20 Ağustos 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

20 Ağustos 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA 14 Ekonamik vaziyet Tedavüldeki para ve altın stoku lün BorSA (ği 10 Ağustos 1030 Çekler 1. Sterlin 1188 sa * 100 Dolar 28251 100. Fransiz frangp — 102.004 100, Florin 105.64.68 100. İsviçre frangı 65.72 100. Belçika frangı —— 63.887 100. Çekoslovak Kur. — 6.68 100. İsviçre Kur. 77.88.60 100. Eekado 11495 Esham ve Tahvilât ©67 falzli tahviller Abş Batış Biras - Ersurum Bivas - Ersurum 2-7 20.70 - 20.70 * 1541 Demiryolu 1 1541 Demiryolu YL — 20.35 2035 * 1941 Demiryolu TIT — 19.900- 19.90 * Milli Müdafaa I — 20.80 2080* Milli Müdafaa TI Milli Müdafaa IIT 20.35 Milli Müdafaa IV — 2045 966 falzll Istikrazları 2035 2045 * araman 13.8.049 Tarihine Türkiye Cumhurişeti Merkea Bankasının va- ziyetini gözteren bültene göre Tedavüldeki — paramısın — miktarı (878.572.819) liradır. Geçen haftaya İnazaran (13.199,966) lira noksanlık görülmüştür. Altan stok vaziyetimiz geçen hafta ya kadar harici stok 72.498.706 ki do idi. Yeni bültende bu miktar 72.187.653 kilodur ki azalma yekünu 361.143 kilo kadardır. Haber alındığına göre Merkes Ban kamı bir vamta ile dahili piyasadan altın toplamaktadır. Bu yüzden da- kadar Harici etoklarımızın azalışı bir ta- kam söylentilere yol açmıştır. Böy- lentiler, Maliye Bakanının geçenler- de «Buğday ithali için icap edorse altınlarımızdan da harcıyacağız> cüm lesine dayanılarak şimdiden bu yol- da harcanmalara — başlanmış olduğu merkesindedir. Merkez Bankarında- ki ilgililer şimdilik bu hususta bü- yük ketumiyet muhafasa etmekte- dirler. Ç ee ee Karabük imalâtı Karabük fabrikası müdürü Muhit tin Erkan'ın şahsi teşebbüsü ile Ku- rüçeşme — civarında beş bin tonluk bir pik tevzi deposu vücude getiril- miş ve bu sayede sanayimizin en mübrem bir ihtiyacı önlenmiştir. Yerli imalâtımın yardumuzun saç Kalkınma istikrazı 1541 Demiryolu VE 9540 95.40 * . Kalkınma 11 9555 9555 * Kalkınma IIT — 95.60 95060 * 1948 Tahvili T — 95.80 95.80 * 1948 Tahvili VE — 85.50 95.50 * 965 falzli İkramiyeliler 1863 Ergani 1988 ikramiyeli — 20.15 2015 Millt Müdafaa — 20.76 20.65 Demiryola IV — 97.15 97.15 Demiryola V 98.00 -98.00 Anadolu D. Yolu Grupu: Tahviller 1-2 —— 118.00 11400 9660 hisso senetleri 6200 64.00 We100 hizse senetleri 9000 99.00 Mümessil senetleri 70.00 72.00 Şirket hisseleri Merkez Bankası — 11600 11700 İş Bankası 2430 2445 T. Ticaret Bankası 450. Aslan Çimento —— 16.00 Şark değirmenleri — 22.50 Kredi Fonsiye tahvilleri 1903 198.00 - 200.00 ı 154.00 - 155.00 Amorü 10100 102.00 Kupon 280 — 232 Borsa harlel altın fiatları Türk altım 42.80 43:00 * Reşad altır 45.00 4510 * Hamit 4215 4225 Aziz 41.50 4165 Reşat elgazı 42.75 4300 Kulplu Reşat —— 43.75 4400 İngiliz STA5 5725 Gülden 4120 4130 Franrız kok 4700 4725 Napolyon 44.00 4450 İeviçre A. 43.00 4320 Külçe degusa 630 — 637 > yer 652 — 635 Plitin C. 1225 1250 Beşibirlikler İrmet 209.00 - 210.00 Reşat 291.00 - 293.00 Hamit 24500 247.00 Aziz 22200 225.00 Çiçekli 240. 24500 Serbest piyasada dövizler Dolar N. V. 440 445 > elektif 435 — 440 İsviçre frangı ö ypa;. Takas dolar — Takas #terlin n Cumhuriyet altınları Tiralik zinet 4250 43.00 215 ha 103.50 - 104.00 Beşli geni, 20600 207.00 Yarım lira 22.00 2226 Çeyrek ira n Ns0 * Müsainele görmüştür. Bu fiatler #aât 17 do tesbit edil reserrsocrcccu Yeni Neşriyat —— Felsete Tarıhı Strasburg Üniversitesi profesör- lerinden Weber'in «Felsere tarıbı Adlı eseri İst, Üniversitesi edebiyat Fakültesi felsefe tarihi profesörü H. Vehbi Eralp tarafından evvele dülnize çevrilmiş ve Mi Eğitim Bakanlığı 1938 yılında neşredilmiş ti. Eserin birinci baskısı son yılar | da bulunmadığı için İstanbul Uni .| versitesi Edebiyat Fakültesi bu çök değerli kitabı ikinci defa bas fırmış ve piyasaya çıkarmıştır. Pulhan matbaasında çok itinalı bir şekilde basılan — kitap, satışa arzedilmiştir. Bu eserin bütün hu. | Busiyeti felsefe tarihini kül halin - de ihtiva etmesi ve yalnız bizde değil, bütün Avrupa ve Amerika Üniversitelerinde de en iyi ders Kitaplarından biri - sayılmasıdır., «Felsefe tarihi> ni bu keinci baskı | sında H ,Vehhi Eralp, metni ye.| niden gözden geçirmiş ve bazı dü- Zeltmeler yapmıştır. Bu eser yal. niz felsefe talebesi — değil, felsefe ile uğraşan bütün —münevverlerin her zaman baş vuracakları ve em niyetle istifade edecekleri cidden değerli bir kaynaktır. Bu — kitabı bütün okuyucularımıza — hararetle tavsiye ederiz. Küçük Trott | 1 Eğitim Bakanlığı, — çocuk yayınları serisinin Üçüncüsünü, teş kil etmek Üzere bu defa, tanınmış Fransız yazarlarından Andr& Lich tenberger'in «Küçük Trotts adlı e- #erini, Esat Onatkut'un kalemiyle dilimize çevirterek, renkli ve çok güzel bir kapak içinde ya; Taış, 140 kuruş fintla satışı Muştır. Milif Eğitim Bakanlığı ya - yinevleriyle bütün kitapçılarda sa. falmaktadır, Av ve Deniz sporları Bü sayı, Deniz Bayramına ait fotografları, — Salt — Salabattınn ZK atığlara, Prof, Zühdü Seve Bin köpek yetştirilmesi. hakkında. Â makelelerini, Yurdun mühtebi av bölgelerinden gelmiş yazı “ ve Öanire Üat vi güyeklir Harkt DİLÜN geğka senclek nalip K İKöt aN le e özale bol olma: Önznektedir Müktahallia henen kap MA BAA birg-yapmi ollağa kaklanmakta va fazin Zai Güçmeme Temmuzda geçim İstanbul Ticaret Odasının temmuz ( aalDe cara'ç Ş VV c Bizkeir S lrelkkir böy eti DeD (ei hTtAAA 100 Tlmlık'e T5 Şikılk TasILMDAM 906.5 T b fiyatlar yükselirdi. Lüzumlu miktarda saç bulamıyan imalâtçılar yılhk kazançlarını, imâl edebildikleri bir kaç parça sot İrasundan çıkarmağa çalışmakta idi. Şimdi ise, Karabük fabrikaları, gene yerinde olarak almış - olduğu bir kararla, evvelâ halkın hizmetine çalışan imalâthanelerin saç ihtiyacını karşılamakta ve ancak arta kalanını terbest piyasaya arsetmektedir. İlk defa olarak bu sene tatbikine başlanan bu kararın da çok iyi neti- celer vereceğine şüphe yoktur. Bu mevmuu esaslı bir şekilde ele almış bulunan mücssese müdürü, inceleme lerde bulunmak üzere, İstanbula bir de özel heyet göndermiştir. Bu bo- 'yetin başında haddehane işletme şe- fi yüksek mühendis Raşit Temel bulunmaktadır. Et satışı Yer yer baş gösteren kuraklık hay yan yemi miktarını azalttığı gibi hayvanların ciliz kalmalarını da mu tip. olmuş, geçen kış, hayvan telefa- tımn çok olüşü umümi yekün üze- rine tesir etmiştir. Buna rağmen, Ticaret Ofisi kasaplık n müba- yaası ve et tanzim satışı yüzünden zarara girdiği halde bu sene ayni sa tışlara tekrar katlanılması göze alı- 'narak Toprak Ofis vazifelendirilmiş- tir. İstihsal bölgelerinden alınan haber lere inanıldığı takdirde devlet eli i- le yapılan bu ticaret şekli yüzünden. ticaretleri sekteye uğrama tehlikesi gösterenler tertibat almış bulunmak tadırlar. Müstahsil mallarının fiyat ları yükseltilmiş, bir kısım kasaplık a şimdiden satın — alınarak Topraf Ofise cephe alınmıştır. Hay- van yemi azdır. Kasaplık hayvar cılılır. Geçen seneki kuraklık van telefatım arttırmıştır. Bu/ & beplerden dolayı kış aylarında İstan bulun et işi biraz güç durum arzet- mektedir. Bari Fuarına gideceklere tenzilât Bari Fuarına — iştirâk — edeceklere İtalyan vapurlarında yüzde elli ten- Bilât esasmı kabul edilmiştir. İtalyan Demiryolları idaresi Fuar münusebe- tile yüzde otuz tenzilât yapmayı ka- rarlaştırmıştır. Fuardan sonra İtal- a kalıp gesecek olanlar bu tensi- lüttan istifade edebileceklerdir. Tütün pıyasası Tire ve Ödemişte tütünün yüzde /65-96 i, Güvurköyde 9670 i, Akhisar mıntakasında 966066 i, sahil mınta- alarında da yüzde 55 i tamamen top lanıı Mahsulün durumunun geçen seni 'den çok daha üstün olduğu bildiril. mektedir. Tütünlerde her hangi bir hastalık ve yeniklik görülmemiştir. Ege rekoltesi ise, 45 milyon kilo ola rak hesaplanmaktadır. Alâkalıların söylediğine göre bu se üretle 70 lira fazlasile fırlamıştır. bu miktara Diğer umumi masraflar almıştır. Bu ho taba göre hayat pahalılığı ilk defa ara nazaran bir — eksil r. Bununla beraber g n senenin temmuz ayına nazaran hazirana nazaran diğer aylı vükselme yüzde 15 tir Totografları, avcılık hatıra ve ter c'melerini, Ali Riza Seyrti, kapsa: Süreyya Gürsu, Harun Olman, Nev c Ve Ağustos'un yarım yaz, yarısı kış derler. Türk nserinin ayın önbeşinde verilece Konservatuar aniki ne göre kış başlangıcı olarak — Açık Hava'nın konser meraklılarına bir o- İyun oyaamasından oldukça endişe et tüm. Fakat çok şükür birşey olmadı. Cenab-ı Hak, san'at hâtırı için #a ailerco kupkuru merdiven basamak - larında tüneyen bi kullarına acımış olacak ki, o kocaman çukurun it yağmur, rüzgür cilvesine uğramadan konseri dinledik daha — doğrasu bu münasebetle binanın operaya, piyoso yaramadığı gibi konsere dahi yara - mıyacağını bir kere daha anlamış ol- dük. Esas fasıl olarak yine Kürdili Hi- cazkâr seçilmişti. Konservatuar Türk müsiki heyeti bu faslı bilmem kaçın- v defa olarak veriyor. Eğer bu te- kerrürün sebebi makamın parlaklı - ği ise bizim musikimizde güzel icra etmek şartile her fasıl parlaktır. Kür. dili Hicaxkâr'a bu hususiyeti veren Mustafa Çağlar'ın, Akile Artun'un, Safiye Aylâ'nın ve — arkadaşlarının Rahmi beyin: — «Söyle ey miti nüzende eda!> diye başlayan İsında : «Sesinizi yükseltmiyeceksiniz.> kaydımı bir tekme ile atarak «ne i- miş aşk-u-muhabbet, sevda> nakara- tini iki ses Üüstten okumak şartile bülbül gibi şakımaları neticesidir. Bu- 'au her fasılda yapabilirler ve yap - malıdırlar. Açık Hava Tiyatro'sunun sahnesi '0 kadar büyük ki, aaz heyeti yerleri- almak için birbirleri ardınca yü - rümeğe başladıkları anman mesafe bitmeyecek gibi geliyor. Fasla büyük muziki üstadlarından kemençeci (Vasil) in peşrevi ile baş- landı. Bir fasıl tekrarlandığı zaman on- 'da diğer eserleri de tanıtmak için u- fak değişiklikler yapmak — lâzımdır. Meselâ geçen sefer (Vasil) in peşre- çalındı ise bu sefer de (Tatyüs) ün peşrevi çalınmalı idi, Bu iki eser san'at bakımından birbirlerini küsu- fa uğratacak eserler değildir. #ENI SABAH A | Açık Hava Tiyatrosunda Türk Müsiki Konseri Yine Kürdili Hicazkâr Fasl r Refi” Cevad Ulunay_—î beste okunmaz, Eseri — dinleyenlere ihsan odiyorum! sindirmeli, Demi; Fakat hayret etmiyoruz. Fasıldan | İşte o zamanlar böyle — kâhyanın def kalkaran böyle olar. Hanende fas |böyle efendisl olurdu! Mustafa Kovancının ikinci eser o- larak okuduğu «Muntasir teşrifine hazır kayık> hem nağıne, bem güfte i defle âyar edecektir. h ellerile çırpınarak yürütemes. Saz kadansla, (düm tek) Je yürür. Şarkı- Fas- lardan Rahmi beyin eseri çok alkıp- | bakımından bir İstanbul gravürüdür. landı bütün okuyucular bilhasta Sa- | - Programa göre Mustafa Kovancı- fiye Aylâ, Mustafa Çağlar'ın yoklu |dan sonra (Ekrem Kongar) 1 dinle- İğunu belli etmediler. Bu meyanda yi- | yecektik. Fakat bamı — okuyucular ine Hicazkâr-ı- Kürdinin parlak şar- | konturatoları olan yerlere — vaktile kalarından yetişmek mocburiyetinde bulunduk - Gidelim Göksuya bir Alem-i. âb oy- İları için programda tadilât yapılımış diyelim. Bu itibarla ikinci solist olarak Ha Ol kadehkâr güzeli yâr olarak |miyet Yücesesi dinledik. beyliyelim | " Değerli okuyucumuz” biri (Uştak) diğeri (İsfahan) dan iki şarkı oku- dular, İsfâhan şarkının nakaratında ufak bir imâlo hatâsı vardı. Şarkımın Şarkısı gerek radyoda gerek kon- serlerde hem yanlıp bem de gayet sür'atli okunuyor, Doktor Subhi'nin devrinde bütün |üftesi yudur: eserler bu zatın eyakıştırmar tashi- | Sen de mi hâlâ esir.-zülf-kyâr ol hine rdı. Bü yakıştırmalar bâlü | Makdasın? düzelemedi miP Tatyüs'ün saz sema | , Uslan ey dil uslan artık Ihtiyar ini ile fasla son verildi. olmakdasın. Mallümlel b Üied Bilmeyorsun kendini zâr-ü-nizlr Mus imen simasının | ENneyore no zaman bir eserini dinlesem onu | “'me zatılması merain istifini - tamamile 'ne san'atli ekerler vermiştir. Bugün Suriye, Misır bütün Şark Tatyüs'ün peşrevlerini, saz semailerini çalar. Eğer telif hakkı temin edilebilseydi büyük san'atkâr hayatımı fakru za- rüretin pençesinde kıvranarak — ge- çirmezdi. Ölümünde Ahmed Rasim merhum «Sabah> da yazdığı bir ma- kalesini: <Ah! nankör san'at... Tat- yüs bir cenaze — parası bile verme dinl> foryadı ile bitirmişti. Bu say- ha hâlâ kulağımdadır! * n tadilâtile Safiye Ay- yak sahneye çıktı. Çok sevilen değerli san'atkârın pek neşe- si üstündeydi. Evvelâ pek haklı ola- düzeltmek le başlar şarkı (Süzi nâk) makamından iken (Rast) diye gösterilmiş; ilk msra: Günden güne efzün oluyor kahr-u- azâbım. (Kahr-u-harabım) olmuş. g yay'ın (Acem Aşiran) dan yap- tığı o şaheser keman taksimini sea- ba kimden sonra dinledim diye dü- Necati Tokyay'la Sâdi Işılay yal - nir konservatuar — heyetinin — değil Türk musikisinin iki kutbudur, Her ikisi de demir gibi çalazlar, Nocati, taksimo Acem perdesinden girdi; en tatlı nağmelerle dolaştık- tan sonra parmaklar şed. yollarında | harikalar yapmağa başladı... Birden (&abâ) gösterdi; oradan da bize en güzel nağmeleri sundu ve Neva göz- tererek (dilkeş hâveran) e girdi. Ar- tık muazsam kubbeleri gümüşleyen sabah renklerini bize —musiki — ile birer birer tattırıyordu, derken öy- le bir (bertenigür) yaptı ki, hayran olduk. Onu müteakip gayet sağlam perdelerle yino Aceme döndü ve nağ meler onun #ehhar parmaklarının al- tında eridi, eridi ve silindi, Nocati bir san'atkâr değil bir san'- at harikasıdır. Nihayet sıra Ekrem Kongar'a ge lebildi. İlk şarkı bânende Ali beyin Hicaz şarkıtı idi; fakat kimdir bu nde Ali bey? Sakın meşhur mu- sikişinas Kel Ali bey olmasın... Biz- İde her bestekâr az çok hânendedir. Sonra güfte de tamamen yanlıştır.. Doğrasu şudur : Aşık oldum. yavrucuğum yüzüne, Hak saklasın, göz dikmesin gözüne Can dayanmaz senin tatlı sözüne Bak sineme aşkın İle yanıyor. Gören Wer dağ tutuşmuş sanıyor. Ekrem Koogar ikinci olarak ser - had türkülerinden (Estergon kalesi) ni okudu. Türküye diğerlerinden da- ha bariz suretto iştirak eden Udi Marko, lavta — yoksulluğunu uduna sinezenlik ettirerek telâfiye muvaf- fak oldu. Böyle türkülerde Civanağaları, Sa- On dakika fasıladan s#onra şimdi .Solo denilen tek hanendeli kısma gel- dik ve ilk olarak Mustafa Kovancı- yı dinledik. Bu san'atkârın tath bir İkinci şarkı (Ahmed Rasim) mer- humun eseri iken (Lem'i Atl) denil- g. a Onnikleri, — Mihranları, Övikleri hâtırlamamak kabil mi? Fikret Kutlug'un pek san'atli. bir Velhasıl mahud (Abunt) hiküyesi Seti vardır onu da pek güzel kullan- gibi : «Behey hane harap| haagi birii masını biliyor. Udi Refik Talat be- D n z tashih edem? Hemmisi galat!> de- kanun taksiminden sonra saz eseri olarak icra edilen Tahir Buselik peşe rev ye saz semaisini dinleğik, Onu Peşrev bit ak gi İstan| bilir) h zarf süre dürlüğünd, zat Erkamın denizciliğe at yuzıla: rını Zeki Canın balıkçılığa ait vet | Kiklerini ihtya etmektylir. Hary- | İlkte ikinci maddede yağılı belgelerle rzetle tavslye ederiz Genel Müdürlüğünden alınan yeterlik helgelerini göstermeleri garttır, | YeSine gelirlerken bir kız. mes: Bit Tti mağünü n |Dömeci ile karşılaşmışlardır. Bu Z kinci maddede yazılı | DÖMACİ JHo h Te Bünde açı geçen komlayona müracaatları ilân olunur, — (11445) — |esnada aralarında çıkan Yavgs, meden fasla ara verilmi öyle... Şarkılarda öyle. de mukallitliğe ne onun, ne de bizim tahammülümüz vardır. Eserler, sür'atli okunuyor. | ikten sonra besteye gir- ni de acaip htiyetini kaybeder. He- - Böyle oldum yin Kürdili Hicazkârdan güzel bir şarkısnı okudu. Refik Talat Şi eti gördüm. Peşrev biter bitmez beste | Hayriye Müdürü morhum Hafız Veh- |0 kadar bisle okudu ki, kendi kendi. İkudu ve muvaffak oldu. başlar. Bu tevakkufun sebebi nedir? İbi beyin torunudur. Pederi Talat bey | me: n CYÜd Bi Şt badirii Mi Maksat eseri alkışlatmak ise o, faslın |do İstanbul'un tanınmış ve sevilmiş | " Billâhi o sesdir koparan rühu yerin- İ kil edecek olan Akile Artun sölosu nihayetinde olur. Ağır — semailerde | Şahsiyetlerindendi. 'den. hem program değişikliğinden, —hem A SD ÜŞ Hafız. Vehbi bey Pronsos- Zeynep | — Diye söylendim. de büyük ses melikemizin rahatsız- İcra heyeti Garp tarsında idare e- | Hanım efendinin kâbyahığında bulun- | — Safiyo Aylâ çok alkışlandı. —Halk | lıkl gecikti. Nakil 'dileli böyle süppeliklerle karşılaşıyo- (muş, hanımı Mısırda bulunduğu za- | onu kolay kolay bırakmak isetmiyor-| vâstaları ile mukayyed olanlar bu ruz. 4 man varidat ve masarifi güzel ida- | du. Halbuki, iki eserden fazla ökun- | ziyafetten mahrum kaldılar. Türk müsikisinin en büyük hüvi -İre ederek yirmi bin altın arttırmış | maması bir prensip kararile sağlama | — Konserlerde sıra —kur'a ile temin yeti emuhafazakârlığı dır; ananeye İve Zeynep — Hammefendi İstanbul'a | bağlanmıştı. Safiye iki tarafı da mem | edildiği halde sonradan istenildiği gi- dar. Müsikimizi o çerçeveden |döndüğü zaman huzuruna çıkarak bu| nun etmek için şarkının ikinci kıt'- |bi tadil ediliyor. Öyle olduktan son- meblâğı kendisine arz ve takdim ey-| asını da okudu. Bu suretle mes'eleİra kur'aya me lüzüm var? — Aklına lemiş. Zeynep hanım efendi de; — | halledildi. gelen çıksın” okusun... dakat ve dirayetine memnun | / Sırayı ben de şaşırdığım için ge- | Böyle garabetler ancak bizde gö Bu yirmi bin İirayı san (Satılık Emlâk) bul Defterdarlığından : (12065) tile yapılacaktır görülebilir, Kiymeti Teminatı 4 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtları Dosya No, —— Cinsi Lira — Lira ı S a : k ğındi KEzetEm Başkanlığından — | Yıh 112 M2 Kuyulu arsanın 1/2 payı —— 1120 84 1 Samandağ gehir içme suyu inşaar işi kapalı zarf u- bit —as20 — Büyükada, caki Maden, yeni Cezni mah TT Tp ve Kdaalanglar” ça SEr Y SYt İ Mük, kapı sayılı 539 M2 ırs;mn 1/8 2 — İhalesi 5 Eylül pazartesi 1949 günü saat 11 de Saman Ha €00 45 dağ Belediye binasında müteşekkil Encümende yapılacaktır. z67 — Kınahada, Macar ve Manastır. cnd, 49 3 — Keşif bedeli 52241 lira 90 kuruştur. vÜ ÜN SKNlnmdi. Mutdik ve Manastir'csa do Ş 4 — Geçlel teminat 3862 lira 10 kuruştur, , 11 parsel 309 M2 arsa, i 1236 — 93 5 — İsteklilerin bu işe ait olan keşif ve proje dosyaz 511—2985 — Kınalıada, Akgünlük ve Macar so, 48 Samandağ Belediye Başkanlığında görülebilir, 5 ada, 22 parsel 183 M2 arsa 920 60 6 — Taliplerin verecekleri teminat makbuz, yeterlik belge- TL2013 — Kınalada, Macar cad. 49 ada, 20 yar. Bi, ticaret odası vesikasile teklif mektuplarını havi 2480 sayıl aa Haa a a Ç Tekinay b gğ t S | İ amunm nükümleci. aniresinde Bazmayacklair aeti sbaleden Ka yi b Rİ yar ll AĞ bir aaat evvel Encümen Başkanlığına vermeleri lâzımdır. SI2—511 — Bakırköy, Zeytinlik mah, Ekrembey s0. 7 — Postada vaki gecikmeler nazarı dikkate alınmaz €ski 17 yeni 33 kapı sayılı 7242 M2 guma) ç evin 1/6 payı, 340 26 S TDER LA KA GA S KM | 515—5271 — Beyoğlu, Eostan mah, Gültidan so, 801 ada, SA parsel taj 25 kapı sayılı İ5 MZ ahşap baraka, 500 38 ğ a S l Komi iBlediR. op OA işlüy B ve İ N andarma Satınalma Komis- eski Ayazma yeni Lokumcu 30, caki & Tmnlız Yeni ve taj 10 kapı sayılı 6695 M2 B. ğ d. 615—3122 E:îyıhl İnönü h. Çilli kı M ç yonu aş dıl ıgın an oğlu İmönü mah, Çilingir — çıkmazı ge Va ea SA B YZ T O < M Daşş 8 kapı sayılı 45'MZ arsa. 226 — 17 | #el Elektrojen gurubunun 25 Ağüstos 949 perşembe günü saat 15 te SiS—TAd1 — Eminönü (Aksaray) Kalip kasım mah pazarlık suretiyle ihalesi yapılacaktır, İlk deminatı 2250 liradır, Şa:t- imrahor hamamı so. 796 ada, 24 par. namsci her gün Taksimdeki Komisyonda görülebilir. e T İ S a a aT AM 5801 — Fatih (Şehremini) Veledi Karabaş m: ği Bt ae Kai (göhremini) Veledi Karabaş mah ka mektubu ve diğer vessikle birlikte komlsyona gelmeleri — (1299) eski 14 kapı sayılı 120 M2 arsa 840 63 519—4425 — Kadıköy, Bostancı mah, eski Çatalçeş. n K a Z MAF AA CA SEVAÜYA KOİR. m I çılan yol 646 ada, 14 parsel eski 16 j Yakanaş DLZE kapı sayılı 182 Mz aran 600 45 KA T edk İşletmelerınden: Mili Emlak aaaa Bayrimenküller 2/9/949 cuma gümü saat 15 de | — 1 ideremizin Şebeke işlerinde kullanılmak Üzere yevmiyeleri. BEL AA ı:lnlîrmî, ü u,m) llwmı:y:ııvılılgyırı ayrı açık arttırma ile | pin tutarı 110,000.— İira olan 30.000,— amelenin bir mütcahbilten te- L SA TEET GŞi Ü yi mini işi pazarlık süretile İhale edilecektir. atış günü komisyona, fazla bilgi için sözü geçen Müdürlüğe başvurmaları, (Teminatlar önceden de yatırıla. İST. VAKIFLAR B. MÜDÜRLÜĞÜ İLANLARI | Haa Ğ, Hayrat Onarımı Ilânları Ka Ha aa e $ — tiltme 20/6/048 cama' günü aat 15 0e Tetanbul V Başmüdürlüğü bina; kRiyan inda toplanacak Inşaat komisyonu odasında kapa. Ankarada Vakıf lar Genel Müdürlüğü inşaat müdürlüğünde ve İstanbul Vakıflar Başmü- 5 — Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin usulüne göre 2967,73 Jralık geçici teminat verilmesi ve eksiltene gartnamesi gereğince Tica. ret Odası belgesi ibraz etmeleri lâzımdır 6 — İsteklilerin bu işin özelliği dolayısile 1949 yılı içinde Vakıflar gerli san'atkâr büyük muvaffakiyet kazandı. Bilhassa Rasim'in şar müteakip Muallâ Yakar biri Hicaz - dan diğeri Karciğardan iki şarkı o lişi güzel yazıyorum. Yani Necati rülür! ( O TP MA İçme Suyu inşası işi Samandağ Belediyesi 2 — Bu işe Mit şartnamcler levazımdan parasız tedarik edilebilir. 3 — İstekillerin 6750. ©49 perşembe günü saat 10.30 da Arztlırma Biksilme Komisyonunda hazır bulunmaları İstanbul Sular İdaresinden: itibaren liralık geçici teminatlarile birlikte 25/8/ Metrohan 4 Üncü katta toplanacak (11868) | Idaremiz telefon santral numarası 21/8/949 tarihinden 44876 olarak seğiştirilmiştir. Sayın halka ilân olunur, (11654) Burhaniye ilçesinde Kasden çocuk düşüren ana | Balıkesir (Hususi) — Bigadiç bıçakla öldürme Balıkesir (Hususi) — Burha niye ilçesi Gömeç bucağı Yaya İilçesi Çağış bucağından Feyzi köyünde kanlı bir hâdise olmuş-| Cankök karısı Hatice, Yüklü o- tur. Haber verildiğine göre Bur- |larak annesinin evine kaçmış ve haniye mahkeme iddia edildiğine göre T aylık ço 19 yaşlarında Niyazi Gökçe ŞAG ılms—:—r:(-:::jf;;;n ülüm larında Ali Atay, Yaya köy kah- | ,, başlanılmıştır. cudunun muhtelif yerinden yara: layarak öldürmüştür. Sanıklar yakalanmış, adalete teslim edilmişlerdir. mahallesinden ve neticesi Niyazi Hasanı bıçakla vü İLELİKIRKPINAR GÜREŞLERİ dazan: Eski bir pehlivan 20 AĞUSTOS 1949 Tefrika No. 86 “Oyununu al pehlivan, öyle ahmak ahmak durma!,, Güreş başlayalı tam bir saat olmuştu. Ve bu bir saat zarfın- da Abdülaziz mütemadiyen üs - tün güreşmiş ve durup dinlen - meden Arnavutoğlunu ezmiş ve yıpratmıştı. u noktayı da kaydedelim ki, Arnavutoğlu, hünkârla güreşi - yorum diye işi kat'iyen gevşek tutmuyordu. İlk zamanlar biraz tutuk güreşmişti. Fakat Abdül- azizin kuvvetini ve ustalığını ya kından görüp tanıyınca, işin hiç de şakaya gelir tarafı olmadığı- ni anlamış ve bütün kuvvet ve ustalığını ortaya koyarak öyle güreşe başlamıştı. Biraz gevge- se, biraz dikkatini kaybetse mağ lüp olması işten bile değildi. Velhasıl dediğimiz gibi Arna- vutoğlu hayatında ilk defa ola- rak bu kadar çetin bir pehlivan- la güreş tutmakta olduğunu an- hyordu. Abdülazizin bu üstün güreşi- ni ve Arnavutoğlunun da muka- vemetini gören başmabeyinci, Karamandaya göyle dedi: — Görüyor musun efendimi- zi? Hanginiz gu — Arnavutoğlu kargısında bu kadar pehlivan - lık gösterebildiniz? Karamanda itiraf etti: — Efendimizin — pehlivanbğı da hepimizden Üstünmüş. Arna- vutoğluna nefes aldırmıyor. Çok hâkim güreşiyorlar. — Arnavutoğlunun — güreşi her dakika geriliyor. Efendimi- zin üstünlüğü her dakika dah: ziyade tebarüz ediyor. Çok geç meden Arnavutoğlunun sırtı ye re gelecek. — Bu Arnavutoğlu şeytan gi bi adamdır. Öyle kolay kolay sır tı yere gelmez. — Efendimiz kendisini yene- mjyecek mi diyorsun? Sırtını yere getiremez bel- ki. Fakat muhakkak ki, galip sa yılır. Çünkü çok üstün güreşi - yorlar. — Göreceksin, çok geçmiye cek, Arnavutoğlu sırtüstü mağ- lüp olacak. — İnşallah... Fakat güreş faz la uzamasa ba — Neden? Ne olur? — Efendimizin, ne de olsa id- manı bizim gibi üzerinde değil.. Halletmeğe mecbur - oldukları pek çok devlet işleri var. Her gün kıymetli vakıtlarını bunla- ra hasrediyorlar. Halbu ki, bi - zim güreşten başka işimiz ve dü şüncemiz yok. Her gün idman edip şevketmeaba dua etmekle meşgulüz. Bana öyle geliyor ki, güreş daha ziyade uzayacak ©- Tursa efendimiz yorulurlar. Mü- barek vücudları ne de olsa saat lerce güreşe müsait değildir. Halbuki, bu Arnavutoğlu yirmi dört saat gece gündüz güreşse yine yorulmaz. Ben kendisile üç defa karşılaştım. O kadar ezdim, o kadar hırpaladım. Fakat o sa- atlerce güreşten sonra yâni ben adamakıllı yorulduktan — sonra bile eski sür'at ve güreşinden zerre kadar kaybetmemişti. Baş mabeyinci Karamandanın söylediklerini endişe ile dinliyor ve ona hak vermek zarüretini duyuyordu. Hakikaten bir saat güreşten sonra Abdülazizin biraz yavaş- lamış olduğu açıkca belli oluyor du. Güreşe ilk başladığı zaman- ki hızı kalmamış gibi idi. Buna mukabil Arnavutoğlunda hiç bir değişiklik görünmüyordu. Bir ara Abdülaziz tekrar bir çapraz girmeğe muvaffak oldu ve Arnavutoğlunu bu suretle tek rar bastırdı. Altından kaçırma- mak için de sarma vurdu. Arnavutoğlu sarmayı yerye - mez altta iken sarmadaki ayağı üzerinde birden üste döndü ve bu suretle Abdülazizi ilk defa olarak bastırmış oldu. Şimdi tuhaf bir vaziyet hâsıl olmuştu. Arnavutoğlu ilk defa olarak hünkârı altına almış -bir vaziyetteydi. O zaman tekrar şaşaladığı görüldü. Ne yapaca- ğanı bir türlü kestiremedi. Pa- dişahla güreşirken ona yenilme- şmak kolaydı. Bunun Yeni Sabah'ın ekmek hakkındaki yazılarına teşekkü Ai Yeni Sabah gazetesinde fırın- lar ve ekmekler hakkındaki ya- zayı okudum. Şahsi bir inşirah ve haz duydum. Milletin başlıca gıdasım teşkil eden ekmekle her vakit oynanması şayanı hayret- tir. Unkapanında elektrikle işle- yen fırınları Belediye satın al- miş olsaydı, fırıncılar önünde serfiru etmezdi. 35 kuruşa beyas undan ekmek yapılırken ekmeğin şeklini değiştirerek; kepek, pas pal, kurtlu nohut ve Lakla ile mahlüt ekmeği 40 kuruşa halka yedirmek gayesidir ki bu buhra- mu yarattı. Her sene ofiste ba kımsızlık yüzünden kurtlandırı- lan bakliyatın zararsız sürümü, bu şekilde mi temin edilecek? .. Kanaatim şudur ki (Yeni Sabah) kadar alâkadarlar da halk işle- rinde hassas davransalar, — bu akşaklıklar tekerrür etmez, Gös- S AAA için her geyi yapmıştı. Her şeye yapabilirdi. Fakat hünkârı bas. fırınca iş değişmişti. Durumr zorlaşmıştı. Ne yapabilirdi ? En iyisi kurtulup ayağa kal- kabilmesine izin vermek olmalı diye düşündü ve kollarını biraz geveştti. Abdülaziz pek kolaylıkla bu durumdan kurtulabilir ve aya- ğa kalkabilirdi. Fakat kalkmadı. Olduğu yerde — hareketsiz dur- makta devam etti. Arnavutoğlu da kollarını büs- bütün gevşek bıraktı. Bu du - rum kendisini fena halde sıkmış tı. O zamana kadar hiç yorulma mağ olduğu halde şimdi alnında sıkıntıdan ter dizileri hâsıl ol - muştu. Birden hünkâr başını çevirdi. Ve kalın, tehdit edici sesile şöy le homurdandı: — Oyununu al pehlivan! öyle ahmak ahmak durma! Bu sözler üzerine Arnavutoğlu gayri ihtiyari titredi. Ve derhal künde almak için uğraşmağa başladı. Bu suretle güreş tekrar başla- mış oldu. Abdülazizin bu ihtarı Arnavatoğlunu haklı olarak ür- kütmüştü. Abdülazizin güreşten evvel yaptığı kat'i ihtarı hâtır - lamış bulunuyordu. Hünkâr o- Na açık bir şekilde güreşi çok sıkı tutmasını söylemişti. Aksi halde hakkında hiç de iyi olma- yacağımı bildirmişti. İşte güreş başladı başlayalı, ilk defa, tâbir caizse hünkârı biraz serbest bı- raktığı anda hünkâr bunu anla- mış ve derhal kendisine ihtarda bulunmuştu. Padişahı daha faz- la kızdırmağa hiç gelmezdi. O- 'nun için çabucak kendisini top- lamış ve Abdülazizi kündeye al- mağa kalkışmıştı. Fakat Arnavutoğlu bu işin ko lay olmadığını pek çabuk anla - mıştı. Abdülaziz kuvvetinde ve çapında bir pehlivanı künde, almak öyle her babayiğidin kâ- rı değildi. Gerek okkasının ağır lığı, gerek belinin kalınlığı ve ustalığı, Arnavutoğlu gibi ufak sayılacak bir pehlivana bunu yapmağa imkân bırakımyordu. Baş mabeyinci büyük bir he- yecan içindey — Eyvah! efendimizi künde- ye alacak! dedi. Fakat Karamanda vazıyeti görmüştü. Arnavutoğlunun kün deyi alamıyacağını anlamış! — Hayır, hayır.. birşey ya - pamıyacak! diye baş mabeyinci- yi teskin etti. — Öyle deme.. Hamlacı Da- vut pehlivamı nasıl kündelediği. ni unutma! — Davut pehlivan, efendimi- zin tek bir mübarek ayağı ka- dar pehlivan değildir. Merak et- mel> — Fakat baksana, ne kadar zorluyor. — Tabii zorlayacak.. Güreş bu. fakat birşey yapamayacak. — İnşallah... Evet, efendimiz de fütursuz görünüyorlar. — Arnavutoğlu efendimizi ye nerlerse başka bir oyunla yene- bilir. Künde ile yenemez... — Demek yenmesi - ihtimalj de var. — Güreş bu.. Yenmek te, ye- nilmek te vardır. Beni düşündü- ren bir tek şey, güreşin uzama- sıdır. Dediğim gibi güreş uza- dıkça Arnavutoğlu kazanır. Bu şeytan gibi adam yorulmak ne- dir bilmez.. Arnavutoğlu, Abdülüzizi ya- rım saatten fazla altında tuttu. Fakat bir şey yapamadı. Niha- yet Abdülâziz tek paça kaparak ayağa kalkabildi. Bu suretle bü- yük bir tehlikeden kurtulmuş oldu. Güreş tekrar ayakta başladı- ği zaman, artık Arnavutoğlu. nun hükimiyeti iyiden iyiye eli« ne almış olduğu açık suüretti görünüyordu. Abdülâziz adanı: akıllı yorulmuştu. Eski hız kalmamıştı. Bu suretle güreş denkleşmi: oluyordu. Sultan Azizin bari üstünlüğü kalmamıştı. (Üsvamı var) Evkaf memurlarinin maaşları hakkında bir dilek eei Burhaniye Evkaf memurlarını dan Hasan Sönmez imzasiyle ar dığımız mektupta deniliyor. kı: Gerek devlet iktisadi teşek külleri ve gerek diğer bütün resı mi milesseseler mensuplarına x yasla Evkaf mensupları — kacar mühmel ve mağdur bırakılmış memüur olmadığını gören Evkan Umum Midürü, memurlarını on acıklı durumdan kurtarmak — ve bir nebze olsun refaha kavustur mak gayesiyle bir tasarı ha. yarak ait olduğu komi Muştu. Fakat bu tasarıya © mağa vakit bulunamadı. şartlarının gitgide ne hal aldıği Malümdur. Bu suretle bir an ora ce harekete geçilmesi için aakaz darların dikkat naazrını çekmöi zavat sizlere teşekkür ederim.> DR. ATIP SELÇ

Bu sayıdan diğer sayfalar: