8 Eylül 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

8 Eylül 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAMDİ VAROĞLU GEBE GECELER B* bu memleketin çocuktarı, yürek çarpmtısile uyanmağa iveren — gecelorimiz, kaşla göz arası, hâdiselere gebe Ki Coğum sıkıntısi. yetmiyormuş gibi, ü «Geceler gebedir». vecicesinin sahibi İyimser. görüyile, nice zamandır, sabahları / uykudan alıştık. — Karanlıktan — bilistifadı kendi. çektikleri Hik bize do dokuz doğurtuyorlar. muhakkak Kİ bir sonrakl gündüzün hayır getirmesini ummuş ve temenni etmiş olacak. Bu sözü söylediği günle bu zaman arasındaki blr döğişiklik getireceğini tahmin etseydi, gecelere kahbelik Izafo ederdi. fasılanın — dünyaya nasıl belik — değli, bolki Senelerdir, oldirliğile, ağrı çeken bir göbe kadının odasında doğumu bekliyen komçu kadımlara döndük. Nevzadın, eli ayağı düzgün, ağzı bur Nu yerinde nur tepu göbi. bir evllk mı, yoksa, İKi yerine dört kollu, en yerine otuz parmaklı, gözü alamda, burnu çenesinde bir garibonin olacağını kestiremediğimiz için durmadan helecanlar geçiriyoruz. Fenası da şu ki nevzat hop hilkat garibesi olarak doğuyor. Son acı haber, bu hilkat garibelerinden biri. memleket hizmetinde yıpranan — Diyarbakır San'at Enstitüsü, senedenborl alevlerin Kırk beş kucağında Kül olmuş, mamlokote bir milyon liralık bir zarar yükliyorek, tariho karışmış. Ateşe atılmış bir Irfan ocağı dahal Şu bizim geceler niçin hop piç doğerüyor, yarabbi? Bu zamanda biz 7 mahküm, bir asker için ecel teri döktük Boris'in gidişi beni âdeta ök süz bıraktı, Artık, tarlada çalı şamayacak bir hale gelmiştim. Halbuki bütün diğer arkadaş'a Tımin, ekmekten başka bir kay guları yoktu. Hiç unutmam, bir öğle üze- ri ekmek torbamı belime dola- mış, çalışıyordum. — Bu şekilde rahat edemiyeceğimi - hissede - Tek, onu yere, bir toprak yığı - 'nının üstüne koydum. Bir müd- det sonra torbamı tekrar eli - me alınca, boş olduğunu hayret le gördüm. Ekmeğim çalınmış- tı. Bu hırsızlığın acısını, ancak açlığı yakından tadanlar anla- yabilindi. Düşünün ki ertesi gi öğleye kadar ekmeksiz kaldım. Disiplin bölgesinde, galiz kü- fürler savurmayan bir tek mah- küma tesadüf edemezdiniz. Ben bunları kavrayabil- mek için bir hayli zorluk çe- kiyordum. Sonradan — alıştım. Bütün — mahkümlar bana, bir «Alman faşisti> gözile bakıyor- lardı. Hele siyasi bir mahküm m onları ziyadesile kızdı- Dd ayrılıp gittikten —bir hafta sonra, «brucellose» hay- van hastalığile mücadele eden bir ekipe dahil oldum. Bir ak- şam, vazifeden bitgin bir hal- de kulübemize dönmüştük. Da- ha dinlenmeye bile vakıt bula- madan, — nöbetçiler, elli kişilik bir listeyi okumağa başladılar. İsimleri söylenenler arasında ben de vardım. Külübemizin şe- fi, bize dönmüş âvaz âvaz bağı- rıyardu: — Yanınıza eşyanızı alarak sıraya geçini, 'Tel örgülerinin önünde — bir kağnı arabası bekliyordu. Eş - yamızı bu arabaya doldurdu - lar. Sonra bizi beş kişilik gu- ruplara ayırarak, yola çıkar - dılar. Şimdi biz, kağnı araba - sını takip ederek karanlık step- te ilerliyorduk. Gökyüzünün a- zameti, bizi haşyetle dolduru- yordu. Böyle göklere, ancak Steplerde veya çöllerde raslan- dığı muhakkaktı. Fakat az za- manda, adımlarımız — ağırlaştı.. Kuru toprak yarıkları üstünde sendelemeye başladık. Artık ko nuşamaz bir hâle gelmiştik. Ah! ayakta uyumak kabil olabilsey- di! Acaba daha ne vakta kadar böyle yürüyecektik! Nöbetçiler bize mütemadiyen — sesleniyor- lardı: — 'Davat, Davai! Babi!. Leninskol bölgesinde.. Uzun bir yürüyüşten sonra nihayet Leninskoi bölgesine var dik. Hepimizi, karanlık ve rü- tubetli bir kulübeye tıktılar. Ge ceyi, vızır vizir kaynaşan tahta kuruların arasında geçirdik. Er 'tesi gün, bizi derbal işe başlat- tılar. Vazifemiz; ağılları ve ci- vardaki taşlık araziyi temizle - mekti. Bu, gerçekten zahmetli bir işti. Zira toprak, baştan ba- şa ayrık otlarile kaplıydı. Fakat bir gün, mucizeye ben- zer bir vak'ayla — karşılaştık: Bütün arkadaşlar, kan ter için- de çalışıyorduk. Bir Kazak olan nöbetçimiz, biraz — ötede, yere çökmüş bizi seyrediyordu. Bir aralık birdenbire ayağa kalka - rak kadın mahkümlardan biri - nin yanına - yaklaştı."-Elinden kazmasını aldı ve toprağı işle - meğe başladı. Ben, mahkümiye tim boyunca, ilk defa olarak, bir nöbetçinin böyle hareket et- tiğini görüyordum. Bundan böy Te hepimiz, bu mert askere bü - tün ruhumuzla bağlandık. Artık onunla konuşabiliyor, hattâ şa- kalaşabiliyorduk. Bu vak'adan tam bir hafta sonra bizi bir arpa tarlasına gö- türüp bir takım guruplara ayır dılar. Yedi siyasi mahküm, araya düşmüştük. Önümüzde at üstünde ilerleyen sevimli nö- betçimizin arkasından yürüye - rek, beş kilometre uzakta bulu- 'nan bir tarlayı temizlemeğe gi- diyorduk. Varacağımız yer, Şa- rik istasyonu civarındaydı. Yol- da, nöbetçile dertleşmeğe baş - ladık. Ona fazlasile acıktığımı- Zı, bize istasyondan pek âlâ bi- raz ekmek ve geker satin ala - bileceğini söylüyorduk, bunun Mmümkün olamayacağını bildiği- miz halde şöyle yalvarıyordur: ! — Aşağı yukarı hepimizi iyi- ce tanıyorsunuz. Bize itimat e- debilirsiniz. Ne olur, bize biraz ekmek ve şeker satın alsanız!.. Nöbetçi gülerek, bize cevap veriyord — Peki ya bu müddet zarfın- da başınızı alıp kaçarsanız ben 'ne yaparım! Sonra her an tef- tiş edilmemiz ihtimali bulundu- ğumu da unutmayın! Muhave - Temiz, hep bu tarzda devam et- ti, durdu.. Öğle paydosu biteli, bir hay- li zaman olmuştu. Çorba kaza- nını yüklü kağmı arabası, çok- tan gelip gitmişti. Biz yine ü- mitsiz bir halde arpa tarlasıni Sürüyorduk. Fakat nöbetçi, hiç beklemediğimiz bir anda yanı- mıza sokulup: — Bana ekmek torbalarını - zı ve bir mıktar da para veri - | Ta I ebe yurtlarının idaresi Talebe sayısı bine çıkarılacak ve ikisi kız talebeye tahsıs edilecek | üit Eğitim Bakanlığının İdare | sine devredilen Talebe Yurtlarının yenl taşkilâta göre organize edil. mesine başlanmıştır. Buna göre altı yurddan ikisi kız talebelere tahsla — olunacaktır. Bütün yurdların başına bir umum müdür getirilecek, ve her yurdda bir müdür muavini bulunacaktır, Yurdlara alınacak talebe sayımı Ta bine çıkarılması için çalışılmak tadır, Yurdda yatmayan taleoe yırA aşhanesinde yemek yiyebil. cektir, Aymca Milli Eğitim B hığı talebeye bura Ön vereceklir, Kanatlılar Cemiyetin. deki ihtilât Kanâtlılar Cemiyeti Başkanı Ve cihi Hurküş, dün bie- dilekçe ile Vilâyeto müracaat ederek, eski 1. dare beyetinin cemiyet merkezini, yeni Idare heyetine devretmediğini bildirmiştir, Vilâyet tahkikata — başlamıştır. Kasanın anahtarlarının eski baş- kan Turgut Öztaşkında olduğu tes bit edilmiştir. Kandırada bulunan Turguda anahtarı teslim etmesi 1. çin Vilâyetçe tebligat —yapılacak z Şehir batlarının zararı azalmış Şehir hatları işletmesinin sene. lik bütçe durumunu tetkik etmek üzere gehir hatları enspektör ve işletme müdürlerinden müteşekkil bir komisyon dün toplanmıştır. Bu toplantı neticesinde — şehir hatlarının geçen senekinden — daha az bir zarar ettiği tesbit edilmiş ve işletme tarafından verilen paso- darın daha Giki bir. kontrole tâbi tutulması karar altına alınmıştır, Ayrıca muhasebe servisi, islâha muhtaç görülmüştür. C. H. P. de toplantı C, H, P. İl İdare Kurulü dün yaptığı bir toplantıda yoklama ku rulu toplantısı hazırlıklarile meş . Bul ölmüştür, Ayrıca, seçim kurulu- seçiminde, C,HLP, yi l başkanı Esat Dürü- #oyun temsi! etmesina karar veril miştir, Rüştü Diktürk tahliye ediliyor Ticaret*Ofisine ait ofomobli Iâs. tiklerinin tamiri işinde “yolsuzluk yapmaktan bir yıl sekiz'ay müd detle hapse mahküm edilen katı iÇük fabrikatörü. “Rüştü Diktürk, Mmahkümiyetinin altıda birini çek. tikten sönra müracaat ederek ken. disini iş esasına mücsses — İsparta cezaevine naklettirmiş olduğundan cezasımı orada İkmal etmekteydi. Türk Ceza Kanununun —mahsus hükümlerine göre devrelerden de faydalanan Diktürk, adli mercle müracsat ederek tahliyesini ve mü tebaki altı aylık mevkufiyetinin te cilini istemiştir. Kanvına uygun görülen bu talep İstanbul — salâhiyetli Ağır Ceza mahkemnesince karara bağlanmış - tır, Bu karara göre R. Diktürkün mütebaki altı aylık mevkufiyetinin tecili ve talliyesi için tebligat ya pılacaktır , Zabıta mecmualarının duruşması devam ediyor Halkı suç işlemeğe teşvik eder mahiyette neşriyat yaptıkları id- diasiyle 2 nci asliye cezada yar- gılanmakta olan Cinayet, Hüdise Kelepçe, Ayna, İmdat ve Deh- get adlı haftalık gazete mesull rinin duruşmalarına dün de de- yam edilmiştir. Dünkü celsede ehlivukuftan bazı izahat alınmış, niz, dedi. Ama çabuk olun! (Devamı Var) diğer hususatın tahkik ve tav- zihi için duruşma başka bir gü- ne bırakılmıştır. BÜYÜK AŞK ROMANI Yazan : Nejat şüphesini gizlemedi. Bedriye hanım kaşlarını ça - tarak: — Olabilir, dedi, yeni bir hiz metçidir bu. Geçen ay geld: bi- ze. Demindenberi kahvenizi de getirmedi. Demek kapıları din - Tiyormuş. Hakkınız var. O ifrit karı her şeyi yapar, Belki de bu kızı evin içinde casus diye kullanıyor. Nejat biraz düşündükten son ra dedi ki — Belki de bu kızın kapıları dinlemek eski âdetidir. Bazı hiz metçilerde bu huy vardır. Yerlerine oturdular. Bedriye hanım endişeli bir yüzle: — Evet ama, dedi, artık bu kı za itimat caiz değildir. — Bence de öyle, — Görüyorsunuz ya, ne ka - dar acele etmemiz İâzım, Vit - dandan her şey umulur. — Hakkınız var. — şüphesiz. Fakat ben mektuba — taraftar değilim o kadar SERVER BEDİ — Hayır Nejat bey, en kes- tirmesi budur, Emin olunuz. Bedriye hanımın verdiği ka- rardan dönmeğe niyeti yoktu, Nejat bunu anladı. Şimdi, hç değilse bir iki günlük vakit ke- zanması lâzımdı: — Peki, dedi, yazarım. kat yarın, yahut Öbür gün.. Kadın buna itiraz etmedi, A- yağa kalktı: — Selmine haber vereyim, dedi, belki de geldiğinizi bilmi- Yor.. Nejat yalnız kalınca, bu çık- mazdan kurtulmak için, Zafirin teklifini kabul etmekten başta çare olup olmadığını düşündü. Bir insanın ölümü — etrafında, münevver bir adamın plânlar ve tasavvurları ona o kadar i- nanılmaz, hayali bir şey gibi görünüyordu ki, vicdanının ia- isyanına lüzum kalmadan, böy- le bir teklifi ciddiye almak b:le onu utandırıyordu. Fakat Bed- Tiye hanım ağır basacaktı. İste- diği mektubu Vildana yazmak- Fa No. 94 tan kurtuluş yoktu. Vildanın köpüreceğinden ve elindeki mektupla fotoğrafları Selmine göstereceğinden de şüp he yoktu. Nejadın kıza her geyi itiraf etmesi, ikisinin arasında, ömürlerinin sonuna kadar, ara- larına bir kâbus gibi girebili cek fena hâtıralar yaratabilı di. Genç adam bunları düşü: düğü zaman, Vildanın — ölümü ne kadar uzak bir hayal olursa olsun, gerçek ve lüzümlu bir hal çaresi kıymeti kazanıyordu. Selmin içeri girdi. Üzerinde mavi bir ince yün rob vardı. Solgundu. Hafif ve dalgalı a: dımlarla yürüyordu. Dudakları- nın etrafında silik bir tebessilm vardı. Nejat kalktı. Ona doğru koştu. Kucaklamak ister — gibi bir hareket yaptı. Fakat kız bundan memnun olmıyacağını hissettirdi ve zayıf bir sesle; — Sefa geldiniz! dedi. Oturdular. Nejat önüne bakı- yor, hatır sormağa cesaret e- demiyordu. fFPNİ 1882 de, Londra'da, Profesör Hen- ry Sedgewick'in idaresi altında <ru- hi araştırmalar comiyeti> kurulduğu zaman bu cemişete, yalmız, müsbet Himlerdeki bilgilerile övünen fizik, biyoloji ve psikoloji ülimleri girmiş- ti, Bu cemiyetin gayesi, gitgile a tan İspirtizma ve Telepati novinden hnrâfecilik cereyanlarını müsbet na- Mriyolerle durdurmaktı. Halbuki, şen zamanlarda, Amerikalı moşhur Prafesör Döwring, kendi tecrübele - rinİN noticesini bildiren çok moraklı bir rapor vermiş, — bunun Üzerine, rühi araştırmalar cemiyeti birdenbi- ze, mücadele hedefini teşkil — edem ginli ilimlerin müdafli oluvermiştir. Sözler doğruluğundan — şüphe eğimin Profesör — Dowring, bizzat yaptığı tecrübelerin neticolo - Ti #fasında, asrımızın kriminoloji il mini yakından ilgilendiren çok garip bir hâdise zikretmiştir. Ainerika'da, Obio — eyaletinin bir küçük şebrindo, Mra. Miller isimli Bir kadın yaşıyor. Akl! melekelerine famamile sahip, kendi hâlinde — bir a Mrs. Miller, bir posta ninin eşidir. Yalnız, arasıra komşu kadınlara, medyumluğundan, gözüne hayaller göründüğünden fa- açıkta kalan buğdaylar ——— Norveç bandıralı Livin adında bir gemi ile dün sabah Kanada buğday İarından OA tonluk bir parti daha limanımıza gelmiştir. Gemi Kuruçeş me önünde demirlemiş, fakat hava murlu olduğundan buğdaylar tah liye edilememiştir. Kurüçeşmedeki depoya - boşaltı ma tehlikesi ile karşı ka: iamı dün yazmıştık. Bu — hususta Toprak Ofisi müdürü Enver Güreli bir arkadaşımıza şunları söylemiş - üür: «— Kurüçeşmedeki depoya boşal- Lılan buğdaylar iyice muhafaza altı- na alınmış olduğundan ıslanma teh - likesi mevzuubahis değildir. andece - Kanadadan gelen buğdaylar değil bütün buğday stoklarının he- men ekseriyeti ofisçe bu şekilde açık ta stok yapılır. Dölüyisile bu şekil yeni alınmış bir tedbir doğildir. Bus rada 8 bin hüsur tonluk bir buğday stoku bulunmaktadır. Dün yeniden bir Norveç gemisi ilo 9144 tonluk bir parti daha gelmiştir. Buğdayları yaj murdan do edemedik. irse — derhal murlar tahliye edeceğiz.» Çorum'da zarar görenlere yardım Göçenlerde Çorum” yangmi #ti Ketide madüi y matevi . zarara uğrayanlardan şiniğiye kadar 28 «i ölü ailesi olmak Üzere 33 kişiye yardım. yapılmış ve yapılan yaz - dim miktarı 39 bin lirayı bulmuş. tur. ardim için (konulan 3 aylıl mabddetin JKi ayı dolmuz olduğun. dan ancak daha bir aya kadar mü Facaat edenlere yanlım yapılabile cektir. Tohumluk tevzir Tarım Bakanlığı stok buğdaylar dan ayırdığı tohumlukların tov- Zil ile yakından meşgul olmakta- dır. Tevzi edilecek tohumlukların miktarı 120 bin tondur. Orta A- nadoluda tevzlata başlanmıştır. Onikı yıl hapis cezası Vefadaki evinde - tertip eti içki âleminde karpuz aldırmak meselesinden çıkan bir kavga «0- 'nunda Ali adında birisini beş ye- rinden bıçaklıyarak öldürmekten sanık ve bir müddettenberi 2 n- ci ağır ceza mahkemesinde yar gilanmakta olan - Salih Çimen'in muhakemesi sona ermiştir. Mahkeme, sanığın suçunu 3a- bit görmüş, Türk ceza kanunu- nun 448 inci maddesi hükmüne göre 18 yıl ağır hapsine ve tak- diri hafifletici sebepleri nazarı itibare alarak cezasının Üçte bi- rini indirerek netice olarak 12 yıl tahliye kesi hapsine, 1000 lira ölüm tazmina- 'ti ödemesine mahküm etmiştir. SABAH DA lan bahset mektedir. Ayni samanda, alandan hoşlanma: rak dü tanını Ayni kasabada, G. Groep Ji bir adam vardırki, bazlıkla, ipnotiama ile meşgul —ok muştur. Mrs. Millör'le ikini, kanaba- mn külübünde zaman zaman ipno - tüzma seansları tertip ederek, seyir- Profesör Do ring, # kasabaya y lu düştüğü bir gün, bu ipnotizma tanışıyor, kendisine medyumluk an Mra, Miller'i, her zamankin: 'den daha derince uyutması teklifins do bulunuyor. — İpnotismacı Üreen fi kabul ediyor, Mra, Mil. daldırıyor. rofesör Dowrmg'in, sunller- İler'i dörin bir uykuya Soyirciler, bu gibi seanmlarda mütad olan len birini soracağını, iği bir (| jsanırken, Profesör birdenbire bir sual soruyor <«Umum Müdür x Ya, Nevyorktaki bankasında, kendi çalışma odasında bulunan kasa kilidi hangi şifre —ile açılır?> Uyumakta olan — medyum, tereddütsün cevap veriyor. Nevyor- ! telofon edip bangere, ka- inin hakikaten kadımı gifre mi olduğu müsbet cevap alınıyor. Mrs. Millet'in o güne kadar, kasa gifresi denilen şeyden baberi — bile olmadığımı ayrıca kaydedelim. — Bu tecrübe, eli tabançalı, cebi maymun cuklu kasa hırsızı çağının geçtiğini, telepati tarikile hırsızlık — devrinin başladığını gösteriyor. * Telepati hâdiselerinin ilmi şekilde izahı, çoğu zaman zevzeklikten iba- ret kalmakla beraber, düşüncelerin insandan insana intikal ettiği keyfi- yeti bugün isbat edilmiş sayılabilir. göyle enlerde, İngilterede büyük — bir anket yapıldı; neticede, kendilerine sual sorulanların üçte ikisinin, te - lepatiye ve hayale inandığı görüldü. Vasati olarak, ankete cevap veren kadınların beşte biri, — ektoplazma denilen müphem, gayri maddi, ha - yali cismin, tâ yamıbaşında belirdi - ğini söylüyor. Almanyadaki bir esir kampından kaçan bir İngiliz askeri- nin 25 yaşındaki karısı, şöyle bir te- lepati hâdisesi anlatıyor. <Kocam, e- İsir olarak bulunduğu kamptan kaç- tığı gece, bu kaçışı en küçük tefer - rüatına kadar rüyada gördüm. — Bir nehir kıyısından nasil yürüdüğünü, Hamamcı on iki yıl hapıs. yatacak İki ay kadar evvel Dolapdere- de randevuculuktan kapatılmış metrük bir evde Cemile Okur a- dında genç bir kadını bıçaklıya- rak öldürmekten 2 nci ağır cezâ mahkemesinde süçüstü kanunu- na göre yargılanmakta olan Te- vekkül hamamı müstahdemlerin- den Mustafa Çetinkaya'nın mu- hakemesi dün karara bağlanmış- tır. ahkeme, cinayetin Mustafa tarafından — işlendiğine kanaat getirerek suçluyu 12 yıl 1 gün ağır hapse mahküm etmiştir. Trenler Yunan topraklarından gündüz geçecek Edirne tren yolunun Yunanistan | da kalan Pityon kısmında geçen| gün Yunan çetecileri tarafından ya | Pılan bir sulkast neticesinde harap | olan lokomotif ve vagonlar Yunan | makamları tarafından — kaldırılmış ve yol tamamile tamir edilmiştir, BEvvelki akşam yol açılmış bu - lunduğundan o gece Avrupa sürat pöstası Sirkeciden hareket ederek yoluna devam etmiş ve dün de E- dirne postası normal olarak sefer lerine başlamıştır. Hadise hakkında yapılan tahki- kata Türk ve Yunan — makamları tarafından devam olunmaktadır. Demiryolları idaresi bu. hâdise üzerine ilk tedbir olarak trenle - Hamdı VAROGLU an iktibas eden: ) | keceyi hangi çiftliklerde ge irdiğini arafından nasıl ya - 1045 “ilk n bir fotoğraf kadar — hakikate patıp benzediğini söyledi. Demok- yakalanmaktan korktuğu — için, bu korkusu, binları vls aafodem bana kadar intikal etmipti Düyüncenin ve iradenin — intikali ahret diyarile ni de ortaya k edinmiş kim - maddi meslok sahibi normal bir çok kimge- lerin de, ölülerle sine inandıkları görü kalandığını hop gördüm kilometre öteyandan, ölülerle irtibat temimi mes'dl Bu işi müsbet ve muşma mos'elo- Bun. yukatıda adı geçen Bu lar arasında da, Tuhi araştırmalar cemiyeti var cemiyet, bütüm tecrübole sin gözü önünde —yapmal yor, garibeleri izah etmeğe çalı: bile, delil teşkil edebilecek mahiy te olayları, kabil olduğu kadar la sayıda biriktirmeğe uğraşıyor. İlim adamları, bu işle o kadar eid- di #urette meşgul olmağa başlamış- lardırki, ruhlarla —muhabere etmek için bir nevi gifre vücude getirmiş- lerdir. Bu şifreye takılan — «Onija Board> adı Fransizca ve — Almanca <evet> demek olan oui ile ya nın bir- leşmesinden hâsıl olma bir kelime - dir, Düvet edilen Tuhun, mas dini vuruş tarsı vo sayısı, bu 'nin yardımile mânâlandırılıyor. Sir Stanley Huxter, bu şifre vü- mtasile yapılan konuşmalar hakkın- le söylüyor: <Onija Board u- lf sayesinde, ölülerle bir çok de- fa muhabere etmek imkânımı bul - duk. Amatörlerin yaptıkları tecrü - beler emasında alıman — neticelerin tamamen zıddına, bizim dâvet etti- Kimiz ruhlar, suallerimize gayet mü- kul ve ciddi cevaplar vermişlerdir.. Hattâ bu ölüleri şahsen tanıyanlar, aldığımız cevapları, ölülerin, henüz yatta iken sahip oldukları mizaca tamamen uygun bulmuşlardır. Bütün bunlar, bugün artık şüphe edilemiyecek kadar mantıki bir haki kati ifade eden bâdiselerdir. Bununla baraber, ilim sâdece vakınlarla ikti- ha & Bilgimizin ve anlayışı- mizin ümümi yapısı içinde müşahe- de edilen garibeleri mantıki bir şe> kilde izah ve tesbit etmeğe yaraya- k deliller arıyor. B mevmun dü“ ir ilmi nazariyeler gerçi yok değil- #e de, hepsi, çok eskiden kalma ve İzmitte bir genç cadde ortasında kwzkardeşini bıçakladı İzmit 7 (Hususi) — Şehrimizin Paç “semtinde oturan Mehmet Ali isminde 22 yaşlarında 3bir genc, bir müddettenberi arası açık: bulu nan: kız kardeşi Müzeyyeni cadde ortasında bıçakla ağır sürette - ya- ralanmiştir. Mehmet Ali yakalan. miş ve hâdise hakkında takibata başlancnıştır. Doğu Akdeniz Sağlık Konferansı Türkiy e'de toplanacak jAnkara 7 (Hususl) — Milletler arası Sağlık Teşkiğâtinin Kahire- de toplanacak Doğu Akdeniz böl. gesi konferansının, Arap devletleri İsrail temsilcilerini — topraklarına kabul etmemeleri yüzünden Türki- yede toplanacağı bildiriliyor. Fidanlığın ıslahı Belediye, Beykozdaki ağaç ve çiçek fidanlığını islâh etmeğe karar vermiştir. Geçen yıl 52 bin fidan yetiştiren fidanlık, bu yıl 128 bin fidan temin ” etmiş Vve bütçesi 40 bin liradan 50 bin li- raya çıkarılmıştır. Fidanlığın yetiştirdiği — fidan- lar, Belediyenin hastahane ve rin Yunan — arazisinden — gündüz geçmesi hususunu düşünmektedir. bahçeleriyle m-'rteplere dağıtıl- mıştır, Birdenbire içinden taşan bir samimiyetle dedi ki: — Selmin, tasavvur edemez- ne kadar üzgünüm. — Sana kalbimi açabilseni, şaşacaksın. Neler çekiyorum ben. Sana ken dimi iyice tanıtamadığım için haklı buluyorum - seni, Çok haklısın, Fena bir dünyaday:z. İyi insanlar bile, fırtınalar ve kötülük dalgaları içinde yolla- Tını şaşırabilirler. Ben meseleyi halletmek için kendimce müna- sip gördüğüm bir yol tutmak istedim. Anneni isyan ettirmek ten çekiniyordum. Onu oyala- mayı düşünüyordum. Fakat ve- ni daha fazla üzmemek için, ha- lahın teklifini kabul ettim, Ya- rın, yahut öbür gün bir mek- tup yazacağım Vildan.. hanı- ma, Bu, ilâç yerine negter kul- Tanmaktır. Bedriye hanım 1srar etti. Kabul ettim Belki nin de haberin vardır. Selmin cevap vermedi. Sol- gun yüzü hafifçe pembeleşmiy- ti. Önüne bakıyordu. Nejat devam etti. Şuna inan, Selmin, — rica ederim, inan ki, her geyin bu- gşında sen varsın, senin arzun, Benin saadetin var, Kız önüne bakarak mırıldan- di — Ben o kadar.. egoist de- ilim. — Hayır, demek — İstiyorum ki, senin arzun benim de arzum dur, genin saadetin — benim de saadetimdi —Belki.. — Şüphe etmekte — hakkın var. Neticeleri görmeden inan- miyan insanların dünyasında- yız. Kimsenin kimseye itimadı kalmamıştır. Selmin başını bir sudan çıkı- yormuş gibi silkeleyerek can- landı — İtimat meselesi değil. . dedi, ben.. sizden değil, ondan korkuyorum. — Benden de — korkmakta haklısın. Çünkü beni iyi tanı- miYorsün, Selmin kızardı. 'Ne söyliyece- ğini şaşırmış gibi çırpındı ve kekeledi — Hayır.. Niçin.. Değil. . Ben.. Devam edemedi. Yutkunuyor du. Galiba ağlamak — üzereydi. Nejat kalktı, onun yanına gel di, avucunu onun saçları üzeri- ne koyarak eğildi, dudağını yü- züne yaklaştırdı Ve üflemeğe benziyen hafif bir sesle; Selmin, dedi, bana İnan, yalvarırım, inan ve güven, Bi- Taz daha sabırlı olmanı rica e- derim. Bu sözler o kadar içinden gel- mişti ki, Selminin — titrediğini hissetti. Kız yanağını ona doğ ru yaklaştırmıştı. Nejadın du- dağı onun ipek teni — üzerine kondu. Genç adam doğruldu, hatif- çe yere diz çöktü ve Selminin bir elini tutup dudağına - gö türdü: — Beni anladığın için sana teşekkür edarim, dedi, sendou daha az ıztırap içinde olmadığı ma inandığını gimdi hissediyo- Tum, Bu sefer Nejadın saçları üze- rine avutunu koyan Selmin göz yaşlariyle dolu, titrek bir ses- le cevap verdi — Ben şimdi çok mesudum, dedi, artık hiç bir geye — fena müna vermiyecek — kadar sana inamıyorum, Halamı mazur gör. O insanlardan çok fenalık gör- müş bir kadındır. Kolay kolay emin olamıyor. Mazur gör o- nu, Fakat ben söyliyeceğim 0- na, İsrar etmesin. Nasıl istiyor- san öyle hareket et.. Mektup yazma,. Hayır, yazacağım, Selmin, yazacağım, Bedriye hanımın e- Min olmasını istiyorum. Fakat korkuyorum. Ya bu mektubun neticeleri bizi daha çok üzer- 8e?.. Değil mi öyle? Biraz da- ha dikkatli olmayı tercih edi- yorum. Nejadın saçlarını okgıyan Sel min: — Tabil.. dedi, birdenbire Rııhı Mes elele_r Telepah Hile midir? ; : kuru laftan ibaret geşlerdir. Mesolâ İngiliz romancısı BSir Oli- ver Lodge, bütün — insanların şuur altında, daimi bir - telopatik temas bulunduğu kanaatindedir. Onun ka- 'naatine göre, anlaşılmam güç olan nokta, düşüncelerin İnsandan insa- na nasıl intikal ottiği deği, — nasıl | olup da arada sırada intikal ettiği | yahut hiç intikal etmediğidir. Şuur alti telepati — unsurlarının, Sir Oliver Lodge, şour eşiğini —ne zaman ve hangi şartlar altında tıklarını tenbit etmenin, bütün tele- Pati mos'elesini halletmeğo yetece - ğini idia ediyor. Fisikçilerle — biyeloji ölimlerinin izahları daha kolay — anlaşılabilecek mabiyettedir. Yukamıda adı geçen Profesör Dowring, karıncaların, rifi ve izahı güç, fakat fotoğraf fi- 0 bir seyyale mi üzerinde iz bıral neşrettiklerini — müşahede etmiştir.. Bu müşabedesine dayanarak, insan- ların da, gizli bir telepati soyyalesi -İneyrettiği hükmüne varıyor. Gözle görülemeyen, fotoğrafla tes biti, hattâ mikroskopla — muayenesi imkânsız bu seyyale, Profesörün k: raatine göre, metafizik bir örtü al tında saklıdır. Hacca 10 bin pasaport alındı at arm Haç için İzmir vaporunu kiralıyan Antalya - Nakliyat Şirketi, vapura 800 yolcu bindireceğini Denizyolları 'na bildirdiği ve müvafakat cevabı aldığı halde son bir. kararla yolcu miktarının Münakalât Bakanlığı ta- rafından 400 e indirilmesi üzerine ihtilâf baş gösterdiğini ve Hiac yol- cularından toplanan paraların iade- sine başlandığını dün yazmıştık. An talya Nakliyat Şirketi bu anlaşmaz- lıktan gördüğü zararın tazmini için ihtilâfı mahkemeye intikal ettirmek üzere harekete geçmiştir. büyük bir gemi ile şimdiye kadar Hacca gitme teşebbüstnde bu lunan buşka firma çıkmamıştır. Ha> va postaları ncenteleri mütemadiyen bilet kesmektedirler. mize göre Hacca gitmek Yalmız Lübnandan e istiyenlerin sayısı dört bine yük Öğrendi; üzere pasaport a) bi i bulmuştür. selmiştir. Yolcuların çoğu yaşlı oldu ğundan uçakla sayahati tercih etmo yip vapur yolculuğunu istemekte - dirler. Denizyollarının — gösterdiği istiab haddine ve 'istenilen ücrete göre bir yolcunun vapurla gidip gelmesi için üç bin liraya lüzüm görülmektedir. Halbuki tayyare ücreti 1200 liradır. Vapurla yola çıkınak güçleştiğinden yolcular dün sabahtan itibaren ha yolları” ücentelerine baş vurmaj başlamışlardır. 9 ü | KISA HABERLER İ v 4g * Milli Eğitim Mütürlüğü ülk ted risat baş Müfettişi Nurettin Biriz, bir derece terfi etmiştir. * Mali kene başı Mart ayına alın dığı için Şehir Genel Meclisi Ekim yerine Aralık ayında toplanacaktır. * Seçim kurulları, yarın saat 10.30 da belediyede kur'a ile seçilecektir. * 2 numaralı parkta açılan tarihi Kadirgalar yolu ile Taşkışla - Açık- hava tiyatrosu ve Eytam yolları 12 Eylül pazartesi günü saat 17.30 da törenle açılacaktır. — * Bulgar konsolosluğu — hâdisesi tahkikatına vilâyet el — koymuştur. 'Yahkikat bugün sona erecek ve ba- sına izahat verilecektir. * Belediye kanununda, — görülen lüzum üzerine değişiklik yapılmağa karar verilmiştir. Hangi maddelerin değiştirilmesi lâzım — geldiği, — ilgili belediye dairelerinden sorulmuştur. * Eminönü ilçesi C. H. P. ocak kongreleri de bu ay içinde yapılacak tır. Ocak başkanlarınca, üyelere kan gre gün ve aaatini bildiren dâvetiye- ler gönderilmiştir. * Beyoğlu Halkevinden — Evi- mizde İngilizce, Fransızca, — piyano, kenian, Türk musikisi nazariyatı ve höta, sölfej derslerine kayıtlar baş- lanmıştır. İstekliler her gün iki fo- toğraflarile beraber Ev Bürosuna baş vurmaları rica olunur. *& Silivri Kapı Çelik Spor başkan hığından — Kulübümüzün yıllık kon- gresi 119049 pazar günü saat 14 de Silivrikapı sur haricindeki loka> linde aktedileceğinden bütün üzala- rın teşrifleri rica olunur. * Türk Gençlik Teşkilâtının ada tüzüğü İçişleri Bakanlığında tastik edilmiştir. Bundan böyle her yerde gube açmak için teşkilit faaliyete Beçmiştir. Teknik Üniversite Talobe Birliği idare heyeti bugün Milli Eğitim Mü dürlüğünde — Tahsin Banguoğla — ile bir görüşme yapacaktır. Bu görüş- mede talebelerin muhtelif ” dilekleri, bilhassa Teknik Üniversite Talebe Yurdunun durumu arzedilecek, Dün ya Gençlik Birliği konsey toplantısı hakkında izahat verilecektir » On üç yıldir İstanbul esna - fından hasta bulunanlara kapıları ni açık tutan, esnafımızla aileleri. ni ihtimamla muayene ve tedavile rini sağlayan Esnaf Hastahanesi, bu yıl yatak sayısını altmışa iblAğ etmiş malzeme ve tesisatının mü- him bir kısmını yenilemiş ve ge- lecek yıllar için daha geniş bir su rette faydalanma imkânlarını sağ lamıştır, Güzrükler Umum — Müdürü Celâdet Barbarosoğlu, dün sabahki neşter vurmak doğru — deği. (Devamı var) ekspresle gehrimize gelmiştir. Muamele vergisi kanununun ye 'bir meomua' yoktur? Sahabat-ı Mahremana> Bunda bir kitap okumuştum ve cin siyet mes'olelori hakkındaki Hlk bile Bileri oradan almışlım. Bu gibi e- İserler bilhassa gonçleri tirensi belsoğukluğu gibi korkunç ve sürün- dürücü hastalıklardan koruması İti- barlle müsket bir rol oynamaktadır. ber iki | Cinsi terbiyenin lüzumu... Bundan beş ay evvel Beyoğlunda- Ki kitap evlerinin birinde Seksclojk isimli bir. Amerikan mecmuası gör- müştüm ver — Hiçin bizde de gençleri cinsi - balımından aydınlatan — böyler Demiştim. — Hemen o günlerde Seksoloji - Cinsi Bilgilere adı al- 'tında Türkçe bir mecmua yayınlan- mağa başladı. İlk gençiiğim zamanlarında <Mu - isimli dol- İstanbulda Divan yalunda bir «sağ- dik Mmüzeois vardır; orada cinsi hase talıkların ilk alâmetleri, ripleri, alçıdaı mücoscem Ürneklerle canlandırı!mış- tır vardı çağlarında orayı görmeleri savesin- de sihhatlörini ve hayatlarını kur « thiş tahe yapılmış renkli — ve ayni müze otuz seno evvel de bir çok arkadaşlarım buluğ tardıklarını — söylüyorlar; demekki, çocuklara ve gençlere cirsiyet bilzi. deri vermek Jâzımdır. Yalmız bu mev- tü çok kaypak ve kötüye kullanıl- mağa clveriştidir; clddi, âlim, fazi- detli Insanlar tarafından yapılması, istismar edilmemesi lâzımgelir. Beş On sene evvel / yayınlanan Tenazı! Hayatımız isimli tercüme esorin gür- düğü büyük rağbetin sebehi işie bu ihtiyaçtır; daha sonra aynı cinsten Başka eserler de çıktı." Çocuklar kendilerinden küçük kardaşleri dün- yaya — geldikleri zaman onun nero- Gen geldiğini sorarlar ve Ötedenber F annoler veya babalar maselâ şöy- de cevap verirler; — Leylek getirdi! Selâhiyetli hekimier ve terbiyeci- der, çocuk altı yaşından küçükse şu yolda bir izah yapılmasını uygun ve Yüzumlu görüyorlar : — Bebek, annenin içinde yaşazıp büyümektedir, doğum esnasında kar nin mahsus yaralılmış bir yolundan geçerek dışarıya, dünyaya gi tedir. Bebeğin ilk hayat merhalesi annenin karnıdır. Orada gitlikçe yümekte ve kuvvetlenmekte, bir neye yakın zaman zarfında ancesi - 'nin dışında yaşayabilecek sadar ok gunlaşmaktadır. Amerikan Tıb o birlği şu fikirde - dir: <Gençlerin maddi ve manevi ba- kımdan kuüvvetlenmeleri ancak tena- Sül hayatını tamamile kavramalarıla mümkündür.> Çocuklarına cinsi bilgilerder bah- setmek bakımından dünya mületler Fi arasında pek geri kaldığımızı iti- Faf etmeliyiz! Aşk romanları oku- mayı bile zararlı sayanlarımız “var- 4 halbuki, romanlar insanlara hiç sıkmadan ne çok şeyler öğrelir. En iyi şaylerde bile hiç şüphesiz ilrata Varmak doğru değildir. Asırlarca, hayatın, İstikbalin, sar edetin ve hattâ milletin mihveri o- dan cinsiyet mes'etesini tamamile te- sadüfo bırakmış bulunuyoruz. Ame- rika gibi ileri bir memlekette — bile bu mevzu henüz KÂf derecede - lenmiş sayılmıyor. Amerikada her on evlenmeden üç veya dördü boşanmakla — neticelen - mektedir. Allelerin bodtaht olması - 'na, gayri meşrü doğumlara, tenasüit hastalıklarına ve — homoseksüatiteye sebep olan âmilin cinsi terbiye nok- sanlığı olduğu anlaşılmıştır. Ktev - Jand'da 600 genç Öğrencinin tenasüt hastalıklarına tutulmuş. olduklarının anlaşılması halk içinde büyük hid- det yaratmış ve sağlık komitesi rel- si Doktor Robert Hoyt'un, anaları va babaları İtham eden bir demeci yayınlanmıştı. Bence gençlere cinsi bilgiler ver - mek işini davlet ele almalı, hiç de - Bilse nâmuslu İnsanlar — tazafından nâmüslu bir şekilde — başarılmasını sağlamalıdır. Kadircan KAFLI v.e.r.rrrrrrrrrrr. Tophanede iki kişi bıçaklandı Dün akşam üzeri Tophanede Bos gazkesen caddesinde kanlı bir hâ- dise olmuş, bir garson genç bir kas dınla genç bir erkeği bıçaklıyarak ölüm halinde” yaralamıştır. Hâdise şöyle cereyan etmişti Topbhanede Sıra kasaplar sokağın öa N Humarali erde oturan garsom Şerafettin Ayman, bir müddettenben Ti metres yaşadığı Lüleciler caddes finde 10 ünmarali evde oturan 21 yaşlarında Melek Demir? adındat kadından geçenlerde ayrılmıştır. Ga. son Şerafettin Melek ile tekrar bir Teşimek istemiş, bir kaç'defa kendini no teklifte bulunmuş, fakat her dee sında ret cevabı almıştır. Nihayet dün akşam üzorui Boğum kesen caddesinde Meleği yanında başka bir erkek ile gören Şerafot- tin kadına — Yay zen' özül tmüöt ediyeii al> diyerek bırağını Çekmiş'n İnin Üzerine atılmış, onları ahit Sürette yaralamıştır. h: tanık yakalanmış hâdisenin tahb Yatlik' ara Yalacalarıklam Yeya Findıkgil el koymuştur. Şerafettinir Mleğin dosta zannoderek yaraladı; irkeğia Meleğin akrabası Ramazan Kurt Ulduğu anlaşılmıştır. - Yaralı lar Bastakaneyo” kaldırılmıştır. ge konulmuş olan iptidai madde - ler indirim cetvelinin deri sanayiis ne ait G grubunun 1 sayılı pozla. yonundaki «her nevi kösele, vake ta, vidala, megin, sahtiyan ve delumüm fantezi — denilen» deriler için uygulanan yüzde 8 indirim pa- yının yüzde 18 olarak değiştirilme 21 inci maddesi gereğince yürürlü- ai kacarlaştırılmıştır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: