13 Ağustos 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

13 Ağustos 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA : $ A ee ae e $ Ekonomik vaziyet SaraAaAA AA AAA ) ; aranan Ek sirküler GlEEEENÜ! 12 Ağustos 1040 Çekler 1. Sterlin 11.38.56 100. Dolar 28235 * 100. Franmz frangı — 102.904 100. Florin 105.54.68 100. İeviçre frangı 6573 100. Belçika frangı 63.887 100. Çekoslovak Kur. 5.68 100. İsviçre Kur. 77.88.00 100. Eskudo 1124965 Esham ve Tahvilât $e7 falzli tahviller : Alış Satış Sivas-Erzurum E — 20.30 20.30 Sivas-Erzurum 2-7. 20.00- 20.00 1941 Demiryolu T 20.60 20.60 1941 Demiryolu TE 20.15 2015 * 1941 Demiryolu III 19.70 - 19.70 Milli Müdafan D — 20.55 20.55 Milli Müdafaa I 19.90- 19.90 Milli Müdafaa TIT 2044 204 * Milli Müdafaa IV 20.85 20.35 * 966 falzli Istikrazları Kalkınma istikrazı 1941 demiryolu IV 95.30 - 95.30 Ticaret ve Ekonomi Bakanlı- ğandan bildirilmiştir ; 326 sayılı girkülerimizin 6 ncı maddesinde, lisansa — tâbi ihraç muamelelerinde lisans istihsalin den önce yapılan bağlantıların Hsans mercilerini ilzam etmiye- ceği kesin olarak ifade edilmiş 've ancak ilgilinin Gdilediği tak- dirde, miktar ve kaymet tasrihi guretiyle daha önce istimzaçtu bulunabileceği belirtilmiştir. Bu- na nazaran, lisans ve istimzaç muvafakati alınmadan kat'i bağ- lantılara gidilmemesi icabeder. Ayni sirkülerin 13 üncü mad- desinde, müktesep hakların mah fuz tutulması mülâhazasiyle dec- piş edilen haller, yukarıda bal geçen 6 ncı maddedeki gibi sarih bir hükmü ihtiva etmiyen 239 sayılı sirkülerin tatbik devresin- de başlamış muamelelere münha- sır bulunmaktadır. İlgililerin, 326 sayılı sirküler çerçevesi içerisinde — girişecek- leri muamelelerde, lisanshı ihra- catta istimzaç ve lisansa tekad- düm eden bağlantıların lisans mercilerini ilzam etmiyeceğini nazara almaları lüzumu tebliğ olunur. Altın fiatları Kaç zamandır yükselen altın fiatları; Anadoludan fazla mik- tarda piyasaya altın gelmesiyle fiatlar tekrar düşmeğe başlamış- Kalkınma I 9545 9545 * Kalkınma II 9AŞ DSAS 1948 Tahvili D — 95.30- 95.30 * 1948 Tahvili I — 9545 9545 * $8 falzli İkramiyeliler 1933 Ergani 2275 2215 1888 İkramiyeli — 2010 2020* Müli Müdafaa —— 2075 2075 Demiryolu IV — 9710 9710 Demiryola V 97.95 9796 * Anadolu D. Yolu Grupu: Tahviller 1-2 — 109.00 109.00 9660 hisse senetleri 61.00 - 63.00 96100 hisse senetler 99.00 - 99.00 * Mümessil senetleri 65.00 65.50 Şirket hisseleri Merkes bankası — 112.50 112.50 İş Bankası 2450 2450 T. Ticaret Bankası — 500 500 Aslan Çimento — 1600 16.00 Şark değirmenleri 22.50 22.50 Kredi Fonsiye tahvilleri 1903 198.00 200.00 1911 154.00 155.00 Amorti 101.00 102.00 Kupon 3 240, Borsa harici altın fiatları Türk altını 4250 42.70 Reşat altıma 4490 4495 Hamit 4200 4210 Aziz 4170 41.80 İngiliz 6T00 5775 Gülden 40.80 4090 Fransız Kok 4625 46.50 Napolyon 45.50 45.70 İsviçre A. 42.50 42.60 Külçe degusa 641 642 Külçe yerli 637 6.38 Plâtin C. 1225 1250 Beşibirlikler İsmet 209.00 210.00 302.00 304.00 250.00 252.00 226.00 227.00 240.00 242.00 Liralık ziynet altınları Reşat &100 8200 Hamit 7600 77.00 Vahit 70.00- 71.00 Ankara 5800 59.00 Arma iki buçukluklar 207.00 200.00 180.00 185.00 165.00 167.00 140.00 143.00 Cumhuriyet altınları Liralık ge 43.00 43.50 İki buçukluk geniş 106.00 107.00 Beşli geniş 205.00 206.00 Yarım lira 2250 2275 Çeyrek lira N20 1175 Serbest piyasada dövizler Dolar N. V. 462. 465. Dolar elektif —— G47 — 450. İviçre frangı 5 116 Fransız F 45) F. — 100100 £ Takas dolar — 480 Takas sterlin iş B lar saat 17 de tespit edilmiştir. tır. Tedavüldeki p 'T.C. Merkez Bankasının 6/8/ 1949 tarihindeki vaziyetini gös- teren bültene göre tedavüldeki paramız miktarı 891.772.774 lira- âr, Altın stoklarımız Dahilde 69.736.816 kg.; hariç- 'te 72.498.796 kg. olarak gösteril- miştir. İzmir fuarı İzmir Enternasyonal Fuarı bu ayın 20 sinde açılacak ve eylülün yirmisine kadar devam edecek- tir. C.HLP. çevreleri, Fuarın açıl- masına ehemmiyet vermektedir- ler. Cumhurbaşkanının açılış gü- nünde bir söylev vereceği — Üze- rinde de durulmaktadır. Bununla beraber Puarı tertipliyen İzmir belediyesinden hiç bir harekot müşahede olunmamaktadır. Sa- nayiin merkezi sikleti - İstanbul olduğu halde şehrimiz sanayici- leri ve İstanbul Ticaret Odası sergi hakkında hiç bir malümata sahip değildir. İlgililer Fuar ko- mitesinin kâfi miktarda reklâmn ve propaganda — yapmadığından şikâyetçidirler Çatalağzı santralı Dünkü & —h gazetelerinden biri Zonguldak c'varındaki Çatal ğzı elektrik santralından İsta:- bulun da faydz'anacağımı ve şim diki santralın yedeğe alınacağını yazmaktadır. Çatalağzından İstanbula elek- YENİ SABAN Marmara'nın inciti " Büyükada' vak'alarına sahno Burada da bir çok kiliseler ve manastır. vardı. Ayayorgi manastırı bunlardan biri- dir ve 6 ncı yüzyılda inşa edil - rip bir tecellidir ki, diftiye nefyedildi sedi 808 yıl tirilerek bu manastıra Fakat mezarı bir türlü bulur mastırı 1828 yılında Rus esirlerine mesken olmuştu. Müden rında 1840 da demir Buradı - harabelerine rastlan - yarak onunla evlendi. Bu tırına gönderdi. tilmekte idi nastırının eden Ru dildi. maktadır. Bu manastır 578 yılın- da yapılmıştı. İmparatoriçe İren, hükümeti ele almak için oğlu 6 ıncı Kostantin'in gözlerini oydurtmuş, torunu Efrozini'yi de Bi manastırına hapsettirmişti. hinin defahati ve sonsuz menfa olmuştur. YUR a G MMücerterleri içip beş yıl sonra İren'in tacı başından atılarak Mi- orada öldü. Ce da Büyükadaya ge- gömüldü. miştir. Bu manastırlardan — biri, — dı. Buraya bapsedilmiş olan Efro- yakın tarihe kadar timarhane ola- —zini İmparator Mişel tarafından Tak kullanılmıştı. Ayayorgi tepe- — üzad edildi, İmparator Efrozini'ye Ginin eteğindeki — Ayanikola ma- — âşık oldu. Karısı Tekla'yi boşü- Fakat bir müddet sonra tahta oğlu geçince Efrozini tekrar Büyükada manas- 860 yılında Marmaraya akın T tarafından yağına e- Büyükada manastırı Bizans tari- aşkları ile meşbur İmparatoriçe Zoi'ye de 1802 yılında Bi- DUMUZUN | iepi Adalara eski asırlarda bir bakış.... Adalar: Büyükada zansı istilâ eden Lütinler, manas- — manastırın harabeleridir. Bu ada tırı yağma ettikten başka içinde- — bir aralık hapishane vazifesini de kileri de esir olarak götürmek su- — görmüştü. Korkunç mahzenleri bu retile boşaltmışlardı. lunan/ hapishaneye Bizansın asıl- zadeleri ve tehl görülen kim- ADALAR; TAVŞAN, YASSI VE ieler abilırlar, Ölüncere kadar . sİMİ rada birakılırlardı. Tavşan adaşının eski adı A İngiltere sefiri Hanri Bulver bu- tos'dır. Burada pa rada bir köşk yaptırmıştı. tarafından inşa edilmiş bir manas- — Sivri ada (Oksiya) da da kilise tar vardı, Buraya da İmparator — ve manastır harabeleri vardır. Bun Romen'in oğlu Kostantin ve pat- — İar patrik Anastan tarafından yap Teodor nefyedilmişlerdi. B Bün bomb Buraya bazı haydut- an adada etmektedirler. ların sığındığı da rivayet edilmek tavşanlar ikamet tedir, 1910 da İstanbul köpekleri Bu tavşanlar 1870 yılında neslin - buraya nakledilmişler ve o zaman aslâhı için getirilmişti. bunun bir çok dedikoduları ve ten- Finti ve Oksişa adalarının da — kitleri yapılmıştı. Meşbur Fransız Bizans tarihinde yeri vardır. Bu- — karikatüristi Cem bu köpekleri gün Yassı ada dediğimiz adanın — görmek için gitmiş, — resimlerini tepesinde görülen harabeler, patrik İnas tarafından yaptırılar yapmış ve acı tenkidlerde bulun - tamiri yaptırılacaktar Devlet Hava Yolları Genel Müdüriüğünden 1 — Ankara hava alanında asfalt püskürtme usulü ile yap- tırlacak pist tamiri işi kapalı zarfla eksiltmeye çıkarılmıştır. trik nakledilmesi için 25 milyon 'Türk lirasına lüzum vardır. ki şimdilik buna imkân bulunama- maktadır. Hükümet, henüz bu santraldan yanıbaşındaki Fily 3a ateş tuğlası fabrikası ile Kara- bükü bile faydalandıramamıştır. Viyana ile ticaret Ağustosun 18 inde yürürlüğe girecek olan Türkiye - Avustur- ya ticaret ve ödeme anlaşmaları bakımından — Viyana milletlera- rası Puarına ayrı bir ehemmiy*-t verilmektedir. Fuarda teşhir edi- lecek Türk malları yola çıkarıl- mış ve memurlar tefrik olunmuş- tur. İncir baremi İzmir, İncir Tarım Satiş Koo- peratifleri Birliği; ortakları için incir baremini tesbit etmişti Fiatların vasati olarak; iş mı için 50, kürek malları için kuruş; 100 adetten yukarı kürek ıca'larının İzmir teslimi 32 ku- ruş olacağı ve tamimin yakında kooperatiflere gönderileceği öğ- renilmiştir. Eulunmuş Eşya 1949 Temmuz ayında Tramvay, Tünel ve Oto- büsl İ. E. T. T. Umum Mühtelif cins çanlalar Tek ve çift kadın ve erkek eldivenleri ayı Kadın ve erkek şemsiyeleri Bastonlar Kitap ve evraklar Sefer tasları 'Yün atkı ve eşarplar Dalma kalem Gözlükler ö Röntgen filmi Şapka, bere ve kasketler Hırdavat ve mühtelif eşya Bir miktar para .. Bu eşya sahiplerinin Galata Tünel arkasında Hareket Dali. (11867) resine müracaatları. Satış de bulunan eşyanın müfredatlı listesi r Müdürlüğünden: Adet 29 5 4 12 2 fakkabı ve çocuk patikleri 2 — Muhamvnen bedeli 28,868 lira $4 kuruştur, Geçici temi. matı 2165 lira 17 kuruş olup bu para Merkez Bankasında 1543 sayılı hesaba veyahut Genel Müdürlük Saymanlık veznesine ya- tırılacaktır. 3 — Bu işe gireceklerin fenni şartnamenin üçüncü madde. sinde yazılı ehliyet belgesini alarak kapalı şarttır. zarfına koyması 4 — İsteklilerin buna dair şartname vesair belgeleri İstan- bulda Yeşilköy Hava Meydanı Müdürlüğünde, Ankarada Genel Müdürlük Levazım Müdürlüğünde görülmesi mümicündür. 5 — Eksiltme 26/8/949 tarihine rastlayan cuma günü saat 11 de Ankarada Hava Yolları Genel Müdürlüğünde müteşekkil ahm ve satım komisyonunda yapılacaktır. 6 — İsteklilerin kapalı zarflarını ihale saatinden bir saat ev. vel mezkür komi: (11663) yona vermeleri ilân olunur. Çağrı Yd Top. Teğm, Nazmi Köksal 58285 in Eminönü As. Şubesi (3047 — 11852) e Müracaat etmesi ilüm olunur. 0/.6 Faizli Birinci Tertip 1949 istikrazı 1949 istikrazı Tahvilleri 15 Ağuslos 1949 Pazarlesi sabahından itibaren satışa çıkarılıyor 100 Lira itibari değerli bir tahvil 95 liradır. Bu tahviller de, diğer Devlet İç İstikraz Tahvilleri- nin bütün imtiyaz ve muaflıklarını haizdir. Yüzde 6 lânı Aşağıda cins ve miktarı yazılı köhne eşya 2/9/949 günü eat 14 de Eyüp Zâl paşa camisindeki komisyonda satışı yapı- Jacaktır. Taliplerin belli vakitte komisyona müracaatları Miktarı Cinsi kilo Köhne fotin 26217 Kötme pamukla 4580 Köbne çıval 28710 Tutarı 'Teminatı lira 28897 50446 861 6458 3007 — 11853 faizli Tahvillere her yılın 20 Şubat, 20 Ağustos tarih- lerinde bol faiz ödenir. İkramiyeli Tahvillere 20 Ağustosta ödenecek faiz- den başka 20 Şubat ve 20 Ağuatos tarihlerinde: Adet Miktar Lira ı 10.000 2 8.000 4 1000 » 500 10 260 ı 387 İkramiye dağıtılır. Faiz ve Ikramiyelerden hiç bir vergi ve resim alınmaz. Satışlara 15 Ağustos 1949 Pazarteâi günü sabahı başlanacak ve 20 Ağustas 1949 Cumartesi günü son verilecektii SATIŞ YERLERİ : BÜTÜN BANKALAR» Enmükemmel ve hülfetsiziradı!! Devlet Tahvilleri getirir. 11320 Asfalt püskürtme suretile pist' ikramiyeli */, 4 '/, Faizli Birinci Tertip || D. Cenizyolları ilânları Şehir Hatları İşletmesinden 15/ağustos/1949 pazartesi gününden itibaren aşağıda yazılı seferler kaldırılmıştır: 1 — Kadıköy'ünden Köprü'ye gece saat 3 de hareket 425 sefer, 2 — Usküdar'dan Köprü'ye gece saat 3 de hareket eden 229 sefer, z 38 — Köprüden Kadıköy ve Haydarpaşa'ya gece saat 3,30 da hareket eden 412 sefer, 4 — Köprü'den Usküdar'a gece saat 3.30 da hareket eden 226 No,lu sefer, Sayın yolculara ilân olunur. eden — n582 — Hudut ve Sahiller Sağlık Genel M üdürlüğü Satın alma Komisyonundan 1 — Şartnarnesine tevfikan Genel Müdürlüğümüze bağlı Tuz. la Tahaffüzhanesi binalarında yaptıylacak tamirat açık eksilt. meye konulmuştur. 'Tahmin bedeli 5926 lira 30 kuruştur, 2 — Tamir işine ait fenni ve idari şartnameler 30 kuruş mu - Kabilinde Genel Müdürlüğümüzden satın alınabilir. 3 — Açık eksiltme 28/Ağustos/1949 salı günü saat 15 de Ga- latada Karamustafapaşa sokağı'nda Hudut <e Sahiller Sağlık Ge nel Müdürlüğü Alım ve Satım komisyon'nda yapılacaklır. 4 — Muvakkat teminat parası 444 Dörtyüz kırk dört lira kark yedi kuruştur. 5 — Eksiltmeye gireceklerin 1949 senesi ticaret odasına kayıt olduklarına dair makbuz veya belge ile birlikte idari şartnamede aranılan vesikayı göstermeleri şarttır. —3 — İi G dazan: Eski bir pehlivar den sarm — Kalkar efendimiz! — Pek zannetmiyorum. kolay kalkamıyacak. Arnavutoğlu — Karamanda'yı yere aldıktan sonra hemen muh telif oyunları almak için birer birer denemeğe başladı. Oyun- 'una geçiyor, altmak, hangi oyunu ala- cağı hususunda kendisini şaşırt mak için elinden geleni yapı- yordu. On dakika kadar sonra Kara- manda tamamile şaşırmış bir du Ko- lay ruma düşmüştü. Arnavutoğlu - nun kıvrak güreşi, oyundan ©- yuna geçişi ve durup dinlenme- den çalışması, Karamanda'yı şa gırtmıştı. — Adetâ elleri kolları bağlanmıştı. İlk zamanlar, yâni yere düşünce, kalkmak için bir kaç beyhude hamle yapmıştı.. Fakat bunlarda muvaffak ola- mayınca bu sefer yere yapışmak tan ve beklemekten baş e bulamamıştı. Arnavutoğlu — onbeş dakika müddetle Karamanda'yı adetâ hamur yuğurur gibi yuğurdu.. Onu istediği hâle getirdiğine kani olduktan sonra âni bir bel kündesi kaparak koca Karaman dayı başının üstüne dikti. Aşırıp sırtüstü atarken Kara- manda dönüp yere yüzükuyun düşmeğe muvaffak oldu. Doğrusu Arnavutoğlunun bu L oyunu alışı da, Karamanda'nın kurtuluşu da şaheserdi. Abdülaziz: — Aferin Arnavutoğluna! de- di. Yüz yirmi okkalık Karaman da'ya kündeyi ne güzel attı. — Fakat Karamanda kulu- nuzun dönüp kurtulması da az marifet sayılmaz sultanım! — Doğru! hakikaten bu kur- tuluşu Karamanda'dan başkası yapamazdı. Künde de, kurtuluşu da birbirinden güzel oldu. Abdülaziz çok doğru söylemiş ti. Hakikaten künde de, kurtu- luş da şaheserdi. Karamanda tekrar yere yapışmış, yeni teh- likenin nereden geleceğini b liyordu. Arnavutoğlu ayni kü de oyununu bir iki defa daha tec Tübe etti. Pakat Karamanda'yı yenemedi. Arnavutoğlu bir iki oyun da- ha tecrübe ettikten sonra bir- denbire kimsenin aklına getire- miyeceği bir iş yaptı. Karaman- dayı bırakıp ayağa kalktı ve çır pindi. Bu suretle Karamanda'ya da ayağa kalkması için fırsat ver- miş oldu. Karamanda hemen ye- rinden kalktı. Ve Arnavutoğlu- nun karşısına dikildi. Güreşi seyreder. diğer pehli- vanlar Arnavutoğlunun bu hare ketine hiç bir mânâ verememiş- lerdi. Aralarında yavaş sesle şöyle konuşuyorlardı — Arnavutoğlu neden bırak- tı Karamanda'yı? — Durup dururken insan bas tırmış olduğu — hasmını birakır mı? — Anlamadım gitti bu — işi vesselâm! Deli mi-bu Arnavut- oğlu? Karamanda'yı galiba ayak ta yenmek istiyı — Nasıl yenebilir ayakta Ka- ramandayı? — Yerde birşey — yapamadı. Belki ayakta bir oyunla yene- rim diyor olmalı! — Arnavutoğlu oynatmış ol- malı. Abe hiç Karamanda ayak- ta yenilir mi? Kaç saat ayakta güreştiler? Karamanda durma- dan elense ve tırpanla döğdü durdu. Arnavutoğlunu.. — Arnavutoğlu şaşırmış olma h — Karamanda yaşadı. Güre- #i kazanacak. Sultan Aziz de, yanındakiler de Arnavutoğlunun bu hareke - tine, yani bin bir zahmetle bas- tırabildiği hasmını serbest bı- rakmasındaki hikmete akıl erdi- rememişlerdi. Abdülaziz şöyle düşünüyordu: - Arnavutoğlu Karamanda- yı künde ile yenemiyeceğini an- ladı. Demindenberi zorlaya zor- laya az yorulmadı. Dinlenmek i- Veremli hastalar için iş müesseseleri lâzım Ciğerlerinden hasta - talihsiz bir. okuyucumuzdan — aldığımız mektupla, verem denilen âfel hakkında bazı fikirler ileri sü- rülmekte, hafif hastaların çalır şacakları müesseselerin kurulma ı lâzım geldiği kaydedilerek şöy le denilmektedir: «Hafif hastalar ve hastahane- den tedavi edilerek çıkanlar d şarda bünyelerine göre iş bula- madıkları için gıdazızlıktan ve- yahut ağır işlere girerek yorgun- Tuktan kısa bir samanda tekrar hastalanmaktadırlar. Halbuki bu durumdaki hastalar için bazı iş müesseseleri yapılsa, du talihsiz vatandaşlar kendilerini yormu yacak şekilde bir iş sahibi olur- lar ve bu suretle işsizlikten, g- dasızlıktan - hastalıkları ” tekrar nüksetmez, hastanelerdeki mas- raflar da azalmış olur. Veremle mücadüle ettiklerini - söyliyenle- Tefrika No. 79 Karamanda vakit geçirme- ayı vurdu Ççin ayağa kı Karamanda ayağa — kalkınca ilk defa olarak neticenin kendi lehinde sona ereceğine kuvvet- le inandı. Arnavutoğlu ancak yerde iken tehlikeli idi. Ayakta kendisine hiç bir gey yapamazdı Demek oluyar ki, Arnavutoğlu kendisine yerde de birşey ya - pamıyacağını anlamış olmalı i- di. Şu halde galebe kendisinde kalacaktı. Bu sevinç ve neş'e ile hemen dolu dizgin güreşe girdi. Arna- vutoğluna birbirinden kuvvetli iki elense ve tırpan yerleştirdi. Aranvutoğlu bu küvvetli el- enseler ve rpanlar neticesinde müvazenesini kaybederek düştü. Karamanda da hemen üstüne atıldı. Ve hasmını sıkı sıki kav- radı. Vakıt geçirmeden de sar- mayı vurdu. Bu suretle Karamanda ilk de fa olarak tehlikeli rakibini bas- tırmış bulunuyordu. Artık güre- sin Karamanda'nın hâükimiyeti altına girmiş olduğundan kimse nin şüphesi kalmamıştı. Kara - manda Arnavutoğlunu böyle bir elensede yere düşürdüğüne ve bastırdığına göre güreşe arlık hâkim olmuş demekti. Hünkâr başpehlivanı, bu ufak pehliva dan üst üste tattığı iki mağlü- biyetin acısını çıkarıyor demek- ti. Abdulaziz bu işe bir türlü mâ na veremiyordu: — Ne oldu böyle Arnavutoğ- luna? Baş mabeyinci, ağzı kulakla- rında cevap verdi — Bocalıyor efendimiz! Ka - ramanda kulunuz üstünlüğünü Bösterdi. — Bir el ensede yere düştü. — Fakat Karamanda kulunu zun elensesi de pek müthişti e- fendimiz. . — Yenecek galiba Karaman- la! — Mutlâka yenecek efendi - miz, Bakın Arnavutoğlu na:ıl soluyor. Ağır geldi Karamanca kendisine.. Kündeye kadar di vardı. Fakat Karamanda kün de tehlikesini savuşturduktan sonra gayri takati kalmadı Ar- navutoğlunun! — Arnavutoğlu öyle kolay ko lay yorulacak adam dej halde birşey çıkacak işin için - den.. — Arnavutoğlu güreşi kay- betmiştir sultanım. Şimdi göre- ceksiniz! Karamanda Arnavutoğlunu bastırmış olduğu halde güreşe daha fazla girmekten yine ç: niyordu. Ne olur, ne olmazdı. Fakat o güreşe — girmedi! Arnavutoğlu da birşey yapamı yordu. Bu şekilde iki pehlivan adetâ hareketsiz duruyorlardı. Evet, hareketsiz duruyorlar - di ama, güreşten anlayan göz- ler, her ikisinin de ne kadar te- tik üzerinde durmakta oldukla- rını pek güzel farkediyorlardı. Başlarını ağır ağır sağa sola çeviriyorlar ve birbirlerinin ha- reketlerini, daha doğrasu h: reketsizliklerini kontrol altında bulunduruyorlardı. Karamanda için alınacak bir iki oyun vardı. Bilhassa künde- yi tecrübe edebilirdi. Fakat Ka- Tamanda bunlara kapılmadı. Bu tecrübeli pehlivan kendi kendi - ne şöyle düşünüyordı — Arnavutoğlu beni bastır - miş olduğu halde bırakması, son ra da bir elense ile yere düşme- si herhalde bir sebebe dayanı - yor olmalı. Mahsustan yere düş tü. Herhalde bir oyunu var. A- man buna düşmiyeyim. Hemen ilâve edelim ki, Kara- manda böyle düşünmekte çok haklı idi. Arnavatoğlu haki ten tâbiri marufla bililtizam le yere yatmış bulunuyordu. Karamanda Arnavutoğlunun istediği ve verdiği - oyunlar hiç birine el atmadı. Birden has mınin üzerine abanarak kurt ka- panını aldı ve kendisini yere yı- karak bütün kuvvetile kurt ka- panını sıkmağa başladı. (Devamı var) Mütehbitlerin çalışlır deıği işçilerin bakımsızlığı Toprak işlerinde çalışan bir iş- i okuyucumuzdan şu mektuvu aldık: «Bizler günde 12 saat kazn kürek sallıyarak çalışırız. teahhidin bize verdiği yevmiye 4 Tirayı geçmez. Ekseriya yemek paydosu da yapamayız. - Ön nu- İsslu aizemi memleketle bıraka- Tak mecburen İstanbula yekiim Ve böyle bir işe girdim. Günae 180 kuruğ han parası veriyoru Kalanı da bana yetişmiy Tuk çocuk köyde para beklemek- tedir. Buna mukabil bu ağır işda 12 saat durmadan çalışarak S- Batimi kaybediyorum. Bizlerim bu haliyle meşgul olacak, müte ahhitleri mürakabe edecek bir makam yok mu?> Mü- akıllarına acaba bu kadar ba- sit bir düşünce neden gelmiyor?> eee aEDEŞERÜR AraaRLŞN

Bu sayıdan diğer sayfalar: