya. yeni kte Bu husus, Ticaret ve Ekonoml Bakanlığınca da düşünülmüş ola. cak ki, Ticaret Bakanının İstan . bulâ gelip tâcir ve sanayici ile te. ması takarrür etmiştir. Yeni ihracat mevsimine girilmek Üzere bulunulduğu şu günlerde Ti caret Bakanının bizzat gelip itha- lâtçı ve Jhracatçıları dinlemek — is. temesi piyasada Iyi karşılanmış - tır. Bakanın — şehrimizdeki tetkik - lerinden sonra yeni / ticaret rejimi ni daha iyi anlamak kabil olacak. tır. Sahtekârlık dâvâsı Hirteci Ağir, Cem Mabildilin ” e geiebir aet “aiyenm li Te Tünliyeslelen (eepiaN Brgürün başkanlığında Tahir 'Dinç ve Üsküdar Belediye Muhasebesin. baçzkmur. ll Dalamdar b Bekki plan Hazüki' gkaata ee İkt Kalüleyomu Yasıiyeti saüddetin. K çe Bunlardan Yalovanin dört köyü. Na ait T karar da #khaf maentaat Ka tÜe eli iak Tei Ka Balla, KDA DBti sikteln Sit Di SAğIr Od maykbi c İiE GEvağ Tanlkamğ, Hizikla £ AAA AY İla hi Din G SuRmada Hlamt balunmuşlardır. Banıklar - sorgülarında ienalları sekdetmililer, aröAnün bülbekür. öi eömnağn ba Kamacan Müc el İl vakuf tetkikatile kolayca anlaşı İabileceğini #öylemişlerdir. Sanık ve vekillöri İsmall Ayge- nla talebile “muühakemenin — gayrı mevkuf cereyanına karar verilmiş Ve dürüşma gahitlerin — dinlenmesi için başka güne kalmıştır. Ayağı - kırıldı Dün sabah aaat 1le doğru An. kara caddesinden #üratle geçmek - te olan 5646 aumaralı taksi, Ana.. dolü Ajanın önünde Mehmet adıa. da bir gazete müvezzine çarparak bacağının kırılmasına sebap olmuş tur. Yeni giresun gemisine merdivenler ilâve edildi Denizyolları Umum Müdürü Ce- mil Parman ve ve basın mensupla- Ti dün, Amerikadan yeni gelen vi iç hatlarda işletileceği cihetle ma. halli ihtiyaca göre tâdil edilip 1 lâveler yapılan Giresun yolcu ge - misini, gezmişlerdir. Gemiye yeniden dört enerdiven 1. lâve edilmiş ve bir yangın vukuun dan can kayıbını önlemek için am. bar ile üçüncü mevki yolcu salonu birbirinden tamamile ayrılmıştır. 549 yolcu alan vapur, pazartesi sabahı — Karadeniz sürat postası seferina çıkacaktır, Evvelki gün Amerikadan gelmiş olan Trabzon vapurunda da iç hat larda çalışacağı cihetle gereken tadilâta bu günlerde başlanacaktır. İki yaşlarında bir çocuk pencereden düştü Haseki caddesi 67 mumarada 0- turan SalihUzunun oğlu iki yaşla- rında Fahrettn, dün pencerelden dışarısını seyrederken sokağa düş - müş, kol ve bacakları kırılmıştır. Haseki hastahanesine kaldırılan ço cuğun siblit dürümü tehlikelidir, Bir motör battı Dün akşam Üzeri Sarayburnu a. çıkdarında Yağkapanı iskelesine ait ve Ahmet kaptan idaresindeki 317 numaralı içi dola — motör, havanın, muhalefeti yüzünden devrilmiştir. Kaptan ve motör kurtarilmış, fakat karpuzlar - denize dökülerek Zayi olmuştur. Ordu gençlerinin Giresundaki musi konseri Giresun (Hususi) — Giresun Halkevinin dâvetlisi olarak şeh- rimizi gelen Ordu Halkevi Güzel Sanatlar musiki kolu — gençleri şehrimizde bir alaturka — konser vermişlerdir. Kalabalık bir dinle) ğunun hazır bulunduğu, konser çok muvaffak olmuş, dinleyiciler Misafir san'atkârları sürekli al- kışlarla takdir etmişlerdir. vride sıtma toplulu mücadele faaliyeti Silivri (Hususi) — Kazamızda faaliyette bulunan sıtma mücade lo teşkilâtı kazanın bütün köyle rinde D. D. T. tatbik ederek mu- zir haşaratın itlafına başlanmış- tar. Mücadele tabibi ile mıntaka memurunun çalışmaları — halkın İtakdirini kazanmıştır; İrelsten biriydi TAĞUSTOS 101b TE ' UĞUK Hâlid bin Velid ve Ebu Eyyüh Hâlid Ensari... Okurlarımızdan, tsminin masını İstemeyen bir. bayan — «Haz retl Ömor» tefrikasından dolayı te şekkür ettikten — sonra — diyor W Hazreti Hâlld Bin Velld hakkında bİZİ Venvir #tmenizi rica — edorim.. Mesolâ siz. Hazreti Halid'in Ara - bistan'da öldüğünü yazdınız; Takat masıl oluyor da Eyüp Sultan dedi- Bimiz Hazreti Halld Bin Velid'in (1) türbesi İstanbulda bulunuyor? Vak- tile bir tarih kitabında okuduğuma göre Fatih Sultan Mohmed'in İstan- bul muhasarası sırasında hocası Ak gemseddin, Hazreti Halld'in mezar vi olarak İstihare e şimdiki Eyüp Bultan türbesinin butunduğu — yöri göstermiş; İkinci Ihtimal olarak da Eyüp Sultan camli şadırvanının bus dunduğu yerl İşarot etmiş. — Bunlar yanlış midir?» Halld bin Velld ile Ebu Eyyub Hâlld Ensarı başka başka şahislar » diry birincisi müstümanlığın doğdu. Bu sırada Mokke'ye hâkim - olan an Hazreti Ömer de bu relslor arasında bulunuyordu;. Sonra müslüman oldular. İkincisi iso adından da anlaşılaca- di Üzere Medine'lidir. Hazretl Poy - gamber bu şehire hioret ettiği za « man onün babatı Zoyd'in evine mi- safir olmuştu; bunun İçin kendisi. ne «Peygamber mihmandarı» derler- di. Ebu Eyüp bir çok muharebelerde bulunmuş, kahramanlıklar göstermiş, hattâ İslâm . Peygamberinin sanca - Kina taşımıştır. <Alemdar-ı Peygam beri> diye anılması bu yüzdendir. Muaviyo hlorl 40 ve Milâdi 670 yılında Süfyan bin Avf komutasın. da bir orduyu İstanbul Üzerine göne dermiş; Oğlu Yezld'e de beraber git. mesini emretmişti; fakat koyfine ve rahatına düşkün olan Yezid ayak sürü Müş geri kalmıştı. Bunun Üzerine Mu aviye orduya yetişmesi için oğlunu tehdit edince © da ister lstemez 4000 kişilik bir tümenle yola — çıkmıştı.. İşte Ebu Eyyüp bu askerler da bulunuyordu. Hazterit Ebu Eyyüp çok Ihtiyardıy mahasara esnasında hastalanarak ve« fat ettiş sürların yakınına gömdü - ler, Okuyucumuzun da İşaret ettiği Ü- zere 783 sene sonra 1453 MÜlMdİ yı- Imda, Türk ordusu Bizansı kuşat « mişken Fatih Sultan Mehmed'in ho- cası Ak Şemseddin mozarın yerini köşfettiş. daha doğrüsu oraya — bir türbe ve bir caml yapıldı. Osmanlı padişahları tahta çıktıkları zaman orada kilip kuşanırlardı. Ebu Eyyüp mezkür camiin şadırva- ninin bulunduğu yerde gömülü bu. dunduğu rivayeti doğru değildir. Şa- dırvan her camide vardır. ve dalma avlunun ortasındadır. " Kadircan KAFLI Maraş vali vekili vazifesi- ne başladı Maraş (Hususi) — İlimiz ve- kil valiliğine tâyin edilmiş olan mülkiye müfettişlerinden Nuret- 'tin Öz.öbek, cuma günü şehrimi- ze gelmiştir. Kendisini şehrin methalinda bir kıta asker ve şeh fin ileri gelenleri karşılamıştır. Tavas ortaokulu için bağış Denizli (Hususi) — İlmizin Ta vas ilçesinde, mahalli halkın yar dımlarile yapılacak olan Ortao- kulun bina yeri için Tavas kasa- bası halkından Ömer Güngör is- minde bir vatandaş, 3000 metre karelik arsasını okul adına hiy- yardımlarile inşaata pek yakın- 'da başlanacaktır. İş Bankasınin açacağı yeni şubeleri Ankara: 6 (Hususi) — Türki- ye Iş Bankasının Kocaeli ve De- nizlide birer şube — açmasına Bakanlar Kurulunca izin verilmiş Ür. Yeni Antep ve Erzincan valileri Gaziantep: 6 (A.A.) — Yeni vali İhsan Ecemiş buraya gele- tek işe başlamıştır. Erzincan: 6 (A.A) — Yeni va- li vekilimiz. Ahmet Koçak dün Erzincana gelmiş ve — vazifesine başlamıştır. C-CTAKVİM )— açıktanı aa |ASASTOS T inert 1866 7 1466 Temmuz Şevval PAZAR 25 12 Hizırı 88 - Ayı 8 - Güni ( Nöbetçi eczaneler 1 7-8-949 Aksaray — : Yenikapı Sarım Beyamt — : Gedikpaşa : Kinyonli Beyoğlu BAkai Bminönü — : İstanbul Fatih 3: Üniversite Kadıköy Yekdeğirmeni Kasımpaşa : — Merker Samatya — : Erofilos Ec. Topkapı Hamdi Emg Üsküdar —1 İmrahor

Bu sayıdan diğer sayfalar: