3 Eylül 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

3 Eylül 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Vatikanın Bir isteği Vatikan radyosu, dün akşam, Kudus'daki mukaddes makam ların milletlerarası bir idareye tâbi tutulk- ması zarüreti üzerinde, ısrarla durmuştur. Bilindiği gibi Papa, Arap - Yahudi savaşı başlıyalı- beri, mübarek makamların mil- letlerarası kont:ulü üzerinde dur muştur. Ne Arapların ve ne de Yahudilerin buralara nezaretini kabul etmemektedir. Papalığın iddiasına göre mu- kaddes makamların en mühim- leri — Hiristiyanlığı — ilgilen - dirmektedir. Halbuki buraya Ya- hudi veya Müslüman idaresinin bakması uygun değildir. Durum insaf ile incelenecek 0- lursa Vatikan bu kadar objektif olabilir mi bilemeyiz. Uzun asır- lar İslâm Osmanlı idaresi ve bl- lâhare garp hâkimiyeti hıristi. yanlığın mukaddes makamlarını, tamamiyle emniyette tutmuştur. Esasına bakılacak olursa Hıris- tiyanlarca mukaddes olan ma- kamlar Müslümanlarca da kud- sidir. İsa Peygamber İslâm â- lemince en mühterem ve mukad- des din vazıdır ve Allahın Re- sulüdür. Yahudi idarcsinin Hü ristiyan dinine karşı, İslâmların gösterdiği ihtiramı göstermeme- si ihtimali belki hatıra gelebilir. Her ne hal ise, Papa, bu nokta- da, çok hassas bulunmaktadır. ği İsrail hükümeti, ilk defa ol- mak üzere, karma komisyonun bazı Arap muhacirlerinin köyle- rine iadesine ait kararına karşı cephe almıştır. Halbuki komi yona tarufsız bir devlet temsilci- Si başkanlık etmektedir. ve ©o başkan, Arap tezini, kabul etmiş tir. Binaenaleyh İsrailin boyun eğmemesi her türlü hukuk kai- delerine aykırıdır. Bahusus ki, bu ihtilâf mahdut bir sahaya ve sadece (200) Arap ailesine taai- lük eylemektedir. Bu hal, daha şümullü karar- lar karşısında İsrailin nasıl bır tavır takınacağını apaçık göster mektedir. Mukadderatı hallolu- nacak Arap muhacirlerinin sayı- & milyona yaklaşmaktadır. Ame rika, bu bedbahtların talihi ile, yakından ilgilidir ve Yahudi hü- kümetini, çeşitli vesile ve vasıta- larla, tazyik ederek bu zavallı- ların iadesi vâdini almıştır. Am- ma (Telâviv) dekiler ayak sürç- mekte ve taallül göstermektedir. ler.. Iskoçya dostu : Ajans ve radyo — haberleri o kadar mübalâğalı, zıd ve birbiri.- ni tutmaz mahiyettedir ki dün siyah denilene bugün beyaz do- niyor. Üç gündenberi, bütün radyo ve ağanslar, Rusyanın İ- ran hududuna tecavüz ettiğini ve hudutta hâdiseler olduğunu ha- ber veriyordu. Biz bu sütun- larda, okuyucularımız. hatırlar- lar. Çok ihtiyatlı bir dil kulla- miyorduk. Hattâ dünkü nüsha- mızda müsademe ve baskı riva- yetleri hakkında güphe izhar e- diyorduk. Haklı olduğumuz an- Jaşılıyor. Çünkü bugün Tahra-| 'nın resmi çevreleri, Sovyetlerin İrana, yüz bin ton buğday vere- ceğini bildirmektedirler. Müsa: me ve hudut çarpışmaları nerede bu haber nerede? Doğrusu Sovyt propagandala- rı karşısında, Batılılar da, pro- paganda ve heyecan uyandırmak ta iyi bir yarışa girişmiş bulu- nuyorlar. : Israilin serkeşli Soğuk harb te teslime müncer : Mister Truman ikinci dünya harbinin başlaması yıldönüğü rdiği bir deme te soğuk harbin de, demokrasi- lerin galebesi ve hasımların teslim olması> ile neticelenec ğini ifade etmiştir. Gazeteciler, bu teslim olmanın mânası nediz diye sordukları vakit, Amerika Cumhurbaşkamı, kaçamaklı bir lisan kullanarak, <teslim olmak Boğuk harbin sona ermesi demek Sabahattin Ali dâvası Bugünkü duruşmada berber Hasan dinlenecek Kırklareli: 9 (Hususi surette gi- 'den arkadaşımız bildiriyor) — Sol- cu muharrir Sabahattin Aliyi Bul- garistana kaçırırken başına sopa ( le vurarak öldürmekten sanık Ali Ertekinin duruşmasına yarın ağır ceza mahkemesinde devam edilecek- tir. Yarınki duruşmada — ihzaren bu- gün Kırklareliye getirilen Berber Hasan Turalın şehadetine büyük bir önem verilmektedir. Malüm olduğu üzere sanık Ali Ertekin, Sabahattin Aliyi Berber Hasan vasıtasile tanı- dığını ve Hüsnünün pasaport kaçak çılığı yaptığını söylemiştir. Gene ya rınki duruşmada — dinlenilecek olan Rauf Çallılar ile, istinabeleri oku- nacak olan Asaf Halet Çelebi, Sü- leyman Yanbalı, Ahmet Çatalcanın ifadelerinin de enteresan olacağı tah min edilmektedir. Bugün Kırklare- line gelmiş olan sanık Alinin eşi ve sekiz yaşındaki kız çocuğu ceza e- vinde Ali ile görüşmüşlerdir. Bulgaristandan yeni ilticalar Kırklareli, 2 (Hususi) — Son bir hafta içinde Kırklareli hudu- dundan 4 Türk daha Bulgaris- tandan yurdumuza iltica etmiş- tir. Gelen ırkdaşlarımız, Bulgi- ristanın iç durumunun çok kötü olduğunu, son Tito münakaşaia- rının Bulgaristanda heyecan u- yandırdığını söylemektedirler. İslâm Konferar sinda görüşülecek meseleler Karaşi, 2 (A-P) — 20 Kasım- da Karaşide toplanması karac- laştırılan ilk milletlerarası İslâm ekonomik konferansta müzakere edilecek muhteli konular arasın- da bir İslâm Dünya Bankası ku- ruluşu, bir İslâm para honu te- bütün Müslüman memleket- lerde şumullü maden tetkik ve aramaları yapılması ve Müslit- man memleketler arasındaki tica retin geliştirilmesi, bu memle- betlerde fabrika ve sınai mücd- sereler kurulması gibi mevzular incelenecektir. Müzakere edilecek 34 konu, ta- Tım, maliye, endüstri ve işçilik dabil, İslâm memleketlerinin top yekün genel ekonomisiyle ilgill di tur. Soğuk harbi Sovyetlerin tat- bik ettiklerine göre teşlim ol- mak Moskovayâ düşecek demek- Üeğ. İngiliz filosu limanımızda İngiliz Akdeniz filosu limanı- mızda bulunuyor. Donanma a- mirali, gazetelere verdiği demeç- te Amerika ve İngiliz filolarının Akdenizde bulunmalarının ola- ğanüstü önemini tebarüz ettir- miş ve bu halin siyasi tesirleri büyük olduğunu ifade etmiştir. Filhakika Amerikanın Akdeniz- le alâkalanması, Moskovanın bir çok plânlarını altüst » etmiştir. zaman neşriyatında, Amerika- 'nın yakın şark ve Akdenize 0- lan alâkasına hücum etmektedir. Arnavutluk, Yugoslav- ya'ya mı yanaşıyor ? Dünkü söylentiler arasında Arnavutluğun Mareşal Tito ile 'anlaşması imkânlarından bahse- diliyor. Halbuki — Arnavutluk, Sovyetlere sımsıkı bağlı idi. Yu- nan çetelerinin hezimeti, Yugos- lavların Rusya ile araları açıl- ması bu küçük memleketi Bal- kanlarda tecrit etmiş ve iktisadi bakımdan zor bir duruma sok- muştur. Bu, yalnızlıktan kurtul- ma çarelerinin aranması varit- tir amma, Bulgaristan kanaliyis, hele Adriyatik denizi yolile, Mos kovadan yardım görmesi çok mümkündür. Hâdiselerin - geliş- Mmesini beklemek iyi olur. tir> yolunda bir formül bulmuş- DiPLOMAT Bu itibarla Sovyet radyosu her || Londra 2 (AP) — Yarın Londra dan İspanyaya harekete - hazırla - nan Haşirni Ürdün Kralı Abdullah şimdiye kadar General Frankoyu ziyaret eden ilk Devlet Başkanı 0. lacaktır, Bu ziyaretin İspanya ve Arap gevletleri arasında daha büyük bir siyasi işbirliğine başlangıç teş kil edebileceği, gerek Arap ve ge- rek yabancı diplomatlar tarafın - dan söylenmiştir. İspanya devleti başkanı / olma - dan evvel İspanyol Fasında hiz . Met etmiş olan general Franko, el'an Faslı askerlerden mültegek - kil bir şahsi muhafız kıtası bulun durmakta olup, Arap / devletlerine def'atla dostça takarrüplerde bu - lunmuştur, Buna karşılık Arap de den bir çokları da, İspanyı gili Birleşmiş Milletler müzakere. lerinde Lâtin Amerika memleket. leriyle Frankonun tarafını iltizam etenişlerdir. Ürdün Krahı 5 Eylülde İspanya 'nın Corunna llmanına varacak ve orada İspanya Dişişleri Bakanı Martin Artajo tarafından karşılı Bulgar-Alman yeni ticaret anlaşması Frankfurt: 2 (AP.) — Dün, Bul garistan ile Batı Almanya arasında Bir yeni ticaret anlaşmasının imza- lanmış olduğu anlaşılmıştır. Bu anlaşma, 1947 senesi Ekim a- yında imzalanmış olan ticaret an- laşmasının zeyli mahiyetindedir, Ey Tül 1949 dan Aralık 1949 sonuna ka- dar mer'i olacaktır, ve karşılıklı ola- rak 3,330,000 dolar tutarında emtia mübadelesini derpiş etmektedi Manldar aziller Sofya, 2 (A.A.) (Reuter) — Bul- gar istihbarat ajansının bugün bil- dirdiğine göre Dış Ticaret — Bakanı Dimitri Ganev, ticaret, ihracat, dev let tütün inhisarı ve kimya işleri direktörlerini vazifelerinden affetmşi tir. Reddedilen dâvet Sofya, 2 (AP) — İngiltere ve Bir- leşik Amerika elçiliklerine gönder- miş olduğu cevabi notalarından Sof ya hükümeti, sözü geçen iki devlet tarafından yapılmış olan düveti ka- bul etmediğini bildirmiştir. İngilte- Te ve Amerika Bulgarista” ile bir konferana yaparak bunda, insan hak — () KIZ ERKEK Kral Abdullahın İspanya seyahati Ö ——— 5 Eylül'de İspanyaya varacak olan Ürdün Kralı, dönüşte, Adana vapuru ile seyahat edecek (YUVA — IİLK — ORTA — LİSE) Resmi okullara tamamen muadil, öğrencilerile ilgisi yüksek, l1. san tedrisatı kuvvetli bir irfan ocağıdır, Kayıtlar başlamıştır, |D Tel: 60138 — HAYDARPAŞA — İBRAHİMAĞA j İyanın aşırı istekleri nacaktır, Müteakiben Kral Abdul. lah, Franko tarafından, muhtemel olarak İspanyol liderinin bu şehir civarındaki sayfiye — evinde kabul edilecektir, Kral Abdullah, bilâhare Madrite gidecektir. — Şimdiden — başkentte kendisini karşılamak için hazırlık lar yapılmaktadır. Sonradan Kral, İspanyadaki eski Arap saltanat ve medeniyetinin başlıca — merkezleri olan Kortoba, Granada ve Malaga yı ziyaret edecektir, Esasen Kral, gazetecilerle — yaptığı görüşmede «tarihi hâtıra ve hâdiseler> mahal lerini gezeceğini söylemiştir. Adana vapuru ile avdet Ürdün Kralı memleketine — dö. nerken, Doğu Güney Akdeniz — se- ferini yapmakta olan Adana vap'ı rile seyahat edecektir, Kral ve maiyeti erkânı için va. purda yer ayrılmıştır. Bu seyahat esnasında gemiye, Ürdün Kralının sancağı da çekilecektir, Kralım, tercihan Türk vapurlarında seya- hat etmeği arzu ettiği bildirilmek tedir. . göre, Avusturya ile barış neden yapılamıyor gn AŞ Londra, 2 (A-P) — Bugün İn- giltere Dışişleri Bakanlığı, Avus- turya barış andlaşmasiyle ilgili dört devlet müzakerelerinin, Rus yüzündea çıkmaza girdiğini beyan etmiş- tir. . Dört devlet dışişleri bakan yar dımcılarına, bir. barış andlaşma- sı hazırlamaları için verilen müa let dün sona ermiş ve barış and- laşmasının ihtiva edeceği 59 mad deden 9u elân kaleme alınama- mıştır. Batılı diplomatlar, Avusturya barış andlaşmasının henüz tesbit edilemiyen 9 maddesi hakkında- ki ihtilâfın pek derin olmadığını söylemişlerdir. Bilindiği gibi 'a- giltere, Fransa, Rusya ve Birle- şik Amerika dışişleri bakanları geçen Haziranda, Pariste, Avus- turya barış andlaşması hüküm - leri hakkında bir prensip anlaş- masına varmışlardıı larına tecavüz edilip edilmediği me- selesini münakaşa etmek istiyorlar” di 'YATILI YATISIZ Yazan: KADIRCAN İtiraza imkân bırakmayan bu güzel cevap karşısında kim zını açamadı hepsi tasdik ler Hak söylersin, ey müslü - manların beyi! Hazreti Osmanın — gerçekten hakkı vardı; çünkü halkın hali- feyi görebilmesi ve sesini daha iyi işitmesi ancak yüksekte dur masile mümkündü; Medine'nin nüfusu arttıkça cemaat çoğalı - yordu; o kadar ki, mescit artık ihtiyaca yetmiyordu. Bumdan başka Hazreti Osman yere otur Ba veya mescidin döşemesi Üz. Trinde dursa ondan sonraki hali- fe çukur kazıp ta içine mi gire- cekti? Her yani halifenin bir ev velkinden daha aşağıda durarak hutb okuması geleneğinin uy « gulanmasına imkân yoktu, Fa - kat buna rağmen, Hazreti Os - manın halifeliğini yenler onun bu hareketini de hog gös- termemeğe çabalıyorlardı. Hazreti Osman yatsı namazı- ni kıldırdıktan sonra evine git - ti; burası taştan yapılmış b aştan yapılmış bü - Yük bir bina idi, büyük odala- Fi ve sofaları vardı, iyi döşen- KAFLI mişti; Yemen ve Şam kumaş- larile kaplanmış yumuşak di - yanlar, kabarık minderler, ye - re serilen, yahut dıvarlara ası- lan İran halıları derhal göze çarpıyordu. Mumların titrek 1- ikları bu ihtişamı aydınlatıyor. artırıyordi Hazreti Osman, Hazreti Mu- hammedin kızı Ruki evlen Miş, onun ölümü Üüzerine diger kızı Ümmü Gülsüm'ü nikâhla- mak şerefine ermişti. Ancak o da ölünce başka kadınlarla lenmişti. halifeliğ ldiği urada dört hanimı vardı, E lardan bir çok çocukları olmu: tu. C er, köleler, uşaklar ve diğer akrabalarla beraber ev halkı iyice kalabalıktı; hep- ref şıyorlardı. Hazreti Osman odasına çekil- Bi Ğ ah içinde y diği zaman köşedeki seccade Ü- zerine diz çöktü; Kur'an okuma Za başladı; sesi gür ve tatlıydı, dinleyenlere ferahlık veriyordu. İhtiyar halife birkaç süre o- kuduktan sonra gen ilenin getirdiği yemeği y arada onunla birkaç nuştu. Bu iş de bitinc e yatak o- Tefrika No. 12 dasına çekildi; kendisinin yal - nız bırakılmasını emretti. Hazreti Osman yorulmuştu; fakat uyuyamıyordu; türlü dü - günceler ve hâtıralar arasında bocalıyordu. Yüklendiği işin a- ğırlığını anlıyordu. Ebu Bekir ve Ömer vazifelerini başarı ile bi - tirmişler, hattâ ikincisi b uğur da gehitlik rütbesine ermişti. A- caba kendisi onlar derecesinde başarı elde edebilecek miydi? Hazretl Osman kendisinin E- bu Bekir kadar zeki, sabırlı, ce- Hazreti Ö- âdetli, âdil, uramıyacağını se- beraber vrinde onlar gi- kti; gimdi yumu- Bak olmak hayırlıdır! Diyerek avunuyordu. gu kararı verdi Ömer'in vasiyetlerini ya - pacağım; onu kendim tacağım ve her işte onun gibi davranacağım! Bu kararı tam mânâsile uy - guladığı takdirde yeni halife - nin islâm birliğini koruyacağı - na, hak dinin daha geniş ufuk- sur. olamıyacağını; mer kadar c lik bir idare Onların d bi olmak gi Sonra örnek tu lara, daha kalabalık milletler a- rasına yayılarak kat kat yük - seleceğine güphe yoktu. Hazreti Osman devlet —hu- dutlarını düşündü; islâm ordu- ları doğuda Horasan ve Sind ül kelerine, batıda Libya'ya dayan mıştı; kuzeyde Kafkas dağları- na yaklaşmış, güneyde Umman denizi kıyılarını elde etmiş bu- lunuyordu. Bu geniş ülkelerdeki türlü ırktan ve türlü dinden in- sanları idare edebilmek için da ima uyanık — kalmak” gerekti.. Hazreti Peygamberin ve Hazre- Ebu Bekirin ti ölümlerin duğu gibi gimdi de bazı yerler- de isyanlar çıkması, korkudan müslümanlığı kabul etmiş bu- lunanların eski dinlerine dön - meleri mümkündü. Halifeliğinin ilk zamanlarında devletin kud- retinin asla sarsılmadığını gös- terdiği takdirde daha ileriye em ni kabilirdi. Hazreti Osman altmış sekiz senelik ömrünü düşündü; gerek din ve gerek dünya bakımın - dan mes'ut bir adamdı, Elleri - ni göğe açarak yalvardı Ey Ulu Tanrı, bana yar- dımcı ol, bundan sonra da gü - nahlardan koru, üzerime aldı « Zim yükü taşıyabilmek için kuv vet ver yatağa uzandı; yorganı üzerine Z SABAH SABAH! Evdeki bulgur| Tedbirli Başbakanımız iç politika meselerinde — ileri gidilerek vatandaşların bir- birine kırılmamalarını, düş- man kesilmemelerini — söy- lüyor. Fertleri — bizim ka- dar birbirini seven bir mil- let az bulunur, aa bulunur amma, tedbirli davranmak da bir hükümet başkanının hakkıdır. Dünyaca takdir edilen milli birliğimiz üze- Tine ne kadar titrense yeri- dir. Fakat, bir de şu habere bakın: İşletmeler Bakanile maden arama müdürü, vali- mizle Tekel Bakanı arasın- da bir anlaşmazlık var- miş ve bu hal kabinede bir huzursuzluk — doğuruyor- muş.. Sayın Başbakan, millete yaydığı gibi, doğrudan doğruya emri altında çalı- şanları bir araya toplayıp, birkaç «dost geçinme» nut- ku çekse, her halde fay- dasız olmıyacak. * * U li İnönü Ingiliz Amiralini bugün kabul edecek Şehrimizde bulunan İngiliz fi- losu mürettebatı dün İstanbulun muhtelif yerlerini gezmişlerdi! Filo subayları şerefine İngiliz büyük elçisi Sir Noel Charles dün gece sefarethanede bir sua- re vermiştir. Filonun ve Akdeniz İngiliz do- nanmasının komutanı Amiral Arthur Power bugün Reisicum- huru ziyaret edecektir. Jandarma ve polisin tevhidi meselesi Ankara, 2 (Telefonla) — Şim- dilik bir tecrübe mahiyetinde ol- mak üzere Ankarada polis vazi- fesi görmek üzere bir jandarma birliği teşkil edilmiştir. Alına- cak neticelere göre jandarma ve polis kuvvetlerinin tevhidi Için bir karar verilecektir. Ulaştırma Bakanı da seyahate çıktı Ankara, 2 (Hususi) — Demir- yollarını ve Ulaştırma tesis'eri- ni mahallerinde görmek için U- laştırma Bakanı Kemal Satı. ile Deviet Demiryolları Gesel Mü- dürü Galip Güran bugün bir tet- kik seyahatine çıkmışlardır. Ba- kan ve Genel Müdür Sivasta ya: pılmakta olan döküm ve dona- tım fabrikalariyle, Adapazarın - daki vagon fabrikaları üzerin- de de tetkikler yapacaktır. Yalova kaymakamının bir mektubu Yeni Sabah gazetesi müdürlüğüne ; yazı — işleri İstanbul 1 — Gazetenizin 30 Ağustos D49 nüshasının üçüncü sahife ikinci sü tunundaki (Yalovada şoförsüz can- kurtaran otomobili) — başlıkli yazı münderecatının aşağıdaki — şekilde tavzihini saygı ile rica ederim. Yazıda adı geçen yaralı - Yalova- ya gelir gelmez hükümet tabibi t Tafından muayenesi yapılmıştır. Esa sen yazıda da bahsedildiği - veçhile doktor Yalovada olduğuna ve kasaba Sının vüs'atı malüm — bulunduğuna göre bir saatlik gecikmeye maddi im kân bulunmadığı gibi yapılan tahki- katta doktorun kısa bir zaman için- do gelerek yaralıyı muayene ettiği ve fenni lüzuma binaen derhal has- tahaneye sevkino lüzum gösterdiği anlaşılmıştır. 2 — Yaralı hazır otomobile kon- muş ve ilk tedavisi mahallino gönde rilen sağlık memuru tarafından ya- pilmiş, harici kanama dinmiş iken bu statik vaziyı yı diğer bir arabaya nakil keyfiye mahzürlü — görüldüğünden mezkür vasıta ilo bekletilmeden has i bözuk ve ya tahaneye sevkedilmiştir. 8 — Cankurtaran arabasının şo- förü vardır ve araba faal vaziyette vatandaşın emrine âmüda bulundu- rulmaktadır. Yalova kaymakamı Hüsnü Uğural çekti ve başını yastığa koydı gözlerini kapadı. Lâkin uyuya - mıyor; yarı düşünce ve yarı rü- yâ hâlinde o zamana kadarki ömrünü edetâ yeniden yaşadı Hazreti Osmanın babası Af- fan, büyük babası Ebi As; o- nun babası Ümeyye, onun baba S1 Abd Şems, onun babası da Abd Menaf'dır; büyük annesi Peygamberin büyük ülmuttalib'in kızıdır; e hem baba hem rafından Hazreti Muhammedin soyundandır. İslâmdan evvel / raplar evlenmelerde asalete lem verirlerdi; Kureyş kabilesi ana ta- bütün Arap yarımadasında di - ger kabilelerden Üstün sayıldığı bu kabilı çok zaman kendi dardı, için 'e mensup olanlar akrabalarile Hazreti Osman milâdın 576 yılında doğdu; o sırada Hazreti Muhammet £ yaşında bir çocuktu oğulları ka bilesinden onu emzirmiş olan Ha lime'nin yanında büyüyordu Osman sevimli bir çocuktu, güzel bir delikanlı oldu; Gaz - van kızı Mahiye ile evlendi; u- zunca bir zaman sonra bu ka- dın öldü ve Osman dul kaldı o yaşındaydı; Hazreti Muhammet ise Peygam berliğini henüz ilân etmiş bulu- nuyordu; yeniden evlenmek is- tiyor; kendisine lâyık bir aile - sırada otuzbeş SAYFA : $ im ve terbiye uçağından 6'm nahledilmek üzere Amerikanın Doğu kısmında yer alan fabrikıda beklediği görülmektedir. 2'nci dünya savaşında direkt topçu ateşinde kullamlan meşhur <Cuh Grasshopper» irtilar uçaklarına benziyen bu uçaklar 65 beygir kuvvetindeki motörlerle mücehhezdir.. Askeri Tıb bu sene de İstanbul şergisinde nakledilemiyor yaptlan havuz den asil, terbiyeli, arıyordu. İlk karısından Amr isimli bir oğlu doğmuştu; bunun için A - rap âdetince Ebu Amr diye anı- hyordu; bu çocuğun ölmüş ol- masına rağmen künyesi ayni şe kilde devam ediyordu. refli bir kııı Ankara, 2 (Hususi) — Ankaa bul sergisi, meşherleri ve eğlen- | raya nakli kararlaştırılan askea Eöleriyle faydalı olduğu Kadar | Ti tıbbiye okulu, Gülhane askerfi d k hastahanesi civarında inşa edi« sarayın zemin katına, elips şek- a UYK bir havuz yapılmak. | İ€ü binanın ikmal edilememi alaila, DUNE BRN N dolayısiyle bir sene daha İstane 1 Ekimde açılacak olan İstav- Hazreti Muhammede — önce | Hdt Hazreti Hatice sonra — Hazreti | '*0! bulda kalacaktır. Âli, üçüncü olarak Hazreti E-| — Bu süretle, ayni salonda, Av- bu Bekir iman etmişlerdi. rupa güreş şampiyonası seyiz- | , /kan cephesini lel bir hat ş üü ü akan cephesine paralel bir hat 'Ebu Bekir o gün evine döndü- | cilerini çok fazla rahatsız etmiş | (,.ringe sırayla dört büyük ha zaman ailesi halkını da ima- | olan bunaltıcı hava, sergi deva- | yuz yapılacaktır. Bunlar da, &: na. çağırmığ; heplsi bunu, Ka -( manca Haraya” EİremİYSEKUN — | müyar raiberi yerık a BAA bul etmedikçe yerinden kalkma | — stanbul sergisinin su göste-| kapısından giren ziyaretçileri, BU sadece bu havuza münhasır| fıskiyeleriyle, iç ferahlatıcı bir risi, Osman bin Affan'ın Sâdi a- | Fiğir SAĞSEe, Dü dında bir halası vardı; Kürz bin ia'nın kızıydı; fal bakardı leri haber ver aklardır. denize | şekilde karşılıya Sarayın cek hâdi. ( Nöbetci eczaneler >, Haa Jr—r TAKVIM J—î ti; yin nmek bahsi üz fin (S— 3- 9. |Ç tumi ı Eylâl 1839 Hicef Aksara; * Ethem ev Ağusl Binde Böbgi bımı datıa otaanin || <MN n DA D, |a Ay: 9 - Gün: 248 bil bir haldi. Yoksa Osman gi- KütaNöy, ; SAA 4 bi sevimli, iyi huylu, zeki Ve | Kasımpasa : Yeni Turan çi — G B n teyen kızlar ve kadınlar çok ol-| va BAA duğu gibi onun damat edinmek || Topkapı —: Hamdi Emg Tidindi ieçar Hu Ci içih çan otan analar ve Babalar I) yakadar Merkez Tisik D elA L0 öğ da az değildi. LĞ eee el (Devamı Var) *

Bu sayıdan diğer sayfalar: